Bu Blogda Ara

18 Mart 2017 Cumartesi

Malatya’nın Ecdadın Serdarı Battal Gazi

Görsel sonucu

Türk gazi tipinin mükemmel bir örneğini aksettiren Battal Gazi, gerek kahramanlığı, gerekse evliya karakteriyle Anadolu insanı üzerinde son derece etkili olmuştur. Bu yüzden de Battalnâme Anadolu halkı arasında asırlarca sözlü olarak yaşamıştır. Ayrıca Anadolu dışında yaşayan Türk toplulukları arasında da sevilmiş, yazılıp okunmuştur. Tamamen Müslüman Türk geleneklerine göre meydana getirilmiş olan Battalnâme'nin yazıya geçiriliş tarihi henüz kesin olarak tayin edilememekle birlikte, eserin 11-11-2. yüzyıllarda Danişmendliler zamanında söylendiği ve Danişmendnâme'nin yazılış tarihi olan 643'ten (1245-46) önce yazıldığı tahmin edilmektedir.
Battalnâme'nin bugün bilinen nüshaları arasında yazıldığı döneme ait olanı yoktur. Eldeki nüshalar daha sonraki dönemde yazılmışlardır. Bilinen en eski nüsha 840 (1436-37) tarihini taşımaktadır (Arkeoloji Ktp., nr. 1455).15 Battalnâme, Darendeli şair Bakai (ö. 1785) tarafından 1183'te (1769) manzum olarak da yazılmıştır.

Battal Gazi Destanı'nın Doğuşu

8.asırda başlayıp İstanbul'un Sultan Mehmet tarafından fethine kadar beş yüz yıl devam etmiş önce Arap-Bizans sonra Türk-Bizans mücadelesinin atmosferi içinde doğmuş bir destandır.

Battal Namenin Konusu Nedir?

8.Yüzyılda Anadolu'da Emevilerin Hıristiyan Bizanslılara karşı açtığı savaşlarda Battal lakabıyla ün kazanmış bir Müslüman kumandanın kahramanlıkları anlatılmaktadır.

Battal Lakabını Neden Almıştır?

Mervan'ın oğlu Mesleme'nin (715) İstanbul kuşatmasında, kahramanlıklarıyla büyük ün yaptığından kendisine Battal (kahraman) lakabı verilmiştir.

Battal Gazi Kimdir?

Arap tarihçilerine göre Emeviler devrinde meydana gelen İstanbul kuşatmasında üstün kumandanlık ve yiğitlik vasıfları göstermiş Abdullah adlı bir kahramandır.
740 yıllarında Hristiyanlarla yapılan savaşta ölmüştür. Eskişehir'de Akroin denilen yerde vefat etmiştir.
İstanbul surları dibinde gömülü olduğuna inanılır. Antakyalı ve Şamlı diyenler olduğu gibi Emeviler hizmetinde çalışan bir Türk olduğu da söylenir.*

Aslında Battal gazi Malatya, da yetişen bir serdar ve yiğittir, zalime olan karşı çıkışıyla, gönülleri fetih edişiyle bizler Malatya’mızda böyle biliriz Allah’u Âlem…

Yine günlerden bir gün Bizans Tekfuru hatta imansızın kâfirimi desek, yine millete kan kusturuyor, milleti sızım sızım inletiyordu. Fatih Sultan Mehmet han İstanbul’u fetih etmeden önceki dönemlerdir. Çağırır yanına Battal gazi denilen yiğidimizi. Battal gazi Padişahın huzurunda, sağ elini yumruk yaparak sinesine vurarak selamını verir.
-Beni emretmişsiniz devletlûm.
Diyerek içeriye girer. Fatih Sultan Mehmet Han, düşüncelidir.
-Gel yiğidim gel Battalım, Bizans’ı ele geçirme hazırlıklarımız devam ederken o zalim Bizans’ın tekfuru kâfiri rahat durmaz millete kan kustururmuş, tez elden varasın ya kellesini ya cümlesini mutlu edesin.
Battal gazi gülümseyerek.
-Emriniz baş üstünedir Sultanım
Huzurunda ayrılır atına biner son sürat atını Bizans’a doğru sürer. Üç gün üç gece değil de birkaç saate varır Bizans tekfurunun bulunduğu kaleye, kaledeki nöbetçileri alaşağı eder kılıcıyla iman gücüyle birazda bilgi becerisi ile. Tekfur sesleri duyunca, birazda korku ile.
-Çabuk yakalayın onu, içeriye girmesine izin vermeyin .Eğer içeriye girerse sonumuz olur biteriz.
Dört bir yandan askerler saldırsa da Yiğit Battalımıza başarılı olamazlar, Battal gazi ayağı ile tekfurun bulunduğu sarayın kapısın yere serer. Elinde kılıcı kükreyerek.
-Ey Bizans’ın tekfuru ey kâfiri sen milletten ne istersin, onca altınların sarayların hanların hamamların vardır, daha fazla neden istersin. Bilmezsen öğren bizin davamız hayatımız hak için mazlumların yanında olmak, mazlumları ezeni ezmektir.
O anda tekfurun güzel kızı Manolya içeriye korku içinde girer.
-Babacığım neler oluyor, bu delikanlı yiğitte kimdir?
Battal gazim vurulmuştur Tekfurun kızı manolyaya, gözlerindeki derin aşk dolu bakışı endamı yürüyüşü saçlarını yana savuruşu, Battalı gönlünde vurur. Manolyada vurulmuştur Battal Gazimize, pek belli etmez Battal gazi gibi.
Tekfur.
-Korkma kızım bu gördüğün, Türkellerin Fatihin fedaisi Malatya serdarı Battal gazi, halkı ezdiğim için intikam almaya gelmiş.
Manolya hiddetle babasına.
-Sen nasıl bu halkı ezersin
Demese de, kızgınlığını öfkesini babasının yanında uzaklaşarak korku ile belli eder. Battal gazinin yanına yaklaşır o güçlü kollarına sarılarak.
-Ne olursunuz babamı öldürmeyin, ona bir ceza verin, sizi görür görmez âşık oldum derinden, babamı öldürmeyin bu rezilliğinden dolayı…
Batta Gazimiz aman dileyen tekfurun güzeller güzeli kızına daha doğrusu aman dileyen herkese kılıç kalkmayacağını çok iyi bilir ve bunu istemeyen tekfura döner.
-Ben kızınız alıp gidiyorum, sende benimle geliyorsun, tahtına, Köroğlu’ndan yadigâr Ayvazı geçireceğim başına, senide Devletlû Padişahın yanında bir ömür boyu terbiye ile terbiye alman için insanlık dersi alman için ona bir öğrenci yapacağım. Bu böyle biline başka söz söylenmeye.

Kendimce bir şeyler katmaya hayal ederek olması gerekeni kurgulayarak yazmaya çalıştım, kusurum var ise af olan, gönülde serde vatan toprağında yiğitliğimiz her zaman vatan millet aşkı ile ola dola.

Mehmet Aluç /Kul Mehmet


* Hayatı İnternetten Alıntıdır

Milletim Çanakkale de Bir Destan Yazdı



Vatan aşkıyla vatanda yetişir yiğitler
Vatan aşkıyla yaşar koşar cenge gönüller
Vatanı yıkmaya koşar yıkamaz o reziller
Milletim Çanakkale de bir destan yazdı
Onlardan aldık emanet bu vatanı bizler
Onlar gibi bizlerde hala yazıyoruz yıkılıyor itler

Böyle güzel imanlı gelmedi bu cihana
Rabbim diyor sahip çık o emanet vatana
Şehadetle evet diyoruz koşuyoruz Rahmana
Milletim Çanakkale de bir destan yazdı
Onlardan aldık emanet bu vatanı bizler
Onlar gibi bizlerde hala yazıyoruz yıkılıyor itler

Düşman bu nefretle geldi onda merhamet ne arardı
Şehadete bu vatan için koşmamak zaten bir zarardı
İşte o gün düşman için hava birden karardı
Milletim Çanakkale de bir destan yazdı
Onlardan aldık emanet bu vatanı bizler
Onlar gibi bizlerde hala yazıyoruz yıkılıyor itler

O düşman ülkemde ne niçin ne arardı
Özgürlüğümüzü istiklalimizi yıkmaya çalışırdı
Bence onların sırtı çok güzel kaşınırdı kaşındı
Milletim Çanakkale de bir destan yazdı
Onlardan aldık emanet bu vatanı bizler
Onlar gibi bizlerde hala yazıyoruz yıkılıyor itler

Şehadete vatan için koşmak en güzel karardı
Zaten Cennette nur Resul ile olmak bize yarardı
Konu vatansa zaten gerisi bilirsiniz teferruattı
Milletim Çanakkale de bir destan yazdı
Onlardan aldık emanet bu vatanı bizler
Onlar gibi bizlerde hala yazıyoruz yıkılıyor itler

Düşmanın derdi toprak dini imanı para
Bir an dediler zafer için göründü işte kara
Bilemediler sinelerinde açıldı koskocaman bir yara
Zafere koşarken bir anda düştüler bakın dara
Milletim Çanakkale de bir destan yazdı
Onlardan aldık emanet bu vatanı bizler
Onlar gibi bizlerde hala yazıyoruz yıkılıyor itler

Düşman zafere koşmak için attı bol keseden nara
Ey düşman gönlün gibi alnında zaten dünden kara
Senin değil senin olamaz bu vatan şehadet bize vara
Milletim Çanakkale de bir destan yazdı
Onlardan aldık emanet bu vatanı bizler
Onlar gibi bizlerde hala yazıyoruz yıkılıyor itler

Ayağımızda olsa da yırtık bir yemeni
İmandır kardeşliktir bu hayatımızın dümeni
Yıktık sizler gibi binlerce nefretle hayatı düreni
Milletim Çanakkale de bir destan yazdı
Onlardan aldık emanet bu vatanı bizler
Onlar gibi bizlerde hala yazıyoruz yıkılıyor itler

Günde beş vakit kılarız çok şükür namazı
Cephede dilimizde Allah peygamber niyazı
Biz değil sizin canını da yaşadınız bin bir sızı
Milletim Çanakkale de bir destan yazdı
Onlardan aldık emanet bu vatanı bizler
Onlar gibi bizlerde hala yazıyoruz yıkılıyor itler

Yıkıldık gibi olduksa biz bazı bazı
İmanlı sineyi yıktırmaz Rabbim olmaz Razı
Sen var git sinendeki nefreti bu yenilgi ile kazı
Milletim Çanakkale de bir destan yazdı
Onlardan aldık emanet bu vatanı bizler
Onlar gibi bizlerde hala yazıyoruz yıkılıyor itler

 Yıktırma düşmanı vatanı unutma atanı
Unutma vatan toprağında binlerce kefensiz yatanı
Ne unut canı cananı vatanı atanı davanı
Milletim Çanakkale de bir destan yazdı
Onlardan aldık emanet bu vatanı bizler
Onlar gibi bizlerde hala yazıyoruz yıkılıyor itler

Kul Mehmet’im bu iman vatan aşkı daha çok destan yazdırır
Düşmanı vatan hainin bu mukaddes topraktan attırır
Vatan iman aşkıyla Rabbim böyle şiirler yazdırır
Milletim Çanakkale de bir destan yazdı
Onlardan aldık emanet bu vatanı bizler
Onlar gibi bizlerde hala yazıyoruz yıkılıyor itler
Mehmet Aluç /Kul Mehmet





Çanakkale de Ecdadım yazdı

Destan yazılırdı ancak, başkasının yazması için beklenilemezdi 
                 Çanakkale de Ecdadım yazdı


Görsel sonucu


Milletimi yıkmak mı istiyordu o batı
Milletim yıkılmazdı vardı imanla sabrı
O zalim ki düşmanın yüreği taştan katı
Yorgun olsa da millet umutluydu canları
Çanakkale de Millet yeter dedi bu zillet
Mehmet Aluç /Kul Mehmet

Destan yazılırdı ancak, başkasının yazması için beklenilmezdi Çanakkale de Ecdadım yazdı

Çığlık çığlığa hezimete uğratmak için koşuyordu topuyla bombasıyla tüfeğiyle düşman, üzerimize o an, bu nasıl bir nefretti ki ne tarifi ne da anlatımı vardı! Sanki bu vatan onlara emanetti, kendi atalarından kalmıştı, işgal eden bizdik! Bunu anlatsak ta size ait değil bu cennet vatan bize ait desek te, ölmek için koşuyordu düşman. Milletimin göğsünde yıkılmaz bir kale çelikten bir zırh iman ile koştu cepheye, vatansız yaşamak zillet dedi ölüm dedi, şehadet bize onur dedi, şehadete koştu vatan millet için yıkmaya çalışanları yıktı.

Yedi değil on yedi tepeden hücum etseler de alamayacaklardı bilmiyorlardı, kendileri gibi sanıyordu bu asıl imanlı milleti, yanıldılar yıkıldılar gittiler. Kapı önünde mahallede kadın çocuk hiç kimse yoktu, herkes cephedeydi, ya da cephe için çalışıyor ter döküyordu son nefesini veriyordu. Zafere adım adım aksak yürüsek te, düşman bir an zafere yaklaştım derken, binlerce “Seyit” Osman cephedeydi, ama bir tanesi bambaşkaydı, omuzunda bir mermi tonlarca ağırlıktaydı, ya Allah bismillah dedi kaldırdı yerden, sallandı imanında ki güç ile dağlar taşlar cephe… Aradan yüz yıl geçse de hala o ağırlıkta bir mermiyi kaldıracak bir insan çıkmadı, alıp kaldıramadı.

Aziz cefakâr milletimin imanı ile Yaradan’ın olan ilahi aşkı hiç söner miydi, kim söndürebilirdi ki? Vatan iman İkisi bir aradaydı, ama düşmanda bu yoktu, bilemedi kestiremedi yıkamadı, yıkılmaz olan iman yıkılır mı? O çocukların gençlerin ninelerin gözlerinden gözyaşları iri iri damlıyordu şevkle zafere ulaşmak düşmanı yıkmak yenmek arzusu içinde, dilde dua “Allah Allah” nidalarıyla, cepheye koştu. Sanki hepsi bir çocuk özlemi içinde, uçurumun kenarında bir ağaca takılmış uçurtması elinden alınıyor muş şaşkınlığı heyecanı içinde birazdan gelecek olan ve gelmesi kesin muhtemel olan kahramanını beklerken, kendisi kahraman oluyordu…

Destan yazılırdı ancak, başkasının yazması için beklenilmezdi, zaten başkasının yazdığı destan değil, havada tayyare selam söyle o yâre olurdu ancak. Gönüllerde imanla açan sulanan güller hiç solar mıydı, hele el ele gönül gönüle olmanın güzelliği kardeşliği var iken… Yüce Yaratanın yardımı ile adım adım, Çanakkale de zafere ulaştık, cephedeki bu imanı gören Melekler kıskandı, cennet kokusu, vatanı şehadet eden milletimin gülümsemesi ile sardı vatanı, hala kokusu vatanın üzerinde kokuyor ve bu ecdadın bu torunları olduğu müddetçe, melekler cephede bu imanın şehadetle güzelliğini kıskanacak, cennetin kokusu kıyamete kadar, burcu burcu vatan toprağında gönlümüzde kokacaktır. Hakkıdır Hakka Tapan Milletimin İstiklal.
Mehmet Aluç

 
 
 


Çanakkale De Millet...

Görsel sonucu
Milletimi yıkmak mı istiyordu o batı
Milletim yıkılmazdı vardı imanla sabrı
O zalim ki düşmanın yüreği taştan katı
Yorgun olsa da millet umutluydu canları
Çanakkale de Millet yeter dedi bu zillet

Bir an şaşırdı zalim bir an işgale kalkan
Bu nasıl bir imandı o kaynayan bir volkan
Aldı silahsız yıktı kendisini bu kalkan
Yorgun olsa da millet umutluydu canları
Çanakkale de Millet yeter dedi bu zillet

Vatan söz konusuysa alınmazdı icazet
Son verilsin dediler bitsin artık rezalet
İmanlı gönül için semada akar Rahmet
Yorgun olsa da millet umutluydu canları
Çanakkale de Millet yeter dedi bu zillet

O düşman kim ki bakar milletimi yok sayar
Bu nasıl bir nefrettir önüne katar yakar
Bu milletim ki o an imanı alır koşar
Yorgun olsa da millet umutluydu canları
Çanakkale de Millet yeter dedi bu zillet

Kul Mehmet’im ecdadım yıkılmadı güçlüydü
Bize bıraktıkları vatan zaten gönlüydü
Vatansız yaşanmazdı zilletti bu ölümdü
Yorgun olsa da millet umutluydu canları
Çanakkale de Millet yeter dedi bu zillet

Mehmet Aluç /Kul Mehmet

17 Mart 2017 Cuma

Anlatamam ki Seni




Karıştın şiirime sende artık heceyle
Artık benimlesin sen gündüzümle gecemle
Gel çözelim gönlüm biz aşkın gülen sırrını
Anlatamam ki seni bende bir tek heceyle
                                                             
Aşkın yolu uzundur gönüle vurur damga
Bir derya denizdir o alır götürür dalga
Gönül olur bir bülbül öten değildir karga
Anlatamam ki seni bende bir tek heceyle

Aşktan önce hiç yoktu böylesine bir dünya
Her şey onla belirdi sanki bak nokta nokta
Gönül olur askeri koşar da manga manga
Anlatamam ki seni bende bir tek heceyle

İnsan der hayat senden önce bu cana eza
Sen ki gelmeden önce gönül çekerdi ceza
Ey aşk sen geldin işte gönülüm oldu seza
Anlatamam ki seni bende bir tek heceyle

Kul Mehmet’im aşktır bu edilmez ki hiç inkâr
Gönül onunla olur gönüllere bir hünkâr
Sen ne güzelsin gönül senle olur tatminkâr
Anlatamam ki seni bende bir tek heceyle
Mehmet Aluç/Kul Mehmet


Yıkıldığını Bir An Gözüyle Görsün


Görsel sonucu

Yorgun yıllarım için oturmuş ben ağlarım
Kanar bu yaram bilmem ben ne ile bağlarım
Bırak kanasın yaran böylede iyileşir
Bağlamaktan uzakta kırılmış bu ellerim
Yorgun yılların için oturup sen ağlama

Bırak kanasın yaran elbette iyileşir
Bırak ayrılan gitsin bir gün buda değişir
Bir gün pişman olurda döner gönül birleşir
Seven ayrılmaz belki sevdayı paklar hasret
Yorgun yılların için oturup sen ağlama

Bırak gidişi ayı yılları bir bir bulsun
Mutluluk dolu günler istasyonda bir dursun
Gidişindeki ahı pişmanlığı bir bulsun
Gerçek olan hakikat ona tokadı vursun
Silkelensin çarpılsın ahın onu bir sarsın
Yorgun yılların için oturup sen ağlama

Hicran kapında bırak içeriye o girsin
Sen bu hicranınla kal ancak bilirsen hürsün
Bırak yıkıldığını bir an gözüyle görsün
Giderken hicran vuslat sana bir gülümsesin
Yıkılan için gelir vuslat başka nedir ki
Yorgun yılların için oturup sen ağlama

Bırak yılların kalsın yorgun yıkılmış halde
Yeter ki sen hiç kalma acınacak bir halde
Hayat bunu yaşarsın ya öyle ya sen böyle
Yıkılıp ta kalanlar için değil bu hayat
Kalkanlar için hasta içindir ameliyat
Yorgun yılların için oturup sen ağlama

Mehmet Aluç /Kul Mehmet

16 Mart 2017 Perşembe

Aşk Bambaşka Bir Baharmış






Aşkı anlamak için çekil bir kenara otur düşün anla
Aşk bambaşka bir baharmış yaşanır elbet bu canla
Aşkın içinde hasrette olsa yaşa yazılmazmış kanla
Aşk bambaşka bir baharmış yaşanır elbet bu canla

İçinde eyvah nerden sevdim sözü geçmez eyvahla
Yaşanırmış hasreti canı az yakan güzel bir tatlılıkla
Yolu yokuş olsa da yürünür yolu azda olsa rahatlıkla
Aşk bambaşka bir baharmış yaşanır elbet bu canla

Teni değerse bir tenine bir başka olur dünyan birden
İçini güzellikle tatlılıkla döşemiş Rahman ilk günden
Hayran kalırsın kalem kaşlıyı sürmeli gözü gördüğünde
Aşk bambaşka bir baharmış yaşanır elbet bu canla

Kul Mehmet’im aşk anlatılmazmış derler yaşanırmış
Mecnun Leyla için çölleri aşmış çöllerde de yaşanırmış
Kerem Aslı için dağları deldi dağları da aşk delermiş
Aşk bambaşka bir baharmış yaşanır elbet bu canla


Mehmet Aluç /Kul Mehmet

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç