Bu Blogda Ara

26 Ekim 2016 Çarşamba

Gidemiyorum

Gidemiyorum
 gidemiyorum uzaklara ile ilgili görsel sonucu
Yarın bu şehirden ayrılacağım
Senden ayrılacağım gideceğim
Sensizliğe delicesine koşacağım
Gitmek çaremi bilmiyorum
Ayrılıp gitmek devamı bilmiyorum
Bilmiyorum gidiyorum
Giderken geri dönüyorum
Seni üzgün görüyorum
Ölemiyorum
Gülemiyorum
Gidemiyorum
Ölemiyorum


Mahzun olursun diye gidemiyorum
Üzülerek kahr olursun diye gidemiyorum
Bensiz kalamazsın diye kahr oluyorum
Sevmezsen de kahr oluyorum
Kalsam da kahr oluyorum
Ne yapsam yıkılıyorum
Gitsem de kalsam da yıkılıyorum
Bilmiyorum gidiyorum
Giderken geri dönüyorum
Seni üzgün görüyorum
Ölemiyorum
Gülemiyorum
Gidemiyorum
Ölemiyorum

Geçmişi sana geleceği sana bırakamıyorum
Kaybolursun diye korkuyorum
Ben sensiz kahrından yok oluyorum
Seninle var olamıyorum yaşamıyorum
Yanında uzak sensiz uzakta sensiz olamıyorum
Gidemiyorum kalamıyorum
Sancıların içinde yanıyorum
Şaşkınım gidemiyorum
Şaşkınım sevmiyorsun
Ne senden nede bu şehirden gidemiyorum
Sessizce ölümü seyrediyorum
Sessizliğinle benden kaçışının mezarında
Son nefsimi vererek ölmeyi bekliyorum
Bilmiyorum gidiyorum
Giderken geri dönüyorum
Dönerken sensizlik sancısıyla ölüyorum
Seni üzgün görüyorum
Ölemiyorum
Gülemiyorum
Gidemiyorum
Ölemiyorum

Vakit daha ölüm vakti değil
Vazgeçmemek için geç değil
Yaralarımı sarmanın vakti
Aşkını dök gönlümde önüne
Bak bu aşkla gözüm içine
Vaz geçme benden
Vaz geçmem ben senden
İzin verme senden gidişime
Doğayım yeniden gülüşünden
Dönerken sensizlik sancısıyla ölüyorum
Seni üzgün görüyorum
Ölemiyorum
Gülemiyorum
Gidemiyorum
Ölemiyorum


Bırak git dersin gidemem
Git öl dersin ölemem
Bensiz yaşa dersin yaşayamam
Ama bu sancılarla da duramam
Bilinmez bir çıkmazdayım çıkamam
Çıksam da gidemem
Sende tutuklu kaldım
Seninle mutluluğa ben el salladım
Dönerken sensizlik sancısıyla ölüyorum
Seni üzgün görüyorum
Ölemiyorum
Gülemiyorum
Gidemiyorum
Ölemiyorum

Sen bir yanda ben bir yanda
Bakışların gönlünle isyanda
Son vagonda son istasyonda
Beni yıkan kahreden bakışında
Kaçıyorum son duraktayım
Son durakta son bakıştayım
Koş gel sarıl bana hala hayattayım
Gelmezsen de senden uzaktayım
Sensizlikten uzakta gülmeyen mutluluktayım
Sancıların mutfağında sancılarımla doyumsuzluğun
Dibine vurmuşum sancılarımı aşk sanarak yaşıyorum
Seni üzgün görüyorum gidiyorum
Ölemiyorum ölüyorum
Gülemiyorum ama ağlıyorum
Gidemiyorum dedim senden uzaktayım
Ölemiyorum diyorum ölümle bağdaş kuruyorum
Sensizliğin uzaklığında ölümle dans ediyorum

Mehmet Aluç-Kul Mehmet

İnsan Yaşarken Bu Hayatın İçinde Kayıtsız Kalabilir Mi? Hissiz Olabilir Mi? Duygusuz Olabilir Mi?


 Görsel sonucu
   İnsan yaşarken bu hayatın içinde kayıtsız kalabilir mi?  Hissiz olabilir mi?  Duygusuz olabilir mi? Olsa olsa ölen bir bedende bunlar olabilir, öyleyse dünyamızda onlarca insan katl ediliyorken, hakkı olmayan hakkıymış gibi bir ülkeyi işgal ederken, insanları acımadan katl ederken, bizler buna kayıtsız hissiz duygusuz kalarak izliyorsak ses çıkarmadan yaşıyorsak bakıyorsak tabi bakmakla hiç alakası yoktur bu bakmanın, öyleyse bizler yaşayan insan değil ölmüş fakat farkında olmayan insanlarız!
   Fazla para kazanma hırsına sahip olma, tüm gücünü sağlığını mutluluğunu elinden alır sakın bu hırsla sararıp solma.

   İnsan, arzularına hırsına egosuna kendisi köle olur bir ömür boyu ona çalışır, kendisi için bir şey kazanmaz hep kaybeder. Eğer kişi, ben köle olmam diyerek arzu hırsına ihtirasına egosuna sırtını dönüyorsa, onlar kaybeder, iyilik yolunda hep kendisi kazanır.

   Özgürlük ateşiyle yayan bir yüreği ve bu yüreğe yani gönüle sahip bir insanı, köle yapamazsınız, köle yapsanız da o özgürlük yolunu bulmak için gece gündüz çalışır ve köleliğin zincirlerini parçalayarak özgürlük yolunda tek başına koşar. Önemli olan hangi yolu hangi duyguları kim için taşıdığınız yanınızda gezdirdiğiniz önemli. İnsan tek başına özgür yaşasa diğer insanlar köle olsa bu özgürlük, bir mana anlam taşımaz, ama toplumun özgürlüğü için mücadele ederse, toplumca özgür olurlar, özgürlüğün yolunu kapatanları bu hayatta yok ederek, özgürlüğün yolunu açmış olurlar.

   Kendi arzumuz çıkarımız ekseninde, sadece kendi yaşantımızı idame etmek için çalışmak, toplumumdaki bireyleri önemsemeden kazanmak, bir süre sonra bize sıkıntı verecektir.  Kendini düşünerek diğer insanları önemsemeden yaşamanın monotonluğu ıstırabı, yalnızlığın sancısıyla kaplanmış bir odada kendisini sıkışarak hapis ederek, bu monotonluk anlamsızlıklarla dolu dünyasında, kendi eliyle kazandığı sancılarını bir ömür boyu yaşarken, karşısındaki insanlarında mağdur ederek, o sancıyı kendisiyle beraber olanlarda çekecektir haliyle. Ruhuna işleyen bu benlik egosu arzusu kazanma hırsı kendi çıkarını düşünme saplantısı, özgürce yaşamasına izin vermeyerek modern anlamda, modern köle yapacaktır. Terk edip gitse kazancım kaybolacak eriyecek korkusu saplantısı, bedensel özgürlüğünü etkisi altına aldığı gibi alan etkisi teorisi denilen teoriyle bulunduğu alandaki insanları da etkileyecek, etrafındaki insanları da bir köle gibi gösterecektir, işte bu saplantı aslında köle olanın kendisi olduğunu her zaman unutturacaktır.

Mehmet Aluç-Kul Mehmet

25 Ekim 2016 Salı

Düşünürken Acı Çekmek Yaşarken Acı Çekmek Adına…


layık olmak ile ilgili görsel sonucu
    Hayatımızda neyi layık olduğu gibi kabul ettik ki, mutluluk kapımızı çalsın, bizi gülümseyen mutluluğu ile sarsın.
   Sayamıyoruz ömür denen geçip giden günleri, birbirimizle kırgın olduğumuz günlerin farkında değiliz hem ömür denen günlerimiz bir bir tükenirken hatta hoyratça harcarken, dostsuz geçen günlerin sancılarıyla yaşarken, gözyaşımızı silecek bir dost arkadaşımız olmadan bu ömrümüzü boşuna heder ediyoruz, mutsuzlukla baş başa yaşıyoruz.
   Gönlümüzde mutlu olmak için içimizde derin bir istek olmasına rağmen, mutlu olmak için egomuzu yıkarak mutluluğa bir adım atamıyoruz, ilk adımı biz değil de mutluluk bize doğru adım atmasını bekliyoruz. Oysa mutluluk kapımıza kadar gelmiş biz ona son bir adım atmaktan aciziz hala gelip bizi sarmasını boşuna bekliyoruz!
    Ömrümüzü boşuna zamanın eline teslim ediyoruz, oysa zaman teslim almakla ilgili bir isteği ve arzusu yok, sadece mutlu anlarınızı bana göre ayarlayın ben gelip geçmeden bu güzel günlerin tadını çıkarın diyen bir yol işaret ve zamanın işaretçisidir oysa.

   Hayatımızı zamanın dışında zamana bağlı kalmadan, kendi arzu ve hayallerimizin gerçekleşmesi uğrunda sadece kendimizi düşünerek harcadığımız müddetçe ne bizim için yarın nede güzel bir gelecek bekleyecektir. Güzel günler ve gelecek birlik beraberliğin beraberce yaşandığı bir yaşamın devamı ile mümkündür.

   Düşünürken acı çekmek yaşarken acı çekmek hayatımızın vazgeçilmez yoldaki ayağımıza takılan bir taşıdır, her taşa takılıp düştükçe, düşmemek için kendimize hayatımıza daha sıkı sarılmamıza neden olmakla beraber bizi hayata hatalarla yaşamamak adına daha, sağlıklı düşünmeye hayatımıza da daha sıkı sımsıkı sarılmamıza neden olmaktadır. Bu küçük düşmeler acılar bizi mutsuzluğa değil acılarla yaşamaya alıştırarak, her düşmeden sonra hayata sarılmaktan vazgeçememeyi bize öğreterek, bu acılarla duygularımızı içimizde saklamak yerine onunla yan yana duygularımızı da zayıflığına fırsat vermeden baş başa yaşamaya olanak vermektedir.

Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Bir Bir Sorulur


mehmetçik nöbette ile ilgili görsel sonucu
Serhat boylarında var kahraman Mehmetçik
Düşman alamaz vatandan bir parça yerken dipçik
Ecdadın yadigârı bu vatan bize edildi emanet
Kalmaz yerde akan kanların kanlı hesabı bir bir sorulur

Acımasız olsa da hain kendi acımasızlığında boğulacak
Akan kanlar göğsümüzdeki imanla elbet son bulacak
Şehadetle cennete gidenler nurdan nur Resulle buluşacak
Kalmaz yerde akan kanların kanlı hesabı bir bir sorulur

Elbet isteriz canlar yanmasın kanlar akmasın
Zalim anlamaz din iman yok nasıl deriz anlasın
Nefsini zalim şeytan dünya hırsı bağlamış kanla ağlasın
Kalmaz yerde akan kanların kanlı hesabı bir bir sorulur

Dalgalan bayrağım gönlerde imanın rüzgârıyla
Bu vatan için vatan evladı korudu seni vatanı canlarıyla
Ecdat yatar altında verdiği canlarıyla nurdan nur nurlarıyla
Kalmaz yerde akan kanların kanlı hesabı bir bir sorulur

Bu vatanın her bir karışı bizimdir akan kanlarla helaldir
Çanakkale de düşmanı zelil eden ecdadın sillesiyle Zül Celaldir
Dün başarmaya yardım eden Zülcelal yine yardıma muktedirdir
Kalmaz yerde akan kanların kanlı hesabı bir bir sorulur

Düşmanın biride bini de aynı zihniyettedir
Sevecen görünse de o kötü niyetlidir
İstiklal ’siz yaşamaktansa ölmek elbet yeğdir
Bu ölüm vatan uğrunadır elbette şehadettir
Kalmaz yerde akan kanların kanlı hesabı bir bir sorulur

Kul Mehmet’im vatanı işgal edenlerin aklına şaşarım
Yetim öksüz kalan eşlerin öksüzlerin acısıyla yanarım
Geride kalanlar bize canlarıyla emanettir canım gibi bakarım
Kalmaz yerde akan kanların kanlı hesabı bir bir sorulur
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

24 Ekim 2016 Pazartesi

Her İnsan Güzel Sözlerin Gönül Kulak Okşayan Tınısını Duymayı Hak Ediyor


 hz mevlana sözleri ile ilgili görsel sonucu
   Konuşurken iletişim kurarken, ağzımızdan çıkan her sözümüz direkt kulaktan kalbimize işliyor ve anında etkisini gösteriyor. Bu nedenle konuşurken söyleyeceğimiz her kelimeye söze dikkat etmek zorundayız. Gönülden çıkmayan- daha doğrusu gönlünde güzelliği taşımayan insanın- binlerce söz kelime söz söylese de gönlü okşayacak bir sözün çıkması mümkün değildir.

Hz Mevlana ne güzel demiş o gönül dostu gönüllerin dostu: “Gönlü ve sözü bir olmayan kimsenin, yüz dili bile olsa o, yine dilsiz sayılır.”

“Aynı dili konuşanlar değil; aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler.” Mevlânâ

   Yaşadığımız bu zaman diliminde anlaşmak aynı duyguları paylaşmak pek mümkün değil. İnsan ilişkilerinde çok geride kalmamızın nedeniyle karşılıklı ilişkiler komşuluk ilişkilerimiz çok zayıf.
Şair ne güzel demiş:

“Bir bakış bir bakışa, neler neler anlatır.
 Bir bakış bir aşığı, saatlerce ağlatır.
 Bir bakışın manası, hiçbir lisanda yoktur.
Bir bakış bazen şifa bazen zehirli oktur.”

Şairimiz başka bir dörtlükte:

İçilen çay aşkın bir parçası mıydı?
Uzun gecelerde
Kulaklarımıza hoş bir seda bırakıyordu
Çay kaşığının sesi

   Aynı duyguları aynı dili gönülden gelen içindeki güzelliğin pınarından yıkanarak gelen sözüyle karşılıklı konuşmak işte bu kadar güzel ve hoştur, eğer gönülde güzellik yoksa sözlerde gönül gibi boştur. Var sen ey kul atını yokuşta koştur mantığıyla yorulacağız hem kendimizi hem de karşımızdakini. Birlikteliğimiz huzurla mutlulukla doldurmak ancak gönül güzelliğiyle söylenen düşünülen fikri zikri kaplayan sözlerle mümkündür. 
   Bazen bir üşüme ve yalnızlığın sancısıyla geçen anlarımızı candan sevdiğimiz bir dostumuzla karşılaşınca, muhabbete gönülden başlayınca hepsi bir anda silinir gider yok olur. Böylesine güzel dostlukları kazanmak bizim elimizde dilimizde, aklımızın fikrimizin güzel düşünmesi güzele koşması âşık olması sevmesi ile olur. Sonsuz güzelliklerin sırrı bazen iki güzel kelimeyle söylenir ve gönüllere aktarılır, bazen iki kötü uygunsuz kelime ile gönüllerde güzellikler kirletilir, yok edilir. Bu sözlerin sırrı, dudakta çıkan kelimelerde saklı, sırlı olana ulaşmak ve ulaşmamak bu kadar basit ve kolay desemvde bazen çok zordur. 
   Her insan güzel sözlerin gönül kulak okşayan tınısını duymayı hak ediyor, bu güzellikleri onlardan saklamak, kendimizden saklamaktır bunu da iyi ve güzel bilelim. Selam ve dua ile kalın kardeşlerim canlarım dostlarım…
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç