Bu Blogda Ara

7 Ekim 2016 Cuma

Yüreğimi Nara Attım Yanmadı



 
Var mı benim gibi yârden ayrı kalan
Gece gündüz hasret ateşiyle ağlayan
Ben mi canım mı benden bıktı anlamadım
Gurbet ilde yol aradım yolumu bulamadım

Yüreğimi nara attım yanmadı
Bende dayanacak artık hal kalmadı
Derdimi söyledim tabipler anlamadı
Gurbet ilde yol aradım yolumu bulamadım

Bu hasretlik haktan gelmiştir
Bu gönlüm haktan geldiyse çekerim demiştir
Hak bir gün dermanın verir diye gülmüştür
Gurbet ilde yol aradım yolumu bulamadım

İşte budur yârin bendeki eseri
Giderken üstümde bıraktı kederi
Vuslat aradım bulamadım kaldım bir kemik deri
Gurbet ilde yol aradım yolumu bulamadım

Bu hasretlikle fazla yaşamam
Ayaklarım sanki kırılmış yâre koşamam
Arasam da nazlı yâri kaybettim bulamam
Gurbet ilde yol aradım yolumu bulamadım

Kul Mehmet’im sen yaşa bu hüzün ile
Aşkın her gün gelsin yar ismiyle dile
Derdini söyle açan güle bülbüle
Gurbet ilde yol aradım yolumu bulamadım
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Beni Kül Etme


Başına bağlamış oyalı yazma
Kurban olam güzel karşımda suskun durma
Halim nedir diye sen sorma
Mevla’yı seversen gel gönlüme gir
Bu sevda ateşiyle yakıp beni kül etme

Beni sevmezsen bu gönlüm yanar
Yüreğim ağlar derinden kanar
Gurbet illere salma gönlüm sensiz ağlar
Mevla’yı seversen gel gönlüme gir
Bu sevda ateşiyle yakıp beni kül etme

Aşkın yakaladı yakar sinemi
Gel gir gönlüme yakma sinemi
Uzatırım sana tut ellerimi
Mevla’yı seversen gel gönlüme gir
Bu sevda ateşiyle yakıp beni kül etme

Bir buse versen dudaklarından
Güller açıyor taze taze yanaklarından
Yaklaş yanıma uzaklaşma kollarımdan
Mevla’yı seversen gel gönlüme gir
Bu sevda ateşiyle yakıp beni kül etme

Aşkla seven gönüller ağrımaz
Aşkla seven gönül gece gündüz ağlamaz
Aşkla seven sevdiğinden kaçmaz uzaklaşmaz
Mevla’yı seversen gel gönlüme gir
Bu sevda ateşiyle yakıp beni kül etme
Mehmet Aluç-Kul Mehmet












6 Ekim 2016 Perşembe

Dostsuz Gönlün Virane Olur


 
dostsuz kalmak ile ilgili görsel sonucu
 
Herkesin omzundadır hayatı ömrü dostu sırdaşı yaşı
Taşırken omzunda sakın ola eğmeyesin sen o kaşı
 Ömür yaş dediğin bir gün kesilir başı
Geride gönül kalır sakın içini boş bırakma doldur
Hakka varınca eli gönlü boş gitme, bu ne kötü andır
 
Dostu ömrü hayatı kulun bu dünyada yanında olan sırdaşı
Dostunla ömrünü al var muhabbetle otur durma kur bağdaşı
Bu dünyada Müslümanız çok şükür herkes birbirinin kardeşi
Hakka varınca eli gönlü boş gitme, bu ne kötü andır
 
Dönme hak yolunda kalma dostsuz akıtırsın kahırla gözyaşı
Seni gören kendisini hakkı anımsasın geniş olsun gönül anlayışı
Tekâmül ile gez gönülleri başkalarında değil kendinden bil yanlışı
Hakka varınca eli gönlü boş gitme, bu ne kötü andır
 
Sevinç keder gözyaşı dostsuz sabırsız inan bu dünyada geçmez
Sen paylaştıkça sevdikçe kederlerin gözyaşın o an anında biter
Birde hayırda şer şerde hayır var diyen Rahman’a varınca yükün iner
Hakka varınca eli gönlü boş gitme bu ne kötü andır
 
Döküldükçe ömrün yaprakları dostların toplar ardın sıra
Dost ile varılır hak yoluna derdi kederi paylaşarak nura
Bu ömrümüzü Rabbim dost anına göre bir saat gibi kura
Hakka varınca eli gönlü boş gitme bu ne kötü yoldur
 
Kul Mehmet’im dostsuz gönlün virane olur bunu sen unutma
Dostun gülüşü cennet gülüşüdür sakın ola onu yolda bırakma
O sana varıp gelmez ise sen durma hemen var yanına sen durma
Hakka varınca eli gönlü boş gitme bu ne kötü yoldur
 
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Birazcık Azıcık


biraz ve az ile ilgili görsel sonucu
Rabbim gönderdi dünyaya bizi gezin dedi birazcık
İçinde güzelliklerim var alırsınız dedi azıcık
Heder olmayın dünya malına kapılarak olmayın hoyrat
Ne Rahmanı dinledik ne gönlümüze uyduk yanıldık

Kapıldık dünya malın yalan gösterişine yazık
Bağlandık dünyaya sanki dünyaya çakacaktık kazık
Rabbim dedi güzelliklerimi alın gezin azıcık
Ne Rahmanı dinledik ne gönlümüze uyduk yanıldık

Arzularımız meledi koyun sandık peşinde yürüdük
Gönlümüzde dünya tüm iyilikleri aldık süpürdük
Birde hakkı söyleyen kula kızdık bağırdık köpürdük
Ne Rahmanı dinledik ne gönlümüze uyduk yanıldık

Rabbim yapma sakın dedi insanlara sakın alçaklık
Biz nefsimize şeytana zalime bol bol yaptık yalakalık
Kalabalıklara kandık peşinde gittik yalnızlığa kapıldık
Ne Rahmanı dinledik ne gönlümüze uyduk yanıldık

Üzgün kalmak çileyle kalmak buymuş baş başa
Elimiz güle değil hep uzandı yerdeki duran taşa
Bakmadık hakkın doğrularındaki doğruların duruşuna
Ne Rahmanı dinledik ne gönlümüze uyduk yanıldık

Rahmanın dünyadaki güzelliğinden ne aldık
Ne gündeki güzelliği batışı gördük ders aldık
Zevk sefa eğlence peşinde koştuk yolda kaldık
Ne Rahmanı dinledik ne gönlümüze uyduk yanıldık

Küskün kaldık derbeder gezdik çukurlara düştük
Biz bu yanlışlığı yapanlardan daha öncede görmüştük
Ders almadık bizde aynı akıbetin peşinde düştük
Ne Rahmanı dinledik ne gönlümüze uyduk yanıldık

Kul Mehmet’im yetmez mi kendine yaptığın zulüm
Bu dünyanın sonu var elbet gelecek sana da ölüm
İçi boş kefeni dikme kendine doldur içini iki gözüm
Şimdi Rahmanı dinle gönlünü dinle kendine etme yazık
Mehmet Aluç-Kul Mehmet






5 Ekim 2016 Çarşamba

Ölçsen Varır Bir Karışa


bir karış ile ilgili görsel sonucu

Yürüyen insan bu dünya içinde
Elin boş gönlün dilin boş gidersin hangi yarışa
Böyle eli gönlü dili boş varıl mı hakka barışa
Ömür o kadar uzun değil ölçsen varır bir karışa

Gözlerin gönlün nerededir eylemezsin temaşa
Neden böylesine koşarsın acele neden yok oluşa
Haydi, koşsana hakka gönüle hakla sen var oluşa
Ömür o kadar uzun değil ölçsen varır bir karışa

Her arzun olmaz neden bu ısrar olmaz her istek
Bu boşluk gönül el dil ile acep biz nereye gidek
Nereye gitsek te yıkılıyoruz baştanbaşa direk
Ömür o kadar uzun değil ölçsen varır bir karışa

Hayal yok düş yok görülecek rüyalarımız bomboş
Var durma haydi hakkın yolunda hakka candan koş
Dünya boş arzular dünya malı gitmez baksana boş
Ömür o kadar uzun değil ölçsen varır bir karışa

Söyleyin canlar Rahmandan başka neyimiz var
Bizi koruyan rızkımızı canımızı verendir
Yetmez mi artık yalana boş olana doyduk ömür bitendir
Ömür o kadar uzun değil ölçsen varır bir karışa

Kul Mehmet’im kendimizi kaybettik nereye koyduk
İnsanlığımızı kaybettik neyi aradık acep neyi bulduk
Hak yolundan ayrılık yokluk yolunda işte kaybolduk
Ömür o kadar uzun değil ölçsen varır bir karışa

Mehmet Aluç-Kul Mehmet








Yalnızlık Söyler Misin Acep Nedir?

  İnsan! Tepeden-tırnağa, sen arzu, dileksin
  Nefsinde doyumsuz, fakat aşkında meleksin
  Zulmün yüzüne hak denilen silleni çeksen,
  Sillende mühürlenmiş o gayrettedir Allah
  (Bahtiyar Vahap zade-Ya Nedir Allah- şiirinde)


Yalnızlık Söyler Misin Acep Nedir?

yalnızlık ile ilgili görsel sonucu
Düşün bakalım ey insan
Dünyanın en ağır yükü nedir
Taşırsın sırtında sen kendinden habersiz
Yalnızlık söyler misin acep nedir?

İnsan gönlünde sevmeyle insandır
Yalnızlık dediğin kendini yiyen andır
Yalnızlık Allah’a mahsus kula değildir
Yalnızlık söyler misin acep nedir?

Eser kıştan borandan bir rüzgâr
Gece gündüz üstüne yağar kar
Gecesi gündüzü her an olur dar
Yalnızlık söyler misin acep nedir?

Gözden akıtır ince ince yaşlar
Eğilir öne kalkmaz başlar
Gönlünde ağırlık yapar taşlar
Yalnızlık söyler misin acep nedir?

Dimdik beli söyleyin odur büken
Ağlayarak hiçbir an gülmeyen
Canlı canlı yaşarken ölüm gelmeden öldüren
Yalnızlık söyler misin acep nedir?

Her düz yolu eder yokuş
Yokuşta insan yaşar yok oluş
Bu değildir büyük bir buluş
Bu kahr oluş yok oluş
Yalnızlık söyler misin acep nedir?

Her derdine ortak bulunmaz
Yanına yaklaşılsa durulmaz
Gönülden vurulsa ona sarılmaz
Yalnızlık söyler misin acep nedir?

Bir dileği içinde saklamaz
Canın içinde gezer cana can olmaz
Hak yolunda gezdirmez aradığın bulunmaz
Yalnızlık söyler misin acep nedir?

İdrakten uzak eder güldürmez
Ömrü heder eder bitirir gider sevmez
Şafaklara vardırmaz gönlü sevdirtmez
Yalnızlık söyler misin acep nedir?

Kul Mehmet’im bırak bu yükü taşıma
Sen birlikte bire var yalnızlıkla yarışma
Kulun derdine karış hayatına karışma
Gönül vardırmazsa ayaklar hakka varmaz
Hak kulunu sevmezse dünyada yaşama hakkı olmaz
Yalnızlık söyler misin acep nedir?

Mehmet Aluç-Kul Mehmet 

Ya nedir Allah? (Bahtiyar Vahapzade(


allah yazılı duvar kağıtları ile ilgili görsel sonucu

İdrakte yol açmış geceden gündüze Allah.
Güldürmesen öz gönlünü, gülmez yüze Allah.
Dünyaya şafaklar gibi Tanrım sepelenmiş,
Kalbin gözü yanmazsa, görünmez göze Allah.

Allah! Biliriz cisim değil, ya nedir Allah?
En yüksek olan hakta, hakikattedir Allah.
Dondunsa Tekâmül ve güzellikler önünde,
Derket, bu taaccübde , bu hayrettedir Allah.

Bildik, biliriz, gizlidir insandaki kudret,
Herkes onu fehmetmese , acizdir o, elbet.
İnsanın ezel borcudur insanlığa hürmet,
İnsanlığa hürmette, liyakattedir Allah.

Gerçek de şu ki: Gizlidir her zerrede vahdet.
Bir zerre iken külle kavuşmak ulu niyet.
Gördüklerimiz zahiridir , batna nüfuz et.
Batındaki, cevherdeki fıtrattadır Allah.

Fıtrat da yatar sözde, sözün öz yükü fikrim,
Seçmiş, seçecek daima tüyden tüyü fikrim.
Ben bir ağacım, yaprağı sözler, kökü fikrim,
Sözlerde değil, sözdeki hikmettedir Allah.

İnsan! Tepeden-tırnağa, sen arzu, dileksin.
Nefsinde doyumsuz, fakat aşkında meleksin
Zulmün yüzüne hak denilen silleni çeksen,
Sillende mühürlenmiş o gayrettedir Allah.

Cahil İner alçaklığa, öz kalbine inmez,
Vicdandan eğer dönse de, hayrından o dönmez.
Zulmette, cehalette, adavette görünmez,
İlgarda , sadakatte, muhabbettedir Allah.


1984 - Bahtiyar Vahapzade (Azeri Şair)

Sen Ne Zaman ki Astın Duvara Yıkıldın


 duvarda asılı kuran ile ilgili görsel sonucu
Nedir bu insanlığın ilacı
Çeker yaşar böyle acı acı
Ara bul sun onlara ilacı
Yıkılıyor baksana gönül mihrabı
İnsanlığın İlacı Nur Kur’an
Sanki yok bunu duyan
İçinde neler var okunmaz inan
Duvarda asılı bir resim gibi duran
Eline alınca sanki yakan
Yaklaşınca sanki çarpan
Bir anlamsız anlamsızlıkla duvarda kalan
Nedir bu vurdum duymaz’sızlık inan
Kim asın dedi duvara
Hala asılı kaldı
Çekerken narayla yaşarken biz acıyı
Uzat bana elini ver derken
Aç içimde sen varsın
Senin için çareyim ilacım derken
Yoksa vaktimi gelmedi erken
Ölüm anında okunmaya mı indi
Bizler okuyup yaşamadan giderken
Başucu kitabı şifa kitabı
Nur gönüllere hitap kitabı
Duyan var mı bu hitabı
Bekleriz duvarda asılıyken sevabı
Duvarda asılı kaldı bir duvak gibi
Bir hatıra eşya gibi
Bir süs gibi
Yaşarız cehennem azabı
Zalim zalim değil insan kasabı
Budur insanın işte yasası
Duvarda asılı çare ilaç
Dünya ahiretin hesabı
İnsanın insanlığın kurtuluşu adabı
İnsanlık nura
İnsanlık insanlığa
İnsanlık merhamete
İnsanlık gülüşe
İnsanlık ve gönüller huzura aç
Nimetle doymaz insanlık gönüller
Nurdan Kur’an’ı aç
İçindeki huzuru
Merhameti
İnsanlığı
Gülüşü
Şifayı
Dermanı kâinata saç
Nefis şeytandan diyor kaç
İnsan yasa yapamaz
Yapanların hali meydanda çoğu mezarda diyor uzaklaş
Rahman diyor bana Resule Kitabınıza koş
Al uygula saç bunlarla coş
Bunlarla yanıma gel cennetim senin ol hoş

Hala anlayan yok
Anlayan uygulamaz olmaz gönüller hoş
İstenilmez insan ulaşsın
Ama dokunma duvarda kalsın
Çarpar
Ölülere okunur böyle yarar
Bu ne biçim bir karar
Böyle insanlık neyi anlar
Zulümle yaşamayı anlar
Ondan sonra döner ağlar
Uzat elini duvara
Al gönlüne as kapansın tüm yara
Bak insanlığın bağrı kara
Atar çığlıkla acıdan nara
Dünyada zalimle yasası etmez beş para
Uyan Müslüman
Silkelen beni de silkele
Yetsin bitsin zalimdeki saltanat
Kur’an ile tak bir kanat
Hatta binlerce kanat
Bekliyor binlerce gönül kim dedi uyu da yat
Al Kur’an’ı imanı âleme gönüller kat
Kim dedi insan insanlığını sat
Al kat yat
Bu nasıl paralel bir hat
Bu kime dine imana neden bu inat
Zalimde olur mu hayat
Nur Kur’an’da Resulde var rahat hayat
Bu yaşadığımız değil hayat inanın afat
Kim gönülleri etti böylesine ameliyat
Kim izin verdi neden ne için bu feryat
Herkeste yok surat maske asık surat
Herkes olmuş hoca avukat
Duyulmaz mı ey hoca olan olmayan hoca
Avukat olmayan avukat baksana açsana dava
İnsan uçuruma düşüyor yaya yaya
Kim izin verdi bu burjuvaya
Her gün yenilmez ki helva
Ah bu nasıl bir hava
Hani nerede asıl iman davası
Bu neyin kıvrak havası
Ölen için çekilmez halay havası
Kim çeker sırıtarak yüzümüze bakarak

Yıkılsın duvarlar
İnsin duvarda asılı Kur’an
Al Nuru gönlüne al o an
Yıkılsın durmuş zaman
Bitsin zalim ondan istenilmez aman
Zalim değil doyuran
Rahmandır doyuran
Aman bu inanç yanlıştır
Kalk ayağa ey
Yatan
Oturan
Uyuşuk bakan
Kaçarken kaçamayan
Uçuruma koşan
Al gönlüne as Nur’dur bu Kur’an
İnsana indi
Duvara
Ölüye inmedi
Yaşayan İnsana indi bu Kur’an
Nur Resul ashabı yaşadı yaşattı
Ecdat yaşadı yaşattı
Sen ne zaman ki astın duvara
Yıkıldın
Mehmet Aluç-Kul Mehmet   

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç