Bu Blogda Ara

11 Haziran 2016 Cumartesi

Eğer

 
Varıp bir gönüle girip saraylar kurmayacaksan eğer
Yolda durup yolu düşman gibi boşa işgal eyleme
Varıp bir gönül sevip yarasını sarmayacaksan eğer
Varılan yolları viran bırakmış gibi boşa meşgul eyleme
Var git bir gönüle samimi gülüşünle gir doğrul
Hak yolunda hakka vardıran hakkın sesi olan kul ol
 
Kanma bu dünyanın yalan olan viran malına
Asma umutlarını dünyanın kırılan zindan dalına
Var git imanla merhametle Yüce Allah’ın yanına
Bu âlemde imandan başka bir şey kalmaz yanında
Var git bir gönüle samimi gülüşünle gir doğrul
Hak yolunda hakka vardıran hakkın sesi olan kul ol
 
İman eden gösterir imanıyla gerçek kuvvetini
İman etmeyen imansızlığıyla yaşar rezaletini
Dünyaya malına gönül veren yaşar esaretini
Nur Kuran Sünnetle yaşa Nur Resulün sünnetini
Var git bir gönüle samimi gülüşünle gir doğrul
Hak yolunda hakka vardıran hakkın sesi olan kul ol
 
Kul Mehmet’im ne kadar yaşarsan yaşa sonun ölüm
İmansız merhametsiz yaşamak bil ki en acı zulüm
Var imanla yak gönlünü ömrünü külünde yeşerir gülün
Hak yolda yürü haksızlığa uğrayana uzansın nur elin
Var git bir gönüle samimi gülüşünle gir doğrul
Hak yolunda hakka vardıran hakkın sesi olan kul ol
 
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

9 Haziran 2016 Perşembe

Koş Yüce Allah’a

 
On bir ayın sultanıdır Mübarek Ramazan
Bütün dertlere dermandır Yüce Rahman
Kulu ile beraberdir Yüce Rahman her an
Salma kendini günah denen deryaya
Koş Yüce Allah’a Ramazana sevaplar kazan
 
On bir ayın sultanıdır Ramazan nurdan nur
Al gönül kilimini var içine serde dur otur
Yüce Rahman gönüllere Ramazanı yazan
Mübarek Ramazanın içi deryadan bin bir nur
Koş Yüce Allah’a Ramazana sevaplar kazan
 
On bir ayın sultanıdır Ramazan gönülleri okur
Alır her gönlü nurlar içinde nurla dokur
Nurla dolan gönül imanla kaynar fokur fokur
Günahın varsa koş tövbe kapısından af almaya
Koş Yüce Allah’a Ramazana sevaplar kazan
 
On bir ayın sultanıdır Ramazan gönüllere nur
Al seccadeni takkeni Rahmana secdeye dur
Nefis şeytanı al imanla yerden yere vur
Önüne çıkan nefis şeytanı bilmezsen cenneti arama
Koş Yüce Allah’a Ramazana sevaplar kazan
 
On bir ayın sultanıdır Ramazan nefreti kini yıkar
Nefret kin kaçarken hezimetle arkasına bakar
Bir ay içinde nefreti kini kim koluna takar
İmanı zayıf olan Ramazandan sonra alır koynuna yatar
Koş Yüce Allah’a Ramazana sevaplar kazan
 
On bir ayın sultanıdır Ramazan gönülleri yapar
Mümin olan içine Salih amelle iyilikler katar
Allah’ın izniyle Kul Mehmet gece gündüz yazar
Kul Rabbine varınca Rabbi onu kimseye muhtaç etmez
Koş Yüce Allah’a Ramazana sevaplar kazan
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
 

Sitedeki yazıların tüm hakları ve sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi davranışlara karşın yasal işlemlere başvurulacaktır.

Bu Âlemde Bu Cihanda


Can severse her canı canda
Sevmedim derse söyler yalanda
Kim dersen kalan bu dünyada
Ben kalırım diyen yalan söylemiştir
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Ara bul kendini bu âlemde rüyanda
Pir olarak görürsün belki o anda
Var git sarıl canlara pir onlarda
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Sev canları sızlamasın sinen
Kimdir severken seni küçük gören
Aşkı gönlüne sen ilmik ilmik ören
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Kula yakışmaz hiç kibir
Gönül değil midir akan nehir
Geç karşısına bak güzelliğini eyle seyir
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Bu âlemde nefret kin nedir
Nefret kin taştan dikenli sedir
Var aşk ile sev bunu insanlara bildir
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Yaşarken ömür bir nefesliktir
İman merhamet kuldaki eksikliktir
Bunları alandaki bakış gönül güzelliktir
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Dostu piri görüsün sen canda
Var git der insanlık için yanda
Ne varsa der merhamet insanlıkta
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Sen kendini bul kulun işin içinde
Bulursun kendini güzel neşe içinde
Nefis şeytan olmaz o an peşinde
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda


Oturt sevgiyi dizin dibinde
Herkese lazım elbet günün içinde
Ararsan aradığını bulursun günün birinde
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Merhametini taşı her an cebinde
Hazır olsun lazım olan ver kendi elinle
Karşılık bekleme sen verdiğinle
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Candan canı sevmek kalır ebedi
Yerken dikkat et kırar dişini leblebi
Candan canı sevmek kulun zaten ilk sebebi
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Candan canı sevmezsen ödersin ebedi bedeli
Canı gönülden sevene hiç denilir mi deli
Sevmek dersen işte sana en güzel insan modeli
Aşk ile seven zaten olur iri gövdeli
Bak şiirinde ne güzel demiş Üstat Cahit Külebi:
Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Her akşam güneşin olsun sevdan odanda loş
Ara sevdayı bul canlarda onlara koş
Bulursan canlarda sevdayı al onunla koş
Ne güzel anlatmış Üstat Abdurrahim Karakoç:
Bizdeki tuhaflıklar akla sığar değil ki
Partileri kapatır, kadınları açarız!
İradenin millîsi eskide varmış belki
Şimdiyse yapma kanat laiklikle uçarız!
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda


Kul Mehmet’im böbürlenme bir yerin şişer
Sana verilen bu ömür günü gelince biter
Kul dediğin yaşadığınca elbet bir an düşer
Düşmeden gönüllerde kal gönlün küser
Candan gönül seven pirdir cihanda
İyilik merhameten başka bir şey kalmamıştır
Bu âlemde bu cihanda

Mehmet Aluç-Kul Mehmet

8 Haziran 2016 Çarşamba

Karışmak Gerekmiş

İnsan severse sevsin yar o gerdanı belli
Sevdiğin görürde ah o an olur bak deli
Eserken aşkın bad-ı sabah seherde yeli
Esen aşkın yeline yar karışmak gerekmiş
Gerdanı belli hemen bulup sevmek gerekmiş
Aşkın diyarında o an evlenmek gerekmiş
Nazlı yârin koynunda yatmakta çok güzelmiş
Esen aşkın yeline yar karışmak gerekmiş
Gönül sevmezse acep nasıl nerde yaşarmış
Kendin harap ederde kendini bitirirmiş
Önünü görmeden yok olur çeker gidermiş
Esen aşkın yeline yar karışmak gerekmiş
Âşıklar binlerce yol kat etmiş de yürümüş
Aramış seven gönül bulmuşta girmiş gülmüş
Âşık olmayan eyvah gülmeden vah vah ölmüş
Esen aşkın yeline yar karışmak gerekmiş
Kul Mehmet’im ömürde düşer bak bir bir gazel
Bu dünya kula değil elbette olmaz ezel
Seveceksen sev gönlü dili ballı bir güzel
Esen aşkın yeline yar karışmak gerekmiş
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Sitedeki yazıların tüm hakları ve sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi davranışlara karşın yasal işlemlere başvurulacaktır.

Eleştiri Değer Vermenin Kapısıdır…

                                    
    Bazen oturup düşündüğümde benlik olarak eleştiri oklarının ne kadar güzel bir ok olduğunu bilmemize rağmen, sanki zehirli birer okmuş gibi yüreğimize saplandığını, bizi birazdan öldüreceği savı ile bozularak hem kendimizin moralimizi bozarak, hem de karşımızdakini küçük değersiz görerek kalbini kırdığımızı, doğrunun hakikatin benliğimizi çok sevmemizin gereği olarak hazım edemediğimiz saçmalığına güler dururum. Aslında eleştiri karşımızdaki kişinin bize değer vererek, bizdeki eksik olanı görerek kendince söylemesi değil midir? Biraz düşünerek aklıselim bir düşünce ile benliğimizi de bir kenara atarak, az tahlil ile olayın vahametini de kavrayarak karşılıklı konuşma ile doğru olanı bulmak, eleştirinin güzelliği ile doğruya ulaşmak mümkün ama gel gör ki, benlik nefis denilen ego öyle söylemiyor, benim bildiğim, yaptığım söylediğim doğrudur gerçektir saçmalığı ile kendini ulaşılmaz kılıyor. Haliyle buna uyan bizlerde önümüze ne gelirse kırmanın halden bilmemenin savı edepsizliği ile birer gül dalı olan eleştiriyi, zehirli ok görerek karşımızdakini kalbini kırmanın ve ondan uzaklaşmanın saçmalığı ile yalnız kalarak, kendimizi bulunmaz Hint kumaşı sanıyoruz ve yanıldıkça yanılgının çirkef çamuruna, battıkça batıyoruz!
    Aslında eleştiriyi yapmayı mı beceremiyoruz da böylesine karşımızdakinin ideolojisi düşüncesini inancını tavrını kendimiz gibi olmasını istediğimiz saçmalığı ile mi böylesine kırıcı olabiliyoruz olabilir evet olabilir! Aslında biz eleştirinin, hayatımızda düşüncemizdeki kusurları karşımızdakinin görerek bunu ayıklamamız için bize söyleyerek, güzelliğin ortaya çıkması olduğunu da bilmiyoruz. Dinimizde zorlama yoktur, herkes istediğini seçmede özgürdür, ama yaşantımız doğru ve olumlu adımlara doğru gitmiyorsa, Allah’ın rızası dışına ise,- Müslümanlar olarak kardeş olduğumuz için-karşımızdaki kardeşimize hatasını yanlışını söylemek, eleştirisi müdahaleden öte doğrunun gerçeğin ortaya çıkmasıdır. Birbirimize güven ve saygı aynı din inanç yönünde gidiyorsak, bu eleştirileri bulunmaz bir hazine gibi görerek memnun olmamız gerekirken, eğer memnun değil isek gönlümüzdeki imanın inancın eksikliğindendir bilerek, bu eksikliği gören kardeşimizin de bunu görerek tamamlamasından başka bir şey olmadığını bilmek, bu eleştiriyi erdem sanarak memnun olmamız teşekkür ederek gülümsemeliyiz aslında. Bu şekilde davranmaz isek, toplum hayatımızda sağlıklı ilişkilerin kökleşerek yerleşmesini kök salmasını beklemek sadece saçmalık olacak, gönül kırıklığı ve ayrılıkların kapısını aralamak olacaktır.
    Eleştirinin dozunu ayarlamak, sanki kendimizi eleştiriyormuşuz prensibi ile karşımızdakini gönül okşayıcı olarak eleştirmek, umutlarını yıkacak şekilde değil de eksikliğini göstererek onarmak inşa etmek amacıyla eleştirmekte kendi elimizde olduğunu da hatırlayarak, eleştiride bulunmak en güzeli olduğu da şüphesizdir. Kur’an şöyle der: “Ey iman edenler! Eğer fâsıkın biri size bir haber getirirse onu iyice araştırın. Aksi takdirde bilmeden bir topluluğa zarar verirsiniz de yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurât, 49/6).Böylesi iftiralarla dolu yalan eleştirilere de itibar etmeden önce araştırmadan da eleştiride bulunmakta kaçınmak gerekir. Yüce Allah c.c. söylediği gibi araştırarak yaklaşanlardan oluruz inşallah.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Sitedeki yazıların tüm hakları ve sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi davranışlara karşın yasal işlemlere başvurulacaktır.

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç