Bu Blogda Ara

20 Mayıs 2016 Cuma

Veda Vaktinde Kendimle Yalnızım



veda vaktinde  ben koptum bu dünyada
yağmur gibi yağdı düşlerim okyanuslara
çırıl çıplak kaldım düştüm uzaklara
artık veda vaktinde kendimle yalnızım

artık sesleniyorum uzaklarda kendime
mutlu mesut cevaplar alıyorum kandi sesimden
gönlümde ötelere kandiller yakıyorum karanlığa ışık diye
artık veda vaktinde kendimle yalnızım

ışık ötelerde bana tekrar yansıyor kendim diye
yüreğime örttüğün perdeler açılıryor kendi ışığımla
sen ötelerde karanlıklara gömülüyorsun ahımla
artık veda vaktinde kendimle yalnızım

dönük kalmasın bana artık yüzün
aynalar sana küssün kalsın bakmasın
baharlar senin yanına hiç yaklaşmasın kaçsın
artık veda vaktinde kendimle yalnızım

biraz ölümdür sanki hasret kabulümüzdür
gönderen kalbimize Rahmandır başımız üstündedir
kırık bir hayatın içinde yaşarız yarınlar bizimledir
artık veda vaktinde kendimle yalnız değilim artık
anladım ki yüce Rahman artık her an benimledir

Mehmet Aluç-KulMehmet

Götürdü

yıllar varki düştüm ardına
ayrılık yükünü vurdun sırtıma
bindin gittin ayrılığın sırtına
acımadın yıktın seni seven bu canımı
giderken arkandaki çıkardığın fırtına
aldı beni viran ellere götürdü
 
açmadın bir gün benimle gözünü
esirgemedin söyledin yıkıcı sözünü
göstermedin o gülümseyen yüzünü
gösterdin o ekşi suratsız yüzünü
giderken arkandaki çıkardığın fırtına
aldı beni viran ellere götürdü
 
her gün çıkardın  bin bir hadise
gönül evimde attın beni kodese
anlamadığım benden ne istediğinse
hep yolumu çıkardın çıkmaz adrese
giderken arkandaki çıkardığın fırtına
aldı beni viran ellere götürdü
 
senden yedim severken büyük kazığı
seninle paylaşmıştım yediğim her azığı
seninle kuramadım mutlu bir aile ocağı
kısmette varmış senin elinde yemek kazığı
giderken arkandaki çıkardığın fırtına
aldı beni viran ellere götürdü

ellerimle yedirdim her çeşit kaymağı
seninle yaşadım ben anlam aykırılığı
gündüzüm  hep olurdu akşam karanlığı
buluştuğumuz yerdi sanki ayrılık mezarlığı
giderken arkandaki çıkardığın fırtına
aldı beni viran ellere götürdü
 
her oturduğumuzda sanki şeytan bize bakardı
koynunda merhamet değil sanki nefret yatardı
söylermisin aşk değil kin mi damarlarında akardı
bitirdin viran ettin beni söyle senin yüzüne kim bakar
giderken arkandaki çıkardığın fırtına
aldı beni viran ellere götürdü
 
kul Mehmet'im ben aldım boyumun ölçüsünü
benim yaşadığım gibi sende yaşarsın mahşer gününü
artık bir daha görmek istemiyorum o ekşi yüzünü
sensiz görüyorum artık çok güzel ben önümü
giderken arkandaki çıkardığın fırtına
aldı beni viran ellere götürdü
Mehmet Aluç-KulMehmet-
 
 

19 Mayıs 2016 Perşembe

Hani Nereden?

 
Sen kendini boşuna n’olur yorma
Kendini çok güzelsin sakın sanma
Gönül’e girmedinse beni anma
Hani nerede senin gönül kapın
 
Her şeyi ister senin lanet canın
Hani nerede senin gönül hanın
Toprağa girecek o sağlam yanın
Hani nerede senin gönül kapın
 
 İstediğin o gönlünün hevesi
 Nerde hakkın gönülde olan sesi
Yok ki gönlünde hakkın bir köşesi
Hani nerede senin gönül kapın
 
Durmazsın sen hak için hiç kıyamda
Gözün hep dünyanın boş o malında
Bülbül konmaz bahçen de o dalına
Hani nerede senin gönül kapın
 
Sitem senin silinmez bir adresin
Söylesene sen her gün kiminlesin
Zalim karşısında hiç çıkmaz sesin
Hani nerede senin gönül kapın
 
Neden suskun gezersin durma söyle
Nasıl kinle gezersin sen hep böyle
Sana kim gülümser sen haydi söyle
Hani nerede senin gönül kapın
 
Kul Mehmet’im Gönül’e taç olayım
Ağlayanla birlikte ben olayım
Allah'a teslim olan kul olayım
İşte burada benim gönül kapım
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Ey Şairim

                       

Ey şairim, günde yüzlerce defa gönül bahçeni eşeceksin, gönülleri gülümsetecek, halkın dertlerine tercüman olacak bir kaç şiir yazacaksın,yüreğinin bam telleri sızım sızım sızlayacak,içinden gözyaşı dökeceksin,kimse bugün nasılsın diye sormayanlara üzülmeyendir, dudaklarında gönlünle beraber heceleri gizli gizli yeni şiirin için dökülürken,gönül bahçenin kapısına yaslanarak gönülleri gülümsetmek, dertlerini dile getirmek için, yine kalabalık gönlündeki gönüllerin hallerine tercüman olacaksın.Her yazdığında başına karlar yağsada yaz günü,bir gönüle girmenin sevinci, kış ayını bahara çevirecek,merhametin bahar kokusu, gönlündeki merhametin cennet kokusu ile açan çiçeklerin ile gönüllerde yaşamanın şanı şerefi ile sen hep gülümseyeceksin,sen gülümsedikçe okuyucularında gülümseyecek, okuyucu gülümseyince ailesi gülümseyecek ve bu birer adım atlayarak toplumdaki tüm insanları mutlu etmenin uğraşı, sana dört mevsim bahar aylarını yaşatacak.
    Şairim insanların gönlüne sırtını dayadın,yıkılmaz o yaslandığın gönül duvarı,sen gönlün kadir kıymetini bildiğin sürece,sen gönülleri gördüğün anda gülümseyerek içine girmek istedikten sonra tüm gönüller sana açıktır,aksi durumda ayrım yaparsan hep dışarda zemheri kış ayında kalır ve dört mevsim üşürsün ve donarsın...Şair kendini değil karşısındakinin gönlündeki üzüntüleri sıkıntıları yüklenir yazar,yoksa öylesine boş kendi zevki için yazılan şiiri kimse okumaz kendisinden başka...Gönlündeki merhamet gülümseme taralasın da yetiştirdiği gülleri insanlara sunduğun kadar gönüllerde sevilir sayılır,almadan vermek, karşısındaki sevmeden sevmek,karşısındaki gülümsemeden sevmek işte şair yazar budur...
   Gönül coğrafyan da toprağın kurak ise o toprakta ne yetişir ki mahsul alasın insanlara sunasın ısıtasın doyurasın gezdiresin?Karşılık beklemeden gönüllere gülümseme ile yola çıkmadıktan sonra, nasıl neden niçin kimin için yazarsın?Şair kendini anlatmaz karşısındaki gönlü güzel insanı anlatır o gönül güzelliği ile gülümser gülümsettirir, gönlü güzel insanların gönlüne girmek nimettir,insanların dertleri için uğraşmak yazmak onurdur hayattır güzelliktir.Özlemini duyduğumuz gülümsemeleri çoğaltmak için şairim yazmaya devam...

Şairim gönülden gönüle köprü
dertler sıkıntı çileler gönül için törpü
şairim gönlünde gülümsemeyi doldurur boş testilere
gönlünde gönüllere açmış bakın görün bir pencere

bakar gönüllere gönüller ağlar sanki yaşadıkları cendere
yazar çizer söyler sanmayın yazdığı söylediği ezbere
cendere de yaşamak zordur yazmaz o haksız yere
elinde cendere ile gönülleri sıkanı vurur her gün yerden yere
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Yolumuzu Gözler

bakalım kul mehmet bugün ne söyler
gönülde dost ile olmayı muhabbeti özler
hak yolunda gözlerimiz her an açılsın ister
yoksa toprak muhabbetsiz yolumuzu gözler

yapılsın muhabbet meclisine demli çaylar
hak yolda hak için yürüsün el ele canlar
boş dünya malı için akıtılmasın kanlar
yoksa toprak muhabbetsiz yolumuzu gözler

söyleyin kul imansız muhabbetsiz bu ömrü neyler
hak yolda imanla kul yürümezse bu ömür kimin beyler
bazı şeyler bir anda anlaşılmazsa sonra anlar kimler
yoksa toprak muhabbetsiz yolumuzu gözler

bu ömür imanla yürür bahara
şeytan nefis boşa tırmandırır duvara
sen hak yolda giden imanlı kul ara
yoksa toprak muhabbetsiz yolumuzu gözler

bu alemde çekilmeyelim kenara
yalnız kalırsak hep düşeriz dara
gönülde açmayalım iyileşmez o yara
yoksa toprak muhabbetsiz yolumu gözler

kul mehmet'im mevlam güzel eyler
kullarını imanla yolunda görmek ister
cennet ucuz değil çalışmadan kul boşuna ister
az merhamet az gülümseme imanla ol
mevlam bir yol gösterir bakarsın önce dünyadır cennet
yoksa toprak muhabbetsiz yolumuz gözler

Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Söyler misin ?

bana dünya değil sen lazımsın kardeşim bana
bu alemde merhamet ne güzel yakışır insana
sahip çıksana gönlündeki merhamete davana
söyler misin kardeşim imansız nasıl yaşanılır
merhamet olmasa insanlara nasıl yaklaşılır

sen hırslı ben hırslı yakışmaz insana
gülümseyerek varsan insana canana
güvenme üç günlük dünya denilen hana
nefret kin nefis şeytan değmesin cana
söylermisin kardeşim imansız nasıl yaşanılır
merhamet olmasa insanlara nasıl yaklaşılır

bu dünyada iman lazımdır yaşayan kula
giydiğinle kibirle gezme güvenme çula
insan dediğin iman deryasında dolana nefes ala
güvenme sakın dünyalık bir parça mala
söyler misin kardeşim imansız nasıl yaşanılır
merhamet olmasa insanlara nasıl yaklaşılır

zamana dikkat et çok şey verir imanın varsa sana
imanın yoksa çamurda yatarsan zaman ne versin sana
imansız merhametsiz gezip zarar verme o nurdan cana
merhametli ol insanları sev haydi durma kana kana
söyler misin kardeşim imansız nasıl yaşanılır
merhamet olmasa insanlara nasıl yaklaşılır

Yüce Allah insana dünyayı kurdu
insan gitti insanı vahşet ile acımadan vurdu
kul dünyalık çıkarı için iman önünde set durdu
imanın önüne set çekilmez bilmedi heder oldu bitti
kendi nefreti arzusuyla zulümle yeni bir dünya kurdu
söyler misin kardeşim imansız nasıl yaşanılır
merhamet olmasa insanlara nasıl yaklaşılır

insan koymalı kendisini başkası yerine
zaan ile fazla dalmamalı çok çok derine
kelin merhemi olsa sürer keline
sen bak Nur Kur'an Sünnetle önüne
söyler misin kardeşim imansız nasıl yaşanılır
merhamet olmasa insanlara nasıl yaklaşılır

nur Kur'an sünnet varken olmaz kimse vekilin
ey kullar nefret nefis şeytanla kenara çekilin
Nur Kur'an iman zaten ey kul senin nur vekilin
Neden derdine başka kapıda derman ararsın
söyler misin kardeşim imansız nasıl yaşanılır
merhamet olmasa insanlara nasıl yaklaşılır


ey kul bu dünyada yağını uzadıya uzatır yatardın
dünyadan başka değerleri geriye atardın
kendi çıkarın için insanları insanlığını satardın
ecel gelir başına söyle nasıl kaçarsın
bunca kul hakkı günahla şerle mezarda nasıl yatarsın
söyler misin kardeşim imansız nasıl yaşanılır
merhamet olmasa insanlara nasıl yaklaşılır

dünyada koşardın baştan aşağı
elinde bırakmadın altın kaşığı
yediğin o fazla fakirindi o azığı
kazık atarken yersin görmezsin kazığı
söyler misin kardeşim imansız nasıl yaşanılır
merhamet olmasa insanlara nasıl yaklaşılır

bu ömür bir gün gelip bitip geçecek
gönlünle elin boş ise ötelere ne gidecek
kul mehmetim insan önce Yüce Allah'ı bilecek
yüce Allah'ı bildikten sonra kendisini bilecek görecek
söyler misin kardeşim imansız nasıl yaşanılır
merhamet olmasa insanlara nasıl yaklaşılır

kul mehmet bildiğini söyler
bir gün vade dolar emanet ruh beden gider
insanda iman merhamet olmazsa ahirette ne eder
nurdan nur Resul söyleyin yüzümüze nasıl güler
söyler misin kardeşim imansız nasıl yaşanılır
merhamet olmasa insanlara nasıl yaklaşılır
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Sitedeki yazıların tüm hakları ve sorumluluğu yazı sahiplerine aittir. Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Aksi davranışlara karşın yasal işlemlere başvurulacaktır.

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç