Bu Blogda Ara

27 Nisan 2016 Çarşamba

İslam’la İmanla Biz Binlerce Kez Doğarız

 
Bak âleme vatan sevgimiz batar gözlerine
Nasılda nefret kazınmış nefretle sözlerine
Binlercesi gelse çözemez koparamaz,
Göğsümüzdeki imanı kardeşliği ölürcesine
Biz bir doğar bir ölür binlerce doğarız
Bakın tarihe biz zalimleri nasıl boğarız
İslam’la imanla biz binlerce kez doğarız
Ecdadımın göğsündeki imanı sökemediler
Bizler göğsümüze imanı almadık sanırlar
Sökmek için gelir kin kusarlar
Çelikten zırh gibidir iman takıldı mı sökülmez
Sökemezler cihan bir araya gelse
Yüce Rahman bizimledir, firavunu binlercesini
Rezil rüsva ettirdi hala bilmez görmezler
Bakın tarihe biz zalimleri nasıl boğarız
İslam’la imanla biz binlerce kez doğarız
Ecdadımız gibi göğsümüzde
 Nur Kur’an Nur Resul ile iman
Hangi zalim sökecekmiş şaşarım
Yanlış yolda giderler gözlerine şişleri sokarız
Zalimle birlik olanın yerin dibine sokarız
Hak ile batılın
Cennet ile cehennemin savaşıdır bu
Hak ile cennet ile olur ölürüz vermeyiz bir karış
Ey zalim ve uşakları sizler şeytanla gayeniz yarış
Biz her insan için isteriz barış
Siz kendiniz için istersiniz yalandan barış
Sizinle savaşana vermezsiniz bir lokma bir karış
Sizin gibilerin yüzleri pislikler içinde sürünür
Ecelinin karşınızda kükremiş cehennem gibi gözükür
Yüce Allah bizimle nasıl yıkmayı düşünürsünüz ey gafiller
Yüce Allah mazlumun ahını alır sizde ey şeytana uşak olmuş sefiller
Biz bir doğar bir ölür binlerce doğarız
Bakın tarihe biz zalimleri nasıl boğarız
İslam’la imanla biz binlerce kez doğarız
Yüce Allah’ın Nur Resulün İslam’ın imanın gücüyle sizleri yıkarız
Sizleri yıkarız cehennemin dibine soluksuz tıkarız
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Bildiğim Kadar Gitmez

 
Sanma sevdiğim sensiz artık bülbülüm ötmez
Gönlümde gül yetiştirim bülbül öter gitmez
Sen viran gönlüne bak seni bilmem kim sever
Bir gönül değil iki gönül severse aşk bitmez
Aşkla sevende sever bildiğim kadar gitmez
 
Turnalar haber getirir ayrılık diyarında
Ben özlerim sanmasın o bayramda seyranda
Herkes oturuyor kendi seçtiği divanda
Bir gönül değil iki gönül severse aşk bitmez
Aşkla sevende sever bildiğim kadar gitmez
 
Derdim var ise çok şükür dermanım da çok var
Derdi veren Rahman'ım sen hep dermanınla sar
Rahmanım sen sarmazsan yaramız da akar kan
Bir gönül değil iki gönül severse aşk bitmez
Aşkla sevende sever bildiğim kadar gitmez
 
Turnam haber getirme artık ayrılık diyarından
Mutluluktan haber ver sen beklerken o candan
Mutluluk cana candır bekler bizi o handa
Bir gönül değil iki gönül severse aşk bitmez
Aşkla sevende sever bildiğim kadar gitmez
 
İnlerse kalbim susar mutlulukla bir görsem
Ağlama artık gönlüm aşkı kalbine örsen
Kalbine ördüğün aşkla ömür boyu yürüsen
Bir gönül değil iki gönül severse aşk bitmez
Aşkla sevende sever bildiğim kadar gitmez
 
Kalbimde gidişinle biter mi sandın heceler
Sensiz artık bana gülümser artık gündüz geceler
Sen gibi nice vefasızlarla ağladı bilmem kaç gönüller
Bir gönül değil iki gönül severse aşk bitmez
Aşkla sevende sever bildiğim kadar gitmez
 
 
Mutluluk artık senden önce yaklaşır bana
Sendeki vefasızlıkla yaklaşma artık sana
Sen artık bu vefasızlığınla ağla kana kana
Bir gönül değil iki gönül severse aşk bitmez
Aşkla sevende sever bildiğim kadar gitmez
 
Gel öten bülbülüm gönlümde tüm güller senin
Gönül sarayımda en güzel yerim vardır artık senin
Aşkla sev beni seveyim seni değsin tenime tenin
Bir gönül değil iki gönül severse aşk bitmez
Aşkla sevende sever bildiğim kadar gitmez
 
Turnalar artık susun gönlümdeki yârim uykuda
Artık mutlulukla aşkla seviyor beni her konuda
Dün ararken aşkı birden baktım yolumda karşımda
Bir gönül değil iki gönül severse aşk bitmez
Aşkla sevende sever bildiğim kadar gitmez
 
Kul Mehmet’im aşkı yaşa artık sen keyfince
Aşkla sarıl yârine sarar seni o her gülüşünce
Ayrılık gitsin sizi yan yana sevdiğinizi görünce
Bir gönül değil iki gönül severse aşk bitmez
Aşkla sevende sever bildiğim kadar gitmez
 
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
 

26 Nisan 2016 Salı

Dön Gel Bitsin Çilem

 
Ayrılık yoluna hiç kalmadı tahammülüm
Gönül bağımda artık ötmüyor yar bülbülüm
Gerçi söyleyecek bu son sözümdür yar benim
Ya dön gel bitsin çilem ya da kapansın gönlüm
 
Sen çekmezsin galiba ayrılık acısını
Ben her gün çekerim yar sensizlik sancısını
Hasret ile ayrılık takmış yar kancasını
Ya dön gel bitsin çilem ya da kapansın gönlüm
 
Sıra dağlar gibi yar hasret araya girdi
Seni bilmeyenler yar suçu hep bende bildi
Bilmem bu ayrılık yar araya nasıl girdi
Ya dön gel bitsin çilem ya da kapansın gönlüm
 
Bu kor şikayeti yar söyle ben mi istedim
Çekip giderken halim ne olacak bilmedin
Ağlar bu gözlerin sen yaşını hiç görmedin
Ya dön gel bitsin çilem ya da kapansın gönlüm
 
Son defa söylüyorum ne olacak sonumuz
Vuslatla kavuşmaya çıkmaz mı yar yolumuz
Hep böyle kırık mı yar kalacak bu kolumuz
Ya dön gel bitsin çilem ya da kapansın gönlüm
 
Onca dil döktüm sana gelmeye yok niyetin
Al sök bu gönlümü bu olsun benim diyetim
Zaten benim aşkımdı sevmekle bu servetim
Ya dön gel bitsin çilem ya da kapansın gönlüm
 
Kimsede bulunmaz bu sendeki kuru inat
Kırıldı uçurmaz yar beni artık bu kanat
İstediğin bu cansa vereyim yar teminat
Ya dön gel bitsin çilem ya da kapansın gönlüm
 
Unutmak en güzeli artık yar bana göre
Artık bundan sonra kim kavuşmayı ah göre
Artık hayatım söndü yaramadı bu yöre
Ya dön gel bitsin çilem ya da kapansın gönlüm
 
Kul Mehmet’im söz bitti laf artık hiç laf değil
Ayrılık bileğini bükemedin sen eğil
Sen aşkla sevmelere artık ver yine meyil
Ya dön gel bitsin çilem ya da kapansın gönlüm
 
Mehmet Aluç- ©Kul Mehmet-

İman Ederek Hayatın Ve Yaşamın Sırrına Ermek -1-

                        
   Bismillahirrahmannirrahim Hamd, âlemlerin Rabbi olan  güç ve  kudretin tek sahibi olan  Allah’a mahsustur. Salat ve selam, O’nun sevgili Resulüne, aline ve ashabına ve onun peşinden gidenlere olsun.
   Kardeşlerim ben bir hoca değilim, bu yazdıklarım yaşadıklarımla iman ederek anladıklarımdan, kendime ait düşüncelerimdir ve yazmayı sevdiğimden dolayı anladıklarımdan ibarettir. Yanlışlık var ise benim yanlış anlamamdan dolayıdır kardeşlerim.
   
İçinde taşıdığı ölümsüz ruh ile can olan, canlara can olan insan, dünya hayatında ömrün kendine fısıldadıklarını duyan ve duymayan canlar içindir bu dünya âlemi. Bedene giren ruh ile canlanan canlı olan can insan, bu dünyada cennetini yaşadığı veya berbatlığı ile cehennemi yaşayan can insan bu kâinat senin için yaratıldı, emrine verildi, ya emir verilenle cenneti yaşarsın ya da emrine verilenin emrine girerek ona yani ebedi olmaya uyarak içine kötülükleri katarak zulmeti berbatlığı yaşar onun esaret ‘ligi ile cehennemi yaşarsın, cehenneme gidersin. Tahammül ederek sabırla yolun sonuna varan, tahammülsüzlük ile yolda kalarak yakıp yıkan ve yıkılan can insan bu dünya senin cennetin veya cehennemindir bunu böyle anla. Tahammül ederek gönül bahçesinde renkli güller ekelim renklerim cümbüşlü günü güzelliğini anlayalım idrak edelim, tahammülsüzlükle gönülleri yakarak yıkarak içindeki gülleri ezmeyelim.
   Yaşadığımız dünya hayatında anlamak için akıl pek fayda vermiyor. Akılın yanında izan şuur ve idrakin kapılarını açmadan anlamak pek mümkün olmuyor. İnsan bir an anlar ve unutur gider. İmtihan dünyasında olan kul yaşadığı hayat içinde gam tasa elem ile imtihan edilerek dünya hayatını yaşar ve ecel gelince bu dünyayı terk eder beden toprak olur ama can dediğimiz ruh ölmez. Beden içindekilerinin ve ruhun bir kılıfıdır, beden ölümlü, ruh ise ölümsüzdür, zaman ve mekâna bağlı olmayan bu duyularımızla ve aklımızla anlatılmayacak olandır ruh, Yüce Allahtan bir parça ve Âlemlerin Rabbi olan sonsuz güç ve kudret sahibi olan Yüce Allah c.c. bir yansımadır. Kula mahsus verilen bu ruhun içini imtihan vasıtası ile imanla ve merhametle iyilik ve Salih amellerle veya kötülükle doldurup doldurulması beklenilen bir özdür, parçadır. Azabı duyan beden değil ruhtur. Uykularımızda gördüğümüz rüyada koşan beden değil ruhtur. Neden uykumuzda rüya görürüz bunu biliyor muyuz? Bunu iman çerçevesinde akıl ve şuur idrak ve izan kapılarını açarak açıklayalım dilim döndükçe. Yüceler yücesi Allah c.c. kuluna bak ben seni uyurken âlemlerden âlemlere dolaştırıyorum ama bedenin ölü, rüyadaki acıyı bedenin değil ruhun çekiyor, ben güç ve kudret sahibiyim, öldürür ve diriltirim sen bunun farkında bile olamazsın… Bir insanın uzun veya kısa olması, zengin veya yoksul olması, teninin siyah beyaz esmer sarışın olması kiminin görmesi veya duymaması, kiminin kısa ömürlü kiminin uzun ömürlü olmasın, herkesin değişik hayatı acısı sıkıntısının olmasındaki sır ve hikmet nedir acaba?
   Gönül hiç sevmekten bıkar mı öyle ise Gönül’e aşkı sevgiyi yaratan bir damla yerleştiren Âlemlerin Rabbi güç kuvvetin tek sahibinin kullarına olan sevgisi acep nasıl olur? Elbette ki sonsuz olur bitmeyen sevgi olur… Bunu anlatacak kelime bulamayız. Öyle ise Mecnun Leylayı aramaktan bıktı mı ki bıkmadı, aradı aradı onu bulamayınca gönlüne aşkı yerleştiren Âlemlerin Rabbine götüren ilahi aşkın yolunu buldu, anlata bildim mi bilmiyorum acaba.
   Âlemlerin Yüce Rabbi güç ve kudretin tek sahibi olan c.c. bunlarla bize ne anlattığını ve içindeki sırrını bunu iman akıl şuuru idrak ve izanla olursak anlarız, tek başına akılla anlaşılması mümkün değildir. Burada Yüce Allah c.c. biz kullarına güç ve kudretin sadece kendisine ait olduğunu yaşatan istediğini vakti gelince ölümle öldüren, istediği kulu istediği gibi yaratmaya muktedir olduğunu, gerçek güç ve kudretin sadece kendisinde ait olduğunu göstererek bizim bunu anlamamız içindir. İnkârcı olanlara bile, Yüce Allah c.c. her şeyin sadece kendi elinde olduğunu bunu da kulun iman ederek akıl irade şuur idrak kapısın açarak anlaması içindir. Yüce Allah c.c. isteseydi hepimizi bir tende ve aynı sima ile yaratır bir çeşit hayat ve ömür verirdi. Bu defada kudret ve gücünün sınırsız olduğunu idrak edemezdik anlayamazdık. Böyle göstererek inkâr edenlerin bile bir süre veya son anında veya akıl yanında idrak şuur izan kapısını imanla açınca göreceği gerçeği ile tüm inkâr kapılarını kapatmıştır.
   Bu arada inkâr mevzusuna şöyle kısaca söz edelim, inkâr eden neye inanıyor da inkâr ediyor haşa Âlemlerin Rabbini, muhakkak ki inandığı bir şey vardır. Şöyle diyelim neden acıkıyoruz veya kim bize acıktığımızı ve ne yapmamız gerektiğini hatırlatıyor. Tok olana binlerce kez acıktın desen inandıramazsın, demek ki aç olana açlığını hatırlatan Yüce Allah c.c var ve yarattığı bu beden içine o uyarı cihazını yerleştirmiş, haydi ey inkârcı bunu da inkâr et, ekmeğe iman edip yerken o ekmeğin sofrana gelmesi için toprağı yaratan tohumunu yaratan yağmurla yeşerten güneşle kurutan Âlemlerin Rabbini neden inkâr ediyorsun, sen hayvan mısın izan idrak ve birazcık akıldan yoksunsun! Yarattığını yiyerek bedenine can olanı inkâr etme yaratanı inkâr et böyle bir dünya yoktur, inkâr ediyorsan yarattığını da yemeyeceksin vesselam…
DEVAM EDECEK İNŞALLAH
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Tanımaz Görmez Bilmez

 
Farkında mıyız hiç bilmem
Hayvanlar yolda insanı tanır bilir
İnsanlar yolda birbirini tanımaz bilmez görmez
Herkes üzerine giydiği çuldan elbise ile yüksek kendini görür
Yamalı çul elbise giyeni kendinden aşağı görür
Elbise değil midir bedeni örten
Bedeni ruhu yükseltmez ki çuldan elbise
Çözen var mıdır bu çelişkiyi yanlışlığı
Herkes ister kendisi yesin balı kaymağı
Başkası da ne yerse yesin
Hatta ister sofrasına ortak olacak diye
Her gün yesin dayağı
Çözemedim ben bu aykırılığı
Gönüller niyetler olmuş karaca Ahmet Mezarlığı
İman gönülde akıl ile şuura kavuşmazsa olacağı budur
Haydi, gel gönüllere girecek muhabbeti yolu ara bul
Sanki bu aykırılık kalmış miras
Biz ölümlü olan kullara has
Bir yudum su verecek yok tas
Elbette her gün yaşadığımız olur yas
Kul Mehmet’im yas ile her işler olur ham
Çek kul çek bir ömür boyu muhabbetsiz imansız gam
Elbet gönüldeki temelsiz iman yapı çöker o dam
Altında kalan kurtulur mu söyleyin insan denilen can
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç