Bu Blogda Ara

20 Nisan 2016 Çarşamba

Avuçlarımda ki Duama Âmin Demeden



   Oysa hasretin izlerini gönlümün derinliklerine gömmüştüm, cama anlımı dayayınca izleri bellimi oluyor camda, yansıyor mu gönlümdeki hasret, bana aitti bu hasretim seninle başlayan ve devam eden… Sen gelmeyince bitmeyecek olan yakan… Gözlerim hep hasretin uçurumlarına dalıyor çok mu belli oluyor? Demet demet hasret diye seni gönlümde biriktiriyorum, gönlümün tarlasına seni ekiyorum uzaklarda hissedebiliyor musun bilmem, gerçi hissetmek olsaydı sende, gönlümdeki sarayımda seni ne kadar sevdiğimi görür ve gitmezdin!
   
Yoruyor bitap düşürüyor bu hasret beni, sen yoksun yanımda, sakın şikâyet sanma sizlerde sanmayın sakın sadece yaptığın yanlışın gerçeğini görmen için, bir dilleniş bir yol haritası olarak gör bu sözlerimi… Giderken terk edip gittin mi sandın kopardın gönlümü beraber aldın da gittin, şimdi yeri bom boş, belki kal deseydim ama sen kalmaya layık değildin ki, gitmek senin için bir arzu istekti, yanmaktı yanmanı istemedim ama yanmadan da ayıkamazsın bilemezsin diye kal diyemedim...
  
Vuslat bu âlemde olmaz bilmen gerekir, ben dönmeni bekliyorum senden, gidenler dönmez, terk edenler pişmanlığı ile geri döner anla artık bunları… Hasretin sokaklarından yürürken pişmanlığını yazıyorum sokaklara, belki gelir görür okur ve anlarsın diye… Bir damla gözyaşı döker etrafına değil de gönlüne bakarsın ve içinde hala benim olduğum gerçeğini görür, avuçlarımdaki duama âmin demeden önce bana doğru koşarsın gelirsin koşa koşa… Bir şafak vaktinin serinliğinde sana bakan gözlerimin içinde hep kendini bulacaksın, işte bu nedenledir ki sen gönlümde hiç kaybolmayacaksın sen kaybolsan bile yanımda… Sevmeler böyledir, emanete sahip çıkmak böyledir. Her sabahın seherinde secdeye vardıktan sonra, sana gönderdiğim gönülden davetime icabet et ve gel, kapım sana her zaman açık, senin kapın bana kapalı olsa da gel… Yetimleri nasıl yetimlik sarsmıyorsa ve Yüce Rabbim onları da bizleri de koruyorsa her an her saniye, hasretinde beni sarsmıyor, yüreğimdeki sana sadece bir parça daha uzak kalınca, sevmelerin vuslatın kavuşmaların dönmelerin ne kadar güzel olduğunu hatırlatıyor…

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-   

Kaybolan Cesettir



Gönlüm ovalarda yüzen bir nehir
Dosta varmak için yapmaz tehir
Gezerim varmak için şehir şehir
Göremezseniz de beni gönlünüze sorun
Gönlünüzde göremezseniz de halimi hayra yorun
Hangi ovada hangi taşa takıldım bilinmez
Beni havada uçan kuşa sorun
Kuşlarda görmemişse eğer ey dostlar
Gökyüzünde yağan Rahmet yağmuruna sorun beni
Rahmet yağmuru ile yağarım gönlünüze
Bu nedenle sizler de boşuna aramayın beni ey dostlar
Aramayalım birbirimiz can canayız bizler kaybolmayız
Kaybolan cesettir Ruh kaybolmaz alınan her nefestir


Dost meclisinde dosttan ayrı kalınır mı?
Dost dediğin candan sever hiç yanılır mı?
Dost kapıdan sevip sevmiyor mu diye bakılır mı?
Dostun sokağında yürürken yolda taş var mı diye bakılır mı?
Avuçlarımda dökülür dostun gül kokusu
Yârin yanında gelir mi aşığın tatlı uykusu
Odayı sarmışken yârin o cennet kokusu
Arama yârim beni ben senin gönlündeyim
Gönlünde bulamazsan bak gözlerinde içindeyim
Gözlerinde bulamazsan da ey yârim
Ağlarken dökülen bir damla gözyaşındayım
Bu nedenle beni boşuna arama yârim
Aramayalım birbirimiz can canayız bizler kaybolmayız
Kaybolan cesettir Ruh kaybolmaz alınan her nefestir


Gönlüm kıblesi Rahman Kâbe’sine dönük
Yollarım işgal değil hep açık aşka dosta dönük
Nazlı yar ile dost yanında değilim boynu bükük
Varırım dostun yârin yanına gönlüm önlerinde çökük
Sarar onlarla beni sımsıkı bir alçak gönüllülük
Damarlarımızda gezen edeple gülen bonkörlük
Arasam da aramasam da dostla yârim hep yanımda
Hissederim gelişlerini yürüyüşlerimi hep canımda
Aramayalım birbirimiz can canayız bizler kaybolmayız
Kaybolan cesettir Ruh kaybolmaz alınan her nefestir

Kul Mehmet’im ömür kula sürgün değildir dosta yâre meyillidir
Arar bulur diyar diyar gezer görünce dostu yâri sezer bellidir
Dost gönüllü aşk gönüllü olanı Rahman gönüllere sultan eder
Sultan eder gönülleri doğrultan sıkıntıların azaltan eder sever
Sevenler zaten sultandır bilinmese de o sever takılmaz geçer
Pas tutmuş gönül kapıların açar usul usul gönüldeki dikenleri biçer
Aramayalım birbirimiz can canayız bizler kaybolmayız
Kaybolan cesettir Ruh kaybolmaz alınan her nefestir

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



19 Nisan 2016 Salı

Kısa Nükteler-2-



Niyet halis aşkla olursa
Gözler güler neşeyle
Hayat gülümser bu haliyle
İnsan yaşayamaz öfkeyle
İnsan yaşar haysiyetiyle
Adımlar yamuk olursa
Yollar yamuk olur
Düzgün gideni yamuk yapar
Yamuk olanı şeytan nefis kapar
İnsanlığını satar
Zalim koynunda yatar
Bataklığa batar
Cehennemin dibinde yatar

Gözler aşkla bakarsa
Sözler gönülde çiçek açtırır
Gözler karanlık bakarsa
Bakanı yerlerde süründürür
Aydınlığı karanlık yapar

Sözler doğru olursa
Gönülde hakkın kapısı parıldar
Sözler yalansa eğer
Şeytan gezer gönülde
Parçalar gönlü ömürde
Cehennemde yanan gönül yapar
Sonra bırakır kaçar

İkram gönülde olursa
Tat lezzeti enfes olur
Yolda çıkarmaksa ikram
Yolda çıkarmadan
Kendisi yolda çıkar
Hayatından bir gün bıkar
Şeytanı da koluna takar
Ayıkırsa şeytanı yolda atar
Doğru sözle önüne bakar
Rahat huzurla yatar

Çiçek ekmekse ovaya
Aşklar dolar kovaya
Aşk değil nefret ekmekse
Ekersin diken yetişir
Batar ellerine kanatır
Sanır yol aldırır
Gönül kanatır
Yalnız kalır gönlü ağlatır

Aşk ile sevmek bilinirse onur
Nefreti kin içine koyan unutur
Aşkı aşk bilen aşkla anar
Sanmayın aşkla yanar
Aşkla tatlılık bulur bakar
Aşkla sevmek değilse murat
Eğilir o an surat
Yıkılır binlerce gönülde kat
Altında kalır yıkılır hat

Aşk boyası sür gönlüne
Aşkla olsun rengin
Bulursun dengin
Olursun aşkla zengin
Aşk boyası değil
Nefret boyası sürersen
Bulamazsın dengin
Olamazsın zengin
Biter nefesin
Söyle az düşün sen nesin
Kimsin
İyi düşün sen aşk yoksa
Kim ne etsin seni

Aşk ile alır canı yaşatır
Aşkı gönlüne kuşanır
Aşkla kul buluşur
Mutlulukla yol alır
Sevgiliyle kalır
Aşk ile değil
Yıkımla yıkmaksa niyet
Yıkım gönlünü kuşatır
Yıkılır altında kalır

Mehmet Aluç-Kul Mehmet
DEVAM EDECEK İNŞALLAH

Kısa Nükteler-1





Niyet halis aşkla olursa
Gözler güler neşeyle
Hayat gülümser bu haliyle
İnsan yaşayamaz öfkeyle
İnsan yaşar haysiyetiyle
Adımlar yamuk olursa
Yollar yamuk olur
Düzgün gideni yamuk yapar
Yamuk olanı şeytan nefis kapar
İnsanlığını satar
Zalim koynunda yatar
Bataklığa batar
Cehennemin dibinde yatar

 Mehmet Aluç-Kul Mehmet



Quick Wit on -1-

If the pure love of Intent
Eyes laughed merrily
Life smiles as such
Man can not live in anger
Man lives with dignity
If the trapezoid steps
Roads will be skewed
Makes smooth going of the trapezoid
When the trapezoid is delightfully evil
He sells his humanity
Cruel lies in the bosom
Sink into the swamp

or in hell

Bu Can Yârin Canına Can İmiş

 
Bu can yârin canına can imiş aşk ile sevmiş
Yârin canı da bu cana yol imiş yâre doğru yürürmüş
Bu can yâre bir gülümse demiş başka bir şey istememiş
Gülmeyen yar bu canı canına mihnet bilmiş geri çevirmiş
 
Ağlama sızlanma ey canım ey gönül gözyaşı döküp
Cansız yârin canını canlandır haydi iyice düşünüp
Ayrılık kapısına koşma kapat onu el âlem gülmesin
Gülmeyen yar bu canı canına mihnet bilmiş geri çevirmiş
 
Zahmet kapısında duran yârin tut ellerinde çek al
Al onu gönlündeki aşk deryasında gezintiye sal
Nazlı yârin kaşın eğmesi berbat değil gönül cilvesi san kal
Gülmeyen yar bu canı canına mihnet bilmiş geri çevirmiş
 
Gökyüzünde yıldızları gönlüne serdin de almam mı yar dedi
Sen beni sevmezsen de ben seni bir ömür severim mi dedin ebedi
Aşk deryasında gönül sarayının kapısını açtın da gerimi çevirdi
Gülmeyen yar bu canı canına mihnet bilmiş geri çevirmiş
 
Bir nefeslik ömürde aşkın hanında al yârinle tatlı bir nefes
Aşkın birazcık zahmetinde kaşın eğen yâre neden küser bilinmez herkes
Aşk ile yâri herkes kendin gibi olması için neden zorlar aldırır zorla nefes
Neden içinde zorlayarak esir eder esaret için nedir o kafes
Gülmeyen yar bu canı canına mihnet bilmiş geri çevirmiş
 
Aşk nazlı yar ile bazen sınamak ister aşığı zaman zaman
Aşk ile nazlı yar kaşın eğdi diye sanma sakın halin olur yaman
Aşkla sevene hasret var diye sanmayın bulunmaz derman
Ahirette kavuşmak var ise söyle nedir aşktan daha güzel geride kalan
Gülmeyen yar bu canı canına mihnet bilmiş geri çevirmiş
 
Bir an nefessiz kalan yârin gönlü aşk dolu hecelerle canlanır sihirlidir sözler
Tut elinde kapat gözlerini aşk deryasında hecelerle söyle şiirler görsün aşkı gözler
Bizler değil miyiz üç günlük dünyada ölümlü olup giden söyle kim neyi neden özler
Gülmeyen yar bu canı canına mihnet bilmiş geri çevirmiş
 
Kul Mehmet’im aşk ile gönülde az olsa da dert tutmaz yara
Gönlündeki aşkla seversen yâri kaşın eğse de düşürmez seni Rabbim dara
Haydi, sen gülümsemeye sevmeye devam et aşk seni kendi kolları ile sara
Gülmeyen yar bu canı canına mihnet bilmiş geri çevirmiş
 
Gülmeyen yar bu canı canına mihnet bilmiş geri çevirmiş
Geri çeviren yar gülmek için az naz yapmış bu gönlümü sınamak istemiş
 
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

18 Nisan 2016 Pazartesi

Bakar Hayran (Beyit)


Ey insan sendeki gönül güzelliği olmazsa kim sana bakar
Sen o gönlündeki güzellikle durma haydi gönüllere ak yoksa seni yakar

Aç gönül kapını gönül gözünle seyreyle âlemi eyle nazar
O gönül güzelliğindeki güzelliği açarsan Yüce Allah ömrüne ne güzellikleri yazar

Nefret şeytan düşmanla olma sakın sen onlar hep mezarları kazar
Bilmez mazluma mezar kazanlar kendi kuyularını kazar içinde düşer azar azar

O gönlündeki merhamet güzel sözlerle çık pazara güzellikleri sat bedavaya
Bu güzelliklerinle âleme güzellik kat ahirette Yüce Rahman ile Nur Resul seni gelsin sarmaya

Al gönlündeki merhameti imanı saklama deme ki içimde dursun
Sen gönlündeki güzellikleri merhameti dağıttıkça nursun

Bu âlemde ey kul Yüce Allah’a kul olmakla memursun
İman ederek Nur Kur’an Nur Resul peşinde vatan bayrak için şehadete koşmakla meşhursun

Hakiki kul olan gönlünde olmaz hiçbir zaman nalan
Bak gönlündeki imanla semada ki cümle melekler sana olmuş bakar hayran

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Nazar: Bakış anlamında kullandım

İnsanlığını Ara Sen Bul




Laf söz bilmeyen dinlemeyende olmaz ki hiç dost
Dost olmadığı gibi ona hiç insan denilmez olmaz kul
Dost olmayanın önüne serilmez bir eski çulla post
İnsan olmayana denir ara sen insanlığını ara sen bul

Mademki nefret dolusun istediğini hep yapacaksın
Merhametli bir kul gördüğünde sen hep kaçacaksın
Bir ömür boyu mutluluk nedir hiç sen yaşamayacaksın
İnsan olmayana denir ara sen insanlığını ara sen bul

Belli ey insan olmayan şeytanı hep sen anacaksın
Gittiğin nefret yolunda yolda acizliğinle kalacaksın
Gafletinle sen ne olduğunu anlamadan yanacaksın
İnsan olmayana denir ara sen insanlığını ara sen bul

İnsan kendi dostun arkadaşının silinmez aynasıdır
İnsan olmayanın sanki kıçına sürülmüştür nişadır
Durmaz nefretiyle ortalığı karıştırır her an fıldır fıldır
İnsan olmayana denir ara sen insanlığını ara sen bul

İnsan olmayanla oturup sen bir parça ağlayamazsın
Derdin var ise onunla hiçbir zaman paylaşamazsın
Yola çıkalım dersin bilmezsin niyetini yol alamazsın
İnsan olmayana denir ara sen insanlığını ara sen bul

Böylesine yeis ’ini kaybeden bilmem ki ne denir
Ne söyleşende anlamaz bilmez sanma beğenir
Bir parça sabrı yoktur bir anda bakarsın öfkelenir
İnsan olmayana denir ara sen insanlığını ara sen bul

Kul Mehmet’im nefret sahibini yaşadığı hayat değil
Git dersin pişmanlıkla Yüce Rahman önünde sen eğil
Cahilliğiyle parlar iman etmez ne söylediği belli değil
İnsan olmayana denir ara sen insanlığını ara sen bul

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

A helpless servant does not know that ( poem)



If the flow does not expire Fountain stopping in front of the container people do not live in water that the Lord gave water without water time passes and people live unaware of anything people will not have an instant-month drought servant is incapable not know Connecting the heart does not know the magnitude of the Lord The reason goes crazy crazy teens Yıkacakmış thinks rows of mountains one does not see the helplessness disease destroyed the lives of Learns did not know the value of healing people forget these moments servant is incapable not know Connecting the heart does not know the magnitude of the Lord I know the Koran says people do not know Nur exalted faith mercifully not seen standing opposite washes Everything that Rahman never knew Rahman Rahmani Endless cycle thinks he continued Thani The transfer ends now understands everything becomes human pity servant is incapable not know Connecting the heart does not know the magnitude of the Lord Lies with the enemies hate you What woke him and he sold his country He fits in with the enemy sinks Do not know where surprised to know that escapes Foot is attached to a stone Per capita income in a stone Dead addresses where those who know him very, very much live Died sees the truth explodes with regret crack servant is incapable not know Connecting the heart does not know the magnitude of the Lord So know without servants who do not believe in short, no truth servants Satan's spider crawls with the idea in mind weaves enemy in remembrance Mehmet Mehmet Aluç-Kul

Bilmez Aciz Olduğunu Kul



Çeşme akmazsa dolar mı önündeki kap durmadan
Suyu veren Rabbim suyu vermezse yaşar mı su olmadan insan
Hiçbir şeyden habersiz yaşar insan ve geçer zaman
Bir anlık aylık susuzlukla yok olacak insan
Bilmez aciz olduğunu kul
Bilmez Rabbinin büyüklüğünü gönülden bağlanmadan

Deli deli geçer nedense gençlik çağları
Yıkacakmış sanır sıra sıra dağları
Acizliğini görmez bir hastalıkla yıkılır canları
Şifanın değerini bilmezken öğrenir unutur insan bu anları
Bilmez aciz olduğunu kul
Bilmez Rabbinin büyüklüğünü gönülden bağlanmadan

Bilirim der insan bilmez Nur yüce Kur’an’ı imanı
Görmez yıkar karşısında merhametle duranı
Her şeyi veren Rahmandır bilmez hiç Rahmanı
Bitmez sanır sürdürdüğü devranı
Devran biter geç anlar her şeyi insan yazık olur
Bilmez aciz olduğunu kul
Bilmez Rabbinin büyüklüğünü gönülden bağlanmadan

Düşman dediğin nefreti ile yatar
Ona uyanlar ülkesini ne diye satar
Ona uyanlar düşman ile batar
Bilmez şaşırır bilmez ki nereye kaça
Ayağı takılır bir taşa
Başı gelir bir taşa
Ölür gider hani nerede diyenler ona çok çok çok yaşa
Ölünce gerçeği görür pişmanlığı ile patlar çatlar
Bilmez aciz olduğunu kul
Bilmez Rabbinin büyüklüğünü gönülden bağlanmadan

Yani kısacası iman etmeyen kul olmadan bilmez kul hiçbir gerçeği
Aklında fikrinde zikrinde gezer ağ örer düşman ile şeytanın örümceği

Mehmet Aluç-Kul Mehmet



Bakma Bana Gardiyan





Bakma bana gardiyan beni yakan hükmüme bakıp
Beni yakan bendeki ben değil şartların acizliğidir yakan
Alnıma çaldıysam kara leke yatıyorum işte yüreğime budur batan
Bana suçlu gibi bakma gardiyan bu bitirir beni sen misin yatan
Sen misin hükme hüküm veren olanları görmeden bakan
Bin bir pişmanlık içinde benim bu parmaklıklar içinde yatan



Ben miyim sana yabancı söyle gardiyan ben miyim yalancı

Sen misin bana yabancı söyle kim bu dünyada hancı

Bir lokma dedim bin eziyet ettiler sustum
Yüreğime soktukları onca işkenceleri geceleri kustum
Merhamet insaf dedim o bize ait dediler vurdular kaçtım
Kaçtım ama açtım etrafıma baktım kırdım fırıncının camını     
Aldığım bir kuru ekmek yıkmadım ya başına dükkânını
Sen misin hükme hüküm veren olanları görmeden bakan
Bin bir pişmanlık içinde benim bu parmaklıklar içinde yatan




Ben miyim sana yabancı söyle gardiyan ben miyim yalancı
Sen misin bana yabancı söyle kim bu dünyada hancı

Arz edemedim bu garip halimle şikâyetimi
Kim anlardı beni kim bilirdi sefil halimi
Şimdi dolduruyorum pişmanlıkla bu günümü
Elimden alma sakın umut denilen insanlık gülümü
Çıkmaz sokaklardır benim göremem ki ben zaten önümü
Bir çukur açarak sende düşürme içine beni koparma dilimi
Sen misin hükme hüküm veren olanları görmeden bakan
Bin bir pişmanlık içinde benim bu parmaklıklar içinde yatan



Ben miyim sana yabancı söyle gardiyan ben miyim yalancı
Sen misin bana yabancı söyle kim bu dünyada hancı

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç