Bu Blogda Ara

7 Mart 2016 Pazartesi

Ah Bu Kadınlarımıza Şiddeti Sunan Erkekliğimiz

Bugün yine gözlerimiz yaşlı kutlarken kadınlar gününü
  Bugün yarın toprağa verdik o gülümseyen gülüşler sunan kadınlarımızın üçünü beşini…



Kaç gece gözyaşı döktün gizli gizli ömründen
Hiçbir şey kaybetmedin o sımsıcak gülüşünden
Hala şiddette görsen sararsın yine sevginden
Aşk sunarsın erkeğe cennet kokan gülüşünle
Sana şiddeti yaşatan bindiği dalı edepsizce keser
Ah bu şiddeti sunan erkekliğimiz aşkı sunsaydı

Boşa gider mi ailen toplum için uğraşların
Misler gibi kokar süpürge ettiğin o saçların
Cennetten bir bakış sunar o gül bakışların
Sana şiddeti yaşatan bindiği dalı edepsizce keser
Ah bu şiddeti sunan erkekliğimiz aşkı sunsaydı

Kadınım sende aşkı görür meyhanelere düşer
Sevgini sunarsın o utanmaza anlamaz sana sunar şer
Nefreti ile sana kan sunanda kalmasın fer
Sen kadınsın ağlasan bile gözlerin gülümser
Sana şiddeti yaşatan bindiği dalı edepsizce keser
Ah bu şiddeti sunan erkekliğimiz aşkı sunsaydı

Ah o şiddet uygulayanın edepsiz üçü beşi
İnsanlıktan çıkmış yüreğinde yanar nefret ateşi
Yüreğinde yaktırdı utanmadan kor alevden ateşi
Gözlerimde senden fazla yaş aktı doğmasın güneşi
Sana şiddeti yaşatan bindiği dalı edepsizce keser
Ah bu şiddeti sunan erkekliğimiz aşkı sunsaydı

Gülümseyerek koştun gönlünü verdin geldin
Bembeyaz gelinliğini o şiddet yanlısı kara eyledi gitmedin
Gençliğini verdin a utanmaz yüzünü kan eyledi izledi
Çekti gitti nerede sabah orada akşam etti geldi gülmedi
Açık alınla geldin açık alnınla giderken gitme kal demedi
Ah bu şiddeti sunan erkekliğimiz aşkı sunsaydı

Kul Mehmet’im ne söylersen söyle kadına şiddet bitmiyor
Mutlu mesut günler neden gitti gönüllerde gelmiyor
Gülümseyerek gelen nur yüzlü kadınlarımız neden gülmüyor
Üzerimizde kadınlarımızın hakkı hiç bitmiyor
Cennet onların ayakları altında neden kimse bilmiyor
O kadar şiddete rağmen az gülümsersen hiç gitmiyor
Sana şiddeti yaşatan bindiği dalı edepsizce keser
Ah bu şiddeti sunan erkekliğimiz aşkı sunsaydı
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Ey Nur Bakışlı Kadınlarımız







8 Mart Dünya kadınlar günü, yine gözlerde gönüllerde hüzün
    Ağlama ey bacım kadınım ey kadın, nurla dolu bakar gönül yüzün
                                             Sizi dert içinde bırakan yıkılsın her gün ve bugün…
                                    Sizler her gün ağlasanız da yine güldürüsünüz olsanız da üzgün

Ey kadınım sırtında var dünya dolu yükün
Karar verirken kendini katmazsın bırakırsın sona olmazsın küskün
Kendi dertlerini unutursun ailene sensin yürekten düşkün
Hakkınız ödenmez sizin, sizsiz inan halimiz pek müşkül ey kadınlar

Gönlünde tahtlar dizmişsin eş çocuk toplum için
Tufan gibi aksa gözyaşını gizlersin ağlarsın için için
Küsmezsin sen kızsan da gülerek gelin gelin dersin
Hakkınız ödenmez sizin, sizsiz inan halimiz pek müşkül ey bacılar

Halden insanlıktan anlamazlar bazen seni ezer
Bilinir o insanlarda insanlık bir gram ne gezer
Yuva yıkılmasın diye çekersin çileyi anlamaz o uyurgezer
Hakkınız ödenmez sizin, sizsiz inan halimiz pek müşkül ey anneler

O yıkılmaz sinen ile tüm dertler için yaparsın kalkan
Yüreğin dertler için çare ararken kaynar sanki volkan
Sen bizlere emanetsiniz bizleri yaratan yüce haktan
Hakkınız ödenmez sizin, sizsiz inan halimiz pek müşkül ey canlar

Bir canı almak yakışmaz hiçbir kula
Anlasana aptal seni sevmek için çıkmış yola
Al koluna gülümseyerek gez sene kol kola
Hakkınız ödenmez sizin, sizsiz inan halimiz pek müşkül ey canlara can olanlar

Hazan görmüş gül gibi solduranlar var
Dünya ve ahiret olsun onlara dar
Bir daha onların dünyasına girmesin hiçbir yar
Hakkınız ödenmez sizin, sizsiz inan halimiz pek müşkül ey nurlu bakışlar

Ey kadınım sevda derler gezdiğin yola
Gururla takarsın eşini çocuğunu o narin kola
Tüm iyilik güzellikler Rahmet gönlüne nur nur dola
Hakkınız ödenmez sizsin inan halimiz pek müşkül ey aşk kokanlar

Gönlünde sevgi var olur bize ışık
Seni gören bu kul olur hemen âşık
Seni seven seninle olan âleme olur barışık
Hakkınız ödenmez sizsin inan halimiz pek müşkül ey kadınlar

Ey kadına zulüm eden şimdi tek başına ağlarsın
Yaralarına sevgi yerine neden nefreti bağlarsın
Seni ne kadar sevdiğini şimdi çok iyi anlarsın
Hakkınız ödenmez sizin, sizsiz inan halimiz pek müşkül ey sevgiye yol olanlar

Kendi isteklerin hep duvarda asılı kalır
Sana zulüm edeni cehennem içine alır
Kul Mehmet gülüşlerinize hayran kalır
Bugün sizin gününüz bilirim hayalleriniz alınır
Hakkınız ödenmez sizin, sizsiz inan halimiz pek müşkül ey cennet kokulu kadınlar
Öperim nurlu ellerinizde öpülesi gönlünüzde ve alnınızda her gün
Mehmet Aluç-Kul Mehmet



Sende Bir Gün Gülersin

   


Bekle ey gönül nereye gidersin
Böyle hızlı koşarsan elbet düşersin
Dert keder içinde kaybolma bitersin
Üzülme elbet sende bir gün gülersin

Üzülerek düşündüğün can alır canında
Dün yanında olan bugün yok yanında
Viran eden yeller esmiş gönül bağında
Üzülme elbet sende bir gün gülersin

Derdi Gönül’e veren dermanını da verir
Nice dertleri çarenin güçlü elleri devirir
Yarın nerede ne olacağını kim bilebilir
Üzülme elbet sende bir gün gülersin

Halden anlamayan yok derken Rahman varmış
Sanırdın tüm yollar sana kapalı darmış
Yüce Rahman gönlüne ne güzel aşkı salmış
Üzülme elbet sende bir gün gülersin

Gönül kapını çalan çıkar artık tık tık
Aşkı bırakıp başka yollara baktık
Aşkın yollarında düşünme nasıl çıktık
Üzülme elbet sende bir gün gülersin

Kul Mehmet’im aşk tutunacak bir dalmış
Yüce Rahman aşkın içinde bin bir çiçekler açtırmış
Girmek almak isteyene aşkın kapısını açık bırakmış
Üzülme bak sende şimdi gülüyorsun artık


Mehmet Aluç©Kul Mehmet

6 Mart 2016 Pazar

Yok, Öyle Bir Durum Yapma Y/ama



Mezara yuvarlanırken son bitmeyecek sanılan nefes
        Yeniden diriliş için bekleyecek ceset ruhuna b(s)ürünmek için mezarında…

Gün gibi aşikâr ölüm
Elimizle yerleştirirken mezara
Solmayacak sanılan
Solan soluksuz bakışı
Bize yaklaşmayacak
Bize yaklaşınca susup kaçacak aymazlığımızla
Görmeden hissetmeden uzaklaşıyor kör gözlerin
Kör bakan şaşılığında
D/aha dün yıkarım derken
Bugün yıkılana sor
Yıkan kimmiş d/ağlar gibi insanı
Hayalleri rüyaları
Y/ıkarsan
Y/ıkılırsın
Y/ıkıldığının altında soluksuz k/alırsın
Devran sana ait sanan
Devransızlık içinde şimdi k/alan
Bağır feryat et edebilirsen
Sessizliğin içinde sessizce beklerken
Koşarken yıkmaya toz duman
Kayboldun toz duman oldun
Dalga dalga almaktı rüyan
Elin uzanıyor sanırdın semaya
Dikilirdin aymazlığınla herkesin karşısına
Susardı içinde bin bir dua ederek mazlum
Korktu sandın yanıldın
Dikildiğin mazlumun bakışı
Yıkımındı
Anlamadın
Düşlerime ruhumla yürürüm d/erken
Ruhun senden önce çukuruna düşmeden uzaklaştı sende
Para sesi ile c(k)oşarım zevkten on köşe olurum d/erken
Şimdi karanlık köşe içinde soluksuz k/aldın
Ecelim gelmez derdin bana uzak
Çekersin sandın önüne set
Şeytanınla nefsinle hırsınla
Çekti aldı seni soluksuz
Nefret çukuruna gömdü
Şimdi kimdi
Dik duran
Sen mi masum olan mı?
Mazlum mu?
Kimdi yanında yıkılmayanla dolaşan
Söz sukut olmuş sandın
Dua oldu vardı sen gözünü o an kırpmadan nur nur
Ölüm dedik
Zulüm dedin
Zulüm dedik
Gülüm dedin
Son nefes dedik
Bana şimdi uğramaz dedin
Bilemedin
Göremedin
Hissedemedin
İnsanlıktan çıkan
Görmez
Bilmez
Hissetmez
Ama mezarında çukurunda
Dünya başına yıkılsa bu kadar
Acı ile sarsılmaz parçalanmazdım dersin sanki
Sen seçtin
Sen istedin
Yok, eden nefis
Şeytan
Arzuların
İhtirasın peşinde k(c)oşarak istedin
Gidip te dönen var mı?
Göster
Gönül beden akıl ruh ister ama
Yok, öyle bir durum yapma y/ama
Çıkma d/ama
Elinde gezer gönül parçalayan k/ama
Yalandan ölen var mı?
Göster
Teneşir yıkıldı altında
İstersin şimdi kör sağır dünyada olsam
Günlerce aç kalsam ayda bir lokma yesem
Ağlayandan fazla ağlasam falan filan
Geçti Bor’un pazarı
Sür eşeğini Niğde’ye
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Geçmiş Dün Öldü İse Can Çeke Çeke Elimizde, Bugün Gülümseyerek Ölmesine Katkıda Elimizde.



   Hiç düşündüğünüz oldu mu acaba, bin bir çile ile geçen dünün acısı için bugünümüzü yani bir anda hayal olan ve ilerisi için bizi bağlamayan, gereksiz bir anlık fikirsizlik ile bu günümüzü heba ederek yarının pişmanlıklarını yaşadığımızı benim gibi düşündünüz mü acaba? Belki siz benden önce düşündünüz, benim ise şimdi aklıma geldi! Ne akıl almaz boş olan dünler için bu günümüzü yıkıyoruz!

   Dün, bugüne bakmak varmak için kapı yol adım, e eğer kapıyı açamadık ise yola çıkamadık ise açmak için gayret göstermeyelim mi yola çıkmak için adım atmayalım mı? Oh ne ala dün baktım kapı kapalı yol ise sisli dumanlı, artık ben bittim tükendim artık az daha gayret ememe ne gerek var ümitsizliği ile çırpınarak yarınları yok etmenin lüksü yok bu fani ömrümüzde. Geçmiş dün öldü ise can çeke çeke, bugün gülümseyerek ölmesine katkıda elimizde… Mademki bugün yarın ölü olacak elimizde değil,  dün öldüğü için feryat ettirerek katkıda bulunduğumuz için, bugün onu gülümseterek yarın etmek için çaba göstermek kul olarak görevimizdir ve bundan da kaçış yoktur…

   Dün eli kolu bağlı olarak karşımızda duran bugünümüz eli kolu çözülerek yarınımız olmadı ise, bugün olabilir, dün hayal olan az bir gayret iman gücü ile yani Yüce Rahmanın izni ve az çaban ile bugün gerçek olabilir.  Burada ki ince çizgiyi nükteyi anlayabildik değil mi, elbette ki sizler benden önce çözdünüz, ben ise yeni çözmeye başladım… Hayat her gün bir yeni adımla başlar ve son bir adımla biter ve yarın yeniden başlar veya sonsuzluğa varmak için, yeniden doğar ve sonsuzlukta bitmeden devam eder. 
   
Her gün yeniden bir adımla, hiç yolunu yönünü kaybetmeden kâinat yoluna devam ediyorsa, iman etmeyenler az idrak etsin ki yarın sonsuz yürüyüş için diriliş ve hesap günü var… Yak yık viran et keyfince hayat sür öldür, e ondan sonra ölümden sonra hayat yok de kendini kandır sen ey salak oğlu salak… Zaten kâinat, yaratılmış olan her kula istediği sorunun cevabını vermiş, yaz ve kış, yazın canlı olan kâinat kışın beyaz kefenle ölüyor ve yazın yeniden dirilişle canlanıyor, bak gör anla, bak görme kör yaşa fikirsiz ‘liginle…

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Geçmişine Bir Baş Sağlığı Dile



İnsan düşer mi zillete gece gündüz bile bile
İman et zilletten kurtul zilletin gelsin dile
İmanına sor zilletin ne olduğunu söyler
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle

Yollar uzundur bazen büyür Selvi gibi
Çukura düşsen de görünmez karanlık dibi
Hayır, kapısını aç çık içinde yürü nurdandır içi
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle

İbret al imansız perişan eski zelil halinden
Kurtul nefis şeytanın bitmez tükenmez dilinden
Zaten faydası yoktu gittiğin yönlerin her birinden
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle

Fakir olsan da bu şereftir imanın da al fikrini
Gece gündüz Rahmanın ismi ile söyle zikrini
Hayat pusulan şaşmaz artık soğutma devrini
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle

Ömür bu son devri nasıl olur bilinmez
Ecel vakti gelmeden Azrail meleği görünmez
Bil ki cennete Rahmanın Rahmeti olmazsa girilmez
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle

Bak arkana geçti sanki ömür bir saniye gibi
Dün doğdun geçen onca yıl bir dakika an gibi
Bu dünyada ömür bir nefeslik handa bir nefes gibi
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle

Yaşarken nimetlerin karşılığı hiç ödenmez
Az çile çektin ise bu karşılığı diye söylenmez
Rahman bilir yarın ne olacağı hiç bilinmez
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle

Bazen hüzünle bölünür anlar saatler
Hiç bitmezmiş gibi gelir çileli ile günler
Sabır deryasında yürüyünce geçer tüm dertler
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle

Zaman gözyaşlarına bakmadan akıp gider
Onu takip eden sanmayın yok olur biter
Zaman içinde gönül aynası kırılır bazen dersin yeter
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle

Mektubu gerçek sahibine yaz yanlış yollama
Viran yollarda yanlış olanı sevip onu kollama
Aşkın adresini şaşırıp yok olanın gönlünde arama
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle

Bu ömür Yüce Rahmana teslimiyetle huzura bürünür
İman etmeden ey kul sanma yoldaki tehlikeler görünür
Nefis şeytan zalim boş sözlerle boşuna zırvalar söylenir
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle

Benlik ile huzurun yıkılınca imana koş
Var sen bu yolda mutlulukla coş
Sanma iman olunca bu dünya boş
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle

Ömrünü günahla kambur etme
Nefret ile kin sakın gütme
Tövbe kapısı var iken sakın es geçme
Dünya hanesinde imansız yol alıp gitme
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle


Kul Mehmet’im şükür ile gerçek sevgiliyi gör aks edilene ulaşma
Aks edilen ışığa değil aks ettirene var ulaş sen durma
Önce kendini oku sonra seni yazanı ara bul sakın ola yanılma
Geçmişine bir baş sağlığı dile sen bundan böyle
Mehmet Aluç-Kul Mehmet





Sorsan Bir Soru Yersiz



İman eden kul ne güzel kuldur
Yolda aradığı sanmayın puldur
Aradığı gül Resule giden yoldur
Bu bir dünya harmanıdır vardır sonu
Bu dünya harmanında ne alırsan kardır
Son sanma bu âlemi bundan başka vardır konu
Ahiret âleminde başlar yanmaya ocak
Kimine olur serin kimine olur sıcak
Giderayak iman etmeyen kul geçersiz puldur
Akan iman çeşmesinde testini durma doldur
İman Gönül’e yıkılmaz kale ile surdur
Haydi, iman et nefsini şeytanı durdur
Bu fani âlem benim değil deyin
Ne senin ne benim nede beyin iyi bilin
Bu âlemi gönülde yaşayın seyredin öyle gidin
İmansız kul hakkında sorsan bir soru yersiz
Cevap verilmez iyi insan değil derler o karaktersiz
Bu dünya âlemine boş geldi gider boş cevhersiz
Fikir bir adım önünde almaz gider utanmaz fikirsiz
Karanlıkta dolaşır ne utanmaz bir adam bu hünersiz
Eli kolu sanki zincire vurulmuş derler budur edepsiz
Sakin gecelerin içine sızıları yerleştirir durur imansız
Aklı başında olan imana koşar
İmanı alır onun ile coşar
İmanı bu alemde her şeyi başar
İman güzelliğini gören kul şaşar
İman ile kul ne güzel yaşar
Aklını almasın kara geceler
Dilinde dökülsün aşk ile heceler
İmansız aşksız geçer mi biter mi geceler
Merhametli dilinle yağmur ol yağ gönlüme
Bir tatlı gülüşün yeter bu ömrüme
Gül kıskanır bakar o gülüşüne
Hayran olur gönlündeki iman ile yürüyüşüne
Gönül bahçene ne güzel çağırırsın gel gel deyişinle
Kendimi koynunda düşlüyorum candan sevişinle
Bu ömür hiç bitmesin beni candan dinleyişinle
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


İman İle Çölde Açan Nurdan Güldür



Kula ne güzel yakışır Allah’a yakınlık
Kula hiç yakışır mı gönül kıran kırgınlık
Sabah namazında ne güzel olur canlılık
İman ile çölde açan nurdan güldür

İman eden kul haram yolda yürümez
Haram para ile kefen alınıp biçilmez
İman etmeden yoldaki tehlikeler görülmez
İman ile çölde açan nurdan güldür

İman ile yaşayıp ölmeli böyle
İman et sen zikrini her daim söyle
İman etmeden hayat yaşanmaz böyle
İman ile çölde açan nurdan güldür

İman et kurumuş dalları gül eyle
İman var iken dünya malını neyle
İman eden yaşar hep neşeyle
İman ile çölde açan nurdan güldür

İman etmeyen kulun yolu karanlık
İmansız kulun mezarı viranlık
İman eden kulda hiç yok olmaz canlılık
İman ile çölde açan nurdan güldür

Çek tut imanla zamanın eteğinden
İman eden bal toplar peteğinden
Salih amel işle bulundur yedeğinden
İman ile çölde açan nurdan güldür

Kul haberin olsun öleceğinden
Solup bir gün gideceğinden
Rahman hep sorar dünyada ki yiyeceğinden
İman ile çölde açan nurdan güldür

İman eden kul gülümser
Hem güler hem gönülden sever
İman etmeyen kul hemen biter
İman ile çölde açan nurdan güldür

Kula gelen kutlu ölümse
Ey kul iman ile gülümse
Mezarında tek kaldın amelinden başka yok hiç kimse
İman ile çölde açan nurdan güldür

Helal kazanıp helalinden fakire verdinse
İman nakışı ile gönlünü ördünse
Nur Kur’an Nur Resul yolunda yürüdünse
İman ile çölde açan nurdan güldür

Kul Mehmet’im iman edenle yola çıkılır
Ufukta cennet yoluna gülerek bakılır
İmanla cümle kulların yarası sarılır
İman ile çölde açan nurdan güldür
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç