Bu Blogda Ara

4 Mart 2016 Cuma

Hakkı Bilmeyen Bu Dünyada Aldanır



Bu sendeki güzellik haktandır
Hakkın yolu uzak sanma yakındır
Ömür kapısı bir açılır bir kapanır
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Kördüğüm yolları birbirine bağlanır
Eli ayağı birbirine dolanır çaresiz kalır
Zamanı olur duman duman içinde kaybolur
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Ava giden avcı bir avlanır
İkinci avında kendisi avlanır yanılır
Alçak gönüllü olan pek güzel karşılanır
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Dünya hayatında zalimin dünyası kararır
Hakkı bilmeyen kullarım yolu cehenneme varır
İman ile olan edebinden dolayı utanır
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

İmanı olmayan hakkı tanımayan kendini dev sanır
Zamanı olur duman duman içinde yol alır
Koşar adımla koşar hal bilmez ile yalanlar
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Yalanın içinde aldanıp ta boşa koşup soluksuz kalanlar
Yatsı olmadan yalanı ile kapı dışında sürünüp kaçanlar
Dili lal olup yalan ile dili büklüm büklüm dolaşır
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Hakkı bilmeyen şeytanla gezer meyhaneleri
Hak yoluna inatla girmez yaşar izbe karanlık geceleri
Hak yoluna girmeyip haksızlık yolunda yok oldu niceleri
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Hak yolunda hakkı tanımazda olmaz hiç duygu
Boş yollarda şeytan ile boşa kurar anlamsız kurgu
Kör gözle görmez şeytan hançeri binlerce defa sırtına vurdu
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Ecel geldiğinde ah o an gerçek son anda anlaşılır
Son anın azabında kurtuluş yok haksız olan anlar kıvranır
Son anın son nefesinde af yok bilmez boşa çırpınır
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Bu dünyada ne zaman ömür son bulur bilinmez
Azrail meleği yola çıkıp son nefese gelmeden görünmez
İman ile yola çıkan şeytanın yolunda sürüm sürüm sürünmez
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Hak yolunda yürümeyeni şeytan kara pençesi ile yakalar
Bir an gülümser görünen şeytan ile yol alan çaresiz kalır ağlar
Tekrara hak yoluna tövbe ile dönmeyenin yarası sızım sızım sızılar
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Oturma şeytanın taşına
Gör neler gelir pişmanlıkla başına
Merhameti yok şeytanın bakmaz göz yaşına
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

İman eden kul insandır
İman etmeyen şeytanın arkadaşıdır
İman ile kula Rahman verir ihsan bulunmazdır
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır

Kul imanı ile hürdür Yüce Rahman’a teslimiyetle elbette
İman eder Salih amel işler iman ile gezer cennet kokulu ahirette
İmanı ile Salih ameli karşılar kulu gülümseyerek cennette
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır


Kul Mehmet’im imanla olsun hayatının başı sonu
Dünya âleminde bundan başka olmaz önemli bir konu
İyi bil iyi anla sakın unutma bunu
Hakkı bilmeyen bu dünyada aldanır
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-





Artık seni düşünürken üşümüyorum



Ben kapına vardıkça kapatıyorsun arsızca
Kapıların önünde yatarken kapılarla oldum dost
Bir sana olamadım dost gülümseyen yüzünle
Ararken gönlüne girecek başka kapı
Uçurumların eşiğindeyim
Akbabalara yem olmanın çölündeyim
Bir uçuruma bir çöle düşüyorum ürkek adımlarımla
Sana açılacak bir kapı bulamıyorum
Hasrete açılan binlerce kapı açık
Ben yüreğimde kaçık bir âşık geziniyorum
Yolunu kaybetmiş bir serseri
Martıların sessizliğinde sensizliğin okyanusunda boğuluyorum
Lakin imdadımı duyan yok
Gözü yaşlı martıların kanadına tutunarak çıkıyorum yalnızlığımın adasına
Şimdi sen benden habersiz
Çilem yok artık sensiz arama artık beni bulamazsın
Yabancı bir adanın serserisiyim artık
Yorgun gecelerden kurtulup özgürlüğe koşan ben
Hasretinle gökyüzüne yüksel şimdi sen yokum artık 
Yüreğimin çırpıntısı ile yıkılan şehirim de kal artık sen arama beni
Her gece uykuya dalmadan yüreğime saplanan sen yoksun
Her lokmada hasretinle boğazıma düğümlenen kanlı aşım yok
Saba makamında şarkılar söylerken kâinata sensiz
Neşterli kan koklan ellerin yok üzerimde
Gök kubbemde ışık olan güneşim her gün bana doğuyor
Bir ölüm telaşı sensizlik gönlümde ölüyor
Bıraktım sensiz elimde gezdirdiğim boşu telaşı
Vakti gelen ölüm gibi ayrıldım sende
Artık seni düşünürken üşümüyorum
Artık senide hiç düşünmüyorum
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Kim duyar



Bir yürek yanıyor ağlıyor

Filistin de Suriye de mısırda bağırıyor

Sesimizi yok mu duyan diye çağırıyor

İnsanlar bebekler masumlar katl ediliyor diye kıvranıyor

Elimizde cep telefonu aman bunun yenisi çıkmış telaşında

Kim duyar bu sesleri yeni cep telefonun melodisi ile 

uğraşırken


Mehmet Aluç-Kul Mehmet

3 Mart 2016 Perşembe

Aciz olduğunu anla



Yürek yanar pare pare
Bu derde vardır çare
Yüce Allah her derde çare
Var git Yüce Allah’a ey biçare
Çaresizlik sendedir ey kul
Aciz olduğunu anla bil azda ol makul ey kul

Az ter dök çabala
Hayatı dikkate al olma budala
Yeter artık konma daldan dala
Hayatı yavaş takip et koşma dörtnala
Hayatı kandıramazsın olma ukala
Aciz olduğunu anla bil azda ol makul ey kul

Başkasına lezzet ver ki lezzeti tadasın
Hayat yolunda yürürken yalnız kalmayasın
Nefis şeytanla oynayarak günaha dalmayasın
Pare pare dökülürsün nefis şeytanla yanmayasın
İnsan değerini kıymetini bil ki yarınsız kalmayasın
Aciz olduğunu anla bil azda ol makul ey kul

Bir mana sarayıdır bu dünya nefsinden yana olma
İman ile ol hem dünyada hem de ahiretinden uzak kalma
Her şeyin çözümü iman ile gönüldedir boşa arama
Yüce Allah imanı verdi uzat elini al gönlüne uzaklara kaçma
İmansız kalarak nefis şeytanla kalma dünyanı sakın yakma
Aciz olduğunu anla bil azda ol makul ey kul

Kul Mehmet’im iman ile ne alırsan odur hissen
İmandaki lezzeti tadı bir bilsen
İman ederek inşallah ölüp gitsen
Azrail can almaya gelirken gülümsesen
İmanın lezzetini tadan bu canla ölüp ölüp dirilsen
Aciz olduğunu anla bil azda ol makul ey kul
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


Sözlerim

   
                      

Yaşadığımız hayatta var oluşu, hayatta kavga etmeden birbirimizi candan severek kazanabiliriz ve hayatın peşinden gülümseyerek gidebiliriz, bundan gayrısı yaşadığımız hayatı mutluluğu sevinci yarınlarımızı yok ederek bitirmektir. Doğuştan bize verilen ağlama ise gülümsemenin güzelliğini göstermek içindir.

Hayatın gülümseyerek yaşamamız için verdiği cevapları dinlememek ona uyum sağlamamak sonucunda, yıkımı ve hezimeti yaşamak kaçınılmaz oluyor. Hayat âlem ile bize huzurun şarkısını kardeşliğin birlikteliğin enfes tadına doyum olmaz melodisini mırıldanırken, biz şeytanın kulak tırmalayan iğrenç melodi olmayan melodisini dinlersek, her zaman kaybetmeye mahkûm oluruz.

Hayat bize yaşarken yaşantımızda her an bir boşluk bırakır ve bunu bizim birbirimizi severek gülümseyerek içini doldurmamızım ister. Oysa biz bunu yanlış anlayarak, kendi çıkar ve arzularımız ile doldurmaya çalışarak hem kendi dünyamızı, hem de diğer insanların dünyasını yıkarak mutlu olacağımızı sanıyoruz. Ömrümüzün son anına kadar bize alay ederek gülen, kendi ellerimizle ördüğümüz sahte mutluluklarla, kendimizi yok eden uçurumlara atarak güldüğümüzü mutlu olduğumuzu sanıyoruz!

Hayat bize binlerce çıkış kapısı açarken, biz onları beğenmeyerek hatta o kapıdan içeriye girip, içinde ne olduğuna bakmayarak, ne var ne yok içinde bilmeden, kapısını kendi egomuzun baskısı benliğimizin şımarık egosu hatta hissettirmeden yıkımı ile kapatarak, hep çıkmaz sokaklarda çıkmazı yaşıyoruz. Bu nedenle bizim için başarı diye bir kazanımımız olmamakla birlikte, başkalarının başarılarına imrenerek hatta kıskanarak bakarken, bizi başarıya götürmeyenin ne olduğunu bildiğimiz halde salaklığımızla, bilmemenin ekseninde kendimizi her şeyi bilen görerek, suçu kadere yüklemenin saçmalığını yaşıyoruz.

Gün gibi aşikâr olan gerçekleri, nedense bitmek tükenmeyen cahilliğimizle, ak olana kara, kara olana ak, haksız olanı hak diye görme bilme saçmalığı ile gönüllerimizi edepsizce yıkarak, birbiri ile çelişki ve saçmalık dolu acıları yaşayarak, hem güveni kaybediyoruz hem de saçma kavgalar birbirimizden kuşkular duymanın saçmalığı ile insanlığımızı yitirerek, bizi yıkmaya çalışan düşmanın zalimin eline bizi yıkacağı kapıyı açmış bulunuyoruz.

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


2 Mart 2016 Çarşamba

Kimse Halim Bilmez




Yarden ayrı kaldım yar beni andı kulağım çınladı
Şehir şehir gezdim yari saklamış bana geri vermez
Anlattım derdimi dağa taşa kuşa kimse anlamadı
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Arayan aradığını bulup rahata ermez mi erer elbet
Aradığım bulunmaz bilinmez neden ne olur akıbet
Her yer bana oldu gurbet adımlarımda yok isabet
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Gülmeyen talihim gibi yollarda bana gülmez
Gelmek istemeyen gelmez şansım çağırırım gelmez
Hasret çileyi çile dertleri çağırır git derim gitmez
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Beklerim dua ile Yüce Rahmandan bir ihsan
Yanar yüreğim bedenim sinem bilmem bende ne noksan
Kurudum kaldım yok mu yudumla kanacağım bir pınar yüce Rahman
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Kururdu salkım salkım gönlümde üzüm bağım
Çökmüş  un ufak olmuş gönül dağım
Yaşadığımı hiç sanmıyorum sanmayın ki ben sağım
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Ey insanlar kalkın yari benimle beraber arayın
Alın beni talihimle kaynar kazanlarda kaynatın
Değişmez isem bulamazsam zemzemler ile yeniden yıkayın
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Gelin bakın benim asıl gönül vatanım
Bulamazsanız vatanım nerede nuruaynım
Nuruaynımsız ben param parça parçandım
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Söyleyin ey erenler seven sevdiğine kıyar mı
Sevdiğini ateşlerde yakar kor alevlerde yakar mı
Çaresiz kalıp öldüğünü bilip kör gözleri ile bakar mı
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Yolumu şaşırdım acep yolum hakka varır mı
Hak yolunda kaybettiğim yarim karşıma çıkar mı
Yar çıkmazsa yoluma kadir mevlam yaralarımı sarar
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Gelin göründe bu garip aşığa bakın ne olmuş
Yaz ayında açan tüm çiçekleri kurumuş solmuş
Bakın bakalım yollara gelen var mı vadem mi dolmuş
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Artık ben kendi kendime yetmem bir adım daha gidemem
Artık gelmezsin  çağırmasın nazlı yar çağırsa da gidemem
Artık tükendim hiç bir şeyi bilmiyorum ben bendeyim diyemem
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Artık anladım ben bu hasret ile bittim tükendim
Belki hata bendedir onuda şimdi farz edin ki bildim
Amam inanınki o nazlı yari ben kendimden fazla sevdim
Galiba çok fazla sevdim biraz hata ettim
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Artık terk ettim onunla beraber düşlerimi
Kimse barıştırmadı bu gönül ile küslerimi
Anladım ben garip bir sevendim kimse dinlemedi sözlerimi
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Aşık sevdiğine varmayınca mutlu olur mu
Hak yolunda aşk ile yürümeyen kul olur mu
Merhamet ile olmayan insan insan olur mu
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Kul Mehmet'im vardın mevlaya aramayı bırak ver bir karar
Aradın bulamadın artık aramakta bulma bir yarar
Mevla sardı  seni yaralarını merhametle gönlüne bakar
Dil sanki başka gönül sanki başka söyler kimse halim bilmez

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-





1 Mart 2016 Salı

Dünya ve Kul


Dünya üzerime bir gömlek dikmiş
Giymek istemesem de giydiriyor
Üzerine bin bir çile ile keder yüklemiş
Kollarımı bağlamış giyeceksin diyor

Gönül sazım kırık çekemiyorum nazını
Dünya tadı kalmadı alamıyorum hazını
Dünya hayatının yaşayamadım yazını
Ayaklarım bağlamış kış ayında yaz ayına yürüyemiyorum

Bülbül namesi dinlemek varken karga sesi dinletiyor
Halden bilmez ile derdime çaresizlik yolunu gösteriyor
Dilden anlamaz namert ile sözler söylettiriyor
Kollarım tutmuş zorla dinleyeceksin diyor

Dünya diyor bu dertler içinde hal ehli ol
Hal ehli ol gönlüne imanı al işte sana bir yol
Dilden halden bilmezi düzelt işte sana güzel bir rol
Ellerini tam bağlamadım az uğraş hemen çözersin diyor

Kul Mehmet’im bilirim bu dünya yalan
İmtihan içinde var mı yardımsız kalan
Dünya yolunda zalimdir soluksuz kalan
İman eden kul değildir ak olana kan katan
 Kan katana sanmayın Yüce Rahman uzakta bakan
Soluksuz ateşte zalimi odur cayır cayır yakan
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

29 Şubat 2016 Pazartesi

Sar Sen Beni

aşk,candan,incitme,gül,kokan,insaf,



Candan sevdim ben seni
Dile düşürdün sen beni
Yeter artık incitme beni
İnsaf ette al sar sen beni

Aç gül kokan sinene gireyim
Sen sevmez isen söyle nereye gideyim
Candan sevenim ol artık sevdiğim diyeyim
İnsaf ette al sar sen beni

Aç kolların sar beni ben güleyim
Gönlümdeki gülleri önüne sereyim
Açmazsan gönül kapını izin ver öleyim
İnsaf ette al sar sen beni

Bizi bizden ayıran sürüne
Ağzı burnu yerlerde sürüne
Sürünsün bu alemde döne döne
İnsaf ette al sar sen beni

Gülümseyerek gel bu gönlüm narin
Aşk ile yaklaş bana yanmazsın bu gönlüm serin
Allah’ın emri ile iste olayım sana gelin
İnsaf ette al sar sen beni

Gönül sevmez ise o gönül tez çürür
Bu bedende aşk olmaz ise zor yürür
Aşk ile seven tüm güzelliği gönlünde görür
İnsaf ette al sar sen beni
Yar gönlünü günde bin defa dolaştım
Aşk denilen güzellikle yarim boynuna sarıldım
Aşk ile sevdim sanma severken yanıldım
İnsaf ette al sar sen beni

Kul Mehmet’im ne yapayım malın çoğunu
Vermez mal bana yarin yokluğunu
Aşk ile sevdim ben bilirim yarin güzel huyunu
İnsaf ette al sar sen beni


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Beyitlerime Devam

Beyitlerim


Gamdan yıkıldı gönül evim yapacak ustası yok
Viran olmuş gönülde evler ararsan bu alemde çok oturulacak hali yok

Mümin olanın haram lokmaya karnı her zaman tok
Mümİn olmayanlardan  ahireti bilmeden haram yiyenler çok

Ara bul gönlüne bir Leyla gönül evine gülümseyerek misafir et
Merhametle gülümsersen Leylan’ın gönlüne budur bir açık bilet

İman ile ol sen sağla her zaman  ol sen imanınla adaletli
Bu alemde iman ile olan kul mümin zayıf değil her zaman kuvvetli

İman ile olmazsak ne olur ahirette bilinmez akibet
İman merhamet salih amel ile ol beraber ahiret için işte sana açık bir senet

Merhametli ol her zaman gönülleri sen gülümset
İman merhamet ile ol sen gör güzelliği o zaman edersin hayret

Bu dünyada imandan merhametten başka hiç bir şeyde yok fayda
Merhametsiz imansız olduktan sonra ne faydası olacak her gün gezsen sen ayda

Az imanlı  merhametli ol dağıt gönüllerdeki matemi
İman üzere yaz her zaman bırakma elinde merhametli kalemi

Açsın gönlünde imanla aşkla ile cennet bağının gülleri
Kapat hasretin kapısını esmesin gönülleri yakan yelleri

Sabır dersen sen gör Eyüp de ki o dağlar gibi umman sabrı
Merhametli ol karar verirken yıkma gönlü geçme  viran eden sınırı

Aşk için oluruz biz garip bir dilenci dertleri yok etmek için değil miyiz sabırla değirmenci
Sabah seherinde taze güller açar yanında öter bülbüller dinlemek için ol sen seherci

İzan ile ol aç akıl melekeni dinle gör alemdeki kusursuz işleyen huzuru
Gönül gözü ile bak gör gönüllerde parlayandır Yüce Rahmanın nuru

Kul Mehmetim sen anla Rahmanın nuru ile parlayan gönül dilinde
İman ile gez yoksa kurtulamazsın nefis ile şeytanın yakan yok eden elinde

Mehmet Aluç-Kul Mehmet




Bu Can Sana Feda


 
veda


Halim arz ettim yarim sana döne döne
Bir gün dönmedin zalim benim yöne
Seni çok seviyordum bilmedin aksine
Vazgeçmek için çok aradın bahane
Kaşlarını çatıp gittin demedin bir elveda
Çekip gittin ya yine bu can sana feda

Bilmem ne diye beni sen üzersin
Geçip karşımda hoyratça beni süzersin
Bir söz söylemez çeker gidersin
Bir gülümsesen a güzel ölür müsün
Kaşlarını çatıp gittin demedin bir elveda
Çekip gittin ya yine bu can sana feda

Söyle bensiz var mıdır bir yurdun
Söyle sen ne diye beni böyle yordun
Gizlenerek saklandım beni herkese sordun
Aradın da benden iyisini mi sen buldun
Kaşlarını çatıp gittin demedin bir elveda
Çekip gittin ya yine bu can sana feda

Gel sarıl bana alemde bırakalım hoş seda
Yoksa hasret bize olacak müptela
Uzaktan bakar iken etme sakın veda
Gel seninle gülelim biz bu dünyada
Kaşlarını çatıp gittin demedin bir elveda
Çekip gittin ya yine bu can sana feda

Kul Mehmet'im aradım bulamadım bir Leyla
Gece gündüz hep yaşadığım duyduğum vaveyla
Bazen aranan bulunmuyor tam anlamıyla
Artık çekeceğim günahıyla sevabıyla
Kaşlarını çatıp gittin demedin bir elveda
Çekip gittin ya yine bu can sana feda


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

İman Ki Gönüllerde Dalgalanan Sancak



Bitirir miyim sandın senli yarınları
Gülümseyen gülüşünle gülümseyen düşlerimi
Unutur yitir imiyim sandın cennet gülüşlüm
Gözlerindeki aşkın içinde kaybolur muyum sandın
Gözlerindeki aşkın deryasında çiçek olup açılmadıkça
Terk eder gider miyim sandın ötelere
Seni siler miyim bu dünyada ve gönlümde ahiretim de
Cennet kokan bakışların ve gülüşlerini unutur muyum sandın
Yanında ecel terleri cennet çiçekleri gibi kokarken
Yüreğindeki imanla aşkın Nur Kur'an ile coşarken ötelere
Sana varmayan sarp yokuşları Allah'ın izni yardımı ile
Yıkarım iman ile aşkın kuvveti ile geleceğin cennet çiçeğisin sen
Gönlümde cennet kokusu ile açan
Unutur muyum terk eder miyim sandın cennet güzelim
Cehennem çukurlarında senin için sürünür
Zalimin lanet çaresizliğini otağını başına yıkarım
Gözlerine o karanlığın gölgesi düşmesin diye
Binlerce yaralar alırım ama ben seni hiçbir zaman unutmam
O yürekteki imanı yaratan Yüce Rahman bunun için yarattı
Zalimin zulmünü yıkmak
İnsanları candan gönülden sevmek
Kendi mutluğumuzdan öte
Tüm insanlığın mutluluğuna koşmamız için yarattı ve gönlümüze almamızı istedi
Hangi çılgın yıkar imanı sinede
Sendeki imanın güzelliğini görünce
Hangi vahşet yok olmaz bize imanın gücünü veren Rahmanın yardımı ile
Sen âleme cennet gülü eken güzelim
Nur İslam ile Nur Resule giderken yolumda yarenim gönül yoldaş'ım
İnsan kendini unutur seni insanlığı unutmaz
Hak ile bakan gözlerindeki imanın gülümsemesini gören hak yoluna gelir
Bu imanın bakışı ile zalim yanmaz mı?
İman ki gönüllerde dalgalanan sancak
Sancak ki Nur Resul elinde emanet bizlere ancak dalgalanır
Sancağın gölgesi cennette yansır âleme haktandır pınarı
Batıl yolu kapanır hak yolu açılır canlar canlara can olur canlanır
Söyle şimdi güzelim
Seni nasıl unuturum
Hak gönüldeki gözdeki imanla kulunu hemen tanır
İşte ah o zalim ile yandaşları yanılır şeytana bağlanır hak bilmez
İmanla mümin şehadeti imzalar âlemi insanı tanır sırra erer her derde katlanır
Yağar nur nur ihsan âleme
Aha geldik gidiyoruz desek de şehadetle ötelere sonsuz âleme yine unutmayız
Bekleriz cennet bahçesinde imanımızla
Yüce Rahmanın Merhameti Rahmeti izni ile
Ah bilmezler
Ah bilmezler
Ah bilmezler gün yüzü görmezlere acırız
İman ile biz iman edenler tenha yer bulamayız
Ah o bilmezler kendilerini yalnız bilir ve görürler

Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç