Bu Blogda Ara

29 Ocak 2016 Cuma

Az dinlesen bu gönlümü


    Az dinlesen bu gönlümü neden şikâyet edersin
Neden hemen ayrılıktan yana olur yola düşersin
Hiç tahammülün kalmadı mı sabır için küsersin
Az dinle sen bu gönlümü dipsiz karanlık yola koşarsın
Bu gönül dinlemek içindir sana bir şeyler söyler neden duymazsın

İşit duy gör gönlün sevda katında neden oturmazsın
Gönül âleminden ayrılma sakın feryat edersin ayrı kalmazsın
İstediğin kadar kaç kurtulamazsın dönüş yine Gönül’edir anlamazsın
Az sabır etseydin gönlün sırrına vakıf olurdun neden bakmazsın
Bu gönül dinlemek içindir sana bir şeyler söyler neden duymazsın

Gizli gizli köşelerde ağlarsın sanma duyan olmaz gizli gizli ağlarsın
Kendin ettin kendin buldun çaresiz yolları çare yoluna çıkmazsın
Görmezsin hakkın gönül yolunu kendin muradına ermezsin
Gönül muhabbet deryasına merdivendir hiç çıkmaz erişemezsin
Bu gönül dinlemek içindir sana bir şeyler söyler neden duymazsın

Bu gönlü aşk ile dinler seversen gönüldeki karanlıklar siler
Örtme aç gönül perdeni sanma açınca el âlem sana güler
Kendi nefsin kör gözü ile bakma gönül gözü ile bak gülersin
Vuslat aşk ile uzak olsa da gönül onunla dirilir vuslatına erersin
Bu gönül dinlemek içindir sana bir şeyler söyler neden duymazsın

Aşk vakti ile dolu gönlüme az yaklaş gamdan kederden uzaklaş
Aşkın sevgi dolu bakışıyla sana ben her zaman olurum sırdaş
Günler uzar bazen sabah olmazsa gönlüm sana olur dost arkadaş
Nasipsiz ise beden ecele bekleriz sabırla kapısında aşkın feyziyle oluruz dildaş
Bu gönül dinlemek içindir sana bir şeyler söyler neden duymazsın

Kul Mehmet’im aşk ile gönlün engel perdelerini aç
Aşk Rahmandan kula armağan al aşkı ol kâmil insanlığa saç
Aşk gönlün dostudur canıdır ayırma gönlü dosttan candan yolma saç baş
Hicran kapısını açma yârin yüzüne aşkı tadarak varsın sana eğme sakın kaş
Bu gönül dinlemek içindir sana bir şeyler söyler neden duymazsın
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Gönül Gönüle Hem Sohbet Hem De Röportaj-4-monolog-

  

   Kul MehmetŞiirde her türlü ideolojiyi ve ideolojik sapmayı yazmak veya bunu dışında kalarak sadece okuyucuda estetik haz uyandıran şiirler mi yazmalıdır şair?

   Gecelerin Şairi: Şair veya yazar yazarken çoğu zaman bireysel yönü ağır basar ve bu yönde yazar. Çoğu zaman içinde duyduğu çağrışımlara uyarak, bireyselliğine bağlı kalarak yazar. Bazen de toplumsal ve okuyucuya hitap edecek bir yaklaşımla beraber, evrensel insan diline gönlüne fikrine düşüncesine hitap eden eserler dile getirir. Saf olan, duru olan şiir yazarken, yazma anlayışında her zaman estetik olan güzellik ön plana çıkarılarak yazılır.Sıkıcı bilgiden uzak, bir şey öğrenme çağrısı uyandıran ve şair kendi ideolojisi ile göze fazla batmadan, toplumsal ideolojinin güzelliğinden kaçmadan, şiirsel bir anlatımla yazmasında bir sakınca yoktur. Şiirde okuyucuya uyandırdığı düşsel imgelerle süsleyerek, okuyan insanın estetik duyarlılığını tiksindirtmeden, onu okşayarak doyurmayı amaç edinmek adına, ideolojinin fayda ve zararları ne ise onu da belirterek, kararı okuyucuya bırakmakta hiç bir sakınca görmüyorum. Şair anlaşılmaktan öte, duyurmak ve hissedilmesi adına şiirler ve yazar okuyucuya sunar, artık gerisi okuyucuya kalmıştır, bunun dışındaki hislerle yazmak ise okuyucuyu zincire vurarak, kendi fikrini aşılamak veya kendi ideolojisi ve düşüncesine zincirlemekten başka bir şey değildir, bu ise şairi yazarı batıran yok eden bir yazma şeklidir.

Kul MehmetDüşüncelerin aktarılmasında şiiri bir anlatım aracı olarak yetersiz görüyor musunuz?

   Gecelerin Şairi: Şiirde belirtilmek istenen duygu ve düşünceleri bir anlatım aracı olarak görmek için o eserin kolay, anlaşılır, şairin kendine has anlatımı ile abartıya kaçmadan küçük bir ek yorum içine ekleyerek, düşüncelerini anlatmada anlatım aracı olarak tabi ki görür ve bu onun en doğal hakkıdır.Güzel, lâtif, ince anlamlı, okuyucuya empoze etmeden kolayca anlaşılır sade bir anlatımla tabi ki düşüncelerini aktarmasına hiç bir sakınca yoktur. Şiir bir anlatım aracı olarak yazar için şair için en güzel düşüncelerini anlatım aracıdır. Anlayış ve anlatışta ki yol haritası hecelerin kelimelerin seçimi gönül'e hitap etme özelliği taşımalı ve  şair ve yazar bunu hiç bir zaman unutmamalıdır.

   Kul Mehmet: Teşekkürler ederim, okuyucuları aydınlatmak adına bu güzel röportaj için bana zaman ayırdığınız, sabırla dinleyerek cevap verdiğiniz için. Size iyi çalışmalar dilerim kardeşim.
   
   Gecelerin Şairi: Bana bu imkânı ve olanağı verdiğiniz ve okuyucularımla gönül gönül'e buluşma imkânı verdiğiniz için, ayrıca gönlümden geçenleri kaleme aldığınız için asıl ben teşekkürler ederim, sabırla bizi okuyan değerli gönlü güzel okuyuculara selamlar ve sevgilerimi sunuyorum, cümleten Allah'a emanet olun kardeşlerim.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
 Monolog: Bir kişinin tek başına kendisi ile konuşması demektir.

28 Ocak 2016 Perşembe

Türkmen Dağım



Türkmen dağım feryat edip durur
Müslümanlar nerede diye sorar yorulur
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

Ayrılık yolunda kaldım ben Türkmen dağım
Parçalandı gönülde açan çiçeklerim bağım
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

Ah Müslüman sesimi bir duysa inlemem
Türkmen dağıyım yalnızım başka bir şey söylemem
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

 Zalim düşman gelse de imanımla ezerim hiç bir yere gitmem
Müslümanlar hala uyuyup durur başka bir şey söylemem
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

 Türkmen dağıyım İnlerim hiç bir kulak duymaz
Sanmasınlar beni Allah duymaz
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

 Zalim aç gözü hiç doymaz
Cehennem ateşi ona bile az inanılmaz
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

Dayan imanla yıkılmazsın Türkmen dağım sen
Direnir düşmana Müslüman imanınla yen
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

 Gökten iner melekler birazdan şahadetine gülümserken
Allah zalimi yıkar Allah seninle sen devam et üzülme sen
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

Dayan Türkmen dağım imanın ışığı hiç sönmesin
Zalim düşman topraklarını ezip de geçmesin
Zalimi yıksın Rabbim ile kullar mutluluk yüzü görmesin
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

 Kul Mehmet'im uyanalım artık zalim parçalar bu neyin hissesi
Ey Müslüman imanınla parçalanmaz yüreğin neden çıkmaz imanın sesi
Cana düşmüş düşman ateşi daha beklenir ne diye aç gönül perdesi
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Gönül dilim ile beyitlerim-2-



Vefasızlığınla paramparça olan kalbime demedin merhem olayım
Şimdi dertler içinde pişmanlıkla gezermişsin söyle hatırını ben nasıl sorayım

Terk edeyim dedim alemi terk edemedim baktım iki kapılı bir hanmış
Yüreğim yanar terk edeceğim için dönüşü yokmuş yine yanan bu canmış

Gönlün yangın yeri aç bak külden başka nedir kalan
Küllerinden silkelen yeniden diril imanla bu dünyada iman ve ölümden başkası yalan


Ömür var iken gel gezelim insanları yaşar iken sağları
Ölüm gelince unutulursun arayıp da bulamazsın sana dua eden canları


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Gönül dilim ile beyitlerim


























Gönül dilinin en güzel kuralları ile sana konuştum koştum
Açtım gönül kapımı içine baktım sen orada yoktun


Âşıkların yolculukta uğradıkları çöllere baktım seni bulamadım
Aman boş ver dedim bulunmak istemeyeni arama hiç kimseye de sormadım


Vefasızlığınla paramparça olan kalbime demedin merhem olayım
Şimdi dertler içinde pişmanlıkla gezermişsin söyle hatırını ben nasıl sorayım


Gönlüne aşkımla girdim bin bir dil ile varayım dedim sorgusuz sualsiz
Ben gönlüne girdim bir şey bulamadım hem kör oldum hem de dilsiz
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Bilen Bekler Demini


Yürümez olur bazen hayat gemisi
Hemen isyana sarılır kimisi
İçindeki sırrı bilmez anlamaz sabırdır
Bilmeyen bilmez sabırsızdır bilen bekler demini
İman ile sabırla yürüyenin yıkılmaz zemini

İman ile sen döndür yönünü
Merhamet ile söyle sözünü
Haramdan sakın gözünü
Bilmeyen bilmez sabırsızdır bilen bekler demini
İman ile sabırla yürüyenin yıkılmaz zemini


Ne yaşanacaksa kadere alına yazılır
Mümin olan imanla nefsi şeytan kazılır
Zalim uzakta gelirken sanmayın bön bön bakılır
Bilmeyen bilmez sabırsızdır bilen bekler demini
İman ile sabırla yürüyenin yıkılmaz zemini


 Sil imanla gönül pasını
Koşma dünya malı peşinde kaybedersen tutma yasını
İman ile yürümek zalimi ezmektir gönlün yasası
Bilmeyen bilmez sabırsızdır bilen bekler demini
İman ile sabırla yürüyenin yıkılmaz zemini


Haydi, ne beklersiniz kalksın gönüllerde örtülen perde
Ayrı kalıp düşmeyelim ayrı ayrı amansız derde
Zalime gülme aman verme sen gördüğün her yerde
Bilmeyen bilmez sabırsızdır bilen bekler demini
İman ile sabırla yürüyenin yıkılmaz zemini


Nöbetçi şairim yürü sen haydi düş yaya
Korkma devam et yollara düşse de kaya
Kul Mehmet arkanda seninle mayanız aynı maya
Bilmeyen bilmez sabırsızdır bilen bekler demini
İman ile sabırla yürüyenin yıkılmaz zemini

Mehmet Aluç-Kul Mehmet
(Nöbetçi Şair)


Gönül Gönüle Hem Sohbet Hem De Röportaj- 3-monolog-



 Kul Mehmet: Şiirlerinizi veya öykü makalenizi yazarken kelime veya hecelerin size karşı çağırışım yapmamdan beklemesine karşı bir formülünüz var mı?
   
   Gecelerin Şairi: Yazmaya başladığımda kelime ve hecelerim sessizce bir eser meydana getirmeden çağrışım yapmadan kulağıma bir şey fısıldamıyorlarsa, çekilirim bir kenara kitap okurum, onlarında dinlenmesini beklerim, nefes almasını beklerim. Güçlü olmayan bağlantıların, yani kelime ve heceler yorgun ise benimle bağlantıya geçmiyorlarsa beklerim, çünkü kopuk bağlantıların güçlü ve his dolu bir eser meydana çıkarmayacağını bilirim. A harfi bana B harfini hatırlatmıyorsa çağırmıyorsa, ortada yukarıya doğru çıkacağım basamaklar yok ise basamaksız yukarıya çıkmaya çalışmanın boş olduğunu bilirim. Kelime ve hecelerin bir birlerine yaklaşarak çözülerek bana bir şeyler fısıldamasını beklerim. Sözler ile anlatım fikir arasında bir bağlantı yok ise kopukluk var ise en güzeli onların bir araya gelerek, önce kendi aralarında barışmalarını birbirlerine sarılmalarını görmek isterim ve ondan sonra yazmaya başlarım. Bir birlerine sarılmayan sözler ve hecelerin, okuyucuyu sarmasını beklemekte yanlış olur.

   Kul Mehmet: Edebiyat ta duyguya önem veren estetik anlayış, ifade hakkında değişik görüşler var, sizin bu estetik anlayış hakkında görüşleriniz nedir?

   Gecelerin Şairi: Edebiyat eserinde yazarken, yazarın düşüncesindeki eserine vereceği estetik ifade vazgeçilmez bir meselesi olup, en güzeli olan aramasıdır. Eserini bu estetik şekil verme yolunda giderken, heceleri sözleri kelimeleri bir seçici bir gözle gönülle, okurun gönlüne ruhuna hitap edecek etkili olacak, olan heceleri sözleri kelimeleri kullanır. Tüm sanatlarda olduğu gibi, yazar edebiyat sanatında da bu seçici yani okuyucuya hitap edecek kelimeleri heceleri sözleri bir araya getirir, gönüllere hitap edecek en güzel eserini bu seçici değerler ve ölçütleri mutlaka arar ve buna göre yazar. Güzelin ne olduğu, nasıl elde edilebileceği hakkında herkesin muhakkak ki çok farklı görüş alanları vardır, burada mutlak olan, okuyucunun güzellik alanındaki bakış ve görüş açısıdır. Yeşil bana göre en güzelidir, ama okuyucuya göre kahverengi veya sarı en güzelidir. Ben kırmızı gülü severim, okuyucu beyaz gülü sever. İşte burada estetik anlayış okuyucuya göre olmalıdır. Tabi şair veya yazar kendi estetik güzelliğini katarken, ilk önce yani asıl olan okuyucunun estetik anlayışı olmalıdır. Bu arada şiirde estetik olan ifadeyi, yani şiiri güzel yapan estetikle güzel bir eserin yazılmasına yani müziğe bağlayanlar var,  kimisi şiirde devam eden vezinlere göre güzel olduğunu söyleyenler var, bana kalırsa şiirde yazılan eserin güzelliği bence samimiyete bağlıdır, kafiye, durak, nazım şekli gibi kesin kuralları bazen umursamayan, içinde kendini bulan okuyucuya hitap eden estetik şekli yazılan şiirler en güzelidir diyorum. Bazen kuralları aşmalı, bilirsiniz biz millet olarak, kurallara pek bağlı olmayan daha doğrusu sevmeyen, ona bağlı kalırken kendinden bir şeyler katan milletiz. İçtenlik içtenlik diyorum, okuyucunun ruhuna hitap eden ona müdahale etmeyen onun elinde tutarak bazen aşkın deryasında, bazen sahillerde el ele sevgilisi ile gezdiren, üzüntü duyduğunda biraz gülümseten eserler olmalıdır diyorum. İnanırlığın sınırını aşmadan okuyucu bir kenara atmayan yok saymayan eserler meydana çıkarılmalı bu estetik anlayış fikirle yazılamalıdır.
   Kul MehmetÇoğu zaman dile uymadan açık bir şekilde toplumun genel dili ile yazılması argoya fazla kaçmadan yazılabilinir mi?
   Gecelerin Şairi: Yazılan bir eserin, kimi niçin nasıl anlattığı çok önemlidir. Bundan önemlisi nasıl anlatacağın ise hepsinden daha önemlidir. Sen güzel bir insana, kötü dersen bunun kabulü elbette mümkün olmaz, kötü olan birisine güzel demende olmaz, toplumsal bir konuyu ve kişiyi anlatırken o olaya farklı bakan bazı insanların ona göre değişen güzellik anlayışı olduğu bilmek gibi ve o kişinin topluma zarar verdiğini bilerek, ona güzel diyenlerin olacağı gibi burada önemli olan, toplumun geneline göre verdiği yarara ve zarara göre o insan veya toplumsal olay anlatılmalıdır. Şimdi sen zalim olan birisini çok güzel anlatırsan, bu kaleme edebiyata ve okuyucuya ihanettir, toplum genelinde bir insan veya o toplumsal olay ile toplumu derinden yaralıyorsa ve toplum ona -Şerefsiz diyorsa- seninde buna başka bir isim bulman ve onun şerefsizliğinin üstünü, azda olsa örtecek veya gizleyecek veya onu az temizleyecek, cümle heceleri kullanmak doğru olmaz.
Devam edecek
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Nöbetçi Şair-

27 Ocak 2016 Çarşamba

Ah Çekincenin Karanlık Yüzü



Sıkıştım kaldım dar anlamlı sözlerin arasında
Koşup gelsen kurtarsan beni bu esaretten
Ah uyumsuzluk uçurumuna düşmüşken
Koşup gelmeni istemem abes
Senin koşup gelmende imkânsız
Gözyaşlarımla ıssız evimdeyim
Ayrılık ölüme bedel
Vuslatı gömdük kara toprağa
Koşup gelmeni istemem abes
Senin koşup gelmende imkânsız
Ah çekincenin karanlık yüzü
Az aydınlık olsan bana
Koşar gelirim ben sana
Geniş dar kavramlı düşüncelerin
Arasında kaldım
 Paramparça yüreğim
Ne yöne dönsem önüm kapalı
Yıksam çekinceyi koşsam sana
Sarar mısın bilmem
Açar mısın kapını
Ah farklı anlamlar
Tek bir anlam yüklenseniz
Anlasam görsem yârin niyetini
Saplarsın yüreğime paslı hançerini
Uzatsan elini
Aramızdaki kapalı kapıyı açsan
Benden tarafda kapının kolu yok
Azalıyor kelimelerim hecelerim
Havasız kalıyorum nefessiz
Feryadımda sen
Düşlerimde sen
Sana çağrışım yapmıyor mu?
Doğan güneş
Baharlar
Açan çiçekler
Ah bir çözülsen
Anlasan beni
Anlasam bende seni hemen
Fikrimiz arasında olsa bir bağlantı
Sarılsa birbirine
Sarılsak birbirimize neşeyle
Aşmalıyız kurallarımızı
Yıkmalıyız
Onlar bizi yıkarken
Neden yıkmıyoruz
Kör müyüz?
Gözlerin ruhuma hitap etse
Ben seni kollarıma sarsam
Yolun ah bir kapalı yoluma uğrasa
Varsam senin mukaddes yoluna
İline şehrine gönül vatanına
İçinde miyim gönlünün
Dışın damıyım gözlerinin
Ah bir görebilsem
Ah farklı anlamlar
Tek bir anlam yüklenseniz
Anlasam görsem yârin niyetini
Yıkılın karşımda farklı anlamlar
Yârin niyeti ile geçin karşıma
Kaldım kargaşa karmaşa içinde
Sizler sanki bir değirmen
Öğütürken beni aklımı hislerimi
Yıkılın gidin yanımda
Varın yârin yanına
Gönlümdeki aşkının çağrışımını söyleyin
Gösterin
Hissettirin
Boşuna başımda Azrail gibi beklemeyin

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç