Bu Blogda Ara

28 Ocak 2016 Perşembe

Türkmen Dağım



Türkmen dağım feryat edip durur
Müslümanlar nerede diye sorar yorulur
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

Ayrılık yolunda kaldım ben Türkmen dağım
Parçalandı gönülde açan çiçeklerim bağım
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

Ah Müslüman sesimi bir duysa inlemem
Türkmen dağıyım yalnızım başka bir şey söylemem
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

 Zalim düşman gelse de imanımla ezerim hiç bir yere gitmem
Müslümanlar hala uyuyup durur başka bir şey söylemem
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

 Türkmen dağıyım İnlerim hiç bir kulak duymaz
Sanmasınlar beni Allah duymaz
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

 Zalim aç gözü hiç doymaz
Cehennem ateşi ona bile az inanılmaz
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

Dayan imanla yıkılmazsın Türkmen dağım sen
Direnir düşmana Müslüman imanınla yen
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

 Gökten iner melekler birazdan şahadetine gülümserken
Allah zalimi yıkar Allah seninle sen devam et üzülme sen
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

Dayan Türkmen dağım imanın ışığı hiç sönmesin
Zalim düşman topraklarını ezip de geçmesin
Zalimi yıksın Rabbim ile kullar mutluluk yüzü görmesin
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

 Kul Mehmet'im uyanalım artık zalim parçalar bu neyin hissesi
Ey Müslüman imanınla parçalanmaz yüreğin neden çıkmaz imanın sesi
Cana düşmüş düşman ateşi daha beklenir ne diye aç gönül perdesi
Türkmen dağıyım ah zalim düşman bin yerimde vurur
Müslümanlar hala beni görmez duymaz uyuyup durur

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Gönül dilim ile beyitlerim-2-



Vefasızlığınla paramparça olan kalbime demedin merhem olayım
Şimdi dertler içinde pişmanlıkla gezermişsin söyle hatırını ben nasıl sorayım

Terk edeyim dedim alemi terk edemedim baktım iki kapılı bir hanmış
Yüreğim yanar terk edeceğim için dönüşü yokmuş yine yanan bu canmış

Gönlün yangın yeri aç bak külden başka nedir kalan
Küllerinden silkelen yeniden diril imanla bu dünyada iman ve ölümden başkası yalan


Ömür var iken gel gezelim insanları yaşar iken sağları
Ölüm gelince unutulursun arayıp da bulamazsın sana dua eden canları


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Gönül dilim ile beyitlerim


























Gönül dilinin en güzel kuralları ile sana konuştum koştum
Açtım gönül kapımı içine baktım sen orada yoktun


Âşıkların yolculukta uğradıkları çöllere baktım seni bulamadım
Aman boş ver dedim bulunmak istemeyeni arama hiç kimseye de sormadım


Vefasızlığınla paramparça olan kalbime demedin merhem olayım
Şimdi dertler içinde pişmanlıkla gezermişsin söyle hatırını ben nasıl sorayım


Gönlüne aşkımla girdim bin bir dil ile varayım dedim sorgusuz sualsiz
Ben gönlüne girdim bir şey bulamadım hem kör oldum hem de dilsiz
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Bilen Bekler Demini


Yürümez olur bazen hayat gemisi
Hemen isyana sarılır kimisi
İçindeki sırrı bilmez anlamaz sabırdır
Bilmeyen bilmez sabırsızdır bilen bekler demini
İman ile sabırla yürüyenin yıkılmaz zemini

İman ile sen döndür yönünü
Merhamet ile söyle sözünü
Haramdan sakın gözünü
Bilmeyen bilmez sabırsızdır bilen bekler demini
İman ile sabırla yürüyenin yıkılmaz zemini


Ne yaşanacaksa kadere alına yazılır
Mümin olan imanla nefsi şeytan kazılır
Zalim uzakta gelirken sanmayın bön bön bakılır
Bilmeyen bilmez sabırsızdır bilen bekler demini
İman ile sabırla yürüyenin yıkılmaz zemini


 Sil imanla gönül pasını
Koşma dünya malı peşinde kaybedersen tutma yasını
İman ile yürümek zalimi ezmektir gönlün yasası
Bilmeyen bilmez sabırsızdır bilen bekler demini
İman ile sabırla yürüyenin yıkılmaz zemini


Haydi, ne beklersiniz kalksın gönüllerde örtülen perde
Ayrı kalıp düşmeyelim ayrı ayrı amansız derde
Zalime gülme aman verme sen gördüğün her yerde
Bilmeyen bilmez sabırsızdır bilen bekler demini
İman ile sabırla yürüyenin yıkılmaz zemini


Nöbetçi şairim yürü sen haydi düş yaya
Korkma devam et yollara düşse de kaya
Kul Mehmet arkanda seninle mayanız aynı maya
Bilmeyen bilmez sabırsızdır bilen bekler demini
İman ile sabırla yürüyenin yıkılmaz zemini

Mehmet Aluç-Kul Mehmet
(Nöbetçi Şair)


Gönül Gönüle Hem Sohbet Hem De Röportaj- 3-monolog-



 Kul Mehmet: Şiirlerinizi veya öykü makalenizi yazarken kelime veya hecelerin size karşı çağırışım yapmamdan beklemesine karşı bir formülünüz var mı?
   
   Gecelerin Şairi: Yazmaya başladığımda kelime ve hecelerim sessizce bir eser meydana getirmeden çağrışım yapmadan kulağıma bir şey fısıldamıyorlarsa, çekilirim bir kenara kitap okurum, onlarında dinlenmesini beklerim, nefes almasını beklerim. Güçlü olmayan bağlantıların, yani kelime ve heceler yorgun ise benimle bağlantıya geçmiyorlarsa beklerim, çünkü kopuk bağlantıların güçlü ve his dolu bir eser meydana çıkarmayacağını bilirim. A harfi bana B harfini hatırlatmıyorsa çağırmıyorsa, ortada yukarıya doğru çıkacağım basamaklar yok ise basamaksız yukarıya çıkmaya çalışmanın boş olduğunu bilirim. Kelime ve hecelerin bir birlerine yaklaşarak çözülerek bana bir şeyler fısıldamasını beklerim. Sözler ile anlatım fikir arasında bir bağlantı yok ise kopukluk var ise en güzeli onların bir araya gelerek, önce kendi aralarında barışmalarını birbirlerine sarılmalarını görmek isterim ve ondan sonra yazmaya başlarım. Bir birlerine sarılmayan sözler ve hecelerin, okuyucuyu sarmasını beklemekte yanlış olur.

   Kul Mehmet: Edebiyat ta duyguya önem veren estetik anlayış, ifade hakkında değişik görüşler var, sizin bu estetik anlayış hakkında görüşleriniz nedir?

   Gecelerin Şairi: Edebiyat eserinde yazarken, yazarın düşüncesindeki eserine vereceği estetik ifade vazgeçilmez bir meselesi olup, en güzeli olan aramasıdır. Eserini bu estetik şekil verme yolunda giderken, heceleri sözleri kelimeleri bir seçici bir gözle gönülle, okurun gönlüne ruhuna hitap edecek etkili olacak, olan heceleri sözleri kelimeleri kullanır. Tüm sanatlarda olduğu gibi, yazar edebiyat sanatında da bu seçici yani okuyucuya hitap edecek kelimeleri heceleri sözleri bir araya getirir, gönüllere hitap edecek en güzel eserini bu seçici değerler ve ölçütleri mutlaka arar ve buna göre yazar. Güzelin ne olduğu, nasıl elde edilebileceği hakkında herkesin muhakkak ki çok farklı görüş alanları vardır, burada mutlak olan, okuyucunun güzellik alanındaki bakış ve görüş açısıdır. Yeşil bana göre en güzelidir, ama okuyucuya göre kahverengi veya sarı en güzelidir. Ben kırmızı gülü severim, okuyucu beyaz gülü sever. İşte burada estetik anlayış okuyucuya göre olmalıdır. Tabi şair veya yazar kendi estetik güzelliğini katarken, ilk önce yani asıl olan okuyucunun estetik anlayışı olmalıdır. Bu arada şiirde estetik olan ifadeyi, yani şiiri güzel yapan estetikle güzel bir eserin yazılmasına yani müziğe bağlayanlar var,  kimisi şiirde devam eden vezinlere göre güzel olduğunu söyleyenler var, bana kalırsa şiirde yazılan eserin güzelliği bence samimiyete bağlıdır, kafiye, durak, nazım şekli gibi kesin kuralları bazen umursamayan, içinde kendini bulan okuyucuya hitap eden estetik şekli yazılan şiirler en güzelidir diyorum. Bazen kuralları aşmalı, bilirsiniz biz millet olarak, kurallara pek bağlı olmayan daha doğrusu sevmeyen, ona bağlı kalırken kendinden bir şeyler katan milletiz. İçtenlik içtenlik diyorum, okuyucunun ruhuna hitap eden ona müdahale etmeyen onun elinde tutarak bazen aşkın deryasında, bazen sahillerde el ele sevgilisi ile gezdiren, üzüntü duyduğunda biraz gülümseten eserler olmalıdır diyorum. İnanırlığın sınırını aşmadan okuyucu bir kenara atmayan yok saymayan eserler meydana çıkarılmalı bu estetik anlayış fikirle yazılamalıdır.
   Kul MehmetÇoğu zaman dile uymadan açık bir şekilde toplumun genel dili ile yazılması argoya fazla kaçmadan yazılabilinir mi?
   Gecelerin Şairi: Yazılan bir eserin, kimi niçin nasıl anlattığı çok önemlidir. Bundan önemlisi nasıl anlatacağın ise hepsinden daha önemlidir. Sen güzel bir insana, kötü dersen bunun kabulü elbette mümkün olmaz, kötü olan birisine güzel demende olmaz, toplumsal bir konuyu ve kişiyi anlatırken o olaya farklı bakan bazı insanların ona göre değişen güzellik anlayışı olduğu bilmek gibi ve o kişinin topluma zarar verdiğini bilerek, ona güzel diyenlerin olacağı gibi burada önemli olan, toplumun geneline göre verdiği yarara ve zarara göre o insan veya toplumsal olay anlatılmalıdır. Şimdi sen zalim olan birisini çok güzel anlatırsan, bu kaleme edebiyata ve okuyucuya ihanettir, toplum genelinde bir insan veya o toplumsal olay ile toplumu derinden yaralıyorsa ve toplum ona -Şerefsiz diyorsa- seninde buna başka bir isim bulman ve onun şerefsizliğinin üstünü, azda olsa örtecek veya gizleyecek veya onu az temizleyecek, cümle heceleri kullanmak doğru olmaz.
Devam edecek
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Nöbetçi Şair-

27 Ocak 2016 Çarşamba

Ah Çekincenin Karanlık Yüzü



Sıkıştım kaldım dar anlamlı sözlerin arasında
Koşup gelsen kurtarsan beni bu esaretten
Ah uyumsuzluk uçurumuna düşmüşken
Koşup gelmeni istemem abes
Senin koşup gelmende imkânsız
Gözyaşlarımla ıssız evimdeyim
Ayrılık ölüme bedel
Vuslatı gömdük kara toprağa
Koşup gelmeni istemem abes
Senin koşup gelmende imkânsız
Ah çekincenin karanlık yüzü
Az aydınlık olsan bana
Koşar gelirim ben sana
Geniş dar kavramlı düşüncelerin
Arasında kaldım
 Paramparça yüreğim
Ne yöne dönsem önüm kapalı
Yıksam çekinceyi koşsam sana
Sarar mısın bilmem
Açar mısın kapını
Ah farklı anlamlar
Tek bir anlam yüklenseniz
Anlasam görsem yârin niyetini
Saplarsın yüreğime paslı hançerini
Uzatsan elini
Aramızdaki kapalı kapıyı açsan
Benden tarafda kapının kolu yok
Azalıyor kelimelerim hecelerim
Havasız kalıyorum nefessiz
Feryadımda sen
Düşlerimde sen
Sana çağrışım yapmıyor mu?
Doğan güneş
Baharlar
Açan çiçekler
Ah bir çözülsen
Anlasan beni
Anlasam bende seni hemen
Fikrimiz arasında olsa bir bağlantı
Sarılsa birbirine
Sarılsak birbirimize neşeyle
Aşmalıyız kurallarımızı
Yıkmalıyız
Onlar bizi yıkarken
Neden yıkmıyoruz
Kör müyüz?
Gözlerin ruhuma hitap etse
Ben seni kollarıma sarsam
Yolun ah bir kapalı yoluma uğrasa
Varsam senin mukaddes yoluna
İline şehrine gönül vatanına
İçinde miyim gönlünün
Dışın damıyım gözlerinin
Ah bir görebilsem
Ah farklı anlamlar
Tek bir anlam yüklenseniz
Anlasam görsem yârin niyetini
Yıkılın karşımda farklı anlamlar
Yârin niyeti ile geçin karşıma
Kaldım kargaşa karmaşa içinde
Sizler sanki bir değirmen
Öğütürken beni aklımı hislerimi
Yıkılın gidin yanımda
Varın yârin yanına
Gönlümdeki aşkının çağrışımını söyleyin
Gösterin
Hissettirin
Boşuna başımda Azrail gibi beklemeyin

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Nöbetçi Şair



Şair emekli olunca
Zamanı da bol olunca hece ile dolunca
Gecenin huzurunda usul usul yazınca
Geceyi bekler yazar nöbetçi şair

Hecelerin duygu dolu dünyası
Hecelerin hareketi ile şimdi yazma sırası
İlham ile baş başa kalınca yanar gönül lambası
Geceyi bekler yazar nöbetçi şair

Gece huzur sessizliğin huzurlu anı
Şair mutlulukla yazar sözler ile dolar zamanı
Şiirler sıra sıra dizilince boşa gitmez hiç bir anı
Geceyi bekler yazar nöbetçi şair

Şair yazmazsa yüreği yosun bağlar
Nasıl olurda gönüllere akar
Hasret ile bu âleme bakar
Geceyi bekler yazar nöbetçi şair

Gece şair hecelerle süslenir
Yazar yazar gönüllere seslenir
Yazar yeni heceler beklenir
Geceyi bekler yazar nöbetçi şair

Gece nöbette kalır şair geceye seslenir
Rabbinin yardımı ile gecelerde gezinir
Heceler odaların içinde yüreğine seslenir
Geceyi bekler yazar nöbetçi şair

Gecenin sessizlik anı şairi huzura taşır
Yazar yazar güzelliklere buluşur
Sever gönülde yazar insan gönlüne ulaşır
Geceyi bekler yazar nöbetçi şair

Şiir ile varılır elbette güzelliğin menziline
Heceler ile şair gönlü gelir o an dile
Yazmak gerekir bu güzel canım millete
Geceyi bekler yazar nöbetçi şair

Şair döner yüzünü insana
Zamanı şiir içindir vakti yoktur plana
Sözler peşinde düşer erer muradına
Geceyi bekler yazar nöbetçi şair

Katar şair gönlünü şirin mayasına
Yazmak ayrı bir dünyadır var kalem başına
Haydi, durma yazmaya devam et Allah aşkına
Geceyi bekler yazar nöbetçi şair

Geceyi hep bekler şair neşeyle
Bekleyen olmalı gece yazmalı budur vesile
Nöbette kalmalı gece Allah'ın izni ile
Geceyi bekler yazar nöbetçi şair

Sabahları olur mahlasım Kul Mehmet
Yazarken Allah'ın izni ile çekmem zahmet
Gönüllere ekerim çiçekleri demet demet
Geceyi bekler yazar nöbetçi şair
Kul Mehmet gündüz yazma sırası sende
Gündüz anlarını haydi dile getir
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
(Nöbetçi Şair)



Gönül Gönüle Hem Sohbet Hem De Röportaj -2-monolog

   

   Kul Mehmet: Yazarken çekinceleriniz var mı acaba?

   Gecelerin Şairi: Olmaz olur mu kardeşim, her şairin birazcık çekincesi vardır yanlış anlaşılmaktan dolayı. Geniş kavramı ve anlamı çok olan kelimeleri yazarken, başka bir anlamı ile karıştırılmasından çekiniyorum. Geniş kavramlı ve dar kavramlı kelimelerin arasında, bazen sıkışıp kalmakta var. Dile dayanan bir tür olduğu için edebiyat, bazen kelimeleri hangi yöne çeksen farklı anlamlar kattığı için, hali ile çekincelerim olmuyor değil.
   Kul Mehmet: Okuyucular daha doğrusu millet olarak, edebiyat ile bilgilerden etkinliklerden ne kadar haberdarlar? İlgi ve alaka konusunda, neler söylemek istersiniz?
   Gecelerin Şairi: Yüreğimize saplı paslı hançere elini attın... Duymayı haberleri olmayı bırakın, cebinde her gün markalı sigaraya verdiği parayı, ayda bir defa bir kitap alarak, bunu Edebiyata layık görmüyor, sanal âlemde binlerce tweet beğeni ile geçirdiği zamanı, iki sayfa şiir öykü okumaya ayırmıyoruz. Ama ümit var, okuyan gençlerimiz var, okullarda edebiyatı sevdirmek gerekiyor, okumanın güzelliğini ona açılan kapının ardındaki, gül kokusunu çocuklarımıza aşılamak gerekiyor. Ortak öyküler şiirler derslerde yazdırılarak, küçük ödüllerle okumayı sevdirmeliyiz, zaten okumanın kapısını eli ile açtıktan sonra sen o büyülü havayı teneffüs ettirdikten sonra karışma, o merdivenleri yavaş yavaş çıkacaktır. Bunu topluma da birlik ve beraberliğin atmosferine, kültür sıçraması ile daha güzel yarınlara varacağımız müjdesi ile aşılarsak, önümüzde kimse bizi tutamaz.
   Kul Mehmet: Bir duyguyu, söylenilen şekli ile değil değişik bir şekli ile yeni kelime haznesine yenilikler katmaya doğruya yeni kelimeler bulup okuyucuya aktarmakta şairin görevi ne kadardır? Şiir öykülerde Monolog yani yazarın kendi kendisi ile konuşması şiir öykü ve tiyatronun vazgeçilmezindendir, siz bu konuda ne söylersiniz?

   Gecelerin Şairi: Şair yazar, yazdıkça kelimeleri azaldıkça, yeni kelimeler arayışına girecektir hali ile yazarken, yeni sözler bulmak için çetin uğraşlar verecek ve edebiyata ve dilimize yenilikleri katacaktır. Monolog yani yazarın şairin yazarken tek başına şiirinde konuşması, baş aktör yerine geçmesi en güzel örneklerden bir tanesidir. Benim bu konuda yazdığım şiirim aklıma gelmiyor ama size şair kardeşimiz elimde olan Şenay Lamba oğlu tarafından söylenen monolog adlı şarkının sözleri ile örnek vereyim.

Sustum sanki iyi mi oldu
içime huzur mu doldu
sanki çok pişman da o
pişkin pişkin gülümsüyor
baştan işi sağlama alsam
geçmişten de ders çıkarsam
yürür giderdim şimdiye
ne kaldı bak ellerimde?
Monologdan öteye geçemedim
inceden inceye kendimi yedim
içimdeki kurtla baş edeyim derken
sen beni hiç mi hiç
hiç ama hiç, hiç hak etmedin
yanlış bu işin en başında
bak gözlerimin yaşına
siler giderdim şimdiye
kalakalırdın geçmişimde
güzel günlerimiz olmasa
çoktan sarardım en başa
şimdi sor neden diye
dinlemek büyük erdemse 
   
   Kul Mehmet: Teşekkürler ederim okuyucuları aydınlatmak adına bu şiir çok güzel oldu. Aslında bu röportajda bir monolog veya iç monologda diyebiliriz.Konularınızı ele alınıp işlenmesini veya şiir öykü ve denemelerinize konu seçerken zorlanıyor musunuz? Bu konuları nasıl buluyor ve işliyorsunuz eserlerinize?
   
   Gecelerin Şairi: Şair olmanın okulu yok biliyorsunuz, bu bir Allah vergisidir. Şimdi bana siz şairsiniz diyenlere bir şey demiyorum ama içimde monolog olarak konuşunca ve iç sesimle konuşunca, şair olmadığımı sadece yazdığımı söylüyorum ve bununda böyle olduğunu ben biliyorum. Gönül'e Yüce Allah dokununca ve yazma şevki oraya girince bu çoğu zaman kolay oluyor, konular kendiliğinde mısralar arasında seçilerek yazılıyor. Yani ortamın kapısın açıp kalemi alıp gönül kapısını da açarak girdiğinde zaten konu kendi potasında ortaya çıkarak, heceleri mısraları taşıyarak konuyu meydana getiriyor. Bir bakıyorsunuz hecelerin birleştirici unsurları el ele omuz omuza vermiş konuyu şiiri götürmek istediğiniz konuya taşımış, sizi büyük bir yükten kurtarmış oluyor. Ama sizinde heceleri mısraları sevmeniz gönlünüzde gülümseyerek sevmeniz gerekiyor. Gönlünüz soğuk ise hecelerin sıcak olmasını, siz gülümsemiyorsanız hecelerin gülümsemesini beklemeniz çok yanlış ve abes olacaktır. Bu arada dilinde bu birlikteliğe karışmadan takip etmesi ve uyum sağlaması da önemlidir.
   
   Kul Mehmet: Kısacası şair heceler gönül ve dilin ortak bir çalışması ile şiire ilham gelir, birliktelik sağlanır ve eser meydana çıkar.
   
   Gecelerin Şairi: Çok güzel ifade ettiniz, ben uzun anlattım, siz kısa bir kaç söz ile bunu anlattınız temayı ana fikri ortaya çıkardınız. Çünkü siz şu an bu konuya odaklandınız, büyük bir emek vererek çalışıyorsunuz ve hali ile hecelerde sizinle veya siz onunla uyumlu çalışınca çok güzel sözler eserler meydana geliyor. Binanın tuğlaları gibi...
  
   Kul Mehmet: Algılama ve değerlendirme biçimi diyorsunuz kısacası.
  
   Gecelerin Şairi: Sizin şairliğin... Pardon sizde bizim yazarsınız tabiî ki bir şair gibi olacak sözleriniz, insan bir ara kendini kaptırınca... Kelimeler heceler yan yana gelince çok güzel anlamlar ifade ediyor, işte bundan dolayı şiiri çok seviyorum. Bir yol izlerken, hep güzelliğe sevgiye aşka götüren heceler ve kelimeler, gözü ve gönlü okşayan şiir ve kelimeler heceler ve şair vazgeçilmez dörtlüm diyebilirim. Göze kulağa hatta ruha heyecan ve coşku vermesi, bakış açısını güzelleştirme başka hiç bir yerde bir arada bulunmayan, ruhu gönlü ömrü dinlendirme mekânı diye biliriz şiir için.
   
   Kul Mehmet: Bir konuyu anlayışı tüm anlamı ve yönleri ile sımsıkı kavrayarak, kelime ve heceleri süsleyerek okuyucuya aktarmada diye bilir miyiz?
   
   Gecelerin Şairi: Tabi ki, şiir'in öylesine çok anlamı var ki onu anlatmaya kalksak saatler alır. Okuyucunun değerli gönlünü alarak kendi değeri ile onu alarak kendi anlamları içinde harmanlayan bir bakış açısı da diyebiliriz. Gönülleri gülümseme ile birbirine bağlayan ve yaşatan bir akımda diyebiliriz.
Devam Edecek
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç