Bu Blogda Ara

19 Ocak 2016 Salı

Bensiz Ziyaret Edersin





Yollarımız tekrar karşılaşır buluşur muyuz ola
Tekrar karşılaşınca bakışmamız çok sürer mi ola
Belki yine aramıza ayrılık perdesini çekeriz mi ola
Yoksa ayrılık kapısını kapatır yeniden birleşir miyiz ola

Bana kalsa tekrar karşılaşmamız artık imkânsız
Sen arzuların peşinde koştun olan sensin haksız
Ayrıldı ta o günden yollarımız kaldık amaçsız
Beninki olunmaz bir dilek yüreğimde yanar boşuna

Açtım elimi Mevla’ya sen çok yaşa diye
Dileğim gerçekleşir dedim olursun bana hediye
Bilirim sen gelmezsin öyle çat kapıyı çalıp pat diye
Bizsiz kaldık artık yaşıyoruz aşksız tek başına

Kul Mehmet’im bilmiyorum sen nerdesin
Elbet bir gün bizim buralara sen gelirsin
Utancını gizlemek için yüzüne siyah perde çekersin
Kazdığın aşkımızın mezarını bensiz ziyaret edersin
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



18 Ocak 2016 Pazartesi

Eşeği Sat Kurtul Üç Paraya



Eşeği saldım çayıra
Otlanıp karnın doyura
Demedim ki ineği kaçıra
İnek kaçtı koş Mehmet koş bayıra

İnek kaçtı çayıra
Mehmet söyleyin kime bağıra
Mevla akılsızı kapıyı bağlayanı kayıra
İnek kaçtı koş Mehmet koş çayıra

İnsan iyiyle güzeli ayıra
İnsan boş yere ne diye bağıra
Eşek yerine kapıya inek bağlaya
İnek kaçtı koş Mehmet koş bayıra

İnsan helal lokma ile karnın doyura
Yerken azda vere fakir fukaraya
İnsanın aklı karışır olur kara kura
İnek kaçtı koş Mehmet koş çayıra

Gördüğün düşü say hayra
İnsan eşeğe olmaya maskara
Eşeğe göstermeli kim gözü kara
İnek kaçtı koş Mehmet koş bayıra

İnek ne oldu dağa kaçtı
Dağa ne oldu yandı bitti kül oldu
İnekle olan kazanç eşek yoluna gitti
İnek kaçtı yok oldu Mehmet koşma artık çayıra

Mevla aklı olmayanı aklı var diye peşinde gideni kayıra
Eşeği sat kurtul üç paraya
At al çifte koş arka arkaya
İnek kaçtı yok oldu Mehmet koşma artık bayıra

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Mevla Ne Diye Kayıra





Canan yoksa aşk ne arasın gönülde
İman yoksa Allah’a teslimiyet ne arasın kulda
Vatanın yoksa arama yatacak bir ocağın
Cananın yoksa taş ile doldur sen kucağın
                                                            
Vatanı olup sancağı ile yaşayan
İmanı olup imanı ile yaşayıp uyuyan
Cananı olup aşk ile konuşan
Taşa gerek yok
İman ile sancak ile aşk ile dolu kucağın

Merhametsiz olanı Mevla ne diye kayıra
Cehennem mekânın da ona yer ayıra
Merhametli olan cennette düşe yata çayıra
Zengin vermez zekâtını onu kar sanır aklı sıra

Merhametsizi salsan yola
İnsan göre dersin merhametli ola
Merhameti görünce salak salak der bu ne ola
İşte sana merhamet kalbin bunun ile dola

Abdest almak için bilmez sanki suyu
Şeytandan almış inkâr için huyu
Önüne gelene eşer kuyu
Anlamaz inkâr ile kapalı bütün duyu

Okumayı bilmez bir Fatiha
Fetva verir durmaz her bir kula
İpek elbise giyer değer vermez çula
Daha dün çul ile gezen çıkma sen yola

Okuması yok cahil konuşunca dersin dekan
Burnu havalı insanla arasına çeker camekân
Ramazanda oruç tutmaz kalbim der temiz sırıtkan
Kalbi temiz olmak nasılmış cehennem gösterir o an

Ramazanda oruç tutmaz derken
Hasta olanı söylemedim anlayan anladı erken
Sen gittiğin yolda biz daha dönerken
Önce farz sonra sünnet sonra nafile budur erkân

Ağlamaz ki beraber ağlayasın
Çağlamaz ki beraber çağlayasın
İster ki hep çalıp çırpasın
Çalıp çırpma ile cennete yol alamazsın

Zengin merhametsize yalaka olan
Üç kuruş para kazanırım diye dolanan
Para yerine fırça alıp dayakla kovulan
Sende çalış kazan ihtiyacı olana ver

Kul Mehmet’im aklına geleni söyledi
Sanmayın doğru var iken yalanı söyledi
Gönlünde geçeni söyledi oh hafifledi
Yalan bir saat doğru söz söylenir ebedi
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-








17 Ocak 2016 Pazar

Hiç Duymuyorum Artık Ben



Gönlümde yine başladı firak sancısı
Üşüyorum üstümden kaldırın yalnızlığımı
Boşuna gözyaşı döktüm cefasını çektim ayrılığın
Ayrılık yerin dibine batsın birisi versin bana mutluluğu
Gelip geçici sanki bana göre mutluluk
Hadsiz firaklara yürümek beni yok ediyor
Bu firak ki akıl şuur ile beni benden alıyor
Ebede kadar yürümek istiyorum vuslata
Bunu kalbi yanık olanlar anlar vuslata hasret kalan bilir
Zahir duygularım yabancı artık bana
Ayrılık yerin dibine batsın birisi versin bana mutluluğu
Bir ürperti esiyor ötelerde
Vuslat mı geliyor gözlerim yollarda
Susmak kadar bekledim gelen yok ortalarda
Dilimi firak illerinde bıraktım artık lazım değil bana
Nisansız iklimlerin yaprak dökümü arasında sıkıştım kaldım
Kırdım silah gibi kurşun sözlerin namlularını attım uçurumlara
Ayrılık yerin dibine batsın birisi versin bana mutluluğu
Ucu yanık sevda türkümü kaybettim yanık kokusunu arıyorum
Bir o kadar soğuk iklimlerde bir o kadar düşsüz mevsimlerde
Zayi olmuş haziran yapraklarının arasında arıyorum bulamıyorum
Suskunluk kadar bağırıyorum
Feryat ediyorum sanıyorum yanılıyorum
Akıl oyunlarının mevsiminde şaşırdım kaldım
Bilmiyorum kim figüran seçemiyorum
Omzumun etrafında dans ederken firak
Kovalayamıyorum susuyorum
Şehrin gürültüsü gibi firak yüreğimde
Davul çalıyor aydın havasında duymuyorum artık
Her yolun başında sonunda kaçıyorum
Çıkmaz sokaklara varıyorum
Anladım artık kaçışı yok
Yaşamak  zorundayım firak'la umursamıyorum
Çaldıkça gönül kapımı kırarcasına hiç duymuyorum artık ben
Duvarda paslı çivi gibi hissizim artık gerek aklamadı duygulara
Bana yüzünü çevirene çeviriyorum yüzünü görmeye gerek yok
Peşindeyim yelken ile akrebin koşuyorum kalıyorum soluk soluğa
Döküyorum serpiyorum yollara
Yanarak külleri kalmış kalbimin küllerini
Ayrılıklara açılan tüm istasyonların kapılarını kapattım
Nöbetçiyim şu an  kapısında
Çaldıkça gönül kapımı firak özlem gözyaşı yıkarcasına
Umursamıyorum hiç duymuyorum artık ben
Mehmet Aluç-Kul Mehmet


Firak:Ayrılık


Sensin Umman Ey İnsan



Sabır ile iman ile halas eyle dünyanı, ey insan
Dünya eleminde, insan denilen ey kul, sensin umman

Dünya âlemini süslemeye gelmedin mi, sen ey insan
Ara bul gönlünde, Rahmandan yardımla gönüllere, sensin derman

Yüce Allah, sana akıl verdi, yok sende noksan
Aşk deryasına varmak istersen, gönlündür o deryaya ferman

İman ile Rahman güç kuvvet verdi sana, zalime karşı kullan ey insan
Ne bakarsın dermansız kalmış kuş gibi, aç bak gönlün var içinde, güman

Gez dünya âlemi, dermanın yoksa gönlündeki merhameti dağıt sana, ey insan
Aç gözünü bak âleme, gör Rahmanın kudretini, kâinat Rahmanı anlatır, ondadır argüman

Dünya âlemine gelen ey insan, görevin ne ise yerine getir, belki kalmaz zaman
İman yolunda yürü ey insan, yoksa nefis şeytan kapar, istersinde sana vermez hiç aman

Yaşadığın bu âlem, rüya âlemi değil, bil bunu sen, bu âlemde yürüdükçe
Derman var iken bedende, var iman yolunda yürü, sonra bulamazsın, yürümeye derman

İmanlı kula Rahman vermiş istediğini ey insan, anlamazsın iman etmedikçe, iman dersen odur hüner
Aç gözünü seyran eyle âlemi, bak kendine, yaşadığın değimli ahir zaman

Dilde gam keder sözleri sana yakışmaz ey insan, bunu bil anla her an
İmansız gezmek yakışmaz insana, şeytanla gezme ey kul, budur akıllara zarar

İman ile gez ey kul, bununla ver her an, sen karar
Yoksa nefis şeytan seni kapar, edersiniz cennetten firar, girersin cehenneme, etme zarar

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Halas: Kurtuluş, kurtulma, selamete ermek
Argüman: Delil, kanıt
Güman: İnanç, kanaat, neşe



Üstüme Örtün Geceyi




Üstüme örtün geceyi yârim den ayrı kalmışım
Karanlık gönlüme kılıf olur üşenmeyin örtün geceyi
Hasret sokaklarında hep gezdim bana siz acımayın
O yar bana acısın onsuz kaldım örtün üstüme haydi geceyi
Bırakın hiç uyanmayım hep uykuda kalayım
Ayrılık zehirli ok bırakın uykuda kalayım uyandırmayın beni
Yazdım tüm şiirlerimle bıraktım kalemimi neden diye sormayın
Gönderdim yâre şiirlerimi beğenmez ise sakın kızmayın ona
Şiirlerim benim gibi üşür rüzgâr eserse benim üstüme örttüğünüz gibi
Üstüne siz geceyi örtmeyin baharları örtün bahar koksun
Ah o vefasız yar kendisine yazdığımı anlasın hatasını bilir belki
Ya da bırakın benim gibi yabancı kalsın bir köşede okunmasın
Parçalayın yüreğim gibi nasılsa değeri yok benim gibi
Silinsin yârin zülfünde silinen ellerimin izi gibi üzülmeyin
Ben alıştım artık örtün üstüme geceyi daha fazla işime karışmayın

Mehmet Aluç

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç