Bu Blogda Ara

12 Ocak 2016 Salı

Aşkı bilenler halden bilir



Aşkı bilenler halden bilir ben hayranıyım
Aşkı bilmeze halden bilmeze kim ne desin

Aşkı sürme diye ben çektim bu gözlerime
Aşkı sürmeyle dedim yar bu gönlümü sevsin

Gönül aşk için sevmek için bilenler bilir
Gönül kapım açık aşk ile yar gelsin girsin

Yar gel gir bu gönlüme tapusu da senindir
Ben zaten her zaman yar ileyim bunu bilsin

Öpsem yar yanağından bal diye ben bilirim
Gönlüm yar aşkı ile yansın her zaman pişsin

Şikâyet etmem nazlı yârin her cefasından
İsterim o nazlı yar aşkı gönlüme eksin

Aşkta ah ayrılık var cefası ben bilirim
Nazlı yar gülsünde o cefayı gönle diksin

Derler aşta vuslat nur ahirette olurmuş
Ahiret bir karış yol yar kefenimiz biçsin

Kul Mehmet’im aşk ile herkesle ben dost oldum
Aşkın içinde nefret kin ayrılsın da gitsin
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Aradım Yolun Kaybettim


Aşkın yüzüne güldüm sende gülersin dedim
Gece gündüz döndüm ben seni güldüremedim

Zülfüne sarıldım ah yerden yere vurdun
Aşkın güzelliğini sana sevdiremedim

Aşk ile yandım ki ben sen yanmayasın dedim
Aşkın ile yandım ben sana gösteremedim

Tuttum elinde salma dağlara sen duymadın
Attın beni dağlara dönüşü göstermedin

Naçar kalırsam beni sen unutma hiç dedim
Naçar kalmak nasılmış sana öğretemedim

Saldın beni dönülmez dağlara unuttun sen
Yıllarca düşündüm ben seni hiç çözemedim

Sabır deryasında ben boğuldum yeter dedim
Yeniden sev sen diye koştum yolun görmedim

Sevmeyen yolu bulmaz ben seni candan sevdim
Kaldım hasret bağında gül yüzün sevemedim

Aşkla sevmez aşığın halini hiç bilmezmiş
Hasretinden yandım ben sana söyleyemedim

Kul Mehmet’im uzaktan göreyim ben razıyım
Karşısında durayım beni sev demeyeyim

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



11 Ocak 2016 Pazartesi

Kulaklarımda Gönlündeki Sesini Unutana Kadar Bekleyeceğim,



Terk edip gittikten sonra bir gün beni aramanı hep bekledim, gerçi boşa bir bekleyişti lakin gönül söz dinlemiyor laftan sözden hiç anlamıyor. Yıllarca bu yalanla onu avuttum geleceksin dedim, biliyordum gelmeyeceğini ama bunu gönlüme hissettirmeden yollara çıktım gelecekmişsin gibi gönlümü avuttum, ara sıra istemedim de değil bunu da itiraf edeyim.

Sensiz tüm şarkılarımızı dinlerken gönlümü avutmak için binlerce yalan söyledim, ona veda’yı hak etmediğini, pişman olup geleceğini o kadar inandırdım ki açtığın yarayı yeniden sardı, paramparça olan parçaları yeniden birleştirdi ve sanki evet sanki sen hiç gitmemişsin gibi ve sanki o kalbim hiç paramparça olmamış gibi, hayatıma devam ettim!
Ta ki düşüp kaldığım o günü ben hatırlayana kadar, benim aptallığım nereden aklıma geldi ise sen giderken arkanda yere düşmüştüm ve sen arkana bakmadan gitmiştin ya işte o günü hatırlayınca, gönlüm isyan bayrağını çekti, zapt etmek ne mümkün! Göğsüme yattığın o yere sanki hançerler saplanıyor, oysa kendimi yalnızlığına alıştıramamış iken gönlümü alıştırmam boşunaydı ama elimden başka bir şey gelmiyordu, nasıl düzeltebilirdim sensizliği, olmayınca olmuyor dedim hiç olmazsa bir parça olsun avutayım ama olmadı.

Hayallerin kırılır yeni hayaller kurar ve devam edersin hayatına ama aşk için öyle değil, bir defa sevdi mi gönül yenisi ile yola devam edemiyor, yenisini bulup öylesine aşk ile sevmiyor bu gönül. Bu da aşkın kanunu olsa gerek! Kulaklarımda gönlündeki sesini unutana kadar bekleyeceğiz artık boş olsa da.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Sen Nasıl Koştun ?


Ah âlemi insanlığı görsen gözünle
Senin ne işin gücün var ölümle
Yıkmazsan gönülleri ah o nefret sözünle
Davransana merhamet gönül içindir yapışsana
Merhamete bürünsen hayran olurum sana
Kıvırmasan dansöz gibi bir o yana bir bu yana
Bilmem karanlık yollara sen nasıl koştun

Yolunu şaşırmış olan ile koşma uyan kalk
İman merhamet Rahman’dan sana hak
Haydi, durma bekleme koluna tak
Sana kim söyledi nerede yazıyor insanları yak
Aç gözünü de bir gönül gözü ile etrafına bak
Kıvırmasan dansöz gibi bir o yana bir bu yana
Bilmem karanlık yollara sen nasıl koştun

Çözülmez bağları gördün işte çözülmez
Çözülmeze bağlanan kul inan hiç gülmez
Sanma yaşayan kul hep yaşar ölmez
Bu nefretin sonu sanmayın hiç bitmez
Sabır kardeşlikle insanlık kardeşlik çökmez
Kıvırmasan dansöz gibi bir o yana bir bu yana
Bilmem karanlık yollara sen nasıl koştun

Dön baksana aynaya yüzün nefretinle nasıl çirkin
Nefesin bitmiş soluksuz kalmışsın bedenin bitkin
İnsan canı umudunu almaya yok senin yetkin
Ne gezersin sen öylesine miskin miskin
Ah o kemiksiz dilin en kadar keskin
Kıvırmasan dansöz gibi bir o yana bir bu yana
Bilmem karanlık yollara sen nasıl koştun

Kul Mehmet’im sakın ola gönülleri yakma
Merhamet güzellik var iken sakın bırakma
Hak iman yolu var iken şeytan yoluna koşma
Yolda muhtaç olanı sakın yalnız bırakma
Nefis şeytanı sakın koluna sen takma
Yaptığın bir iyilikse onu da başa kalkma
Kıvırmasan dansöz gibi bir o yana bir bu yana
Bilmem karanlık yollara sen nasıl koştun
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Nasıl Unutulur?



Koskoca şehri diyar nasıl unutulur
Koskoca şehir içinde insanlar bulunur
İnsanlarla beraber umutları korunur
İnsanlar umutları ile yola koyulur
Koskoca şehri diyar nasıl unutulur
İnsanı insanlığınla ed yâd
Yâd etmezsen hep çıkar feryad


İnsanlık dersen bilen varsa bulunmaz eşi
Güneş gibi doğar gönülde üçü bin beşi
Muhabbetle insanlık ne güzel yapılır söyleşi
Yoksa insanlık dolaşır nefretin leşi
Koskoca şehri diyar nasıl unutulur
İnsanı insanlığınla ed yâd
Yâd etmezsen hep çıkar feryad


Eyle gönülleri candan et teselli
Ölüm ne zaman gelir Rahmanda tecelli
Korkma çekinme az ol eli açık ağır elli
İnsanlık belli ölüm sonumuz belli
Koskoca şehri diyar nasıl unutulur
İnsanı insanlığınla ed yâd
Yâd etmezsen hep çıkar feryad


Can gözünü insanlık ile açtır
Nefret şeytanı kaçtırt arkasına baktır
Merhametin yolunu açtır
İmanla merhameti âlemi donat
Koskoca şehri diyar nasıl unutulur
İnsanı insanlığınla ed yâd
Yâd etmezsen hep çıkar feryad


Kul Mehmet’im yol yokuşsa düzü arama
Yol düz ise yokuşu da arama
Hangisi çıkarsa karşına yürü derman ara yarana
Zorda kalırsan yol yok deme yürümek için Rahmana
Koskoca şehri diyar nasıl unutulur
İnsanı insanlığınla ed yâd
Yâd etmezsen hep çıkar feryad

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-








10 Ocak 2016 Pazar

Düşünen Var Mı ?


Neye göre kime göre yaşıyoruz biz
Neye göre kime göre atıyor bu nabız
Neye göre kime göre bu hayatta muhatabız
Düşünen soran var mı acaba niçin dünyadayız



Hayat sanki boş bir dünya babamızın
İstediğini yap ömür bitmez sanki ansızın
Hayat bu nasıl yaşanılır aldırmaksızın
Düşünen var mı acaba niçin insanız



Attığımız adım kime göre
Aldığımız nefes biter kime göre
Bu hayat yaşanır neye göre
Düşünen var mı ölümde sonra ki hayat neye göre




Kul neye göre dünyaya gönderildi bellidir Kur’an da hem de net
Kur’an iman sünnete beraber yaşa nefis şeytan önüne çek set
Dünya malına güvenme elinden alınır gönül’e de katma haset
Canlı bedene de güvenme alınır geride kalır ceset
Ölümden sonra hesap ile sonsuz hayat var unutma
Bunu düşün Allah’a teslim ol kul merhamet de nefreti katma



Kul Mehmet’im Rahmanın istediği az gayret
İmtihan dünyasında iman et az ne olur sabret
Sabır etmez iman etmez isen yıkar bizi nefret
Kolay kazanılmıyor ki Nurdan o cennet
Nur Muhammet peşinden git odur âlemlere Rahmet
Devam et yoluna sana verilir bulursun basiret
Ne olur sonunu düşün iman ile yaşa hüsranla başlamasın ahiret
Mehmet Aluç Kul Mehmet

9 Ocak 2016 Cumartesi

Gözlerin Cemalinde Nur Bulur



Visal senin aşkına layıksa
O güzel gözlerinde aksa
Aşığın o visaline baksa
Hasreti kor alev yaksa
Canan maşuka koşarak sarılsa
Can canan ile muhabbete dalsa
Hak olandan aşkı yaşa gönlün layıksa
Rahman’a teslim o aşka sahip çık maşuk

Aşkı kabul et artık başka söz söyleme
Sende kendini görsün cananın bekletme
Gül cemaline layık olsun gönlün cefa çektirtme
Canan gözünde kendin bulursan gönül kapısını örtme
Hak olandan aşkı yaşa gönlün layıksa
Rahman’a teslim o aşka sahip çık maşuk


İhlâs iman ile aşk yolunda yürü layık ol
Eğer kıymeti bilirsen işte sana mutlu bir yol
Firak ateşine yaklaşma uzak dur visale kayıt ol
Aşkını yârin sinesinde saklarken yaslan sinesine
Böyle güzel aşk layık olmaz inan hiç böylesine
Hak olandan aşkı yaşa gönlün layıksa
Rahman’a teslim o aşka sahip çık maşuk

Kul Mehmet’im böyle aşkı bulursan yaşa o demi
Aşkı yaz belki layık olursun bırakma elinde kalemi
Hayret ile insin çıksın yârin sinesi aşkınla bilsin özlemi
Aşk ile sırra bahara erer gönül budur aşkın denklemi
Gözlerin cemalinde nur bulur canı unutturur söylemi
Hak olandan aşkı yaşa gönlün layıksa
Rahman’a teslim o aşka sahip çık maşuk
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



İncinmiş Gönülde Sevda Arama.



Zülfünde dökülür benim ahım
Gece gündüz peşimde alma günahım
Zaten sen gittin koptu eyvahım
İncinmiş gönülde sevda arama

Aşkımı gizledim cefandan söyleyemedim
Aşkımla bir ömür gülerim dedim bilemedim
Bakıp ahu gözüne kalem kaşına gülemedim
İncinmiş gönülde sevda arama

Aşksız kılıfsız gönül nasıl yaşar
Seni vefasızlığınla gören elbet şaşar
Sanma yanında olanlar kalır elbette kaçar
İncinmiş gönülde sevda arama

İstedim olasın gönlüme taze gelin
Sevdim seni zahmetinle incindi belim
Bana da uzanmadı ah o kırılası elin
İncinmiş gönülde sevda arama

İstedin gece gündüz yiyelim kaz
Kaz yemeyince gece gündüz ettin naz
Elimde vardı sana çaldığım kırık saz
İncinmiş gönülde sevda arama

Seni gönülden seven sandım yiğit
Madem seninle ayrıldı yolumuz artık git
Yazık oldu senin için harcadığım emeğime
İncinmiş gönülde sevda arama

Kul Mehmet’im ne güzel çalar söyler ozan
Gönüldeki güzelliklerini gönüllere odur yazan
Niyeti bozuk olanların ozandır sözleri ile bozan
İncinmiş gönülde sevda arama

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

7 Ocak 2016 Perşembe

Bloglar Yarışıyor Blog Etkinliği / Ödüllü Yarışma

Baktığım Her Noktada Sen, Yürüdüğüm Her Yolun Başında Sen.


Daha dün gibi hatırlıyorum, gönül kapımı hiç çalan olmayacak endişesi ile yaşarken, sen o narin ellerinle gönül kapımı gülümseyerek nasılda çalmıştın? Ben şaşkın ürkek hayretler içinde gözlerine bakar iken, hafif bir tokat’ın ile kendime gelmiştim. Sanki yanağımın yıllarca bir öpücüğe hasret kaldığını bildiğinden bir öpücük ile onurlandırmış beni dünyanın en mesut erkeği yapmıştın. Seni kollarıma alıp saatlerce taşımıştım, sen yeter bırak yoruldun der iken ben seni hiç duymuyordum.

Gözlerim yağmur bulutları gibi sevinç yağmurları ile yanaklarıma yağarken ve ıslatırken, o narin ellerinle gözlerimdeki sevinç yaşlarını ne kadar hafif dokunuşlarla silmiştin. Gönlündeki sevda gemine binerek kendimi sana emanet ederek, rotayı sen çizerek göğsüne yaslanarak kırk yıldır senin götürdüğün sahillere limanlara hala seninle gidiyorum. Sana mutluluğumu borçluyum, minnettarım o gönülden anlayan sevişinle gülüşünle sana minnettarım, hakkını ödeyemem hayatım.

Baktığım her noktada sen, yürüdüğüm her yolun başında sen, bana beni bağışlayan mutluluk gülümseme ile sunan yine sen, sadece senin gibi sevmeye çalışırken senin sevmelerine kavuşamayan bir sevenim sadece. Her gülüşünle sana gökyüzünde binlerce yıldızları indirmeyi dileyen ama bunu beceremeden beni anlayan, o sımsıcak buseleri ile içimi ısıtan yine sensin hayatım. O güzel gönlünle tıpkı bir çocuğu sever gibi beni sevdin, hakkını ödeyemem biliyorum ve sadece seni çok ama çok seviyorum ve buselerinle hep öpülmek için şımarmak istediğimde beni anlayarak yanaklarıma buseler konduran seni bana gönderdiği için Yüce Allah’a binlerce kez her gün her an şükür ediyorum. Gözlerimdeki hayallerimi okuyarak bana mutluluk dolu hayallerimi sımsıcak sevgisi ile dolduran seni çok ama çok çok seviyorum ve sende bunu biliyorsun hayatım.
Mehmet Aluç


Vallahi Billahi.



Oyamadım nefisle şeytanın o gözünü
Döndüm kıbleye iman ile bende yüzümü
Aşkla yaşayalım biz imanın nur özünü
Kader dersen hep tuttu bırakmadı elimi
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi

Zikirle dua kula bilse azıcık yeter
İmansız gezmek kula ölmekten daha beter
Nefisle şeytan iman ile kullara küser
Ecel gelirde cümle canlarda bir bir gider
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi

Allah ile olana az olsa da gam keder
İmtihandır bu bir gün olur elbette biter
Kamil olan cennette güler dertleri biter
Kamil kul merhameti âleme durmaz eker
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi

Kamil kul imanla hak kapısına varır
Kamil kullar Rahmanın nur kapısında kalır
Cümle kul için dua eder nur Rahmet alır
Kamil kulun imanı  hep katlanır çoğalır
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi

Kapat gözlerini aç gözlerin tefekkür et
İmanla kula cennet için verilir kuvvet
İslam’dan başka gerçek olan yok adalet
Ey kul yarın ne olur bilinmez ki akıbet
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi

Kul Mehmet ecel gelir kul toprağa sarılır
Kul yaşadığı hayat için hesap alınır
Kulun sevap günah o defteri de açılır
Kul imanlı ise o hesaba dayanılır
Rahmanın aşkı ile yaşıyorum vallahi
Rahmanın nuru ile yaşıyorum billahi
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-






Halas Eyler.



Allah deyince candan yanar cümle günahlar
Allah yolunda haydi atalım biz bir adım
Şeytana uysaydık biz kaçardık adım adım
Halas eyler yolunda o kulunu narından

Allah ile olmazsan sen değer verilmezsin
Allah’la ol kimseye sende boyun eğmezsin
Allah ile olursan asla hiç değişmezsin
Halas eyler yolunda o kulunu narından

Allah’la olan tokat yemez ki hiç enseye
Haydi, ölüm gelmeden kendine sen gelsene
Yüce Allah âlemi yaratandır bilsene
Halas eyler yolunda o kulunu narından

Hayat yolunda boşa neden niçin koşarsın
Nefis şeytanla nasıl neden niçin coşarsın
Nefis şeytanla nasıl isyanla sen yaşarsın
Halas eyler yolunda o kulunu narından

Allah’la olanla bak kâinat da gülümser
Hala anlamadın mı nefis şeytan kötümser
İman et ey kul sana işte ebedi eser
Halas eyler yolunda o kulunu narından

Gençliğin var iken sen kendini güçlü sanma
Kul Mehmet’im doğru var iken sen eğri yazma
Rahman var iken şeytan nehrinde sen yıkanma
Halas eyler yolunda o kulunu narından
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


6 Ocak 2016 Çarşamba

Silemedim.



Toprak gibi örttüm geçmişin yalanlarını
Sevenlerin ağlayanların ahlarını
Ağlarken gözyaşlarını
 Elveda derken
Son satırlarını ellerimle sildim
Gerçekle düş arasındaki kapıyı araladım
Yere düşen güllerde gülümsemeleri aldım
Aşkları dağlara yazayım dedim
Aşkı yazdığım dağlar un ufak oldu
Akıp giden zamana dur dedim gözlerinde
Hasret beklerken kapıda çek git dedim
Saçma düşlerin zamanında saçma düşleri aldım
Gerçek olan bendeki düşlerle değiştirdim
Sırf senin için düşlerimden vaaz geçtim
Vapurların çığlık düdükleri
Martıların kanatlarında kaçışını aldım
Ama yinede ben sensiz yalnız kaldım
Cam kırıkları gibi batan sözlerini
Yüreğimde tek tek ayıklarken
Tüm kâinat söndürmüşken ışıklarını
Yüreğimde kanayan senin gözlerinin bendeki ışığı
Kâinatı aydınlatıyordu bende
Bağırmak ve duymamak arasında
Koşmak ve varmak arsında
Beni duymayan sen
Ve seni bulamadan kaybolan yok olan ben
Dilsiz haykırışların okyanusunda boğulurken
Sensizliğin son satırlarını silemedim
Umut kuşumdun seni uçuramadım
Ellerimde yok oldun
Yarınlarda şafağımdın
Doğmanı bekledim
Sen doğmadın
Hicret ettim seni doğuran
Ülkelerin sabahına
Yüreğim burkuldu seni bulamadım
Sabır sularında sensiz yüzdüm
Sabır’a ulaştım
Kıyılarında seni bekliyorum
Tabi sende beni ararsan
Buradayım seni bekliyorum
Gelmesen de kumsallara kayalara
Senin resmini çiziyorum
Seni yazıyorum
Şifa kaynağım olursun diye
Uykuların serinliğinde uykuya yatarsan
Beni bulamazsın
Uyuyamamanın seherinde yürürsen
Ancak beni bulursun
Düşerken ağaçlarda yaprak kor alev yanarken
Toprağa düşerken yaprak
Dikkatlice iyi bak
İşte ben oradayım

Mehmet Aluç

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç