Bu Blogda Ara

10 Aralık 2015 Perşembe

Toplumun Nur Annesi Kadınlarımız.

Kadına Şiddet insanlık dışıdır.


Gönlü güzel kadınlarımız toplumun nur annesi
Kıymetiniz bilinmez bazen ah o nicesi
Karanlığa gömülür onların hep gecesi
Elleri öpülesi nur gönüllü ailenin annesi
Sizler gönüllerin varlığın bulunmaz bir abidesi
Size el kaldıranın kırılsın tutmasın elleri

Ağlama eğme sen sakın ola başını
Daha yeni evlenmiş soramam ki daha yaşını
Eğmezsin bilirim üzseler de hilal kaşını
Annelikle örmüşsün ömrünün kumaşını
Dayanamam ne olur kes artık ağlayışını
Size reva görülen hak değil rezilliğin daniskası
Size el kaldıranın kırılsın tutmasın elleri

Ruhunuzda var kutsal annelik tutkusu
Cennet dersen ayaklarınızın altında dokusu
Sizi ne diye bilmem çıkartırlar yokuşu
Yaşasınlar ömür boyu cehennem korkusu
Karabasanlar sarsın haram olsun uykusu
Size el kaldıranın kırılsın tutmasın elleri

Elleri kalkanlar bir gün olur nefreti ile meçhul
Bakarsan görünsün meymenetsizdir sözleri dangıl dungul
Elinde her zaman bulunur nefretle okunmuş çakıl
Ey insan olmayan insan az etrafına bakın
Kadın nurdur annedir eştir toplumun temelidir az ayık
Size el kaldıranın kırılsın tutmasın elleri

Can bulursun annede can olursun adam gibi durursun
Az adam oldun diye ne bu fiyaka kadınsız insan mı olursun
Çık bakalım hayat yoluna kadınsız yol mu bulursun
Beş dakika sonra o yolda karanlıkta kaybolursun
Abad ol abadı taşı yüreğinde işte şimdi adam insan olursun
Size el kaldıranın kırılsın tutmasın elleri kadınlarımız nurlarımız

Ey kadına el kaldıran sen kendini yitirirsin
Nur kadın senin nefretinle kadınlığını yitirmez bitirmez bilir misin?
Tufan gibi gelsen ancak kendini yıkarsın insanlık kolay ele geçmez
Kul Mehmet'im ne söylesen de bilmeyen kul yine bilmez
Size el kaldıranın kırılsın tutmasın elleri

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


Abad: Şen

Rahat Dur Rusya Sen Sakın Kaşınma.



Rusya boş yere sen zırvalama
Derya değilsin ki anla sen amma
Çökersin uğraşma bak sen zamanla
Rahat dur boşuna sen kaşınma

Arkandakiler kaçar bak bir anda
Tüm enerjin biter kalmaz o canda
Dumanı tütmez sanayi bacanda
Rahat dur Rusya sen sakın kaşınma

Mehmet Aluç

Ah Rusya işin gücün hep palavra.




Ah Rusya işim gücün hep palavra
Kesersin görmezsin bak sen kadavra
Oldun işte sen değersiz paçavra
Ah Rusya işin gücün hep palavra

Havada gezersin sen hep düşersin
Pişmiş kelle gibi neden gülersin
Sen bu gidişle elbet bitersin
Ah Rusya işin gücün dalavere

Ambargo korsun sen bak yıkılırsın
Arkanda her olmaz o yavşak basın
Pekâlâ, kendin istedin sen kaşın
Ah Rusya gücün harcama boş yere

Gazı kesersen biz tezek yakarız
Karşına geçer batmana acırız
Birden Osmanlı tokadı atarız
Ah Rusya işin gücün dalavere

Gel sana Türk milleti akıl vere
Göğsünü aç gez sende gere gere
Tuş olup düşmezsin sen hiç mindere
Ah Rusya Allah size akıl vere

Kul Mehmet'im anlamaz bu hergele
Bu işin sonu inşallah rast gele
Bu nefret hemen bitmeli acele
Ah Rusya Allah akılda göndere
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Söyle anlamaz söylemesen yazık olacak.







Kur'an değil mi bu kâinatın cihangiri
Çoğu zaten sevmez o günah dolu beygiri
Nefis şeytan verir ona her an bir bildiri
Koşar cehenneme yapar hemen harakiri
Söyle anlamaz söylemesen yazık olacak

Allah bir olduğunu bilir söylemez o bir
Elinde yüzünde akan zaten kap kara kir
Arasan bulamazsın düşüncesinde fikir
Hiç bir zaman olmadı olamaz mütefekkir
 Düşüncesizdir verir hemen peşin o fikir
Söyle anlamaz söylemesen yazık olacak

Şeytanın soluğu ile koşup o gürlerken
Ömrü adım adım biter bilmezken yürürken
Bu dünyada göçeceğini hiç hiç bilmezken
Niçin böyle yaptığını bize söylemezken
Düşüp düşüp yollarda çukura tökezlerken
Söyle anlamaz söylemesen yazık olacak

Merhametten olmaz bulunmaz onun hiç evi
Nefis şeytan onun zaten vazgeçilmez evi
Çölde yaşayan değil o sanmayın bedevi
Bırakın ona siz insan adam kul demeyi
Ezilmiş dünya denilen yaşarken bu evi
Söyle anlamaz söylemesen yazık olacak

Kul Mehmet'im ne söylesen çözülmez esrarı
Parçalanmış bilmez ki o hiç parçalanmayı
Elinde gezer o nefretindir anahtarı
Kapat kapısını desen vermez hiç kararı
Hala düşünür baş aşağı nefret simsarı
Söyle anlamaz söylemesen yazık olacak
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Bu Nasıl Bir Yok Oluş ?


Avare düşlerin içinde gezen yolcu
Dur bak bir etrafına nereye gidiyorsun
Kimsin
Günahkârlık kokan yolların içinde
Düştüğün çukurları görsene
Hangi zalim yolunu çevirdi
Seni bu yola gönderdi
Dur ve düşün
Az silkelen
Bak her adımda ölüyorsun ve diriliyorsun
Sancılarının eşliğinde
Nasıl bu sancıya dayanır bu beden
Cennet kokan sokaklar karşıda
Ne gezersin bu yollarda
Aç sana az gözünü
Dağılmışlığından kurtul
Dirilişle var ol yeniden
Bak bakalım yaşadığım dediğin
Bu hayat yaşıyor mu?
Az hisset ne olur
Şükür kapısına uğramadan
İsyan kokan ısırgan otları ile yakan
Yıkık kapıların önünde
Acılarınla daha hala ne beklersin
Bu nasıl bir yok oluş
Var olmak var iken seni yandıran
Paslı duvarların acısı'damı
Yüreğine işlemiyor
Parçalamıyor bedenini
Batarken her an yerin dibine
Yeniden çıkarken feryatla
Bitmeyecek mi bu sancıların
Son vermeyecek misin hala
Bak sana cennet kokan sokaklar elini uzatmış
Gör artık
Koskocaman karanlığı yırt
Kâinatı aydınlatan nura koş
Sevgiye koş
Mühürlemesinler izin verme gönlünü
Dön yüzünü sevgiye
Hatta bir adım at yeter
Yığınla biriktirdiğin sancılarından kurtul
Doğrul belin günahlarının ağırlığında
Ölç biç öfkenin desibelini
Hançerinin uzunluğunu
Akan kanların ne kadar aktığını
Ne olur çok zor değil
Nedir seni döndürtmeyen
Uzat elini ya da kırp gözlerini sevgiye
O ulaşır sana
Kendi günahlarının kefaretini veremezsin tek başına
İçinde yanan nefret mumlarını söndür
Kangren olmuş yaralarına derman için gel
Sönmesin umudunun gözlerindeki feri
Gel az gerisin geri zor değil
Kolayda değil
Ama sen adım atmazsan
İstemezsen
Bu olmaz
Çığlıklar kulaklarına feryatla
Çirkinlik kokan sözleri fısıldamasın
Haydi, dön gel gerisin geri
Sevgi limanına
Sahiline
Ovasına
Yaylasına

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

9 Aralık 2015 Çarşamba

Sevginin Dili




Kırk bin kapıya varır sevginin güzel dili 
Eğer bilir isen sen bunun nur kıymetini 
Kine bulaştırırsan sevginin nur dilini 
Nefretle uzatma sen ne olursun elini 
Ne kadar koşarsan koş sonun hüsran olacak 

Garibin başına hep sanma yazın yağar kar 
Seninde başına kar yağar olur dünyan dar 
Bu dünyada yarın ne olacağı bilinmez 
Kine bulaştırırsan sevginin nur dilini 
Ne kadar koşarsan koş sonun hüsran olacak 

Merhametli olursan heyben sevap dolacak 
Nefretinle gezersen heyben günah dolacak 
Bu dünya ne sana ne bana sanma kalacak 
Herkes ne kazanırsa onla mezar dolacak 
Ne kadar koşarsan koş sonun hüsran olacak 

Her zaman bu hayatın gitmez düze akışı 
Gönül'e güzel olsun bu gönlünün bakışı 
Haydi, durma sevgiyle ör gönül'e nakışı 
Ah birde gönülde aşkla olursa bakışı 
Hep koşarsın cennete hep koşarsın sevgiye 
Mehmet Aluç-Kul Mehmet- 



Not: Elif Keskin Karabulut Kardeşimin-NAKIŞ-Şiirinde 

ilham alınarak yazılmıştır. 

Gönül'ün gönül'e yakınlığı...




  Gönül'ün gönül'e yakınlığı cennetten bahçelerinde çiçekleri açtırır, kokusu evi mahalleyi şehri sarar, hatta o çiftin mutluluğu gönülleri sarar, herkes böyle bir mutluluğu yakalamak için gayret gösterir? Hangi zamanda? Ne zaman? Nerede? Kim yapar? Nasıl yaparız? Binlerce soru ile dolu bu güzelliği gerçekleştirmek için! Aslında çok kolayda ah egomuzu benliğimiz bizi yok eden bu benliğin kapısına yapışmış elimiz gönlümüz bir serbest bırakarak özgürlüğe bir koşabilsek o zaman olacak. Lakin ama velhasıl nasıl becereceğiz?

   Bu dünya gelip geçici imtihan dünyası bunu unutmazsak, yaptıklarımızdan hesap vereceğimizi bilsek ne kadar güzel olacak, dünya hayatında cennet hayatını yaşamış olacağız. Kendimizi yok edenlere bağlı olmaktan kurtularak, güzelliklere götüren var eden mutlu edenlere bağımlı olsak, ah gel gör ki egomuz arzularımız nefsimiz buna izin vermiyor! Verse bilene biz istemiyoruz, alışmışız iyi olmayanla yaşamaya, sanki bize kaba geliyor sevmeler, sarılmalar gülmeler! Gönüllerimiz hep son baharı yaşıyor, güzelliklerimiz dallarında bir bir yere dökülüyor, birbirimizin sevgisine ihtiyacımız olduğunu bildiğimiz halde, yok olmaya uçuruma düşmeye yakın aklımıza geliyor, heyhat o zamanda etrafımızda kimsecikler olmuyor.
   Geceleri sokakları aydınlatan sokak lambaları gibi, gönlümüzde sevginin lambaları hiç yanmıyor hep sönük! Kim fişini çekti neden? Niçin? Niye? Ne mantıkla çektiğinden de haberimiz yok! Tam bir keşmekeş muamma! Şöyle elimizle yüreğimizi yakan nedir diye elimizle bir yoklasak, gönlümüzün var olduğunu anlayacağız amma bunu da yapmıyoruz! Herkes bir köşede kendi yalnızlık kâbus dolu dünyasında, araya betondan duvarlar örmüş oturuyoruz!
   Acaba sevmenin yolunda yürüyünce çok yoruluruz diye mi korkuyoruz? Oysa sevgisizlik yolunda koşarken nefesimiz ömrümüz bitiyor, yorgun bitap düşmekten bir adım dahi atamıyoruz, yok oluyoruz... Ellerimizi ayaklarımızı gönlümüzü kıran bu sevgisizlik yolunda hala yürümekte ısrar ediyoruz. İnşallah en kısa zamanda Yüce Rahman'ın izni ile bu yok oluştan kaçarak, yeniden sevgi ile dirilmenin yolunda yeniden el ele gönül gönül'e var olur güzelliği ile mutlu yarınlara yürürüz inşallah. Selam ve dua ile.

Ah bakıyorum sevgisizliğe koşuyorsun
Nereye koştuğunu bilmeden
Yolda ayağın takılarak düşüyorsun
Yüreğinle beraber dizlerin kanıyor
Görmüyorsun hala düşmenin yolunda
Yoluna devam ediyorsun bilmiyorsun
Görmüyorsun
Hissetmiyorsun
Yağmur gibi sevgisizlik yağıyor başına
Kocaman taşlar gibi
Kendini sevgi ağacının altına
Alıp korunmuyorsun
Kanıyor bütün vücudun
Hala görmüyorsun
Bilmiyorsun
Hissetmiyorsun
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Beni Kapından Kovduğun Gibi...



Beni Kapından Kovduğun Gibi...

Sürüne sürüne kapına geldim
Halimden anlarsın sen belki dedim
Geldiğe beni sen bin pişman ettin
Sende benim gibi hep sürünesin
Gün var iken gün yüzü görmeyesin
Beni kapından sen kovduğun gibi
Tüm kapılarda sende kovulasın

Akan gözyaşımı silersin dedim
Kanar yaram merhem olursun bildim
Yaşarken bir gün güldük mü görmedim
Beni başından sen def ettin gittin
Halim ne olacak hiç düşünmedin
Beni kapından sen kovduğun gibi
Tüm kapılarda sende kovulasın

Garip bir kulum ben hakka sığındım
Sana geldim kaçtın benden on adım
Ben sana hep koştum koşar adım
Yalancı sözlerine nasıl kandım
Geç ayıktım eyvah bende yanıldım
Beni kapından sen kovduğun gibi
Tüm kapılarda sende kovulasın

Kul Mehmet'im sevsen yolum olurdun
Sen bana dermanım elbet olurdun
Candan sevecek bir yârim olurdun
Boş olan gönlüme sen sultan olurdun
Gönlümde açan gül çiçek olurdun
Beni kapından sen kovduğun gibi
Tüm kapılarda sende kovulasın
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç