Bu Blogda Ara

6 Aralık 2015 Pazar

Nur Muhammed Var İken.



Nur Muhammed âlemlere nursun
Ey nefsim dünya zevkin bir kenarda dursun
Nur Muhammed var iken nuru gönlüne vurulsun
Ey âdem ey kul bu âlem de Nur Muhammed'e var sen
Gönlündeki sancıların durulsun

Ey nefsim dünya değil son durağın
Ahiret varmak için dünya güzergâhın
Nur Kur'an nur Peygamber olmak akla yatkın
Ey âdem ey kul bu âlem de Nur Muhammed'e var sen
Gönlündeki sancıların durulsun

Gönlüm Nur Peygamber sevgisi ömür boyu sürsün
Nur Kur'an Nur Peygamber ile sen özgürsün
Var yürü bu yolda nefis şeytan diz çöksün
Ey âdem ey kul bu âlem de Nur Muhammed'e var sen
Gönlündeki sancıların durulsun

Kul Mehmet'im bu ömür ecel gelince mezara dürülsün
Gönüldeki imanla cenneti ala Nur Muhammed görülsün
İman etmenin Rahmana Teslim olmanın değeri bilinsin
Ey âdem ey kul bu âlem de Nur Muhammed'e var sen
Gönlündeki sancıların durulsun

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Güzel Bakan


Güzel bakan gönül göz güzel olanı görür
Güzel olanı gören göz gönüldende sever
İmanı gören gönül gözler tefekkür eder
Güzel bakmayan bilmem ömründe neyi görür
Görmez bu güzelliği görmeden işte ölür
                                                                               
Nur Kura'nla sünnetle hakkın eserini gör
Önüne çıkarır tüm yolları der Rahman gör
Bakmazsa görmezse ne yapsın Rahman o körü
Güzel bakmayan bilmem ömründe neyi görür
Görmez bu güzelliği görmeden işte ölür

Bilmem ne görür görmek istemeyen bakar kör
İçindeki hiçlikle nasıl sürer o ömür
Gönlü paslanmış işte sanki yanarda kömür
Güzel bakmayan bilmem ömründe neyi görür
Görmez bu güzelliği görmeden işte ölür

Kul Mehmet'im imanın gözüyle sen bakta gör
İmanla sen Rahmanın nurunu gönlüne ör
Terk etmeden bu ömür ruh ol sen gönlü bonkör
Güzel bakmayan bilmem ömründe neyi görür
Görmez bu güzelliği görmeden işte ölür


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Tedrisat Kokan Şiir....



Suskunluk mu kabahat
Çok konuşmak mı kabahat
Birde doğruyu heyhat
 Her yerde söylemek caiz değil Nebahat
Nebahat dediysem
Şiire uyduda yazdım
Sanmayın yüreğime kazıdım durdum
Soran olmalı vardır diye söyledim
Sorulmalı akla takınanlar
Düşmemeli sorulmadan yanıltanların peşine
Peşinde rezil olur insan                 
Yürekte birikir günahtan leke
Silmeyi bilmez
Uğramazsa merkezine
Yani tövbe kapısına
Silemezsin yığılır
Boğar vesselam
Yazık olur
Güler sana yanıltanlar
Anlamazlar insanlıktan gönülden
Hava basılıdır gönüllerine
Lağım kokar
Bazen alakası olmaz
İnsan düşer peşine
Yok, olur yokluk fikrinin içinde
Gerçi parayla değil düşünce
Bedava
Dağıtanı çok olur
Vicdansız insan
Olsaydı paralı düşünce
Ucuz etin yahnisi tatsız olur misali
Her düşünce peşinde gidilmezdi
Gerçi söylesen de
Parayla satılan düşünceyi bedava
Bakmaz kimse yüzüne
Rezillik hoş gelir insanın gözüne
Her insanın değil canım
Kızmayın
Anlayan anladı
Tabanları nasıl yağladı
Kendine fikir verene koştu
Bak bu şair böyle yazdı
Sana kızdı
Hemen hazır cevabı
Meyvesi olan ağaç taşlanır diye
Bre melun ağacında şer lanet yetişiyor
Onlar meyvemi
Diyemiyor
Ne yapsın
Kendi aklı blokeli
Erişimi kısıtlı
İnternet paketi de bitti
Laf cambazı konuşur
Gönderir savar başında
Koş yine günah deryasına
Akılsızlığınla bat çık
Yık parçala böl
İyi yaptığını san
Sanmasa ne olacak ezilecek boğulacak
Akıl prangalı
Akıl kukla misali
İmalatta yok hata
Yanlış yola gitme denildiği halde
Yanlışa yeni gelinin
Sarıldığı gibi bilmem şeye
Sarılanda hata kabahat
Nebahat
Yine uydu yazdım kızma Nebahat
Yolumuz aynı hat
Biraz canlılık neşe katsın
Demedim ki
İnsan düşünmeden yatsın
Düşünsün yatsın
Düşünsün kalksın
Düşünsün tarsın
Ölçsün
Yüreğine baksın
Boşsa ne yapsın
Nur Kur'ana sünnete başvursun
Bilmiyor mu kendisi Müslüman
Ne gezersin kilisede
İşin yok
Varsa gir çık
Yüreğini aklını bırakma
Sert mi olsu söylem
Olsun serti severiz
Yumuşak söylenince anlamayız
Dikkate hiç almayız
Salla gitsin deriz
Az sert olsun söylem
Belki az yaparda gözlem
Boşa gitmesin bu eylem
Serbest şiirde olmaz kafiye
Yazdım sen kusura bakma
Nebahat
Bende yok kabahat
Anlamayanda var
Kabahat
Yok haysiyet
Ne gezer hüsnüniyet
Arama ha sakın iyi niyet
Bulunmazda memnuniyet
İstersen az gözetle
Nebahat
Aynısı
Anla artık
Her seferinde yazdırma bana
Kafiye olmaz serbestte ama
Uydu yazdım
Kalemi bıraktım
Uzun oldu ah Nebahat
Ne güzel kızsın Nebahat
Sende yok kabahat
Sana yakışmazda izahat
Zaten için rahat
Görüşürüz yine
Öptüm yanaklarında
Mehmet Aluç-Kul Mehmet


Tedrisat Kokan Şiir


Suskunluk mu kabahat
Çok konuşmak mı kabahat
Birde doğruyu heyhat
 Her yerde söylemek caiz değil Nebahat
Nebahat dediysem
Şiire uyduda yazdım
Sanmayın yüreğime kazıdım durdum
Soran olmalı vardır diye söyledim
Sorulmalı akla takınanlar
Düşmemeli sorulmadan yanıltanların peşine
Peşinde rezil olur insan
Yürekte birikir günahtan leke
Silmeyi bilmez
Uğramazsa merkezine
Yani tövbe kapısına
Silemezsin yığılır
Boğar vesselam
Yazık olur
Güler sana yanıltanlar
Anlamazlar insanlıktan gönülden
Hava basılıdır gönüllerine
Lağım kokar
Bazen alakası olmaz
İnsan düşer peşine
Yok, olur yokluk fikrinin içinde
Gerçi parayla değil düşünce
Bedava
Dağıtanı çok olur
Vicdansız insan
Olsaydı paralı düşünce
Ucuz etin yahnisi tatsız olur misali
Her düşünce peşinde gidilmezdi
Gerçi söylesen de
Parayla satılan düşünceyi bedava
Bakmaz kimse yüzüne
Rezillik hoş gelir insanın gözüne
Her insanın değil canım
Kızmayın
Anlayan anladı
Tabanları nasıl yağladı
Kendine fikir verene koştu
Bak bu şair böyle yazdı
Sana kızdı
Hemen hazır cevabı
Meyvesi olan ağaç taşlanır diye
Bre melun ağacında şer lanet yetişiyor
Onlar meyvemi
Diyemiyor
Ne yapsın
Kendi aklı blokeli
Erişimi kısıtlı
İnternet paketi de bitti
Laf cambazı konuşur
Gönderir savar başında
Koş yine günah deryasına
Akılsızlığınla bat çık
Yık parçala böl
İyi yaptığını san
Sanmasa ne olacak ezilecek boğulacak
Akıl prangalı
Akıl kukla misali
İmalatta yok hata
Yanlış yola gitme denildiği halde
Yanlışa yeni gelinin
Sarıldığı gibi bilmem şeye
Sarılanda hata kabahat
Nebahat
Yine uydu yazdım kızma Nebahat
Yolumuz aynı hat
Biraz canlılık neşe katsın
Demedim ki
İnsan düşünmeden yatsın
Düşünsün yatsın
Düşünsün kalksın
Düşünsün tarsın
Ölçsün
Yüreğine baksın
Boşsa ne yapsın
Nur Kur'ana sünnete başvursun
Bilmiyor mu kendisi Müslüman
Ne gezersin kilisede
İşin yok
Varsa gir çık
Yüreğini aklını bırakma
Sert mi olsu söylem
Olsun serti severiz
Yumuşak söylenince anlamayız
Dikkate hiç almayız
Salla gitsin deriz
Az sert olsun söylem
Belki az yaparda gözlem
Boşa gitmesin bu eylem
Serbest şiirde olmaz kafiye
Yazdım sen kusura bakma
Nebahat
Bende yok kabahat
Anlamayanda var
Kabahat
Yok haysiyet
Ne gezer hüsnüniyet
Arama ha sakın iyi niyet
Bulunmaz da memnuniyet
İstersen az gözetle
Nebahat
Aynısı
Anla artık
Her seferinde yazdırma bana
Kafiye olmaz serbestte ama
Uydu yazdım
Kalemi bıraktım
Uzun oldu ah Nebahat
Ne güzel kızsın Nebahat
Sende yok kabahat
Sana yakışmazda izahat
Zaten için rahat
Görüşürüz yine
Öptüm yanaklarında
Mehmet Aluç-Kul Mehmet


Rahmanın Gönderdiği



Sıkışınca varma sen önce hemen insana
Önce uğra sen durma yüce olan Rahmana
Sonra koş sen o derman olacak can insana
Rahmanın gönderdiği o kul halinden anlar

Uğrarsan insana sen belki dermanın olmaz
Rahmana uğra olmaz yük halinden o anlar
Rahmanın gönderdiği seni yolda bırakmaz
Rahmanın gönderdiği o kul halinden anlar

Rahmanla her dem olmak kula zaten hep yeter
Rahmandan ayrı olan kulun hayatı beter
Kurtul artık dua et Allaha artık yeter
Rahmanın gönderdiği o kul halinden anlar

Kul ayık artık ömür biter bak sona gider 
Nefis şeytanla olan ömür kederle biter
Aç elini Rahmana belki bu ömrün güler
Rahmanın gönderdiği o kul halinden anlar

Kul Mehmet'im elinde imanla olsun kalem
İman ile dönüyor koskoca dünya âlem
İmanla sen yoluna et durma haydi devam
Rahmanın gönderdiği o kul halinden anlar

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Doğruca varayım




Mevla'm hak yoluna ben imanla girem gülem
Âlemi gönülleri gezem bir uçtan uca
Hak özünü gönlümde gülümserken ben  görem
Merhameti başımda gezsem ben hep mutluca
Dağlar yükselmiş gördüm enginde o doğruca
Doğruca varayım son nefese ben imanla

Âlem döner aşk ile etrafında engince
İnsan arar bulurmuş dengini de dengince
Kader takip edermiş insanı da peşinde
Ecel gelir kaçamaz insan günün birinde
Dağlar yükselmiş gördüm enginde o doğruca
Doğruca varayım son nefese ben imanla

Yüksek dağın çok olur hiç bitmez soğuk karı
Gurbette ağlarım ben sessizce zarı zarı
Hayat bazen çıkılır yokuş yokuş yukarı
Bazen döndürür hayat insanı baş aşağı
Dağlar yükselmiş gördüm enginde o doğruca
Doğruca varayım son nefese ben imanla

Tek başına hayata yalnız kalıp gülenler
Pişmanlığın yolunda hep pişman yürüyenler
İnsanlık nasıl şeymiş hiçte o bilmeyenler
Tek başına dert içinde yalnızca ölenler
Dağlar yükselmiş gördüm enginde o doğruca
Doğruca varayım son nefese ben imanla

Dost her zaman yanında olur başkası olmaz
Dostu aramayınca gönülde hiç bulunmaz
Aramadan dost gelir neden geldin sorulmaz
İnsanlığı bilmeyen dost ile yaşayamaz
Dağlar yükselmiş gördüm enginde o doğruca
Doğruca varayım son nefese ben imanla

Kul Mehmet'im elinde gönlün olsun hayırda
Ara sıra âlemi gez ovada çayırda
Güller merhametle açar gönlün bağında
İman yaşanır elbet o gençlik çağında
Dağlar yükselmiş gördüm enginde o doğruca
Doğruca varayım son nefese ben imanla
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

İnsanların Gönlüne Doğru Bir Yolculuğa Çıkmak...


İnsanın kendi yalnızlık kuyusuna girmesi, etrafı ile tüm ilişkileri keserek suskunluğa mahkûm olması çok dehşet verici bir durum, etrafımıza bakarsak sanki hepimiz kendi kuyusunda kendi yalnızlığında, kendi kurduğu o küçücük dünyasında diğer insanlarla iletişim yolunu kapatarak yaşıyoruz. Kelimeler sözler sadece kendimiz için, diğer insanların hayatını kapsamayan alanların içinde, bir kısır döngü içinde hayatımızı idame etmeye çalışıyoruz. Kendi sessizliğimizde boğulmak yerine, çok seslilikle dirilmek var iken, kısa mutluluklar yerine uzun soluklu toplumu kucaklayan mutluluk için, birlikteliği yaşamak insan yakışan değil midir?

Hayaller, tek başına kendi kısır döngüsünde kurulmaz ve yaşanmaz! Boşa kürek çekmek, çölleşmiş sahillerde tek başına yaşamanın acısına tek başına katlanmak çok zor, anlaşılması mümkün olmayan bir fikir ve yaşam şekli olsa gerek! Pişmanlığa koşarken, pişman olduğunu bilerek, aynı pişmanlığa koşmak yerine, pişmanlığı bilmek ve düzeltmek en güzel bir erdemdir. Boşuna değil mi bu çırpınışlar? Yardıma muhtaç olan komşunun yardımına koşmak, ilişkileri kesmemek akrabalarla iletişimi sürdürmek var iken, bunun aksini yaşamak çok elem verici bir durum! Allah bizleri birlikte haklarımıza sahip çıkarak yardımlaşarak gönüllerimiz sararak yaşamak için göndermedi mi?

İnsanların gönlüne doğru bir yolculuğa çıkmak bizi ne kadar korkutuyor ki, adım atmaktan çekiniyoruz! Oysa hayat paylaşınca güzelleşir, yalnızlık paylaşılmayınca ıstırap dolu acıları yaşamaya götürür, insanı kayıp ettirerek yok eder. Işıklardan kaçarak karanlığın içinde, yok olmak konusunda elimize su dökeni arasak ta bulamayız! Emek vermekten, zorluklara sırtını dayamaktan kaçan, kaçtıkça yıkımlara destek olan kendini yabancılaştıran, yarınlara tek başına koşarken yolda tökezleyen ve yarı yolda kalmaya mahkûm insan olmak yerine, el ele birlikte gönülden bir birimize gülümseyerek, severek birlikte dertlerimize çare bulmak için bir araya gelerek yaşamak en güzeli değil midir?

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

5 Aralık 2015 Cumartesi

Retorik sözler ölüm kusarken...



Ölümün küf kokmayan taze kokusu sokaklarda
Ölüme ışıltılı bakan parlayan o gözler sokaklarda
Eller sanki çapraz bağlanmış
Herkes nefrete koşmaya mecbur bırakılmış
Yalnızlığın korkunç sızıntısı
Akarken kanalizasyonlarda
Halk kendi diliyle
Serseri olmuş
Kendine sahip çıkamayan millet
Oyuncak olmuş
Kukla olmuş
Kahır kokuları küf kokarken gözlerde
Yüreklere her saniye vurulan
Kırbaç sesleri
Retorik sözlerin bakışlarında
Ölüm kusarken
Sokakları bangır bangır yıkarken
Geri dönmeye
Nefreti bırakmaya
Pek niyeti yok halkın
Yumruk yerken balyoz gibi
Yüreğindeki cevherden habersiz
Alın yazgısıymış sanki bu yaşam
Ticaret için sokağa çıkan
Ticaretini sokağa döken
Retorik sözlerin ustası kan kokarken
Halk
Nefret kusanların elinde oyuncak
Kukla olmuş halk
Ellerinde yüreklerine sapladıkları hançer
Ve kan akarken damla damla bedenlerde
Yüreğindeki cevherden habersiz
Alın yazgısıymış sanki bu yaşam    
Barikat kurarken
Barikatların altında ezildiğinden habersiz
Özgürlük şarkısı çalarken
Prangalar vurulurken
Sahte özgürlük şarkısı altında
Direnişle parçalanırken bedenler
Ruhlar yarınlar
Ölüm sunarken
Son bir anda ölümün gözlerinde
Kendi çaresizlik dolu feryadını
Ölümün gözünde görürken
Son nefeste öldü hepsi birer birer
İtaatkâr olmak güzelliğe çok güzelde
Çirkin olana itaatkâr olmak
Öldürüyor be can kardeşim
Özgürlük sevdası değil onlar
Özgürlük düşmanı kokar nefesleri
Özgürlüğü yıkmak için açılır gözleri
Yeni bir gün doğacak derken
Dünden o yeni doğan günü öldürdüler
Her bir ayaklanmada retorik sözlerle
Yıkılan halk
Kalkamamanın sancısını yazgısını silemezken
Her ayaklanmada direnişte
Ayaklanan ezilen yüreğindir
Direniş sunmayan o çağrı
 Senin özgürlüğüne sabote etmektir
Baksana gözlerine nefret kaynıyor
Kasasındaki doların
Tıklım tıklım dolmasının sevinci var
Gözlerinde
Arama cevap sorulara
Cevap yok yok edildi
Sahte cevaplar milyonlarca
Derde derman olmayan
Gülümsetmeyen
Anlamak isteyen yine anlamayacak
Anlamanın önü kapalı
Sahte gülümseyen anlamalarla kaplı
Anlayışların kızlığını bozma
Tecavüz ederek ırzına geçme
Haftalar öncesinden planlanmış
Sahte gülüşlerle her yer süslenmiş
Anlaşılmanın anlaşılmaması için
Son bir makyajla
Sarışın bir kadın
Tanga giymiş elbisesiz
Şuh adımlarının eşliğinde
Çırılçıplak yürürken
Koluna takılmış
Anlaşılma anlaşılmasın diye yüzünde
 Ölüm kokan için sahte bir gülücük
Özgürlük vaat etmeyen pranga
Pırıl pırıl yürürken
Yıkıma doğru
Hayatları
Gülücükleri
Zincirleyenler
Paşa paşa ellerinde dürbün ufukta izlemekte
Kasalarının açılan o gıcırtılı kapısının sesi
Yeni paraların kokusunda
Sayılan paraların hışırtısında
Mest olurken
Ölenler kimin umurunda
Özgürlük kimin umurunda
Yarınsızlık kimin umurunda
Vahşet dersen o nedir ki
Yeni değil ki
Koltuk dersen
Bak bu çok önemli
Alışmış kıçı kalkmaya üşenir
Kalksa ne yapacak
Bir tane insan fazla ölecek
Sokakta
Koltuk kavgasında başka bir şey yok
Ölüm dersen dünkü tanıdık
Toplarken aynalı sazan gibi
Her şeye maydanoz gibi atlayanların
Cesetlerini
Dilinde yarınların şarkısı
Duymaz artık ölümlüler


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Retorik:Güzel söz söyleme, hitabet sanatı.

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç