Bu Blogda Ara

5 Aralık 2015 Cumartesi

Retorik sözler ölüm kusarken...



Ölümün küf kokmayan taze kokusu sokaklarda
Ölüme ışıltılı bakan parlayan o gözler sokaklarda
Eller sanki çapraz bağlanmış
Herkes nefrete koşmaya mecbur bırakılmış
Yalnızlığın korkunç sızıntısı
Akarken kanalizasyonlarda
Halk kendi diliyle
Serseri olmuş
Kendine sahip çıkamayan millet
Oyuncak olmuş
Kukla olmuş
Kahır kokuları küf kokarken gözlerde
Yüreklere her saniye vurulan
Kırbaç sesleri
Retorik sözlerin bakışlarında
Ölüm kusarken
Sokakları bangır bangır yıkarken
Geri dönmeye
Nefreti bırakmaya
Pek niyeti yok halkın
Yumruk yerken balyoz gibi
Yüreğindeki cevherden habersiz
Alın yazgısıymış sanki bu yaşam
Ticaret için sokağa çıkan
Ticaretini sokağa döken
Retorik sözlerin ustası kan kokarken
Halk
Nefret kusanların elinde oyuncak
Kukla olmuş halk
Ellerinde yüreklerine sapladıkları hançer
Ve kan akarken damla damla bedenlerde
Yüreğindeki cevherden habersiz
Alın yazgısıymış sanki bu yaşam    
Barikat kurarken
Barikatların altında ezildiğinden habersiz
Özgürlük şarkısı çalarken
Prangalar vurulurken
Sahte özgürlük şarkısı altında
Direnişle parçalanırken bedenler
Ruhlar yarınlar
Ölüm sunarken
Son bir anda ölümün gözlerinde
Kendi çaresizlik dolu feryadını
Ölümün gözünde görürken
Son nefeste öldü hepsi birer birer
İtaatkâr olmak güzelliğe çok güzelde
Çirkin olana itaatkâr olmak
Öldürüyor be can kardeşim
Özgürlük sevdası değil onlar
Özgürlük düşmanı kokar nefesleri
Özgürlüğü yıkmak için açılır gözleri
Yeni bir gün doğacak derken
Dünden o yeni doğan günü öldürdüler
Her bir ayaklanmada retorik sözlerle
Yıkılan halk
Kalkamamanın sancısını yazgısını silemezken
Her ayaklanmada direnişte
Ayaklanan ezilen yüreğindir
Direniş sunmayan o çağrı
 Senin özgürlüğüne sabote etmektir
Baksana gözlerine nefret kaynıyor
Kasasındaki doların
Tıklım tıklım dolmasının sevinci var
Gözlerinde
Arama cevap sorulara
Cevap yok yok edildi
Sahte cevaplar milyonlarca
Derde derman olmayan
Gülümsetmeyen
Anlamak isteyen yine anlamayacak
Anlamanın önü kapalı
Sahte gülümseyen anlamalarla kaplı
Anlayışların kızlığını bozma
Tecavüz ederek ırzına geçme
Haftalar öncesinden planlanmış
Sahte gülüşlerle her yer süslenmiş
Anlaşılmanın anlaşılmaması için
Son bir makyajla
Sarışın bir kadın
Tanga giymiş elbisesiz
Şuh adımlarının eşliğinde
Çırılçıplak yürürken
Koluna takılmış
Anlaşılma anlaşılmasın diye yüzünde
 Ölüm kokan için sahte bir gülücük
Özgürlük vaat etmeyen pranga
Pırıl pırıl yürürken
Yıkıma doğru
Hayatları
Gülücükleri
Zincirleyenler
Paşa paşa ellerinde dürbün ufukta izlemekte
Kasalarının açılan o gıcırtılı kapısının sesi
Yeni paraların kokusunda
Sayılan paraların hışırtısında
Mest olurken
Ölenler kimin umurunda
Özgürlük kimin umurunda
Yarınsızlık kimin umurunda
Vahşet dersen o nedir ki
Yeni değil ki
Koltuk dersen
Bak bu çok önemli
Alışmış kıçı kalkmaya üşenir
Kalksa ne yapacak
Bir tane insan fazla ölecek
Sokakta
Koltuk kavgasında başka bir şey yok
Ölüm dersen dünkü tanıdık
Toplarken aynalı sazan gibi
Her şeye maydanoz gibi atlayanların
Cesetlerini
Dilinde yarınların şarkısı
Duymaz artık ölümlüler


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Retorik:Güzel söz söyleme, hitabet sanatı.

Kendi Karanlığımda Yok Olmayayım.



Acı bir karanlık
Deprem gibi düşlerimde
Ya gel yanıma ışık ol
Ya bırak kendi karanlığımda yok olayım
Tezat mı yaşadığımız
Gerçek mi belli değil!
Ben karanlıkta!
Sen aydınlıkta
Bende mi yanlışlık hata
Bilmiyorum
Biliyorum ya söylemeye korkuyorum
Ya gel yanıma ışık ol
Ya bırak kendi karanlığımda yok olayım
Dağları yıktı yalnızlığım
Çığlıklarımla baş başa'yım
Ben mi hak ettim bunu
Bilemiyorum
Belki söylemeye korkuyorum
Ya gel yanıma ışık ol
Ya bırak kendi karanlığımda yok olayım
Kar gibi yağsan üstüme
Tükense bitse tükenmişliğim
Sevgin sarsa yüreğimi
Yeniden doğsam küllerim de
Olur, mu, bilmem
Olur da belki
Yeniden aynı hezimeti yaşamaktan korkuyorum
Söyleyemiyorum
Ya gel yanıma ışık ol
Ya bırak kendi karanlığımda yok olayım
Uzansam dizlerine
Yeniden heyecanlar duysam
İnadına gözyaşı dökmesem
Hep gülümsesem
Olur, mu, bilmem
Belki biliyorum
Söyleyemiyorum
Ama söylemeliyim
İnişleri inerken
Yokuşları çıkmayan
Yüreğimin bu tembelliği ile ah olmasa
İtirafı çok zordu
Bu tembelliğimin
Hak ediyorum belli ki
Yok, etmeliyim yüreğimde
Ruhumda bu tembelliği
Hep seninle aydınlıklarda
Gülsem yürüsem
Suskunluğumu gözlerine bakarken bozsam
Bıraksam bendeki bu hezimeti!
Artık gülsem...
Uzatıyorum elimi ne olur tut...
Değiştir bende ben olmayan bu beni!
Sendeki gülüşler ile...
Küskün kelimelerim konuşsun
Dile gelsin
Ben hak ediyordum oysa!
Artık senin gözlerinde
Gülümsemeyi hak etmek istiyorum
Çok zor olsa da bendeki bu beni değiştirmek!
Gel yanıma ışık ol
Bırakma beni kendi karanlığımda yok olmayayım...

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


Söz Çıktı Ağızda...



Dile ne yaparsan yap tutmaz artık o yama
Yıkıldı gönülde yar çıkmıyor artık cama
Çıkıp kendin atmalı sessizce her bir damda
Duymaz kırıldı o yar göğsüne vursan kama
Dilim lal olaydı ne nasıl kızdım o cana
Artık gelemeyiz bir daha belki yan yana
Ne yazık ki söz çıktı ağızda dönüşü yok

Ne söylesem gönlü der gönlü sanki anlama
Sana nasıl geliyor der geliyor dallama
Hak ettim dallamayı bari hançer saplama
Yok, artık barışmaz o inat çelik kaplama
Yeter bil sen hatanı umutsuzluğa koşma
Nazlı yar gelmez artık yeter sende ağlama
Ne yazık ki söz çıktı ağızda dönüşü yok

Düştün artık kırıcı sözlerinle âmâna
Bakma artık saate vakti geçmez zamana
Ara nerde bulursun koş yarana dermana
Arama ulaşılmaz gönlündeki fermana
Ortalığı kattın sen sözle tozdan dumana
Derdine derman dersen var sen Yüce Rahmana
Ne yazık ki söz çıktı ağızda dönüşü yok

Kul Mehmet'im dünya üç günlük denilen bir han
Kırıldı gülmez artık versen de binlerce can
Sen hatana sözüne gece gündüz ağla yan
Yârsiz olmaz dünyada bu gönülde heyecan
Belli gözlerinde sen çok pişmansın can her an
Artık var git gönlüne ara başka bir vatan
Ne yazık ki söz çıktı ağızda dönüşü yok
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Nefretle Dolaşandır Engelli


Bakma bana özürlüymüşüm gibi hey diyorum sana
Rabbim başka keder vermesin bu değerli kıymetli cana
Bakma karşıda hayata bir sıfır yenik başladım anlasana
Özürlü nefretle cana kıyandır nefretle dolaşandır engelli

Hem benim elimde değil ki bu var oluş
Belki sendedir nefretle bakarken kahroluş
Senin kapında da olurdu bu var oluş bu duruş
Özürlü nefretle cana kıyandır nefretle dolaşandır engelli

Kaldırmak istesem de elim kalkmıyor
Dilimde sözlerim yok yürek yakmıyor
Nefrete koşmuyor çok şükür yürümeyen ayaklarım
Özürlü nefretle cana kıyandır nefretle dolaşandır engelli

Kul Mehmet'im der ki git yoluna nefretinle yok ol artık
Senin gibi sağlam engellilerde yeter artık bıktık
Yürümek için gönül lazım ayak değil yola sevgiyle çıktık
Özürlü nefretle cana kıyandır nefretle dolaşandır engelli

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

4 Aralık 2015 Cuma

Sen Üzülme Ey Aşk...




     Perişandı sevmeler aşk, yalancı gönüllerin peşinde oyuncak olalı, sevmeyenlere gelince hepten yıkık dökük, sözleri yaralı perişan adımları umutları... Sen üzülme aşk senin hatan değil gönüllerin hatası bu. Körelmiş duygular hisler, dilimizin kemiği yok aldanma gönülden çıkmıyor sözlerimiz... Bağırsan da sendeki cevheri anlayacak çıkmaz ey aşk sen üzülme... Ellerimiz ozonla yıkanmış o kadar kalın kirli ve kan ihanet vefasızlık kokuyor ki ancak çamaşır suyu yani ozon bembeyaz yapıyor, aldanma sen bu beyazlığa, ama ne yazık ki aldandın ve pişmansın...

  Rahmana yürümeyen adımlarda merhamet kokmaz, rahmet yağmaz başına bak sen anladın, hala bizler anlayamadık ey aşk sen üzülme... Her azalarımız yamalı delik deşik, ondan dolayı vefa yok sevgiye itibar edilmez insanlar birbirini sever görünür arkasını döndü mü sırtından bıçaklamaya çalışır! Nefis şeytan şehvetle kör ebe, saklambaç oynar dostluk kurarız sen üzülme ay aşk biz kendimizden bir şey anlayamadık ki sen anlayasın!

   Hor kullanmayı çok severiz, anlamayız incelikten nezaketten, cümlelerimiz birer ok kanatır farkına varmayız, yüreğimize saplı oklarla yaşarız, farkına varmayız, sen üzülme aşk var git yoluna, bizden Yusuf olmaz, Kerem, Feryat, Mecnun olmaz başka ülkelere bak, bizimle heder olup yıkılma! Yüzsüzlüğe alışmışız maskelerle dolaşırız, sen bakma yüzümüze maske onlar var git uğurlar olsun sana...
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
          

            

Ümmet olma yolunda adımlar-1




Hamd Âlemlerin Rabbine Salât ve selam Âlemlere Rahmet Nur Peygamber efendimize âline ashabına ve onun yolunda gidenlere olsun.

Ümmet olma yolunda- kendi âcizane fikrimce- atılması gereken adımlar ve yanlışlarımız nelerdir şöylece bir gözden geçirelim. Yüceler Yücesi Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: " Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allahtan korkun ki, merhamet olunasınız".-(Hucurat suresi ayet. 10).Evet Müslümanlar Kardeştir, ne kadar güzel bir söz gönülleri ısıtan sevgi ile kaplayan bir ayet. Bu yüce ayet ile manevi olan iman kuvvetimizi, birliğimizi ve onun gücü ile cümlemizin yani inananların kuvvetimizi okşayan, Müslümanlara güç üstüne manevi güç, kuvvet üstüne manevi haz duyuran kuvvet ve moral üstüne nurdan moral yükleyici ne mübarek bir anlam ve mana ile dolu bir ayet,ve bu yüce ayet ile hayatımıza ömrümüze nurdan yol gösteriyor. Müslümanlar kardeştir. İlk olarak kardeş olduğumuzu bileceğiz, bunun başka yolu yol ümmet olmak için.

Âlemlere rahmet olan Nur peygamber efendimizin gülümsemesini hissetmedikten sonra, imanın merhamet ve vicdanını gönlümüzde taşımadıktan sonra ümmet olmayı beklemek boşunadır beyhudedir. Müslüman olan biz kardeşler arasına, din düşmanlarınca araya atılan sokulan ufak tefek olan pürüzler ve anlaşmazlıklar, büyüyen zorluklar karşısında mücadeleler soğuk savaşlar ,kardeş olma gerçeğini ortadan kaldıramaz ve kaldırmaya güçleri de yetemez.

Ebu Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:"Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!"

(Müslim, iman 93-94. Ayrıca bk.Tirmizî, Et'ime 45, Kıyamet 56; İbni Mace, Mukaddime 9, Edeb 11)

"Birbirimizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız" aman Allah'ım! Ne kadar güzel bir söz ve yaşayış şekli, ama gel gör ki günümüzde hiç de oralı olmadığımız kulak ardı ettiğimiz bir hadis, üzülerek söylemek zorundayım. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız, demek ki iman ettik demekle, namaz oruç zekât hacca gitmekle iman edilmiş olunmuyor ta ki birbirinizi sevmedikçe, burası çok ama çok önemli."İman etmedikçe de cennete giremezsiniz" Çok açık ve basit.


Örnek olarak kendimi vereyim, Mehmet Aluç ayakkabısı eskidi, gitti yeni yepyeni bir ayakkabı aldı, baktı ki diğer Müslüman arkadaşı, komşusu vs ayağında ayakkabısı yok, dedi ki içinde "dur şu eski ayakkabımı şu arkadaşıma, komşuma filancaya vereyim de çöpe gitmesin "çok dikkatli okuyun-Çöpe gitmesin-Yani çöpe gidecek olanı sevap olarak falan filana vererek iyilik yapacağım! Bu fikirsizlik saçmalığı ile Müslüman bu fikir düşünce içinde olamaz. Kendin yeni aldın ise ey Mehmet Aluç o falan filana komşuna da yenisini almak ve vermek zorundasın, işte biz kardeşliğimizi ümmet olmayı, Âlemlere Rahmet Peygamber efendimizin hadisini yanlış olan, yolumuz fikirsiz fikrimiz ile olduğumuz için, doğru olduğu gibi anlamıyoruz, çünkü düşünce yapımızın içinde, gerçek olan nur iman yok, boş savlar ile olan bilgimizle, ümmet değil kardeş değil bir arada yaşamamız mümkün değil. İşte şimdi yaşadığımız gibi, birbirinden habersiz, dert ve sıkıntı içinde derdimize derman olacak ümmet şuurundan habersiz olduğumuz gibi. 

Âlemlere rahmet olan Nur peygamber efendimizin gülümsemesini gönülden hayatımızın her alanında hissetmedikten sonra, imanın merhamet ve vicdanını gönlümüzde taşımadıktan  sonra"ümmet" olamayız, birbirimizi sevmiş, iman etmiş olamayız, cennete giremeyiz. Devam edeceğiz inşallah. Selam ve dua ile.

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Bu Gönlümü Yıkar Geçer.



Nazar değer aşkımı söylemem ben herkese
Nazar değmesi değil anlaşılmaz mesele
Aşk bu konarsın o an gamzesinde ki güle
Aşkı bilmez, garip bu gönlümü yıkar geçer

Gülüşü ile alay eder aşktan o bilmez
Alay eder nazlı yar ile doymak hiç bilmez
Gönülde kalsın bu nur aşk paha biçilmez
Aşkı bilmez, garip bu gönlümü yıkar geçer

Ferhat'a o dağları deldirten bu zihniyet
Eder eziyet aşktan anlamaz yok ciddiyet
Daha fazlası var bozuk cins cibilliyet
Aşkı bilmez, garip bu gönlümü yıkar geçer

Basit biri değilim gönülden ben severim
Aşk için çile dolu yolu aşar geçerim
Aşk badesini yârin elinde ben içerim
Aşkı bilmez, garip bu gönlümü yıkar geçer

Kul Mehmet'im aşkla bu gönlüm bilirim zengin
Aşk deryasını kimse bilmez ki o bir engin
Aşkla severim bitmez bilirim hiç bu sevgim
Aşkı bilmez, garip bu gönlümü yıkar geçer
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Ya Var Oluşun Sancısını Yaşayalım.



Nedenler niçin ile boğuşmazken
Varoluş yitip gitme ile sesiz bakışırken
Ayaklar altında topraklar kayarken
Toplu mezara gömülmeye neden arama
Niçinler yitip gitmeler sorgusuz kalırsa
Umut vaat eden eller nefretle sıkarsa
Azarlama tokat sessizce saklanırsa
Nedenler içinde boğulmaya koşarsak
Niçinler yüzümüze bakmaz
Yitip bitmeler bizi sararken
Var oluş sırtını dönerken
Mana anlam arama
Niçinler var oluşlar yok iken
Arama mutlu düşleri yarınları
Ruhun sözleri tükenirken
Sesi soluğu kısılırken
Hiçlikle kol kola yaşarken insanlık
Varılmayan sokağa caddeler şehirler çıkıyorsa
Direniş için direnç hasta ise
Hastaya şifa olacak doktor var iken
Karanlıkta hapis yatarken 
Karanlığa mahkûm iken insanlık
Benlik bensizlikle sıkı fıkı dost ise
Arama mana anlam ifade yarınlarda
Dünyada yaşanacak dünya arama
Soluklar idam sehpasında iken
Dünyada dünya arama
Düşelim hecelerin
Kelimelerin sözlerin
İntihar kokan caddesinde
Uçurumlara
Ya var oluşun sancısını yaşayalım
Yeniden diriliş var oluş için
Ya da dağınık dağınık
Yaşayacağımıza
Toplu mezarlarda
Feryadımızın
Sancısında
Sessizce yatalım
O zaman yarınlara belki kavuşanlar
Hissizliğimizin katran karasına
Bulaşmadan tertemiz
Hüsran ile solmadan
Yaşarlar
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç