Bu Blogda Ara

25 Kasım 2015 Çarşamba

Gönlüm Razı Niçin Olmadı

gönül,razı,ateş,


elimle gülü tuttum, bilmem elim kanadı
yarimi seveyim dedim , nedense gönlüm ağladı
aşktan bilmez yarim, kolumla  dilim bağladı
bırakıp gideyim dedim ,gönlüm razı niçin olmadı

haset edip yare küseyim dedim, dilim razı olmadı
elimi kaldırdım, hafif vurayım dedim, elim azı bulmadı
gönlümden çıkarayım dedim, gönlüm dedi kırma sazı,
 kılma tek başına, cenaze namazı
bırakıp gideyim dedim, gönlüm razı niçin olmadı

misal, az ayrı yatayım dedim, yatak diken oldu battı
gönlüm dedi hani seviyordun, ne oldu, hal böyle iken, uykum kaçtı
gönlüm dedi, sevecektin bir ömür boyu, kim yolda geciken, haklı çıktı
bırakıp gideyim dedim, gönlüm razı niçin olmadı

hoş bir seda ile, şiirler okudum, hiç anlamadı
karşısında saatlerce durdum, dönüp hiç yüzüme bakmadı
karşıma aldım, durmadım sordum ,sorumu hiç duymadı
bırakıp gideyim dedim, gönlüm razı niçin olmadı

Kul Mehmet'im, bin bir zahmet, içinde gönlüm
lanet ettim şeytana, az Rahmet, okudum güldü ömrüm
sevmeye dedim devam, kıyamet mi ,kopacak gönlüm
bırakıp gideyim dedim, gönlüm razı niçin olmadı
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-








Mahalle sakinleri ile aşık



mahalle sakinleri  elleri ile ettiler işaret
işte geliyor yine o meczup aşık
toplandılar başına gülümserken aşık
sordular ne gezersin deli aşık
yolumu yarimi ararım
sanmayın yolum karışık
yarimle aram bir karış
güldüler açık açık
cihanı gezersin bu mu bir karış
dünya hayatında yüz yıl yaşayana
ölene sorun bakalım kaç günlük yaşamış
sustular başlarını önlerine eğdiler
bana gülmeyin
kendinize gülün
gönlünüz ölmüş
cenaze namazı kılmadan gömmüşsünüz
duasız selasız
avaz avaz bağıran o tabuta
beni canlı canlı gömmeyin nidasını duymadan
koptu yüreklerinde bir sızı
baktılar birbirlerine
acaba haklı mı bu aşık
bu meczup
derinden bir ah çıktı sanki gönüllerde
titrediler bir bir teker teker
bıraktınız  onu karanlıkta
çıkışı olmayan kafeste
oturun kendinize ağlayın
birbirinize sarılın
nefretinize ağlayın
yarına değil
bugüne sevginize bel bağlayın
sonra aşk ile gönüllerde
alemde çağlayın
derdi olanın derine derman bağlayın
gönüllerinizi birbirine bağlayın
yaşadığınız an matem
elinizde olsun aşkla yazan kalem
birbirinize aşkla verin selam
sonra söyleyin aşkla kelam
hayata aşkla edin devam
mahallede vardı sükut
sizin gönülleriniz dedi
bulunmaz yakut
bakın ömür bitiyor
mezara doğru yürüyor
mutsuzlukla ömür geçiyor
bana bakıp gülmeyin
oturun halinize ağlayın
aldatmasın dünya denen fani
içinde gezenler hani
aşk gönlün divanı
kaldı mı içinizde gönül insanı
gözlerde akarken bir kaç damla yaş
mahalle sakinleri
etme eyleme
af et bizi ey aşık
biz yeriz yemekleri kaşık kaşık
hiç olmadık aşık
bazen küs bazen barışık
hayatımız  devam eder karışık
af et sen bizi anlayamadık olmadı yakışık
işimiz gücümüz çok veririz dünya ile uğraş
başımıza düşürdün kayadan bir taş
gel otur soframıza yiyelim bir lokma aş
oturup kuralım bağdaş
anlat bize aşkı çok çok ey yoldaş
hakkını da helal et gardaş
sarıldılar gönülde cümle mahalleli
gönüllere geldi istiklal
biraz önce dilleriydi lal
yaptılar gönülde ihtilal
mahallede dolaştı tellal
aşk ile sevsin birbirini derhal
dediler ey aşık az daha kal
bizleri aşkın diyarlarına sen sal
kaldı aşık üç beş gün
şenlikle doldu mahalle o gün
muhabbet sevgiyle aş'lar yenildi
evlerde aşlar öğün öğün aşk kucak kucak
her gece bir evde kuruldu muhabbetten ocak
kul Mehmet'in yazacağı da ancak bu kadar
aşk gönlünüzde olsun gerçekten radar
üç günlük dünya bu alemde mezara kadar
mezardan sonra sonsuz hayat var
aşk ile varalım mezara olmasın dar
yaz gününde yağmasın kar
aşka gönlümüz dolsun ağzına kadar
hoşça aşkla kalın benden bu kadar
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

24 Kasım 2015 Salı

Aşkın var mıdır dünyada eşi ?


aşkın var mıdır bu dünyada eşi
varsa sağdan soldan çakması gelir
onun yerini tutmaz üçü beşi
var mıdır onun gibi ahiretlik
muhabbetle vuslatına söyleşi
sağdan sonra gelse taciz ateşi
ayrılık dersen cehennem ateşi
gönül varmasın o billur karaya
gönül hiç sığmaz oraya buraya
şuraya ordan karaya semaya
parçalanır gönül ömür kafesi
çok hoş çıkar dilde sözle nefesi
durabilir mi önünde söyleyin
beşer beni beşer gönülde pişer
ayrılıkla yaşanır bu dünyada
 bitmez sonsuz kıyametle o mahşer
gelir o  hasret soldan üçer beşer
şaşırır mı aşık yolunu bulmak
için yollara durmaz da düşer
ah yollar buldu mu gönülden aşık
aşk  ile kendinden geçerde kokar
aşık gibi kendinden geçer geçer
arı kovanına o düşmüş gibi
bedeni tatlı tatlı sızlar yanar
açar gönülde rengarenk gül çiçek
sevdiğine vermek için gönülde
hasreti içine çekerde çeker
sanılmasın aşık hasretle çöker
sanmayın bu aşk biter aşık biter
asıl aşk daha yeni yeni başlar
sırtına tır bağlasan onu çeker
o gönlü engelleyemez ki beşer
gönlü olur spiker
hep canlı yayındadır
paket yayını olmaz
izlenilir her zaman her saniye
pırıl pırıl gönülde
aşk  kokan türküleri
gören der deli sefil
bilmezler ki aşık aşık o asil
hasrete karşı deli gönül siper
yollar aşılır aşkla  birer birer
yine aşığı gören öldü diye
söyler dilde olmaz duaya amin
bilmez aşkla o gönül ölümsüzdür
gönülde aşktan önce cenazeydi
şimdi canlandı can oldu tap taze
aşk nelere kadirsin
Rahmandan misafirsin
gönülde güller alem açtırırsın
cihana kokusunu koklatırsın
anlatmaya yetmez sözler kelime
yeter kul Mehmet'im artık söyleme
çekil yoldan aşk geliyor bekleme
aşkın var mıdır bu dünyada eşi
varsa sağdan soldan çakması gelir
onun yerini tutmaz üçü beşi
var mıdır onun gibi ahiretlik
muhabbetle vuslatına söyleşi
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


Gel Derman Gel




Yandı işte nefretle bize koşan yarınımız
Düzetilmesi zordur var mı dermanımız
Dermanı kaçırdı nefrete koşanımız
Gel derman gel gönlümüzde yerin var

Ağlar işte yarınımız silmeye var mı mendilimiz
Silinse gözyaşları kırıktır gönlü kıranız kendimiz
Haydi, birlik beraberlik kardeşlikle yıkılmasın bendimiz
Gel derman gel gönlümüzde yerin var

Her sözü dinlemeden araştırmadan inandık
Bilmem bu yalanlara nasıl oldu da kandık
Kandıkta durum ortada kor ateşlerde biz yandık
Gel derman gel gönlümüzde yerin var

Nefrete koşana uzanır uzanmaz elimiz
Uzanan elimizle kırılır sağlam belimiz
Neden hep nefrete doğru koşar kimimiz
Gel derman gel gönlümüzde yerin var


Nefrette bal börek güzellik mi var
Güzelliği bilmeyen ne cahil insanımız var
Nefretle bu dünya ile mezar olur dar
Gel derman gel gönlümüzde yerin var

Nefret bir bakışla esir eder sineleri yaralar
Gerçek olsun olmasın yalanla gönülleri karalar
Duyulmaz feryat figan nefret kulakları gönlü bağlar
Gel derman gel gönlümüzde yerin var

Bırakalım nefreti kapısı kıyamete kadar kapalı kalsın
Bunca güzellik merhamet varken isteyen güzelliği alsın
Sevelim gönülleri muhabbetle gönülde sevda çiçeği açsın
Gel derman gel gönlümüzde yerin var

Sabırdır her derdin ilacı isyana ne gerek var bilinmez
Nefret bir gönül'e girdimi yıllar boyu silsen de silinmez
Sabır sebat ile olalım biter dertler yarın ne olur bilinmez
Gel derman gel gönlümüzde yerin var

Gülen günler yarınlar zor bulunur yok oldu mu bulunmaz
Dermansız derde koşan dermanı kaybettin nefretle adam olunmaz
Nefret elinde parçalarken bugünü sana koşan güzel yarınlar kavuşmaz
Gel derman gel gönlümüzde yerin var

Mazlumun gözünde akar yaş dikkat et dermansız ahı tutar
Elindeki nefret canavarı şimdi gülse yarın seni eli ile boğar
Sen böyle nefret koşarsan sanma güzel yarınlar nefretle doğar
Gel derman gel gönlümüzde yerin var

Ağa olan marabasını yok ederse nasıl ağa kalacak
Ağa vermekle olur yok eden nasıl insan yüzüne bakacak
Yok, eden yoklukla yok olur nasıl mezarda yatacak
Gel derman gel gönlümüzde yerin var

Güzelliğin cemalini görelim güzellikle ömür sürelim
Nefret kin ömrümüzü hayatımızı bitiendir bilelim
Gülümseyen yarınlara hep el ele gönül gönül'e yürüyelim
Gel derman gel gönlümüzde yerin var

Kul Mehmet'im gül gibi kokalım diken gibi batmayalım
Vuslat sevmek var iken ayrılık hançerini gönlümüze saplamayalım
Üç günlük yalan dünyada gülmek var iken nefret ile solmayalım
Gel derman gel gönlümüzde yerin var
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-







23 Kasım 2015 Pazartesi

Öğretmendir Vefalı Gül Çiçek Yetiştiren...


İlimle yan yana o gece gündüz yaşayan
İlimle öğrenciye ilmi o aşılayan
Öğrenciyle ağlayan onunla o gülen
Öğretmendir vefalı taze çiçek yollayan

Beladan fenadan o ayrı durur yanaşmaz
İlim fen bilim yolu onsuz olmaz açılmaz
Onun yanında dirsek sürten gönül paslanmaz
Öğretmendir vefalı taze çiçek sulayan

Ömrü boyunca insan yetiştirir usanmaz
İnsanların fikriyle zikri nedir hiç sormaz
İnsan yetiştirir o yarına hiç yorulmaz
Öğretmendir vefalı taze çiçek koklatan

Ömrün yarısını da odur gülle süsleyen
Mezun olduktan sonra güle güle git diyen
Hayatın her yönünü bilgi ile besleyen
Öğretmendir vefalı taze çiçek toplatan

Kul Mehmet'im bu şiir Bekir hocama gitsin
Ellerinden öperim Allah uzun gün versin
Çoluk çocuğu torun ile beraber gülsün
Öğretmendir vefalı gül çiçek yetiştiren

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Dua Ve Kul...


dua kulun acizliğini bilmesidir
acizliğinde Mutlak Kadir olana gitmesidir
nefis şeytanı bu yolda ezmesidir
gözyaşı ile dolsa da dua
göz yaşını silenin Allah(c.c.) olduğunu bilmesidir
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Aşkın Mayası Merhamettir...





Ey Resulüm! Biz seni ancak 
Âlemlere rahmet olarak gönderdik(1)
Resulün(s.a.v.)Onun aslı nurdur.
Allah-u Teâlâ o nurda tecelli ettiği için
Sirâc-ı münîr Nur saçan kandil olmuştur
Mübarek vücudu serapa nurdur
Bu nur ile körler bile görür 
Duymayan kulaklar duyar,
Kapalı kalpler açılır, yolunu şaşıranlar yol bulur
Rahman bize merhamet etti içine de
İncelikle acıma şefkat etme 
Merhamet etme, affetme ve mağfiret ekleyerek
İçine de aşkı katarak yüce Rahman(C.C.)
Onun hatırına kâinatı merhameti ile yarattı
Aşk ile bezedi.
Onu gören Hz Hatice
Amcası oğlu küçük Hz Ali (K.V.)
Hz Ebubekir Sıddık (R.A)
Yüce Allah’ın Cebrail aleyhi selamla
Haber gönderdiği “Ben o kulumdan razıyım 
O kulum benden razımı” şerefine nail olan.
Hz. Ömer bin Hattab (R.A)
Şeytanın kaçtığı sahabe
Hz Osman bin Affan
Meleklerin ondan hayâ ettiği
Ve diğerleri
Onlar Resuldeki merhametin aşkı ile bağlılıkla gördüler
Âşık oldular ilahi aşkla ona Kurana Yüce Allah’a
Diğer âlimler insanlar
Hatta “zamanın eşsizi” Said’i Nursi
O da merhametin sahibi yüce Allah’ın 
Merhametini kuranda gördü âşık oldu
İlahi aşkla
Ondaki aşkı görenler takıldı peşine
Yoksa Hayat’ının her safhası zindanda
Yerlerde betonda
Bir kuru ekmekle
Tüm dünyanın nimetini elinin tersi ile itilir mi
Aşk dolu kalpte vardır gülle bezenmiş merhamet
Aşkın içinde olmaz kesinlikle ihanet
Aşk anlar gönlün bu suskunluğu koşar hemen bulur selamet
Kalbin etrafını merhametle hemen sarar olur sükûnet
Gül yaprağı gibi aşk ile açar gönülde merhamet
Hüzün dolu kalpte başlar inkişaf
Akıl hemen bulur fehamet
Aşk artık anlatır gönle her gece konuşur, verir selamet
Aşk devamlı anlatır dünya hayatının güzelliğini
Sonra baki olan ahiret hayatını anlatır ölümsüzlüğünü
Gönülde yok olur silinir melanet
Gönüller aşka koşar bulur selamet
Aşk gönle olunca şah ile vezir
Gönülde başlar güzellikler saçılır keramet
Yüce Rahman ona eklemiştir kendisinden merhamet
Gül çiçeği gibi açar aşta merhamet
Zaten aşkın mayasıdır merhamet
Kereme aslı gibi
Mecnuna Leyla
Ferhat’a şirin gibi açar derin ve manidar aşkın merhamet gülü
Aşk ile aslı her açtığında yüreğini, kerem dinlemek ister
Yanmak kül olmak ister kerem
Leyla aşkı diline doladığında
Mecnun bir bülbül gibi öter etrafında döner
Dağları çölleri gönlüne yol eylemiştir
Kaybettiği Leyla'sının gönlüne kavuşmak için
Feryat aşkın merhametini şirinde bulunca
Baki olan ahiret hayatını anlattığını bilince
O aşkla dağları deldi
Şirinin gönlüne kavuşarak
Her gece baki olan ahiret hayatının
Sonsuz badesini içmek için dağları deldi
Gönlündeki aşkın merhameti ile.
Hiç konuşmadılar 
Hep sustular, 
Sustular ve dinlediler
Aşk bazen Leyla’da
Bazen Aslı’da
Bazen Şirin’de
Bazen Şems’de anlatırdı hep kocaman yüreğiyle merhameti
Ve artık susan olmuştular
Susmuştular
Hamuş oldular
Suskun
Susan oldular
Sadece dinlediler
Hissetiler 
Kavruldular 
Aşkın merhametini yaratan Allah için susmak
Allah aşkındaki merhamet için yüreğini yakmak kül eylemek
İçinde erimek yeniden dirilmek
İşte cennet
İşte cennet
İşte cennet
Aşkın içindeki merhamet için çaresizliğince teslim olmak
Yüce Allaha ulaşmak
Teslimiyetle teslim olmak
Benliği öldürmek
Kül eylemek
Aşkı dinlemek
Yolunda gitmek
Aşktaki merhamette Yüce Allah’a varmak
Tanıyarak güzelliği karşısında sükût eylemek
Benliğini idam etmek
Aşkın merhametinin içinde yoğrulmak
Aşk olmak
Merhamete karışarak güller gibi açmak
Güle koku vermek
Mevlana merhamet için şeb-i Arûs ile terk eyledi dünyayı
Sevgiliye kavuşma gecesi, beklenen
Yıllarca usanmadan aranan
Çilenin bağrında
Çöllerin kumlarında
Aranarak bulunmayan aşk ile merhamet
Leyla olmayınca
Aslı olmayınca
Şirin olmayınca
Şems olmayınca nasıl bulunsun
Kömürü yakan ateş olmayınca kömür kapkaradır
Nasıl yansın kendi özünü bulsun
Aşkın ömrüne ömründe binlerce tatlıkla ah çekilen 
Çileden bir ömür kahır içinde bülbül gibi ötülen
Çile çekilen ama çileyi çile hissettirmeyen merhamet
Şemste buldu merhametin kaynağını 
Ülkeyi karış karış yol eyledi
Çölleri hem yol eylediler
Hem de gönüllere aşkın güllerini ektiler
Tarif ettiler
İşte aşk bu
İşte merhamet bu
İşte aşk ile merhametin ispatı da budur
Kul Mehmet derki
Sen gel de o aşk için gebermede dur
Kalmadı aşk ile merhamet dillerde vır vır ile dırdır
Her yerde cilve gözlü ihanet gözleri fıldır fıldır
Kanını malını emmenin peşinde
Kalmadı ki etrafımızda merhamet Kul Mehmet
Var git indir gönlün şalterini
Son sözünü söyle uzayan şiirin son nağmesinde
Yüce Allaha ulaşmak
Teslimiyetle teslim olmak
Benliği öldürmek
Kül eylemek
Aşkı dinlemek
Yolunda gitmek
Aşktaki merhamette Yüce Allah’a varmak

Mehmet Aluç

1-." (21 Enbiya suresi 107)

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç