Bu Blogda Ara

12 Kasım 2015 Perşembe

Bendeki az buçuk delilik olmasaydı...







Aşk ile sevmek için ah bendeki az buçuk delilik olmasaydı nasıl, aşk vadisinde gözlerine bakarak yürür, yanına nasıl sokulurdum? Aşk bazen de az delilik olsa gerek, yoksa büyük bir cesaretle nasıl ilk görüşte âşık olduğuna inandığına yaklaşarak "seni seviyorum" diyebilir insan? Belki yiyeceğin aksi bir tokat, kötü gönül kırıcı bir sözle insanın dünyası yıkılacak iken, büyük bir cesaretle gözlerinin içine bakarak çekinmeden "seni seviyorum" diyebilir? Şu anda bu gülümseyen satırlarım yerine, acı dolu hüzün dolu satırları yazıyor olabilirdim!

İnsan bazen söylemeye korktuğu kelimeleri heceleri söylemeli, yoksa bir ömür boyu söylemediğine pişman yaşamak zorunda kalıyor. İlk bakışta bir tanem seni nasıl sevdim, nasıl kanım sana ısındı ve sen ilk sözümden sonra sana "seni seviyorum" dedikten sonra, öylesine güzel gülümsedin ki tüm dünyam gülümsedi, ben ömrü hayatımda hiç böylesine güzel gülüş görmedim ve ömrü hayatımda böylesine gönlüm sevinmedi, o gönlüm bir şahin gibi kanatlandı beni gökyüzüne çıkardı bir anda, bir anda geri yeryüzüne indirdi... Ah gözlerin aşk ile buluşunca ne kadar güzel bakıyor, ben kayboluyorum içinde resmen, heyecanla inip çıkan sinende açan gülleri sen görmüyorsun, ben gördüm o papatyaları gelincikleri laleleri sümbül renk renk açan o gülleri... Hepsinde sen kokuyordun gülüşlerin kokuyordu ah gözlerin aşk ile ne güzel ışıltılı bakıyor, ah ne kadar güzel gülüyordun gül tanem nur tanem!

Şimdiye kadar tadını alamadığım tüm tatları bir evet ile yani bende " seni seviyorum" deyişinle tattım ve hala tatmaya devam ediyorum... Artık hecelerim sensin, şiirlerim sensin, bakışlarım gülüşlerim sensin nur tanem... Hayatın avuçlarımda yalnızlığa doğru uçarken karşıma bir anda kader seni çıkardı, ah kader elleri öpülesi kader, sana nasıl teşekkür ederim bilmiyorum ama karşıma çıkardığın bu güzel gülüşlü sevgiliye ömür boyu, kendimden çok bakacağıma inanabilirsin... Onu sevmeye korumaya başım üstünde taşıyacağıma inanabilirsin, seni mahcup etmeyeceğim. Kaderimi yazan Yüce Rabbim, sana da binlerce kez şükürler olsun alnıma gönlüme yazdığın için, senin iznin yardımınla hep gönlümde seninle beraber taşıyacağım...

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Mana Âlemi Manevi Hayat Budur


Ebedi olan değil dünya
Yalancıdır bu dünya
Ahirettir ebedi olan dünya
İman olmalı iç dünya
Mana âlemi manevi hayat budur
Yaşadığın hayat olmaz yalancı dünya

İman ile gez dünyayı fersah fersah
Fıtrat bunu gerektirir olursun ferah
Gafil gezme gaflete dalma demezsin eyvah
Her şeye kadirdir yüceler Yücesi Allah
Mana âlemi manevi hayat budur
Yaşadığın hayat olmaz yalancı dünya

Fütüvvet imandandır bunu iyi bil
 Senden nefret edenleri af et olsun tatlı dil
Tövbe kapısından dur günahların sil
Haramdan uzak dur olsa da altınlar çil çil
Mana âlemi manevi hayat budur
Yaşadığın hayat olmaz yalancı dünya

Ölüm iman edene gülümser
İmanı olmayan ölüm ne eder
Sanma ölümden sonra hayat biter
Ölüm yeniden sonsuz yaşama doğru gider
Mana âlemi manevi hayat budur
Yaşadığın hayat olmaz yalancı dünya

Kul Mehmet'im der ki bilmeli halden
Koku almalı açan her gülden
Ölüm gelirse kula aniden
İman ile gitmeli ahirete imanı gönlünde
Mana âlemi manevi hayat budur
Yaşadığın hayat olmaz yalancı dünya
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Fütüvvet: Cömertlik-Kendi nefsinde başkasının üzerine bir meziyet, üstünlük görmemek. Hatalarını itiraf edenleri affetmek, hiç kimseye şahsî düşmanlık beslememek. Ahlâk güzelliği. 



G(b)itmeden önce...




Gider iken gülüşünde gülkurusu kaldı
Seni gurbet ellere söyle bakalım kim saldı
Tadı tuzu mu bitti biten ömrünün durma söyle
G(b)itmeden önce gülümseyen gönlün hala s(b)ağdı

Sen kokan bahçelerde çiçekler açmaz oldu s(b)oldu
Ellere yakılan kınalar silindi gülümsemeler kayboldu
Bir mezar gibi bakan bakışlar kim o(a)raya koydu
G(b)itmeden önce gülümseyen gönlün hala s(b)ağdı

Bir çınar gölgesi gibi sevgiler eksildi sevmek z/engin işimi oldu
Bir parça lokmayı ikiye bölmek unutuldu yürekler mi soldu
Vefa denilen gönül sevgisi silindi yok (s)oldu nasıl unutuldu
G(b)itmeden önce gülümseyen gönlün hala s(b)ağdı


Suratında sevgi kelebeklerinin gülüşü u(a)çardı
Üç günlük gurbet çok zor bilirim karşında yârin sana bakardı
Gurbet geceleri geçmez şafak sökmez z(k)ordur kalmaz o tatlı ağız t/adı
G(b)itmeden önce gülümseyen gönlün hala s(b)ağdı

Gidişin olmadı zeval hançerleme sen gönlünü
Gurbetlik sanma bir sanrı gamla b(y)itirme ömrünü
Barikatlara dikenlere takılma vuslatı y(b)itirme gülüşünü
G(b)itmeden önce gülümseyen gönlün hala s(b)ağdı

 Kul Mehmet'im der bir gün gelir bu gurbetlik biter
Vuslat ile nazlı yârin gülüşü gönlünü sarar bülbüller öter
Bir lokma kuru ekmek soğanla yenilir hasretlik o an biter
G(b)itmeden önce gülümseyen gönlün hala s(b)ağdı

Mehmet Aluç-Kul Mehmet




11 Kasım 2015 Çarşamba

Ölümle Ölmez İnsan...


Ömür kervanı çıkar yola hayat bu yürür sona
Yolda karşılaşır bir an Azrail denen o cana
Biten son yeniden sonsuza koşar ölüm sunar yaşam
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Ölüme bulunmaz çare öyleyse bu kibir nedir
Halini bilmeze dersen senin sonun acep nedir
Aç derdini Rahman'a ölüm gelse de o güldürendir
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar

Konuşurken doğru söyle sakatlama o gül dilini
Veren el eyle alan eyleme o uzanan nur elini
Yara açıp yakma insan gönlünü bükme belini
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Soluksuz dertlere peşinde koşma dermanın kalmaz
Yüce Rahman kulunu dertsiz yola girince yüzüne bakmaz
Dertsiz yola girenin eli kolu kırılır yukarı kalkmaz
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Birlik yolunda giderken nankörlükle sapma yanlış yola
Beden gönül yara alır yara açma tende girilmez kola
Yalnız kalırsın nankörlükle ondan sonra halin ne ola
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Gönül gönül dağından gel diye seslenir bahar gelsin
Gönül halinden anlamayan bahar yazı ne bilsin
Halden anlamayan durmasın karanlık mağaralara girsin
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Ömür heybesine iyilik toplayan iyilik götürür
Ömür heybesine kötülük toplayan ateş götürür
Neşe ile gülen dağıtan cennete neşe götürür
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Merhametle ol salma başını sen derde
Gönül penceresine nefretle çekme sen perde
Lazım olur gönülde merhamet günün birinde
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Bu can emanettir merhametle donat teslim et
Helal kazan helal ye olsun sana can kardeşim afiyet
Görünmeyen yolda bilinmez ne olur son akıbet
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar

Kul Mehmet'im Rahman derdimize tek dermandır
Kulu mutlu olsun diye huzur dolu yolu gönül'e açandır
Kul bilmez nankördür gönülde huzuru bırakıp kaçandır
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Aşk -Nesir-


Gönül aşkın penceresidir bakmasını ve görmesini bilene bakınır
Gönül de varsa güzellik ışıltısı güzelliği dışa yansır, yoksa gönülde güzellik beden nasıl ısınır?

Aşk ile sevmeyen gönül güler mi bu dünyada bilmem acep
Gönülde sevmiyorsan eğer, seni sevmeyende arama suç sensin buna sebep

Bir bakışta aşk gönlü, meste gülümseterek cennet bahçesi eyledi
Bir bakışta aşkı görmeyen gönül, nasıl yaşamayı sevgisiz kabul eyledi, gülmeden ömrü heder eyledi

Aşk bir gülüşte Ferhat'a dağları deldirten kul eyledi
Aşksız yaşayan yerlerde süründü mutsuzluk resitalinde oynayan figüran etti

Hasret, aşk ile yaşayana tatlı bal şeker gibi gelir
Aşkı yaşamayanda, hasret korkusu olmaz, sevmek ona zehir Ağu gelir

Derdine derman için koş sabır kapısına durma gece gündüz bekle
Derman aramak değilse derdin acele ile dermansızlığa koş ömrü eder et dert üstüne dert ekle

Aşkı yaşarsan seni sanırlar deli divane sen aldırma sevmeye devam et aşk ile
Aşkı yaşamayan mutsuzluk resitalinde ağlar duygulandım der yalan söyler güle güle

Sanırsın aşk seni saldı efkâra, efkâr gönlün dinlenme merkezidir
Efkâr gönlü yapar cüretkâr sebatkâr davetkâr hatta bestekâr
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


10 Kasım 2015 Salı

Nur Muhammed Nurdan Ahmed (S.A.V.)


Kibrin nefis kokan nefesi
Gönülleri esir eden kafesi
İnsanlığı bitiren zulmün sesi
Gelişinle yıkıldı
Gül kokan Nebi
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed
Sarsıldı ilk önce
Zulmün sesi
Ta kisra da duyuldu sesi
Zemin kaydı ayaklarında
Kesildi cümle neşesi
Ebu cehil ile tayfası
Ah doğurmayaydı anası
Sana ne kadar çile çektirdi
Ah o kahrolası
İlk gülüşün gelişinle
Nur gibi doğdu âleme
Yetim doğan
Muhammedül emin
Âlemlerin güneşi
Kan kokan cahilliye devrini yıkan
Gönüllerin iman güneşi
Sensin ya Nebi
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed

Allahın adıyla ismini andık
Nura gark olduk sana inandık
Sana ümmet olmak
Nasip olmaz her kula
Aşk ile lisan ile
Allah dedik
Muhammed dedik
Döküldü cümle günahlar
 Bir bir güldük sevindik
Kerim olan Rabbimiz
Acıdı cümle kula
Gönderdi seni
Rahmet diye âleme
Seninle güldü hayat
Seninle kırıldı
Kölelik zinciri
Yok, oldu zulüm
Yıkıldı putlar
İnanmayanlar etti hayret
Nasıl olur bir yetim
Olur Peygamber
Yüce Rahman
Âdem peygamberin alnına
Koydu nurunu
Ona bu habibimin nuru dedi
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed


Gelişine nuruna merhaba
Gelişinle nur doldu sabaha
Nurlar doldu karanlık akşama
Seninle nura gark oldu beşer
Zalimler kalesi yıkıldı birer birer
Daha görecek onlar neler neler
Yaşayacaklar kahır dolu geceler
Zulüm bitti güldü cümle âlem
Dünyaya gülüşüne verdin selam
Sustu diller sendin söyleyen kelam
Nur Kur'an tamlandı
Nurla sundu bize bin bir âlem
Bakışınla gülümsedi nurdan âlem
Cümle kâinat sana verdi selam
Sana iman etmeyen
İman sırrına eremez
Helal kazanmaz
Helal yemez
Sen gelmeseydin
Ne olurdu halimiz
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed

Aman isteyen verdin aman
Cümle gönüllere oldun can
Kelamına cümle kâinat verdi selam
Kelamına doydu insanlık aldı derman
Yüce Rabbim Rahim
Her şeye Kerim
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed

Seni yolunda nurlar bulam
arayam yolunda tozun olam
Yolun bulamazsam ben solam
Allah'a kul Sana ümmet olam
Nurunla dolam
Kur'an izinde sana varam
Gülüşünle nurunla gönlümü saram
Sensiz bu hayatı yaşamak haram
Arayıp da gül nur yoluna varam
Yolunda yürümekle yaşanır bayram
Sen gelmeseydin
Ne olurdu halimiz
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed

Gelişin gönüllere deva
Nurun âleme reva
İmanla bulduk sefa
Cümle âlem beklerdi
Nurdan öz zatını
Dillerde adın gül gibi koktu
Cümle âlem söyledi nura boyandı
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed

Sen geldi bitti zulüm zahmet
Oluk oluk yağdı Rahmet
Sendin âlemler Rahmet
Nurdan Ahmed
Zalim yaşadı hezimet
Gelişinde vardı zaten hikmet
Kur'ana doğru oldu istikamet
Gönlün okyanustu 
Tükenmezdi merhamet
Sendin âlemler Rahmet
Nurdan Ahmed
Nurdan Muhammed

Bitti gelişinle husumet
Herkes oldu kardeş
İmanla doğdu güneş
Allaha ait dedin ahkâm
Ashabın oldu amil
Köleler eyledin azat oldular kâmil
Muhtaçlar yaptın atiyye
Senden kaçanlara gülümsedin
Verdin hediye
Dedin kaçma geriye
İmanla koş ileriye
Yaşandı asrısaadet
İnsanlık oldu bahtiyar
Gönüllere geldi basiret
Sözlere geldi belagat
Seninle kuruldu cemaat
Sendin edep
Ümmi olsan da
Sendin edip
Seninle okundu ezan
İslam'ın çağrısı oldu o an
Fehm'le doldu âlem
Nurdan Ahmed
Rabbim şefaatine
Ulaşanlardan eylesin
Cümle müminleri
Mehmet Aluç-Kul Mehmet


Atiyye: İhsan, lütuf, muhtaç olanlara yapılan bağış
Kim dilencilik kapısını açarsa, Allahu Teâlâ dünyada ve ahrette ona fakirlik kapısını açar. Kim Allahu teâlânın rızâsını kastederek atiyye kapısını açarsa, Cenabı-ı Hak ona hem dünya, hem ahret seâdeti ihsan eder. (Hadis-i şerif-Sünen-i Ebu Dâvûd) 
Peygamberler, ümmetleri için Allahu teâlânın atiyyesidir. Fakat Resul-i Ekrem efendimiz hediyedir. Hediyye ile atiyye arasında fark vardır. Atiyye muhtaçlara, hediyye ise sevilenlere verilir.  (Ebü'l-Abbâs-ı Mürsî)

Belagat:  Sözün düzgün, kusursuz ve yerinde söylenmesi. 
Fehm: Anlayış; iyiyi kötüden ayıran anlama kuvveti.

Amil: İş yapan

9 Kasım 2015 Pazartesi

Aşkın Solmaz Gülleri...



Mihman ol gönlüme sen sönmez sevda ateşi
Yakmasın gönlümüzü dağlar hasret ateşi
Açsın sevgi gülleri gönülleri de sarsın
Aşkın solmaz gülleri açsın gül gönlümüzde

Aşk olmazsa gönülde çekilir mi bu keder
Aşksız gönül cefadan ölür olmasın heder
Aşkla âşık yâriyle cümle âlemde gezer
Aşkın solmaz gülleri açsın gül gönlümüzde

Âşık yurduna girmez yanar yârini arar
Nazlı yâri görmezse anar sanmayın kaçar
Çileyle dolu aşkta âşık gülerde yaşar
Aşkın solmaz gülleri açsın gül gönlümüzde

Çilesiz aşkta gönül hamur olurda pişer
Pişen gönülde hâsıl aşk olur gören şaşar
Hasretlikle yaşayan âşık mahşeri yaşar
Aşkın solmaz gülleri açsın gül gönlümüzde

Kul Mehmet'im sen bu aşk zincirini gönle vur
Aşk kapısında bekle çile dolu olsa sur
Görünse zindan yolu yârin ahvalini sor
Aşkın solmaz gülleri açsın gül gönlümüzde
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç