Bu Blogda Ara

11 Kasım 2015 Çarşamba

Ölümle Ölmez İnsan...


Ömür kervanı çıkar yola hayat bu yürür sona
Yolda karşılaşır bir an Azrail denen o cana
Biten son yeniden sonsuza koşar ölüm sunar yaşam
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Ölüme bulunmaz çare öyleyse bu kibir nedir
Halini bilmeze dersen senin sonun acep nedir
Aç derdini Rahman'a ölüm gelse de o güldürendir
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar

Konuşurken doğru söyle sakatlama o gül dilini
Veren el eyle alan eyleme o uzanan nur elini
Yara açıp yakma insan gönlünü bükme belini
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Soluksuz dertlere peşinde koşma dermanın kalmaz
Yüce Rahman kulunu dertsiz yola girince yüzüne bakmaz
Dertsiz yola girenin eli kolu kırılır yukarı kalkmaz
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Birlik yolunda giderken nankörlükle sapma yanlış yola
Beden gönül yara alır yara açma tende girilmez kola
Yalnız kalırsın nankörlükle ondan sonra halin ne ola
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Gönül gönül dağından gel diye seslenir bahar gelsin
Gönül halinden anlamayan bahar yazı ne bilsin
Halden anlamayan durmasın karanlık mağaralara girsin
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Ömür heybesine iyilik toplayan iyilik götürür
Ömür heybesine kötülük toplayan ateş götürür
Neşe ile gülen dağıtan cennete neşe götürür
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Merhametle ol salma başını sen derde
Gönül penceresine nefretle çekme sen perde
Lazım olur gönülde merhamet günün birinde
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Bu can emanettir merhametle donat teslim et
Helal kazan helal ye olsun sana can kardeşim afiyet
Görünmeyen yolda bilinmez ne olur son akıbet
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar

Kul Mehmet'im Rahman derdimize tek dermandır
Kulu mutlu olsun diye huzur dolu yolu gönül'e açandır
Kul bilmez nankördür gönülde huzuru bırakıp kaçandır
Ölümle ölmez insan yeniden sonsuzluğa doğru koşar
Koşar insan sonsuzluğa iman var ise coşar
Koşar insan sonsuzluğa iman yok ise şaşar


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Aşk -Nesir-


Gönül aşkın penceresidir bakmasını ve görmesini bilene bakınır
Gönül de varsa güzellik ışıltısı güzelliği dışa yansır, yoksa gönülde güzellik beden nasıl ısınır?

Aşk ile sevmeyen gönül güler mi bu dünyada bilmem acep
Gönülde sevmiyorsan eğer, seni sevmeyende arama suç sensin buna sebep

Bir bakışta aşk gönlü, meste gülümseterek cennet bahçesi eyledi
Bir bakışta aşkı görmeyen gönül, nasıl yaşamayı sevgisiz kabul eyledi, gülmeden ömrü heder eyledi

Aşk bir gülüşte Ferhat'a dağları deldirten kul eyledi
Aşksız yaşayan yerlerde süründü mutsuzluk resitalinde oynayan figüran etti

Hasret, aşk ile yaşayana tatlı bal şeker gibi gelir
Aşkı yaşamayanda, hasret korkusu olmaz, sevmek ona zehir Ağu gelir

Derdine derman için koş sabır kapısına durma gece gündüz bekle
Derman aramak değilse derdin acele ile dermansızlığa koş ömrü eder et dert üstüne dert ekle

Aşkı yaşarsan seni sanırlar deli divane sen aldırma sevmeye devam et aşk ile
Aşkı yaşamayan mutsuzluk resitalinde ağlar duygulandım der yalan söyler güle güle

Sanırsın aşk seni saldı efkâra, efkâr gönlün dinlenme merkezidir
Efkâr gönlü yapar cüretkâr sebatkâr davetkâr hatta bestekâr
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


10 Kasım 2015 Salı

Nur Muhammed Nurdan Ahmed (S.A.V.)


Kibrin nefis kokan nefesi
Gönülleri esir eden kafesi
İnsanlığı bitiren zulmün sesi
Gelişinle yıkıldı
Gül kokan Nebi
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed
Sarsıldı ilk önce
Zulmün sesi
Ta kisra da duyuldu sesi
Zemin kaydı ayaklarında
Kesildi cümle neşesi
Ebu cehil ile tayfası
Ah doğurmayaydı anası
Sana ne kadar çile çektirdi
Ah o kahrolası
İlk gülüşün gelişinle
Nur gibi doğdu âleme
Yetim doğan
Muhammedül emin
Âlemlerin güneşi
Kan kokan cahilliye devrini yıkan
Gönüllerin iman güneşi
Sensin ya Nebi
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed

Allahın adıyla ismini andık
Nura gark olduk sana inandık
Sana ümmet olmak
Nasip olmaz her kula
Aşk ile lisan ile
Allah dedik
Muhammed dedik
Döküldü cümle günahlar
 Bir bir güldük sevindik
Kerim olan Rabbimiz
Acıdı cümle kula
Gönderdi seni
Rahmet diye âleme
Seninle güldü hayat
Seninle kırıldı
Kölelik zinciri
Yok, oldu zulüm
Yıkıldı putlar
İnanmayanlar etti hayret
Nasıl olur bir yetim
Olur Peygamber
Yüce Rahman
Âdem peygamberin alnına
Koydu nurunu
Ona bu habibimin nuru dedi
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed


Gelişine nuruna merhaba
Gelişinle nur doldu sabaha
Nurlar doldu karanlık akşama
Seninle nura gark oldu beşer
Zalimler kalesi yıkıldı birer birer
Daha görecek onlar neler neler
Yaşayacaklar kahır dolu geceler
Zulüm bitti güldü cümle âlem
Dünyaya gülüşüne verdin selam
Sustu diller sendin söyleyen kelam
Nur Kur'an tamlandı
Nurla sundu bize bin bir âlem
Bakışınla gülümsedi nurdan âlem
Cümle kâinat sana verdi selam
Sana iman etmeyen
İman sırrına eremez
Helal kazanmaz
Helal yemez
Sen gelmeseydin
Ne olurdu halimiz
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed

Aman isteyen verdin aman
Cümle gönüllere oldun can
Kelamına cümle kâinat verdi selam
Kelamına doydu insanlık aldı derman
Yüce Rabbim Rahim
Her şeye Kerim
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed

Seni yolunda nurlar bulam
arayam yolunda tozun olam
Yolun bulamazsam ben solam
Allah'a kul Sana ümmet olam
Nurunla dolam
Kur'an izinde sana varam
Gülüşünle nurunla gönlümü saram
Sensiz bu hayatı yaşamak haram
Arayıp da gül nur yoluna varam
Yolunda yürümekle yaşanır bayram
Sen gelmeseydin
Ne olurdu halimiz
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed

Gelişin gönüllere deva
Nurun âleme reva
İmanla bulduk sefa
Cümle âlem beklerdi
Nurdan öz zatını
Dillerde adın gül gibi koktu
Cümle âlem söyledi nura boyandı
Nur Muhammed
Nurdan Ahmed

Sen geldi bitti zulüm zahmet
Oluk oluk yağdı Rahmet
Sendin âlemler Rahmet
Nurdan Ahmed
Zalim yaşadı hezimet
Gelişinde vardı zaten hikmet
Kur'ana doğru oldu istikamet
Gönlün okyanustu 
Tükenmezdi merhamet
Sendin âlemler Rahmet
Nurdan Ahmed
Nurdan Muhammed

Bitti gelişinle husumet
Herkes oldu kardeş
İmanla doğdu güneş
Allaha ait dedin ahkâm
Ashabın oldu amil
Köleler eyledin azat oldular kâmil
Muhtaçlar yaptın atiyye
Senden kaçanlara gülümsedin
Verdin hediye
Dedin kaçma geriye
İmanla koş ileriye
Yaşandı asrısaadet
İnsanlık oldu bahtiyar
Gönüllere geldi basiret
Sözlere geldi belagat
Seninle kuruldu cemaat
Sendin edep
Ümmi olsan da
Sendin edip
Seninle okundu ezan
İslam'ın çağrısı oldu o an
Fehm'le doldu âlem
Nurdan Ahmed
Rabbim şefaatine
Ulaşanlardan eylesin
Cümle müminleri
Mehmet Aluç-Kul Mehmet


Atiyye: İhsan, lütuf, muhtaç olanlara yapılan bağış
Kim dilencilik kapısını açarsa, Allahu Teâlâ dünyada ve ahrette ona fakirlik kapısını açar. Kim Allahu teâlânın rızâsını kastederek atiyye kapısını açarsa, Cenabı-ı Hak ona hem dünya, hem ahret seâdeti ihsan eder. (Hadis-i şerif-Sünen-i Ebu Dâvûd) 
Peygamberler, ümmetleri için Allahu teâlânın atiyyesidir. Fakat Resul-i Ekrem efendimiz hediyedir. Hediyye ile atiyye arasında fark vardır. Atiyye muhtaçlara, hediyye ise sevilenlere verilir.  (Ebü'l-Abbâs-ı Mürsî)

Belagat:  Sözün düzgün, kusursuz ve yerinde söylenmesi. 
Fehm: Anlayış; iyiyi kötüden ayıran anlama kuvveti.

Amil: İş yapan

9 Kasım 2015 Pazartesi

Aşkın Solmaz Gülleri...



Mihman ol gönlüme sen sönmez sevda ateşi
Yakmasın gönlümüzü dağlar hasret ateşi
Açsın sevgi gülleri gönülleri de sarsın
Aşkın solmaz gülleri açsın gül gönlümüzde

Aşk olmazsa gönülde çekilir mi bu keder
Aşksız gönül cefadan ölür olmasın heder
Aşkla âşık yâriyle cümle âlemde gezer
Aşkın solmaz gülleri açsın gül gönlümüzde

Âşık yurduna girmez yanar yârini arar
Nazlı yâri görmezse anar sanmayın kaçar
Çileyle dolu aşkta âşık gülerde yaşar
Aşkın solmaz gülleri açsın gül gönlümüzde

Çilesiz aşkta gönül hamur olurda pişer
Pişen gönülde hâsıl aşk olur gören şaşar
Hasretlikle yaşayan âşık mahşeri yaşar
Aşkın solmaz gülleri açsın gül gönlümüzde

Kul Mehmet'im sen bu aşk zincirini gönle vur
Aşk kapısında bekle çile dolu olsa sur
Görünse zindan yolu yârin ahvalini sor
Aşkın solmaz gülleri açsın gül gönlümüzde
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


Gel Kucakla...



Ah ruhum bedenim ömrüm
Soluksuz kalan yarınım işlerken cürüm
Ah derman, kardeşimin gönlü, ömrüm
Gel kucakla derman olalım kendimize yarına

Ufukta zelil olmasın bakışlar taze taze
Açılsın iman dolu gönül olsun yelpaze
Meçhule yürümesin adımlar işte derman var
Gel kucakla derman olalım kendimize yarına

Kul Mehmet'im iman gönül'e verilmiş haktan
Severken insanları sevmeli inan candan
Dünya dediğin üç günlük ölüm gelir her bir yandan
Gel kucakla derman olalım kendimize yarına


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Çok Şükür Mevla'ya...


Manadan anlamayan maneviyattan dem vurur
Meydanı yıkan gönül şehir inşa etmeye durur
Aşkı bilmeyen yaşamayan aşk ile sevmeyi arar
Çok şükür Mevla'ya aşk ile gönlü bedeni korur

Âşık aşığım demekten utanır hayâ eder gezer
Sevmeyi bilmeyen aşığım diye gönlü ezer
Cahil olan sıkıntısında canından bezer
Çok şükür Mevla'ya aşk ile gönlü bedeni korur

Şuurlu imanlı olan tüm kötülüğü sezer
Aşk yolunda çile ile sanmayın aşk biter
Kara gündür elbet bir gün gelir geçer biter
Çok şükür Mevla'ya aşk ile gönlü bedeni korur

Aşk dersen gönülde açan bir güldü
Nice âşıklar onunla gece gündüz güldü
Aşkı bilmeyenin gönlünde aşk öldü
Çok şükür Mevla'ya aşk ile gönlü bedeni korur

Aşk dersen gönül'e ömre olur yoldaş
Aşk gönlü ömrü güldürür odur gönüldaş
Aşk ile yenilir bir lokma helalinden aş
Çok şükür Mevla'ya aşk ile gönlü bedeni korur


 Kul Mehmet'im şimdilerde aşk ile güleni görmedik
Aşkı bir günlük sevmek bildik kıymet vermedik
Karşımızdaki sevmezse de bizde onu sevmesini bilmedik
Çok şükür Mevla'ya aşk ile gönlü bedeni korur

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Kur'an İmanla Nur Resule Var.



Bakar dururuz Kur'an karşıda
El sürmeyiz cenaze dışında
Sanki Kur'an ölü için indi
Nedir bu halimiz fikir kıtlığında
Yok, mu insan aklı başında

Çırpınır dururuz Kur'an'sız
İnsan böylemi yaşar amaçsız
Ölüm gelir hesap sorar apansız
Nedir bu halimiz fikir kıtlığında
Yok, mu insan aklı başında

Gönüler gezer kibir dağında
Helal haram der yer bağında
Eyvah der o an ölüm çağırdığında
Nedir bu halimiz fikir kıtlığında
Yok, mu insan aklı başında

Nur Peygamber ümmetim der
Ona yürümeye ayakta kalmadı fer
Müslüman helal kazanır helal yer
Nedir bu halimiz fikir kıtlığında
Yok, mu insan aklı başında

Kul cenneti ister gönülden
Yaşadığı cennete uymaz bu beden
Kur'an'sız imansız varılmaz oraya tez elden
Nedir bu halimiz fikir kıtlığında
Yok, mu insan aklı başında

Dünyanın sonu ölüm değil mi?
Cennete giden iman eden değil mi?
Bir metre kumaşla gidilir oda ipek değil ki
Nedir bu halimiz fikir kıtlığında
Yok, mu insan aklı başında

Kur'an kula gel gel bana der
Bende hayat cennet var der
Onunla kendini cennete gönder
Nedir bu halimiz fikir kıtlığında
Yok, mu insan aklı başında

Kur'an'sız hayat hayat değil
Sen gel Rahmanın önünde eğil
Dünya nefis sana lazım değil
Nedir bu halimiz fikir kıtlığında
Yok, mu insan aklı başında

Kul Mehmet'im götürecek neyin var
Kur'an'sız imansız mezar çok dar
Kur'an imanla nur Resule var
Nedir bu halimiz fikir kıtlığında
Yok, mu insan aklı başında
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


Mahşere Kadar


Sevdanın yanar hiç sönmez ateşi
Gönülde doğar sevginin sıcak güneşi
Kavuşmak için bekler âşık yüreği yanar
Mahşere kadar sürer aşığın yâri bekleyişi

Mahşer dediğin üç beş adımlık mesafe
Seven gönlünü hiç kor mu kafese
Varır sevdiğine âşık aldığı son nefesle
Mahşere kadar sürer aşığın yâri bekleyişi

Ağarır saçı bükülür yıkılmayan beli
Gözlerinde akar vuslat için gözyaşı seli
Uzanır uzanmasada sevdiğine uzanmaz eli
Mahşere kadar sürer aşığın yâri bekleyişi

Sevda aşk ateşi bu düşmesin gönül'e tatlı dile
Gezdirir çölü sahrayı sevinçle güle güle
Kavuşur muyum demez yüzünü görse yeter bile
Mahşere kadar sürer aşığın yâri bekleyişi

Aşkın sırrıdır bu gönüller birbirine ermez
Mahşer kopmadan âşık sevdiğini görmez
Âşık olan sanmayın bunu gönülden bilmez
Mahşere kadar sürer aşığın yâri bekleyişi

Âşık bakmaz kendi sefil garip haline
Laf gelmesin ister nazlı sevdiğine
Kavuşur mahşerde bilir söyler sevdiğine
Mahşere kadar sürer aşığın yâri bekleyişi

Nazlı yar anlar aşığının gözünde o mahşeri
Gönlünde açıktır aşığına gül kokan gönül defteri
Mahşere saklar harcamaz gönlündeki tatlı sözleri
Mahşere kadar sürer aşığın yâri bekleyişi

Aşkın sırrını esrarını elbette ki âşıklar çözer
Yol uzak olsa da onlar gönüllerinde gezer
Sanmayın yol çileli olur bu aşk burada biter
Mahşere kadar sürer aşığın yâri bekleyişi

Kul Mehmet'im aşk böyledir yaşayan bilir
Aşk yolunda nazlı yârin bekleyerek ölen sevilir 
Ölüm anında aşığa sevdiğinin nur yüzü görülür
Mahşere kadar sürer aşığın yâri bekleyişi

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

8 Kasım 2015 Pazar

İmanla


gönüldeki iman aleme yeter
iman ile cümle dertlerde biter
imanla kullar cennete gider
tevekküle koşalım haydi canlar
imanla nefretten yıkılır hanlar

kimse kimsenin rızkını hiç yemez
haram yiyende muradına ermez
 nefretle olan cenneti hiç görmez
tevekküle koşalım haydi canlar
imanla  nefretten yıkılır hanlar

vicdanına koy  haydi sen elini
sahip çık haydi kemiksiz diline
yönünü dön haydi hakkın yönüne
tevekküle koşalım haydi canlar
imanla  nefretten yıkılır hanlar

zalimin ahirette vay haline
nefreti katma sen açan gülüne
harama çözme sakın sen belini
tevekküle koşalım haydi canlar
imanla nefretten yıkılır hanlar

Nur Resul ahirette bizi bekler
ümmetim ümmetim diye o gezer
onu ansın haydi cümle bu diller
tevekküle koşalım haydi canlar
imanla nefretten yıkılır hanlar
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-







Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç