Bu Blogda Ara

8 Kasım 2015 Pazar

İmanla


gönüldeki iman aleme yeter
iman ile cümle dertlerde biter
imanla kullar cennete gider
tevekküle koşalım haydi canlar
imanla nefretten yıkılır hanlar

kimse kimsenin rızkını hiç yemez
haram yiyende muradına ermez
 nefretle olan cenneti hiç görmez
tevekküle koşalım haydi canlar
imanla  nefretten yıkılır hanlar

vicdanına koy  haydi sen elini
sahip çık haydi kemiksiz diline
yönünü dön haydi hakkın yönüne
tevekküle koşalım haydi canlar
imanla  nefretten yıkılır hanlar

zalimin ahirette vay haline
nefreti katma sen açan gülüne
harama çözme sakın sen belini
tevekküle koşalım haydi canlar
imanla nefretten yıkılır hanlar

Nur Resul ahirette bizi bekler
ümmetim ümmetim diye o gezer
onu ansın haydi cümle bu diller
tevekküle koşalım haydi canlar
imanla nefretten yıkılır hanlar
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-







Saldım Gurbete Kendim...

                                                       

Seherde gördüm güzel baktı yüreğim deldi
Yanakları gamzeli aklım başımda gitti
Hasreti ölüm sanki gönlümü yaktı geçti
Saldım gurbete kendim bu kaderin eseri

Gel güzeller güzeli sensiz yüzüm gülmedi
Sendin gönlüm özeli beklerim yar gelmedi
Aşk gönlümde gezeli sanma yüzüm gülmedi
Saldım gurbete kendim bu kaderin eseri

Keremi sonsuz Rabbim bu güzeli bana yaz
Onun olsun bu kalbim etme yârim bana naz
Gamzelim olmasın el gönülden sevsin beni
Saldım gurbete kendim bu kaderin eseri

Ömrümü ona verdim alsın gülsün alsın haz
Gonca gülleri derdim senin için yar bu yaz
Gelmedin yar bekledim dondum çıktı bak ayaz
Saldım gurbete kendim bu kaderin eseri

Tez buldum geç kaybettim oldum ben bir serseri
Ben işte o an bittim oldum aşkın kanseri
Aldı o ecel seni elden ne gelir şimdi
Saldım gurbete kendim bu kaderin eseri

Kul Mehmet'im inledi feryadımla gökyüzü
Bittim kalmadı sözüm verdim ben namus sözü
Geleceğim yanına ecel bekletme bizi
Saldım gurbete kendim bu kaderin eseri
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Şuurlarımızdaki Dağınıklığı Korkuyu Yenerek...



   Şöyle az düşündüm de İstikbal için ne kadar yapan varsa ,ondan fazla yıkan var!Fikir ve aydınlanma ile yola çıkanları karalamak için bu kadar emeğin heba edileceğine,ona destek verilerek şimdi uzayda ikinci bir dünya kurmuştuk!O an düşünmediğimiz ve daha sonrasında pişman olduğumuz çok şeyler var ki hayatımızda, yazmaya kalksak roman olur.Sonrasında anlamak ve hüküm vermek ve ondan ders almadan, bir an sonra tekrar aynı düşüncesizlikle yola çıkmakta kimse elimize su dökemez!
   Bile bile sislerin arkasına saklanmak,düşüncesizlik kokan fikirlerimiz sislerin arkasında ortaya sermek en büyük maharetimiz olsa gerek!Sisler dağıldığında ortaya çıkan yüzlerimiz ve niyetsizliğimize rağmen yalan söyler ,delikanlı gibi ben söyledim ama bu sözümün buraya geleceğini yakıp yıkacağını bilemedim diyerek, gerçeği anlamanın erdemliğini takınmaz,hala maskelerin gölgesine sığınarak saklanırız.
   Geleceğe silinmez yarınlar düşünceler hisleri taşımaktan yorgunuz,gönül heybemiz o kadar gereksiz şeylerle dolu ki,yarınları güzel düşünceleri hayalleri almak için yer kalmıyor...Tedirgin ve küstahlık kokan adımlarımızla, doğru olmayanın peşinden giderken,sonunun iyi olmayacağını tahlil etmeden balıklamasına üzerine atlar,altında kaldıktan sonra kendimizi değil,başkalarını suçlar kendi hatamızı görmeyen körleriz! Düşünmeden kafa yormadan tahlil etmeden,yarınlara faydası var mı düşünmez illaki tıkanma noktasına, çıkmaz sokaklara koşmaktan hiç yorulmayız!
  Diyalogdan kaçarak,kadir bilmez tutum içerisinde olmakla,fikrin iffetini soyarak iffetsiz söylemlerle baskılarla bir yere varılmayacağı tarihimizde pek çok acılı yaşanmışlıklarla mevcut.İzahların karmaşasında kalmak için uğraşacağımıza ,izah etmenin,anlamanın,anlayışlı olmanın engin denizinde yüzer isek, şuurlarımızda ki dağınıklığı korkuyu yenerek, her şey kısa zamanda hal olacak,yüz yıldır atamadığımız adımları bir kaç yılda atmış ve ilerlemiş olacağız.Yıkıcı olan düşüncelerin merkezine koşmak yerine ,inşa eden düşüncelerin merkezine koşmak,aramızdaki sen ben çatlağını,biz denilen merhem ile iyileştir isek,inzivaya çekilmeden elimizi taşın altına hep birlikte korsak, inanın dünyamız daha güzel olacak.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Gönül Bahçesinde Koşarım...


Bülbül oldum dost bağında öterim
Gül oldum gönül dağında açarım
Makas oldum dosta libaslar keserim
Seven gönüllerin gönül bahçesinde koşarım

Hak yolunda dil oldum kelam söylerim
Nur açan yollarda kelebek oldum uçarım
Dağ başında kalanları sevgiyle kucaklarım
Seven gönüllerin gönül bahçesinde koşarım

Dünyanın hali bellidir meyil vermem
Dünya malına gönül verene koşmam
Mazlum ağlarsa gözyaşında akarım kaçmam
Seven gönüllerin gönül bahçesinde koşarım

Gönülden sırrını vereni açığa vermem
Namert olanın yolunda hiç gezmem
Tevekkül ederim gönülleri severim küsmem
Seven gönüllerin gönül bahçesinde koşarım

Hak yolunda adımlar açar yolumuz
Hani bilirim ölüm ile bitecek sonumuz
Hak yolunda yürüyen Rahmanın kuluyuz
Seven gönüllerin gönül bahçesinde koşarım


 Gönüller Rahmanın nazargahı bildim
Gönülleri sevdim hep güldüm
Ölüm gelince gülen Azrail ile gittim
Seven gönüllerin gönül bahçesinde koşarım

Kendimden çok insanları sevdim değer verdim
Gönül dergâhımda ne varsa önlerine serdim
Gönül heybeme gülüşlerini doldurdum gezdim
Seven gönüllerin gönül bahçesinde koşarım

Gönül yolunda yorulmadım hep yürüdüm
Benlik kokan bedenimi çıkardım hep güldüm
Seven gönüllerin gülüşü içinde öldüm
Seven gönüllerin gönül bahçesinde koşarım

Yüce Rahman gösterir seven gönüllere cemali
İman gönülde varsa verilir düzgün ahiret suali
Gönülde açık olmalı her daim sevgi sinyali
Seven gönüllerin gönül bahçesinde koşarım


Kul Mehmet'im aldım elime yazan kalemi
Gezdim seven gönlümle cümle âlemi
Hak yolunda söyledim gönüllere hak kelamı
Seven gönüllerin gönül bahçesinde koşarım
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


7 Kasım 2015 Cumartesi

Kalmadı Yakmadığın Can.



Ne bakarsın yürek yakarsın
Sağımdan solumdan geçersin
Git dersem gitmezsin
Söyle sen ne istersin
Akıtırsın yüreklerde kan
Kalmadı yakmadığın can
Kalbinin hayâ mührü sökülmüş
Aldatmanın kıymıkları yüreğine batmış
Her çıkarttığın da birisine saplarsın
Uğultuların matemini yaşar
Matem vermek için koşarsın
Şiddetle arzularsın
Nefretle kovarsın
Ne söylersem dinlemezsin
Bakarsın yürekten
Yakarsın kaçarsın

Ben yoruldum senden kaçmaktan
Sen yorulmadan yakmaktan kaçmaktan
Ne istediğini bilmezsin
Deliler gibi gezersin
Güzelliğinle gönülleri kesersin
Yakarsın yıkarsın sonra kaçarsın
Bakarsın yürekten
Yakarsın kaçarsın

Bayraklaşan rüyaları çaldın
Sonra gittin güldün
Bukalemun gibi renk değiştirdin
Karanlık kafile yolcularına öncülük ettin
Cehenneme inen merdivenlerde gezindin
Şimdi kendin yan bakalım
Hudutlarda salgın hastalığa yakalanan
Çaresi olmayan ihanetinle yan
Silik şahsiyetsizliğin ile kal baş başa
Şuursuz kininle yaşa
Ne söylersem dinlemezsin
Bakarsın yürekten
Yakarsın kaçarsın


Aldanmam artık sana
Bak yaptıkların geldi başa
Yalnız kaldın baş başa
Haydi, şimdi çektirdiğinle yaşa
Yaşa yaşa olamazsın gönüllere paşa
Çok söyledim dinlemedin
Yanarsın dedim kulak vermedin
Baktın yalandan yaktın yürekten
Yakarsın dedim neden kaçarsın dedim
Şimdi ağla haline gül bakalım
Yan haline gül haline

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Yüreğimizde imanın mührü hale duruyor Filistinlim...


   Ey hayat denizinde yalnız kalan, boğulmalara terk edilen Filistinlim, ey gözyaşlarını sessizce yüreğine akıtan Mescidi Aksa'm, gecenin karanlığında o karanlığı delen umutların hala taptaze, beyin felcine uğramış zalimler ve onun yardımcıları olan Siyonist zalimlerce saldırıya uğrayan Filistinlim mescidi Aksa'm, bizlerde sizler gibi elimiz ayağımız bağlı sanki, beyin felci geçirenlerin haddini bildirmek için sonsuz arayış içinde, yüreğimiz sizinle, gözyaşlarımız sizin için akmakta... Size doğru bir adım atarken yorulduk, adım atamaz hale geldik, haklısınız Ümmet olamadık, birbirimize sahip çıkamadık, yanıldık, şaşırdık dünya malı peşinde sabahladık, şimdi ayıktık yüreğimiz yaralı, kanımız yüreğimizde akmakta, buna derman olacak iman karşımızda, ümmet olma şuuru karşımızda bizi bekliyor, yine  hızlı bir adım atmaktan aciziz, bağışla bizi Filistinlim, Mescidi Aksa'm...

   Zalimler size saldırırken, bizimde sanki elimiz kolumuz bağladılar seyirci kaldık, ah ümmet olamadık! Dünyanın sefasına kandık... Bahar gibi toprakta tazelik fışkıran Ümmet olmayı bir kenara attık, hep kışları bahar diye yaşadık, bir ayıktı ki, etrafımız sarılmış dünya zevki ile yıkılma ile savaş ile bereketli yarınlarımız ipotek altına alınmış, tazecik fidanlarımız olan Ümmet olma fidanlarımız kırılmış kurumuş kalmış, ama yılmadık yeniden fidanlar diktik, yeniden baharlara doğru adım atmak için silkelendik, bir destan yazma'sakta şimdilik yanınızdayız, gönlümüz düşlerimiz yarınlarımız seninle Filistinlim Mescidi Aksa'm...

   Yüreğimizde imanın mührü hale duruyor... İdeolojik düzenle rezillikle yoluna devam eden zalim Siyonist İsrail ve uşakları yıkılmaya mahkûmsunuz haberiniz olsun... Erkekçe ve mertçe savaşmaktan kaçan hain işbirlikçilerinle trajediyi yaşayan zalim aşağılık komedyayı oynayanlar o perdeniz kapandı, ayakta sizi alkışlayan kalmadı, suratınıza tükürenlere rağmen boşuna pişmiş kelle gibi sırıtmayın... Ufukların çizgilerini yerinden silerek yeniden yazmaya çalışanlar, ufuktaki o umut iman dolu çizgileri silmeye gücünüz yetmeyecek, dağlarınız çöl olacak uğultusunda yatamayacaksınız, günahlarla dolu bahçenizdeki o kan ve feryatlar sizleri boğacak o kanlar ve feryatlar içinde boğulacaksınız...

   Bu kaçıncı defadır yüreğimiz parçalanıyor, imanlı namuslu fikir evlatları yetişerek geliyor Filistinlim, Mescidi Aksa'm, yavaş yürüse de yolunda dönmemek üzere geliyor, fikirsizlik değirmenini yıkmak, yeniden fikir dolu iman dolu merhamet dolu yarınları inşa etmek için geliyor...

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Rezil israil...




Ey israil zalim gömeceğiz seni nefretine toprağa
Sen az daha gülümse tutan olmayacak matemini
Gönül yapanlar yolda geliyor sonun iyi olmayacak
Nefretinle boğulacaksın yatacak mezarın bulunmayacak
Yakışır sana nefretinde cehennemde yanmak zalim İsrail

Kirpikleri bularsın kana bakmazsın karşında insan mı değil mi?
Senin nefretini yıkanlar gelirken bakmayacak yazık olur mu canına
Bundan sonra sana bahar yok hep yolun çıkacak zemheri kışına
Nefretinle boğulacaksın yatacak mezarın bulunmayacak
Yakışır sana nefretinde cehennemde yanmak siyonist İsrail

Ya rabbim sen gariplerle berabersin duamızı kabul et gönlümüzü şad et
Siyonist rejimle bir olup Müslümanlara zulüm edenleri sen kahır et
Rahmetin yardımınla ile siyonistleri yıkacak azim acı kuvvet ver bize
Nefretinle boğulacaksın yatacak mezarın bulunmayacak
Yakışır sana nefretinde cehennemde yanmak rezil İsrail

Kul Mehmet'im Rabbim yolunda boşa gezenlerden eyleme eyle yardım
İmanla zafere doğru yürüyelim yıkılsın zalim iman yolunda adım adım
Zafer senin yardımınla bilirim kalmadım beklerim sende Kadir isminle yardım
Nefretinle boğulacaksın yatacak mezarın bulunmayacak
Yakışır sana nefretinde cehennemde yanmak siyonist İsrail



Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Hemen Varmalı O Yâre



Nasip olur mu varmak o nazlı yâre
Yüreğim parçalanmadan pare pare
Dağlar sıralanmış önüme sıra sıra
Hemen varmalı o yâre olmadan divane

Ey gönlüm aş dağları arama bahane
Yoksa ömrün geçirdiğin yer olur çilehane
Yatar kalkarsın yatak hanen olur meyhane
Hemen varmalı o yâre olmadan divane

Sevmezse o yar aşka ne olur söyleyin çare
Gönül yıkılır kalır sokaklarda yaşar biçare
Haydi, koş aşkını sun olma boş gezen avare
Hemen varmalı o yâre olmadan divane

Kul Mehmet'im önün olmasın karanlık
Nefsine uyarak yıkma gönlü sen bir anlık
Yaklaş o yâre aranızda olmasın uzaklık
Hemen varmalı o yâre olmadan divane

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

6 Kasım 2015 Cuma

Derman Ararsan Boldur(Gülce- Tuğra- şiiri)



Dünyanın cefası çoktur, cefasız kulun uğraşı yoktur
Derman ararsan boldur, insan dersen Allah'a kuldur
İyilik güzellikten başka yol arama, sonu uçuruma gider
Cefası olan kul çoktur, nefret kapısını kapat onu soldur
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Bencil olanın gönlünde yara, bulunur mu ona çare
Kul dünyada düşer dara, dünyada boş gezme sen avare
Deli gönül güzel görünce âşık olur düşer onun peşine
Aşk ile sev yüzün olmaz kara, aşk yüzünde çoğu oldu divane
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Aşk ile sevki muradın olsun, aşksız yollar gidersen çoktur
Aç gönül kapını merhamet dolsun, aşk ile cümle gönüller toktur
Gönlüne bul bir sultan sen gönül tahtına oturt sende gül
Nefreti bırak at uçuruma solsun, merhametle haydi gönlünü coştur

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Ölüm işte sana nasihat, gülümse neşeyi tat
Gez dünyayı işte hüsnühat, ister gez istersen yat
sinende açan gülü sev istersen sevdiğine ver
Ömür geçiyor heyhat, ister sev yaşa ya da kin kat


Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Yoksa Dilde Şirinlik Muhabbet Arama Sen.



Ey gönül sen bulaşma bu dünyada belaya
Ara yolunu bul var sen gönülde Mevla'ya
Dermanında gelir çık  yola arka arkaya
Yoksa dilde şirinlik muhabbet arama sen

Yoksa gönülde sevgi arama sen
Yoksa yolda yolcular arama sen

Deme gönül ne zaman neden nasıl bozuldu
Gönülden sevenleri kimler neden kovuldu
Sen gönülden sev bak o işte halde olundu
Yoksa dilde şirinlik muhabbet arama sen

Yoksa gönülde sevgi arama sen
Yoksa yolda yolcular arama sen

Aşkla yola çıkmazsan gönülden hiç sorma sen
Aşkla açan gönülde bahçeler hani kimde
Sümbül nerede gülde öten bülbül nerede
Yoksa dilde şirinlik muhabbet arama sen

Yoksa gönülde sevgi arama sen
Yoksa yolda yolcular arama sen

Aramazsan çıkmazsan yola aşkı sevgiyi
Sana bayram mutluluk devran dünyada haram
Kul Mehmet'im bunlarda yoksa derindir yaram
Yoksa dilde şirinlik muhabbet arama sen

Yoksa gönülde sevgi arama sen
Yoksa yolda yolcular arama sen
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


En Güzel Yaşam Limanı.


Gönül merhamet iman varsa o kin mi saçar
Gönül aşkla gülünce gönül yolda mı çıkar
Gönülde gül aç bülbül başka yere mi konar
İşte gönlün ömrün en güzel yaşam limanı

Gönle ömre merhamet can verenler olmazsa
Kul aradığını bu dünyada bulamazsa
Yollar yol yolcusunu arar hiç bulamazsa
İşte gönlün kahrı bir ömrün ölü limanı


Helal kazan helalden sofraya konulmazsa
Bir menzil bulunmadan kul menzilsiz kalırsa
Hak yolcusu olmazsa yollar viran olursa
İşte gönlün kahrı bir ömrün ölü limanı

Kul Mehmet'im ara sen kendine bir menzil bul
Hak yolda yürüyen sen merhametli bir kul ol
Helal kazan sen viran yollara gül eken ol
İşte gönlün ömrün en güzel yaşam limanı

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Mahinur Tebessümlerimizle.


Mahinur geceleri tebessümlerimizle kutsallığa boyarken
Sıradanlık karşımızda cesurca uzaklaşırken gözlerin şafak kadar güzeldi
Adımlarınla açılan umut kapıların kolu güneşe doğru açılırken
 Anlamsızlık kokan düşler karanlık sokaklarda kayboldu
Kavuşmayı unutmuş caddelerde 
Birbirimize hasret kokan çiçeklerin kokusunda
Karanlıkta kalan kaldırımları ışıtarak sevinçle sarıldık
Caddeler kaldırımlar sanki asırlardır buluşmaları unutmuş
Gözlerimizde akan sevinç gözyaşlarına hasret
 Bilmem kaç yıllarca özlem duymuş gibi
Ayaklarımızın altında dans ediyordu adeta bizimle beraber
Kaldırımlar caddeler...
Ertesi güne hep kalan mutluluklar
Sevinçler...
Umutlar sanki bizimle güldü...
Yokluğumuzda ne kor alevlerde kalmış
Çiçeksiz solmuş baharları yaşayan
Gece ve kâinat...
Küsmelerin cehenneminde yatan gece gündüz
Bizimle beraber...
Mahinur tebessümlerimizle kutsallığa boyandı
Gülümseyen gözler birden etrafımız sararken
Sevinçlerin aldanışların prangasın da
Koşmalar yıkılışın zincirinde kurtulurken
Bizimle tebessüm edenler geceyi sabaha kadar
Birbiri ardına mutluluğa boğdu
Sırtımıza vurulan ihanetler tek tek kayboldu
Gecenin karanlığında
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


5 Kasım 2015 Perşembe

Sözlerim...




Gönülden anlamak için, gönül kapın açık olmalı ya da derman nedir bilen kul olmalı...

Aşka gerekir ferman,yaraya da gerekir derman,en önemlisi derman olacak gönlü bulmak gerekir.

Önce yönünü hakka dön,sonra hakkın  sözünü al gönlüne yola çık.

Aşkı al gönlüne, coşkusu ile dolaş dağı bayırı ovayı,gönlüne göre bulamazsan gönlündeki aşkın kokusu, dağı bayırı ovayı sarar,sen bulamazsan da aşk arayan arar seni bulur.



Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

İmkânsız!


 




Halimden anlamadın
Bende yüzüne bakmadım
Gülümseyen aşkı uçuruma attık
Sen başka bir yöne ben başka bir yöne yelken açtık
Boş bir inat uğruna boynumuzda ayrılık zinciriyle yaşadık
Hayatı birbirimizden habersiz sarılmadan yaşadık
Ne sen mutlu oldun ne ben mutlu oldum galiba
Sen mutlu oldun mu bilmem ben olmadım acaba
Artık olan oldu gülümsemekte boşu boşuna
Artık ikimizde kendi zulmümüzle perişanız zoru zoruna
Bir sahrada sen ayrı ben ayrı soğuk mekânsız yaşıyoruz bilmem ne uğruna
Tüm dermanlar neden derman olmadı demekte artık boşuna
Yaşadığımız bu kahır dolu hayat elbet gidecek hoşumuza çıksa da yokuşuna
Bırak kalemi elinden kalem ağlıyor kul Mehmet
Def olun gidin ta cehennemin dibine der gibi
Size söz tesir etmez kahır dolu kışlar vız gelir size yaşayın doyasıya tek başına
Mehmet Aluç-Kul Mehmet


 Not allowed! Not allowed!

Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

2 Kasım 2015 Pazartesi

Şiir Gönüllere Sevgi İle Yaklaşmak Değil Midir?



Edebiyat dünyasına girdim gireli kimseyi üzmeden rencide etmeden yazmaya özen gösterdim. Anlatmak istediğimi kişi olarak baz almadım genel olarak baz aldım, bugün ise Türkiye'm kazandı adlı şiirimi bazı sitelerde yayınlarken kesinlikle parti ismi vermeden Türkiye'm kazandı diye şiir yazdığım için Siyasi şiir yazmakla suçlandım. Ben şu kazandı şu kaybetti diye bir ifade kullanmadım kazananın bizler olduğunu ifade ettim, yani Türkiye'm istikrar kardeşlik birlik beraberlik kazandığı için sevincimden bir şeyler karaladım ve orada partinin rengini ismini cismini yazmadığım halde her şeyi çok ama çok çok iyi bilen site sahipleri maalesef böyle bir art niyet ve düşünce ile sayfalarca yazı yazmışlar, canları sağ olsun silerim orada şiirimi, bana orada şiirim yayınlanınca Nobel ödülü de vermeyecekler...


Duygularımı şiire dökemezsem ne diye şiir yazıyorum ki-Kimseyi incitmeden art niyette bulunmadan insanları candan severek fikri zikri ne olursa ayırt etmeden-Ne diye duygularıma gem vurayım ki, sevinç olunca sevinci, hüzün olunca hüznü yazamadıktan sonra neye yarar şiir?

Şiir gönüllere sevgi ile yaklaşmak değil midir? Şiir gönüldeki sevinçlerin mutlulukların telkini değil midir? Birlik beraberliğin parlayan ışıltısında yüreğin kabarması, mısraların gönülden tek tek mısralara dökülmesi değil midir? Güçlü gönüllere uzanan el değil midir Şiir? Neden ellere pranga vurmak için bu kadar çaba sarf edilir? Atılan adımların yönünü kendimiz değil neden başkası belirler?

Duvar gibi soğuk bakışlara, duvar bloklara karşı karşıya gelmek maruz kalmak,gönlün hırpalanması  gerçekten çok üzücü!Önce bir şiir ülkesine veya şairin ülkesine doğru yavaş yavaş  gidin göz gezdirin sondan sonra akıl vermeye kalkın,hem şiir herkesin zevkine göre şiirde yazmaz!İşte ozanların sözlerinden bazıları:

Bir ozan her dizesine kendi yaptığı dilden, kendi yaptığı dil bilgisinden kata kata en sonunda hem büyük dilini, büyük dil bilgisini yaratır; hem okuyucusunu oralara ulaştırır." diyor Fazıl Hüsnü Dağlarca.

"İlk dize tanrı vergisidir. ondan sonrası da çaba." Bir şiir hiç bitmez, yalnızca terk edilir." 

"Şiir, zamana direnen şeydir."

"Bazı şairlerin ölümüne yanarız, ancak onların şiirleridir ki, yıllar sonra soğuklarda gene ısıtır bizi." diyor Behçet Necatigil.
"
Şiir, bozulmuş olanı güzelleştiren bir aynadır." diyor Percy Shelly.

"Düş olmazsa şiir olmaz. Şiir olmazsa bu yaşama katlanılmaz." der Pasteur Valiery Radot.

Neyse hayat bu bazen ayağına çelme takmak isteyenler çıkacak bir adım zıplayarak yazmaya gönülleri sevmeye girmeye devam...Selam ve dua ile...
Mehmet Aluç-Kul M

Bir An Tökezlese De Şaşar Kalkar Seninle Beşer Türkiye'm.


Yıkılır mı imanla çevrilmiş çelikten kalen Türkiye'm
Ey Türkiye'm insanların hepsi olmuş neferin
Seninle yarınlara gidilir mutluluktur seferin
Bir an tökezlese de şaşar kalkar seninle beşer Türkiye'm

Boşanır gönüller senin için tufan olur yakar
Zalim düşman imanın dolu kaleni görür şaşar
Yıkılır sandığı yıkılmayınca utanmadan kaçar
Bir an tökezlese de şaşar kalkar seninle beşer Türkiye'm

Yağsa da nefret üzerine sağanak sağanak
Savrulur nefret bin parçaya kalmasa da olanak
Şehitlerimin ruhu var izin vermez silkeleniriz bir bak
Bir an tökezlese de şaşar kalkar seninle beşer Türkiye'm

Açık sinelerde çiçek gibi açar kardeşlik
Hiç solar mı her gün yeşeren birlik beraberlik
İman dolu sinelerle hepimiz bir gün olacağız ahiretlik
Bir an tökezlese de şaşar kalkar seninle beşer Türkiye'm

Çelikten zırha bürünse de nefretle Abad olamaz
Abad'sız olanda yarınlara ışık yürek bulunmaz
İmanla vatan aşkıyla açan çiçekler hiç solmaz
Bir an tökezlese de şaşar kalkar seninle beşer Türkiye'm

Sürü halinde gezse de toprağında nefret güdenler
Kardeşlik birlik beraberlikle yok olup bir bir giderler
Ram eğmeyiz eğdiremezler gülüşüne hayran olan milleti biterler
Bir an tökezlese de şaşar kalkar seninle beşer Türkiye'm

Toprağında yetişen asil millet seninle olmaz sefil
Çanakkale de yenildi yenilgiye doymaz o rezil
Senin her karışına cennetten gülümseyen şehitlerimiz kefil
Bir an tökezlese de şaşar kalkar seninle beşer Türkiye'm

Sıksam toprağını şehit kanı fışkırır şehit kanı
Düşman sarsa da nefreti ile dört bir yanı
Son neferin ölmeden vermez tek bir karışını ve canı
Bir an tökezlese de şaşar kalkar seninle beşer Türkiye'm

Kul Mehmet'im makber kazanlar içine düştü
Son ana kadar sanki şehitlerimiz biraz küstü
İman vatan aşkıyla insanlar yollara merhametle düştü
Bir an tökezlese de şaşar kalkar seninle beşer Türkiye'm
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-





Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç