Şiir edebiyat öykü deneme güncel edebiyat aşk şiirleri,hayat,evet,röportaj,gönülden şiirler,...
Bu Blogda Ara
29 Ekim 2015 Perşembe
26 Ekim 2015 Pazartesi
Gece Gündüz Yazarım...
Oturur her gün şiir yazarım
Gönüller şen olsun diye yazarım
Sanmayın akşam olunca yatarım
Rabbimin yardımıyla gece gündüz yazarım
Bazılarına şiirim olmasa da şiir
İşte ben böyleyim demeyin şair
Gönlümde sevgi akar aşka dair
Rabbimin yardımıyla gece gündüz yazarım
Şair dediğin gönlündekini yazar
Aman okuyanların gönlüne gelmesin nazar
Dert dediğin beraberlikle biter azar azar
Rabbimin yardımıyla gece gündüz yazarım
Okuyanlar anlar benim dilimden
Gönül sazım çalarım en güzelinden
Daha güzel çalan kardeşim alsın elimden
Rabbimin yardımıyla gece gündüz yazarım
Herkese mutlu neşeli günler dilerim
Kul Mehmet’im yazdım şimdi giderim
Kıymet bilen gönülleri candan severim
Rabbimin yardımıyla gece gündüz yazarım
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...
Hala Bana Gülümserken Mazinin O Sen Kokan Odasında…
Resimlerine son kez bakayım dedim bakamadım, sen gittikten sonra her resmine baktığımda gönlüm paramparça oluyor yakıyor yıkıyor bedenimi! Artık bakmaktan o gülen yüzünü gördükten sonra etrafımda seni göremeyince yıkılıyorum sensiz geçen zaman gibi, düşlerim hayallerim gibi…
Mazide kalan tozlu kırıntılar ve karanlık odada yaşamaktan bıktım, her girdiğimde mazinin tozlu odasına çıkamıyorum haftalarca, mazinin karanlık gözleri dörder beşer üzerime gelirken kaçacak yer bulamıyorum çıkamıyorum mazinin içinden...
Seni silemiyorum mazim den kolay değil, ama ben şimdi kendimi siliyorum mazinin içinde, gözlerine baktığım o saatten, gülümseyerek bana koştuğun her günden, yoksa böylesine yaşayamayacağım…
Şimdi vurdum kendimi karaya bana uzakta bakan kimsesizlik kokan sahillere ve o sahillerde ufka doğru yürürken kayboldum, seni bıraktım arkamda hala bana gülümserken mazinin o sen kokan odasında… Artık mahşeri yaşamıyorum, sensiz yağan yağmurlardan ürkmüyorum, kendimi de yaşamıyorum, gömdüm kendimi ufkun derinliğine, masumiyetinden gülümsemeyen yarınlarının bana yalvaran bakışlarından uzak, hayatsızlığı yaşıyorum, tek başıma…
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...
25 Ekim 2015 Pazar
Boşlukta Sallanan Bir Kırık Kurumuş Bir Dal Gibi Boşlukta Sallanma...
Aşkın vadisinde gezmeyen gönül, ne çabuk gönlünde sözlerin kelimelerin tükendi? Aç bir gönül kapını, hapis kalan duyguların gün yüzüne çıksın! Her zaman yoklukta kalmış gibi lal olmuş organların sanki az onları çalıştır, sev insanları değer ver, tatlı bir söz söyle!
Birkaç basit sözleri söylemeden, insanlara sevdiğine ömrün son bulacak… Anlamı manası değeri kalmamış bir eşya gibi, bir kenarda bekleme, kendine etrafındakilere az değer ver, o kalp oraya boşuna sadece kan pompalaması için koyulmadı ki!
Kendini anlatmak kendini kanıtlamak değerli kılmak, karşındakine değer vermek için aç gönül kapını içindeki sevgileri sözleri tüket, eğer tüketmez isen mezara girdiğinde gönünde ki sevgileri kullanmadığın için çetin hesap vereceksin bunu da unutma…
Boşlukta sallanan bir kırık kurumuş bir dal gibi boşlukta sallanma, silkelen kendine gel, gör bak anla âlemi, yüce Allah her şeyi anlaman görmen duyman hissetmen için seni donatmış, neden her şeyin fişini çekiyorsun? Tak fişi, fiş çekileceği zaman yüce Allah ecel ile fişini çeker, haydi at bir adım tak fişlerini, işletim sistemlerin çalışsın, kâinata alışsın, neşe ile etrafına bakınsın…
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...
24 Ekim 2015 Cumartesi
Yolumuz Hak Peygamberimiz Hak...
Ey insanlar
canlar İslam bize dindir
Onunla cümle
kullar gülendir
Ömür dediğin
bir gün bitendir
Yolumuz hak
Peygamberimiz hak
Gülüşü ile
ahirete gidenlere bak
İslam ile
yollar birbirine varır
İslam’la
cümle gönüller sarılır
Yaralarda merhametle
sarılır
Yolumuz hak
Peygamberimiz hak
Gülüşü ile
ahirete gidenlere bak
İslam olsun
gönülde gönül paslanmasın
Gönül nefisle
şeytana yaslanmasın
Tek başına
kul dertlerle baş başa kalmasın
Yolumuz hak
Peygamberimiz hak
Gülüşü ile
ahirete gidenlere bak
İslamsız
gönül merhameti ne bilsin
İslam’ı yay ki
gönüller sevsin gülsün
Nefret kin
dersen yok olsun gitsin
Yolumuz hak
Peygamberimiz hak
Gülüşü ile
ahirete gidenlere bak
Kul Mehmet’im
seyran eyle âlemi
Merhametle
yaz tut sen kalemi
Göç vakti
imanla göç eyle âlemi
Yolumuz hak
Peygamberimiz hak
Gülüşü ile
ahirete gidenlere bak
Mehmet
Aluç-Kul Mehmet-
Nur İslam Yolda Bizi Bekler
İslam yoksa gönülde ne arasın can canda
İslam yoksa nefret dolaşır her an kanda
Haydi, koşalım İslam’a canlar bulsun canı canda
Yoksa da nefretle yok oluruz bir anda
Gönlünde merhamet var aç bak sende
Dünya malına gönül verme bazen de
Güller açsın her adımında gülüşünde
Yoksa da nefretle yok oluruz bir anda
Nur İslam kollarını açmış yolda bizi bekler
Yol çıkalım haydi canlar yiğitler
Arkamızda ekelim gidişimizle gülücükler
Yoksa da nefretle yok oluruz bir anda
Kul Mehmet’im merhametle açılsın elin
İmandan başka söz söylemesin dilin
Gül Kokulu Peygamber ümmetiyiz bilin
Yoksa da nefretle yok oluruz bir anda
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
İslam Nurunla Sar Beni...
Al ruhumu nur
İslam nurunla doldur
Bu kul
Rahman her zaman kuldur
Ömür dediğin
bir nefeslik yoldur
Toprağa varmadan
İslam nurunla sar beni
İçimde sadece
nurun kalsın
Dünya malı
yok olsun kaçsın
Merhametin çiçekleri
açsın
Toprağa varmadan
İslam nurunla sar beni
Gül Kokan
nur Peygambere yolumsun
Gül kokulu
Peygambersiz sözlerim kurusun
Adım atarken
gül kokulu Peygambere sorulsun
Toprağa varmadan
İslam nurunla sar beni
Kul Mehmet’im
İslamsız yüreğim delik delik
Yık nefsini
dinin önüne eyleme perdelik
Ömür dersen
yolu kısa bir nefeslik
Toprağa varmadan
İslam nurunla sar beni
Mehmet
Aluç-Kul Mehmet-
23 Ekim 2015 Cuma
Sana Bir Yayla Şenliği Tadında Gülücükleri Sundum…
Ah ne
diyeyim sevdiceğim, en sonunda nefret dolu bakışınla yüreğim orta yerinde
çatlattın, ben mi gülmesini bilmedim, sen mi gülmesini bilmedin anlamadım! Galiba
sen bilmedim, bilmiş olsaydın bana sen öğretirdin o çatık kaşlarını biraz
düzelterek, vicdansız zalim! Kendime sana ait umutlarım hayallerim vardı,
hepsini paramparça ettin ve gittin, benden önce mezara… Şimdi mutlu musun yerinde?
Rahat mısın yattığın o yerde? Son nefesinden önce pişmanlığın yüzünden burcu
burcu akarken, nefretinden yinede pişmanlığını söylemedin, soluksuz gittin, ne
diyeyim ben şimdi? Kötü olana güzel mi diyeyim? Ağlatana güldürdü mü diyeyim?
İnsan, bir ömür gönlünde sevgi ile sürünür mü? İşte ben peşinde gönlümde
sevgimle, sürüm sürüm süründüm?
Şimdi yine
yürek sızımla, seni mutlu edememenin azabı ile kaldım baş başa… Kalbime son
mermiyi bu sızı ile sıktın ve gittin… Mısra mısra sana söylediğim şiirlerim,
nasılda senin karşında vahşeti yaşamış kahr olmuşlardı, boynu bükük kalmışlardı
benim gibi, şimdi mutlu musun yattığın o yerde? Gidenin ardında bunlar
söylenmez ama yüreğime ağrı dağını oturttun…
Her anımda
sana bir yayla şenliği tadında gülücükleri sundum, sen o çatık kaşlarınla hep
ret ettin, sende güzel bir şey sunmadın ve ben hala nedir maksadın öğrenemedim,
gerçi binlerce defa sorduğumda sessiz kaldın! Bu halinle yıllarca değişirsin
diye sana sabır ettim, ama en sonunda sabır taşımda çatladı, un ufak oldu!
Gurbette yorgun kalmış bir dilenci gibi hep peşinde koştum, elden ne gelir,
çekmekten başka, belki dedim bir an düzelir, mutluluğu yaşar ve yaşarız dedim
ama olmadı, şimdi yattığın yerde istediğin oldu mu? Olacağını hiç zan etmiyorum,
biliyorum ki ağlatan ağlar, güldüren her zaman güler… Belki sevgim masum olduğu
için ezildi ama önemli değil artık olan oldu, bu aşk sonsuza kadar seninle
beraber mezara gömüldü ve bitti çok şükür… Gönül dostu Yunus Emre Ne güzel
söylemiş:
|
||
Yalan söyler görmeyen, haberi gören bilir
Gerçek erin halini, yolda can veren bilir Tatma gönülde kini, hoş tut gönülde miskini Dünya ahiret ekini, ekip götüren bilir Ademin toprağın dört ferişte götürdü Suyunu neden kattı, yapıp yuğuran bilir İsrafil ü Azrail, Mikail ü Cebrail Kıyamet ne gün kopar, yarın sur uran bilir Dokuz kırk yaşayan eylenmedi dünyada Saati bir dem imiş, sohbeti süren bilir Ölmez dirliği bulduran, evliya sohbetidir Yunus dahi bilmezse, okunan Kur'an bilir
Gerçi sana söylediğim tüm sözler tükenmişti, şimdi
bu sözleri sana ölmeden önce söylesem de boştu biliyorum, belki mezarda
kulakların çınlar, çınlamaz ya beklim diyorum,ve kapatıyorum bu gönül sayfamı…
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
|
Pişmanlık O An Olmaz...
Ey canlar
kardeşler ecel gelir ölüm çiçeği açar
Her an
insanlıktan kaçan insan sanmayın kaçar
Çiviyle çakılmış
gibi bakar boş bez gibi yıkılır naçar
Pişmanlık o
an olmaz önce olurdu eyvah kaldın biçare
Yanlarında kolların
kalkmaz tabut kalkar şaha
Eyvah götürmeyin
beni desende artık boşa
Zaman gelmiştir
hesaba vermeye doğru koşa koşa
Pişmanlık o
an olmaz önce olurdu eyvah kaldın biçare
Sırtında sıvazlardı
düşman sana göre dostundu
Nerede onlar
yoklar yanında bir anda yok olundu
Güç kuvvet
dermanınla koşardın ne oldu nasıl yok olundu
Pişmanlık o
an olmaz önce olurdu eyvah kaldın biçare
Hani koşacaktın
nefretinle beraber yedi deryaya
Kalkardı nefretle
yıktığın viranelerde kolun havaya
Şimdi koşuyorsun
çaresiz cehennem denilen deryaya
Pişmanlık o
an olmaz önce olurdu eyvah kaldın biçare
Kul Mehmet’im
der ki insan nasihat meclisine gelmezse
Gönülde açan
çiçeklerine merhametle su vermezse
İnsanı insan
bilip onunla birlikte olup beraber gülmezse
Ecel gelir
alır götürür cehenneme gülünmeze insan olmazsan
Pişmanlık o
an olmaz önce olurdu eyvah kaldın biçare
Mehmet
Aluç-Kul Mehmet-
Ah O An Kerbelâ Değil Âlem Yandı...
Vakit mi cehennem elbisesi mi giymişti
Yez’it mi üstüne nefreti dünyalık edepsizliği ile birlikte
giymişti
Zaman koşarken sona Hz Hüseyin’e,
Gül kokan Resul’ün
torununa doğru.
Zaman’a sona vakti kana bulayan merhametsiz gönüller,
Cehennem’den alev atına binmiş kendi alevlerinde yanmaya
koşarken.
Zaman kâinata her daim dedesi gibi gülümseyen Hz Hüseyin’e
gülümserken
Birazdan cümle Müslümanlar ve insanlarca acısını kalbinde
silemeyeceği
O zalim ve melun zalimlerin vahşetine bir adım kalırken
Karardı gökyüzü kabardı, cehennem son sürati ile
Yolda nefreti ile cehennemin alev atına binerek koşanlara
doğru
Ah Kerbela gönüller ismini anınca alevinle kavrulur
Ah kerbela ismin anılınca gözlerde yaşlar akar kurur
Ah yez’it ismin anılınca cehennemde alevler harlanır
Sanki sanki o an dünyayı kaplar o an alevi
Ah o an kerbela değil âlem yandı
Gönüller susuzluktan kavruldu
Merhametsizlikten kâinat kurudu
Ah olsaydık bir fırtına
O yez’itin suratına binler kumla dolsaydık
Ah yıldırım olsaydık bin yıldırım
O yez’it ve adamlarının kalbine hançer gibi saplansaydık
Ah yetişemedik gül kokan nebinin torunu
Ciğer paresi Hz Hüseyin’imize
Göğsümüzü parçalayarak siper olamadık
Yer yarıldı merhamet sanki silindi âlemde
Gönüller silindi bir anda sanki cehennem alevi sardı
Kanın toprağa damlamadan
Melekler seni kucakladı uçtular seninle cennete
Cennet gülüşünle nurlandı cennet sen meleklerin kanadında
uçtun
Gül kokan nur dedenle buluştun
Cennet nurla doldu sen uçtun
Bizler nefretin önüne kalkan olamadık
Yanan yüreğimizin susuzluğunda kaldık
Cehennem alevinde yandık
Kavrulduk…
Eyvah ki eyvah
Artık bulunur mu bu dermansızlığa bir derman
Yolda gözünden alev saçanlara
Bulunur mu bir damla su söndürmek için
Gül kokulu Nur deden yolunda
Uğrarken Kerbela’ya
Gülüşün hala kumlarda parıldar iken
Yez’it'in feryadında her adımında kendisini yakan
Cehennem alevinin sıcaklığı kumlarda yanarken
Gülüşünde bir dem mutluluk alan bizler
Özlemine kanarken
Söz söylemez dillerimizle pişmanlığımızla seni anıyoruz
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Bir Dem Unutursam...
Yüreğimde bayat tüm sözleri atıyorum
Al benim gönlümü yar sanma unutuyorum
Gönülsüz çıktım sanma yola hep seviyorum
Bir dem unutursam yar bil ki ben ölüyorum
Al bu gönlümü yârim cihanı sen gül doldur
Sensiz bu gönlüm yârim inan aşksız hep boştur
Gönlümde aşkla uçan gönlündeki o kuştur
Bir dem unutursam yar bil ki ben ölüyorum
Canı dip diri tutan aşktır yar biliyorum
Aşkla dost olmazsam ben yârim gülmüyorum
Ne çare yârim sensiz ben yürüyemiyorum
Bir dem unutursam yar bil ki ben ölüyorum
Ölüm gelir alırsa senden kalsam toprakta
Gözyaşlarım inan ki dökülür yapraklarda
Arama başka yerde gönlünden uzaklarda
Bir dem unutursam yar bil ki ben ölüyorum
Kul Mehmet’im kefenim sen giydir de unutma
Üç günden fazla sen ne olur yârim yas tutma
Göz yaşınla mezarım sula yârim kurutma
Bir dem unutursam yar bil ki ben ölüyorum
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Songül’üm
Beklerim yolunu
yar gelmez
Yar gelmeyince
yüzüm gülmez
Kış gününde
beklerim yaz gelmez
Seni ben
candan severim songül'üm
Ağladığımda gülen
yüzümsün
Kış güzünde
açan bahar gülümsün
Gülmeyen ömrüme
gülen ömrümsün
Ben seni
candan severim Songül’üm
Seninle kış
günlerim yaz olur
Senin
yanında gönlümde binler söz olur
Karanlık gecelerde
gülüşün ay olur
Ben seni
candan severim Songül’üm
Senden başka
hangi yüze bakarım Songül’üm
Sen gönül
bahçemde öten bülbülüm
Kırılan kolum
kanadımsın ay gülüm
Ben seni
candan severim son gülüm
Dertli halimden
kin anlar Songül’üm
Yürek yanar
kim söndürür Songül’üm
Gözüm pınar
akar kim siler Songül’üm
Ben seni
candan severim Songül’üm
Türlü dertlerim
olur üzülürsün
Karşımda nazlı
nazlı süzülürsün
Beni avutmak
için tatlı sözler söylersin
Ben seni
candan severim son gülüm
Benimle gözünde
yaşlar dökersin
Gönül bahçeme
çiçekler güller dikersin
Bilirim sende
beni candan seversin
Ben seni
candan severim son gülüm
Mehmet
Aluç-Kul Mehmet
Eşim Songül’e
ithaf ediyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Yayınlarım
Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?
Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç
-
1847’de Manisa'nın Kırkağaç ilçesi Gelenbe kasabasında dünyaya geldi. 1912'de aynı kasabada yaşamını yitirdi. Asıl ismi Mehme...
-
Yunus gelirde hakka doğru yürünmez mi? Gözlerde yaş akarda Yunus görmez mi? Hak yolda hakla olan Yunus görünmez mi? Hak yol...
-
Aşık Reyhani 1932 yılında Hasankale'nin Alvar köyünde doğdu. Asıl adı Yaşar Yılmaz'dır. İran'dan göçen babası ...