Bu Blogda Ara

20 Ekim 2015 Salı

Çık Yola Umut Ekle.


Boşa koydum dolmadı
Doluya koydum almadı
Gönül dersen anlamadı
Merhamet mi saklandı
Dön ara yan ara
İşte gönül aklandı

Birikmiş onca dertler
Herkes birbirine ekler
Ortasında az keselim diye bekler
Beklerken virüs kapmış şebekler
Dön bekle yan bekle
Beklerken korkar şebekler,
 İnan merhametten

Aydınlığa perde çeken
Pişmiş kelle gibi gülen
Sıkışınca çekip giden
İnsanlığı bilmez yıkan silen
Dön ara bak ara
Ararken sensin gülen

Nefreti araya katan
Kan dökerek bakan
Suçsuz olana suç atan
Nefreti ile gece gündüz yatan
Dön temizle yan temizle
Temizlerken de gülümse

Geliyor işte merhametli olan
Merhameti ile güneş gibi doğan
Sabah değil şimdi yola çıkan
Sanma gelirken o yolda kalan
Çık yola bekle sevinç gönüllere ekle

Ararsan gönülde bulursun can
Akan olmasın gönülde kan
Sen cümle gönüllere yan
Dünya iki kapılı han
Gir hana ara can
Can içinde han var

Takın merhametin kılıcını
Vur nefsin boynuna sil acısını
Böl dağıt merhametin yarısını
Kuşlara da ver sen darısını
Ver ara merhameti unutma kıymeti

Kul Mehmet’im her şey bir gün düzelecek
Üzenler mahkemede bir bir dizilecek
Kararmış gönüller karanlığa gömülecek
Çık yola umut ekle umut ile
Gönüllere merhamet umut ekle
Mehmet Aluç-Kul Mehmet



Malatya'm Sensiz...


Malatya’m hasretin yüreğimde gitmiyor
Yüreğim yangın yeri hasretin bitmiyor
Giden güzel günler neden geri gelmiyor
Malatya’m sensiz uyku gözüme girmiyor
Dertler bitse sensiz acım inan dinmiyor

Malatya’m çok dualar ettim hasretim bitmiyor
Seninle gülen gönlüm sensiz inan hiç gülmüyor
Bey dağına yağan karlar gönlüme yağıyor erimiyor
Malatya’m sensiz uyku gözüme girmiyor
Dertler bitse sensiz acım inan dinmiyor

Malatya’m hayat sensiz sırrını bana vermiyor
Ağlasam da sensiz gurbet ilde yüzüm gülmüyor
Hasretin ıssız çölünde sensiz günüm geçmiyor
Malatya’m sensiz uyku gözüme girmiyor
Dertler bitse sensiz acım inan dinmiyor

Malatya’m yüreğim soğutur suyun olur pek serin
Sensiz kalan bu dünyada derdi olur pek derin
Çağırırsın gece gündüz düşümde dersin çabuk gelin
Malatya’m sensiz uyku gözüme girmiyor
Dertler bitse sensiz acım inan dinmiyor

Malatya’m senden başka yok varacak yolum mu var
Yaz gününde ayrılıktan başıma yağar her gün kar
Senden ayrı bu dünyada yerim oldu pek dar
Malatya’m sensiz uyku gözüme girmiyor
Dertler bitse sensiz acım inan dinmiyor

Malatya’m dünyada binlerce ağaç var
Kaysı gibi dünyada güzel başka ağaç mı var
Yetişir dalında al kırmızı kaysılar al beni koynuna sar
Malatya’m sensiz uyku gözüme girmiyor
Dertler bitse sensiz acım inan dinmiyor

Malatya’m kaysın da yiyen dertli kul mu kalır
Kaysın şifadır âleme toprağında gönüller şifa alır
Seni anlatmaya kelimeler dermansız kalır
Her karış toprağın cennetten gelmiş sayılır
Malatya’m sensiz uyku gözüme girmiyor
Dertler bitse sensiz acım inan dinmiyor

Malatya’m sokağında sevgili gönüller gülüyor
Seven sevdiğini asla toprağında terk etmiyor
Nefret ile olanlar yollarında hiç yürümüyor
Nefret nedir kin nedir kimse bilmiyor
Malatya’m sensiz uyku gözüme girmiyor
Dertler bitse sensiz acım inan dinmiyor


 Kul Mehmet’im Malatya’m düşman bana gülüyor
Sana kavuşmamı neden bilmem zalim istemiyor
Yükümü aldım sana geleyim yüklü kervanım gitmiyor
Malatya’m sensiz uyku gözüme girmiyor
Dertler bitse sensiz acım inan dinmiyor
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Rahmanı Bildim Onunla Güldüm...



Ben bu âleme garip gelmedim
Yüreğimde Rahmanın verdiği merhametle geldim
O merhametle hep güldüm güldürdüm
Ağlayanı görünce ben ağladım onu güldürdüm
Ağlatmanın tutsaklığına kapılmadım hep güldürdüm
Beni böyle yaratan Rahmanı bildim onunla güldüm
Kendimi kul onu yaratıcım bildim secde ettim

Kimi aka kara dedi ben ak dedim kara demedim
Dünyaya meyil edene dünyaya meyil ne hacet
Ahiret yurdu var dedim ona çalış dedim
Hakikat deryasında iman merhamet ile gezdim
Dosttan haber gelmeden ben yanına gittim
Beni böyle yaratan Rahmanı bildim onunla güldüm
Kendimi kul onu yaratıcım bildim secde ettim

Kefenin bilirim olmaz ki yakası cebi
İman merhametle olursan vardır kocaman cebi
Kalemimde Rahmanın izni ile akar iman mürekkebi
Kulda olmalı Nur iman Kuran Sünnet ahlakı edebi
İnsan olmanın merhametli olmanın imandır mektebi
Darda kalan kulun sende vardır elbet bir talebi
Darda kalana varmak için arama sen sebebi
Beni böyle yaratan Rahmanı bildim onunla güldüm
Kendimi kul onu yaratıcım bildim secde ettim

Sandım bildim iman merhamet varsa bu dünya değil boş
Haydi, merhametinle cümle canların yanına sen koş
Kul Mehmet’im merhametli imanlı olunca dünya ne hoş
Vuslat için dolaş âlemi merhamet iman ile coş
O zaman dert firak nedir sen unut iman ile koş
Bu yola girdinse bil son durak kara toprak
Bu âlemde sen dâhil hiçbir şey değil inan başıboş
Beni böyle yaratan Rahmanı bildim onunla güldüm
Kendimi kul onu yaratıcım bildim secde ettim



Mehmet Aluç-Kul Mehmet

19 Ekim 2015 Pazartesi

Dön Bak Anla Âlemi


Cümle canlar Rahmandan gelir emriyle gider
Gök kubbe bu âlemde nurla manayla döner
Rahmana teslim olan cennete nurla girer
Dön bak anla âlemi secde et gör cenneti

Ziyana koşan o kul ziyan olurda gider
Merhametle koşan o kul melek olur göçer
Ecel gelir herkese bir metre bezle gider
Dön bak anla âlemi secde et bul cenneti

Kamil olan yürürde âleme nurlar saçar
Kamil olmayan yürür kini âleme katar
Kâmili görür kini olan durmazda kaçar
Dön bak anla âlemi secde et gör cenneti

Kini olan kul viran ettin gönlü ne ettin
Viran mı geldin sen bak kendin viran edersin
Gülümseyerek sevmek varken bahtsız gidersin
Dön bak anla âlemi secde et çöz cenneti

Kudret Rahman elinde ne arasın kendinde
Nefretinle koşarsın yıkarsın su bendi de
Merhametle sev ey kul nur Kur’an’ın elinde
Dön bak anla âlemi secde et çöz cenneti

Yoksa gönülde iman ne geçer zaman anlar
İmanlı kul cenneti bulur bilin ey canlar
Merhametsiz şaşırır akıtır cümle kanlar
Dön bak anla âlemi secde et çöz cenneti

İlim dersen sen önce ilim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen cehennem seninledir
Merhamet zor değil ki o hep gülümsemektir
Dön bak anla âlemi secde et bul cenneti

Kul yaşarken görevin senin hakkı bilmektir
Hakkı bilerek hakkı yiyene vermemektir
Tüm insanları İslam ile birleştirmektir
Dön bak anla âlemi secde et bul cenneti

Gönlü anlamaya da gerek gönül yolları
Anlamak için gerek gönülde kulakları
Mazlumu anlamak da gerek gönül canları
Dön bak anla âlemi secde et çöz cenneti

Birlikte dirlikte var açar cennet gülleri
Başında öten ise cennetten bülbülleri
Bakar görürsün gelmiş cennetten gülüşleri
Dön bak anla âlemi secde et çöz cenneti

Kul Mehmet’im bu sözün olsun cümle canlara
Sermayen merhamettir ver gitsin sen onlara
Ahrette kavuşursun cennette tüm kullarla
Dön bak anla âlemi secde et çöz cenneti


Mehmet Aluç-Kul Mehmet





Hayran Kalırım



Yârim gül saçın koydun yine sinem üstüne
Derdimi yok etinde sen bugün gülüşünle
Kavuşur mu yar cümle seven böyle bu güne
Hayran kalırım yârim senin ben gelişine

Sana hayran oldum ben yârim ilk görüşümde
Ayık gezmezdim bende eyledin beni zinde
Sende sevdin anladım beni ilk görüşünde
Hayran kalırım yârim senin ben gelişine


Yetim gönlümü Mevlam yar seninle güldürdü
Cümle garip derdimi gelişinle öldürdü
Cümle sevenleri de sevdiğiyle güldürdü
Hayran kalırım yârim senin ben gülüşüne

Seven kul boynu bükük yârden ayrı kaldıkça
Dua seven gönlünde Mevla ya ulaştıkça
Dua kabul olmaz mı Mevla ya ulaşınca
Hayran kalırım yârim senin ben sevişine

Aşk ile açtım bende yıkık gönül yolumu
Aşkla uzattım yârim sana gönül kolumu
Aşkla bak yârim gönlüm acep boş mu dolu mu?
Hayran kalırım yârim senin ben gelişine


Gönülden sevenlerde aşkına olur layık
Aşk ile sevenlerde gönülden olur ayık
Kul Mehmet aşk ilinde aşk övülmeye layık
Hayran kalırım yârim senin yar deyişine

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

18 Ekim 2015 Pazar

Sevdaya Hasret Yürekler Çocuklar Yarınlar Üşüyor…




    Doğum ile hayatın sona doğru giden çanları çalmaya başlarken, ömür bir nefes veya ikindi serinliğinde nefesle sona koşmakta. Zaman dersen, bir an durmayan ardında koştuğumuz hayatın gün ışığında peşinde koştuğumuz anın bir parçası. Bazen monotonluğu ile sıkıntı veren üzüntü ile dertlere boğan bazen gülümseten zamanın içinde sıkışıp kalan hayatın girdabında yaşayan kullarız. Bazen üzerimize ölü toprağı sepilmiş gibi sessiz, hayattan kopmuş anımızla hissiz duygusuz yaşayarak zamanı ve anı heba etmekten öteye gitmeyen, gün ışığına hasret kalmış gibi yüreği kararan insanlarız…
   
    Çoğu zamanda sevdayı yüreğimize yükleyerek, sevinçleri mutlulukları dolu dolu yaşayan ve yaşatan insan, bazen de özlem ile gözyaşı döken, hasretin kıskacında kalan zamanın içinde yaşayan ve yaşatan insan… Sevda iklimlerine yüreğinde yelkenleri açarak gülümseyen gülümseten, yarınlara koşarken arkasında kalanları tek tek toplayarak yanına alan, bazen de nefreti kini ile sevda dolu yüreğini yarınlarını, paramparça eden nefretin volkanlarını yüreğinde kaynatarak yakan insan… Yüreğindeki yangını görmeyen, yüreğindeki yangını kendisinin yaktığını unutarak, kim yaktı bu yüreğimi diyerek etrafına saldırarak zarar veren, nankör insan… Uzaklarda gel gülümseyen gönlünle gel artık yüreklerimiz buz tutuyor, bütün dünyamıza her mevsim kar yağıyor sesini duymayan, gülümsemeyen gülümsetmeyen insan… Nefesi titrek bir çiçek gibi solan, bütün geceleri ayaz soğuk, üşüyen insan… Yarınlara sevdanın ezgilerini yüreğinde unutan, kapısını kapatan, dudaklarında sevda dolu sımsıcak gülümsemeyi unutan, nefretin kimsesizliğini sözlerini yükleyen insan…
   
   Ey insan hangi bulanık çağlayan suların içinde kayboldun, girme o bulanık sulara boğulacaksın diyenleri duymayan, şiir dolu gülümseten yarınları görmezlikten gelen yıkan insan, aç yüreğindeki sevginin kapısını, hangi uzak şehirlerin dehlizindesin, rüzgârın kuşların kanatlarındaki nefretin yakan sıcaklığını neden duymazsın ah insan… Ses ver neden bazen susarsın, duymazsın feryadı figanı?
  
     Ey insan hangi erişilmez dağların ardında saklı kaldın, saklanmakta nedir? Görünmek sevmek sevilmek var iken, uçurumların yamacında gezinirsin? Yaralı ceylan gibi yaralı yürekler sana hasret kaldı, kap gel sevdayı kolundan beraber, hasret kaldık sana sevdana gülümsemene… Baksan sen susunca kâinatta susuyor kuşlar ötmüyor ağaçlar yeşermiyor… Sevdaya hasret yürekler çocuklar yarınlar üşüyor kayboluyor ve insanlık, nerede isen ortaya çık saklanma, bizleri yağmur dolusu yalnızlıkla dermansız dertlerin arasında karlarla kaplı soğukların altında kalan yarınsızlık ile bırakma, bak biz sana doğru koşuyoruz, saklanma çık ortaya gör bizi, boş yüreklerimiz yarınlarımız sevda ile gülümseme ile doldur…
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

17 Ekim 2015 Cumartesi

Vazgeçmem Senden


Ala gözlüm sen var iken kim sever beni
Ben seni bırakır gider miyim söyle ey deli
Sürmeli gözlerine vuruldum ey gönlümün güzeli
Yüce Mevlam sevmem için yaratmış seni

Bazen bakışın kor alev yakar beni
Bak gözlerime inan severim ben seni
Bir gül ne olur güldür bu seni seveni
Yüce Mevlam sevmem için yaratmış seni

Aradım en sonunda ben seni buldum
Mevlanın en sevilen kulu ben oldum
Ağlarken yanında kendimi cennette buldum
Yüce Mevlam sevmem için yaratmış seni

Kul Mehmet'im ben vazgeçmem senden
Uzat elini gönlüme severim seni ben ezelden
Gün doğsun varalım aşk iline tez elden
Yüce Mevlam sevmem için yaratmış seni
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-




Mevla’m Diriltmeye De Elbet Kadirdir



Dertlerin içinde dertler yakar bedenim
İnan beni ben seni canımdan fazla çok severim
Belki senden fazla yaşamam senden önce giderim
Ağlama gözlerim Mevla’m dertlerine kerimdir
Bakalım gideceğin yol nasıl olacak bellimidir
Öldüren Mevla’m diriltmeye de elbet kadirdir

Gideceğin yol sanma seçilecek sana göre yoldur
Gideceğin yer dünyada yaşadığın şekilde gideceğin yoldur
Yaratan Rabbim merhametli olan kuluna merhametlidir          
Yaşadığın yaşattığın ne ise yaşayacağın ahrette bellidir
Bu dünyada kuduran varsa gideceği yer cehennemdir bellidir
Öldüren Mevla’m diriltmeye de elbet kadirdir

Aç bu dünyada aklın ile iki kulağını gözünü
Dinle Yüce Allah'ın nurdan sözünü
Nurdan Kıbleye Rahman çevir yüzünü
Kurtar kendini benlikle kibir kirinden
Yaşarsın hayatı sen inan en güzelinden
Öldüren Mevla’m diriltmeye de elbet kadirdir

Kul Mehmet’im bu âlem de nefsin için kimseyle olma küs
Çok kızma insanlara cahildir anlamaz söz
Merhametli olursan Rahmandan alırsın Rahmet payı
Ahreti unutup ta sen fazla sevme yalan dünyayı
Bakalım gideceğin yol nasıl olacak belli midir
Öldüren Mevla’m diriltmeye de elbet kadirdir
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-





16 Ekim 2015 Cuma

Kaldık ta Alevde Yandık.



Dünya işine bir daldık
Ahreti unuttuk kaldık
Mezarda sap gibi kaldık
Kaldık ta alevde yandık

Allah’a değiliz teslim
Bozulmuş sanki neslim
Ah uslanmaz nefsim
Kaldık ta alevde yandık

Dünya kör etti gözümüzü
Unuttuk imanlı özümüzü
Yalanla doldurduk sözümüzü
Kaldık ta alevde yandık

Dünya bitmez sandık
Zevkine daldık kaldık
İman yoluna çıkmadık
Kaldıkta alevde yandık

Kazandığımız bizim sandık
Dağıtmadık biz yanıldık
Gitmeden ahirete
Sevap yollamadık
Kaldık ta alevde yandık

Gençlik kuvvet bitmez sandık
Gaflete nasıl  biz ağız üstü daldık
Son süratle nefrete sarıldık
Kaldık ta alevde yandık

Her şey bizim olsun dedik
İnsanlar kazanmasın dedik
Ayakaltına sabun yerleştirdik
Kaldık ta alevde yandık

Gül Resul Kardeşsiniz dedi
Helal var iken haramı kedimi yedi
Güzellikler bilmem nasıl gitti
Kaldık ta alevde yandık

Çağdaşlık adına
Medeniyet adına
 Çıktık nefretin tahtına
Kaldık ta alevde yandık

Nefreti dost ettik
O anda biz bittik
Gülmeden öldük gittik
Kaldık ta alevde yandık

Kul Mehmet’im sen söyle
Her şey gitmez böyle
Güzellik iman gücüyle
İmanla güleriz ziyadesiyle
Nefret yok olur iman kuvvetiyle
İman ile ölünce cümlemiz
Cennette güleriz hepimiz
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Lazım Değil Para Varsa Dayı.



Ağlarsa suç bulma gözünden
Doğruluğu ayırma özünden
Kötü söz çıkarsa dilinden
Diline biber sürt acı yesin acı söylemesin
Gözüne de suç bulma gözdür ağlasın
Bırak ağladığı kadar ağlasın
Yüreğinde biriken acılar silinsin
Merhametle güzellikler bilinsin


Eğri giden yolun çukur başına
Doldur çukuru gitse zoruna
Ayağın takılsa yolun taşına
At taşı yoldan dışarı bakma yapısına
Hayat gitmese de hoşuna
Hoşuna gitmesini sağla
Ya da ağlayan yüreğini ateşle dağla
Ya da otur kendin ağla

Hesabını için yap hesabı
Nimet için ayırdığın payı
Para dediğin üç beş sayı
Lazım değil para varsa dayı
Beklemezsin maaş için ayı
Çekersin her gün halayı
Dön beğen yan beğen
Herkes sana der yeğen
Önünde hazır kurulu leğen
Gir eğlen çık eğlen
Ağada sen paşada sen

Kazandığın sana yetsin
Artan iyiliğe gitsin
Paran biterse bitsin
Kazanırsın üzülme gitsin
Zaten sen gönlü zengin
Bulunmaz alemde dengin

Herkes ne yola giderse gitsin
Mezara girecek hesap verecek bilsin
Kul Mehmet sende çok yazdın bunlar yetsin
Kalemi yerine bırak gitsin
Bu şiirde burada bitsin
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-




15 Ekim 2015 Perşembe

Hasreti vuslat ile buluşturan yollar…


   Yollar sizler ne güzelsiniz! Hayalleri olanlar için, hayallerine kavuşmak için onlara yol olan sizler ne kutlusunuz, sevinçle türkü olursunuz insanlara, nota nota gönlünde sevgi olanları kucaklayan yollar…
   Yarınlara umutla bakanları yarınlara kavuşturan, içinde renkli renkli düşleri yüreğinde saklayarak görmek isteyene gösteren, gülümseyen yollar… Dağlar sıralanmış sağına soluna gönüllerdeki sevinç gibi, telli telli turnaların üzerinde uçtuğu, nazlı yâre selam götüren yollar. Seven yürekleri kavuşturan, bazen kavuşturmadan gönülden birliği ,gülüşü ile gurbette seher yelinde esen rüzgârla buluşturan yollar.

   Hayallerine güvenen yüreğinde sımsıcak saklayan dost, sevgisine güvenerek yola çıkana bir anlık mesafe olan, yarını bekleyenlere koşması için yürek olan, ağlayanların gözlerindeki yaşları vuslat ile silen yollar. Sahte gülüşleri yüreğinde üstümde barındırmayan, üzerinden dışarı atarak yok eden, üzerinde yürüyenlerin yüreğini okuyan, sevgiyi yok edenleri görünce, sevgiyi yok etmek için sevgisizlerle mücadele etmesi için sevgi dolu insanları üzerinde taşıyan sensin yollar.
   Seni anlatmak yüreklere sığdırtmak istesem de sığdıramam, anlatamam, seni sözlere hecelere sığdıramam ki, seni ancak yüreğinde sevgi taşıyanlar anlar ve sana gülümseyerek bakar ve üzerinde yürür, bir ömür boyu değil kıyamete kadar dimdik duran, yolların eğri virajlıda olsa dimdik duransın yollar. Yönün her zaman sevgiye açık, nefret kine kapalı, sessizliğinle huzuru duymak isteyenleri dinlendiren, hasretle ayrı kalanları vuslat ile güldürensin ey yollar. Gülüşünle yolunda yürüyenleri istediği güzelliklere ulaştıran, kalbinde güzellikleri saklayanları saklayan, sevdiğine söylemek isteyenleri gönül dağında buluşturan, birbirlerine sardıransın gülüşünle ey yollar. O nefreti ile kaşların çatık nefreti ile burnundan soluyanı bilen, öyle İstemeye istemeye üstünde gezinen oturanı hiç sevmeyen, göz göze gelmemek için, yüreğinde sevgi taşıyanları taşıyarak o nefreti yok edenlerle beraber olansın yollar…

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Gülen Yüzünle...






Ah gönlüm insanlar insanları sevseydin gül gibi
Karşılaştıklarında konsaydı gönüllerine bülbül gibi
Gönüllerde muhabbet bülbülüyle açsaydı güller
Bin bir pişmanlıkla kalkmak isterdi güç kuvvetle
Pür dikkat dinlemek hayran kalmak için insanlara
 O mezarda yatanlar sonsuz âlemi bekleyenler

Gülen yüzünle cemalinle her daim gülümse
Hayran kalsın bülbül ile gül gülüşüne
Açmak için senden koku alsın güller
Sesine ses olmak için ötsün cümle bülbüller
Her gülüşünle bir gül ver gülümse
Kâinat gülüşünle dönsün gülüşün kâinata dönsün

Aşkın vadisinde gez doyasıya gülen gönlünle
Gül cemalin görsün insanlar gülsünler doyasıya
Varsın aşk yolunda deli desinler gülüşüne
Aşktan anlamaz gönlü gülmez anlamaz aşktan yürüyüşüne
Sevgiliye visal yolunda sen yol al yol almayanlar utansın
Sevgiliye aşk yolunda yürümeyenler rezil rüsva içinde olandır

Kul Mehmet’im bu gönül aşk ile sevmekten usanmaz
Aşk ile olmayan bu dünyada asla mutluluğu bulamaz
İster mecnun ol ister kerem çık yola yollar aşınmaz
Aşk ile oku gönülleri kâinatı bundan iyi mektep olmaz
İster Leyla ister Aslının sınıfında kal gönüller solmaz
Gönlünde aşk sevgi olmayanlarda inan ki adam olmaz
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç