Bu Blogda Ara

20 Eylül 2015 Pazar

Düşüncelerdeki Fikirlerdeki Utanç, Suçluluk Duygusu...


Düşüncelerdeki Fikirlerdeki Utanç, Suçluluk Duygusu...

   Fikirlerdeki çeşitlilik insanların birbiri ile seçtiği parametreleri yok sayıyor ise, yok atalardan kalma din ile alakası olmayan savların süzgecinden geçirerek, bu inançları onlarca kendi parametrelerine uymuyor diyorlarsa bilmelidir ki her fikir farklı özellikleri taşıyordur, kendi fikirleri nasıl kendilerince doğru kabul sanıyorlarsa, karşısındakinin fikri parametreleri kendince doğrudur. Önemli olan hangi parametrenin kime veya neye göre doğru olduğunu bulmak konusunda hem fikir olmak gerçek olan doğruyu bulmaya çalışmak olmalıdır.

   Aynı fikirde olan toplumda zaman içerisinde fikirde görüşte çeşitlilik, her toplumun kendi içinde bile kendi kendine zaman içinde oluşabilmektedir. Bu fikir karşısındakinin fikrini yok etmeye yönelik ise yanlıştır ve fikir değil, fikirsizliktir. Çeşitliliği kendi fikir potasında süzerek anlamak her insanın harcı, her toplumun harcı değildir. Hatta hoşgörü ortamında doğru ve yanlışları ortaya çıkarma açısından topluma faydası oladır değişik fikirler ve düşüncedeki kişilerin parametreleri. Bu hoşgörü ortamındaki fikirlerin yanlışlığı ortaya doğru olan-doğru olan ne derseniz" Nur Kur'an ve Nur Sünnettir derim" bu doğru olan modifikasyon ile imkânı kendiliğinden ortaya çıkacak ve toplumu tekrar birleştirecektir.

  Kültürel birikim mekanizması imanın potasında eritilerek, bireylerin akıl özelliklerine göre anlatımı ile daha kolay anlaşılır olacaktır Nur Kur'an ve Sünnet. Fikir aynı düşünce ve pratiklik değişik olsa da, Mesela iyilik konusunu ele alalım, birisi yolda on adımı beş adımda geçerek yardım yapacağı kişiye ulaşsa diğeri, diğeri on iki adımda ulaşsa veya parası olan para, parası olmayan elinin alın terinin gücü ile yol almasında elbet sakınca yoktur. Ama bu adım sen az attın, ben çok attım benim sevabın şu kadar vs tartışmasına girerse, bu anlaşılır olmayı baltalamak araya nefis ve şeytanı katmak olacaktır. Buna Ne Nur İslam dini hoş görür ne Yüce Allah(c.c.) nede Nur Peygamber efendimiz (s.a.v.) hoş görür.

   İlk önce din kabul eden veya etmeyen o kendi kabulü seçimi özgürlüğüdür, sonra o önce çeşitlilik içinde beraber insan ve toplum dünyanın hak ve hukukuna göre yaşanılacak yol haritası çizilir veya oluşur, ardından da zaten hemen hiç aramaya gerek kalmadan adaptasyon (uyum) meydana gelir, herkes hali ile bu adaptasyon mekanizmasına müdahale etmeden birlik beraberlik ilişkisi içinde yaşar gider. Artık her değişik fikirlerdeki varyasyonlar (değişim veya sapmalar)haliyle bu sağlam işleyen mekanizmanın içinde eritilerek uyumlu hale getirilecektir. Gelişimdeki fikir ayrılıklarındaki sinir uçları alınmış olacak herkes müdahale etmeden sınırı aşmadan yaşayacak gidecektir. Önemli olan bu çok çeşitliğe faktör(etki eden, etki) toplumun çok olan inancı ile süzülerek, karşıdaki inancın-Gerçi Allah katında ve dünyada geçerli olan din İslam'dır- aşırı nefret uyandıran sinirlerini alarak tedavi etmektir. Düşüncelerdeki utancı, suçluluk duygusuna yol açacak olanları ahlaki bakış açısına göre izole edilmeli ve yaşama geçirilmelidir, bunlar yapılmadığı takdirde toplumsal barış, imanın gerekliliği olan beraber yaşamanın bakış açısı yakalanmış olmaz. Hala yıllardır laik olanlarla, dini kendi inancı gibi yaşayan Müslümanların kılık kıyafeti ile uğraşarak yılları boşa geçirmek, nefreti yaymak adına ancak kutuplaşmanın ve nefrete giden tartışmaların kapısını açmış oluruz.

Yüce İslam dini inanç sistemleri içinde tek vazgeçilmezidir Müslüman'ın. Bunun böyle düşünmeyenler olduğunu düşünüyorum, düşünmeyenlerde olabilir. O halde insanlığın huzur içinde haklarına müdahale edilmeden, huzur yaşanabilir toplumlar içinde fikirlere saygılı olmanın erdemi onuru için gerekli olan "benlik" kaygısını, benim senin değil "bizim" mutluluğumuzun ortak paylaşım alanında gülümseyerek birlik içinde kontrolün olabileceğini, bunun yıllardır kısır çekişmeler içinde toplumu geriye götürdüğü zulüm ile acılar içinde bırakan "benliği" söküp atarak yaşanacağına inanmıyoruz veya inanmadan yıllarımızı kavga fişleme inançlar ile alay etmenin edepsizliğine götürdü o anlarda anlayamadık? E ne demişler kılavuzu karga olanın burnu. Çıkmazmış. İşte bu kısır düşünceleri potasında eritecek doğru mekanizma o gün akla gelseydi veya bunu niyeti olanlar biliyor da, gayesi zulüm olanlar bozdu ise şimdi mezarda bozduğunun kendi ahiretini bozmanın ıstırabı feryadı ile baş başa yatıyordur, eminim. Niye mi eminim? E Merhamet etmeyene merhamet edilmezde ondan. Veya o zaman din ile ahlakın yan yana olduğunu bilenler dinden ayrı uygulamaya gitti ise vebalini çekecektir. Düşüncelerdeki fikirlerdeki utancı, suçluluk duygusuna yol açacak olanları, ahlaki bakış edep açısına göre izole edilmeli ve yaşama geçirilmelidir.

Selam ve dua ile kardeşlerim.

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Halim Benim (Gazel)



Gözlerim çeşme akar budur har halim benim
Seni sevmek günahım budur yar halim benim

Gece gündüz etsem de figan çarem de sende
Sevmek günahsa yârim ah dilim dilim benim

Perişan halim ayan âleme sen görmezsin
Ararım esen yelde sensin hayalim benim

İncindi gönlüm çıkar yine semaya ahım
Aşkın çilesi ile ağardı saçım benim

Gece gündüz yollarda ben seni hep ararım
Kalmadı dermanım son adımımdır bu benim

Cefam boyumu aştı duam hakka ulaştı
Figan içinde çıkmaz sesim bu derdim benim

Sensizliğe son olsun bu feryadım son bulsun
Duy feryadımı yârim uzansın elim benim

Aşkla Rahman yanında vardır benim yerimde
Senin gönül kapında neden yok yerim benim

Gönül kuşum uçtu yar artık kafese dönmez
Kapattım gönül kapım artık sevgim yok benim
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-





Yıkalım


Yıkalım

insanlık çıkmalı karaya
yeter maskeler çok girdi araya
kardeşlikle gelelim bir araya
yıkalım düşmanın esaret olan
zincirden nefret kalesini

kanıyor gönüller gözler görmez mi
vahşet ortada gönüller bilmez mi
bu kin nefret artık yetmez mi
yıkalım düşmanın esaret olan
zincirden nefret kalesini

Kul Mehmet der ki görmez misiniz nefret eder sefil
en sonunda nefret eder insanı rezil
nefret ile hiç kimse olmadı ki vezir
yıkalım düşmanın esaret olan
zincirden nefret kalesini

Mehmet Aluç-Kul Mehmet

Beklemek Gerek Bazen-2-

Beklemek Gerek Bazen-2-


beklemek gerek bazen
yağan karda
bahar yürüyüşü için
her yağan kardaki
hikmeti anlamak
ne için yağdığını bilmek için
ölmeden dirilmek için
dirilerek ölmemek
severken terk edilmemek
gülümserken solmamak
var iken yok olmamak
Allah'a kul olmak için
secde eden kullardan olmak
iman ile yol açmak
ağlayanın göz yaşını silmek
nefret mirasın reddini
insan olmanın cibiliyetini
tanımak için ceddini
yıkmak için nefsini
gülümsemenin neşesini
bilmek için

bazen beklemek gerek
yoksa ortaya çıkar ezen
gerek bazen gönle ömre çeki düzen




olmalı bazen gönüllere varan semazen
diller söylemli gerçeği olmamalı mecazen
sevmeli gönülleri kıymet vermeli özen
yoksa ortaya çıkar ezen
gerek bazen gönle ömre çeki düzen

beklemek gerek bazen
kaçamak yaşamamak
çirkinle güzeli değiştirmesinler diye
damarlarda nefret akmasın diye
kin nefret niye
güzeli doğruyu
ezan sesindeki hakkın sesini
çağrıyı duymak için
hakkın sesi ile olmak
hak yolda olmak
hakkı
söylemek için bazen beklemek gerek
gülümseyerek
gönüllere girerek
yoksa ortaya çıkar ezen
gerek bazen gönle ömre çeki düzen
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

19 Eylül 2015 Cumartesi

Beklemek Gerek Bazen-1-



beklemek gerek bazen
hakkın sesini duymak
hakkın sesini duyurmak
hak ile beraber olmak
hak yolunda olmak
hakkın sesinin peşinden gitmek için
hakkın sesi ile var olmak için
hak için secde de olmak için
sabah namazını beklemek gerek
beklemeyenler yerine
yıkılmamak için gönlü beklemek gerek,
yoksa ortaya çıkar ezen
 gerek bazen gönle ömre çeki düzen

beklemek gerek bazen
günde beş vakit namazı
nur namaz ile
günde beş vakit dua ile Sema'yı
doldurmak için
merhametli olmayı
öğrenmek bilmek için
hakkın bayrağını dalgalandırmak için
gönlü beklemek gerek,
yoksa ortaya çıkar ezen
 gerek bazen gönle ömre çeki düzen

beklemek gerek bazen
gönüldeki putları
iman ile yıkmak için
Nur Kur'an
Nur Resul
Nur iman kapısında
beklemek gerek
bekleyerek kavuşan
nur ile dolan
nur ile koşan
nur ile yaşayan
nur ile bakan olmak için
beklemek gerek bazen
yoksa ortaya çıkar ezen
gerek bazen gönle ömre çeki düzen
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Gökyüzünde Dalgalan Benim Şanlı Bayrağım.



Hakkın müjdesini taşıyan özünde bayrak
Şehit olanların gayesi manasıdır ak
Gönlündeki özgürlüğü candan coşturarak
Gökyüzünde dalgalan benim şanlı bayrağım

Cümle gönüllerin sensin o candan hür sesi
Vatanın bölünmez yıkılmaz iman adresi
Yıkılmazlığın dalgalanan vatan neşesi
Gökyüzünde dalgalan benim şanlı bayrağım

Vatan olmaya seninle olur candan giden
Seninle olup da her gün candandır o gülen
Seninle özgürlüğün tadını yaşar bilen
Gökyüzünde dalgalan benim şanlı bayrağım


Yıkılır sana nefretiyle mertlik taslayan
Rezil olur seni hep indirmeye çalışan
Sensin bağımsızlığınla olanı yormayan
Gökyüzünde dalgalan benim şanlı bayrağım


Sensin bu cennet vatanı rengiyle süsleyen
Gölgesinde yaşayanlarda var o kardeşlik 
Vatan toprağı ile rengiyle birleştiren
Gökyüzünde dalgalan benim şanlı bayrağım

Şehitler gölgende kalkıp da bir gelse dile
Binlerce ders verir yine nefretli gafile
Seni indirmek nasip olmaz hiç bir millete
Gökyüzünde dalgalan benim şanlı bayrağım

Kul Mehmet'im ne kadarda kursalar da pusu
Bayrak ile yıkılmaz bu kardeşlik kokusu
Düşmanın eceli gelmiş yok vatan duygusu
Gökyüzünde dalgalan benim şanlı bayrağım

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Her Giden Gittiğinde Yüreğini Bırakıpda Giden Miydi? Bir Ceset Olarak Kalarak Terk Edip Giden Mi Cesetti Anlayamadım!



   Seninde hayallerin güllerin bağrında gül kokusu ile açsın isterim, sen ne kadar benim hayallerimi yıktınsa da, senin benim gibi hayallerin ağrı dağı gibi üzerine çökmesin yıkılmasın isterim, bilirim çok zordur nefes aldırtmaz, sokaklarda, caddelerde adım attırtmaz... Yaram sen sen derken, sen terk edip giderken, anlamayan duymayan gönlünle, hayallerin yıkılmasın isterim, yok yok yıkılsın en güzelinden yıkılsın ki, yıkmak ve yıkılmak neymiş öğrenesin diyeceğim amma gel gör ki diyemiyorum, kendi yalnızlığımla, sen kokan kokunla odamda kendi yalnızlığımı kendi yıkılmışlığımı ve yaralar içinde kalan hayallerimin yaralarını sarmakla meşgulüm... Sen kokan sözlerim cümlelerim, gölgelerin karanlığında kaldı, onlara ışık olmak için çabalıyorum ama nafile, yıkık gönlüm ne kadar çabalar ise çabalasın, kalmamanın sözlerime kulak vermemenin kırık oku ile yüreğim hala kanarken, gölgede kalan sözlerim ve cümlelerime ışık olamıyor!
   Nedir acı olan bilir misin, rüzgâr sana sevgimi ılık esen tatlı esintisi ile sevgimi sana ulaştırırken, senden ne bir ses ne bir koku getirmemesi çok ama çok acı, elem ıstırap dolu! Kalbimde sevdamız dillere düşmesin diye, sokağa, caddeye çıkarken sahte mutluluk maskesini takıyorum, senin adın terk edilen olmasın diye, ben terk ettim diyorum!
   Kapı eşiklerinde savrulmuşluğumun terk edilmişliğimin o kapkara izini silmeye çalıştım ama terk edişinde ,yüreğimi parçalayan bana dönmeyen yüzünün gönlünün kapkara izi hala duruyor, silemiyorum silinmiyor! Aslında gidişin benim gidişim miydi, senin gidişine çare olmayan gönlümün çaresizliğimi idi hala çözemedim, gidişine nasıl çare olamadım, yoksa her giden gittiğinde yüreğini bırakırda giden miydi? Bir ceset olarak kalarak terk edip giden mi cesetti anlayamadım! Gönül bahçem rıhtımın yıkık olsa da terk ettiğin için, o umut kokan sahilleri, o yıkık rıhtımı terk edecek değilim, umut kokan sahillerinde özlemlerin koktuğu vuslatın martıları uçtuğu için, gönlümün yıkık rıhtımını terk etmem, yıkık olan rıhtıma umutsuzlar değil, umutların tadına varanlar ,aksak olsa da aksak yürüyüşü ile umutlara doğru yürüyenler umutlarını yeşertecektir...
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-


18 Eylül 2015 Cuma

Kararmasın İçin Al Bayrağım Sen Nazlı Nazlı Dalgalan

                                                                                                                                                                                                                     


Ey özgürlüğümüzün simgesi bayrak
Ey özgürlüğümüzün simgesi kardeşlik
Şehidimin cennet örtüsü Bayrağım
Hüzün kaplamasın sinende ey canımın canı
Senin için destan yazanlar ülkemde hala yaşar
Cennet yüzünde umutlarımız dalgalanır göklerde
Karanlık kaplamaz yüzünü karanlık yüzleri görüp de
Kararmasın için al bayrağım sen nazlı nazlı dalgalan
Senin gölgen varsa ülkem edilmez talan
Senin güzel yüzünden altında söylenmez yalan
Yalan söyleyen varsa dersini alır hayatı olur yok olan
Ey nazlı bayrağım sen üzülme dalgalan nazlı nazlı dalgalan

Dalgalanan rüzgârında özgürlük çağlar
Dalgalandığın yerde iman yeşerir toprağında
Sen varsan vatan vatandır iman gönüllerde yaşayandır
Seni çöllere dikmek isteyene vatan evladı izin vermez
O seninle yaşayandır özgürlüğünde güvercinler uçuran
Hüzün kaplamasın sinende ey canımın canı
Senin için destan yazanlar ülkemde hala yaşar
Cennet yüzünde umutlarımız dalgalanır göklerde
Karanlık kaplamaz yüzünü karanlık yüzleri görüp de
Kararmasın için al bayrağım sen nazlı nazlı dalgalan
Senin gölgen varsa ülkem edilmez talan
Senin güzel yüzünden altında söylenmez yalan
Yalan söyleyen varsa dersini alır hayatı olur yok olan
Ey nazlı bayrağım sen üzülme dalgalan nazlı nazlı dalgalan


Sana sahip çıkmayanı hakkını analar helal etmez
Ötelerde Nur Peygamber yolunu gözlemez
Cennetten nurdan kapılar yüzüne açılmaz
Sensiz umutlar bahar çiçekleri gibi açmaz
İman gönüllerde cennet kokusu ile dolmaz
Yüce Rahman dünya ve ahirette yüzümüze bakmaz
Hüzün kaplamasın sinende ey canımın canı
Senin için destan yazanlar ülkemde hala yaşar
Cennet yüzünde umutlarımız dalgalanır göklerde
Karanlık kaplamaz yüzünü karanlık yüzleri görüp de
Kararmasın için al bayrağım sen nazlı nazlı dalgalan
Senin gölgen varsa ülkem edilmez talan
Senin güzel yüzünden altında söylenmez yalan
Yalan söyleyen varsa dersini alır hayatı olur yok olan
Ey nazlı bayrağım sen üzülme dalgalan nazlı nazlı dalgalan


Var mı senin gibi özgürlüğümüzü dalgalandıran bir eşi
Zalim düşman Çanakkale'de yenildi,
 Hazım etmeyen düşman üzmesin üçü beşi
Vatan evladı Mehmetçik Şanlı polisim yıkar o kokan leşi
Sen dalgalan bayrağım nazlı nazlı göklerde dünyada bulunmaz eşin
Kul Mehmet'im der ki senin uğruna ölmeyenin kapalıdır ufku
Sen varsan gönlerde vardır gönüllerde coşku
Seninle belirlenir nurdan toprağın ufku hukuku
Hüzün kaplamasın sinende ey canımın canı
Senin için destan yazanlar ülkemde hala yaşar
Cennet yüzünde umutlarımız dalgalanır göklerde
Karanlık kaplamaz yüzünü karanlık yüzleri görüp de
Kararmasın için al bayrağım sen nazlı nazlı dalgalan
Senin gölgen varsa ülkem edilmez talan
Senin güzel yüzünden altında söylenmez yalan
Yalan söyleyen varsa dersini alır hayatı olur yok olan
Ey nazlı bayrağım sen üzülme dalgalan nazlı nazlı dalgalan

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-




Viran Olmuş Bağdayım


Viran Olmuş Bağdayım


Giderken vermedin selam
Ben edeyim kimle kelam
Ömür sensiz etmez devam
Kaç aydır sensiz ben yastayım
Gözlerinle gülüşüne hastayım
Sen yoksun viran olmuş bağdayım

Sevgilisiz aşığın çıkmaz sesi
Yâri yoksa olmaz neşesi
Sevdiğidir aşığın bir tanesi
Kaç aydır sensiz ben yastayım
Gözlerinle gülüşüne hastayım
Sen yoksun viran olmuş bağdayım

Çınlamıyor kubbede artık sesin
Ayrılığı Rabbim düşmanıma vermesin
İsterim benden fazla sen gülesin
Kaç aydır sensiz ben yastayım
Gözlerinle gülüşüne hastayım
Sen yoksun viran olmuş bağdayım

Kul Mehmet'im yeter feryadın Sema'yı sardı
Çektin gittin kırıldı kolum gönlüm kanadı
Seni bilmem bende kalmadı aşkın tadı
Seni sevdim ben çıktım sen çıkmadın insan evladı
Kaç aydır sensiz ben yastayım
Gözlerinle gülüşüne hastayım
Sen yoksun viran olmuş bağdayım
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

17 Eylül 2015 Perşembe

Akıl vicdan devrelerini toprağın altına girmeden yakan yenisini almadan vicdan pilini bitiren şarj etmeyerek yenilemeyen insan.



   Tövbe kapısında el açıp hatanın pişmanlığı ile olmak, günahı çökerten yok eden olayı hafif sıyrıklar ile feryat etmenin sesini kısarak vicdanın son sesi ile yokluktan var olmaya göç etmektir. Tövbenin armağan ettiği yepyeni sözler ve yeni yol haritası ile günaha giden yolu kilitleyerek, huzur ufkuna doğru yola çıkmaktır.Allah'a yönelerek teslim olarak acizliğini anlayan kulun, nefsanî arzuları ile olunca günah deryasına batmaktan kurtulamayacağını anlayarak, tertemiz eden yüce Allah'a pişmanlığı ile yönelerek gönlünü bağlaması yeniden dirilişle huzur ufkuna doğru yol alarak huzur ülkesine varmasıdır.

   Palavra mevsimlerini bırakarak, devresi her yalan ile sigorta artıran ve kablolarını kullanılamaz hale getirten öğüten değirmenin yanından topal olsa da kaçarak uzaklaşmak... Bedenindeki devrelerin pilini bitiren günah ve palavra sistemi her an kaçak yaparak gücün tükenmesine sebebiyet vermektedir. Toprağın üstünde kabaran hindi gibi gezinirken, az sonra altına girdiğimizde kedi gibi sessizce miyavlayarak, hindiliğin pişmanlığı ile sönen devrelerin yeniden yanması için çaresizce beklemektir.Ana sigortayı artırarak ve devrelerini toprağın altına girmeden bitiren insan ve şarj etmeyerek bitiren insan yerin altında şarj sistemi yoktur, karanlıkta kalırsın, vicdan pilini sökerek atarsan bataryasız kalır biter tükenirsin, bunu her gün kullandığın akıllı denilen, akılsızlığa davetiye çıkaran vakti öldüren telefonun pili bittiğinde şarj ederken, vicdanının pilini söküp atarken, yarın sana lazım olduğunu bilmen lazımdı. Çöken işletim sisteminin CD si dünyada vardı, yanına almaz isen yeniden format atarak, işletim sistemini kurtarman vicdani sistemin nimetlerinden faydalanamazsın mezarda ve onun devamı ahiret hayatında...


   Kendine bir yamyam kadar güvenirken her şeyi dünyada tüketerek avucunda bir şey bırakmadan önce akıl etmen gerekirdi, çökerttin virüs gibi arzularınla bitmez tükenmez hırsınla geçmişler olsun... Gerçi sana daha önceden söylenmiş olsa da duymaz ve alakadar olmazdın zaten, üzülme ettiğinin karşılığını bulacaksın orada! Tabaklardaki pirzolaya çatalı batırırken, aç olanların haline de gizlice gülerken, güldüğünü duyanı unuturken, yüreklerine iştahlı iştahlı pirzolaları götürürken aç olan komşun pirzola kokusunda geceleri uyumaz iken sen rahat yatağında yatarken, yaptığın edepsizliği gören bilen Yüce Allah'ı unuttun, şimdi mezarda aklına geldi ama tren çoktan kalktı ve sen kaçırdın...Akmayan musluk gibi vicdanında bir gram merhamet akmadığı için, kendin kazan kendin ye safsatasına inanarak, akıl ve fikir şarjörünü doldurmak yerine her an boş olanla boşa harcarken, seni yerin yani mezarın altında hüsran ile bırakacak fikirsizlikler içinde gülümserken,hiçte aklına gelmiyordu veya söyleyenleri es geçerek,başka bir yerinle gülüyordun,şimdide gül bakalım pardon oraya biraz fazla pamuk tıkanmışlar galiba gülemezsin o başka bir yerinle...Geçmişler olmasın geçirmişler olsun ...


Allah dostu odur ki, nefsine tek pay biçmez;
Kırk yıl bir ekşi ayran özler de onu içmez.( Necip Fazıl Kısakürek)

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Ağlıyor Diyordu Mescidi Aksa


Ağlıyor Diyordu Mescidi Aksa

Sabahın seherinde pencereme kondu güvercin
Mescidi Aksa'dan uçmuş gelmişti ürkek güvercin
Gözlerinde iki damla yaş ile Mescidi aksa akıyordu üzgün
Ağlıyor diyordu mescidi Aksa her gün zulümle yine bugün

Mescidi Aksa gözyaşımı silsinler diyordu Müslümanlar
Haberi getiren Mescidi aksa' güvercinin kanatları süzgün
Yüreğimiz paramparçaydı, değildi ah güvercin elimiz ayağımız düzgün
Ağlıyor diyordu mescidi Aksa her gün zulümle yine bugün

Ağlama derken güvercin kondu omzuma üzgün ve süzgün
Sen yaz diyordu medeni diyenlerin düşsün maskesi bugün
Zalim sonunda yok olacak Mescidi aksa Müslüman'a mesken olacak o gün
Ağlıyor diyordu mescidi Aksa her gün zulümle yine bugün

Ben düştüm kalemim düştü kederle bir yana
Güvercin haydi yaz durma diyorum kederlenme diyorum sana
Vicdan merhamet gönlünde Rahman Müslüman'dan yana
Ağlıyor diyordu mescidi Aksa her gün zulümle yine bugün

Sen dedi utanma utanması gerekenler utansın nutukları atan
Dert sıkıntı kendisine değmeyince zulmü yok etmekten uzak kaçan
Ömür sayfasının her sayfasında gözyaşı dolu o liderler ki elleri kan
Ağlıyor diyordu mescidi Aksa her gün zulümle yine bugün

Türkiye'me Cumhur Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a
Başbakanı Ahmet Davut oğluna selam söylemişti Mescidi Aksa

Her gözyaşım da söylemleri ile gözyaşlarımı siliyor onlar diyordu
Ben onların gönlündeyim birde Türkiye'm insanın diner gözyaşım
Ben onlardan değilim uzak onlar bana değil uzak gönüllerimiz bize yurt
Ağlamıyorum diyordu Mescidi Aksa Türkiye'm Müslümanlar yanımda yine bugün
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

16 Eylül 2015 Çarşamba

Gönlümüzün ayarını insana doğru ve Mescidi Aksaya göre ayarlamalıyız.


Gönlümüzün ayarını insana doğru ve Mescidi Aksaya göre ayarlamalıyız.

Yaşadığım dünyada nefreti toprağa gömeceğimize farkında mısınız kardeşliği birlik beraberliği toprağa gömüyoruz!Kafamızın içinde dünya sevgisi fırtınası estikçe, dünyaya daha çok meyil ettikçe, Yüce Kur'an Nur Sünnet ve imandan ve onun merhametinden ve kardeşliğin bağından uzaklaştıkça uzaklaştık, hiç yakın olarak bir araya gelemedik. İşte yine Filistin de Mescidi Aksaya Siyonist İsrail kirli ayakları ile ezerken hala o Siyonist ve onun destekçilerine bir ders vermekten uzakta hala olayı anlamaktan uzak, düz yolda patinaj yaparak birbirimize uzak düşmenin sevincini yaşarken Mescidi Aksaya ve Filistinli kardeşime yapılan zulmü görmezlikten gelerek yaşamaya devam ediyoruz. Nur Kur'an ile bir zamanlar gönüller sarılırken, zalimin haddi bildirilirken, şimdilerde bu unutularak herkes kendi ülküsünü kardeşlik ile belirlemesi gerekirken, nefsine ve dünyaya olan meyilli ile ülküsünü gayesini unutmuş durumdadır.

Dünyanın huzur atmosferini bozanları görmezden gelerek, huzurun ne olduğunu unutarak, mazlumların ağlamasına seyirci kalınarak, kardeşliğin imanın derinliğindeki merhametten uzak, kaosla, içlerimizi ürperten kin nefretle haşır neşir olarak, kardeşliğin kapısını edepsizce kapatarak yaşamaya devam ediyoruz. 

Dünya kendisini kurtaracak bir kurtarıcı içinde çıkarmaktan aciz değil ama gel gör ki, kurtarıcı olarak çıkanı da yerden yere vurmak için bekleyen biz çamura yatırmanın hazırlığında olduğumuz için çıkmasını beklemekte abes olacak galiba! Hala ıstırap dolu gecelerde yatarak, ufkumuzu karartanların safına geçerek safımızı yönümüzü kaybettik, ruhumuz yönsüzlüğümüzle paramparça olurken, düşmanın yanında olduk ya da düşmana karşı savunma alacak bir oluşumun içinde olmadık, hayata ait ışık olan ruhumuzdaki ışık sönmek üzere hala karanlıkta kalmayı kabullenerek düşmanı adeta alkışlayarak Mescidi Aksa da, Suriye'de, Myanmar da, diğer ülkelerde Müslümanlara yapılan zulümleri görmezden gelerek adeta alkış tutuk düşmana...

Konforu yan gelip yatmayı söyleyen şeytanı lüks koltuklarda oturtarak, bizde dizinin dibinde aşağılanmanın ezilmenin esareti ile sırıtarak şeytan ve yardakçılarına gülümsüyoruz, ağlamamız gerek halimiz için. Gönlümüzün ayarı insan doğru değil, nefis şeytan dünya malına ayarlamışız, hissiz duyarsız besili inek gibi beslenerek kesilmeyi bekliyoruz edepsizce... Düşmanın şeytanın bizi yok eden asansörüne binerek kardeşliğimizi katl ederek hala yaşadığımızı sanıyoruz. Gönlümüzün ayarını insan doğru ve Mescidi Aksaya göre ayarlamalıyız.Kudüs, vahye dayanan bütün kutsal dinlerde kutsal sayılan bir şehirdir biz Müslümanlar için. Bunun başta gelen sebebine gelince Yüceler Yücesi Yüce Allah'ın insanları doğru yola iletmeleri için gönderdiği ve görevlendirdiği peygamberlerin birçoğunun ise bu şehirde yaşamış olmasından en azından hayatlarının bir bölümünü bu şehirde geçirmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Ayrıca bu peygamberlerden bazılarının ise ibadet için mabet olarak kullandıkları mekânlar da bu şehirdedir yani Filistin'dedir.

Kudüs, İslâmi hayatımızda yaşantımızda Müslümanlar için özel bir yere ve kutsiyete sahiptir. Müslümanların ilk kıblesi olan yönü gönlü olan Mescidi Aksa'yı bağrında nuruyla barındırması ve Resulullah (s.a.v.)'ın isrâ ve miraç mucizesine şahit olması bu üstünlüğünün gönlümüzde yer etmesinin sebeplerinin en başında gelir. Yüce Allah, Nur Kura'nı Kerim'de şöyle buyurur: "Kulunu, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescidi Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksaya yürütenin şanı pek yücedir." (İsra, 17/1) Burada dikkat edilirse iyi okunursa Mescidi Aksa'dan "çevresini mübarek kıldığımız" bir şeklinde söz edilmektedir. Mescidi Aksan'ın çevresi ise başta Kudüs sonra diğer Filistin topraklarıdır mübarek olan topraklardır.

Şimdi bu ayetler ve Mübarek topraklar için bir parça kalan onurumuzu yitirmeden, duvara toslayan zalimin kafasına duvar değmesin diye çaktığımız yastıkları sökerek, yerde debelenen düşman yerine sen dur sen az güçlüsün sen dur senin yerine biz yerde debeleniriz fikrini aklımızdan silerek, dondurucu soğukluğu ile yüreğimizi soğutan kibri ateşlerden yakarak, tekrar Nur Kur'an ve nur Sünnet ve imanın nuru "Kardeşliğimizle" birbirimize sarılarak, düşmanları yok etmeliyiz, onların hain planlarına uymaktan vazgeçerek, Kardeşliğimizle yeniden dirilmeliyiz. Dünyada kardeşliğimize sahip çıkarak, düşmanın nefretine son noktayı kardeşliğimiz ile koymalıyız. Saflarımız sıkı sıkı tutarak yönümüzü hakka dönerek, Müslüman olduğumuzu dünyaya göstermeye çalışalım...
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Ah Mescidi Aksam Yüreklerimiz Ak Değil Kapkara Kömür



Ah mescidi Aksam ayrılıktır belimizi büken
Ayrılığa koşarken yüreğimize batıyor diken
Ayrılık nifak tohumun ah kimlerdir eken
Ah Mescidi Aksam yüreklerimiz ak değil kapkara kömür
Yanına varmaya sancını dindirmeye yeter mi ömür

Siyonist her gün masumlara kefen biçiyor
Ayrılık nifakın da Müslümanlar vazgeçmiyor
Tam birlik beraberlik oldu derken nefis izin vermiyor
Ah Mescidi Aksam yüreklerimiz ak değil kapkara kömür
Yanına varmaya sancını dindirmeye yeter mi ömür

Ayrılık önümüze dikilmiş koskocaman bir dağ
Viran olmuş gönlümüzde açmıyor kardeşlik denilen bağ
Bu halimizle bize yaşıyor Müslüman der mi sağ
Ah Mescidi Aksam yüreklerimiz ak değil kapkara kömür
Yanına varmaya sancını dindirmeye yeter mi ömür

Gönül gözümüze çekilmiş kapkara bir perde
Senin halini gören kul düşmez mi çare için derde
Kardeşliği unuttuk hepimiz sürünüyoruz sanki yerde
Ah Mescidi Aksam yüreklerimiz ak değil kapkara kömür
Yanına varmaya sancını dindirmeye yeter mi ömür

Ah mescidi Aksam Siyonist azmış
Aramıza kör çukurları kim kazmış
Seni görenler senden önce yanmış
Ah Mescidi Aksam yüreklerimiz ak değil kapkara kömür
Yanına varmaya sancını dindirmeye yeter mi ömür

Ah mescidi aksam kardeşliğimiz unutuldu ah nidelim
Bu dünyayı terk edelimde nereye gidelim
Mezara girince Mahşerde Gül kokan Resule ne diyelim
Ah Mescidi Aksam yüreklerimiz ak değil kapkara kömür
Yanına varmaya sancını dindirmeye yeter mi ömür

Masum insanların feryadını melekler göğe yazdı
Kul Mehmet'im der ki kardeşlik tadına doyulmaz bir hazdı
Nefret çukurlarını gönüllere kimler nasıl kazdı
Ah Mescidi Aksam yüreklerimiz ak değil kapkara kömür
Yanına varmaya sancını dindirmeye yeter mi ömür

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Ah Mescidi Aksa Senin İçin Gözlerimizde Az Yaş Aksa...


Ah Mescidi Aksa Senin İçin Gözlerimizde Az Yaş Aksa...

Ah mescidi aksa
Senin için gözlerimizde az yaş aksa
Gönüllerimiz nefsimizce mahzun olmazsa
Seninle ah gönüllerimiz merhametle can bulsa
Nur Resul bize gülümseyerek ötelerde baksa
İslam'ın kurtuluş mesajı ile var olsak
Yalancı dünyanın labirentinde kaybolmasak
İslam'ın merhamet fışkıran nehrinden yıkansak
Merhametin tebessümü ile yanında yer alsak
Ah mescidi aksa
Senin için gözlerimizde az yaş aksa
Gönüllerimiz nefsimizce mahzun olmazsa
Seninle ah gönüllerimiz merhametle can bulsa


Ah mescidi aksa
Hakka teslim olmuş bahtiyar gibi seninle yan yana olsak
Nur resul kokan sinen kokunu içinde içimize çekmek için
Menfezler açsak yanına varsak
Güneşin doğması ile yeniden insanlığımızla doğsak
Senin yandığın gibi gönüller yanmakta
Seni hiç kimse hakkı ile savunmamakta
Filistin'de yine sen yalnızsın yine Siyonist'in yüzünde maske
Siyonist ilerliyor kan döke döke
Yüreğimizde seni yalnız bıraktığımız için utancımız bir kara leke
Ah mescidi aksa
Senin için gözlerimizde az yaş aksa
Gönüllerimiz nefsimizce mahzun olmazsa
Seninle ah gönüllerimiz merhametle can bulsa


Ah mescidi aksa
Aşkınla olamadık bir mecnun
Âşık olamadık olamadık işte memnun
Siyonist oynadıkça oynar oyun
Meleyerek yanına varamadık olamadık koyun
Siyonist'e diyemedik yeter yaptığın bu yaptığın son oyun
İman gücüyle vuramadık tokat diyemedik bitti artık oyun
Ah mescidi aksa
Kul Mehmet'im sana uzakta üzülerek bakmazsa
Senin için gözlerimizde az yaş aksa
Gönüllerimiz nefsimizce mahzun olmazsa
Seninle ah gönüllerimiz merhametle can bulsa
Mehmet Aluç-Kul Mehmet

15 Eylül 2015 Salı

Mescidi Aksa Ümmetsizliğe Ağlıyordu


Mescidi Aksa Ümmetsizliğe Ağlıyordu

Ezilirken Mescidi aksa Siyonist'in kirli ayakları altında ağlıyordu
Ağlıyordu Müslümanların paramparça haline fedakârsızlığına
Teslimiyeti soluklamayan kucaklaşmayan
Ümitlerini umutlarını tek başına bırakmış ümmetsizliğe ağlıyordu
Siyonist, mazlumları tek başına görünce kirli tezgâhında eziyordu
Gözyaşları akıyordu Mescidi aksanın kan kırmızısı
Teslimiyeti unutanlara gülümsüyordu
Bir babanın bir annenin yetimliğine ağlıyordu
Allah c.c. gönüllerdeki gülümsemenin kapısını kapatanlara bakıyordu
Ümitlerini umutlarını tek başına bırakmış ümmetsizliğe ağlıyordu
Dünya malı peşinde koşan gezenleri ayrılık vicdansızlığı ile olanlar
Yetim gözyaşlarından feryadından ne anlar anlamıyordu
insanlığın merhamet çeşmesinde su içmeyenler için,
Toprağa sığmayan dünya malları peşinde koşanlar için ağlıyordu
İnsanlık bir anda nasıl kurudu, paramparça oldu merhametin hududu
Siyonist, ümmetsizliği görünce iyice kudurdu, insafsızca vurdukça vurdu
Birlik beraberliğin güzel olmadığını kim buyurdu, gönüller nasıl dağıldı
Ezilirken mescidi aksa Siyonist'in kirli ayakları altında, ağlıyordu
Ağlıyordu Müslümanların paramparça haline fedakârsızlığına
Teslimiyeti soluklamayan kucaklaşmayan
Ümitlerini umutlarını tek başına bırakmış ümmetsizliğe ağlıyordu
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Gülümseye Gülümseye Sar Yaraları


Gülümseye Gülümseye Sar Yaraları

Beşer uyurken sabah ezanına kur gönlünü ey gönlüm
Alın terin ile helal alınla secdeye var
Ondan sonra sen var düşün ölümü korkma kuldan
Titreye titreye titresin üstündeki çulun vazgeçme yolundan
Alın terini avuç avuç avuçlayarak sildiğin nur ellerinle
Var duaya gönüllere merhameti sermeye
Yardım iste Yüce Rahmandan isteye isteye
Gülümseye gülümseye sar yaraları

Merhametin kokusu sinsin gönlüne
Ruhuna acemiliğin gülümsemesi sinsin
Nefretin kapkara gözleri sinmesin
Vicdansızlığı ile mevsimsiz sokaklarda gezme
Merhametinle bahar mevsimlerinin kaldırımlarında yürü ezme
Var duaya gönüllere merhameti sermeye
Yardım iste Yüce Rahmandan isteye isteye
Gülümseye gülümseye sar yaraları

Ümmetin derdine derman olanın yanına var gönül
Secde edenlerin yanında secde et arkasında yürü gönül
Ölen mazlumların geride kalanlarının gözyaşını silenle ol
Siyonistlerin gaddarların yüzüne tokadı atanla ol işte sana nurlu yol
Var duaya gönüllere merhameti sermeye
Yardım iste Yüce Rahmandan isteye isteye
Gülümseye gülümseye sar yaraları


Vicdanı ile şehir kuran ruhları İslam'la insanlığı hissedenle ol
Fakirlerden yana ol sisli dumanlı yolları insanlık özlemi ile silenlerle otur
Doğuştan olan insanlığın basireti ile merhamet tiryakisi ile olanlarla âlemlere at bir tur
Görmenin nezaket irfanı ile hisli kalp çarpışlarını yaşayanlarla gönlünü coştur
Var duaya gönüllere merhameti sermeye
Yardım iste Yüce Rahmandan isteye isteye
Gülümseye gülümseye sar yaraları


Gülümseyen güleç gönlü merhametle ürperen iman ümit ile koşanlar
Aydınlık bakış açısıyla hayatın akışını İslam'la inşa edenlerle coşanlar
Nefreti üst üstüne merhamet ile sökenler merhametin kapısında el pençe duranlar
Yeni bir duyuş ile İslam'ı gönlüne alanlar Hakkın sözünü yâd edenlerdir var olanlar
Var duaya gönüllere merhameti sermeye
Kul Mehmet'im sen yardım iste Yüce Rahmandan isteye isteye
Gülümseye gülümseye sar yaraları
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Nefret İle Yaşayanların, Fikri Düşüncesi Önümüzü Aydınlatan Kandil Veya Çıra Olamaz..


Nefret İle Yaşayanların, Fikri Düşüncesi Önümüzü Aydınlatan Kandil Veya Çıra Olamaz..

   İnsanlığın merhamet çeşmesinde su içmeyen, İslam'ın dünyaya geliş maksat ve amacını gayesini bilmekten uzak olanların, yarınlara bizi mutlulukla ulaştırmaları ve taşımaları asla mümkün olmayacaktır. Merhametsizliğin katran karası suyunu içip, fikirsizliğe düşerek beli iki büklüm olan düşüncesi ile İslam'ın davetinden uzak, din görüşü ile ülkedeki kanayan yaraya parmak basamayan, değişik fikirsiz fikirleri ile ülkeyi kan gölüne çevirenlerin, fikrine ortak olanların, gülümsetecek bir şeyler mırıldandığını söylemek ancak aptallık olur. Temaşa ettiği nefret, kin, kanı, fışkırarak akmasına bakarak, ülkeyi seçilmiş olarak yönetenlere nefret ile bakarak ülkeyi yok olmaya götürenlerle olanlar, ülkenin yok olmaması, insanların kanının akmaması gerçeğini haykıranlara sırtını dönerek gitmesi, kendisi ve toplumun ebedi olarak var olmasını sağlamayacak, nefreti taşıyanların nefretinde kendiside boğulacaktır.

   Kulağı tırmalayan müzikle hiç alakası olmayan armonilerle bir şeyler mırıldandığını sananlar, mırıldandığının yalnızlık ve ümitsizlikten başka bir şey olmadığını anladığı anda hayatının, umutlarının yarının bitmiş olduğunu görecek ve çok çok pişman olacaktır! Gönüllerin bahtiyar olmasını hedefleyen seçilmişleri karalayarak, iman kaynağından bir damla merhamet içerek merhameti ile ülkeyi yarınlara taşımaya çalışanları suçlayarak, orijinal olmayan nefret sahibi insanların fikrine ortak olarak, cennet vatanı, nefret ile yaşayan ve yaşatanlar, bilin ki o nefret sizi de boğacak çünkü nefreti taşıyarak ülkeye sokanların, merhameti insanlığı hiç yoktur, bir yudum mutluluğu sadece kendisine hasmış gibi davranan, bahtiyar olmak nedir, insan olmak insanların mutluluğu yarını nedir bilmeyen zavallıların, nefretinde sizlerde boğulmaya mahkûm kalacaksınız!

   İslam imandır, birlik beraberlik, ahlak, insan canına malına ırzına sahip çıkmaktır, merhametli düşüncedir ilimdir, bilimdir, o nedenle nefreti ile dolaşanların etrafında dolaşanlar, İslam inancınızı imanınızı tekrar gözden geçirin. Nefret ile olanın kalbinde İslam ile İman yani Nur Kuran ve Nur Sünnetin ışığının olduğunu kim söyler ise bilsin ki yalandır! Semavi merhametin pınarı olan Nur Kur'an Nur Sünnet onun ışığı olan İslam ve iman pınarında bir yudum iman etmenin bir yudum suyunu içen, nefret ile olamaz, nefreti taşıyanların peşinde zelil olmak için gitmez ve yürümez. Çünkü nefret yarınları tesis etmez ancak yıkar, nefret yarınlara taşımaz yarınları viran eder, endişe ve yalan vaatlerin gölgesinde bir iki adım attıktan sonra nefretin çukuruna düşerek o zehirli fikirsizlik okları ile yaralanarak ölmektir.

   Nefretin sağladığı bir hayat seviyesi düzeni olabilir mi? Nefretin kan ile sağladığı huzurlu yaşama biçimi olabilir mi? Yalancı çıkmaz veya labirentlerin içinde çıkmazın kuyusunda tek başına seni o kuyuya atan nefret sahiplerince terk edilerek ölmendir. Nefretin hayatı renklendiren bir armonisi var mıdır, sadece kendinden kendi fikrinde olmayanları ,öldüren yok edenin, hayatı renklendirecek bir armoniye çeşitliliğe sahip olduğunu kim söyleyebilir?

   Merhamet ile soluklanmayan nefes almayan hayat varlığını mutlulukla devam ettirebilir mi? Boynuna takılan nefret zinciri, prangası ile bedenini paramparça eden "esaret" ile ileriye bir adım atılabilinir mi? İslam'ın ruhuna aykırı olan düşüncelerin peşinde, ben Müslüman'ım diyen koşar mı? İslam'ın nurdan ruhundan fışkıran merhameti ile gönüllere şefkat ile sarılmak var iken, parçalayarak yok eden nefret ile olmak ta neyin nesi? Sonsuz Merhametim kapısı olan kardeşliğimizle dağlar taşlar ovalar merhamet çiçekleri ile açarken, fikirsizlik dolu nefretin kılıcını kuşanarak o merhamet çiçekleri budayarak, nasıl karaçalı ve dikenler ile o çiçekleri yok ederek, dağları, taşları ovaları viran bırakabiliriz?

   Mütevazı tavırları ile sadece ülkeyi bölmeye çalışanların dersini veren seçilmiş, tebessümü ile gönüllerde yer eden, hükümetin Cumhurbaşkanına, ülkeyi bölenlere ders verdiği için nefret içinde kin kusarak, nefret içinde olanların safına katılabilinir? Diken dikendir batar, kokmaz ki! Mutluluğa doğru giden ışıklı yolda ışığa lanet okumakta neyin nesi anlatabilecek olan var mı acaba? Edep ile olmayanın edepsizliğini, edep diye kabul etmekte neyin nesi, açıklayan var mı acaba? Merhamet taşımayan nefret taşıyan iğreti leş kokan fikirsiz sözlerin peşinde koşarak ülkeyi yıkanların yanında olanlar vebal sizin, sizde o nefret sahibinin nefreti ile boğulacaksınız haberiniz olsun. Şu an çıkarınız için karşınızdakini karalamaya çalışanların gözlerindeki ışıltı yarınlara giden yoldaki ışıltı değildir, kendi çıkarı içinde olmayanları kandırarak kendi safına alarak kanını emen kurt'un nefret ile karanlıkta kalan gözünün parıltısıdır!

   Yarınları zamanları kucaklayan Ülkenin Cumhurbaşkanına nefret söylemleri ile yaklaşanlar, fırtına ile devrilmeyecek gücünü halktan alan merhameti ile gönüllerde sevilen Cumhurbaşkanını ve seçilmişlerin fikrini beğenmeyerek sadece benim fikrim olacak diyenler, her zaman kaybetmeye mahkûmsunuz! Kaynağı dış mihraktan beslenen fikirler fikir olmaz, ülkeyi yarınlara taşıyan yollar olamaz, nefret ile yaşayanların, fikri düşüncesi önümüzü aydınlatan kandil veya çıra olamaz buda böyle biline... 
Selam ve dua ile...

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç