Bu Blogda Ara

9 Eylül 2015 Çarşamba

Ağlama Ey Kalbim Sen Gülümse...



Ağlama kalbim
Paramparça etse de
Yârin vefasızlığı
Sen merhametinle yıkılma
Bırak
Vefasızlıkla gezen
Sevgili yıkılsın
Gözyaşlarına
Hasret dolsa da
Ağlarken
Yüreğin parçalansa da
Geceleri yalnız kalsan da sen üzülme
Hasreti kalbine dolduran
Vefasız yar
Hasretin karanlığında kaybolsun
Sen gülümse
Merhametin sana yeterde artar
Sen dağ gibi yüreğinle
Umutsuzlara umut ol
Merhametinle gülümse
Gülümset
Yıkıntılar altında
Çaresiz kalanlara
Çare ol gülümseyen yüreğinle
Yıkılma
Ağlama ey kalbim
Sen gülümse
Gün gelir vefasızlığı
Sevgisizliği aklına düşer yârin
O da senden daha fazla
Paramparça yıkılır
Ama senin gibi doğrulamaz
Çünkü sende merhamet sevgi var
Gözyaşlarında yangın var
Bırak yansın
Yüreğinde
Vefasız yâre ait
Ne varsa yaksın
Kül etsin
Yıkılma
Ağlama ey kalbim
Sen gülümse
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Artık sen gelsen de ben gülmem...


Artık sen gelsen de ben gülmem

Gönül haneme hançer vurdun
Aşk bülbülü öter mi bilmem
Bir gün gelip halimimi sordun
Artık sen gelsen de ben gülmem

Goncanın kokusuna zehir ektin
Sabır yolunda vefasızlığınla mezar eştin
Nasip beklemem artık zalimlik ile güldün
Artık sen gelsen de ben gülmem

Vuslata çile yükünü ekledin
Ufukta doğan güneşi kahır bildin
Sana gül dedim öldür mü dedim
Artık sen gelsen de ben gülmem


Kul Mehmet'im duyar Mevla'm sesimi
Yırttım artık bende duran yırtık resmini
Görmek istemem artık gülümsemeyen cismini
Artık sen gelsen de ben gülmem
Mehmet Aluç-Kul Mehmet- 

İman Mürekkebi İle Yazılmış Sözlerim.

İman Mürekkebi İle Yazılmış Sözlerim

Vicdanı olmayanın yanında çıkarınız için olmanız, vicdansızın yarın size vicdanlı davranacağı anlamına gelmez, iyi düşünün!"Vicdanı olmayandan, vicdan beklemek sadece Aptallıktır"

Fikirsizin fikri şu anda revaçta diye, çıkarınız için yanında olmanız, yarın sizin fikrinize sıcak bakacağı anlamını taşımaz, iyi okuyun "Fikirsiz" olanda, fikirli olmasını beklemek yanınızda olmasını düşünmeniz sadece sizin "Aptalca düşünce içinde olmanızı sağlar".

Vicdanlı merhametli ile her zaman yola çıkan hiç bir zaman kaybetmezsin, hep kazanırsın. Hatta o merhametli vicdanlı olan önce senin mutluluğunu düşünür sen mutlu olursan o işte o an mutlu ve mesut olur.

Hayalleri olan ve yalnız başına kalan için, henüz çok erken ya da artık çok geç olduğunu söyleyen kişi, mutluluğu için uygun vaktin henüz gelmemiş ya da artık geçmiş olduğunu söyleyen kişi, merhametli olan vicdanlı olanın yanına varırsa, o hayalleri kısa zamanda gerçekleşir, gerçekleşmese bile peşinde yürümeye devam etmesi sağlanılır, Merhametli ve vicdanlı olanlar mutlulukla gülümseyen ve gülümseten hayaller kurar ve kurulmasına yardımcı olur. Çünkü mutlu gülümseyen hayalleri olanı gülümsetmek, kendisini ve ülkeyi gülümsetmek anlamına geldiğini çok iyi bilir, neden mi bilir çünkü gönlünde Nur Kur'an ve Sünnetin vermiş olduğu iman'ın nurdan ışığı, yıkılmaz kalesi merhametli yapısı vardır ondan iyi bilir ve çok iyi anlar.

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Boş Anları Dolu Dolu İmanlı Düşünce Ve Fikir İle Doldurmadıktan Sonra, O Boş Anları Fikirsiz Fikirler Rahmani Olmayan Şeytani Fikir Ve Düşünceler Kaplar.



Düşünce fikir söze değil, eyleme dayanır. İnsan, boş vakitlerini can sıkıntısından kurtarsın diye başvurmaz insan düşüncelerine diyen veya savunanlar, boş anları dolu dolu imanlı düşünce ve fikir ile doldurmadıktan sonra o boş anları fikirsiz fikirler, Rahmani olmayan, şeytani fikir ve düşünceler kaplar ve insanı boş olan, hiç bir yarar sağlamayan işlerin peşine sürükler... Felsefe veya düşünce yapısı, ruhu iman var ise içinde çok güzel bir kalıba döker, yaşamı düzenler, eylemleri doğru yola koyar, güven içinde gülümseterek ve insanları da gülümseterek hayat dümenin başına oturup tehlikeli dalgaların arasında çırpınan gemiyi hayatı yönetir. O olmadan yani fikir düşünce veya felsefi düşünce içinde imandan kalıplar kılavuzluk eden ana hatlar yok ise, o zaman hiç kimse korkusuz, güven içinde yaşayamaz.

Çünkü güvenlik ve huzur sağlayan iman ve onun kılavuzluğunda ki merhametli yaşam düşünce ve fikirleridir Nurdan Kur'an ve sünnetin ışığıdır iman, düşüncelerde, fikirde imanın sardığı kapladığı fikir düşünce yapısı yok ise, kaos vardır huzursuzluk vardır, yarına mutlulukla götüren mutluluklar hiç bir zaman yoktur! İman, insanı vicdanın kapısına kadar götürür ve vicdanı kalbinize almanızı merhameti almanızı sağlar, vicdan yoksa merhamet yok ise, o insan veya düşünce veya fikirleri olanın yanında onu korumanız veya destek vermeniz ile doğru olanı vicdanı merhameti yıkmanız durumunda, yarın o vicdansız fikir ve düşüncelerin sizi saracağını koruyacağını sanmanız sadece" aptallıktır" yarın sizi de yıkarak sadece kendi fikrini hayata geçirmek için, vicdansız vicdanı fikirsiz hareketi ile yıkarak yok edeceği eylemler ile olmayacağını beklemeniz sadece aptallığınızın sonucunda sizi de yıkarak yok ederek her istediğini yapamayacağı gerçeğini değiştirmeyecektir.

Siz amacınıza ulaşmak için merhametli olan düşüncedeki insanı fikri yıkarken, merhametsiz olandan nasıl yarın merhamet umabilirsiniz? Vicdanlı olmayan vicdansıza destek vererek amacınıza bir an ulaştığınızda, vicdansız ile yan yana olduğunuzda, yarın vicdansız olandan nasıl vicdanlı olmasını bekleyebilirsiniz? Bir düşünce yapısında imana yer yoksa onun sizi geleceğe mutluluk içinde taşımasını boşa beklemeyin, sizi yarı yolda bırakacaktır çünkü o imansız olan düşünce peşinde gidenlerin düşüncelerinde iman ve merhamet vicdan olmadığı için sadece kendi çıkarını düşünen insanların, diğer insanların mutluluğunu düşüneceğini sanmayın yanılırsınız. 

Fikir ve düşünce veya felsefi düşünce içinde Nur Kur'an Nur Sünnet var ise imanda vardır, iman ile beraber vicdan ve merhamette vardır, işte o zaman yarınlara mutlulukla gidilir, huzur ortamı her an mevcut olur, çünkü onu takip edenlerde kalbinde yüreğinde vidan ve merhamet olacak sadece kendi mutluluğunu değil önce diğer insanların mutluluğunu düşünecek ve diğer insanlar mutlu olunca, kendiside mutlu olacaktır. İman ile merhamet ve vicdan bu kadar basit ve kolay anlaşılır bir hareket ve eylem yapısı ile tüm insanlığın mutluluğuna götüren bir eylem planıdır. 

Bundan gayrisi boş işlerle meşguliyet, mutluluğun kapısın açmayan, kapatan eylemler ve hareketlerdir. Seç beğen yaşa, ister yaşa, ister seç ol gönüllere ol paşa herkes olsun paşa yâda, yaşama mutlulukla huzursuzluk ile yaşa yok ol, seç seç beğen... Selam ve dua ile kardeşlerim.

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

8 Eylül 2015 Salı

Aşk İle Gel Mesafeler Ülkeler Şehirler Fetih Edelim Dedim...



Gönlünde beni oku beni bana anlat istedim, seni sevdim, anlat dedim beni bana, sende beni sevdim anlatayım dedim seni sana, seni sevmemi istemedin, seni sana anlatmamı istemedin, sevda yükünü almadın, hezeyanları aldın gönlüne terk ettin gittin. Sana yarınları mutlulukla gülümsetecek aşk yerine, hezeyanlarınla seni yok sayacak yarınlara koştun, sen bana beni öğret anlat dedim, bende seni sana öğreteyim aşk vadisinde dedim, kaçtın gittin.

Şehirlerimi sokaklarım mahallemi seninle kurdum, senin gözlerinle ışıklansın istedim, sen sessizliği yüklenerek, hezeyan ve hüsranların sokağına, şehrine sokaklarına koştun, avuçlarımda duamda hep sen vardın, inanmadın ya da korktun, masum olmayı seçmedin arzularının esiri oldun... Sende haklısın dünyada Leylalar mecnunlar kalmadı, Yusuflar, Züleyha'lar kalmadı...

Aşk sevda ile atmayan yürekler kaldı bu dünyada olsun biz farklı olabilirdik dinlemedin beni, hüsranların sana anlatır, çekeceğin kahrın karanlığının içinde... Olsun varsın Leylalar şehirde, mecnunlar çölde kalsın... Sol yanım boş olsa da, sol yanım hala sızlasa da, aşk meydanı hala benim, karanlık meydanlarda hala senin, arzularınla kurduğun şehirler senin, aşk ile kurduğum şehirler ise hala benim, senin arzularınla yıkılan dünyan yıkılınca hüsran içinde kalacaksın, koş gel benim dünyama orada yaşa ama bensiz yaşa, anla hatanı bil o zaman hatanı bil kıymetimi.Aşk ait gözlerinde sözlerinde ışık olmalı,yoksa boş gönülde boş olanla bir ömür hayat sürmez...

Aşk ile gel mesafeler ülkeler şehirler fetih edelim dedim,sen yalnızlığı keşif etmeye gittin.Ben kalabalıkların içinde yüreğinde aşk merhamet olanların şehrindeyim, sen yüreğine prangalar vuran yarını olmayan şehirleri seçtin gittin, ne diyeyim herkesin kendi seçimi, zorla güzellik olmuyor gülüm, sol yanım boş olsa da, sızım sızım sızlasa da, ben arzularını seçen değil Mecnununa, Leyla olanı arıyorum, bulamazsam da, Leyla olmaya aday olanı belki bulurum, belki oda benim gibi mecnununu arıyordur. Ben azdan çok olanı istiyorum, sen çoktan çok olanı istiyorsun, haydi rast gele, herkesin hayatı rast gele...
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-



Arkanda Gülümseyenler Kalmalı


Şöyle arkana
Gerine baktığında
Arkanda gülümseyenler kalmalı
Sana elveda demeden
Gülümseyen
Seni ardında
Gülümseyişinle takip edenler olmalı
Ondan sonra ölüm
Nedir ki gülüm
Geride kalanlara
Önden gidenlerle kavuşma değil mi?
Gülüm gül kokulum
Gurbet kahırdır
Diyenleri
Gurbet kavuşmaya
Hazırlıktır
Diye gülümsetmek
Kavuşmanın ilk
Kapısıdır diye
Gurbettekileri
Güldürtmek
Ağlayanları
Kavuşmanın
Vuslatın sahiline
Götüren olduğunu
Hatırlatmak var iken
Arkanda gülümseyenlere gülümserken
Ölüm nedir ki gülüm gül kokulum
Önden gidenlere
Arkadan gelenlere
Kavuşmak değil midir?
Gülüm gül kokulum
Hasretin
Yüreği yakan alevini
Alev değil
Özlemin kapısını olduğunu
Söyleyerek
Ağlayan gözlerdeki
Yaşı silmek var iken
Ölüm kaybetmenin zehri diye
Bilenlere
Gülümseyerek
Ölmek
Önden gidenlere
Arkadan gelenlere kavuşma diye
Söyleyerek güldürtmek var iken
Söyle gülüm ölmek nedir ki?
Kavuşmak değil midir?
Önden gidenlere
Arkanda gelenlere...
Şöyle arkana
Gerine baktığında gülümseyenler
Sana gülümserken
Arkanda gülümseyenler kalmalı
Sana elveda demeden
Gülümseyenler var iken
Ölüm nedir ki gülüm
Gül kokulum
Önden gidenlere
Arkadan gelenlerle
Buluşmak değil midir?
Pencere önünde
Menekşeler yetişirken
Umutlarını onunla
Yetiştir gülüm
Ölüm kavuşmak değil midir?
Gülüm gül kokulum
Üzülme
Seni bekliyorum
Geleceğini biliyorum
Ben beni bekleyenlere kavuştum
Sende kavuşacaksın
Sen pencerende
Gönlünde menekşeleri yetiştirmeye
Devam et
Gülüm gül kokulum

Mehmet Aluç -Kul Mehmet

Sen Sus Konuşma Konuşmak Sana Göre Değil

Sen Sus Konuşma Konuşmak Sana Göre Değil

Bir şey söyleme sen
Sadece sus
Konuşmak sana göre değil
Nefret kusarken dilinde
Kin alevleri gözünde yanarken
Sus sen konuşma
Sen yürüdüğünde
Gecenin karanlığında
Gecenin karanlığı senden beyaz
Yıldızlar altında doğduğu
İçin doğduğuna pişman
Kalbinde gizlenen
Nefret tohumlarını
Dilin ile ekme
Sen sus konuşma
Konuşmak sana göre değil
Sana yakışmıyor
Ayaklarının altında toprak
 Toprak olduğuna pişman
Altında nefretini taşıyarak
Ezdiğin için
Gölge gibi
Nefretini taşıdığın
Adımlarınla sokakları kirletme
Adım atma tertemiz sokaklarda
Gönül kapısı sevgiye kapalı
Nefret ile dolmuş taşmış
Mihrabı yıkılmış
Viran olmuş gönlün ile bakma dünyaya
Çek git
Binlerce metre yerin altına
Yo hayır
Yerin altına yazık
Sen en iyisi
Ziyankâr bakışlarınla
Utanmaz adımlarınla
Göm kendini
Boktan bir mezara
Ancak oraya yakışırsın
İnsan yaşarken
Hiç utanmaz mı?
Hiç uyanmaz mı?
Nefretin uykusunda
Hiç uslanmaz mı?
Kendine aynadan bakarak
Nefretini görerek
Yaptıklarını görüp
İnsan hiç yanmaz mı?
Pardon insan dedim
Sen değilsin ki insan
Sen sus konuşma
Bir akarsu görüp
Akan berraklığında
O billur sesinden etkilenmez mi?
Doğru yine unuttum
Sen insan değilsin
Nefreti
Kini ile gezen
Bir ceset torbasısın
İnsanlara
Kendisine
Topluma faydası yerine
Zararı olan
Bir yaratıksın
Adı sanı bilinmeyen
Canı sevmeyen
Cananı sevmeyen
Kendini sevmeyen
Zaman döner devran döner
Ecel gönül evine girer
Feryadı ile gönül evine ateşler düşer
Yaşadığın
Taşıdığın candan bıkarsın
Ağlarsın yolda kurtaran arasın
Ne gelen olur ne giden
Azabınla hoş vakit geçiresin
Haydi, ye ye bitmez azabın
Afiyet olsun sana

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

7 Eylül 2015 Pazartesi

Sen Adam Olamazdın Olamazsında

Sen Adam Olamazdın Olamazsın da...
Karşıdan bakınca ekşi suratını görünce
Adam olmadığını anladım
Gönlünde nefreti
Kabaran nefsin iştahını görünce
Senin adam olmadığını hemen anladım
İnsanlara gülümsemeyişini
Kazandıklarında gözünün oluşunu
Adım atarken sinsi sinsi yürümeni hiç sevmedim
Sokak kaldırımlarında yürürken
Kaldırım taşlarının utanç içinde ezildiğini
Yüreğindeki ağır fikirsiz değerlerin ağırlığında
Ezilişini görünce,
Adam olmadığını anladım
Sen hayatında hiç gülümsemedin ki
Hiç kimseyi
Bir çocuğu dahi sevmedin ki
Sadece kendini sevdin
Gerisini düşman gördün
Önüne geleni ezdin geçtin
Baharda açan çiçekleri hep ezdin
Eline bir tane alıp koklamayı bile beceremedin
Tek derdin daha çok kazanmak
Kazandığını ölünce
Ardında değersiz bir parça olarak bırakmak
Zaten karşıdan bakınca adam olmadığını anladım
Adam kılığında bir şeytan olduğunu anladım
Yağan yağmurun topraktaki kokusunu
Umudun gönülde çiçek açan yapraklarını
Hep kopardın
Umut adına ne varsa yıktın geçtin
Kendi umutların hariç
Zaten seni hiç sevende çıkmadı
Yüzünü görmek istemeyenler
Yüzünü hep gerisin geriye döndü
Gelişini
Gidişini
Nefes alışını
Hiç sevmediler
Hep öküzün trene baktığı gibi
Öküzleşmesine baktın
Vatan
Millet
İnsanlık yoktu sende
Sadece kasanı
Alev ateşi
İle cehennem ateşi ile doldurmak
Vardı
Onula bilmedin
Ama ölüm gelip ensende tutunca
Eyvah eyvah feryadı içinde
Bileceksin
Kasandaki alevlerle
Yanacaksın sonsuza kadar
Yanacaksın yaktığından fazla kat kat
Sonsuza kadar yanacaksın
Duyan olmayacak
Senin duymadığın gibi
Zaten ilk gördüğümde
Anlamıştım
Sen adam olamazdın
Olamazsında
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Gel Haydi Dost Gel Gayri



Yeter artık ayrılık dost gel gayri
Ayrılığın bize inan yok hayrı
Ayrılık defterinde,
Temiz sayfa kalmadı gel gayri
Dostluğun güzelliği olsun,
 Bize rehber dön gel gayri
Ağlamaktan gözümde yaş kalmadı
 Gel dost haydi dost gel gayri

Seherde ayrılık rüzgârı eser
Eserde bağrımı deler geçer
Derdime dermanı gelişin iyi eder
Ayrılık ateşi yanmasın yeter
Yüreklerdeki yangın sönsün,
Gel gayri yeter haydi
Ağlamaktan gözümde yaş kalmadı
 Gel dost haydi dost gel gayri

Ah çekerim sensiz yüreğim yanar
Hançer saplanmış yüreğime kanar
Senden gayrisi bu yaramı mı sarar
Ayrılık inan ömrümüze zarar
Dostluk yolunda buluşalım bize bu yarar
Gel gayri yeter haydi
Ayrılık hançeri yerine,
Aşk hançeri saplansın yüreğimize gel haydi
Ağlamaktan gözümde yaş kalmadı
 Gel dost haydi dost gel gayri

Kul Mehmet'im dertler yüreğim yakar
Gel dost gayri düşman uzakta bize bakar
Gönlüme hüzün çöktü kaldım ben naçar
Gönül seni ister her gün yoluna ağlayarak bakar
Ne sabır kaldı ne yürümeye takatim var
Bu bedende can çıkmadan gel gayri
Ağlamaktan gözümde yaş kalmadı
Gülerek yaşadığım günüm olmadı
Dilsiz diller dillensin gel haydi
 Gel dost haydi dost gel gayri

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

Kaybettim Gökyüzünden Önce Yeryüzünde Aşkımı Ben...



aşk mı beni tanımıştı
ben mi aşkı tanımıştım
yaşım on altı
terlerken bıyıklarımın gölgesinde
yüreğim uçarken
güvercinlere inat gökyüzünde
içindeki o taptaze aşk ile
ben mi uçtum
yüreğim mi tek başına uçtu
yoksa hepimiz mi uçtuk
utangaç boynu önünde
ses kısık
haykırsan aşkı be salak
o zamanlar haykırmak yoktu
yolların toz isi vardı
çamuru vardı
gülen insanların temiz yüreği vardı
ama bazıların hala yoktu
şimdilerde olmayanlar gibi
gökyüzüne bakardım
benden önce yüreğimi
uçuran aşkın arkasında
benden önce sevdiğimin koynuna giren
sessiz
seni seviyorum cümlesinin
boynu bükük duruşu ile
rüzgârlar yüreğimi sökercesine eserdi
yüreğimi benden önce alan
rüzgâra yetişemezdim
aşkımı da haykıramazdım delikanlı gibi
utanırdık
neden utanırdın
sevmekten
evet
sevdiğimizi haykırmaktan evet
YIL 1978
O yıllarda öyle her söz söylenmezdi
öyle her halayın başında oynanmazdı
her sofranın başına ortasına oturulmaz
en sonuna oturulurdu
oturdukta ne oldu
aşkım benden önce
beni terk etti gitti
yüreğimde acısını bıraktı gitti
kim duydu acımı
kim gözyaşlarımı gördü sildi
kim halimi anladı
hiç kimse
hiç kimse için
aşkımı söyleyemedim
kısık sesler içinde kayboldum
hani delikanlı yanım
sende benden önce korkak çıktın
gökyüzüne hala bakarım
o günlerin izini ararım
Ama boşuna bakarım
gidenin arkasında
kaçanın arkasında
ancak gözyaşı dökülür
bende dökerim hala
yüreğim sızlar
kim bilir
sus büyükler yanında
anne banan yanında konuşma
ayıp diyenler için
kaybettim gökyüzünden önce
 yeryüzünde aşkımı
artık gecelerim zemheri geceleri
güneş doğsa karını eritemeyecek
saplandı o hançer
çıkamaz yerinde
geçti gitti
bir deli rüzgâr
aldı götürdü
elimden aşkımı
koşamadım ayıp olur diye
haykıramadım
büyüklerim duyar diye
şimdi bağırsam ne fayda
toprak gibi sessiz oldum
toprak gibi bereketli olamadım
yüreğimdeki toprakta yetişenler kurudu
benim gibi
yağmur yağsa da yeşertemez artık
çünkü yüreğimde beni canlı
diri tutan aşk gitti
içi boş kaldı
kaybettim gökyüzünden önce
 yeryüzünde aşkımı ben
ırmağa değil okyanusa düştü
aşkım ile söyleyemediğim
yüreğime sığmayan sözlerim
kurtlar kuşlar kaptı o güzel
uykusuz gecelerde
söylemek için biriktirdiğim sözleri
geride ne kaldı
içi boş bir ben
içi boş bir o kaldı mı bilmem
kaybettim gökyüzünden önce
 yeryüzünde aşkımı ben
aşktan hicret etmiş gönlüm
yolunu izini kaybetmiş yüreğim
değerini gidişi ile kaybetmiş
yüreğinin sahibini kaybeden bir yürek
kanayan ve kırılan kanatlarım
hala kırık hala kanar
damla damla her saniye
yıkar beni
diz çöktürür sancısı ile
bağırmak istesem de bağıramam
kaybettim gökyüzünden önce
 yeryüzünde aşkımı ben
Mevsimler yazmış
kim diyor
bende hep kış
gündüzler güneş doğunca
ışık olurmuş dünya
benimki niye karanlık
kendim karanlıkta bıraktım
çevremde kuşlar bile uçmuyor
kargalar bile uğramıyor
gönül tarlamın etrafına
benim gibi viran olmaktan korkuyorlar
haklılar
çok haklılar kaybettim gökyüzünden önce
 yeryüzünde aşkımı ben
ağlasam artık gözlerinde yaş mı kaldı
söyleyecek söz mü kaldı hepsi lal oldu
adım atacak hal mi kaldı
gidişi ile dizlerim kırıldı
hala kırık
yerden kaldıran mı oldu
anlayan mı oldu
kısık sesimle kendim duyduğum
seni seviyorum
sözünü söylemekten korkan
seni duyan mı oldu
anlayan mı oldu
yüreğimde o ukde
her gün saplar hançerini
sen
kaybettim gökyüzünden önce
 yeryüzünde aşkımı der
saplar acımasızca hançeri yüreğime
bari bir gün sus be kapat o ağzını
yine hançerini saplayacaksan sapla
ama yok hala söyler
yüreğim ile kanadımın
kanadığını görmez
feryadımı sancımı duymaz
vuruda vurur
gerçi alıştım artık
hissetmiyorum
hiç bir şeyi
çünkü ben
kaybettim gökyüzünden önce
 yeryüzünde aşkımı ben
beden dersen nerede kaldı
his duygu
bakış dersen eller aldı
bir içi boş gönül ile ruh kaldı
o da nefes almak için
gerisini ben yıllar önce
kaybettim ben
ben ise evet ben çok acı ama
kaybettim gökyüzünden önce
 yeryüzünde aşkımı.
Mehmet Aluç -Kul Mehmet-





Kuşkucu Olmayan, Analiz Etmeyen, Düşünmeden Karar Vermenin Pişmanlığı!

Kuşkucu Olmayan, Analiz Etmeyen, Düşünmeden Karar Vermenin Pişmanlığı!

İnsanoğlu dünyaya gelirken ona yüklenilen değerler için yaşar, yok eğer bu değerler için yaşamıyorsa onun insanlığından düşünce ve fikirlerinden söz etmek değersiz boş safsatadır... İnsan vatan için bayrak için namus için ülkesinin geleceği ve insanların mutluluğu için savaşmıyor ve bu güzellikleri yüreğinde taşımıyorsa ona insan demek çok zordur. Kuşku dolu fikirsiz fikirlerin peşinde koşarak insanların hayatını hiçe sayanlarla birlikte olmak en adi şerefsizlikten başka bir şey değildir. Başkalarına vicdanını ve fikrini satanlar kendi haklarını da savunamazlar, her haksızlıkta sükûnet içinde başını öne eğerek kabul ederek zilleti yaşar, yaşattığı zillet gibi!


Aşırı duygusallığını da satmış olduğu için hiç bir şey hissetmesine imkân verilmeyen bu insan sadece bir "KUKLADIR".hiç bir zaman kendi temel düşüncesinin temeline dayanmayan fikirsizliklerin içinde gel git, emredersiniz efendim saçmalığı içinde ömrünü heder edecektir ve çok yazıktır! Onu kukla olarak kullananlar kuşkucular aç gözlüler doymazlar fikirsizler, kendilerine karşıt olanları böylesine kuklaları kullanarak maşa vaziyeti olarak kullanmakta, nefreti ile kazancına göz dikileceği endişesi ile hayvandan daha aşağı duygularla saldırmaya devam edecektir. Gerçek olmayan safsata fikirsizliklerle gerçek olmayan fikirlerden çok uzak toplumda kendisi hariç diğerlerinin yaşamını olanaksız çekilmez hale sokmaya devam edecektir.


Haset'i ile yıkmaya devam edeni yıkmak gerekir ona merhamet etmek, merhamete zulümdür. Gaddar olana yumuşak davranmak alttan almak onu iyice azıtacak ve yoldan çıkaracaktır, baskı altında tutmaya çalışanı daha güçlü bir baskı ile üzerine yürüyerek yaptığının daha fazlası ile dersini vermek insanlık görevimizdir. Her rakip gördüğüne zulüm etmek ve ona seyirci kalmakta, zulme ortaklık etmektir.


Birde zulüm yapanların fikirlerini benimseyen akılsız fikirsiz tayfası, onların eylemlerini sırf onlar gibi haset içinde oldukları için, soyut olarak algısız algıları ile algılayarak, kendi fikrine yardımcı oluyormuş safsatası ile olduğuna inanarak, hem kendini kandırır ve bir süre sonra o fikirsiz fikirlere karşı çıktığında gözlerini kırpmadan kendisini de yok ettikleri gerçeğini görür ama o zamanda iş işten geçmiş olur, kuşkucu olmayan, analiz etmeyen, düşünmeden karar vermenin pişmanlığını çok acı bir şekilde yaşayacak ve yalnız tek başına kalacaktır. İmtihan dünyası seç beğen yaşa, karşılığına razı ol ya mutlu yaşa, ya da köle olarak yaşa.

Mehmet Aluç -Kul Mehmet-

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç