Bu Blogda Ara

1 Eylül 2015 Salı

Rahmani Düşüncelerin Fırtınasının Estiği Sahillere Götürün

 Rahmani Düşüncelerin Fırtınasının Estiği Sahillere Götürün



 Ay parçası gibi parlak düşüncelerimin iman dolu şuurlu fırtınası
Al götür beni fikirsiz fikirlerin karanlık dünyasında
Yüce Allah'ın yarattığı insanların yalan dolu dünyasından al götür
Ey şuuru ile iman deryasına koşturan imanlı düşünceler alın beni
Fikirler ile imanları ile gülenlerin deryasına alın götürün
Unutulanlardan olmamak için alın götürün beni
Düşüncelerin iman Rahmet hazineleri ile dolu fırtınası
Fikirler ile imanları ile gülenlerin deryasına alın götürün
Düşüncelerin iman dolu aydınlatıcı fikirli fırtınası
Alın götürün sürükleyerek götürün
Hakikat semasına varan kadar sürükleyin



Aşksız bir merak dünyasından koparın beni
İkileme düşüren arzu ve ihtirasların uçurumundan
Kurtarın beni düşüncelerin iman dolu fırtınası
Fikirler ile imanları ile gülenlerin deryasına alın götürün
Unutulanlardan olmamak için alın götürün beni
Düşüncelerin iman dolu fırtınası
Düşüncelerin iman dolu aydınlatıcı fikirli fırtınası
Alın götürün sürükleyerek götürün
Hakikat semasına bilinç dünyasına varan kadar sürükleyin



Ah hakikatlerden kopuk yaşatan düşüncesizlik
Ataların izinde götüren fikirsiz savların keşmekeşi
Yalanlayıcılarla aynı toplumda yaşamaya mahkûm eden
Şuurumu örten şuursuz düşüncelerin örtüsünden kopuk şehrinden
Ey şuuru ile iman deryasına koşturan imanlı düşünceler alın beni
Fikirler ile imanları ile gülenlerin deryasına alın götürün
Unutulanlardan olmamak için alın götürün beni
Düşüncelerimin iman dolu fırtınası
Düşüncelerimin iman dolu aydınlatıcı fikirli fırtınası
Alın götürün sürükleyerek götürün
Hakikat semasına hatırlatıcı şuuruna kavuşana kadar sürükleyin




Hakikat ile ilim yoksunu savların yalan dolu dünyasından
Hakikat ortaya çıkacak diye
Hakikatsizlik karanlığı ile gölgesi saklayanların dünyasından
Mahrum kalan ruhumu bedenimi alın kurtarın
Ey şuuru ile iman deryasına koşturan imanlı düşünceler alın beni
Fikirler ile imanları ile gülenlerin deryasına alın götürün
Unutulanlardan olmamak için alın götürün beni
Düşüncelerimin iman dolu fırtınası
Düşüncelerimin iman dolu aydınlatıcı fikirli fırtınası
Alın götürün sürükleyerek götürün
Hakikat semasında
Esma şuuruyla yaşamayı öğrenene kadar sürükleyin



Allah'ı unutanları Allah'da unutur fikrini unutanların
İman ile secde ile beş vakit Allah ile olanların
Bedeni saran hakikat iman bilgisi ile sarılanların
Adım attığı nurlu sokaklara götürün
Ey şuurlu imanlı hicaplı düşünceler
Fikirler ile imanları ile gülenlerin deryasına alın götürün beni
 Bireysellikten alın kurtarın
Unutulanlardan olmamak için alın götürün beni
 Hakikat ile uyanık olanların
Rahmani düşüncelerin
 İman dolu fırtınasının estiği sahillere götürün
Alın götürün sürükleyerek götürün
Hakikat semasına Allah ismini unutmamak için
Allah ismi ile her an var olana varan kadar sürükleyin



Ey şuurlu imanlı hicaplı düşünceler
Alın götürün beni duvarlarda Kuran asanların diyarından
Hakikatin dillenişi olan Nur Kur'an hakkı ile iman etmeyenlerin
Hakikatleri hatırlatanı es geçtiği âlemden alın götürün
Hatta sürükleyerek alın götürün
Mutlak Varlığı ile bize Âlemleri yaratan Yüce Allah c.c.
 Fark ettirmek için yüreklerde sökülmeyen
İman ile hatırlatan Nur Kur'an deryasına alın götürün
Şuur ile olanların hakiki gerçeğe iman etmesi ile
Gülümseyenlerin
Hakikat ile uyanık olanların
Rahmani düşüncelerin
 İman dolu fırtınasının estiği sahillere götürün
Alın götürün sürükleyerek götürün
Hakikat semasına varana kadar
 Boş işlerin meşguliyetinden kurtarıp
Allah c.c. Ekberiyet'ini bilene kadar sürükleyin

Mehmet Aluç(c)

Sor Bakalım Gönüllerde Kanatları Kim Kırdı (Felsefeye Devam )




Sorular sorular cevap bekleyen sorular
Cevaplar cevaplar sorularla boğulan cevaplar
Aç kapıyı dünyaya düşünceler ile er kişi
Ulaştır insanları ötelere ulaştır bir adım öteye
Dudaklarında merhametin sözleri
Aklında merhametin ışıkları karanlıkları yıksın
Fikirsiz özleri kapatsın karanlık gözleri açsın gözleri
Bilmeyen bilsin anlasın
Bilmeyen bilmek istemeyene ne yapsın
Gelmesini beklesin önüne ışık tutsun
Felsefeye giren ey akıl arayan kişi
Kendini adamak istersin
Düşüncelerinden şüphe ederek
Başlarsın
Senin gibi başlayan sonra filozof olanlarda
Senin gibi başladı ise
Gerçek olanı almadı ise
Doğru olandan şüphe etti ise
Şüphe ettiğinde şüphe yoksa
Neye göre sorguladı öğrendi
Çamura mı yattı çamurla mı kalktı
Bu temizdir mi dedi
Yoksa İslam iman denizinde ak pak yıkanarak
Onun ışığında mı filozof oldu yok hiç yaklaşmadı mı?
Yoksa yaklaştı
Düşünceye düşünce kattı nur kattı
Araştırdın mı sordun mu?
Âlemi içinde iman ile merhamet ile çıkaracaksan
Düşünceler felsefeler denizinde yıka ak pak eyle
Kendi fikrini yok saydın aklını yok saydın çıktın yola
Başka bir akılla doğruya ulaşmaya çalışacaksın
Garantisi var mı?
Ya senin gibi oda yola çıktı ise
Soruna cevap yerine sorularla
Kendi farazi olmayan akıl ile sorulara cevap buldu ise ne olacak?
Kendi düşünceni yok ederek başka bir düşünce ile yola çıkan
Kendi düşüncene önem vermeyen sen gibi ise
Önünde sonsuz ilahi makamdan gelen cevapları es geçti ise
Oyalan çamura yat kalk
Karşıda ırmak gir yıkan temizlen
Yok, yıkanmam ben derede çeşmede yıkanırım savı ile
Ara ki dere çeşme bulasın aklanasın
Gökyüzünü tepelere indiren fikirsiz düşüncelerle olma
Düşüncelerden çatırtılar gelmesin deprem gibi
Senden merhametle şefkat girsin alemin içine
Bitpazarında satılmasın gerçek düşünceler insanlar
Bitpazarına koşanları kuranları
Düşüncen ile yık
Felsefi düşünce ile yıkmaya çalışanları
İslam'ı imanı kat sen yık
Gölge gibi sokaklarda dolaşan çirkef düşünceleri yıka
Günah yüklü heybeleri sırtlamış düşüncelere dolaşana
Salih amel ile doldurmanın düşüncesini aşıla taşıyana
Sor bakalım gönüllerde kanatları kim kırdı
Kim gönülleri fikirsiz düşüncelerle kanattı
Sar merhametli Felsefi düşünce ile imanlı düşünce ile
İslam ile Nur Kuran Nur Sünnet ile
Mehmet Aluç

İlham Yine Felsefe Tarafından Esti Geldi.

     
    

Bugünlerde felsefi düşünüyorum a dostlar bilmem neden
Rüzgar hep o yönden esiyor kafamda kel biraz hissediyorum hemen
İlham o yönden geliyor gelme diyemem açtım kapıyı aldım içeriye
İnsanlık tarihine bakıldığında güya insanlar kendi düşünceleri ile
Politik ve düşüncesel anlamda patlama yapmıştır deniliyor
Doğru Hitler, Mussolini ve diğerleri atom bombası ile çok güzel
Patlama yakalamışlar insanların hayatı ve mutsuzluğu adına
Güya efendim bilmem hangi filozof kendi fikri ile
İnsan hakları alanında çok büyük yaklaşımlarda bulunmuş
Kölelik gibimi teni siyah olduğu için insanlık dışı muameleye maruz kalanları
Görmeyen hissetmeyen dinden imandan yoksun düşünceyi
Taşıyanlar mı o batının filozoflar mı?
Ülkeme saldırarak kendisinin olmayanı sahiplenerek
Çanakkale de hezimet uğrayanların fikrini taşıyan filozoflar mı?
Bugün Filistin de Suriye'de doğu Türkistan da yaşananları görmeyen
Kör gözlü filozof veya düşünce sistemimi
Güldürmeyin beni
Hiç güleceğim yok
Birazda karnım tok
Sizin için dünyadan ötesi yok
Yabani stok avcıları
Avrat pazarında avrat alarak tecavüz edenler
Osmanlıya ecdadıma harem kurarak gününü
Gün ettiğini dizilerde yalan dolan yazanlar mı?
Ecdadım hangi güne evinde koltuğunda rahat oturdu
Feryat ve zulüm eden o kendini filozof sana kılıksızların
Zulmü altına inleyenlere yardıma koşmaktan
Ne zaman koltuğunda rahat oturdu
Güldürtmeyin beni
Her zaman balans ayarı ile ayar yapılanlar
Çamura saplanarak yeniden doğrulmadan
Pisliğe batanlar
Sorular için mi felsefe
Felsefe için mi soru
Sorumsuzluk için mi felsefe yaptılar bilinmez
Yaptıkları ortada görmedim de denilmez.
İşte felsefe veya düşünce akımı
Birleştirici felsefe veya düşünce der isen gönül adamı dersen
Ahmet Yesevi'miz
Mevlana'mız gönül dostu düşüncesi ile gönülleri saran
Yunus Emre'miz
Hacı Bektaşi velimiz
Pir Sultan abdalımız ve diğerleri
Eline değil yanına yaklaşarak hava alamazsınız

Mehmet Aluç

Felsefeye Devam. Gerçek bir felsefeden bütün bir dünya görünür savı. İslam ile bütün olmayan Dünyayı göstermeyen felsefe, felsefe değildir.



İslam dini ile felsefeyi ele alırsak tabi önce İslami düşünce önemlidir, felsefi düşünce arkasında gelendir. İslam dini var ise felsefeye gerek yoktur çünkü İslam dini düşünce olarak felsefeden daha kuvvetli ve Vahiy Makamıdır. Allah c.c. gelen, insan düşüncesi üstün olamaz olması da mümkün değildir. Ben genel anlamda yani düşünce anlamında dini araya katmayanlar için söylüyorum. Gerçek bir felsefeden bütün bir dünya görünür derlerse çok zordur hatta mümkün değildir. İslam ile bütün olmayan Dünyayı göstermeyen felsefe, felsefe değildir.

İnsanoğlu, yaşadığı dünya âleminde düşüncelerini görüşlerini dinden almaz ise, normal felsefe yolu ile elde ederler. Kimileri buna renkli bir kılıf uydurarak felsefi dünya görüşü olan bu görüşle adımlarını atan bir insan kendi aklına mantığına çok fazla güvenme cesaretini göstermektedir diyerek insanları kendi değişken durağan olmayan fikri ile yanlış yola saptırmaktadır. Şüpheci olmadan, araştırmadan bilginin kaynağı var mı yok mu bilgisine ulaşılmadan, kişi kendi fikri düşüncesini veya felsefi düşünceleri temel alırsa yanılır, yolda kalır, ama yanına İslam'ı alır onunla tahlil ederse hiç yanılmaz ve yolda kalmazsın.


Bu konuda alıntı yapacağım bu sözler ile bana hak vereceksiniz:


(1)Felsefe, görülenden yola çıkarak, varlığın, yaşamın, yaşam içinde insanın yerinin ve davranış kökeninin tespit edilebilmesi çalışmalarını yapar. Bilgiye, görgüye, kültüre, ilme dayanır yani zahirde mevcut beş duyuyla algılanan verilere dayanır. Din ile felsefe arasındaki en önemli fark şudur:
Felsefe, görülenden yola çıkarak, varlığın, yaşamın, yaşam içinde insanın yerinin ve davranış kökeninin tespit edilebilmesi çalışmalarını yapar. Bilgiye, görgüye, kültüre, ilme dayanır yani zahirde mevcut beş duyuyla algılanan verilere dayanır.
Din ise görülmeyenden yola çıkarak, görülmeyenin verilerine dayanarak görülenlerin deşifre edilmesi sistemine dayanır. Zira dini vahiy esasına dayanarak bildiren Resulullah’tır!
Allah Resulü normal göz ile beş duyu ile algılanamayan bir biçimde algıladıklarını esas alarak, onlara dayalı bir biçimde görülenleri deşifre edip değerlendirme sistemini getirmiştir. Bu ikisi arasında uçurum vardır; çünkü gördüklerin, göremediklerin yanında nedir?
Bir hiç! Sonsuzda bir hiç!
Bu yüzdendir ki felsefe her halükârda yanılmaya mahkûmdur.
Gördüğüne göre bir sonuç çıkaracak; ama göremediği bir başka esasın yanında o sonuç değerini yitirecek hiç olacak.
Buna karşılık din görülmeyen gerçekleri de esas alan bir biçimde varlığı değerlendirme yoluna gidecek; bunun neticesinde gerçek değerler idrak edilebilecektir. Onun içindir ki felsefe eldeki mevcut bilgilere dayalı bir sistemdir; değerleri de ele geçenlere GÖRE dir; yani izafidir!

Din (sistem) ise başlangıçta kolaylıkla kavranamayacağı için, imana dayalı bir sistemdir... Ama yanlış anlamayalım, din imana dayalı bir sistemdir derken, burada imanla iş biter anlamında kilitlenmeyelim!
İmandan gaye ameldir!
Bir şeyler yapmaktır! Bir şeyler yapmak için de önce onun yapılmasına iman etmek lâzımdır.
İman etmek görülmeyene olur; görülen şeye iman olmaz! Gördüğün bir şey için, iman ediyor musun, denmez. Zaten onu görüyorsun, bu yüzden burada iman söz konusu olamaz.
İman görülmeyene olur. Görülmeyene iman etmek suretiyle, o görülmeyenin yapısal özelliklerine, yapısına, tarzına, sistemine, şekline göre gerektiği gibi fiiller ortaya konulur. Yani, görülemeyen gerçeklere dayalı bir şekilde çalışmalar yaparak, varlığın sırrına, aslına, orijinine ermektir din.
Felsefe ise eldeki mevcut verileri değerlendirmek suretiyle varlığın yapısını ve sistemini çözmeye çalışmayı ve bunların içinde insanın yerini tespit etmeyi hedef almıştır.
Felsefe ile din arasındaki farkın muazzamlığı apaçık ortada değil mi?
Beş milyon veya beş milyar ile sonsuz arasındaki fark ne ise; felsefe ile din arasındaki farkta budur işte!
Felsefede çeşitli bilgileri alıp değerlendirmek suretiyle belli bir dünya görüşüne sahip olabilir; bununla beraber dilediğin gibi yaşayabilirsin...
Buna karşılık dinde ise, bir takım çalışmalar yapma zorunluluğu söz konusudur; bu zorunluluğu ise idrakin veya imanın oluşturur.
Çünkü Din sana diyor ki...
Gelecekte senin için şöyle şöyle bir yaşam söz konusu...
Bu yaşamın üzüntü ve sıkıntılarından kurtulmak; güzelliklerini yaşamak istiyorsan, bunun için şu tarz çalışmalar ve davranışlar ortaya koymak zorundasın! Aksi takdirde o hedefe ulaşabilmen mümkün değildir!
Evet, Din bunu söylüyor!
Öyle ise dinde esas mesele, "iman" edilen konularda yapılması gereken çalışmalardır... Yani, imandan öte, esas olay, inancın sonucu olan ameldir, yani fiillerdir...
Zira sadece "iman ettim" demek yeterli olmayıp; önemli olan, o imana dayalı hususlarda belli fiilleri ortaya koymaktır!(1).
Devam edecektir.
Mehmet Aluç
Kaynak:

1- http://www.allahvesistemi.org/ahmedhulusidekavramlar/D/dinilefelsefearasindaki.htm

Felsefe yapmaya devam. Özgür düşünce ortamını sağlayan felsefi düşünceye kim hayır diyebilir?



Düşünce alanını ve dil söylemlerini düzelterek akılcı birleştirici faaliyet alanı olan bir felsefe ile olmadıktan(düşünce yapısı) sonra hayat zaten kısır bir döngü yaşantıdan öteye gidemeyecektir, O nedenle kısır bir düşünce dilden çıkmamalı,Felsefe yani düşünce alanında düşünür ve konuşurken çok dikkatli olmalıyız ,aman boş ver ağzımızdan çıktı nasıl olsa savı ile bu düşüncelerimiz pek güçlü ve yıkıcı olamaz dememek gerekir,anında düzeltmek gerekir. 

Bugün hayatımızın her alanında toplumsal yaşama , toplumsal yaşamdaki çeşitliliğe sahip çıkarak, yabancılaşmış bireylerin düşüncelerinden uzak tutmalıyız, bize özgür düşünce veren Felsefe alanımızı.Kendi kısır döngü dünyasına kendi eli ile hapsolmuş ,dar düşünce yapısı ile hareket edenleri de kucaklayarak aramıza alarak yolumuza devam etmeliyiz.Yoksa herkes kendi fikrince hareket ederse, birlik beraberliği sağlayan bu düşünce akımında uzaklaşırsak Özgürlük adına herkesin tek başına felsefe yapmasını beklemek de doğru olmaz. 

Felsefe yani düşünce alanındaki sınırlarımız çok önemlidir,insanların sınırlarına müdahale etmeden her felsefe,düşünce zararsız bir felsefedir. Özgür düşünce ortamının sağlayan felsefi düşünceye kim hayır diyebilir, fikirsiz'lerden başka?Kim istemez toplumun ekonomik alanda dünyada en iyi durumunun iyi olması kim istemez?Zengin bir  coğrafyada yaşayan kültürel birikime sahip  olan insanların el ele olması kim istemez?Tabi fikirsiz'lerden başkası istemez!Devam edeceğiz.Selam ve dua ile...

Mehmet Aluç

Düşünce ve fikir atmosferi olan Felsefe dildeki o kıvraklık ile gönülden sevmeyi yakalattıramayan dilsiz felsefe ne işe yarar?




Birleştirici eyleme dayanan felsefe'ye (Düşünce, bilgelik,sevgi...kapısına) söz söylemeye hacet var mıdır? Eylem, felsefeyle insanın boş vaktinde can sıkıntısını gidermedikten sonra, ne diye felsefenin kapısı tıklatılır ki veya önüne kapı yapılır ki acaba? İçeriye girmek içindir tabi ki. İçeriye girilmedikten sonra duvar örelim önüne gitsin! Felsefe düşünceleri eyleme uygulamaya dönüştürmedikten sonra felsefenin adı neden felsefedir? Felsefe ruhu kalıba sokarmış, Ruhu gören var mıdır ki veya ruh dediğimiz kalıpsız mıdır ki kalıba sokmaya çalışıyor felsefe? Kalıpsız sorularla kafa karıştıracağına, kalıbı ile sorulara cevap olsun yeter! Yaşamı düzenlermiş felsefe hangi yaşamı, görünmeyeni kalıba sokmak için -Ruhu kalıba sokmak için- uğraşacağına yaşamı felç edenlerin, düşünce yapılarını belirli bir kalıba sokun, o düşünceler tehlikeli sularda yüzmesin, mikrop kapmasın, mikrobunu ülkemize bulaştırmasın.
                        Felsefenin toplantı salonuna uğramak.
İnsanın boş vaktinde "Felsefe denilen bilgiyi arayanların bir araya geldiği toplantı salonu diyelim" felsefe can sıkıntısını, canını sıkan düşünceleri kafasında silmedikden sonra boş olmayan vaktimde ben ne diye felsefenin toplantı salonuna uğrayayım, vaktimi değerli kılmak için sorular sorayım yani, hani kani? Sorularıma sorularla cevap veren, cevaplara da sorularla tekrar cevap veren olmalı ki, vurgulanmak istenilen aranan ne ise insan aramaya başlamadan önüne sunulsun... Şimdi Terör ülkeyi yakıp yıkıyor, nerede bu Felsefe ile okulda insanları eğitenler ve ya nerede felsefe ile kendisini aydın sananlar, koşun ülkede yangın var, cevaplara cevap, cevaplara soru sunun, yargılamadan ey medyanın düşkünleri insanlığınızı hatırlayın, mutluluk sizin istediğiniz saatte gelecek, sizin istediğiniz yolda gelecek savlarını bırakın önce fikrinizdeki edepsizliği yıkayın felsefe ile bilgelik ile peki bilgelik nerede, kime göre bilgelik? Ey nifak tohumu sahipleri zaman sizin istediğiniz zaman kavga son bulur savı ile olanlar, size göre barışın uygun vaktin henüz gelmemiş ya da artık geçmiş olduğunu söyleyen sizlere göre mi barışın vakti veya kavganın vakti? Okuduğunuz Üniversitede hocalar ders verirken arkanızdaki o malum kıçınızla mı dinliyordunuz dersi? Hani hocanız anlatırken sen gururla bu felsefe, evet bu felsefe ile insanı mutluluğa taşıyan bir etkinlik ile insanların mutlu olmasını sağlayacağım der iken, burs paralarını abur cubur yerken, bugün fikrindeki nefreti içine yerleştirmek için mi okudun onca üniversiteyi ve sınıfları dersleri? Yoksa aman onlar geldi geçti farazi idi İhtiyarlar, gençlere göre felsefeyle daha çok ilgilenirler, benim yaşım genç hele ihtiyar olayım diye mi bekliyorsun? Hani hocanız Felsefe, insana, hayatının tüm dönemlerini aynı anda duygu ve mutlulukları yaşayabilmesine fırsat verir derken, sende gülümsemiş, insanların gülümsemesi için çalışacağını söylemiştin, yoksa köprüyü geçinceye kadar mıydı insanlığın? Felsefe akıl ve mantığa dayalıdır diyorsun, sendeki, akıla göre ise kalsın!


Bilgelik ile peki bilgelik nerede, kime göre bilgelik? Bilgelik insan fikrine göre ise yanlış yaşadıklarımız vahşet ortada! Öyle ise bilgelik "İslam " ile olmadıktan sonra, insanın hem dünya hem ahiret mutluluğunu sağlamadıktan sonra, insan, insanın malı canı namusu katl edilmez haramdır, diyen bir kılavuzu yoksa Felsefe denilen o bilgelik gölgede kalmaya saklanmaya mahkûmdur, ya da samimi düşüncelerini dansöz gibi kıvırtmaya ayarlayanlar yok olmadıkça, onların yerine ayarlamayan insanların yeryüzünde yaşadığı zaman geldiğinde hem felsefe İslam ile rahat nefes alacak, hem de ön arka, yan alt üst birikim olan felsefe, insan, İslam üçlüsü yeni fikir icatları ile insanlığın mutluluğu için çalışacak, insanın doğasında felsefe var derken,  ondan sonra herkes felsefe yapamaz denilmeyecek.

Düşünce ve fikir atmosferi ve dildeki o kıvrak gönülden sevmeyi yakalattırmayan dilsiz felsefe ne işe yarar?  Kişi fikrine göre kalıba sokulan,  kısır bir faaliyet alanı olan bir felsefe kısır bir yaşantının içinde kaldığı sürece, kısır olan bir düşünce ve dilden gönülden sevmenin kapısı açılabilinir mi? İslam ile kucaklaşmak için yoldaki cevapsız saçma cevaplara cevap olabilir mi felsefe, acaba? Bugün toplumsal yaşam alanında, insanlar katl ediliyorsa felsefe denilen "düşünce kapısını" kapalı tutmaktan ziyade, fikirsizlik batağına yatırdığımız için, insan değeri hiçe sayılarak bu kadar insan nefret ile gezerken, insan canı değersiz sayılıyor. 

Kendi dünyasına birilerince hapsolmuş, kısır bir alanda hareket eden insan ve Felsefe.


Yaşamdaki düşünce çeşitliliğine yabancılaşmış seçilmişler hala inatla her şeyin sorumlusunun Cumhur Başkanın olduğunu, kör fikri ile görürken, olayın baş mimarı olan insanlar neden görmüyor acaba? Kendi dünyasına birilerince hapsolmuş, dar kısır bir alanda hareket eden insandan felsefe "temiz düşünce diyelim, sevgi kapısı diyelim, birleştirici unsur diyelim" nin bunları yapması yapmasını beklemek pek doğruda olmaz, felsefe sunar ve seni ışığı ile yola çıkarır yola benimle devam et der, demez ki yarı yolda beni uçuruma at, fikirsiz fikirlerle yola devam et. Bu tip nefreti kendine kılavuz edenlerin insanın kafasındaki kavramlar düşünceler, halüsinasyonlar tıpkı yaşamı gibi çok sınırlıdır, sanki herkes kendine ait yaşamı elinde alacakmış savı ile önüne geleni yıkan kişileri, aydınların felsefe okuyanların, Felsefeyi İslam ile buluşturmadıkları için bu katliamlar daha çok sürecek ve bu vebalin altından kalkamayacağız. Özgür düşünce ortamı yok diye, sen basın özgürlüğü ile her istediğini yapacağın savı ile olman senin edepsizliğin ve insanların özel hayatına müdahale et , sonrasında özgür düşünce yok diye yaygara ve cazgırlık yap, özgür düşünce diyerek yaptığın özgürsüzlük kokan çirkeflik adı altında neler yaptığını herkes biliyor!
Mehmet Aluç


31 Ağustos 2015 Pazartesi

Şehidim Ölürken Cennet Kokusu Geliyor




Şehidim ölürken önünde arkasında gerisinde cennet kokusu geliyor
Vicdansız zalim ölürken yanına yaklaşan yok çünkü leş kokuyor
Ses soluk çıkmayanda nefret kokusu geliyor dünya tatlımı geliyor
Ölüm gelince tatlı olan alınınca, ecel tırnaklarıyla acısı az geliyor


Kangren nefretin peşinden hep geliyor cehennem sana az geliyor
Gafletin gölge gibi peşinde inkâr etme yalan söylemek sana kolay geliyor
Yaraların leş kokuyor dünya sana dar mı geliyor bir karış mezar var
Sökemezsin o leş kokuyu teninde vicdanın yok o yüzden leşlik sana oluyor yar



Azrail cellât olmuş son dakikanı bekliyor
Sanma vaktin çok, çok azap kazanman için dakika sayıyor
Mezarcı hazırlamış kazıkları ayakları ile bekliyor
Duyduğun ayak ve dayak kıyamet sesi değil
Cehennem kahkahası ile kucak açmış seni bekliyor

Mehmet Aluç

Unutma...




Ülkem de sessiz bir feryat var,
 gökyüzüne yükselirken gökyüzünü parçalayan
Dağlar taşlar nefret ile yıkılırken,
 insanlar ölüyor yürekleri parçalayan
Nedir bu savaşlar yazık değil mi bu canlara,
ey gözleri kör olan görmez
Unutma mağdur ettiğin kişinin canını yaktığında,
 senin için sonun başlangıcı başlar

Avuçlar kalktı şemaya şehit duası ile ahiret bizim olsun yeter
Dünya ise nefret peşinde nefsi peşinde koşanlara olsun balayı
 Balayının sonunda var muhteşem cehennemde ateşten kızarma halayı
Unutma mağdur ettiğin kişinin canını yaktığında,
 senin için sonun başlangıcı başlar

Mehmet Aluç

Açık Oturum Da Ana Baba Muhalefet Adaptasyon Motivasyon Sorunu-2


-Sayın bahçesiz siz misiniz alo!
-Buyurun Hüsamettin kılıçsız oğlu benim...
-Sayın bahçesiz son oturumdan bu yana etrafta hiç bir kıpırdanma yok, sizin tarafta var mı bir hareketlilik?
-Bazı homurdanmalar var ama şimdilik öyle önemsenecek bir durum yok.
-Ben teşkilata algılamalarımız da yanlışlık olabilir veya danışmanların yanlış algılamalar bizi yanlışlığa itmiş olabilir açıklamasında bulundum, eğer böyle bir durum var ise hemen görevlerine son veririz diye bir konuşma yaptım, gerekli olur diye basın toplantısı içinde hazırladım, eğer tabandan çatlaklar veya basından, gerçi basın bizimle ses çıkmaz, vatandaşlardan ses çıkarsa bu açıklamayı okuyacağım, zaten onlar böyle süslü sözleri pek anlamaz hatta anlaşılmaz konuşmalardan hiç anlamazlar zaten, algılama derken, onlar algılayana kadar unutulur gider bu açık oturumun hezimeti.
-Güzel fikirmiş Hüsamettin kardeşim, bizim teşkilat bunları hemen anlar, onlara seçici olurken yanıldığımız evet evet, seçici olurken yanıldığımızı açıklarsam onlarında sesi kesilir, yoksa bizi toza dumana katarlar, tıpkı Meslektaşımız, Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller hanımefendi gibi bizi siler süpürürlerse, bir daha milletvekili değil, milletvekili çaycısı dahi olamayız.
-Aman bahçesiz kardeşim, ağzından yel alsın, yüreğime korku salma.
-Ben seçenek olarak sundum, gerekirse karşılıklı açıklama yaparız, birlik içinde olduğumuzu, beş tepede o sevmediğimiz, ama halkın bağrına bastığına karşı nefretimiz olmadığını fikrimizi söyleriz.
-Sayın bahçesiz kardeşim o zamanda sizin fikriniz yok muydu, fikirsiz miydiniz derlerse? Aman boş ver, bizde seçici olurken çok elit davrandık, yanıldık hatta danışmanların hatası der çıkarız takma kafanı, haydi şimdi toplantıya gidiyorum, akşama teşkilattaki arkadaşlarla yemeğimiz var, sende aynı taktiği uygula, bol yedir sesleri kesilir.
-Aman Hüsamettin meslektaşım telefonda böyle konuşma paralel'in biliyorsun.
-Korkma onlarda olacak yemekte...
-Ben pek huzurlu değilim, galiba yaptığımız çok yanlış...
-Biz mecliste neyiz kuzum?
-Neyiz?
-Muhalefet partileri değil miyiz?
-Evet, ama bu her şeye muhal...
-Kafanı takma, görevimizi yapıyoruz, bize bu ismi kim verdi ise hata suç onun yani. Bize ana destek partisi ismini verdilerde, biz mi destek olmadık sayın meslektaşım?
-Diyorsun? Ben yinede hükümete destek vermediğim için pişmanlı...
-Dedim bile sen rahat ol... Hem o spikerin benliğini kıskançlığın mekanizması ile sarılmış açıklamasını da yaptık mı her şey tas tamam olur. Birde sonuna kısır döngü içinde kalmış sabit olmayan kin nefret aksiyon rüzgârına da kapılmış dersek oh ne ala korkma, muhalefetliğe devam.
-Yok, bence fevri davrandık, ama olan oldu, ölüyü fazla yıkarsan osurur derler, o nedenle zamana bırakalım, tabanımız yanlış derse, onlara uymaya devam edeceğim artık.
-Sakın ha Alo Alo hat kesildi.
Mehmet Aluç


Fikirsizliğinle Gönülleri Eyledin Karanlık



 Hak hak dedin dilinden düşürmedin
Hakkın yanına batılı utanmadan ekledin
İnsan hakkı dedin yola çıktın
Kendi arzularını utanmadan öne çıkardın
Dedin gönüller olsun apaydın
Fikirsizliğinle gönülleri eyledin karanlık
Senin istediklerin önemliydi
Bu öneminle insanlığın çöktü
Günahını kuldan sakladın
Allah(c.c.) biliyor işte onu unuttun yanıldın
Kendini günahını gizledin paklandın sandın
İki adım atmadan yalanın çıktı meydana yandın
Bilmem fikirsizlerin fikrine nasıl kandın
İnsanlığını vicdanını nasıl oldu sattın
Nefret kini biriktirdin çekmecede
Utanmaz niyetin seni nefret kini ekmede
Allah(c.c.) merhametle kullarını var eden
Zalimlik yapan kullarını cehennemde kızartıp nar eden
İman ile olan kulunu Allah c.c.nuru ile kul eden
İman etmeyen kulunu azabı ile yok eden
Sende kalmamış insanlık değer
Derdin kasanı doldurmakmış meğer
İnsanlar bu fikrini bilmezmiş meğer
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç