Bu Blogda Ara

30 Temmuz 2015 Perşembe

Matemde Kalmış Gibi Durma Silkelen


Aşk ile iman etmek, gönülde hiç saklanmaz
Saklamak, insanlığın bilgisine fayda sağlamaz
Her adımında sözünde davranışında, belli olur
Onunla yaşayan ve yaşatan, mutlu mesut olur

Saklanırsa gönülde, gönüle hayata zevk vermez
Gerçek manada o kapıdan içeriye girilip, alınan fayda etmez
İcraata dönmez ise gerçek olmaz, asılsız kalır deva vermez
Onunla yaşayan ve yaşatan, mutlu mesut olur

Ezelden söz verdik aşk ile gönülden, ne çabuk unuttun
Gökler yoktu belki altındaydı demedin mi, Elestü bi-Rabbiküm
Muhkem dur ayaklarınla gönlünle, sana kudret verdi Kudret sahibi, oldun üstün
Matemde kalmış gibi durma, silkelen dereyi görmeden de verme, peşin hüküm

Saklama, saklarsan sana fayda ile vefa vermez, imanın merhameti aşkı ile yürü
Bağlılığın zora girer, göstermek gerekir, düşme kendinle kara savaşa, elinde olsun hoşgörü
Kendinde görmen lazım, özüne layık mı, sen ona layık mısın diye, kabul eden olduğun bilinmeli
Matemde kalmış gibi durma, silkelen dereyi görmeden de verme, peşin hüküm

Anla bil bakalım hayat bilmecemidir değimlidir
Yoksa kusurları görünce söylemeden silmece midir?
Bugünkü kazandığın tavuk yarınki komşunun kazdan iyidir
Yüce Allah âlemde her şeye kadirdir
Unutma sakın kuşkulu uykuda her zaman evin bekçisidir



Kul Mehmet’im, sen var bildiğine saklama kabul eden ol, ol vasıl
Paylaş iman ile aşkını, kendinle içinde konuşma, fısıl fısıl
Paylaş, söyle bakalım o zaman, bunların tadı rengi nasıl
Matemde kalmış gibi durma, silkelen dereyi görmeden de verme, peşin hüküm
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)





Emek = Alın Teri = Helal Kazanmak = Helal Yemek-1



Alın teri emek harcamayan emeğin hakkını inan hiç veremez
Emeğin hakkını veremeyen insanların gerçek hakkını veremez
İnsanların hakkını vermeyen ülkenin hakkını inan veremez
Zaten bunların hakkını veremeyen hepsi alır da kendi yer gülemez

Alın teri harcamayan emek harcamayan helal olanı hiç yemez
Helali yemeyen olana alışık olmayan haramı yer hiç doymaz
Hiç doymayana ülkeyi verin yer daha yok mu der önüne hiç bakmaz
Önüne bakmayarak insanları görmeyen ter emek onlar nedir der

Emek demek ter demek ter demek helal kazanıp da helal yemek demek
Yan gelip yatmak ne demek çalışmadan kazanıp yan üstü gelip yemek
Yan gelip yatmak ne demek emek harcamadan faizle kazanıp yemek
Faizle kazanmak insanları soymak cehenneme düşmek yanmak demek

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Aşkın Yolu Gönlün Kapısını Açmakla Başlar

                                 


Karanlık sokağın başında karanlık düşüncelerle gezen kulun gönlüne aşk düşerse, dünyası ile sokaklar aydınlanır, gönlü kuş olur âlemi uçarak gezer. Bir mum gibi yanar etrafına da ışık saçar. Hayran kalır aşk'a, aşk ona hayran olur, kullar ondaki aşkı bilemez, ona deli der güler geçer gider. Şeytan da olmayan bir hal ve bundan dolayı insanı kıskanır, onu da kendi halinde olmasını ister, çabalar durur. Yüce Allah’ın gönüle yerleştirdiği bir güzelliktir. Kalplerimiz aşk mührünü vurdu ve kulu âleme gönderdi, kapısını açması için de kadını yarattı, yanına gönderdi.

Ama bu aşk yüce Allah’ı unutarak, sadece sevdiğimiz kadını aşk ile sevmesi olmaz, o zaman değerini yitirir gider. Aşkın yolu gönlün kapısını açmakla başlar, sanki daha önce gördüm seni sözleri sevinci ile devam eder gider. Görmesin o göz üzüm karası gözleri, selvi boyluyu, salınarak yürüyeni, o zaman dünya ayağının altından kayar gider…
sen gönlümde beni seviyor iken
ben seni gönlümde seviyor iken
söyle sene ey üzüm gözlüm selvi boylum
kim alır seni benden gönlümde isen
ben senin gönlünde isem beni senden kim koparır
kim koparır beni senden
sen bana gülümser isen
ben seni candan sever isem
ayrılığa kapımızı kapatmış iken
aşkın sahilinde gezer iken el ele
ölümden başka ne ayıra bilir ki bizi

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


Emek = Alın Teri = Helal Kazanmak = Helal Yemek -1-




Alın teri emek harcamayan emeğin hakkını inan hiç veremez
Emeğin hakkını veremeyen insanların gerçek hakkını veremez
İnsanların hakkını vermeyen ülkenin hakkını inan veremez
Zaten bunların hakkını veremeyen hepsi alır da kendi yer gülemez

Alın teri harcamayan emek harcamayan helal olanı hiç yemez
Helali yemeyen olana alışık olmayan haramı yer hiç doymaz
Hiç doymayana ülkeyi verin yer daha yok mu der önüne hiç bakmaz
Önüne bakmayarak insanları görmeyen ter emek onlar nedir der

Emek demek ter demek ter demek helal kazanıp da helal yemek demek
Yan gelip yatmak ne demek çalışmadan kazanıp yan üstü gelip yemek
Yan gelip yatmak ne demek emek harcamadan faizle kazanıp yemek
Faizle kazanmak insanları soymak cehenneme düşmek yanmak demek
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


Sen ağlama Filistinli küçük kız -2-




Sen ağlama Filistinli küçük kız
İçten selamını aldım götürüyorum
Sana söyleyecek kelamım şimdi yok
Gözündeki gönlündeki İmanın özünü de alıyorum
Gönlüme yerleştiriyorum artık gönül gönüleyiz
Filistinli küçük kız
Ağlaman yüreğimi yakıyor
Gözyaşlarını umutlarınla silmek isterdim ama şimdi sadece…
Sen sensin aslında yüreğinle
Ama ben ben değilim aslında
Aldılar beni benden almayın diyemedim direnemedim
Koşamadım senin hayallerin çalınırken
Biliyorum hayallerin hiç senin olmadı
Uzaktan bakışındaki masumluğunla baktın
Uzattın elini kırdılar
Kırmayın diyemedim
Karışmayın sözünü söyleyemedim
Ben geleceğim gelmezsem
Seni mutlu edecek geleceğinle selam göndereceğim
Hatta yüreğine kocaman bir gülümseme göndereceğim

Senin gençlik yüreğinde olmak ve yaşamak için
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Atışma (Ne olacak bu ümmetin hali)

 
           
Gel seninle atışalım
Doğru yolda buluşalım
Yalanla gerçeği ayrıştıralım
Hoş geldin atışmaya

Selam verdim geldim işte
Derdin var ilk görünüşte
Ah çekersin bir nefeste
Hoş geldin sende atışmaya

Hangi derdimizi söyleyeyim
Çare yanımızda mı bilelim
Uzak illere mi gideyim
Ne olacak bu ümmetin hali

Bölünmüşüz paramparça
Önüne gelen atar fırça
Ben söylerim sen anladıkça
Her şeyin derdi Yüce nur Kuran
Her şeyin devası nur sünnet

Evlerimizde duvar da asılı
Ölen olursa kapağı açılı
Halimiz ağır yaralı
Ne olacak bu ümmetin hali

Az olmalı delikanlı
Sonrasında ağır başlı
Gidişimiz çift taraflı
Yüreğimizde Allah sevgisi eksik

Söyledikçe kimse duymaz
Duyan olsa hiç uymaz
Allah sevgisi kula uymaz
Ne olacak bu ümmetin hali


Yıkılmalı şüphenin kiri
Arkasında parçalamalı gafletin zinciri
Kuran Sünnet olmalı kalbimizin gülü
Her şeyin derdi Yüce nur Kuran
Her şeyin devası nur sünnet

Gaflet dediğin gök kubbe gibi gönülde
Yıkmak için gerekli güçlü sevgi
Hani nerde kullarda gerçek bilgi
Ne olacak bu ümmetin hali

Gönül kapısıdır iman
Adaletin başıdır iman
Kula lazımdır ilim irfan
İmanla yıkanmalı vicdan
Ümmetiz demeliyiz hep bir ağızdan

Ağız dersen küfür dolu
Gönül dersen dünya malı dolu
İman için yer yok dolu sağı solu
Ne olacak bu ümmetin hali

Cenneti kazanılmaz bedavadan
Salih amel yoksa çık sen durma yoldan
Birbirimizi sevmeliyiz her iki koldan candan
Ümmetiz demeliyiz hep bir gönülden ağızdan

Yollarımız diken dolu
Yollar desen karışık değil hayat yolu
Yüreklerim ise acı dolu
Ne olacak bu ümmetin hali

Kur’an sünnet ile yollar durulur
Merhametle acılar gözyaşlarına çare bulunur
Kul Kur’an Sünnet ile aslına döner umulur
İşte birlik beraberlikle cümle ateşler söner
Kul Kur’an Sünnet ile aslına döner

Dönmeye adım atacak halimiz yüzümüz yok
Nefret kin zan gönülde birikmiş çok
Helal kazanmayız helale karnımız tok
Nasıl vicdanın kapısı açılacak
Nasıl Kur’an Sünnet gönülde olacak stok

Bize lazım az biraz gayret
Ondan sonra sen gel sabret
Kur’an Sünnetle yaşa kalırsın hayret
Arkasında zaten gelir gayret
 Yüce Allah’a Kuran Sünnet’e vardır hasret
İnsanları vuslat kapısına getirmek gerek

Teslim olmak lazım dersin
Vecde dalmak gerekir eksik dersin
Namaz kılmak gerekir dersin
Biz bunlardan uzağız nasıl gelirler dersin

Önce yıkılmalı şuursuz çaba
Söylemlerimiz ise çok kaba
Merhametli olmak için eylemeli çaba
Anlatılmalı İslam önce akrabaya
Herkese gülümseyerek diyelim merhaba
Az gayretle edelim çaba

Çaba dersin onlar yaba anlar
Birbirine güvenmez cümle canlar
Etrafımızda Siyonistler nefret sağarlar
Birbirine güvenmez insanlar
Söyle şimdi ne olacak bu ümmetin hali

Yılanın başını ezmek gerek
Bunun için beraberlikle hak yolda yürüyerek
Fikrimiz zikrim hak olmalı müşterek
Sözler olmamalı zehir zemberek
Bize İslam ruhu gerek
Bunu da Kur’an sünnette var varırız inceleyerek
Buda olmazsa yatakta geberek
Fazla söz söyleme yeter haydi gidek

Çok güzel söyledin kardeşim
Önce insan sonra kul olmak gerek
Hayatı yaşamalıyız bilerek
Merhametle gülümseyerek
Gönülleri birleştirerek
İyiyi kötüyü ayırt ederek
Şeytana da birliktelikle azap gerek
Haydi, gidelim uzun yol var yola yolcu gerek
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)





Olgular Dayatmalar Bizleri Öyle Bir Hale Getirdi Ki Bizi, Sadece Onların Dediklerini Yaptıklarını Benimser Hale Gelmişiz…

imge
İnanmak çok güzeldir, hele iman eden olmak daha da güzeldir, ama neye inanmak veya neye iman etmek işte asıl mesele budur. Yaşadığın hayatına ve onu sana dayatmalar ile boş vaatler ile sana sunulana inana bilirsin veya bu yaşadığına dinde diyebilirsin, nefsine inanabilirsin, dayatmalara inanabilirsin ama iman etmeye gelince, Yüce Allah ‘a Kitabına nur peygamberine iman etmek yerine aşka bir şeye iman edersen o zaman-buna iman etmek değil ,iman etmemek,imansız yaşamak– yanlış yoldasın uçuruma koşuyorsun hatta cehenneme uçarak gidiyorsun
 
Eğer kalbini veya gönül kapını Yüce Allah’a Nur Resule açmadı isen, yön olarak o yönü seçmedin ve yürümüyor isen nereye açarsan aç boştur ve geçersizdir. İşte buna inanmak ve iman etmek güzeldir. Bundan gayrisi şeytan ve nefis ve zalim peşinde gitmek ona inanmak ve sonunda hüsranı yaşamaktır.”İyi” ve Kötüyü” bize anlatacak olan gösterecek olan çok önemlidir. Sen Nur Kuran ve Sünnet ile bakmazsan yanılırsın niye mi, beşeriz şaşarız bugün beyaz dediğimize yarın kirli beyaz, karamış beyaz yok, yok yok bu siyah beyaz değil karasız aklını bir yere gerçek olana sabitlemeyen insanın o anlık sözüne itibar edilmez ve güvenilmezhem insan ölümlü değil mi? Ölümsüz olan var iken ölümlü olanın fikri ile yaşamakta nedir?

Olgular dayatmalar bizleri öyle bir hale getirdi ki bizi, sadece onların dediklerini yaptıklarını benimser hale gelmişiz ki, onların çizdiklerinden başka bir şey yapamaz ve onlarsız mutlu olamıyoruz. Dinmiş! İhlâs’mış! İbadetmiş bizim için basit bir isim olmaktan öteye geçmeyen terimler olarak kaldı. Zulüm varmış aman rahat duralardı veya Siyonizm’in uşaklarının etiketlediği dinsiz imansızların önüne bir -İslam-terimi koyarak ortaya çıkardığı zalimleri dinle alakaları varmış gibi lanse ederek o güzelim nur-cihat-kelimesini zulmün önüne yamayarak insanları katl edenleri dinde varmış gibi lanse ederek vahşice insan katl etmeleri ile İslâmı karalamalarına inanarak o güzelim Mukaddes dini karalamalarına seyirci bırakmaları ve bizimde inanmamız bizim için zulüm ve onlara köle olarak kalmamıza sebebiyet vermektedir, Yazıklar olsun bize ki önümüzde Nur Kuran Nur saçan nur kokan Peygamberin (S.A.V.) sünneti var iken dinsiz imansızların sözüne itibar ediyoruz. Aklımız, izanımız adımlarımız Nur Kur’an ve sünnete doğru değilse yanlış yoldayız yanlışı yaşıyoruz! Rabbim hakkımızda hayırlısını nasip etsin kardeşim, selam ve dua ile kalın muhabbetle kucaklarım kardeşimi.
 
Sen ağlama küçük kız zalim olanlar özgürlüğünü yarınını aldılar seni bıraktılar
Ya peki ben ne yaptım senin yarını almalarına göz yumdum
Beni benden alıp koparmalarına göz yumdum ağlayamadım sessiz kaldım
Sen ağla küçük kız sesini bir duyan insan çıkar belki senin gibi ağlayan
Ağla gözyaşlarınla zalimi boğ küçük masum kız belki ben gözyaşlarınla dirilirim
Belki sen sancılara son vereceksin ağlama küçük kız dayanamam ağlama kahr olurum
Sileyim gözyaşların gel kucağıma ağlama sen dur ben senin yerine ağlayarak ayağa kalkayım
Silkeleneyim bana o gözlerindeki umuttan ver küçük kız
Gözlerin gibi doğan güneşi ver gözlerime küçük kız 
sen ağlama dayanamam kahr olurum
Ölürüm desem de ölemem, ölüm bundan daha beter olur, sana sahip çıkamadığım için
Ölüm azap değil tarifi mümkün olmayan demektir sana sahip çıkamadığım için
Haydi, tut ellerimde al götür beni düşlerinin ülkesine
Sen kal orada ben düşlerin için çıkayım yola
Sen sadece gülümse küçük kız
Ben ağlarım senin yerine
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

29 Temmuz 2015 Çarşamba

Sen ağlama Filistinli küçük kız...

ağlamaaa
Sen ağlama Filistinli küçük kız zalimler özgürlüğünü yarınını aldılar seni bıraktılar
Ya peki ben ne yaptım senin yarını almalarına göz yumdum
Beni benden alıp koparmalarına göz yumdum ağlayamadım sessiz kaldım
Sen ağla küçük kız sesini bir duyan insan çıkar belki senin gibi ağlayan
Ağla gözyaşlarınla zalimi boğ küçük masum kız belki ben gözyaşlarınla dirilirim
Belki sen sancılara son vereceksin ağlama küçük kız dayanamam ağlama kahr olurum
Sileyim gözyaşların gel kucağıma ağlama sen dur ben senin yerine ağlayarak ayağa kalkayım
Silkeleneyim bana o gözlerindeki umuttan ver küçük kız
Gözlerin gibi doğan güneşi ver gözlerime küçük kız sen ağlama dayanamam kahr olurum
Ölürüm desem de ölemem, ölüm bundan daha beter olur, sana sahip çıkamadığım için
Ölüm azap değil tarifi mümkün olmayan demektir sana sahip çıkamadığım için
Haydi, tut ellerimde al götür beni düşlerinin ülkesine
Sen kal orada ben düşlerin için çıkayım yola
Sen sadece gülümse küçük kız
Ben ağlarım senin yerine
Oyun çok büyük bozmam gerekir
Yerine yenisini senin hayallerine götüreni koymam gerekir küçük kız
Senin gönlüne diken batmasın üzülürüm küçük kız
Ver o dikeni bana ben saplarım gönlüme korkma küçük kız
Acıtmaz diri tutar feryadını çağrıştırır dayanılmaz sancını duyarım belki
Derinlere saplansam da bu ok beni o korkunç derinlikten kurtarır
Sana kendime yeni limanlar kurmak
Umutlarımıza açılan yeni bir kapı bulmak için önünde durmak için
Gidiyorum küçük kız sen bekle beni burada
Ben geleceğim gelmezsem
Seni mutlu edecek geleceğinle selam göndereceğim
Hatta yüreğine kocaman bir gülümseme göndereceğim
Senin gençlik yüreğinde olmak ve yaşamak için
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Yarına Koşturan Sözlerin Umutların Sokağında…



Umutsuzluk denilen his, insanı kemiren başını taşlara vurduran, çaresizlik onu takip eden elini kolunu bağlayan ve ardında ölüm gibi sessiz bırakan bu üç hal durum kelime mümin için hiçbir anlam taşımaz. Umutsuzluk, çaresizlik ve ölüm üçlüsü mümin için anlam ifade etmeyen Âlemleri yaratan yüce Allah(C.C.) teslimiyet ile anında yok olan bir olgu ve histir… Umutsuzluk müminde yoktur, olamaz her derdin çaresi umudu, sabır ile Rahmanda vardır bilir. Çaresizlik ise zaten kul çaresiz olduğunu bildiği ve Rahmana sığındığı anda çaresizliğine dertlerine, yine sabır ile çareler bulur, ölüm denilen inançsız kulların korkulu rüyası, mümin için yeniden sonsuz hayatın köprüsüdür. Rahman ve gül kokan Resul ile buluşma visaldir.

Mümin yüreğinde, hain düşüncelerin çırpınışlarına hiçbir zaman inancı gereği yer vermez, hatta fırtınasını estirtmez, hasret yüreğinde sahilde kayaları vuran dalgalar gibi yüreğini vursa da vuslatın en sonunda geleceğini bilir, fazlası ile üzülmez ve yine sabır dua ile Rahman’dan yardım ile bekler. Hayatın her anına birlikte rahat uyuyarak aralarında çelişki, vesvese katmadan her an yakalanmış bir sevda gibi, Rahmana teslimiyet ve ondan gelecek her türlü yardımı, sabır vadisinde denizinde yüzerek, sabırla ömrünü tamamlamanın ve beraber yaşadığı insanlara da, yardım ederek merhameti ile derman olmanın, peşinde hayatına devam eder.

Hem kendisi hem de diğer insanların geleceği için, güzel hayaller kuran ve bu yolda çalışan kulun haline inançsız olan, hiçbir zaman akıl ve sırrına erişemez, boş gözlerle anlamsız gözlerle bu halini anlatan, boş sözlerin sahilinde şaşkın gezerek bakar. Tabi idrak ederde imanı anlamaya gönlüne almaya kalktığı anda her şeyi anlar tebessüm ile gülümser, gözlerinde sevinç ve mutluluk yaşları şükür ile dökülür. Artık o kulda her an çaresine derman geleceğini ve âlemler yaratan yüceler yücesi, kerem Rahmet sahibine teslimiyet ile anlar ve o anlamsızlıklar ve kaos dolu başka düşüncesizlik, anaforunda kurtularak her an gülümseyerek hayatına devam eder.



Her gün artık yeni bir gülümseme ile uyanır, hayatın ne kadar kolay olduğunu-zorluk olsa da her zorluktan sonra kolaylığın geleceğini bilerek- anlar ve zorda olanlara yardım eli uzatır ve her an gülümser. Hayatın sonuna doğru gittiği ve bitmeye doğru gittiğini ve sonucunda yok olmayacağını ve yeni hayat ile hayat bulamayacağını bilir, eski anını unutur yeni hayatın başlangıcı ve vuslat ve visal ile karşılaşacağı ölüm için iyilikler yaparak, hayat heybesinin içini doldurmanın peşinde gülümseyerek koşar koşar koşar.


Artık nedensiz değildir, öylesine sakindir çıkarsız her şeyi sevmenin ikliminde diğer insanlar ile gezmenin, güzel ve çıkarsız hayaller ile el ele omuz omuza yaşamanın tadını çıkarır, işte iman ve teslimiyet böylesine güzel ve mutluluk vericidir. İşte bu nedenle şeytan ve yardakçıları kulun bu mutluluğu yaşamasına izin vermemenin telaşında olduğu gibi, kendisi de yaşayamaz! Sen anlarsın koskocaman âlemlere sığmayan iman aşkını yaşarsın ve ötelere taşırsın, bundan başka mutluluk var mıdır? Yüreğinde kıpır kıpır yarına koşturan sözlerin umutların sokağında huzur içinde yaşamaktan daha güzel ne vardır?Selam ve dua ile kalın kardeşlerim,muhabbetle kucaklarım cümlenizi.
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

28 Temmuz 2015 Salı

Hayat Denizindesin Ey Kul İnci Olmayı Denesene


İnsan olarak bu hayat denizinde yüzerken, bazen boğulmak için elimizden geleni yapar, hayat denizinde Kur’an ve gül Kokan Resul ile çizgileri belli olan hayat nizamının veya denizin dışına çıkarak nefis şeytan veya zalimlerin peşinde giderek ömrü heba etmenin, hayat denizinde boğulmayı seçeriz. Hayat denizindesin ey kul inci olmayı denesene, kıymetli ve değerli olarak, ömrüne değer kıymet versene Nur Kur’an nur sünnet ışığında.
Rahman seni yaratırken her şeyini tastamam sana yüklemiş, aklını yönünü Kur’an sünnet ile çiz demiş, Rıza yolunda yürü, yorulacaksan benim rıza yolumda nur peygamberin izinde koşarak yorul, bu yorulman tatlıdır, zorlansan da vazgeçemezsin, hele bir adımını at sen göreceksin, ama gel gör ki kul olarak, hakkı görmesi gereken gözlerimizi ve kulaklarımızı kapatır, hak olmayan yolda ömrümüzü perişan ederiz. Şimdi bazıları der nasıl inci olunur hayat denizinde, inci gibi değerli olan Nur Kuran Ve sünnet peşinde yürü inci gibi değerli olursun, Allahın rızasına erenlerden olursun, tende dilde gönülde şükür ile olmak her kula nasip olmaz bir güzelliktir, bunu da yabana atmayalım.

Yok, kabul etmezsen de iman etmeyi yürü azap yolunda, pişmanlıkla bataklık yolunda, unutma ki bazen tövbe kapısına varmadan hayat son bulursa ahiret hayatın dünya hayatın gibi hüsranla sonuçlanır.
Gizemde sırda alem de ve sende saklıdır, gönül kapısını açan anahtar sensin açarsan gizemlere ve sırlara erişir bu harikulade güzelliği hem dünyada hem de ahiret hayatında yaşarsın, bazen hayatına düğüm atarsan çözülmez sanırsan başvur Kur’an ve sünnet’e hemen çözülür, gafil olma Kuran ve sünnetten, gözüne ömrüne karanlık perde inmeden hayat son bulmadan haydi at bir adım Kuran, Sünnet iman dünyasına. Ölümden sonra Yüce Rahman huzuruna varınca Yarabbi dünya hayatında rızana taliptim o yolda yürüdüm, Rızanla yanına geldim diyenlerden olabilmek için. Selam ve dua ile…

Ey kul imanla şerefle yaşa
Yaşarken neler gelir başa
Sen gel iman ile yaşa
Şeytanla sen çıkamazsın başa
İman gerekir sana iman ile yaşa

Kalkıp seherde var secdeye
Değiştirme dünyanı geçersiz bir akçeye
İman en büyük sermaye
Şeytanla sen çıkamazsın başa
İman gerekir sana iman ile yaşa

Yolda secde ile ver bir mola
İmanınla sen çık yola
Nefret kinle bakma sağa sola
Şeytanla sen çıkamazsın başa
İman gerekir sana iman ile yaşa

Kul Mehmet’im iman ile olan cehennemde yanar mı?
Nefret kin ateşini imandan başkası söndürebilir mi?
İman eden o güzelliği bırakır nefis şeytan peşinde gider mi?
Şeytanla sen çıkamazsın başa
İman gerekir sana iman ile yaşa
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Gönülden Münacaat


Gönülden Münacaat

Çok Şükür Rabbim sana secdedeyim seninle
Yeşeren yaprak gibi yeşerdim gelişimle

Duada ellerime yağarken Rahmetin nur
Senin huzurunda her an olmak kula onur

Her şeyi istesem de esirgemez verirsin
Ben istemeden aciz bu kula gönderirsin

Bildim acizliğimi Kadirsin sen isterim
Ruhum nuruna muhtaç sensin bilirim Kerim

İflas ederken ruhum kurtardın yüce Kerim
Kar etti aciz kulun helal kazanıp yerim

Yüceler yücesisin sen bunu hep bilirim
Günde beş vakit secde ile sana gelirim

Nurunla her gün nice güzel şafaklar doğar
İman ile şeytanı her gün kulların boğar

İslam zaten ufukta her gün nuruyla doğar
Görenler koşar nura görmezi şeytan boğar

Geldim açıldı nurdan kapılar bana bir bir
Yaratan sensin canı sana getirir tekbir

Şeytana uyma dedin ey kulum yok olursun
Bana uyarsan eğer ebedi kurtulursun

Sana uyan kul sana olsun yoluna kurban
Bilirim tüm dertlere sensin şifayla derman

Yolum sensin umudum hayatım senle dolu
Bilirim ben nurundan ihlâs yol İslam yolu

Binlerce tövbe ile gelir kul o sırrıyla
Sana değil sır bunlar bilirsin fazlasıyla

Kâinatı yarattın nimetleri bol verdin
Ey kullarım bana bir adım siz gelin dedin

Kulun çoğu gelmedi günah işler bilirsin
Pişmanlıkla siz gelin ben af ederim dersin

Nurdan Muhammed için yarattın âlemi sen
Bilmem hala kulların neden hep derki ben ben

Kirli olan gönüller hidayetle nurlanır
Nefret kin ile beden bu canlar yaralanır

Hidayetinle gözde akar mutlulukla yaş
Secde de şükür ile hiç kalkmasın cümle baş

Tadacaktır ölümü can Azrail elinde
İman ile yaşayan kalır cennet içinde

Kul Mehmet her duada gönülden seslenir
Bilirim kulların nur Kuran’ınla beslenir
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)










Ben Bilirim Ki İmanlı Gönül Merhametli Olur



Ben bilirim ki imanlı gönül merhametli olur, imanlı göz güzel görür çirkinlikleri siler, secde beş vakit olan baş, fikirsiz düşünceleri atar, izan ile idrak eder Kuran ile düşünür haksızlık yapmaz, haksızlığa dayanamaz karşı gelir. Yeri geldiğinde kendini yok sayar insanlığın mutluluğu için çalışır, gül kokan Resul de böyleydi kendisi de Gül kokan Resul izinde yürür. İnsanlığın ve dünyaya geliş amacımızda insanlığın mutluluğu için değil mi? Yüce Rahman gül kokan Resulü de bu nedenle Âlemlere Rahmet olarak göndermedi mi?

Yine bilirim Kuran Gül kokan Resul ve iman ile olan şımarık değildir, şımarıklık ile sadece kendisini hiç düşünmez, yüreğindeki kalp atışları insanlığın kurtuluşu mutluluğu içindir. Sonsuz Ahiret için çalışır Rahman ile gül kokan Resul rızasına ulaşmayı hedefler, insanlarda çıkar beklemez hep gönlündekini verir almayı hiç düşünmez. Tarifi mümkün olmayan imanın kalp atışlarının sabırsızlığı ile derman olmak yardımcı olmak için dertli olan kulların yardımına koşar. Gönlü vicdanı para karşısın da, dünya malı karşısında eğilmez Kuran Gül kokan Resul iman ile dimdik durur, kendisi yıkılsa da insanlar yıkılmasın diye uğraşır durur.
Dünyada insanların hakkını yiyerek oturanlara, kapılarında sopacılarla oturanların gözlerine yüreğine o sopayı haksızlığı güzellikle sokar, o haksızlığın önünü keser. İnsanların yarınlarına ait düşlerine hayallerine sınır koyanların ayaklarına engel olur, düşler ve hayallerin yoksul kimsesiz boynu bükük kalmasında asla müsaade etmez. Gönülleri kırmaz inşa eder.
Yine bilirim Kuran Gül kokan Resul ve iman ile olan kendisi ağlar, insanların ağlamasına izin vermez tıpkı gül kokan Resul gibi. İşte İslam ve mümin Müslüman budur, bundan başka model var ise o İslam değildir onu yaşayan mümin ve Müslüman değildir. O sadece nefis ve şeytanın yardakçılarına ve şeytana esir olmuş zavallı bir mahlûktur, mahlûktur diyorum, çünkü insan bu değildir. Selam ve dua ile…

İman ile olan gönül merhametli olur
Rahmana ulaşır kendi yolunu bulur
Her an gönlü olur inan neşeli
İman yoluna aşk ile düştü düşeli


İmansız gönül benzer değersiz çakıl taşına
Nefis şeytan ile gezer neler gelir başına
Mutlulukla olmaz gönül gelmez tatlı pınar başına
Bir karış kefen için değimli son bu nefret niye

İman ile nefret şeytan çöktü
Nefret şeytan zaten gönüle yüktü
Zalim imanı görünce karanlık dehlizlere gönüldü
Bir karış kefen için değimli son bu nefret niye

İman ile gönüller paklandı
Şeytan bir anda yok oldu saklandı
Nefret ile iftiraya uğrayanlar aklandı
Bir karış kefen için değimli son bu nefret niye

İmandır gönülleri dindiren
Gönülde sevgiyi aşkı yeryüzüne indiren
Nefreti değimli, iman söndüren
Bir karış kefen için değimli son bu nefret niye


Kul Mehmet’im iman gerekir kullara âleme
Nefret ile kötü söz gelmez yazan bu kaleme
Her duanda iyilik güzellikten başka bir şey dileme
Bir karış kefen için değimli son bu nefret niye

Mehmet Aluç

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç