Bu Blogda Ara

27 Temmuz 2015 Pazartesi

Ecdadımın İmanlı Nefesi Kanı İle Sulanmış Türkiye’min Her Karışı Bilmesen De


Ey nefret sahibi nefreti göğsümüze çalışsan da dikmeye de
Bir an sanıp elimizden tutup peşinde sürükleyebilsen de
Yeşeren umutlarımızı ülkemin bağrında söndürdüğünü sanıversen de
Benim ülkemde hayal kırıklığına uğrarsın kazandığını sandığında
Ecdadımın imanlı nefesi kanı ile sulanmış Türkiye’min her karışı bilmesen de
Mezarında kükreyerek kalkar hem sana hem bana tokat atar
Hem senin hem de benim dünyam şaşar
Gönlümüzde vatanımızda imanım kardeşliğimizi kardelen çiçeklerini kopardığın anda
Ülkemde insanımın dinine imanına söz ettiğin o anda
Yakıp yıkmaya çalıştığında hezimete uğrarsın o zamanda


Haykırışımız sessiz ve yaralı olsa da yakıp yıkmaz ezer geçeriz
Seninki belki nafile bir çırpınış eceli gelen köpek misali izin vermeyiz
Yüreğimize kara kışı yerleştirsen de ülkemde her zaman bahar vardır
Ördük bu ülkeye iman ile kardeşliği el ele gönül gönüle imanımız vardır
Hücrelerimizin her zerresinde ecdadın duası vardır iman ile işlenmiş sana hayat yoktur
Düşen her damla gözyaşında şahlanır imanım sabırla bekler yere düşmeden avuçlarım
İmanımızla ezer geçeriz yaşarsın hezimeti burası Türkiye, ecdadımızın kanıyla sulanmış
Gönlümüzde vatanımızda imanım kardeşliğimizi kardelen çiçeklerini kopardığın anda
Ülkemde insanımın dinine imanına söz ettiğin o anda
Yakıp yıkmaya çalıştığında hezimete uğrarsın o zamanda


Hangi kelimen hangi sözünde güzellik var söyler misin?
Hangi bakışında hangi adımında hayat var bilir misin gösterir misin?
Hangi dilinde rıza var merhamet var
Nefret ile kusarsın yanımıza koşarsın edepsiz edepsizliğini bilir misin?
Utanmadan akılsızlığınla aklım var yok satarım der sırıtırsın
Canı avucunda ecelini arasın yok yere işgal edersin gönülleri yan gelir yatarsın
Gönlümüzde vatanımızda imanım kardeşliğimizi kardelen çiçeklerini kopardığın anda
Ülkemde insanımın dinine imanına söz ettiğin o anda
Yakıp yıkmaya çalıştığında hezimete uğrarsın o zamanda

Kul Mehmet’im tende dilde olmazsa şükür iman kardeşlik olmaz gönülde
Düşer tene azaplar dilde gönülde nefret kin olursa her yürüdüğünde
Yoksulları garipleri anaları ağlatır çocukları yetim bırakana dersini vermezsen her gördüğünde
Düşer tene azaplar dilde gönülde nefret kin olursa her yürüdüğünde
Bir düğüm atanın düğümünü sökeriz kardeşlikle düğümü ilmiği asarız boynuna yetimi gördüğümüzde
Gönlümüzde vatanımızda imanım kardeşliğimizi kardelen çiçeklerini kopardığın anda
Ülkemde insanımın dinine imanına söz ettiğin o anda
Yakıp yıkmaya çalıştığında hezimete uğrarsın o zamanda
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Aşk’a imanı kattık mutlu olduk



Aşk ile yorulmadık
Aşk ile yoğrulduk

Aşk’a imanı kattık mutlu olduk
Secde de her zaman olduk
Secde sonrasında hep güldük
Ömür bir gün biter bildik
Sevda ile piştik
Aşk ile sevdik gülüm

Aşk ile iman ile geldik iki gözüm
Aşk deryasında izler bıraktık
Aşkın kokan çiçekleri ile yıkandık

Aşk ile sevdik kimseyi yolda bırakmadık
Cümlesini aşk ile kucakladık
Hataları önümüze sermedik
Hataların önüne perde olduk hep gülümsedik
Gönlümüze aşk elbisesini giydirdik
Edep ile süsledik be gülüm
Kul Mehmet derki
Aşk hırkasını giydik

İmanı gönlümüzde bildik aldık kabul ettik
İnsanlara hep gülümsedik kardeş bildik
Hep aşk ile gülümsedik
Aşk bizim değil herkesin dedik

Aşk ile dünyaya geldik
Aşk ile kefen giydik gittik
Sanmayın sizleri terk ettik gittik
Size cennet çiçekleri yetiştirmeye gittik
Aşk ile var olduk dedik can gülüm
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)



İman Kula Ne Hoş Yaraşır İki Gözüm



Ey gönlüm ağlar mısın?
Güldüren yok bakar mısın?
Irmak olup çağlar mısın?
Yüce Allah’a ulaşmaz mısın?
Nefis şeytan bırakmaz dersin

Akıtma kanlı gözyaşın
Nefis şeytan kör taşın
Secde de kalkmasın başın
Nefis şeytan o zaman nefes almasın
Kaçar o zaman onları yakalayamazsın

Ey gönlüm avare gezersin
Laf söz dinlemez ezersin
Ölüm vardır bilmez misin?
Güzel güzel sevmez misin?
Dünya yakam bırakmaz dersin

Gel sen sığın Mevla’ya
Her zaman başvur duaya
Başın düşerse belaya
Hemen var secdeye
Dünya kaçar başka tepeye

Ey gönül elin yaralı
Merhamet etmek değil paralı
Boş gözlerle bakarsın yaralı
Aradın yârimi bulamadın ağlamalı

Ey gönül sende kalmamış vefa
Boşuna arama sen deva
Gönül haneni ziyaret et her defa
Dünyaya dalıp eyleme zevki sefa

Gönlüne gelene aç kapını
İman ile eyle yapını
Kimseye kapatma gönül kapını
Merhametle al gönül tapunu

Gönlünde çıkarma beyaz kefen
Mutlulukla iman sana gülen
Dosttur dar gününde sana gelen
Her daim ol gönülden seven

Her daim bakışın merhametle hoş ola
Gönlünde merhametler bol ola
Kur’an Sünnet sana yol ola
Salih amelin sıratta yoldaşın ola

Merhametli olan ne hoş kuldur
Dünyada imansız yol boş yoldur
Ağlayanları güldür bu âlem de çoktur
Kur’an Sünnetten başka mutlu yol yoktur

Garip olan derdini söyleyemez
Sen koş akmadan gözyaşı merhamet gizlenmez
Kur’an Sünnet ile olan yalan söylemez
Yalan söz söyleyende mümin olduğu söylenmez

Aklı olan Kur’an Sünnet ile amel eder
Aklı olmayan şeytan yolunda nefesi biter
Nefis şeytan yolunda kullar niye gider
Bak gör Kur’an sünnet sana gülümser

Ey kullar nefret ile yaptığınız nedir
Aslınız değimli bir zerredir
Akıl dersen büyük sermayedir
Kul ağlarsa ey kul senin dilindendir

İslam yolunda kalma yeri
Doldurun mescitleri
Ağlar iken güldürenleri
Cennettir varış yeri

Kul Mehmet’im Kuran sünnetle ver hüküm
Herkese de selamun aleyküm
İman kula ne hoş yaraşır iki gözüm
Bu kadarda yeter artık sözüm

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

İstikamet, Yol İman Ettiğimiz O Şekilde Taviz Vermeden Yaşamak Ve Hayata Devam Etmektir.

                   gitmeler
Bazen yaşadığımız bu âlemde, ayaklarımız tökezlenir yere düşeriz veya sevdiğimiz terk eder gider hasret ile baş başa kalınca, üzüntüye boğulur kalırız, dizimizin bağı çözülür adım atamaz hale geliriz. Bu âlemde her dert sıkıntı kul içindir, imtihan içindir kul bunu bildikten sonra, düştüğü yerde kalkar sabırla yoluna devam eder. Bu yolda isyan etmeden nefis şeytana pirim vermeden Yüce Allah’dan yardım isteyerek yürümek kula düşen görevdir. Bundan gayrisi isyandır ve sonu uçurum ve çirkefliktir. İstikamet yol iman ettiğimiz o şekilde taviz vermeden yaşamak ve hayata devam etmektir.  Doğru olanın yanında olmak, Kuran Sünnet yolunda yürümek, hak olan sözleri söylemektir.Aklımızı ve izanımızı hak yolda kullanmak ,hayatımızı bu yolda sona erdirmektir.Selam ve dua ile kardeşlerim.

Ayrı yolda gidişimiz ayrılışımız
Sen hak olmayan yola ben hak olan yola girişimizle
Benden gidişin ölümüydü acaba
Yoksa son gülüşün müydü elveda
Anlayamadım yüreğime saplanırken ayrılık oku derken merhaba
Gül dikensiz olmazmış anladım galiba
Hasretinde bağrım yanıyor kanıyor
Bastığım toprak yakıyor gökyüzü benimle ağlıyor
Gül dikensiz olmazmış anladım galiba

Hasretinden dağları deldim gelemedim kendime
Gözyaşım dağları deldi çöllere akıyor elim sana varmıyor gelemedim
Kuşlarla gökyüzünde uçtum seni aradım kendimi kaybettim yeryüzüne inemedim
Bastığım toprak yakıyor gökyüzü benimle ağlıyor
Gül dikensiz olmazmış anladım galiba

Yollar mı seni kaybetti ben mi yolu kaybettim kayboldum yola çıkamadım
Adım attığımda toprak ayağım altında kaydı kim seni elimden aldı bulamadım
Uzak köylerde dere kenarında izini aradım diken buldum kanadı yüreğim ağlamadım
Sürgün yollara sen mi beni bedduan ile attın bir gün evimde rahat yatamadım
Bastığım toprak yakıyor gökyüzü benimle ağlıyor
Gül dikensiz olmazmış anladım galiba

Tarumar ettim gönlümdeki tüm gül bahçelerini senin gönlümü tarumar ettiğin gibi
Tutuşturdum gözyaşımı gönlümü yaktım alevlerde hissetmesin diye
Hayallerimi düşlerimi anılarımı attım kuyulara üstüne örttüm toprak
Bastım kara toprağa taşa arkamda seslenen gömdüğün bizdik sesini duymadım
Bastığım toprak yakıyor gökyüzü benimle ağlıyor
Gül dikensiz olmazmış anladım galiba
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

26 Temmuz 2015 Pazar

Barış Derler Barışın Ne Olduğunu Bilmezler



 Fakında mısın? Yüz yılar boyunca bazı kesim, Önce devrim lafını ağzına aldı, sonra süsledi devrimci kelimesini ekledi, arkasında yalan balonu ile ŞİŞİRİR ŞİŞİRİR halkın savaşı, HALKIN refahını barışını inşa edeceğiz yalanı ile halkı sokağa döktüler ve kargaşa ve kaos provokatörlerini öne sürdükten sonra, meydanlardan kaçtılar, baktılar ki halk yemedi maya tutmadı, gerçi mayası bozuk olanın mayası tutmaz ya, sonrasında az sessizlik ve yenilginin ardında bu sefer daha büyük bir yalan ile kasalarını, nasıl daha çok dolduracakları yalanı ile savaşla değil, barışla devrimci halkımızın haklı savaşı devam edecek diye onlarca masumu katl ederler, kasalarını ateş ile doldururlar ama onlar PARA sanır zavallı aciz körler.

Barış derler barışın ne olduğunu bilmezler, sıkışınca devrim haklar özgürlükler saçmalığı ile kasalarını doldurur sırıtarak uzaktan izler edepsizler… Hak dersen nur Kur’an da Nur Sünnet’te var başka hiçbir yerde bulamayacağım lakin ama velhasıl halk olarak kim açarda bakar,yalan peşinde koşmak var iken  hem dünyayı yıkar hem de geleceğini, cehenneme düşer yanar.Ne kadar acı ve esef verici bir durum düşündükçe acısı ile kıvranıyorum,nurlu temiz huzurlu yol var iken var git çirkefe bataklığa gömül soluksuz kal!Rabbim yar ve yardımcımız olsun,çok zor ve elem verici bir durum.

Dikenli yolda bedenini kanat, huzur dolu olanı görme,kanasın yaran yarayı görme tedavi eden Nur Kur’an Nur Sünneti görme,git çaresizliği belayı gör! Daha fazla ne söyleyeyim bilmem ki! Selam ve dua ile kardeşlerim.


Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Her Kul Bu Dünyada Yaptıklarını Çeker




Nefretin yıkar cümle gönülleri
Nefretinle sensin âlemin acizleri
Merhametle söylenmez türkülerin
Ciğerleri parçalar edepsiz sözlerin

Avucumda merhamet parçaladın geceleri
Dilinde zalimin şeytanın çıkar sözleri
İslam’ı kabul etmez senin gibi edepsizin birileri
Ciğerleri parçalar edepsiz sözlerin

Damarındaki kana karıştı nefretin
Kaçışınız yok gelin İslam’ı kabullenin
Yoksa günah ile dürülecek siyah defterin
Ciğerleri parçalar edepsiz sözlerin


Yaptıkların yaraşır bak gör düşmana
Eline geçmez yolun düşmezse pişmanlığa
Ne gerek var İslam var iken düşmanlığa
Ciğerleri parçalar edepsiz sözlerin


Senin gibi Ebu cehiller taptı şeytana
Şeytan aldı kaptı çaresiz düştüler boş meydana
Herkes kendi kendisine yapar zulmü ermez muradına
Ciğerleri parçalar edepsiz sözlerin

Nefret ile gezdiğin dağlara eyle elveda
İslam yoluna de sen canım olsun feda
Bu âlemde merhamet iyiliklerdir kalan hoş bir seda
Ciğerleri parçalar edepsiz sözlerin

Gönüllere merhametle İslam dini yazılsın
Nefret ile kin yok olsun güzellikler kazılsın
Merhametli olanların kadri kıymeti bilinsin
Ciğerleri parçalar edepsiz sözlerin

Merhametsizlikle sanki gurur duyarsın
Feryadın duyulmaz soluksuz o an kalırsın
Doğru dediklerin yalan çıkar yanılırsın
Ciğerleri parçalar edepsiz sözlerin

Ateş düşer gönlüne diline
Çare bulunmaz bu derdine
Sahip çıkmadın sen İslam dinine
Ciğerleri parçalar edepsiz sözlerin

Yaptıkların mezarda belini büker
Her kul bu dünyada yaptıklarını çeker
Sanma hayatın yolu uzun bu yol hiç bitmez devam eder
Ciğerleri parçalar edepsiz sözlerin


Ne güzel mutluluk İslam’ı baş tacı edenler
Gülümseyerek peşinden koşarak gidenler
Merhametle kulları saran o bedenler
Gönülleri sarar o güzel İslam ile kolların

Ne güzel nurludur nurdan Ahmed can Muhammed
Nur Muhammed ile İslam’ı yaşayanlar kurtulur elbet
Nur Ahmed ile olmayanların sonu ne olur bilinmez akıbet
Nur Kuran Nur Sünnet çarpısına sen dünyada et icabet

Kul Mehmet’im der ki nefret kin ile kim güldü
Dünya ve âlem benim diyen akılsızlar öldü
Yığdığı mallar boşa gitti ateş oldu mezarına düştü
Ömrün hayatın boşa geçti hüsrana uğramak yine sana düştü

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Yüce Rahman Hiç Bir Zaman Kulunu Ve Kulunun Mutluluğunu Unutmaz.


besmele
İslam ile aşk denilen mutluluk, nefret kin ile hatta sevgisizlikle bedeni kaplayan ölü deriyi bir güzelce soyar, mutluluğu sevgiyi gönül güzelliğini içine koyar. Artık gönülde nefret, kin sevgisizlik bir daha uğramaz çünkü tüm kötülük kapılarını kapatmıştır. Gönül artık ona uyar ve peşinden gider, ne güzel bir uygulama ve güzelliktir bu, bunu yaratan Yüce Rahman’a şükürler olsun, kulunu seven onun her anında mutlu olmasını isteyen yüce Yaratan, Onun ona doğru yürüyen her an secde ile şükür ile olan kulu ne kadar özelDili bedeni kaplayan sevgisizlik dikenini söker İslam ile aşk, ümit dünyasına doğru kulu yavaş yavaş götürür, mutluluğun sarayında merhametin tahtına oturtur, mutlulukla gülümsetir.

Cümle âlemin derdine derman olan ve onunla her an ilgilenen yüceler yücesi Rahman (c.c.) hiçbir zaman kulunu ve kulun mutluluğunu unutmaz. Etrafınıza bakın böylesine ilgi ile alaka muhabbet merhamet ile kim kulları düşünür? Her kapısına koştuğunda kapısın açar derdini dinler? Çareler devalar sunar? Tabi ki Yüceler Yüce Allah(c.c.) başkası olamaz, olduğunu da söyleyen yalan söylemiş olur.
Gözlerimizdeki gönlümüzdeki acının izi oluşmadan gören ve kapım açık ey kulum gel diyen Yüceler Yücesi Allah var iken ona giden kim yıkılabilir ki? Kim onun kapısında mahzun ve üzgün olur ki? Kim çaresizlik içinde kalır ki? İmtihan dünyasındayız imtihan ile tabi ki kul az sıkıntı çekecek samimiyeti sınanacak, yanına kimi alıp almayacağı görülecek ve karşılığı en güzel mükâfat ile ahirette verilecek. Müslüman olmak Allah ve Resulüne Kur’an iman etmek ne kadar güzel ve bunun güzelliğini mükâfatını hiçbir sistem fikir düşünce veremez vermesi de mümkün değil.
Kul bazen Rahman‘ı unutur, nefis şeytan kendisini uyutur ama Yüce Rahman hiç bir zaman kulunu ve mutluluğunu unutmaz, bazen verse de sıkıntı dert, samimiyetliğini ölçer ve bekler ki kul samimiyeti ile iman deryasına girerek, kalbine samimiyet ve iman mührünü vursun hem dünyada hem de ahirette mutlu mesut olsun. Allah’u Ekber.
Hayatın her anında ihtiyacımız olan, Kuran ve gül kokan Resul sünnetini üful üful estirten ve bize bildiren Yüce Rahman, kuluna gönlünü nefsine ve şeytana satma der, satarsan alır seni uçuruma atar yarı yolda bırakır gider, sende kaybedersin ey güzel kulum der, Allah’u Ekber…
Ama Nur Kuran nur Resul sünneti gönlünde solmayan çiçekler açtırır, bu çiçeğin kokusu âlemi sarar kaplar ve insanlar mutluluk ile yaşar.  Kul daha ne istesin hepsi kendisine gelmiş, sadece uy ve yaşa, uyar ve yaşarsan mutluluk saadet var, ne aklın ne fikrin nede ömrün karışır, sen bu güzellikle mutlulukla iyilik peşinde koşarak sevap kazanmaya ile yarışırsın… Her şeyi yaratan ve veren Yüce Rahman, ey kul sana veriyor karşılıksız her şeyi sana veren ve her yaptığını gören var haydi az biraz gayret çaba…
Yoksa ömür sona gelir biter, zaman elinden kaçar, dönüş yolunu kaybeder isen yazık olur, o nedenle nefis, şeytan ile diğer kulların dediklerine kulak asma, gönül yıkma. Kuran Sünnet yolunda bir amacın olsun, düşme çaresiz derde, muhtaç olma namerde alır ne varsa gönlünde seni çırılçıplak bırakır, yüreğin dağlanırsa Yüce Rahman senden fazla üzülür…
Seni yolda çıkaran senin mutlu olmanı istemez, yarınlarının kaybolmasına aldırış etmez, hele sen az mutlu olayım dersen seni o zaman hiç dinlemez, kendi kokuşmuş fikrini aşılamaya çalışır, ondan sonra terk eder gider.  O nedenle en güzeli Rahman’ın Nur Kuran’ın Gül Kokan Resul peşinde ebedi sonsuz mutluluğunun peşinde gitmek ve gidersen bir iyiliğe karşı on katı bazen de yüz katı sevap alacaksın, Allah’u Ekber… Mecalin bitmeden, soruların suali kaçmadan gül ile dolsun kabristanın ve ahiret yurdun, Yüce Rahman ile gül kokan Nebi sana her zaman gülümsesin… Selam ve dua ile.
Kocaman yüreğimle sonsuz Kerem Sahibine Nur Resule Kur’an’a iman ettim
Tüm çağ dışı düşüncelerden belalardan fikirlerden kurtuldum Rahata erdim
Sonu gelmez sonu olmayan yalan dolan maceralardan kurtuldum gerçeği bildim
Nefsin şeytanın zalimin fikirsizlerin batağından uzaklaştırdı Yüce Rahman çok şükür

Uzaklaştırdı kendisine koşanı Yüceler Yücesi Rahman karanlık yollardan
Zalime uşaklık eden şeytanın esaret yolu zincirli şerli akılsız kullardan
Dermansız yola kılsızlığımla düşerken kurtardı bir dua ile yüceler yücesi Yaradan
Nefsin şeytanın zalimin fikirsizlerin batağından uzaklaştırdı Yüce Rahman çok şükür

Ne güzeldir ki o kul Müslüman helale haram katmayan
Haramı ayağının tersi ile iten helal yolda çabalayıp duran
Ne olursa olsun ne güzel mümindir ki hiçbir zaman kulları satmayan
Nefsin şeytanın zalimin fikirsizlerin batağından uzaklaştırdı Yüce Rahman çok şükür

Kul Mehmet’im ne mutlu Müslüman olana Yüce Rahman’a koşana
Gerçek mutluluğu Yüce Rahman yolunda arayıp da mutlulukla bulana
Dünya hepimizin diyerek güzelliğin içine güzellikler katana
Nefsin şeytanın zalimin fikirsizlerin batağından uzaklaştırdı Yüce Rahman çok şükür

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbi’nde affı için
Selam ve dua ile…

Belki Zalimlik Olacak Amma Hatanı Anlaman Gerekir

ağlayan kadın

Nefesimi seninle bitirirken sen bensiz nefes tüketmenin peşindesin, yüreğimi ayrılığın tozları ile kaplayarak gittin, yazıklar olsun sana söylediğim aşk dolu hecelere şiirler sen bir şey anlamadan edepsizliğinle çektin gittin… Duymadın gönlümdeki aşkın sesini Yüce Rahman o gönlü ne diye oraya yerleştirdi haberin yok, çöle dönmüş kurmuş dalları kırılmış gönlünle zaten beni anlamazdın. Yüce Allah’ın aşk mabedine uğramadan, şeytanın nefret kin karanlık viran evine koştun yerleştin. O nedenle aşk’ı göremezsin, bilmem gerekirdi!
Kırık gönlüm gibi kırık kalemimde gözyaşına boğuldu, gidişinle, kanadı kırılmış bir kuş gibi olsan yüreğimde ihanetin bu aşk’ı söküp alamaz, aşk’tan nefret etmemi sağlayamaz çünkü aşk sevmektir, yüce Rahman’dan emanettir bana…
Sevmelerin olmasa da, karanlıklar da kaldığımı sansan da yanılıyorsun, karanlıklarda kalan sensin gidişinle… Bir an sevmelere hasret kalsam da, gönlüm sevmeler açık her zaman gülümsüyor Yüceler Yücesi Alla(c.c.) ‘ın yardımı ile bu gönüldeki aşk öylesine bir aşk’tır ki yüce Allah(c.c.)ile irtibatını kaybetmediğin sürece solmaz seni yalnız bırakmaz, umut sokağında gezdirir, umutsuzluk sokaklarını bir bir sevme ile kapatıyor yok ediyor, Yüce Allah(c.c.)’ın hikmeti keremi lütfü… İhsanı.
Sanma gidişinle ölürüm, ölmem ben gönüldeki aşkı veren Yüce Rahmana secde ile günde beş vakit varıyorum, o güzellik cennet mabedini senin gibi çöle çevirmekten hayâ ederim…
Çektin gittin iki yıl sonra pişman olmuş döndün gözlerinde morluklar bedeninde kırıklarınla… Bakma yüzüme pişmanlıkla dayanamam, ama sana da dönemem, sana da gel diyemem, belki zalimlik olacak amma hatanı anlaman gerekir, pişmanlığınla gözyaşı dökerek yanman gerekir…Gidişinle hasret türküleri bestelemedim ama sen bestelemiş ve geri dönmüşsün,unutulmuşluğun ezikliği ve kahrı ile dolaşıyorsun,anlaman gerekti aşk’ı anlamadın,şimdi pişmanlık içinde anladın ve geri döndün.

Sana gönül kapımı açarsam hakikate adalete ihanet etmiş olurum, yüreğinde yeniden aşk filizleri yetişmez ama ona hazır bir zemin hazırlayana kadar pişmanlığınla kal,
Anla…
Bil…
Gör…
Hisset…
Can çekişin nasıl bir duygu olduğunu gör, bana şimdi pişmanlık dolu gözlerle bakma, dayanamam yanman gerekir var git evine yan piş ondan sonra gel, tabi gönül kapım sana açık olursa, ya da açabilirsen…Sen hislerimi karanlık gecede darağacına astın gittin, sende şimdi pişmanlığını gecenin karanlığında duygularınla darağacına as ve sadece kendini unut, yüreğinle gel…Belki Zalimlik Olacak Amma Hatanı Anlaman Gerekir

Yakınları uzak ettin mutlumu oldun
Şimdi uzakları yakın etmenin peşindesin pişman mı oldun
Hasret cehenneminde yanmış gibisin
Seni şimdi çaresizliğin elleri öpsün alnında
Susmalarımı anla feryadın feryadıma karışırken yaşadığında
Varsın kırılsın gönlüm ihanetinle sen kırılacaksın ihanetinle ben değil ağladığında
Aşk gönlün dualarla sevmelerle uçurtma gibi gökyüzünde uçmasıdır
Yüce Rahman’ın en güzel hediyesi, cennetin kapısını açan kapısı
Kul Mehmet’im hissetmezsen görmezsen kurulmaz mutluluktan yapısı
Mutluluk gözlerinde huzur içinde saklı aşk’ın içinde onunla kaplıdır çatısı
Aşk gönlün dualarla sevmelerle uçurtma gibi gökyüzünde uçmasıdır

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

25 Temmuz 2015 Cumartesi

Benden Kaçıp Ne Olur Etme Sen Firar


Haydi, sevgili gönlündekini saklama eyle ikrar
Sevdiğini söyle durma et tekrar
Sustukça aşkımıza veriyorsun zarar
Haydi dinle gönül sesini ver çabuk karar
Benden kaçıp ne olur etme sen firar
Aklım başım yel almasın ne olur

Seni sevdiğimi söylüyorum ediyorum tekrar
Sevmekte her zaman vardır inan sevgili yarar
Aşkın tadına vardım seni candan seveli
Ne olur bana karşı sen olma sakın cilveli
Benden kaçıp ne olur etme sen firar
Aklım başım yel almasın ne olur

Yanağımda gönlümde esen rüzgâr ol
Sana doğru geliyor adımlarım ne olur yolum ol
İmlası bozuk cümle gibi bakma bana ne olur sev beni bol bol
Ne olur gitme benden sen uzağa
Dermansız kalırım yalvaramam hudaya
Benden kaçıp ne olur etme sen firar
Aklım başım yel almasın ne olur

 Seni gönlüme yazdı yüceler yücesi hak
Ne olur dön de seni seven gönlüme bak
Ondan sonra ister kaç istersen sen yak
Haydi, mutlulukla beni koluna tak
Benden kaçıp ne olur etme sen firar
Aklım başım yel almasın ne olur


Sevgili varmayalım beraber pişmanlığa
Ayrılırsak sonumuz sevgisizlikle varır düşmanlığa
Haydi, az sev beni düşme ne olur kararsızlığa
 Sev beni aşkımız duyulsun kulaktan kulağa
Benden kaçıp ne olur etme sen firar
Aklım başım yel almasın ne olur

Kul Mehmet’im var sen sev aşkı sen sırlarına var
O zaman sevgili sana aşk ile koşacak o yar
Korkma ey sevgilim aşk ile yaz gününde başına yağmaz kar
Aşk her mevsim yazı yaşamaktır mutlulukla yar
Koş bana aklımı eyleme viraneliğe firar
Aklım hep seninle aşk ile olsun nazlı yar

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


İkrar: Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme.




Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç