Bu Blogda Ara

21 Temmuz 2015 Salı

Koş gel İslam’a, yıkılmaz olana gel, sonsuz âlem’de güldürecek olana gel…


Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam şefaatçimiz, Habibimiz, önderimiz, insanların en hayırlısı tevhid ve sünnet muallimi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e ashabına ve onun yolunda gidenlere olsun.
 
Bazen düşünürüm, acaba insanoğluna ne yetmezde böylesine nefret kin yüklü ve para hırsı ile önüne geleni ezip gider! Dünya geniş umman, yaşadığın ev zaten yeter, kazandığın ile aç kalmadan sofranda üç dört çeşit nimetle doyuyorsun, kalanı çöpe atıyorsun, birikimin kasalarda ikinci bir kasa istiyor dolduruyorsun, nefes alıp yaşıyorsun e daha ne istiyorsun? On tane kasanda olsa, on tane evin arabanda villan da olsa, ölüm gelip hepsini elinde alacak… Ahiret hayatına da inancın yok, senin için yaşayacağın tek yer dünya diyorsun amma lakin ölüm var, ölüm anında tek başına kalacaksın, yığdıkların geride kalacak…
Tek eksiğin Yüce Allah’a, Kur’an’a ve gül kokan nur Resule eksik olan inancın ve bağlılığın. Ebedi olanı, değeri olmayan ile değiştiriyorsun.
Hanginizin daha iyi iş işleyeceğini imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratan o’dur.” (Mülk 2)
Bu ayeti veya bununla ilgili hiçbir şey demi duymadın veya duydun kurtulacağını ölümden kaçacağını mı hayal ettin? Ne olursa olsun sadece dünyaya meyil vermek her yaptığının yanına kar kalacağını mı sandın? İşte yanıldın!
Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir.” (Ali İmran 185)
 
Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.” (Şura 20)

Sen helal kazanmaz isen, kazandığının değerini kıymetini bilmezsin, yediğinden doymazsın, Yüce Allah’a teslim olmaz, iman etmez isen nefis şeytan peşinde sürüklenir isen sonun hüsran olur gider… Hep ben, hep ben mantığı ile yaşaman, seni aşırı bencil ve sorumsuz yapacaktır.
Koş gel İslam’a, yıkılmaz olana gel, seni dünyada değil sonsuz âlemde güldürecek olana gel.
İbni Kayyım rahimehullah şöyle der:
İhlâs ve tevhid, kalpte bir ağaç gibidir. Dalları ameller, meyvesi ise dünyada temiz bir yaşam ve ahirette kalıcı nimetlerdir.

Gelin acizliğimizi anlayalım, her derdin dermanı ve çaresini yaratan Yüce Allah’a koşalım, gaflet ve ideoloji peşinde koşarak yakmayalım dünya ve ahiretimizi, bunun sonu ise facia ve elemdir, gaflet küfre götürür ve ayıktırmaz idrak etmenin önüne perdedir settir.
Dünya sevgisine malına dalmış olan ve uykuda olan, sen ben gafletin uçurumuna düşüyoruz, gelin uyanalım, ayık olalım birlik olalım, selam ve dua ile kardeşlerim.
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Semada rızaya ve sana koşan bendim



Baktın da görmedin mi beni sabahın aydınlığında
Gecenin karanlığında kapında bekleyen bendim
Herkes tatlı güzel uykusunda iken gülüşüne koşan bendim
Sabah okunan ezan sesinde semada rızaya ve sana koşan bendim

Duam ile rızaya koşarken sendin benim aklımda
Duam ile merhametim ile gecenin karanlığına ışık olan bendim
Çaldım kapını açmadın tatlı uykunun sarhoşluğunda seni bekleyen bendim
Sabah okunan ezan sesinde semada rızaya ve sana koşan bendim

Yürekler uyanmadan yüreklerindekini hisseden ben idim
Yürekleri yanar iken onlardan önce yanan ben idim
Gözyaşları yere damlamadan koşarak toplayan ben idim
Sabah okunan ezan sesinde semada rızaya ve sana koşan bendim

Gurbet akşamlarında vuslat gülü diken ben idim
Sen vuslat demeden vuslat gülünü kapına bırakan ben idim
Gurbet akşamında dertli dertli gezenlerle olan ben idim
Sabah okunan ezan sesinde semada rızaya ve sana koşan bendim

Bendim Yunus Emre ile gönülleri merhamet ile dolaşan
Mevlana’nın dinlediği neyi ilahi aşk ile çalan ben idim
Hacı Bayram veli ile gönülleri sulayan ben idim
Sabah okunan ezan sesinde semada rızaya ve sana koşan bendim


Sabah ezanında nur indiren meleklerle gezen ben idim
Her dua edenlerin duasına âmin diyen ben idim
Derdi olanın derdi yüreğine konmadan yüreğimde yanan ben idim
Sabah okunan ezan sesinde semada rızaya ve sana koşan bendim

Aşı bitmiş olanlara bir lokma ekmeğini paylaşan ben idim
Ağlayan öksüz çocuğun gözünde akan yaş ben idim
Beş vakit secdeye gidenlerle giden ben idim
Sabah okunan ezan sesinde semada rızaya ve sana koşan bendim

Firkat ile bana veda ederken vuslat ile sana koşan ben idim
Bir gülücük vermeyen sen yanağına gülleri açtıran ben idim
Gönlünde aşk kapısın kapatırken kapı aralığına ayağını koyan ben idim
Sabah okunan ezan sesinde semada rızaya ve sana koşan bendim

Sana ektiğim gülleri soldurur iken bülbül olup öten ben idim
Günde beş vakit namaz için gönül kapında ezan okuyan ben idim
Gamzen de firak çiçekleri açarken vuslat çiçeği olarak açan ben idim
Sabah okunan ezan sesinde semada rızaya ve sana koşan bendim

Bir gülüşünle semalarda koşup bana gelmedin
Gece gündüz kapın ı çaldım kapını açıp hoş geldin demedin
Beni görünce yüzün eğdin geri döndün
Senin hayallerin kurumasın diye için semada yağmurla yağan ben idim
Sabah okunan ezan sesinde semada rızaya ve sana koşan bendim


Yoksa sevmeye niyetin çek git solan sonbaharlar gibi
Kapısı kilitli yalnızlığınla kal baş başa sol kış ayında donan ağaçlar gibi
Bana beş vakit namaz ile secdem yeter gönlümde bahar çiçekleri açtırır
Sabah okunan ezan sesinde semada rızaya ve sana koşan bendim


Kul Mehmet’im ömründe ağlarken gülmen için seni gıdıklayan ben idim
Be ey zalim senin için ömrümü verdim duama bir âmin demedin sana koşan ben idim
Ufuklara gözün dalar iken ufuklarda hayallerine kuş olup uçan ben idim
Sabah okunan ezan sesinde semada rızaya ve sana koşan bendim

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)



Yüce Allah’ı ve Emirlerini Sevmek Veya Sevmemek




Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam şefaatçimiz, Habibimiz, önderimiz, insanların en hayırlısı tevhid ve sünnet muallimi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e ashabına ve onun yolunda gidenlere olsun.

Yaşadığımız bu dünya âlemin de biz kullar olarak yaşadığımız her anın hesabını vermek zorundayız. Allah'ın sevdiği kul olarak veya Allah’ın sevmediği kul olarak ikiye ayrılıyoruz. Yani diğer bir söyleyiş ile Allah’ın emrini yerine getirmeye çalışanlar ve çalışmaktan uzak olanlar. Kulun gönlünde çalışmak için az gayret ve istek var ise Yüce Allah(c.c.) yardım eder, istekli olmayanlar ise kendisine ulaşmanın yolunu kapatır, isyan, şaşkınlık, dünya sevgisi içinde merhametsizlik içinde viran bırakır…
Eğer Allah insanlara, hayrı çarçabuk istedikleri gibi şerri de acele verseydi, elbette onların ecelleri bitirilmiş olurdu. Fakat bize kavuşmayı beklemeyenleri biz, azgınlıkları içinde bocalar bir halde (kendi başlarına) bırakırız. (10/YÛNUS-11 )
Kalbi taştan olanları Yüce Allah (c.c.) yalnız, azgınlık içinde bırakır ve hem dünyada hem de ahiret hayatında yüzüne bakmaz. Dünyanın en sağırları ve kalbi mühürlenmiş olarak bu âlemde yaşarlar ve sadece kendi düşünceleri doğrudur, başka doğru yoktur onlar için. Riyadan ve yalandan vazgeçmezler, gönülleri dersen mezar taşları gibi sert karanlıktır. Şeytana alkış tutanlar ve şeytanın bunlardan kaçtığı insanlar Yüce Allah’ın onları terk etmesi ile böylesine azgınlık ve bocalamanın içinde kalırlar ve bilmezlerde, söylesen de anlamaz ve duymazlar hakikati, Nur Kur’an’ı nur Sünneti imanı duymazlar.
Yüce Rahman merhameti Keremi Lütfü… Sonsuz Kullarını doğru yola dönmesi için muhakkak bir Peygamber göndermiştir. Bu çağrıya uyan kurtuluşa erer, uymayan rezil rüsva olur gider.
İşte onlar, onlar için ahirette ateşten başka bir şey yoktur. Ve orada (dünyada) yaptıkları şeyler, heba oldu (boşa gitti). Ve yapmış oldukları şeyler batıldır (geçersizdir). (Hud-16)
Yüce Allah’ı ve emirlerin sevmek veya sevmemek, Sevmemek ise sadece benim dediklerim olsun ben yıkayım yakayım nefreti ile dolaşayım. Sevmek ise emirlerini uygulamak merhamet ile dolaşmak, insanları sevmek… İnsan bu kendi nefsine uyan ve Yüce Allah’ın emrine uyan veya uymayan kullar. Selam ve dua ile.
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Blog'da Yarışmam,oylarınıza talibim

Bloglar Yarışıyor Blog Etkinliği / Ödüllü Yarışma

Bölemeyecekler Ülkemizi



Yaktılar Suruç’ta insanları ateş narınla
Yapanların yanına kalır mı yarına
Nefret yoluna çıkanların ateş düşsün canına
Yaptıkları kalmasın yarına
Çıkmasınlar inşallah sabaha yarına
Gayeleri ülkeyi yarınımız nefretle bölmek
Karşımıza geçerek nefret ile gülmek ister

Yaktılar Suruç’ta insanları ateş narınla
Nefret kin semada çığlık çığlık yükselir yığınla
Çaresi dermanı gelir mi bilmemem zamanla
İnsan diye aramızda gezer edepsizler pişmanlığımızla
Gayeleri ülkeyi yarınımız nefretle bölmek
Karşımıza geçerek nefret ile gülmek ister

İnsan değiller bunlar bak ta farkı anla
Bunları soluksuz bıraksın Allah’u Teâlâ
İnsan postuna girmiş kurt onlar sakın yanılma
Onlar vampirdir kanla beslenir soluksuz kalanlar
Gayeleri ülkeyi yarınımız nefretle bölmek
Karşımıza geçerek nefret ile gülmek ister

Keser döner sap döner
Nefretleri bir gün kendilerine döner
Cümle âlem onların lanetini kınar
Sanmasınlar umutlar huzur söner
İstikrarla hayat devam eder
Gayeleri ülkeyi yarınımız nefretle bölmek
Karşımıza geçerek nefret ile gülmek ister

Birlik beraberlikte huzur bulunur
Nefret kin ile şeytan dostları yol bulur
Nefret ile gezenler birlik beraberlikle savrulur
Kardeşlik ile cümle gönüller sarılır
Gayeleri ülkeyi yarınımız nefretle bölmek
Kul Mehmet der ki bölemeyecekler ülkemizi
Karşımıza geçerek nefret ile gülmek ister
Nefret ile gülemeyecekler soluksuz gidecekler
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)





20 Temmuz 2015 Pazartesi

Yolunu Yönünü Aklını İzanını Kaybetmiş Vahşi Yol Kaçkınları Suruç'ta


Bugün yaşanılan Suruç’ta ki bombalı saldırıda hayatını kaybedenleri duyduğumdan beri, inanın hala kendime gelmiş değilim, üzüntüm her saniye arttı yeni haberlerin ışığında şu ana kadar 20 ölü 100 yakın yaralı var. Nasıl bir zihniyet? Nasıl bir anlayış? Nasıl bir kör vicdan? Nasıl bir hayvanlık diyeceğim ama, hayvanlara hakaret olacak, demiyorum nasıl bir bakış ve nefis açısı, tarifi olmayan vahşi bir insanlık anlayışı ile bunu yapabiliyorlar anlamış değilim! Yolunu, yönünü aklını izan’ını kaybetmiş vahşi yol kaçkınları, nasıl vahşi bir düşüncenin fikrin sonucunda nasıl bomba ile o kadar masum insan katl edilir, aklım izanım almıyor!

Düşündüm düşündüm aklım çatladı hala anlayamadım, neden bu vahşetler devam eder, cümle âlem de Müslümanlara yönelik saldırılar hala devam ediliyor, neden aramızdaki nifak tohumlarını ayıklamaktan aciziz! İslam düşmanları hala boş durmuyor istikrar ve huzurumuz bozmak için devamlı ocağımıza huzurumuza çomak sokmaya devam ediyor! Batı hala kendi ortaya çıkardığı bir kaç edepsize bir örgüt kurdurarak başında İslami ad takarak ortaya salarak, dini karalamak ve insanları nur Kur’an Nur kokan peygamberden ve nur İslam da soğutmanın peşinde… Kendileri vahşeti yapar finanse eder, faturasını önüne dini bir isim koyarak kurdurduğu cani örgütlere işlettirdiği cinayeti, güya bunu yapan Müslüman’mış ta, bunu Müslümanlar yapmış diye lanse eder, haydi orada utanmaz edepsiz…
İnsan fıtratında olan korku ile sanki bunu yapanlar cümle insanlar kendisine saldırıyor da kendisini savunmak için yapıyor da denilmez çünkü öldürdükleri insanlar masum insanlar, işte o vahşi dini imanı mezhebi olmayan bu şekildeki insan, kendisinde bu korkuyu veya hazım etmeyi yüreğine sindiremediği için, insan yüreğindeki sebepsiz korkuyu ve her an satılmaya hazır vicdansız vicdanın satmaya hazır insan, kendisinden sebepsiz korkuyu söküp atamaz veya bu korkuyu gel biz yeneriz diye kendisini kandırarak yanlış fikir ve ideoloji ile kandırarak, vicdanını alarak o kişiyi vicdansızbırakınca ,böylesi vahşet meydana geliyor, bunun sonucunda bu vahşeti gözünü kırpmadan yapar hale geliyor, insan değil vahşi yaratık denilen insan!
 Ben hala bu olayın şok tesiri altındayım ve şaşkınlığım ve de üzüntümün geçeceği de yok, ölenlere rahmet bu vahşeti yapanları lanetle kınıyorum.Allah yar ve yar ve yardımcımız olsun kardeşlerim.Selam ve dua ile.
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Kur’an ve Sünnete ile erişeceğin o nurlu sonsuzluğa elini uzatır iken…



Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam şefaatçimiz, Habibimiz, önderimiz, insanların en hayırlısı tevhid ve sünnet muallimi, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e ashabına ve onun yolunda gidenlere olsun.
Bir anma anımsama ve unutma ve yok olup, yeni hayatın bekleme istasyonu olan bu dünya âleminde, bazen bir yabancı gibi hatta ismi gibi yabancı olabiliyoruz her nedense ne hikmet ise bilinmez! Hata gönlün şifası, bulanık zihinlerin devası, bir adım karşımızda olmasına rağmen yabancı kalır tanımayız, sanki biz yabancıyız ya, o da bize yabancı imiş gibi görünür ve çalınmış hayatımızı başkalarının fikirsizlerin eline teslim ettiğimizi görmeden bilmeden, ayıkmanın ve hissettirmenin deva olanın önünde geçer gideriz! O anda öylesine harap olmuştur ki bedenimiz, ruhumuz, ömrümüz dünyamız, hayallerimiz, bilmeyiz, anlayamayız, izan edip de az bir saniye düşünemeyiz, geçer gideriz hüsran olan sona doğru.
Varlığı için yaratılan âlemin yegane inşa edeni olduğunu, gönlünü ve gönülleri merhamet ile sarması gerektiğini… Unutarak veya unutturularak terk eder gidersinde ruhun dahi duymaz, hissetmez ne acıdır bu durum! Bir kaç adımdan sonra yok olacaksın ve âlem seninle beraber bu karanlığa zalimliğe dayanamayacak ve paramparça olacak sanki! Sen kurudun kuruyacaksın ve az sonra, sanki âlemde kuruyacak seninle bu gamsız vicdansız edepsizlerin varlığına dayanamayarak…

Belki bu dünya ve âlem bir damla ağlasan gözyaşı döksen seni ve âlemi yakanların ateşini söndürecek ama sen sana Nuru ile ışık olacak sana ve âleme nuru ile hayat verecek, yeniden diriltecek olan Kur’an ve sünnete o kadar uzaksın ki, yüreğin merhamete o kadar uzak ki, gözlerinde bir tek damla yaş akmayacak diye üzgün mahzun bakıyor sana. Sanki hiç silkelenmeyecek Kur’an ve sünnete sarılacak gücün yok mu gibi sana bakmakta… Hala yüreğinde özlemle Kur’an ve sünnete karşı olan hislerinin kokusu yüreğinde var, her yok oluşa adım attığında sanki arkanda bu kokuyu özlemi bıraktın, bir mum gibi erir iken Kur’an ve sünnetin o muhteşem harikulade güzelliğinin kokusu kokuna karıştı ve seni takip etti ve şimdi son virajdasın ve son defa karar vermelisin diye Âlem ile beraber senin kararını bekliyor.

Sana bahtını ömrünü ruhunu karatan fikirsiz fikirler nefis ve şeytanın oyuncağı olmamanı bekler iken, seni bu yolda yok edenler şimdi karşında kıvranır iken son viraj’a girmeden önce kararını değiştirmemen için sanki seni dünyanın tüm altınları ile boğacaklarını kulaklarına fısıldar iken, sana gülümseyen sana ilaç ve diriliş için ekleyen Kur’an ve Sünnete gülümsüyorsun. Mutluluk ile erişeceğin o nurlu sonsuzluğa elini uzatır iken, o nuru ile gülüşü ile seni sarıyor paramparça ediyor, seni sarıp sarmalayan yok eden fikirsiz fikirleri nefsini, şeytanı dünya sevgisini o anda haykırarak-Allah’u Ekber- der iken, artık üşümek istemiyorum kış gibi, solmak istemiyorum sonbahar gibi korkuların yok olur iken, Aldığın abdest ile gönülden Nasuh tövbe ile secdeye varır iken, Yudum Yudum içiyorsun Âleme nur saçan hayat kaynağı Kur’an ve sünnet’i, çıplak kalan gönlüne ve edebine örtünerek doğrulursun, yoksul kalmış gözlerindeki umut ışığının kapıları nur Kuran ve sünnetile parıldar ve kapalı kalan gönül kapın merhamet ile açılır iken yüreğini ve âlemi yakan ateş, gözlerinde Nasuh bir tövbenin pişmanlığında akan iki damla gözyaşınla söndürür.

Artık Kur’an ve sünnetin hikmeti ve aşkı ile bakıyor gözlerin, onunla yürüyor ayakların onlar ile uzanıyor ellerin…
Seccaden taşların üzerinde, namazını ilk namazını kılar iken, göklerde buluşan ezan gibi yankılanıyor pişmanlığın nur nur, melekler taşıyamaz iken Nasuh pişmanlığını, iki damla gözyaşın ile eriyor, gülümsüyor sana semada melekler nur nur… Âleme gönlüne nurdan kandiller yandı, dilinde zikir Kuran ve Nur gül kokan Peygambere salavat gönderirken, yeniden diriliş ile dirildin sen ve âlem Nur Kuran ve nur gül kokan Resul sünneti ile…

Artık her günün mübarek bir gündür, âlemde nurdan gül kokan Resul kokuları sarmıştır, sana uzak sandığın her gün özlemi ile kucağında uyuduğun tatlı huzur bulduğuna kavuştun, sonsuzluğa koşarken elinde gönlünde iki tane nur, onlardı beklediğin misafirlerin, yol dostun, Rahmet yağdırırken gönlüne, gönüllere, âleme gülümseyerek yürü sonsuzluk yolunda gülümseyerek…
“Sakın yılmayın, üzüntüye kapılmayın, eğer iman ediyorsanız mutlaka üstün gelirsiniz!”Ayetini canlı canlı yaşıyorsun ne mutlu sana İslam düşüncesini capcanlı yaşıyorken, hidayeti, nuru, hakkı ve adaleti artık seninle ne mutlu sana, âlem hayran sana… Selam ve dua ile kardeşlerim…
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Boşuna Yaşıyoruz Boşuna



Bedava boşuna yaşıyoruz boşuna
Bedavadan boşuna kandırarak inanıyoruz Kuran'a
Gönülden inanan gibi değil inanmıyoruz
Mezarlık başında okumak için inanıyoruz

Ondan sonra çöle inen diyerek küçümsüyoruz
Başımıza felaket geldiğinde elimize alıyoruz
Boşa yaşıyoruz boşa boş boşuna yaşıyoruz


 Derdi yaşıyoruz boşuna
Dolapta saklanıyoruz gidiyor hoşumuza
Derde derman Kur’an’ı asarız duvara
Yandan yandan bakarız otururuz kenara
Kalırsak beş parasız koşarız Kur’an’a
Kalırsak fakir fukara aramayız çareyi Kur’an’da
Boşa yaşıyoruz boşa boş boşuna yaşıyoruz


Boşuna yaşıyoruz boşuna
Hakikate giden yolda haksızlık yapıyoruz
Bize de haksızlık yapılır ise çok kızıyoruz
Geriye dönüp hakikati arıyoruz
Hakikatsizliğimizi görmeyiz karşımızdakini suçlarız
Boşa yaşıyoruz boşa boş boşuna yaşıyoruz

Boşuna yaşıyoruz boşuna
Su içmek için pınara giderken yıkıyoruz
Su bulmak için dağı taşı eşiyoruz
Su bulamayınca yağmur duasına çıkıyoruz
İçimizde ki fesadı temizlemeden dua ediyoruz
Duamız kabul olmayınca Yüce Rahman’a küsüyoruz
Boşa yaşıyoruz boşa boş boşuna yaşıyoruz


Boşuna yaşıyoruz boşuna
Dost aramak için yola çıkıyoruz
Yoldaki insanların yolunu değiştirir katl ediyoruz
Âlem’de düzgün insan kalmayınca insanlık öldü deriz
Sonra elimiz boş dönünce küfür ediyoruz
İnsanlığı yok ettiğimizi görmeyiz oturur kara kara düşünürüz
Boşa yaşıyoruz boşa boş boşuna yaşıyoruz

Boşuna yaşıyoruz boşuna
Aşımızı aramak için çalışmaya gidiyoruz
Çalışmadan geri dönüyoruz ücret az diye
Aç kalınca da isyan ediyoruz
Kanaatkar değiliz kanaatkar
Boşa yaşıyoruz boşa boş boşuna yaşıyoruz


Boşuna yaşıyoruz boşuna
Haklısınız ücret çok az ama elden ne gelir
Başımızdakiler kazanır beş bin, bini gözü görmez
İyisini bulana kadar aza kanaat edelim aç kalmayalım
Boşa yaşıyoruz boşa boş boşuna yaşıyoruz

Boşuna yaşıyoruz boşuna
Çalışmadan mucize bekleriz
Mucize Kur’an ve sünnet’te bilmeyiz
Sefil rezil halde kalır bekleriz
Suçu dinde arar kendimizi görmeyiz
Boşa yaşıyoruz boşa boş boşuna yaşıyoruz

Boşuna yaşıyoruz boşuna
Ömür sona doğru çile ile koşarken
Çileyi nefretle önümüze kendimiz sererken
Düşünceler kul hakkını ihlal eder pranga vurur iken
Özgür düşünceden dem vururuz
Boşa yaşıyoruz boşa boş boşuna yaşıyoruz

Boşuna yaşıyoruz boşuna
İnsanları hor görür dost insan ararız küçümseriz
Ömür sonuna doğru tek başına Kur’an Sünnet’siz gideriz
Merhametli olmadan Salih amel yapmadan cenneti isteriz
Boşa yaşıyoruz boşa boş boşuna yaşıyoruz


Kul Mehmet’im var mıdır bu çözümsüzlüğe çözüm
 Vardır Kur’an Sünnet ile merhamet iyi niyetli yaklaşımla çözüm
Hepimiz kardeşiz canımız malımız haramdır birbirimize iki gözüm
Başımızdaki geri kalmışlık musibetler bizdendir derim söylerim budur özüm
Kur’an sünnet Merhametle olalım boşuna yaşamayalım boşuna

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)







Ey Ahiret Yolcusu



Ahiret yolcusunun uzun olurmuş yolu
Dikkat et buraya sen ey Allah’ın has kulu
Kur’an sünnet Salih amelle doldur bu yolu
O zaman sözün olur ey Allah’ın has kulu

Giydirirler dikişsiz yakasız beyaz tulum
Yaparlar meleklerde sana iyi bir sunum
Dersin yoksa iman, bu muydu benim yolum
İman etseydin sende ey Allahın has kulu

Kuran Sünnet yoksa da deme ben yer bulurum
İstediğin gibi hiç değil açık oturum
İmanın yoksa eyvah dersin nedir bu durum
İman etseydin sende ey Allahın has kulu

Dünyaya meyil etme olsa da halin fakir
Ahiret yurdunda olmasın sen inan hakir
İmanın var ise bak alırsın sevinç takdir
O zaman sözün olur ey Allah’ın has kulu


Kur’an Sünnet olsun bak sana âlemde hâkim
Ona hep danış ondan sen al ondan hep fikir
Nefis şeytana uyma olma sen ha muhtekir
İman etseydin ne olurdu Allah’ın kulu

Kur’an Sünnet ile sen ol ahiret yolcusu
Nefisle şeytan denilen ömrün soyguncusu
Kur’an sünnet dünya ve ahret koruyucusu
İman etseydin sözün olur Allahın kulu

Kur’an sünnet kulu hep ötelere götürür
Nefis şeytan da kulun ömrü sevabın bitirir
Kur’an Sünnet kulu her an kendine getirir
O zaman sözün olur ey Allah’ın has kulu


Söyle ey kul seninde son sınırın nedir kul
Kuran sünnet değimli sana okul söyle kul
Kur’an Sünnet kulu her an kendine getirir
O zaman sözün olur ey Allah’ın has kulu

Beden sonunda sessiz iner mezara beden
Bak işte sensin tek mezara sessiz giren
Bak bakalım aciz kul senle beraber gelen
O zaman sözün olur ey Allah’ın has kulu

Kazandığın kalır bak geride boşa gider emeğin
Solar boşa dikerken diktirdiğin çiçeğin
Kalırsın orada sen yalnız bitkin ve bezgin
İman etseydin sözün olurdu Allah kulu

Kul Mehmet’im varmadan kuran sünnet yoluna
Kavuşmadan dönersin erken dersin boşuna
Düşünmedin yanlışı sen enine boyuna
İman etseydin sözün olurdu Allah kulu

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)



Muhtekir: Vurguncu

19 Temmuz 2015 Pazar

Gönülden Kullara Verdiler Merhametle Selam


Yunus Emre’nin dilindeki aşk ile bakışı

Mevlana’nın gönlündeki aşk ile bakışı
Ahmet Yesevi’ nin gönlündeki aşk ile bakışı
Yunus Emre’nin gönlündeki merhamet
Mevlana’nın gönlündeki merhamet
Ahmet Yesevi’nin gönlündeki merhamet
Yunus Emre’nin gönlündeki Rahmet
Mevlana’nın gönlündeki Rahmet
Ahmet Yesevi’nin gönlündeki Rahmet
Kuran ve sünnet merkezli gönüller yağdı

Gönülden kullara verdiler merhametle selam
Kuran ve sünnet ile ettiler mutlulukla kelam
Ondan yayıldı âlem’de gönülde Yüce İslam
Gönüllerinde Kur’an sünnet ile gülümsedi âlem
Tüm işleri Kuran ve sünnet imandı özleri
Kur’an Sünnet ile çıkardı gönülde sözleri
Yunus Emre’nin gönlündeki Rahmet
Mevlana’nın gönlündeki Rahmet
Ahmet Yesevi’nin gönlündeki Rahmet
Kuran ve sünnet merkezli gönüller yağdı

Sardılar gönülde kanayan yarayı
Sevmezlerdi zaten köşkü sarayı
Merhametle sardılar bahtı karayı
Hiç açmadılar kullar ile gönülde arayı
Ayırırdılar her zaman fakirin payını
Okurlardı her gün gönüllere ezanı
Evlerinde her zaman kaynardı mutluluk kazanı
Yunus Emre’nin gönlündeki Rahmet
Mevlana’nın gönlündeki Rahmet
Ahmet Yesevi’nin gönlündeki Rahmet
Kuran ve sünnet merkezli gönüller yağdı

Bu âlemde hiç sürmediler sefa
Onlarda ömür boyu vardı vefa
Secdede idiler  kullarla günde beş defa
Kendileri çeker kullara çektirmezlerdi cefa
Yunus Emre’nin gönlündeki Rahmet
Mevlana’nın gönlündeki Rahmet
Ahmet Yesevi’nin gönlündeki Rahmet
Kuran ve sünnet merkezli gönüller yağdı

Helal ile yerlerdi her lokmasını
Bilirlerdi gönüllere merhametle bakmasını
Fakirlere her zaman hazırdı aşları doldururlardı taslarını
Hiç secde de kaldırmazlardı o mübarek başlarını
Gözlerine kullar için akıtırlardı gözyaşlarını
Yunus Emre’nin gönlündeki Rahmet
Mevlana’nın gönlündeki Rahmet
Ahmet Yesevi’nin gönlündeki Rahmet
Kuran ve sünnet merkezli gönüller yağdı

Kul Mehmet’im var git yolarında aç gönlünde perde
Kuran Sünnet ile varırsan düşmezsin hiçbir derde
Mutluluk merhamet sana koşar sen onlara yürürken’de
Böyle sevgi gönül dostu kaldı mı bilmem şimdilerde
Sen var yürü merhametle mutluluk görünsün her yerde
 Hiç olmazsa mutluluk ile gülümsersin sen ömründe
Yunus Emre’nin gönlündeki Rahmet
Mevlana’nın gönlündeki Rahmet
Ahmet Yesevi’nin gönlündeki Rahmet
Kuran ve sünnet merkezli gönüller yağdı
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç