Bu Blogda Ara

5 Temmuz 2015 Pazar

Yine Sensin Gönül Kaptanım




Yine Sensin Gönül Kaptanım

Bak işte doğan güneş senin gülüşünle beraber gönlüme doğuyor, seni sevmeye izin geren gönül güzelliğin içi güneş ile ısıtıyor, sanki yeniden hayat veriyor bu ruhuma bir tanem...

Gönlümde aşkın filizlerini açtıran gülüşüne hayranım, gönül bahçemde mutlulukla yürümene de hayranım, bakmana da salınarak yürümene de, dilinde dökülen aşk sözcükleri heceleri yarınıma ışık umut olurken, seni kollarımda sarmak, dünyanın hazinelerine değer bir tanem...

Gönlüme aşk elbisesini giydiren sen, beni deliler gibi seven sen, mecnun gibi sevmeme izin veren yine sen, ayrılığın kapısını ömrümün suratına kapatan yine sensin nur tanem...

Ömrümün rotası şaştığı anda, yolunu kaybettiği anda, usta bir kaptan gibi, ömrümün rotasını aşk limanına götüren sen usta bir kaptan, ömrüme rota çizen gönül gemimin yönünü çizen sen usta bir seven, aşk ve sevda denizinde beni mutluluk gemisinde yolculuk ettiren yine sensin gönül kaptanım...

Kederler uğramasın saçının bir teline
Hasret uğramasın gözyaşı ile gözüne
Ayrılık çalmasın kapını nur tanem
Ben yanayım derdine kederine sen yanma
Sen sadece sev beni
Ben kederin hasretin ayrılığın yolunda beklerim
Senin kapına uğramasın diye nur tanem
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

İftara Doğru Gidiyor Zaman






İşte çıktık sahurdan
İftara doğru gidiyor zaman
Düştük Ramazanın ardına
Sonuna doğru gidiyoruz sevabına
Bin aydan hayırlı olan geceye
Kadir gecesine
Yaklaşıyoruz usul usul
Mümin Ramazanda nefsini allamış
Salih amel ile pullamış
Kadir gecesine yollamış
Biter âlemde inşallah sancı
Müminde var iken Kuran inancı
Zalim yer sille tokadı kalır cehennemde yabancı
Dünyaya gelir bir gün barış
Haydi, kullar iyilikle sen yarış
Cennete kolay olsun varış
Ramazana kullar yaslanır
Salıncağına biner sallanır
İftar olunca yedikleri ballanır
Sona giderken Ramazan
Buruk olur yürekler her zaman
Hoşça kal derken Ramazan
Kadir gecesini ihya edelim o zaman
Kul Ramazanda huzur bulur
Kadir gecesinde nurlar ile dolar gönlü yol olur
Ramazan Yüce Rahmanın kullarına ihsanıdır
Ramazanda gönlü hoş olan Allah'ın insanıdır
Haydi, ölümüz gözünde canlandır
Nefsi terbiye et terbiye ölüm ile canlandır

Mehmet Aluç (Kul Mehmet) 

Kim alır seni benden -2-





Geceyi gündüzü taşıyan aşkımız olduktan sonra
Aşk yüreğimizde bizimle olduktan sonra
Aşk usulca tenimize dokunsun bizimle olsun dedikten sonra
Kim koparır bizi aşkın ellerinde
Kim alır aşkın gözlerine bizi, biz gezerken
Uykusuz şafakları aşkın kucağında ninni ile uyuturken
Kim koyun koyuna yatarken bizi kim uykusuz bırakabilir ki

Mehmet Aluç

Kim Alır Seni Benden



sen gönlümde iken
kim alır seni benden
ben senin gönlünde isem
kim koparır beni senden
sen bana gülümser isen
ben seni candan sever isem
ayrılığa kapımızı kapatmış iken
aşkın sahilinde gezer iken el ele
ölümden başka ne ayıra bilir ki bizi

Mehmet Aluç


Secdeye Varır Gibi Gittiler Ölüme



Gazze de Musalar
Filistin de Ammar'lar
Doğu Türkistan da Yasinler ölür sanmayın
Yeniden dirilmek için ölür onlar
Bilmez zalim soyu kuruyasıca zalim
Musalar
Ammar'lar
Yasinler...
Onlar secdeye varır gibi gittiler ölüme
Anneler secdeye varır gibi uğurladı
Haydi, bölünme Müslüman böl zalimleri
Bükülme Musalar Ammar'lar Yasinler
Bükülmedi sende bükülme diril haydi imanın'la
Bak gör Müslüman emzikli bebe kalıyor yetim
Gül kokan Resul çok severdi yetimleri
Gözü yüreği kalmasın arkada annelerin
 Haydi, son olsun bitsin bu zulüm
Yıkalım ayrılığı tefrikayı birleşelim Kuran etrafında
Yok, olsun cümle zalim
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Medya Seçkilerim-Feridenin Günlüğü

 


Yavrum bu son bomba geçecek..


Feridenin Günlüğü












Yavrum bu son bomba geçecek...

Dünya’da eksilen Musalardan yazılar yazdım. Sen okurken çekik gözlü çocukların cennete yağdığı Doğu Türkistanı da düşünebilirsin. Serbest acı
Ya Resullallah bıraksalardı ona seni öğretecektim, bıraksalardı eteklerimize değil sana tutunmayı öğretecektim. Bıraksalardı sütüm sana helal olsun diyecektim. Benimki Musa, Onunki Zekeriya, şu kundağında acı emen Muhammet. Kucaklarımızda ölü serçelerle sana geldik. 
Dünya’ya gelenler büyüdü Ya Resullallah Gazzeye gelen Musa’ları vurup kucaklarımıza attılar. Bize senin adınla çağıracağımız evlat bırakmadılar. Bize Firavunların yağdırdığı bombalardan kaçıp “Korkma Musa bu son geçecek” diyerek sarılacağımız evlat kokusu bırakmadılar. Kokumuzu cennetimizi aldılar Ya Resullallah. Bize, dudaklarımızdaki feryadı ayaklarındaki çamuru öperek teselli edeceğimiz Ahmet bırakmadılar, İsmail bırakmadılar Musa bırakmadılar!
Onları son secdeye varır gibi ve o secdede ağlar gibi yavaş yavaş emziriyoruz,.. Onlar ki bizi hiç üzmediler, büyümeyen yavru bizi niye üzsün. Bize akşam ezanı okunmadan kapılardan çağıracağımız evlat bırakmadılar! Bize  elbiseler dikip bayram sabahı müjdeleyecek evlatlar bırakmadılar. Bize babasıyla bayram namazına giderken elimizi öpecek ceylan bırakmadılar.

Ya Resullallah sen ki yetimlerin mahzunluğunu elinde toplayıp secde secde ağlayansın. Sen ki öksüzün başını cennet cennet okşayansın. Biz bu serçeleri nereye uçuralım. Nereye uçsunlar ki sırtlarında taşıyacakları ölüm fazla gelmesin. Nereye uçsunlar ki anne diyebilecek kadar büyüsünler nereye uçsunlar ki elbiselerini giyip aynaya bakabilecek kadar uzasın boyları. Nereye uçsunlar ki saçlarını zafer ilahileriyle biz tarayalım Firavunlar taramadan önce. Nereye uçsunlar ki döneceklerinden umudumuz olsun. Nereye uçsunlar ki kucaklarımız onların musallası olmasın. Biz bu gözyaşlarını nereye dökelim Ya Resullallah. Sen olmalıydın ki senin kucağın Kızıldeniz. Bırakırdık Musa’mızı senin kucağına. Senin merhametin anne sütü gibi dağılırdı dudaklarında. Bize Halime Annemiz gibi teslim edeceğimiz bir Anne de bırakmadılar. Ya Resullullah evladının kulağına Muhammet Muhammet Muhammet diye seslenen anneleri de vurdular.

Ya Resullallah! Burada feryatlarımıza tırnaklarımızı geçirip yırta yırta evlat diye haykırıyoruz. Babalarsa gizli gizli ağlıyor. Sen de babaydın. Burada gömleği evladının kanıyla sokak sokak diğer yavrusunu arayan yiğide baba derler. Burada Vurmayın Allah aşkına Musa annesini emiyor diyen yiğide baba derler.
Burada dört evladının dağılmış başını bir kucakta toplayan yiğide çaresize baba derler. Burada salaya karışan içli hıçkırığa baba sesi derler. Burada evladı yaşıyor mu diye değil kolları yerinde mi diyerek Allah’a sığınan yiğide baba derler. Ve burada cenaze namazı kılmaktan alnı eskimiş, intikam orucu tutmaktan iftar edememiş yiğide baba derler ki babaları da vurdular. Ciğerlerine evlat kokusu çekip Cennetim diye sarılamayan yiğide baba derler … Onlar Yakup gibiler ki bütün kuyulara ağlayarak seslenen Yakup gibi.. Ya Resullallah Yusuf’larımızı kurtaracak Kervanları da vurdular.

Ey İsrail. Ey bizi analığımızdan vuran yiğitleri baba diye  çağrılmaktan mahrum bırakan şerefsiz cesetler.

 Ey namludaki kurşun kadar sayılı cesarete sahip kurşunu bittiğinde zavallı bir it gibi titreyerek ağaç arkalarına tüneyen sefiller. Yavrularımızın ölüleri üzerinde ceset tartan kan tüccarları. Ağıtlarımız üzerinde tepinen cehennem odunları. Allah daha son noktayı koymadı. O gün geldiğinde kucaklarımızdan evlatlarımızı toplayıp kurşundan geçirdiğiniz gibi biz de sizi azabın ipine dizilişini seyredeceğiz. Bir bebeği sütten keser gibi nefesinizin kesilişini izleyeceğiz. Siz ağıt sıcağı nedir bilmezsiniz. Nerden bileceksiniz kan sıcağından başka sıcak bilmeyen ne bilsin. Sen kurşun sıkarsın o baba yumruğunu sıkar. Fakat bilmezsin ki sıkılmış bir baba yumruğu sizin bombalarınızdan büyük. Sen yağdırdın lakin Allah’ın yağdıracağı senin zafer sandığını başına gömer. Sen işaret fişeklerinle ocaklarımızı aydınlattın sonra vurdun dağıttın lakin Allah’ın işareti yakındır her dua bir fişek ağzında feryat salyasıyla kudura kudura o günü bekleyeceksin.

Ya Resululallah .. Ey Musa’larımızın Kızıldenizi. Acımızdan sütümüz siyah saçımız ak lakin sana seslenmek tesellimiz. Musa, Ahmet, İsmail, Ayşe, Zeynep senin merhametine emanet. Onlara iyi bak. Biz sütümüzü acımız gibi saklayacağız bizi avutacak bir cennet buluruz elbet..   

elonue@gmail.com
Twitter:@elonue
Kaynak:http://www.haber7.com/yazarlar/feridenin-gunlugu/1444850-yavrum-bu-son-bomba-gececek










4 Temmuz 2015 Cumartesi

Aşamadım Yar



Aşkınla ben yüce dağlar aştım yar
Bir ben senin gönlün aşamadım yar
Yaz gününde başıma yağdırdın kar
Al senin olsun tatlı can dedim yar
Aşkınla ben yüce dağları aştım
Bir ben senin gönlün aşamadım yar


Seni candan sevdim sen bana küstün
Ölü toprağını üstüme serptin
 Sana az gül dedim sen hiç gülmedin
Aşkınla ben yüce dağları aştım
Bir ben senin gönlün aşamadım yar


Kul Mehmet yar sevmedi yasın olsun
Geçen günler hep göz yaşınla dolsun
Bu bedenin yaşamasın yok olsun
Aşkınla ben yüce dağları aştım
Bir ben senin gönlün aşamadım yar
Mehmet Aluç  (Kul Mehmet)


Ak Göğsüne Al Beni






Sana yöneldim sevgili gül bana
Hasret ile yakma yazık bu cana
Gönlüm verdim candan ben canım sana
Hasret ile yakma yazık bu cana
Aç kolların ak göğsüne al beni
Yıllar oldu sensiz yalnız gezeli
Sensin bu gönlümün dünya güzeli


Benimle eğleşme piştim aşkınla
Seni sevdim ben bak döndüm şaşkına
Bırakma beni sen Allah aşkına
Hasret ile yakma yazık bu cana
Aç kolların ak göğsüne al beni
Yıllar oldu sensiz yalnız gezeli
Sensin bu gönlümün dünya güzeli


Aşk hırkasın giydim geldim ben sana
Bir adım at ne olur yaklaş bana
Dikenli yollarda ben koştum sana
Hasret ile yakma yazık bu cana
Aç kolların ak göğsüne al beni
Yıllar oldu sensiz yalnız gezeli
Sensin bu gönlümün dünya güzeli


Kul Mehmet aşkını söyler âleme
Sevdi bu sözleri aldı kaleme
Sevgilim benden başkasını dileme
Hasret ile yakma yazık bu cana
Aç kolların ak göğsüne al beni
Yıllar oldu sensiz yalnız gezeli
Sensin bu gönlümün dünya güzeli
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Sahur bereketi

     
  


İşte yine geldi sahur
Müslüman duyar sahur ile huzur
Müslüman oruca hazır
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Sahur ile Ramazana verilir selam
Oruçlu iken edilmez boş kelam
Ramazanlıkta iyilik yapmaya devam
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Sahurda sofraya iner melekler
Oruç ile müminler her zaman gülümser
Mümin olmayan anlamaz değildir iyimser
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Sahur ile semada lütuf doğar
Lütuf nuru âlemi sarar
Müminler bakar lütuf'a doyar
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Sahur ile başlar oruç
Nur dolar gönüllere avuç avuç
Açılır nurlar amellere perde perde
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur



Mümin gülüşür her gördüğünde
Müslüman'dır adı üstünde
Edep ile başı önünde
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Sahurda nur ile doğsun cümle haneye
Yine kavuşalım inşallah seneye
Sahurda oruç'a başlama ile koşarız öteye
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Sahuru Yüce Rahman'dır kuluna lütuf eden
Oruçla kul zindelik diriliş bulur beden
Ne güzeldir gönlünde Kuran ile gülümseyen
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Oruç Yüce Rahmanın nimeti
Sevabı ile verir Rahman cenneti
Kuran iman ile taşı teslim et emaneti
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Oruç ile mümin kul olur neşeli
Kuran iman ile kul ne güzeldir pişeli
Cümle kullar merhametle gülüşmeli
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur



Kuran merhamet her an Müslüman'ın beyninde
Selam ver gülümser her geçtiğinde
Kul Mehmet'im sende gülümse hanende
Semada yeryüzüne yağar Rahmet nur

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Üstat'lardan şiirler-1 Osman Yüksel Serdengeçti



       
        

Ağıt

Yıllardır, yıllardır hayaller kurdum, 

Seni anam gibi aradım durdum, 
Ey benim sevgilim, ey Ana yurdum, 
Nerde benim Ural-Altay dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Gövden bir yerde başın bir yerde, 
Aramıza inmiş bir demir perde, 
Söyle Turan sen nerdesin, ben nerde? 
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım 
Turan ellerinden haber gelmiyor, 
Yarabbi derdimi kimse bilmiyor, 
Dört asırdır Türk'ün yüzü gülmüyor, 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Nerde benim Ural-Altay dağlarım? 
Koskoca bir alem göçmüş yıkılmış, 
Türbelerin, camilerin yakılmış, 
Meydanlara kara putlar dikilmiş, 
Buhara der, Semerkant der ağlarım 
Nerde benim Ural-Altay dağlarım 
Kimlere söylesem bilmem derdimi, 
Acaba dünya böyle zulüm gördü mü, 
Bozkurt gitmiş ayı basmış yurdumu, 
Bozkurt'um der öz yurdum der ağlarım 
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım? 
Sen ey Hazar, engin Hazar, Türk Hazar, 
Söyle bana boylarında kimler gezer? .. 
Kafir moskof yine mezar mı kazar? 
Seyhun gibi, Ceyhun gibi çağlarım, 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım? .. 
Moskof bayrağını çekmiş gemiler, 
Yol alırken dalgaların iniler, 
Her gelen haberde derdim yeniler 
Nerde benim Ural-Altay dağlarım 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Vatanlar, vatanlar, esir vatanlar, 
Ey yüreği vatan için atanlar, 
Toplanın elleri silah tutanlar, 
Kıyam etsin ölülerim, sağlarım, 
Nerede benim yaslı Tanrı dağlarım? .. 
Esen yellere bak sevda yelidir, 
Açan güllere bak bayrak alıdır, 
Senden ayrı düşen gönül delidir, 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Duman olur dağlarına ağsam mı? 
Yağmur olup dağlarına yağsam mı? 
Yıldız olup göklerine doğsam mı? 
Ah çeker de yaşın yaşın ağlarım 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım 
Doğmuyor, doğmuyor aylar, yıldızlar 
Çalmıyor kırılmış kopuzlar, sazlar 
Karalar bağlamış gelinler, kızlar 
Akşam olur sabah olur ağlarım 
Nerede benim yaslı Tanrı dağlarım? 
Allah Allah diyen ezanlar nerede? 
Efeler, yiğitler, kızanlar nerede? 
Taşkentler, Kırımlar, Kazanlar nerede? 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Artık Dede Korkut öğüt vermiyor 
Gültekin'den bildirgeler gelmiyor 
Ne söylesem olmuyor, ah olmuyor 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Sürüler dağılmış, yaylamaz olmuş 
Irmaklar kurumuş, çağlamaz olmuş 
Ozanlar, Şamanlar söylemez olmuş 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Mağripten maşriki soranlar hani? 
Çin'i, Viyana’yı saranlar hani? 
Üç kıtada dimdik duranlar hani? 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Geçmiş günler birer hayâl oldular, 
Bedr-i tam idiler, Hilal oldular, 
Dün cevapken bugün sual oldular, 
Nerede benim Ural-Altay dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım. 
Kınaman dostlarım gözümde yaş var, 
Şu kara bağrımda bir kara taş var, 
Tam elli iki milyon esir gardaş var, 
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım? 
Akşam olur sabah olur ağlarım.
                                              Osman Yüksel Serdengeçti

İnsanlık zor meseledir



İnsanlık zor meseledir
Hayatta var olmak değildir 
Düşünmek gerek nedir asıl amacımız
Acep neresidir bizim son durağımız
Ne olmalı gönlün başında
Bazen akar yaş gözyaşında
Bazen yitirir insanlığı her gülüşünde
İnsanlık zor meseledir
Hayatta var olmak değildir
Az biraz merhamet durağında dursana
İnsanların hali nedir bir sorsana
Kazandığın maldan en güzelinden versene
Hepsi benim diyerek sırıtarak gülmesene
Gülümseyen cemalini insanlara göster
Helalinden alından dök ter
Bunlar ile olmazsan halin inan beter
İnsanlık zor meseledir
Hayatta var olmak değildir
Sanma kazandığın dünya malın seninle gider
Salih amelin gülümsemen var ise seninle o gider
Yoksa bunlar kazandığın hepsi yele gider
İnsanlar hepsi kardeşin
Cümlesi yol yoldaşın
Sağlık işte o her şeyin temeli başı
İndirme sakın küserek kaşı
Dünyaya geldin giydin bedene bir parça elbise
Ölüp giderken giydiğin bedene bir metre bez elbise
Arada tenhada kalma
Nefis şeytan ile yatma
Doğruya yalanı katma
Kuran'dan kaçma
Kulları ise hiç satma
Yaşa merhametle yurdundan
Yürü Kuran ile gül kokan nur Resul ardından
Yoksa yaşadığında olmaz fayda
Namaz kılınmaz ayda veya bir kez bir yılda
Her yola var vaktinde
Vazgeçme dur ahdinde
Kalk seyran eyle âlemi seher vaktinde
Bak gül açarken bülbül öterken
Âlemi seher vaktinde
Dinle sabah namazını seher vaktinde
Az bil haddini
Var yoldaş ol doğru yolda Kuran ile gidene
Batırma nefret ile gönüllere dikeni
Ölürken giydirmez sana kullar bir parça kefeni
Kul Mehmet'im çık yavaş yavaş hayat merdivenini
Kuran imandır hayatın şöleni
İnsanlık zor meseledir
Hayatta var olmak değildir
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


Pişmanlığımın Hücresinde



Hayat işte yaşadığımız
Sözümüzü dinlemeyen
Bizi peşinde sürükleyen
Gülümsemelerimize
Ağlamalarımıza aldırmadan devam eden
Bazen yarı yolda tek başına bırakan
Biz boşlukta iken bize uzak olan mı ?
Bize yakın olurken biz boşlukta bıraktığımız mı?
Tahammülsüz duygularla görmediğimiz mi ?
Tahammülsüz duyguların peşinde koşmayın,
Benim peşimde gelin der iken görmediğimiz mi ?
Semada bir lütuf gibi gülümseyen mi?
Yoksa semada bakarken görmediğimiz,
karanlığa koşarken bakamadığımız bir boşluk mu?
Bazen ağlarken bize gü(e)len
Dostların peşinde koşturan
Ölüm gelince tek başına bırakan
Gözlerimizin içinde hapis olan
Görmediğimiz
Yaşadığımız kendimizin sandığımız
Yalandan kurduğumuz hayat mı?
Gerçek olan hayat?
Yaşa(ma)dığımız mı?
Peşinden koşamadığımız
Adım uydurmak yerine
Adımlarımıza uydurmaya ç/alışmadığımız
Biz bakar iken bizden uzaklaşan
Uzaklaşınca yetişemediğimiz
Bir çığlık gibi semada kaybolan hayat mı?
Anla...
Çöz...
Çözebilirsen...
Koş koşabilirsen...
Basamak basamak merdiven çıktığımızdı
Yoksa basamakları çıkmadan inmeye ç/alıştığımız mı?
Unuttuğumuz bir yol mu hayat
Yoksa unutmak için zihnimizi yorduğumuz
Uykuya d/aldığımız
U/yanınca
Çığlık çığlığa k/aldığımız
Tek kişilik senaryo mu?
Anla...
Çöz...
Koş koşabilirsen...
            ıı
Nasılda unuttum
Bir dere kenarında bıraktığım
Beni beklerken benim beklemediğim
Kısık yanan bir lambamı
Hani dün y/anarken söndürdüğüm
Kısık bir lambamı idin sen hayat?
Parmağını gözüme sokarak beni ayıktırır iken
Gözüme çöp battı dediğim
Yüzümü çevirdiğim
Benimle konuşur iken
Konuşmadığım mısın?
Öyle ise ben y/anıldım!
Ama şimdi yalnız kal(n)dım
Nerede etrafımda benimle olanlar
Nereye gittiler?
Ayağım kayınca düştüm ise
Elimde tutmak için yanımdakiler nereye kayboldu?
Yoksa ben mi y(ş)aşarken kayboldum?
Kaybolmamak için girdiğim kalabalık s/andığım
Yalnızlıklarımıydı onlar?
Bana gülümseyen
Sonra terk edip giden
Yok, mu bana anlatan
Neler oluyor?
Hangisi gerçek?
Hangisi yalan?
Hangisi düş?
Hangisi hezeyan?
            ııı
Gülümsediklerim küskün
Küskün olduklarım mı gülümseyen miydi?
Yokuşun dibindeyim
Az önce yukardaydım
Kalabalıktı etrafım
Kim attı beni buraya
Yalnız iken benimle olan bana fısıldayan d/uymayan ben
Duyduklarım önemsediklerim beni terk etti
Yanlış duyumlar peşinde mi koştum
Eyvah!
Yanıldım!
Ne yapmalı?
Yok, mu çaresi artık?
Feryat etsem duyan olmaz mı?
D/uymadığım ey sen şimdi beni duymaz mısın b(ç)ağırsam?
Selamet dün gözlerime b/akarken
Gözlerim kapatmıştım
Geçim derdine
Kasama bir kaç dolar yığmanın hesabını yaparken
Yanıldım gözümü kapattım
Bari sen şimdi aç bana g/(s)özlerini
Karanlıktayım
Az bana ışık ol
Yine karanlıktayım
Evet, kendi karanlığımda
Pişmanlığımın hücresinde
Bana gülümseyenleri görmemenin
Pişmanlığını yaşadığım
Hapis hanesindeyim
Eyvah...
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

3 Temmuz 2015 Cuma

Allah için



Gözünde aksın yaşlar Allah için
Kazandığın helal malı harca Allah için
Ömrünü harca Allah yolunda mümin olduğun için
Ölüm gelsin gülümseyerek Allah'a kavuşmak için

Rahman ile sen secde de ol
Rahman sana açar bir yol
İşte iman ile sana mutlu bir yol
Rahman'a ol iman eden bir kul

Tebessüm ile Kuran'a ver selam
Kuran dili ile eyle kelam
Hayatına iman ile et devam
Rahman'a ol iman eden bir kul

Tenin uzak olmasın Kuran'a
Mukaddes kuran alsın seni avucuna
Kuranda uzaklaşıp dar sokaklarda girme esaret altına
Rahman'a ol iman eden bir kul

Avucunda dua ile süzülsün nur
Kuran iman sanadır onur
Tövbe ile günahını eyle pak nur
Rahman'a ol iman eden bir kul

Nefis şeytan ile matem kaplamasın ömrünü
Kuran Nur Resul kaplasın gönül gülüşünü
Gönlünde biriksin Rahmet nur nur
Rahman'a ol iman eden bir kul



Kul Mehmet'im selamet ile ol Kuran sana onur
Kuran gönlüne nur nur işlesin odur ferah nur
Gönlüne yağsın rahmet can nur
Rahman'a ol iman eden bir kul

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)



Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç