Bu Blogda Ara

17 Haziran 2015 Çarşamba

Ramazan Ayında öykülerim-1-


                          FARK EDİLİŞ 
Ramazan Ayında öykülerim
On bir ay boyunca huzursuzluk içinde idi. Yolda yürür iken insanlara bakar iken gönlünde huzursuzluk hâkimdi.
Ruhunu saran huzuru arıyordu lakin bulamıyordu. Etrafını saran yalnızlık, vefasızlık değişik frekansların sesi buna sanki izin vermiyordu.
Bugün nedense içinde huzur kırpıntıları esiyordu. Etrafında fark edilen değişiklik, yüzlerde tebessüm bir telaş alışveriş merkezlerinde hareketlilik vardı. Hayret etti ve sevindi. Neden bu huzur ve sevinç diye düşünür iken gözü caminin minaresine asılı duran mahyaya takıldı. ”Hoş geldin ya şehri Ramazan” yazıyordu. Birden anımsadı yarın Ramazanın başlangıcı idi. Onu da unutmuştu bu telaşlı umursamaz dünyasında.
İç dünyamızı aydınlatacak Ramazan geliyor ondan herkes mutlu gülen yüzleri var yüzlerinde diye düşündü. Hemen karşı alış veriş merkezine girdi, sahur için alış verişin yolunu tuttu.
Alış veriş merkezi hiç böylesine şen neşeli ve gülümsemiyordu on bir ay, nasılda Ramazanın gelmesi ile neşe sevinç güzellik gelmiş dedi içinde.
Zamana ve zemine uymayan anı planı programını artık Ramazan’a göre programlatacaktı. İhmal ve yanılgıları gözden geçirecek, insani sorumluğunu hatırlayacaktı. Ama dedi neden on bir ay unutuyoruz da ramazan ayında hatırlıyoruz, utandı başını öne eğdi. Başını kaldırdı şimdi başımı öne eğecek zaman değil dedi. Karşı mahallede fakir bir teyze vardı, çoktan beri yanına uğrayarak halini hatırını sormak istiyordu, onun içinde bir şeyler aldı. Kasada aldıklarının parasını ödedi. Yürüyerek mahalleye doğru yürüdü.
Çoktan beri uğramak istediği Neriman teyzenin evinin önünde durdu, kapıyı çaldı. Uzun bekleyişten sonra yavaşça yürüyerek kapıya yaklaşana Neriman teyzenin sesini duydu. Kapı açıldı. Neriman teyze şaşkınlık içinde
-Buyur evladım kimi aramıştınız.
-Teyzeciğim ben Ahmet kapı komşu sayılırız, sizi ziyarete geldim kabul ederseniz.
Şaşırdı Neriman teyze
-Be.. beb.. Beni ziyaret mi geldin evladım?
-Evet, teyzeciğim, verin o mübarek elinizi öpeyim.
Neriman teyzenin mübarek elini öper iken, Neriman teyzenin gözlerinde sevinç damlaları başına damladı anda yüreğinde huzurun anaforları serin serin esti, bambaşka âlemlere uçtu.
Bir fark ediliş ayı ve fark ediliş sunan ramazan ayının güzelliği ne denile bilinir ki ancak Allah’u Ekber denilir.
İçeriye girdiler. Ahmet elindeki poşeti masanın üzerine bıraktı.
Devamı yarın inşallah
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Oruç Tutanlar Olur Bahtiyar


Teravih başladı bu gece
Nurlu Ramazan'a girdik cümlemizce
Mümin oruç peşine düşer gider
Oruç kulları merhametli nurlu eder
Oruç tutanlar olur bahtiyar

Nefis şeytan kulu eder heder
Bilmem kul ardından nasıl gider
İman gitmeyin sakın der
Oruç kulları merhametli nurlu eder
Oruç tutanlar olur bahtiyar

Oruç ötelere yolculuktur
Mümin olmak bahtiyarlıktır
Secdeye varmak kula özgürlüktür
İman ile kul ömrünü coştur
Oruç tutanlar olur bahtiyar

Nurla iner melekler
Oruçla yapılsın güzellikler
Kuran okunur bu gece müminler
İman ile kul ömrünü coştur
Oruç tutanlar olur bahtiyar

Ramazanda huzur dolar bedene
İmanımızı güçlendirelim hadisene
Kul Mehmet’im sende güzelliği dene
İman ile kul ömrünü coştur
Oruç tutanlar olur bahtiyar

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

İman İle Mümin Güzel Olur




Baksana arkanda seninle gelene
Tokat vurmak ister ensene
Nefis şeytandır onu bilsene
Haydi, kaç gel imana gelsene
Birazda yap hasene
Adımlarına az dikkat etsene

İman ile dolsun kafan içi
Yoksa boş gider kafan içi
Deme namaz değil genç işi
Rahman ecel ile çekerse fişi
Anlarsın o zaman gerçek işi

Tövbe Rahmanın kuluna ihsanıdır
Rahman ile olanın yaşadığı bahardır
İman eden kul olan insandır
Ölüm gelince geriye ne kalandır
İyilik ve Salih amel ile kul mezarda yatandır

Allah ile olana ölüm hayat kolay olur
Allah ile olmayan ölüm hayat zor gelir
Kul her ne yaparsa kendine yapar bilir
Rahman ecel ile fişi çekince yaptığı ile gider
Rahman ile olmayan mezarda ne eder

Secde ile rahmana boyun eğmezsin
Allah azap verir bilmez zulüm edersin görmezsin
Gece gündüz nefis şeytan ile olur gülersin
Fakir gözü yaşlı görünce kaçar fayda vermezsin
Kaçınca kurtuldum sanırsın
Şeytan koşturur köleliği kurtuluş sanırsın yanılırsın

Nefsinle zulüm edersin dersin ne hoş
Mezara girersin için boş yanarsın hoş hoş
Az ne olur merhametle iman ile koş
Gönüllere dokun sende gül sende coş
Sanma insan bu dünyaya geldi başıboş

Kul Mehmet’im nefsinle kalma sarhoş
Nefis ile yapılan işler boş
İman merhametle olursan çok hoş
İyilik Salih amelden gerisi boş
İman ile mümin en güzel olur ne hoş
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Ramazan Ayında öykülerim-1




FARK EDİLİŞ 
Ramazan Ayında öykülerim
On bir ay boyunca huzursuzluk içinde idi. Yolda yürür iken insanlara bakar iken gönlünde huzursuzluk hâkimdi.
Ruhunu saran huzuru arıyordu lakin bulamıyordu. Etrafını saran yalnızlık, vefasızlık değişik frekansların sesi buna sanki izin vermiyordu.
Bugün nedense içinde huzur kırpıntıları esiyordu. Etrafında fark edilen değişiklik, yüzlerde tebessüm bir telaş alışveriş merkezlerinde hareketlilik vardı. Hayret etti ve sevindi. Neden bu huzur ve sevinç diye düşünür iken gözü caminin minaresine asılı duran mahyaya takıldı. ”Hoş geldin ya şehri Ramazan” yazıyordu. Birden anımsadı yarın Ramazanın başlangıcı idi. Onu da unutmuştu bu telaşlı umursamaz dünyasında.
İç dünyamızı aydınlatacak Ramazan geliyor ondan herkes mutlu gülen yüzleri var yüzlerinde diye düşündü. Hemen karşı alış veriş merkezine girdi, sahur için alış verişin yolunu tuttu.
Alış veriş merkezi hiç böylesine şen neşeli ve gülümsemiyordu on bir ay, nasılda Ramazanın gelmesi ile neşe sevinç güzellik gelmiş dedi içinde.
Zamana ve zemine uymayan anı planı programını artık Ramazan’a göre programlatacaktı. İhmal ve yanılgıları gözden geçirecek, insani sorumluğunu hatırlayacaktı. Ama dedi neden on bir ay unutuyoruz da ramazan ayında hatırlıyoruz, utandı başını öne eğdi. Başını kaldırdı şimdi başımı öne eğecek zaman değil dedi. Karşı mahallede fakir bir teyze vardı, çoktan beri yanına uğrayarak halini hatırını sormak istiyordu, onun içinde bir şeyler aldı. Kasada aldıklarının parasını ödedi. Yürüyerek mahalleye doğru yürüdü.
Çoktan beri uğramak istediği Neriman teyzenin evinin önünde durdu, kapıyı çaldı. Uzun bekleyişten sonra yavaşça yürüyerek kapıya yaklaşana Neriman teyzenin sesini duydu. Kapı açıldı. Neriman teyze şaşkınlık içinde
-Buyur evladım kimi aramıştınız.
-Teyzeciğim ben Ahmet kapı komşu sayılırız, sizi ziyarete geldim kabul ederseniz.
Şaşırdı Neriman teyze
-Be.. beb.. Beni ziyaret mi geldin evladım?
-Evet, teyzeciğim, verin o mübarek elinizi öpeyim.
Neriman teyzenin mübarek elini öper iken, Neriman teyzenin gözlerinde sevinç damlaları başına damladı anda yüreğinde huzurun anaforları serin serin esti, bambaşka âlemlere uçtu.
Bir fark ediliş ayı ve fark ediliş sunan ramazan ayının güzelliği ne denile bilinir ki ancak Allah’u Ekber denilir.
İçeriye girdiler. Ahmet elindeki poşeti masanın üzerine bıraktı.
Devamı yarın inşallah
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Ben Ve Nefsim



Ey nefsim neden şeytanla oldun başkaldırdın
İman yolunda yürümedin bak yalnız kaldın
Kendi arzun için yolumu çevirdin beni sattın
Ayıkamadım seninle kaldım yanıldım
Bir yalan içine binlerce yalan kattın

Beni dörderdin ezen yok eden çarkında
Nasıl ben olamadın farkında
İman geçiyor çağırıyor iken yakınımda
Ayıkamadım seninle kaldım yanıldım
Bir yalan içine binlerce yalan kattın

Beni kandırdın vardı ağzın sanki kulaklarında
Günah deryasına daldırdın beni dalgınlığımda
Seninle olamamak gerekir demişti Rahman Kur’an’da
Ayıkamadım seninle kaldım yanıldım
Bir yalan içine binlerce yalan kattın

Beni egomla kandırdın dedin sensin fikrinle seçmece
Namaz niyazdan uzak durdurdun yaklaştırmadın kendince
Kendi fikrimden uzaklaştım seninle oldum kaldım böylece
Ayıkamadım seninle kaldım yanıldım
Bir yalan içine binlerce yalan kattın

Derece derce düşürdün çirkefli çamura öylece
Seninle gezerdim sahteliğinle ben gündüz gece
Seninle yalanlarınla bildim sanırdım sözlerim bilgece
Ayıkamadım seninle kaldım yanıldım
Bir yalan içine binlerce yalan kattın


Kul Mehmet’im ayıktım işin gücün düzmece
Ben birden Rahmanın yardımıyla ayıktım dün gece
Rahmanın yardımıyla imanı yazdım gönlüme hece hece
Olan sana oldu ezildin benden fazla neticede
Ayıktım Rahman ile kalacağım bundan böyle istemesen de
Alnımda secde izi ile dolaşacağım artık sana hoş gelmese de

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Medya Seçkilerim


                                          Mursi’nin imanını idam edemezsiniz




                                                  Mursi'nin İdamını idam edemezsiniz


Ne istiyorlar? Mursi’nin imanını iple boğmak. Ne zannediyorlar? Allah’ın ipinin olmadığını. Biz ne yapıyoruz?

Gözünüzü idam kararı bekleyen cennet eri kadar büyük açıp bakın. Ne yapıyoruz. Dedim ya sen kervansan itin bol olur. Biri gider diğeri ürür. Sıktığımız yumrukları açıp Allah’a göstermekten başka çaremiz yok. Her Müslüman kendi boynundan vurulur mu diyeceksin. Bütün bananeciler ve bahaneciler Allah’a havale. O baş, bizim imanımızın toplandığı yer o baş giderse seni de imanından vurmaya kalkacaklar. Bir çok insan hakları aktivisti bu idama dur diyen bir imza kampanyası başlattı. www. freemorsi.org . Bu adrese gir ve imzala.

Mısır’ın 12 Eylülü.. Bize Allah yeter diyen adam bütün gaddarların adamlığını zaten ipe götürmüştür.  Kim kimi asacak acaba? Vicdansızın ikizi her yerde bulunur. Burada Evren, orada Sisi. Ölümleri farklı musallası bir adamlar arkalarından küfür yiye yiye ölüp gidiyorlar. Evet Mursi’nin imanı idam ipini de postal yalayanların sesini de kesecek. Azrail Allah’ın yasasına göre darbesini öyle güzel yapıyor ki. Canınız yaşamak çekse de böğüre böğüre çekileceksiniz aramızdan.

Üzerinde ölümüne biçtiği uzun entarisiyle ipe giden adam gölgesiz. Sen başını aldığını sanırsın bilmezsin ki o başını koyacak bir secde bulma telaşındadır.
Sen bitirdiğini düşünürsün lakin o kaldığı yerden devam eder. Sen idam sehpası dersin o cennet merdiveni der.

Sen ellerini bağladığını düşünürsün lakin o ellerini Allah'a uzatır ve sizin bağladıklarınızı Allah çözer. Sen ipe bir baş koymanın derdindesin o cümleten kelime-i şehadetin derdinde. Diyorsun ki ölüme de böyle gidilir mi? Gidilir azizim. Öyle bir gidilir ki Mursi  gibi. Yüzünde senin gaddarlığını delik deşik edecek umarsız bir gülümsemeyle Allah'ın ipine sarılı başı alabiliyorsan al diyen o müthiş sessizliğiyle Mursi gibi gidilir.

Sen “Allahtan başkasına bu baş eğilmez” sözüne bu denli canlı şehit olan bir adam gördün mü?
İdam edeceklermiş etsinler bu iman secde edecek kaç baş doğurur içinden diyebilecek bir adam gördün mü? Bitmesin diye babasının son anlarını  yavaş yavaş yutkunan bir oğul gördün mü?
Zalimlerin elinde oyuncak olmaktansa cennette bir zerre olurum diyen, toprağa serilecek bir baş olmayı bir gaddarın önünde eğilmeye tercih eden adamı gördünüz mü?
Dilin idamı haksızlıkta susmandır Ey Ümmet! Senin bir duan o ipte zalimliğin adını sallandırır. Bu sefer yedirme!

Allah'tan başkasına boyun eğmeyeceğim. Allah'a dikleneni eğik başımla sevindirmeyeceğim, cennetin büyüklüğü sizin cehenneminizi bastırır diyecek bir adamı bu sefer yedirme!
Biraz rüzgar alırım biraz rahmet bu ölüm de bizi cennete götürür elbet! Son mısrasını yazmadan bu şiirine sahip çık! Onu  bu ülke şeyhlerden mollalardan arınmalı diyen medeniyet harabesi modern cellatlar anlamaz! Onu sen anlarsın. Bir duan yoldan çevirir, bir haykırışın ip keser, bir duruşun tersine estirir zalimin yürüyüşünü..

Dilin idamı haksızlıkta susmandır Ey Ümmet! Bu sefer o başı yedirme.
Esra Elönü elonue@gmail.com Haber 7 Twitter:@elonue

Kaynak:Haber 7

İşte geldi nurlu Ramazan



İşte geldi nurlu Ramazan
Nurla dolsun cümle can
Artık huzurla dolsun cihan
İşte geldi nurlu Ramazan

Ramazanda olur bereket
Gönlünde olsun az hareket
Kazancını az fakirlere sevk ‘et
İşte geldi nurlu Ramazan

Ramazanda şeytan zincire vurulur
Muhabbet ile kardeşlik bağı kurulur
Yarın ahirette ilk namaz sorulur
İşte geldi nurlu Ramazan

Ramazanda indi Nurlu Kur’an
Rahmandır cümle kulları doyuran
Mümin değildir boş oturan
İşte geldi nurlu Ramazan

Ramazanda sağlam olsun imandan çatın
İftar sofranıza bir fakiri de severek katın
Bol bol yardım ederek sadaka verin yatın
İşte geldi nurlu Ramazan

Bilin fakirin halini zordur çoktur karnını doyuramayan
Rahman bu görevi sana vermiştir bil o an
İyilik yaparak cümle gönülleri kazan ey can
İşte geldi nurlu Ramazan

Oruç tutu güzelliğe hayran kal
Nefsini kör zindanlara sal
İyilik yap ağzına dolsun bal
İşte geldi nurlu Ramazan


Oruç ile nefsin inadını kır
Oruç sevabını bilemezsin o bir sır
Kardeşlik kaynasın gönüllerde lıkır lıkır
İşte geldi nurlu Ramazan

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

16 Haziran 2015 Salı

Rahmana Şükürler Olsun




Mümin sürünmez yerde
Zalim sürünür her göründüğünde
Mümin gülümser her gelişinde
Mümin olduğu belli olur gülüşünde
Mümin eyleyen Rahmana şükürler olsun

Müminin aklı olmaz Rahmandan başka yerde
Onunla olan olur her an güvenli yerde
Açar gönülleri Kur’an ile perde perde
Gönüller onunla düşmez ki derde
Mümin eyleyen Rahmana şükürler olsun

Aç kulağın Kur’an’ı iyi dinle
Mazlumlar ile sen ilgilen imanla gönlü perçinle
Rahman her zaman kul iledir iyi belle
Mümin nefret kini sen önle
Mümin eyleyen Rahmana şükürler olsun

Rahman her an seninle
Ey kul sen kiminlesin bil de serinle olma kinle
Kalsan da hüzünle Rahman’dadır hüzün
Merhamet gönlündedir gülsün yüzün
Mümin eyleyen Rahmana şükürler olsun

Kul Mehmet’im imansız dağlar aşılmaz
Rahman fazla yük vermez, çünkü kul taşıyamaz
Mümin imanı olmadan kesin yaşayamaz
Kur’an iman olmadan hayatın değeri anlaşılmaz
Mümin eyleyen Rahmana şükürler olsun

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Bulunduğun Yerdir Gülistan







Mümin senin bulunduğun yer olur gülistan
Rahman ilesindir her sabah akşam en baştan
Sensin merhamet ile gülümsemeyi çoğaltan
Sensin iman ile cümle gönüllere destan yazan
Azan zalim seninle yok olur sensin ona girdap

Sensin Rahmanın izni ile dertli gönüllere ilaç
Sadakan ile inan âlem de kalmaz hiçbir aç
Vefasızlık olmaz sende imanı gönüllere saç
Sensin iman ile cümle gönüllere destan yazan
Azan zalim seninle yok olur sensin ona girdap
Mehmet Aluç



On Bir Ayın Sultanı Geliyor


Mursi Kardeşime


Mursi kardeşim sen haktan yanasın
Sana ölüme perde açamazlar
Hak razı gelmedikçe
İhanetler ayyuka çıktı
İhanet edenler ihanetlerini çekecekler
Şaşkın kalıp soluksuz gidecekler

Nefret ile gelen nefreti ile gider boğulur
Sanılmasın nefret büyür çoğalır
İyilik görünmese de gizli gelir bilinir
İhanet edenler ihanetlerini çekecekler
Şaşkın kalıp soluksuz gidecekler

Hakta yana olan mazlum sanma
Rahman yanında, sen zalime kanma
Haktan yana olan zalime boğun eğer sanma
Zalim zalimliğinde boğulur sen zalimle olma
İhanet edenler ihanetlerini çekecekler
Şaşkın kalıp soluksuz gidecekler

Kul Mehmet’im der ki Mursi kardeşim
Âlem sana hayran kalır
Zalim olan anlaşılır
Zalimle mümin yolu ayrılır
Zalim kolay dağılır
Mümin Rahman yardımıyla ona bağlanır
İhanet edenler ihanetlerini çekecekler
Şaşkın kalıp soluksuz gidecekler

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Yaklaşmadın Yanıma



Hüma kuşu konmadı başına
Hasret okumu değdi kaşına
Eğdin kaşını dert getirdin başıma
Lutf edip gülersin dedim canıma
Bir adım bile yaklaşmadın yanıma

Yarınsız yarınlara saldın beni
Oysa ben çok severdim seni
Ben seni sevmedim ki yeni
Sendin gönlümde aşkın deseni
Bir adım bile yaklaşmadın yanıma

Üzüntümü gamımı neden görmedin
Seni candan severdim bunu da bilmedin
Başın öne eğdin söylediklerimi de duymadın
Tenha gamlı sokaklara saldın sen beni
Bir adım bile yaklaşmadın yanıma

Gül bahçesi diye ısırgan bahçesine girmişim
Eğri yolda bensiz yürüdüğünü görmemişim
Oysa ben senin için ne hayaller kurmuştum
Canı feda etmiştim sendeki cana yanılmışım
Bir adım bile yaklaşmadın yanıma

İncittin gönlümü bağrı yanık eyledin
Kudret neşesi gözünle bir gülmedin
Derdin söylersin diye kötü bir söz söylemedim
Budak diken gibi battın gönlüme küsmedim
Bir adım bile yaklaşmadın yanıma

Kul Mehmet’im gel yaprak gibi solma
Gam keder içine kalarak hapis olma
Hasret ateşiyle yanarak kayıp olma
Nazlı yârin gülümser yanında ayrılma
Bir adım bile yaklaşmadın sen yine yanıma
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)





Nihan Olsun Aşkımız




Gönlünde nihan olsun aşkımız
Koparmasın zülfün de kıyamet diller
Sardım seni cümle âlem gibi zülfün de
Kaçınılmaz olan ayrılık gelirmiş başa
Ecel gelir neylersin kaçamazsın
Tabibimiz ölümdür
Feryat etmek gereksiz asi bir çocuk gibi
Cana gelen gelirmiş zülfün saçından
Koklamadan alırmış
Faslı hazan ile kalan ey gönül
Şemi şimdi yan gönül
Elimizde kalan budur
Başka neyimiz kaldı
Yan yanabildiğince
Can revan ecele kadar yürü
Bu beden konuktur aşkın sahibine
Aşkın hasreti le yan yürü gönül
Kara çalma yas ile aşkın güzelliğine
Artık bu aşk bu can canandır 
 Bana hatıradır Rahman'dan iyi bil gönül
Gökyüzü gibi geniş ol
Işıltılı yârin zülfüne haram sürme ey gönül
Aşk iklimin sahibinin bildiği vardır
Sabırla bekle gönül
Girintili çıkıntılı
Yokuşlu hayatın yolunda sapmadan yürü
Düşmüş fakir biçare olsan da dönme
Aşkın hasreti le yan yürü gönül
Kara çalma yas ile aşkın güzelliğine
Artık bu aşk bu can canandır
 Bana hatıradır Rahman'dan iyi bil gönül
Ağla ey gönül
Âlem gibi derdin olsa da ağla
Sana ağlamak nasipmiş
Zülfü teline dokunamadığın için
Düştüğün dertte vardır tabip
Sana bu aşkı veren yaratan değil mi tabip
Hani nerede neşeli gülüşün
Zülfü teline götürecek
Ağla ve gül gönül
Zülfü nur teline kavuşacaksın
Ağla ve gül gönül bekle
İhya ile can verene şükür et
Bekleyeceğin var
Kavuşacağın yârin var
Aşk yolunda canımı terk etme gönül
Cana kara çalma
Sarhoş gibi kendinden geçme
Senin yerin değildir meyhane
Ol nur zülfü teline dokunamadığının
Kokusuna ol pervane
Divane deseler de
Hicranı sat vuslata gülüşünle
Saklama artık aşkını
Kalmasa da fasl-ı baharın
Âşık olan koşar vuslata
Haydi, vuslata adım adım yürü gönül
Allah'a teslim ol boyun eğ aşk için
Rahmanın Kemali’dir aşk
Rahman dayanağımızdır
Rabbimiz o bizim
Haydi, vuslata adım adım yürü gönül
Allah'a teslim ol boyun eğ aşk için
Bu yolun sonunda saadet var
Sinen dolsun aşk ile
Unutma bunu sen gönül
Mehmet Aluç 
Nihan: Gizli
Şemi: Mumla
Revan: Yürüyüp giden
İhya: Yeniden canlandırma, diriltme
Fasl-ı bahar: İlkbahar
Kemal: En yüksek değer

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç