Bu Blogda Ara

10 Haziran 2015 Çarşamba

Rabbim Cümlemizi Korusun



 Kendini bilmezlerden
Şer nedir görmezlerden
Kaos ile gezenlerden
Rabbim cümlemizi korusun

Hak gelsin diyenlerden
Şeri def edenlerden
Merhamet ile gezenlerden
Eylesin Rabbim bizi


Umudu şer ile değiştirenden
Merhamete kini bulaştıranlardan
İnsan değerini bilmeyenlerden
Rabbim cümlemizi korusun

Umutsuzluğu umut ile değiştiren
Kini merhamet ile yıkayan
İnsan gönlünü merhamet ile gezenlerden
Eylesin Rabbim bizi

İman gelmesin gönüllere diyenlerden
Din dersi okullarda kalksın diyenlerden
İmansız dua ’sız gezelim diyenlerden
Rabbim cümlemizi korusun

Rahman’a secde edenler
İman ile hayatını devam edenler
İnsanlığın mutluluğu için çalışanlardan
Eylesin Rabbim bizi

Nefret kin ile yatanlardan
Şer ile ittifak edenlerden
Düzgün yola çukur eşenlerden
Rabbim cümlemizi korusun

Nefret kini iman ile def eden
Şer güçleri iman ile temizleyen
Çukur yolları merhametle düzleyenlerden
Eylesin Rabbim bizi

Merhamet gerekir cümlemize
Mutluluk getirelim evlerimize
Gülümseyelim gönüllere
Rabbim cümlemizi korusun

Kul Mehmet’im sen yaz söyle
Kötü doğruya gelmez bilmem böyle
Şer belli gözü görmez gündüz gözüyle
Rabbim cümlemizi korusun
Mehmet Aluç

Demedin



Nakış nakış seni gönlüme işledim
Gece düşümde gündüz hayalimde düşledim
Seni seviyorum ben her an dedim
Uzun zamandır bir öpücük vereyim demedin

Gizli gizli bana gülümsedin
Uzakta gördün seni seviyorum demedin
Naz yaparsın bana ben hemen bildim
Uzun zamandır bir öpücük vereyim demedin

Sevgi aşk ile yıkılmaz bir devdir
Haydi, gel onunla gönülleri sevindir
Mutlu yuvayı kuran o evdir
Uzun zamandır bir öpücük vereyim demedin

Nefret aşkı taşıyamadı
Aşk nefreti taşıdı merhametle tanıştırdı
Cümle âlemi barış ile yaşattırdı
Uzun zamandır bir öpücük vereyim demedin

Demedin yar demedin gülümseyerek öpmedin
Haydi gel aşk yuvamızda birlikte olalım demedin
Demedin yar demedin gel sarılalım demedin
Uzun zamandır bir öpücük vereyim demedin

Şiirimde seni beni cümlemizi yazarım
Cümle gönüllere sevgiyi dağıtmaya hazırım
Nefret kini gönüllerde iman ile kazımaya gelirim
Uzun zamandır bir öpücük vereyim demedin


Kul Mehmet’im sevgi aşk gönüllere yetti
Aşk geldi merhametle nefret kin gitti
Sanmayın bu şiirim burada bitti
Uzun zamandır bir öpücük vereyim demedin
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


Yeni Bir Hayata Merhaba Diyebilirsiniz


Her sabah yeni bir hayata merhaba diyebilirsiniz
Bunun için seher vakti kalkıp sabah namazını kılabilirsiniz
Fiziksel aktive için cümle kullara dua edebilirsiniz
Kapınız çalacak olan imanın nuru ile gülümseyebilirsiniz
Her sabah yeni bir hayata merhaba diyebilirsiniz
Diyetle miyetle uğraşmayın az yiyin sık sık yiyin
Helal kazanıp helalinden yiyin dağıtın giydirin giyin
Kuran Gül Resul iman ile olun gönüllerde gezin
Her sabah yeni bir hayata merhaba diyebilirsiniz
Kuran Gül kokan Resul’ün tüyoları ile yeni yaşama adım atın
Mutluluğa merhametle mutluluk katın
Yüce Allah’a secde ile beş vakit şükür edin
Zararlı olan ne var ise yavaş yavaş terk edin
Her sabah yeni bir hayata merhaba diyebilirsiniz
Gülümseyebilirsiniz
Merhametli olabilirsiniz
İmanlı olabilirsiniz
İmanla gezebilirsiniz
Gözyaşlarını silebilirsiniz
Yaşam koçu olabilirsiniz

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)
Bumerang - Yazarkafe

Rahman Sevindirendir




İman ile gezen kâmildir
İmansız olan cahil zalimdir
Rabbim her şeye Kadir’dir
Mümin olanı Rahman sevindirendir

Rabbimden hidayet bekleriz
İman ile yolda yürürüz
Gül kokan Resul’ü candan severiz
Mümin olanı Rahman sevindirendir

Merhamet dergâhındayız
Mümin olmaz ahlaksız
Mümin olmaz amaçsız
Mümin olanı Rahman sevindirendir

Herkes kendine zalim
Müminde olmaz sahte âlim
Ne olacak der cümlemizle halim
Mümin olanı Rahman sevindirendir

İnsan kanı döken değil mümin
Ondan Müslüman olmaz olur zemin
Şeytanla geçti demin
Mümin olanı Rahman sevindirendir

Hak yolda değilsin sen cahil
Zalimsin anlamazsın çökmüşün e cahil
Seni nasıl düzeltsin âlim
Yaptığında sen değilsin ehil
Mümin olanı Rahman sevindirendir

Ramazan yaklaşır bakarsın
Herkesten önce koşarsın
Sanma insan kandırır coşarsın
Cehennemde odun olmaya koşarsın
Mümin olanı Rahman sevindirendir

Devran senin sanırsın
Boş sözlere kanarsın
Ecel gelince yanarsın
Eli boş sap gibi kalırsın
Mümin olanı Rahman sevindirendir

Melamet hırkasını giyersin
Pişkin arsız gülersin
Adamım diye gezersin
Şeytandan bir adım önde gidersin
Mümin olanı Rahman sevindirendir

İmansızlar cehennemde viran oldu
İman ile olanlar cennete doldu
Hani ölüm hesap yoktu ne oldu
Yalakaların nerede senden önce soldu
Mümin olanı Rahman sevindirendir

İşin gücün hep zarar
Yedin haram etmedin karar
Sandın yığdığın çaldığın yarar
İman sende ne arar
Cehennem yanman için arar
Mümin olanı Rahman sevindirendir

Dini rakip gördün sen
Aç gözlülüğünde hep dedin ben
Haydi, şimdi nefsini yen
Dediğini yaptın harfiyen
Haydi, nasıl yenersen yen
Mümin olanı Rahman sevindirendir

Kötü gözle kullara bakma
Çelme takanlara çelme takma
İman ile ol nefis şeytan ile yatma
Mümin olanı Rahman sevindirendir

Kul Mehmet sakın gönül yakma
Şer var iken sen yatma
İman var iken zalime seyirci kalma
Mümin olanı Rahman sevindirendir

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Öylesine Bir Şiir

                   

    Bu beden bu bedense
Bedense kötülük kimdense
Kimdense bu tokat yedimse
Yedimse bir şey demedimse
Demedimse razı oldum denilmesinde

Hayat bir anda rotasın değiştirdi, sanki
Sanki gözler kör olmuş bakmaz ahlaki
Ahlaki sanki çelişki yumağı dağıtılan pilav ne ki
Ne ki ne ki bu pişkinlik edilmez ki telafi
Vefasızlık bizi sanki yaptı tiryaki

Ortalıkta kimdir yüreksiz gezen
Gezen yürekleri ezen
Ezen edepsizce gezen
Gezen değil mi ki tehlikeyi sezen
Sezen bakışlar ki yerdegezen
Yerdegezen işte odur boş nefretle gezen

Yollara güller ektik
Ektik gülümsersiniz dedik
Dedik yıkmayın boşa mı ümitlendik
Ümitlendik bindiğimiz dalı kestik
Kestik başları dimdik gökyüzüne diktik
Diktik doğmamış çocuğa kefen biçtik

Biçtik gökyüzüne çıkarken feryat
Feryat ile yağarken kulakları sağır eden ürperti
Ürperti kapasan da kulakları delip geçen
Geçen pişmanlıkla yeryüzünde çaresizlikle gezen çimdik
Çimdik ayıktır ’mayan ayvayı yedik

Yedik ne yediğimizi bilmedik
Bilmedik ümit ile gezmedik
Gezmedik sezmedik
Sezmedik önümüzü görmedik
Görmedik ne yaptığımızı bilmedik
Bilmedik gözyaşını hiç silmedik

Silmedik gönülde nefreti kini
Kini ile açılırken börekte ki sini
Sini kokar yanık ateş kini pimi
Pimi oda ne ki anladım ayar pimi
Ayar pimi kimin ki

Hayaldi rüya bitti mi?
Bitti mi nefret yok olup gitti mi?
Gitti mi güzel düşünen insan
İnsan denilen enteresan
Enteresan gökten yağmaz nefretinle ihsan
İhsan iman edene yağan dilinden anlar gönlünde lisan

Lisan ortalıkta gezer insan perişan
Perişan insan akıldan noksan
Noksan yeter kul Mehmet noktayı koysan
Ettimse sürçü lisan af ola
Af ola güzellikler âleme dola
Âleme dola yollarımız nur ile dola
Sonumuz ise hayırlı ola


Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

9 Haziran 2015 Salı

Biz Yeniden Yeniden Yeniden Başlayacağız



Çelme taktığınız yerde devam ediyoruz
Siz boşa kahkaha atsanız da biz yürüyoruz
En acısı dost diye görülenler sırtımızda vuruyor
Doğru yaptın sanıyor pişmanlıkla yanılıyor

Yağsa da Türkiyem'e ihanet dolu gibi
Bizdeki sevda yürek şemsiye zaten Türkiye’ye
Çaldığım her şarkıda ihanet kokusu buram buram
Kaç şarkı kaldı ihaneti hatırlatmayan belirsiz

Umudun kollarını kökünden kestiler
Şimdi hepimiz aynı acıyı hissediyoruz
Şimdi umutsuzluk denizinde umudu arayacağız
Belki okyanusta boğulmayacağız, ama
İhanetin bir kaşık suyunda boğulacağız

Bizde umut tükenmez Rahman var iken yanımızda
Sizde umut sıfır Rahmandan çok çok uzak iken
E yani yaşam tarzı düşünce inanç farkı o kadar olacak
Siz sona koşarken biz yeniden yeniden yeniden başlayacağız
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Kapatıyorum Gönül Evimin Tüm Işıklarını Sana


Keşke söylediklerimi kendime söyleseydim de sana söylemeseydim, söyler iken yüreğimin aşk dalları birer birer kırılıyor, benimle beraber soluyor…

Sana uçan kanatlarımı kendi ellerinle kırdın, sana uçamıyorum ayaklarım kırıldı yürüyemiyorum… Bana koş gel diyorum hiç duymuyorsun vefasız, bana bakarken gamzende güller açıyordu şimdi ayrılık okları ile dolu yüreğime her somurttuğunda yüreğime saplanıyor, ama sen görmüyorsun bilmiyorsun işte bu beni, ahların içinde ıstırapların içinde yaşıyorum…

Yüreğimin sahillerinde ellerinde diken ile yüreğimi parçalıyorsun, bu isteksizlik nefret nereden çıktı bilemiyorum, anlayamıyorum! Söylemiyorsun,  anlatmıyorsun! Her muamma cevabını bulur, ama suskunluğunun cevabı sanki mezarda bulacak korkusu, yüreğimi yakıyor. İnsanlık hali yanlışlıkla kırıcı söz söylemiş olabilirim ve hatırlayamıyor olabilirim veya birileri hakkımda sana doğru olmayan bir şeyler söylemiş olabilir, söyle bana çözüm bulalım diyorum, hiç yüzüme bakmıyorsun, konuşmuyorsun… Öfkelisin nedenini bilmiyorum! Kendine merhamet etmediğin gibi bana da merhamet etmiyorsun! Nasıl olacak? Çözüm nedir? Söylemiyorsun…

Kızgın bakışlarında cevap arıyorum kahır buluyorum, yeter artık ya cevap ver ya da bu defa ben terk ediyorum seni. Sanki bulunmaz Hint kumaşı gibisin, sen sevmezsen beni seven birini arar bulurum asıl sen üzül seni candan sevenini kaybettin, şimdi kendi kahrın nefretinle karanlığınla kal baş başa o zaman anlarsın belki kıymetimi, gerçi bundan sonra anlasan da anlamasan da fark etmez, ben sana gönül kapımı kapattım gidiyorum… Unutmakta bir nimettir seven için, her ne ise bizi bu duruma düşüren arayalım bulalım cevabını… 

Susuyorsun, öyle ise sonsuza kadar sus nefretinle, yenilgiye cesaretinle karşı yürüme korkaklığınla kal baş başa artık bundan sonra, yüreğim ağlasa da yağan yağmur gibi rahmettir diyorum seni terk ediyorum, ben istemesem de bir mülteci gibi yanında kalamam bu kendime ve aşkıma ihanet olur…

Aşksız nursuz karabasan rüyalarla kal, en katı yüreğinin kuytu köşelerinde sokaklarında bensiz yürü… Arkamda bize ve aşkımıza ait tüm izleri silerek gidiyorum artık arasan da bulamazsın izimi, ukde kalsın yüreğinde bize ait anıların dehlizinde karanlığında kal ya da belki ben iyi değilim söylemedin olabilir, şimdi benden kurtuluyorsun diyorum ve kapatıyorum gönül evimin tüm ışıklarını sana…  

Yeniden bir seven bulana kadar, ben aşkımı sandalına binerek aşkın derya denizinde yavaş kürekleri çekerek senden uzaklaşıyorum… Dilara bakışlımı aramaya gidiyorum, vuslat ile gönlüm saracak hep benim gibi gülümseyecek olan sevenime doğru gidiyorum… Dilimde dualarla dilinde dualar olanıma doğru yavaş yavaş yol alıyorum ve gülümsüyorum, yüreğimde gülümseyen umutlarımla.

Mehmet Aluç

Mutluluk Neşe



Nefret ne elem dolu acı
Nefret ile olmaktansa gelsin sancı
Nefret ile dolacaksa kasalar olmam ben yancı
Hepimiz iki günlük dünyada gelip giden hancı
Nefret ile sahte gülüşü yaşamak ıstırap
Nefret'siz çöllerde yaşamak mutluluk neşe, değil serap

Nefret ile âlem yanar gönüller yanar
Nefrete cahil akılsız bir sözle kanar
Gülümseme ile nefret gam yanar yok olur
Nefret ile sahte gülüşü yaşamak ıstırap
Nefret'siz çöllerde yaşamak mutluluk neşe, değil serap

Kul Mehmet’im yanarım merhamet muhabbet adına
Gönül dilimle koşarım gözyaşları silerim sevabına
Merhamet ile olmayan cümle kul ise cahildir, değil kâmil
Nefret ile sahte gülüşü yaşamak ıstırap
Nefret'siz çöllerde yaşamak mutluluk neşe, değil serap

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Ey sevgili



Ey sevgili
Gülüşün ruhumu sarsa
Bakışların beni çağırsa
Adım diline dolansa
Aşkınla koşmanın hazını duysam
Sarılsan kollarıma âlem benim olsa
Eğme kaşlarını öldür beni
Dayanılmaz ecel hançerini vurma sineme
Ay gibi yıldız gibi doğ geceme gündüzüme
Bırakma beni hasretin cehenneminde
Dikenli gül bahçesinde bekletme
Kapat gözlerini ben geldim desem
Sarılalım bir beden olalım diye sevsem
Gönülde hep bulalım birbirimizi diye gülümsesem
Gönül kapını aralar mısın seni seviyorum desem
Açar mısın gönül pençeni  gönlün nur yüzünü görsem
Koşar mısın her zaman kollarıma ey sevgili

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

8 Haziran 2015 Pazartesi

Kalk silkelen soluğa soluk katalım



İradeye atılsa da nefretle çelme
Yeter daha geri geri gelme
Dağılsın nefret göğsün hançerle delme
Kalk silkelen soluğa soluk katalım

Düşme ile ebedi yol bırakılmaz
Hayaller karasa titreyen kalp unutulmaz
Yollar çetin ise dava bırakılmaz
Kalk silkelen soluğa soluk katalım

Ne çıkar yol olsa çetin yokuş
Göz kararsa değil bu yok oluş
Araya girse de nefret değil yok oluş
Kalk silkelen soluğa soluk katalım

Kulun derdi yıkmak dertle ilgilenmek değil
Secde ile beş vakit namaz kılmak değil, sen eğil
Hayat oyununda oynan son perde değil aradır bil
Kalk silkelen soluğa soluk katalım

Ne çıkar bir anlığına soluksuz kalsak
Dava milletin davası azda uykusuz kalsak
Nefret kini görmeden gönüldeki saflığa baksak
Kalk silkelen soluğa soluk katalım

Kul Mehmet’im uçan kuş olsa da yaralı
Evlerde ötse de baykuş viran değil yüzü karalı
Şehit yakını yetim ağlar dertli dertli ağlamalı
Kalk silkelen soluğa soluk katalım

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Medya Seçkilerim

                                                   Feride'nin Günlüğü



                                                   Şekerim düştü, Sevilayım yükseldi!






Truva atları kişnemeye başladı!

Düşenin değil düşürenin dostları, lağım borularını açtı. Bismillah. Allah bizi terk etmesin yeter. Allah zaferi ertelediyse biz bir şey söylüyordur. İslamcı lolipoplar gibi eski yaraları yalayarak iktidara vurma zamanı değil, asla vurmayacağım. Biz Nişantaşı taburelerine terfi eden Beyazıt Meydanı ruhunu geri aldığımızda dirileceğiz. Biz, kucağındaki Musa’yı ağlayarak emziren annenin duasından yeniden geçtiğimizde dirileceğiz. Filistin’de Muhammed Durre babam diye yeniden bize sarıldığında dirileceğiz. Doğu Türkistan’da bizim coğrafyamıza hüngür hüngür ağlayarak sarılan mazlumların kalbini inşirahla teskin ettiğimizde dirileceğiz. Biz Veda Tepesinin Muhammedine veda etmeyip ümmeti silkelediğimizde dirileceğiz. Bitmedik, başlayacağız. Susmadık, gürleyeceğiz. Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır.

Lakin içimizde yükselip, rant tarlasını düşmanın yağdırdığına süren alçaklara bir çift sözüm var.  Çetesini toplayıp Halkların Cüzdan Kardeşliğine sığınan, parayla masaj yapıp dava ateşiyle değil sauna dumanıyla terleyen Sevilay Yükselir’e bir çift sözüm var. Ey İslamcı kardeş demedim mi sana, bunlar atacakları okun, saplayacakları hançerin zengini. Demedim mi sana, bunlar senin yangınında gizli ızgaracılar, demedim mi sana, bunlar senin derdine ortak değil düşmanın hilesinde yancılar.

Demedim mi sana , Bunlar sen güçlüyken Sevilay, biraz tökezle oldu mu sana Sıvışay! Demedim mi sana, bunlar kaportada aslan, gemide fare. Demedim mi sana bunlar senin arkanı ciplerinin dikiz aynasından kollayan acemi dost. Demedim mi sana, bunlar senin omzundan Yükselir, ve o omuza çemkirerek alçalır. Demedim mi sana bunlar senin Sabahına tüneyip akşamına pusuya yatarlar. Demedim mi sana, sen secdede beklersin bunlar tetikte, sen dava dersin bunlar para. Sen Akabe biatında, bunlar arbede fiyatında. Ve demedim mi sana bunlar sana kardeşlerini unutturur üveyliğini dayatır.

Ey Sıvışay! Diyorsun ki parallerle mücadeleme devam edeceğim. Etme. Bizi sayma, git kitaplaştırdığın paralarını sayfa sayfa say. Sen o paralellerin besmeleyi unutup dağı yağlayan bozguncularla bir oluşuna sırıt sonra da buna mücadele de!

Sen git kan toplayan sahte barış güneşine yaman! Senin öttüğün yerde susarak Allahın planını beklemek şereftir. Git kapılarda makam dilen, safları işgal etme.

elonue@gmail.com
 Twitter:@elonue

Kaynak: http://www.haber7.com/yazarlar/feridenin-gunlugu/1403669-sekerim-dustu-sevilayim-yukseldi








Çift Maaş Var Çıksın Ağıtlar

Milli irade dedik
Şer ile ettik ittifak
Ellerimiz doldu kan
Sırıtırız istediğin kadar yan

Soframızda kul sütü olacak
Hatta fazladan ikramiye yağacak
Maaş almayan ülkede kalmayacak
Sırıtırız istediğin kadar yan

Koştuk olduk serseri şaşı
Şimdi kaldıramadık başı
Aksın dedik boş ver şehit gözyaşı
Çifte maaş alacağız gerek yok dedik olsa da ahlak dışı

Attık elimizdeki gönlümüzdeki kin ile taşı
Şer verdi elimize başlamak için kanlı bayrak başlattı yarışı
Yıkım ile başladık serbest istediğin kadar dağıt
Bırakın dedik duymasın kulaklar çift maaş var çıksın ağıtlar

Yiyeceğiz artık sınırsız yutun yutacağınız kadar
Yanına soğuk çay ya da biskevüt ye akşama kadar ele geçerse ar
Bekliyoruz alacağız çuval çuval çoklar çoklar kadar
Bırakın dedik duymasın kulaklar çift maaş var çıksın ağıtlar

Kaynak dersen lan buluruz yolun ulan manyak
Kaynaşmak dersen leş kokar cıvık cıvık Avrupa’dan gelir
Beraber oynadık ya oyunu gelir oradan kucak kucak
Gelmezse de bir dahakine almadan oynamayız karakucak

Sanki kan kokar her yer kurban mı kesiliyor
Doyacağız ete buda oh ne güzel et kokusu esiyor
Yok, et değil galiba leş kokusu yanıldık telaş yok et birazdan geliyor
Bırakın dedik duymasın kulaklar çift maaş var çıksın ağıtlar

Yatırımlar hizmet aman boş ver kime lazım şer var iken
Yarınlara koşmaya ne gerek var cep dolsun mangırla
Ne gerek var kardeşliğe sabır’a insanlığa herkesi azarla
Bırakın dedik duymasın kulaklar çift maaş var çıksın ağıtlar


Kul Mehmet’im halay için varın şehit mezarları yanına
Girse de şer güçler mazlumun Mehmetçiğin kanına
Çifte maaş ikramiye var bunlar candır canımıza
Bırakın dedik duymasın kulaklar çift maaş var çıksın ağıtlar
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Gönül Gibi İsen Gel Gitme


            
Var mı sabırla beni dinleyecek saran aşk gibi
Viran eden sözler gibi dinleyeceksen gelme
Zaten giyinmişim gönlüme beyaz kefeni gülme
Canı canana veren gönül gibi isen gel gitme

Sabır yolunda bana sabırla yol olacaksan
Aşk yolunda aşk gibi konuşmadan saracaksan
Taze açan gül gibi gönlümde açılacaksan
Canı canana veren gönül gibi isen gel gitme

Saplanan hançeri sırtımda gülümseyerek çıkaracaksan
Sararan gönül ağacımı merhametin ile yeşerteceksen
Vefasızlıkla ağlayan gözyaşlarımı ellerinle sileceksen
Canı canana veren gönül gibi isen gel gitme

Ah ile yandı yüreğim maziyi geride bıraktım
Gülümserim diye umut ile dönersin diye yollara baktım
Mihnet ile kaldım yollarda düştüm dermansız kaldım
Canı canana veren gönül gibi isen gel gitme

Kul Mehmet’im gönül yıkan ettiğini bulur derim
Gönül yıkmam gönül inşa ederim gülümserim
Sevdiceğim gelir mi diye hala yolun gözlerim
Canı canana veren gönül gibi isen gel gitme

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç