Bu Blogda Ara

9 Haziran 2015 Salı

Biz Yeniden Yeniden Yeniden Başlayacağız



Çelme taktığınız yerde devam ediyoruz
Siz boşa kahkaha atsanız da biz yürüyoruz
En acısı dost diye görülenler sırtımızda vuruyor
Doğru yaptın sanıyor pişmanlıkla yanılıyor

Yağsa da Türkiyem'e ihanet dolu gibi
Bizdeki sevda yürek şemsiye zaten Türkiye’ye
Çaldığım her şarkıda ihanet kokusu buram buram
Kaç şarkı kaldı ihaneti hatırlatmayan belirsiz

Umudun kollarını kökünden kestiler
Şimdi hepimiz aynı acıyı hissediyoruz
Şimdi umutsuzluk denizinde umudu arayacağız
Belki okyanusta boğulmayacağız, ama
İhanetin bir kaşık suyunda boğulacağız

Bizde umut tükenmez Rahman var iken yanımızda
Sizde umut sıfır Rahmandan çok çok uzak iken
E yani yaşam tarzı düşünce inanç farkı o kadar olacak
Siz sona koşarken biz yeniden yeniden yeniden başlayacağız
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Kapatıyorum Gönül Evimin Tüm Işıklarını Sana


Keşke söylediklerimi kendime söyleseydim de sana söylemeseydim, söyler iken yüreğimin aşk dalları birer birer kırılıyor, benimle beraber soluyor…

Sana uçan kanatlarımı kendi ellerinle kırdın, sana uçamıyorum ayaklarım kırıldı yürüyemiyorum… Bana koş gel diyorum hiç duymuyorsun vefasız, bana bakarken gamzende güller açıyordu şimdi ayrılık okları ile dolu yüreğime her somurttuğunda yüreğime saplanıyor, ama sen görmüyorsun bilmiyorsun işte bu beni, ahların içinde ıstırapların içinde yaşıyorum…

Yüreğimin sahillerinde ellerinde diken ile yüreğimi parçalıyorsun, bu isteksizlik nefret nereden çıktı bilemiyorum, anlayamıyorum! Söylemiyorsun,  anlatmıyorsun! Her muamma cevabını bulur, ama suskunluğunun cevabı sanki mezarda bulacak korkusu, yüreğimi yakıyor. İnsanlık hali yanlışlıkla kırıcı söz söylemiş olabilirim ve hatırlayamıyor olabilirim veya birileri hakkımda sana doğru olmayan bir şeyler söylemiş olabilir, söyle bana çözüm bulalım diyorum, hiç yüzüme bakmıyorsun, konuşmuyorsun… Öfkelisin nedenini bilmiyorum! Kendine merhamet etmediğin gibi bana da merhamet etmiyorsun! Nasıl olacak? Çözüm nedir? Söylemiyorsun…

Kızgın bakışlarında cevap arıyorum kahır buluyorum, yeter artık ya cevap ver ya da bu defa ben terk ediyorum seni. Sanki bulunmaz Hint kumaşı gibisin, sen sevmezsen beni seven birini arar bulurum asıl sen üzül seni candan sevenini kaybettin, şimdi kendi kahrın nefretinle karanlığınla kal baş başa o zaman anlarsın belki kıymetimi, gerçi bundan sonra anlasan da anlamasan da fark etmez, ben sana gönül kapımı kapattım gidiyorum… Unutmakta bir nimettir seven için, her ne ise bizi bu duruma düşüren arayalım bulalım cevabını… 

Susuyorsun, öyle ise sonsuza kadar sus nefretinle, yenilgiye cesaretinle karşı yürüme korkaklığınla kal baş başa artık bundan sonra, yüreğim ağlasa da yağan yağmur gibi rahmettir diyorum seni terk ediyorum, ben istemesem de bir mülteci gibi yanında kalamam bu kendime ve aşkıma ihanet olur…

Aşksız nursuz karabasan rüyalarla kal, en katı yüreğinin kuytu köşelerinde sokaklarında bensiz yürü… Arkamda bize ve aşkımıza ait tüm izleri silerek gidiyorum artık arasan da bulamazsın izimi, ukde kalsın yüreğinde bize ait anıların dehlizinde karanlığında kal ya da belki ben iyi değilim söylemedin olabilir, şimdi benden kurtuluyorsun diyorum ve kapatıyorum gönül evimin tüm ışıklarını sana…  

Yeniden bir seven bulana kadar, ben aşkımı sandalına binerek aşkın derya denizinde yavaş kürekleri çekerek senden uzaklaşıyorum… Dilara bakışlımı aramaya gidiyorum, vuslat ile gönlüm saracak hep benim gibi gülümseyecek olan sevenime doğru gidiyorum… Dilimde dualarla dilinde dualar olanıma doğru yavaş yavaş yol alıyorum ve gülümsüyorum, yüreğimde gülümseyen umutlarımla.

Mehmet Aluç

Mutluluk Neşe



Nefret ne elem dolu acı
Nefret ile olmaktansa gelsin sancı
Nefret ile dolacaksa kasalar olmam ben yancı
Hepimiz iki günlük dünyada gelip giden hancı
Nefret ile sahte gülüşü yaşamak ıstırap
Nefret'siz çöllerde yaşamak mutluluk neşe, değil serap

Nefret ile âlem yanar gönüller yanar
Nefrete cahil akılsız bir sözle kanar
Gülümseme ile nefret gam yanar yok olur
Nefret ile sahte gülüşü yaşamak ıstırap
Nefret'siz çöllerde yaşamak mutluluk neşe, değil serap

Kul Mehmet’im yanarım merhamet muhabbet adına
Gönül dilimle koşarım gözyaşları silerim sevabına
Merhamet ile olmayan cümle kul ise cahildir, değil kâmil
Nefret ile sahte gülüşü yaşamak ıstırap
Nefret'siz çöllerde yaşamak mutluluk neşe, değil serap

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Ey sevgili



Ey sevgili
Gülüşün ruhumu sarsa
Bakışların beni çağırsa
Adım diline dolansa
Aşkınla koşmanın hazını duysam
Sarılsan kollarıma âlem benim olsa
Eğme kaşlarını öldür beni
Dayanılmaz ecel hançerini vurma sineme
Ay gibi yıldız gibi doğ geceme gündüzüme
Bırakma beni hasretin cehenneminde
Dikenli gül bahçesinde bekletme
Kapat gözlerini ben geldim desem
Sarılalım bir beden olalım diye sevsem
Gönülde hep bulalım birbirimizi diye gülümsesem
Gönül kapını aralar mısın seni seviyorum desem
Açar mısın gönül pençeni  gönlün nur yüzünü görsem
Koşar mısın her zaman kollarıma ey sevgili

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

8 Haziran 2015 Pazartesi

Kalk silkelen soluğa soluk katalım



İradeye atılsa da nefretle çelme
Yeter daha geri geri gelme
Dağılsın nefret göğsün hançerle delme
Kalk silkelen soluğa soluk katalım

Düşme ile ebedi yol bırakılmaz
Hayaller karasa titreyen kalp unutulmaz
Yollar çetin ise dava bırakılmaz
Kalk silkelen soluğa soluk katalım

Ne çıkar yol olsa çetin yokuş
Göz kararsa değil bu yok oluş
Araya girse de nefret değil yok oluş
Kalk silkelen soluğa soluk katalım

Kulun derdi yıkmak dertle ilgilenmek değil
Secde ile beş vakit namaz kılmak değil, sen eğil
Hayat oyununda oynan son perde değil aradır bil
Kalk silkelen soluğa soluk katalım

Ne çıkar bir anlığına soluksuz kalsak
Dava milletin davası azda uykusuz kalsak
Nefret kini görmeden gönüldeki saflığa baksak
Kalk silkelen soluğa soluk katalım

Kul Mehmet’im uçan kuş olsa da yaralı
Evlerde ötse de baykuş viran değil yüzü karalı
Şehit yakını yetim ağlar dertli dertli ağlamalı
Kalk silkelen soluğa soluk katalım

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Medya Seçkilerim

                                                   Feride'nin Günlüğü



                                                   Şekerim düştü, Sevilayım yükseldi!






Truva atları kişnemeye başladı!

Düşenin değil düşürenin dostları, lağım borularını açtı. Bismillah. Allah bizi terk etmesin yeter. Allah zaferi ertelediyse biz bir şey söylüyordur. İslamcı lolipoplar gibi eski yaraları yalayarak iktidara vurma zamanı değil, asla vurmayacağım. Biz Nişantaşı taburelerine terfi eden Beyazıt Meydanı ruhunu geri aldığımızda dirileceğiz. Biz, kucağındaki Musa’yı ağlayarak emziren annenin duasından yeniden geçtiğimizde dirileceğiz. Filistin’de Muhammed Durre babam diye yeniden bize sarıldığında dirileceğiz. Doğu Türkistan’da bizim coğrafyamıza hüngür hüngür ağlayarak sarılan mazlumların kalbini inşirahla teskin ettiğimizde dirileceğiz. Biz Veda Tepesinin Muhammedine veda etmeyip ümmeti silkelediğimizde dirileceğiz. Bitmedik, başlayacağız. Susmadık, gürleyeceğiz. Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır.

Lakin içimizde yükselip, rant tarlasını düşmanın yağdırdığına süren alçaklara bir çift sözüm var.  Çetesini toplayıp Halkların Cüzdan Kardeşliğine sığınan, parayla masaj yapıp dava ateşiyle değil sauna dumanıyla terleyen Sevilay Yükselir’e bir çift sözüm var. Ey İslamcı kardeş demedim mi sana, bunlar atacakları okun, saplayacakları hançerin zengini. Demedim mi sana, bunlar senin yangınında gizli ızgaracılar, demedim mi sana, bunlar senin derdine ortak değil düşmanın hilesinde yancılar.

Demedim mi sana , Bunlar sen güçlüyken Sevilay, biraz tökezle oldu mu sana Sıvışay! Demedim mi sana, bunlar kaportada aslan, gemide fare. Demedim mi sana bunlar senin arkanı ciplerinin dikiz aynasından kollayan acemi dost. Demedim mi sana, bunlar senin omzundan Yükselir, ve o omuza çemkirerek alçalır. Demedim mi sana bunlar senin Sabahına tüneyip akşamına pusuya yatarlar. Demedim mi sana, sen secdede beklersin bunlar tetikte, sen dava dersin bunlar para. Sen Akabe biatında, bunlar arbede fiyatında. Ve demedim mi sana bunlar sana kardeşlerini unutturur üveyliğini dayatır.

Ey Sıvışay! Diyorsun ki parallerle mücadeleme devam edeceğim. Etme. Bizi sayma, git kitaplaştırdığın paralarını sayfa sayfa say. Sen o paralellerin besmeleyi unutup dağı yağlayan bozguncularla bir oluşuna sırıt sonra da buna mücadele de!

Sen git kan toplayan sahte barış güneşine yaman! Senin öttüğün yerde susarak Allahın planını beklemek şereftir. Git kapılarda makam dilen, safları işgal etme.

elonue@gmail.com
 Twitter:@elonue

Kaynak: http://www.haber7.com/yazarlar/feridenin-gunlugu/1403669-sekerim-dustu-sevilayim-yukseldi








Çift Maaş Var Çıksın Ağıtlar

Milli irade dedik
Şer ile ettik ittifak
Ellerimiz doldu kan
Sırıtırız istediğin kadar yan

Soframızda kul sütü olacak
Hatta fazladan ikramiye yağacak
Maaş almayan ülkede kalmayacak
Sırıtırız istediğin kadar yan

Koştuk olduk serseri şaşı
Şimdi kaldıramadık başı
Aksın dedik boş ver şehit gözyaşı
Çifte maaş alacağız gerek yok dedik olsa da ahlak dışı

Attık elimizdeki gönlümüzdeki kin ile taşı
Şer verdi elimize başlamak için kanlı bayrak başlattı yarışı
Yıkım ile başladık serbest istediğin kadar dağıt
Bırakın dedik duymasın kulaklar çift maaş var çıksın ağıtlar

Yiyeceğiz artık sınırsız yutun yutacağınız kadar
Yanına soğuk çay ya da biskevüt ye akşama kadar ele geçerse ar
Bekliyoruz alacağız çuval çuval çoklar çoklar kadar
Bırakın dedik duymasın kulaklar çift maaş var çıksın ağıtlar

Kaynak dersen lan buluruz yolun ulan manyak
Kaynaşmak dersen leş kokar cıvık cıvık Avrupa’dan gelir
Beraber oynadık ya oyunu gelir oradan kucak kucak
Gelmezse de bir dahakine almadan oynamayız karakucak

Sanki kan kokar her yer kurban mı kesiliyor
Doyacağız ete buda oh ne güzel et kokusu esiyor
Yok, et değil galiba leş kokusu yanıldık telaş yok et birazdan geliyor
Bırakın dedik duymasın kulaklar çift maaş var çıksın ağıtlar

Yatırımlar hizmet aman boş ver kime lazım şer var iken
Yarınlara koşmaya ne gerek var cep dolsun mangırla
Ne gerek var kardeşliğe sabır’a insanlığa herkesi azarla
Bırakın dedik duymasın kulaklar çift maaş var çıksın ağıtlar


Kul Mehmet’im halay için varın şehit mezarları yanına
Girse de şer güçler mazlumun Mehmetçiğin kanına
Çifte maaş ikramiye var bunlar candır canımıza
Bırakın dedik duymasın kulaklar çift maaş var çıksın ağıtlar
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Gönül Gibi İsen Gel Gitme


            
Var mı sabırla beni dinleyecek saran aşk gibi
Viran eden sözler gibi dinleyeceksen gelme
Zaten giyinmişim gönlüme beyaz kefeni gülme
Canı canana veren gönül gibi isen gel gitme

Sabır yolunda bana sabırla yol olacaksan
Aşk yolunda aşk gibi konuşmadan saracaksan
Taze açan gül gibi gönlümde açılacaksan
Canı canana veren gönül gibi isen gel gitme

Saplanan hançeri sırtımda gülümseyerek çıkaracaksan
Sararan gönül ağacımı merhametin ile yeşerteceksen
Vefasızlıkla ağlayan gözyaşlarımı ellerinle sileceksen
Canı canana veren gönül gibi isen gel gitme

Ah ile yandı yüreğim maziyi geride bıraktım
Gülümserim diye umut ile dönersin diye yollara baktım
Mihnet ile kaldım yollarda düştüm dermansız kaldım
Canı canana veren gönül gibi isen gel gitme

Kul Mehmet’im gönül yıkan ettiğini bulur derim
Gönül yıkmam gönül inşa ederim gülümserim
Sevdiceğim gelir mi diye hala yolun gözlerim
Canı canana veren gönül gibi isen gel gitme

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Güvendiği Dağlar Yıkılır



Elinde tokmak davula vurdum sanır
Belli oldu rengi astı astarı yanılır
İsyan sanır başkaldırı sanır kana el sürer kandırılır
Yankılanır sesi feryat ile güvendiği dağlar yıkılır

Aradığını bilmez aradığını bulmaz saldırır
El âlemin oğlu nede güzel kendisini kandırır
Bal diye ağzına bir lokma sürer zehir yandırır
Yankılanır sesi feryat ile güvendiği dağlar yıkılır

Yolların inişi çıkışı bakışı karıştı yolun bulamaz
Zehir şerbet hazırlar susanınca içer derman olamaz
Bunca nefreti kini taşıyan şeytandır insan olamaz
Yankılanır sesi feryat ile güvendiği dağlar yıkılır

Kul Mehmet’im bırak görsün kırdığı dalı kestiğini
Boş yere elin kana bulayarak sebepsiz gezdiğini
 Görsün edepsizce gülerek onlarca gönül ezdiğini
Yankılanır sesi feryat ile güvendiği dağlar yıkılır

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Olsun Biz Yokuşu Tırmanırız Yine Merhametle



Hayatın, mutluluğun dönen dişlisi döner iken bilinmez nefret ile olan eller kırar birer birer, anlaşılmaz bu nefret kin neden? Dönen mutluluğun çarkı bizim için dönüyor sarıyordu. Ağlayan gönüllerin gözyaşı merhamet ile siliniyordu, şimdi ağlamayı bilmeyen, hep ağlatan ne bilir gözyaşı silmeyi, bana bunu anlatacak biri çıkar mı acaba? Elinde bela koşar gelir, neden o belanın çoğalmasına yardım edilir nefret kin uğruna? O nefret kin karşındakine de, seni getirdiğin nefret kin seni sarmayacak mı? Hayat bu bilmeyenlerin elinde harap olan, şenlenen gönüllerin bir anlığına karanlığa gömen bir zihniyet? Hayır  keşke nefret kusan ile beraber olunmazsa kan kusana hoş geldin diye sırıtılmazsa, başa gelen çekilir ilahî takdir denilir, ama gel gör ki bile bile belaya ev sahipliği yapmak, bunun anlaşılır izah edilir bir tarafı yoktur. Ellere kan bulaştı nasıl temizlenecek? Ağlayan annelerin yetim kalan çocuklarımızın göz yaşına nasıl biber sürersiniz?

Önemli değil insanların maskeleri göründü, olsun biz yokuşu tırmanır tekrar merhametli olanla yokuş aşağı ineriz, kavuşuruz karanlıktan gün ışığına lakin öyle değil heba olan emekler, giden paralar hizmetlerin göz ardı edilmesi, sapan taşlarına takılmış bombalar nefretlerin gölgesinde yaşamak zor! Bu Nefret ile nasıl yaşanılır izah edecek olan var mı? Şer güçlerin oyununa gelmenin izahı var mıdır?
Hayatın bir görünen yüzü var birde görünmeyen yüzü, kul görünmeyen yüzünü görmez kudurur kazandım sanır, lakin Bakalım Rahman daha neler yazar, kulu imtihan ile sınar önemli olan imtihanı kazanmak, bela şer yanında olmamak…
Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. (Bakara Suresi, 216)

İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir. (İsra Suresi, 11)
Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azap vardır. (Nur Suresi, 11)
Herkesin (her toplumun) yüzünü çevirdiği bir yön vardır. Öyleyse hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız, Allah sizleri bir araya getirecektir. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir.    (BAKARA SURESİ / 148)
Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.    ( BAKARA SURESİ / 195)

(Kendilerine bir iyilik dokununca, "Bu Allah'tan" derler; başlarına bir kötülük gelince de "Bu senin yüzünden" derler. “Küllün min indillah [Hepsi Allah'tandır] de, bunlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar.) [Nisa 78] .
Bu ayetin manası şöyle açıklanır. Doğrusu da budur. iyilikler Allah'ın yardımıdır, ihsanıdır. Kötülükler ise Allah'ın ihsanı ve yardımını kesmesidir. Birine fazladan verilen şeyin diğerine verilmemesidir. Bu Allah'tandır. Hemen sonraki ayette ise; İnsana gelen her iyiliğin Allah’ın iradesiyle, İnsana gelen her kötülüğün direkt olarak insanın kendi iradesine bağlı olduğu anlatılmaktadır. İşte ayeti kerimenin manası ( 1)

 (Ey insanoğlu!) sana gelen her iyilik Allah'tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir. Ey Muhammed! Biz seni bütün insanlara bir elçi olarak gönderdik. Buna şahit olarak da Allah yeter.

Mehmet Aluç

Kaynak:1: http://kasimca.com/files/yenidosyalar/HayirAllahtanSerKuldanHerIkisinideYaratmakAllahaAittir.htm

Kaç kaçabilirsen




Yaktın yıktın harap oldu bak işler
Kudurmuş at gibi neden sen kişner
Nefret ateşiyle dönerde döner
Çekmediğimiz dert gamıyla koşar
Kaç kaçabilirsen çekme istersen


Yollar karışık karanlık çıkış yok
Perdeler yırtık yüzlerde yırtık çok
Fakir dersen ihanete karnı tok
Çekmediğimiz dert gamıyla koşar
Kaç kaçabilirsen çekme istersen

Elinde belalar var koşar gelir
Yediği hepsi faiz tatlı gelir
Yediği alev olur çıkar bilir
Çekmediğimiz dert gamıyla koşar
Kaç kaçabilirsen çekme istersen

Vurdukça vurursun insafı yoktur
Peşinde koşan densizlerde çoktur
Derde dermanı hiç görende yoktur
Çekmediğimiz dert gamıyla koşar
Kaç kaçabilirsen çekme istersen

Rüzgâr peşinde estikçe eser
Eline almış kılıcı hep keser
Ecel gelir bir metre bezle göçer
Çekmediğimiz dert gamıyla koşar
Kaç kaçabilirsen çekme istersen

Gülümsersin elinde vardır bela
Ecel gelir okunur elbet sela
Gitmem desende mezara zor bela
Girer belanla kalırsın evvela
Belan senin ile sığmaz mezara
Ateşle yanar sığarsın güç bela

Görünenin görünmeyen yüzü var
Görünmeyen yüzü görmeyen azar
Sanma mutlulukla geçer bu Pazar
Bakalım Rahman daha neler yazar
Çekmediğimiz dert gamıyla kaçar
Kaçmana gerek yok ki kul Rahman var
Kulu imtihanla her an sınar

Üzülme mazlum seven gelir yine
Kör gözlü edepsiz koşar kine
Hep gider utanmaz burun dikine
Mutluluk kaldı bak bir dahakine
Kaçmana gerek yok ki kul Rahman var
Kulu imtihanla her an sınar

Kul Mehmet umutla hayalini kur
Sen imanla her an o yerinde dur
Zalim önüne imanınla kur sur
Kaçmana gerek yok ki kul Rahman var
Kulu imtihanla her an sınar

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

7 Haziran 2015 Pazar

İyilikten Nefrete Koşarız Adım Adım


Pire için yorganı yakana ahım
Nice kanlar yutmuşa çıkar vahım
Böyle kurulur mu kanlı takım
Yapılan güzelliğe hizmete yapılan hebadır
İyilikten nefrete koşarız adım adım

Ne kanlar yutuldu ciğer parçalandı
Ne çabuk nasıl nerede unutuldu
Kör gözler vatan millet demedi nefreti seçti yaralandı
Bela meydanına geçit verildi boş gözlerle bakınındı
Yapılan güzelliğe hizmete yapılan hebadır
İyilikten nefrete koşarız adım adım

Gülü attık diken denileni seçtik
Gülümseyeni seçmedik kan içeni seçtik
Bilmem gülümsemeden niye vazgeçtik
Kin nefret bu kadar olur mu dedik nasıl bittik
Yapılan güzelliğe hizmete yapılan hebadır
İyilikten nefrete koşarız adım adım

Kul Mehmet’im üzülme sana olan ona da olacak
Ülke kan ağlarsa bende oda ağlayacak
Güzellik giderse kötülük ile herkes karalar bağlayacak
Elimiz ile açtık bela kapısını yaramızı kimler merhem olacak
Yapılan güzelliğe hizmete yapılan hebadır
İyilikten nefrete koşarız adım adım

Mehmet Aluç

Mümin İşte Budur Derim


İyi bilin mümin yıkmaz
Mümin kin nefret dolu bakmaz
Mümin nefretle gönüllere akmaz
Mümin merhameti dağıtmadan yatmaz
Helal içine haramı katmaz
Doğru söze yalan katmaz
Hele hiç kimseyi satmaz
Güzelliği tek başına yaşamaz
Mümin caka satmaz
Ahirette Rahman ve gül kokan Resul ile
Cümle mümin kullarla olmak ister
İyilik ve güzellikle olur
Ecelden kaçamayacağını bilir
Her zaman merhamet ile güler
Adımları atar cümle cana
Tek başına değil yürür yan yana
Dünya lazım değil der bana
Kur’an Gül kokan Resul ve kardeşlerim yeter der bana
Zarar gelmesin der cana
Merhametli davranır bana sana
Dünya misafirhanedir bilir edeple girer hana
Kur’an gül kokan Resul iman ile olur gülümser her ana
Mümin işte budur derim işte size canlarım
Daha fazlası da vardır
Daha sonra anlatırım kardeşlerim
Emanetsiniz yüce Rahman’a
Mehmet Aluç




Duam



Ben, hayali Sen ile olmanın hayalini kuran ve gerçekleşmesi için senden yardım isteyenim, Rahman'ım
Ben bu hayali Nur Kokulu Resul ile olmanın hayalini de kuranım, Rahman'ım

Ahiret yurdunda, yüzüne bakılacak bir kul olmak isteyenim, Rahman'ım
Çağırınca huzuruna, Kulun olabilmenin sevincini yaşamak isteyenim, Rahman'ım

Kudretin karşılığında, acizliğini bilen kul olmanın bilincinde olmak isteyenim, Rahman'ım

Dua ile sana acizliğini bildiren, sadece sana güvenen senden yardım isteyen kul olmak isteyenim, Rahmanım

Dua etmek için el açmadan, sadece düşünüldüğü anda yardıma koştuğunu her an hisseden olmaktır amacım, Rahman'ım

Bazen geçit vermez nefsim şeytan elinden, sana sığınmak için sana koşanım, Rahman'ım

Beni nefsimle Şeytanla baş başa kalmadan, ilahî emrinden gül kokan Resul düşüncesinden başka düşünceleri yaşamak istemeyen, bunun için senden yardım isteyenim Rahmanım, ayrıca bu dualarıma cümle kulları da katanım Rahman'ım
Hayatımın her anında, seninle irtibat halinde olmak için senden yardım isteyenim, Rahman'ım

Değişik düşünce ve frekansların etkisi altında kalmadan, Senin emrin altında senin indirdiğin nur Kur’an’ın düşüncesinden ve gül kokan Resul düşüncesinden başka, düşünce ile olmak isteyenim Rahman'ım

Her zaman her an, sana karşı samimiyetle secde etmenin onurunu şerefini, senin rızanı kazanmaya çalışmak için, sende yardım isteyerek secde edenim, Rahmanım

Dert ve sıkıntı anı yaklaşınca değil, her an senden yardım isteyen, büyük felaketler gelmeden öncede senden dua ile yardım isteyen, bu dert ve sıkıntıların gelmemesi için, gelirse de sabırla dayanmak için her anımda sana dua etme ihtiyacı içinde olmak için, senden yardım dileyenim Allah’ım

"Kullarım beni sana soracak olurlarsa muhakkak ki ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse onlar da benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşat olurlar." (Bakara Suresi, 186)

Bu ayetine uyan kul ve sana tevekkül edenlerden olmayı, her anımda seni anmayı sana ulaşmayı ve gül Resul peşinde gitmeyi, bu konuda bana yardımcı olmanı isteyenim Yüce Rahman'ım. Amin.
Mehmet Aluç

Rahman’a teslimiyetle ol özgür



Nur Kuran İman ile olmalı kulun ölümü
Nur Kur’an Gül kokan Resul ile görmeli önünü
Rahman ile Kâbe’ye dönmeli yüzünü
Kur’an kardeşlik iman ile yıkmalı zulmü

Hak yolda olanın yönü çıkmaz kıraç çöle
Haydi, korkma yürü merhamet denilen göle
Nefis şeytana uyup ta olma sakın sen köle
Rahman’a teslimiyetle ol özgür haydi çek bir besmele

Elinde var mı senedin çıkman için yarına
Nefret kin ile sakın gitme aman ha yangına
Kuran Gül Resul ile kalmazsın her iki cihanda tek başına
Rahman’a teslimiyetle ol özgür haydi çek bir besmele

Ecele teslim olmayan var mı söylesin haydi
Nefret kin düşmanlığa cehennem için değer miydi?
Kur’an Resul iman tam duracağın yer idi
Rahman’a teslimiyetle ol özgür haydi çek bir besmele

Kul Mehmet’im Kuran ile Resul olsun aklında yolunda
Son nefeste taşı yanında ahirete var ol Rahmanın huzurunda
Ne gereği var nefis şeytan yolunda ölüm var onlarsız en sonunda
Rahman’a teslimiyetle ol özgür haydi çek bir besmele
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)





Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç