Şiir edebiyat öykü deneme güncel edebiyat aşk şiirleri,hayat,evet,röportaj,gönülden şiirler,...
Bu Blogda Ara
5 Haziran 2015 Cuma
Gök Kubbe Altında Ezilen Şimdi Sen Ol Ve Anla
Ey vicdansız zalim terk edip giderken arkanı dönüp bakmadın boynumun bükük kalışına, sende nasıl bir yürek var içinde derin dondurucu mu saklı o yüreğin ? Son defa bir selam verseydin boynu büküklüğüme ondan sonra gitseydin, ama ben kime söylüyorum ki duası ayrılık vefasızlık olan birisine çek git dünyamdan iyi ki gittin Dünyam'dan senin gibi vefasız zalim vicdansız ile iyi ki ömrüm solmadı ve şu andan itibaren boynu büküklüğümü cehennem ateşlerinde yaktım, dimdik sevgimle ayaktayım… Şimdi arkanda bakıyorum, meğer boynu bükük kalan senmişsin, merhametsizliğin ile vefasızlığın ile…
Geceleri feryatlarını duyuyorum ötelerde hayallerinin güzelliğinden vaazgeçtiğin için, bana tekrar sana gel dememi bekler gibi görüyorum, ama sen kaybettin ikinci şansı ben sana daha önce vermiştim, artık gök kubbe altında ezilen şimdi sen ol ve anla yaptığın hatanın pişmanlığı ile kal. Gönül kapısını kapatmanın cezasını çek, bin defa dudaklarında zehir içtim, zehir sözlerinle gönlümü yıktın perişanlığım la alay ettin şimdi anla ve yaşa…
Vefasızlığını hep ensemi yaktı vefasızlık kokan nefesin, şimdi yalnızlığını vefasızlığını demle bol bol iç… Şimdi meçhuller sokağını gez, sessizliğinin feryadı kulaklarını tırmalasın, işlediğin vefasızlığın günahı sırtında belin bükük dolaş… Gölgenin değmediği caddelerde dolaş sığma âleme, beni mezara çeken sendeki hislerin nasıl olduğunu anla, merhametle ben gözyaşlarımı sildim bakalım sen ne ile sileceksin kanlı gözyaşlarını.
Böyle konuşmak istemezdim, ama sen anlamadın beni merhameti güzelliği neşeyi, hazan mevsimlerini, kışlarını kahır ile yaşa demem ondandır, seninle aşkım şahlanmış dağları ovaları aşmıştı, ama sen bir sözünle kin dolu bakışınla hançerledin öldürdün aşkımı, şimdi yaşa viraneleri anla beni… Demek istediğimi zalim olduğun için söylemiyorum kendini tanıman için söylüyorum, hatanı görmeni istiyorum…
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)
Merhamet
Merhametin yanına uğramaz melanet
Yanına da hiç uğramaz lanet ihanet
Gönüller gülümseyerek ona emanet
Haydi, gönüllerde essin gülümseyen merhamet
Gezdim âlemi merhametten güzelini bulamadım
Ondan güzelinin yanında hiç ayrılmadım
Onu aldım gönlüme hiç ağlamadım
Haydi, gönüllerde essin gülümseyen merhamet
Merhametin içinde vardır gülümseme inayet
Beraberinde gelir inanın heyecanla dirayet
Merhamet var ise gönülde işlenmez cinayet
Haydi, gönüllerde essin gülümseyen merhamet
Merhamet diyelim alalım gönüle nur selamet
Garip kulun gönlünde eksik olmaz ki merhamet
Merhamet ile hakkı tanı içinde var hikmet
Haydi, gönüllerde essin gülümseyen merhamet
Mihnet ile sınar Rahman merhamet ile ol unutma
Lanet şeytan ile nefsine gönlünü şerle okutma
Merhamet var iken merhametsizlikle gönlü uyutma
Haydi, gönüllerde essin gülümseyen merhamet
Kul Mehmet’im merhametle canı teslim etmek kula gerekir
Gamzelerde merhametin açması izin ver eyleme hakir
Zenginlik ile olmasan da merhamet zenginliktir üzülme fakir
Haydi, gönüllerde essin gülümseyen merhamet
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)
İnayet: iyilik
Dirayet: Zekâ, kavrayış
Mihnet: Üzüntü
4 Haziran 2015 Perşembe
Özgürlüğün Mısralarını
Unutmaya
çalışmak
Yaşamaya
çalışmak
İkisi
bir arada yaşamak
Hangi
sokakta mümkün
Arkam da
kalan sensizlik
Kaybolan
sendeki bensizlik
Hangi
sözleri harcamalı
Muamma
Sözlere
mi kelimelerime küseyim
Sana
mı küseyim muamma
Ağlasam
gece boyu çare olur mu?
Yenildim
mi senli yaşamaya
Gözlerine
bakarak yarına koşmaya
Dilim
varmıyor söylemeye
Kabul
etmeye
Acıya
mı yanayım
Sensizliğine
mi?
Kendi
elimle beceriksizliğe mi?
Sensiz
mutsuz geçen saatlere mi yanayım
Zamansızlığıma
mı kızayım muamma
Bir
gecede bedenimi harap eden
Üşüten
viran eden ayrılık
Beni
yalnızlığın bekçisi eden gecelere mi?
Gecelerden
bir türlü gelmeyen sabahlara mı?
Küseyim
muamma bilinmezlik şaşkınlık
Susmayan
haykırışıma mı?
Tahammülsüzlüğümün
son reddine mi?
Hayallerimin
gölgesinde sensizliğin hıçkırıklarına mı susun diyeyim
Hangisine
söz geçireyim
Hangisine
başımdan çekip gidin diyeyim
Tenimde
kalan izine kokuna dayanamaz iken
Sensizliğine
nasıl dayanayım
Ne
olur gelsen de
Bu
cevapsız cevabı olmayan
Sorularıma
cevap versen
Öyle
gitsen ne olur
Rüzgârlı
bir sabahın ilk ışıklarında gelsen
Tenimi
okşamayan hasretin hançerini yüreğimde çıkarsan
Aylak
bir kahkaha ile
Etrafımı
saran barbarların yangını viran evimin ateşini söndürsen
Ne
geri gidişin olsa
Hep
gelişin olsa ne olur
Benim
gibi yüreğine hançer mi saplanır bir gelsen
Her
gün feryatların kırık aynasında soyunmaktan kurtarsan
Çok
şey mi istedim
Öyle
ise sadece gel ve yanımda dur ve sus
Bir
sonbaharın şafağında kararmış olan bana baksan
Lanetli
cüzzam kokan feryatları sustursan yeter
Bende
savurayım gökyüzüne özgürlüğün mısralarını
Bakışınla
kundakla beni yeter bana
Mehmet
Aluç (Kul Mehmet)
Gözüne Çekilmeden Perde
İnsan bu düşer her
türlü derde
Merhamet var gönülde
serde
İyilik merhamet ile ol
koş her derde
Koş derde çare diye herkese gülümse de
Bir gün ölüm ile gözüne
çekilmeden perde
İnsan aynı ayrım yapma
herkes aynı değerde
Gönlün arasına çekme
demirden perde
Gönül sana lazım olur
düştüğünde derde
Koş derde çare diye
herkese gülümse de
Bir gün ölüm ile gözüne
çekilmeden perde
Gönül merhameti gönül
içindedir iyi bil
Nefret ile kini
gönülden hemen durma sil
Bir gün olur vakit
yetmez biter ömürde pil
Koş derde çare diye
herkese gülümse de
Bir gün ölüm ile gözüne
çekilmeden perde
Sakın deme arkamda
yıkılmaz dağım var
Parana güvenme pul olur da
yakar har
Merhametli olan cümle
gönülleri sarar
Koş derde çare diye
herkese gülümse de
Bir gün ölüm ile gözüne
çekilmeden perde
Aşk ilahîdir odur
merhametin pervanesi
Aşk ile olan merhametle
dertlerin olur divanesi
Nur dolar sevgi
eksilmez açıktır kapısı evi hanesi
Koş derde çare diye
herkese gülümse de
Bir gün ölüm ile gözüne
çekilmeden perde
Merhameti olmayanın gönül
evi yıkıktır virandır
Bak etrafına bu dünya
kime devamlı kalandır
Ölüm ahiret yoluna
gitmek için kula nişandır
Koş derde çare diye
herkese gülümse de
Bir gün ölüm ile gözüne
çekilmeden perde
Köşkten köşkten
binaların var dersin sıkıldım
Zekâtını veremezsin
malın, olmaz tabi ki gönül tadın
Bilmezsin aklına gelmez
ölüm gidersin adım adım
Koş derde çare diye
herkese gülümse de
Bir gün ölüm ile gözüne
çekilmeden perde
Kul Mehmet’im der ki
yan gelip yatmak ömre zarar
Merhametli olmayan
cümle gönülleri utanmadan satar
Bir doğrusu yoktur
doğru içine bin yalan katar
Koş derde çare diye
herkese gülümse de
Bir gün ölüm ile gözüne
çekilmeden perde
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)
Rahmanın Önünde Tövbe İle Eğilin
Ömrün hata ile doldurdun kul utan
Nedir bunları yapmana sebep
Kimdir elin kolun tutan
Az utan utan
Yalan olmuş biricik sevgilin
Uyandığında alavere dalavere bekler rezilin
Az milletin düşüncesine saygı gösterin
Az Rahmanın önünde tövbe ile eğilin
Yüreğinde kendine yer yok
Nasıl insanlık olsun yüreğinde
Namerde yıkılır güçlü bileğin
Az Rahmanın önünde tövbe ile eğilin
Utanmadan dersin karşındakine
Her şeyim sensin
Yanına gelince işin bitince
Dersin bana lazım değilsin
Az Rahmanın önünde tövbe ile eğilin
Obur gibi utanmadan yersin
Aç olanın halini bilmezsin
Ruhun bedenine sığmaz şişer'sin
Utanmadan su içsem yarıyor dersin
Az Rahmanın önünde tövbe ile eğilin
Nefret yüreğini düğümlemiş düğüm düğüm
Dünyada sanırsın sana yok ölüm
Haram seni dünyada tek gülün
Az Rahmanın önünde tövbe ile eğilin
Ağlayarak yaşayarak gezersin
Ağlattığını hiç görmezsin gülersin
Kendinden herkesi kıskanırsın
Bulunmaz Hint kumaşı'sın, sanki
Az Rahmanın önünde tövbe ile eğilin
Ruhuna yapışmış nefretin kinin görmezsin
İyiliği görünce kıskanır pisletir geçersin
Dünya sanki sana kalacakmış gibi gezersin
Az Rahmanın önünde tövbe ile eğilin
Kul Mehmet’im sen merhametle yoluna et devam
Merhamet içinde açan gülden bir demet sevda selam
Merhamet ağacını göz yaşınla sula hayat yoluna devam
Az Rahmanın önünde tövbe ile eğilin
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)
Budur Ona Onur
Aşk
gönlün merhamet kapısı
Kur’an
ömrün hayat yapısı
Resul
Merhamet ile ahlak mimarı
Bunlarsız
bir avuç acı hüsran gözyaşı ömür
Nefis
şeytan gelir sömürü ile köpürür
Deler
geçer yüreği ömrü sanki öldürür
Zamanın
içinde acımasızlığı hissedilir
Aşk
gönlün merhamet kapısı
Kur’an
ömrün hayat yapısı
Resul
Merhamet ile ahlak mimarı
Bunlarsız
bir avuç acı hüsran gözyaşı ömür
Bunlar
olmazsa çoğalır hüsran gözyaşı
Çekilmez
ömür yürekte kopan kasırga
Utanmaz
nefis ile şeytan utanmaktan ırak
Fikirsizlikle
uzar geceler olmaz sabah
Halin
bilmez otur ağla merhametten uzak
Bilmez
uçuruma koşar adımları tuzak
Hatasını
bilmez
Yüzün
karasını görmez
Derde
tabip Rahman onu hiç bilmez
Aşk
gönlün merhamet kapısı
Kur’an
ömrün hayat yapısı
Resul
Merhamet ile ahlak mimarı
Bunlarsız
bir avuç acı hüsran gözyaşı ömür
Bir
gece aniden Allah der uyanır
Yüreğinde
kopan fırtınalar durulur
Rahmandan
Kur’an’dan Gül kokan Resulden
Ayrı
olmanın sızısı kaplar
Ağlar
bu defa pişmanlığına
Densizliğine
Ayrı
yollarda kaybolduğuna ağlar
Bir
avuç hüsran ile akan gözyaşı yok olur
Senden
Uzaktayım Ya Rahman
Bitmiyordu gönlümdeki hüsran
Bana
sen gel kulum dedin
Gece
gündüz her an söyledin
Bir ömür boyunca gel dedin
Heyhat
sensiz her anı bile bile tükettim
Rahmanın
af ve merhametinin sıcaklığı kaplar bedenini
Aşk
gönlün merhamet kapısı
Kur’an
ömrün hayat yapısı
Resul
Merhamet ile ahlak mimarı
İman
ile açar gönülde nur nur
Koşar
kul ötelere budur ona onur
Mehmet
Aluç (Kul Mehmet)
3 Haziran 2015 Çarşamba
Gönül dizinde yattım
Zülfünü
saldın gönül kapıma sen
Zülfün
telini tutup sana koştum
Kocaman
Aşk’ı senle yaşadım coştum
Gönül
dizinde yattım uyudum ben
Düşlerimde
seninle âlemi dolandım
Bir
an kaybolursun diye sıçrayarak uyandım
Gözlerime
bakarken hep karşımda buldum
Gönül
dizinde yattım uyudum ben
Aklımı
başıma getiren bir sevdaydın
Seninle
gönlüm oldu apaydın
Her
sabah gülümseyerek dersin günaydın
Gönül
dizinde yattım uyudum ben
Senden
önce gözyaşlarım avucumdaydı
Halim
ne olurdu bu sevda aşk olmasaydı
Gönlünde
açan muhabbet çiçekleri olmasaydı
Gönül
dizinde yattım uyudum ben
Kul
Mehmet’im sevdiğime pişman olmadım
Senin
gözlerine bakarak yarınlardan bıkmadım
Gülüşünle
gamzende dünya kurdum usanmadım
Gönül
dizinde yattım uyudum ben
Mehmet
Aluç (Kul Mehmet)
Yarına Koşturan Sözlerin Umutların Sokağında
Umutsuzluk
denilen insanı kemiren başını taşlara vurduran, çaresizlik onu takip eden elini
kolunu bağlayan ve ardında ölüm gibi sessiz bırakan bu üç hal durum kelime
mümin için hiçbir anlam taşımaz. Umutsuzluk, çaresizlik ve ölüm üçlüsü mümin
için anlam ifade etmeyen Âlemleri yaratan yüce Allah(C.C.) teslimiyet ile
anında yok olan bir olgudur. Umutsuzluk müminde yoktur, olamaz her derdin
çaresi umudu sabır ile Rahmanda vardır bilir. Çaresizlik ise zaten kul çaresiz
olduğunu bildiği ve Rahmana sığındığı anda çaresizliğine dertlerine, yine sabır
ile çareler bulan, ölüm denilen inançsız kulların korkulu rüyası, mümin için
yeniden sonsuz hayatın köprüsüdür. Rahman ve gül kokan Resul ile buluşma
visaldir.
Mümin
yüreğinde hain düşüncelerin çırpınışlarına hiçbir zaman inancı gereği yer
vermez, hatta fırtınasını estirtmez, hasret yüreğinde sahilde kayaları vuran
dalgalar gibi yüreğini vursa da vuslatın en sonunda geleceğini bilir, fazlası
ile üzülmez ve yine sabır dua ile Rahman’dan yardım ile bekler. Hayatın her
anına birlikte rahat uyuyarak aralarında çelişki, vesvese katmadan her an
yakalanmış bir sevda gibi Rahmana teslimiyet ve ondan gelecek her türkü
yardımın vadisinde denizinde yüzerek sabırla ömrünü tamamlamanın ve beraber
yaşadığı insanlara da, yardım ederek merhameti ile derman olmanın peşinde
hayatına devam eder.
Hem
kendisi hem de diğer insanların geleceği için güzel hayaller kuran ve bu yolda
çalışan kulun haline inançsız olan hiçbir zaman akıl ve sırrına erişemez, boş
gözlerle anlamsız gözlerle bu halini anlatan boş sözlerin sahilinde şaşkın
gezerek bakar. Tabi idrak ederde imanı anlamaya gönlüne almaya kalktığı anda
her şeyi anlar tebessüm ile gülümser gözlerinde sevinç ve mutluluk yaşları
şükür ile dökülür. Artık o kulda her an çaresine derman geleceğini ve âlemler
yaratan yüceler yücesi kerem Rahmet sahibine teslimiyet ile anlar ve o
anlamsızlıklar ve kaos dolu başka düşüncesizlik anaforunda kurtularak her an
gülümseyerek hayatına devam eder.
Her
gün artık yeni bir gülümseme ile uyanır, hayatın ne kadar kolay olduğunu-zorluk
olsa da her zorluktan sonra kolaylığın geleceğini bilerek- anlar ve zorda
olanlara yardım eli uzatır ve her an gülümser. Hayatın sonuna doğru gittiği ve bitmeye
doğru gittiğini ve sonucunda yok olacağını ve yeni hayat ile hayat
bulamayacağını bildiği eski anını unutur yeni hayatın başlangıcı ve vuslat ve
visal ile karşılaşacağı ölüm için iyilikler yaparak içini doldurmanın peşinde
gülümseyerek koşar koşar koşar.
Artık
nedensiz değildir, öylesine sakindir çıkarsız her şeyi sevmenin ikliminde diğer
insanlar ile gezmenin, güzel ve çıkarsız hayaller ile el ele omuz omuza yaşamanın
tadını çıkarır, işte iman ve teslimiyet böylesine güzel ve mutluluk vericidir. İşte
bu nedenle şeytan ve yardakçıları kulun bu mutluluğu yaşamasına izin vermemenin
telaşında olduğu gibi, kendisi de yaşayamaz! Sen anlarsın koskocaman âlemlere
sığmayan iman aşkını yaşarsın ve ötelere taşırsın, bundan başka mutluluk var mıdır?
Yüreğinde kıpır kıpır yarına koşturan sözlerin umutların sokağında huzur içinde
yaşamaktan daha güzel ne vardır?
Mehmet
Aluç
Kula Lazımdır Kur’an İle Adalet
Haydi,
durma biraz iyilik et
Dert
gelirse de az sabır et
Gönlünde
olsun merhamet
Kula
lazımdır Kur’an ile adalet
Nur
Kuran ile Resule koş geç kalma
Nefret
ile gönülleri yakma
Kin
dolu gözle gönüllere bakma
Kula
lazımdır Kur’an ile adalet
Ağlayanlara
yufka olsun yüreğin
Zalime
karşı güçlü olsun bileğin
İnsanlığa
olsun bolca dua ile isteğin
Kula
lazımdır Kur’an ile adalet
İnsanlara
sen seviyorum de susma
Nefretle
kinini kusma
Nefis
şeytan ile coşma
Kula
lazımdır Kur’an ile adalet
Haksızlığa
karşı dur ol insan
Nur
Kuran Resul ile olsan
Neşeyi
insanlara sunsan
Kula
lazımdır Kur’an ile adalet
Merhametsizlikle
kırma kolun kanadın
Merhametle
günün olsun aydın
Merhametsiz
oldun ortada kaldın
Kula
lazımdır Kur’an ile adalet
Yeşert
kuruyan o dalları
Viran
olmasın gönül bağları
Cehaletle
geçmesin ömür çağları
Kula
lazımdır Kur’an ile adalet
İnsanların
kirpiğin de yaş akmasın
Nefret
kin gönülleri yakmasın
Tabip
olmayan yaraya bakmasın
Kula
lazımdır Kur’an ile adalet
Terk
et yüreğinde hain çırpınışı
Deme
inançlı örtünene düşünene çağ dışı
İyi
düşün sözünde var imla yanlışı
Kula
lazımdır Kur’an ile adalet
Mehmet
Aluç
Gönülde olmasın şeytan ile vesvese
Kulak
verin hakka çağıran sese
Hak
için gülümseyin herkese
Adımlar
yürüsün doğru adrese
Gönülde
olmasın şeytan ile vesvese
Hak
için gönülleri aydınlatın
Merhamet
için gönülde nefreti boşaltın
Nefis
şeytana da gönülde kapıyı kapatın
Gönülde
olmasın şeytan ile vesvese
Rahmanı
anan gönle nur yağar
Rahmandan
uzaklaşan ise ağlar
Nefret
kin ile yıkılır dağlar
Gönülde
olmasın şeytan ile vesvese
Gönüller
olmasın sakın ırak
Nefret
ile kini bırak
Gönüllerde
sevgi ile durak
Gönülde
olmasın şeytan ile vesvese
Gel
merhametin güzelliğini anla
Rahmana
koşalım biz canla
Ölüm
var dünyada bunu da planla
Gönülde
olmasın şeytan ile vesvese
İnsanlık
için çalış dinlenmeden
Yaptığın
iyilik ile öğünmeden
Konuşur
iken atma bol kepçeden
Gönülde
olmasın şeytan ile vesvese
Gönüllere
mutluluğu hor görme
Nefret
kinle ortalığı alevlendirme
Yeter
artık arzun için hayatı bezdirtme
Gönülde
olmasın şeytan ile vesvese
Ana
sarıl yankılansın aşkın sesi
Yanmasın
yürekler ol gönül prensesi
Haydi,
yankılansın neşenin gülümsemesi
Gönülde
olmasın şeytan ile vesvese
Ol
gönüllere gülüşünle derman
Caiz
değil çalışmak var iken oturman
Zanda
bulunma lazım gelir araştırman
Gönülde
olmasın şeytan ile vesvese
Alçak
gönüllülüğün yapraklarını savur
Sıkıntında
nur Kuranla Resule başvur
Nefis
ile şeytana kin gitsin diye sertçe vur
Gönülde
olmasın şeytan ile vesvese
Aşk’a
sevgiye olma kırgın
Kur’an
Resul iman ile olsun algın
Ortalıkta
var kin nefret ile salgın
Gönülde
olmasın şeytan ile vesvese
Mehmet
Aluç (Kul Mehmet)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Yayınlarım
Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?
Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç
-
1847’de Manisa'nın Kırkağaç ilçesi Gelenbe kasabasında dünyaya geldi. 1912'de aynı kasabada yaşamını yitirdi. Asıl ismi Mehme...
-
Yunus gelirde hakka doğru yürünmez mi? Gözlerde yaş akarda Yunus görmez mi? Hak yolda hakla olan Yunus görünmez mi? Hak yol...
-
Aşık Reyhani 1932 yılında Hasankale'nin Alvar köyünde doğdu. Asıl adı Yaşar Yılmaz'dır. İran'dan göçen babası ...