Bu Blogda Ara

25 Mayıs 2015 Pazartesi

Elfi Elfi Selfi Selfi




Şimdilerde moda bu selfi
Sensiz çekilmez ki muhabbetin keyfi
Karşıdan gelen bizim Zülfi
Patron insafa gelse verse de bir terfi
Ah şelfi vah şelfi bakışların değil menfi
Boş ver gel yine yapalım biz selfi
Elfi elfi selfi selfi
Benim kafam zaten kel ki
Biraz yaklaşırsın sen selfi ile belki

Nefsi nefsi sen gel gör ki
Selfi seninle hayat çekilmez ki
Hayat ne senin ki ne benim ki
Yaşıyoruz hayatı zaten birinci mevki
Boş ver gel yine yapalım biz selfi
Elfi elfi selfi selfi
Benim kafam zaten kel ki
Biraz yaklaşırsın sen selfi ile belki

Selfi bize teknolojiden hediye
Rahat çekim var iken ne gerek var selfi ’ye
Osmanlının parası idi mecidiye
Yaşadıklarım hayat boşa geçmesin diye
Boş ver gel yine yapalım biz selfi
Elfi elfi selfi selfi
Benim kafam zaten kel ki
Biraz yaklaşırsın sen selfi ile belki

Elfi elfi selfi selfi
Benim kafam zaten kel ki
Biraz yaklaşırsın sen belki
Yaşadığımız zaten çelişki
Konuşuyor zaten afaki
Elfi elfi selfi selfi
Benim kafam zaten kel ki
Biraz yaklaşırsın sen selfi ile belki
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)


Dönersin Diye Bekledim



Gönlünü gönül bildim girdim
Bizzat senden fazla seni sevdim
Gülüşün yalanmış şimdi bildim
Kan yuttum şerbet içtim dedim
Dönersin diye bekledim

Döşeğim artık oldu taştan
Bilseydim sevmezdim baştan
Gözümde durmaz yaşlar
Kan yuttum şerbet içtim dedim
Dönersin diye bekledim

Dedim zorluk ile gelir vuslat
Nefret nasıl sana oldu musallat
Bir adım at sevgiyi başlat
Kan yuttum şerbet içtim dedim
Dönersin diye bekledim

Göğsümü yakar hasret yarası
Duymaz mısın çektiğim külfet
Haydi, gel ne olur afet
Kan yuttum şerbet içtim dedim
Dönersin diye bekledim

Yaptığın sanma marifet
Sevgi diye nefret giydiğin kıyafet
Sana dar geldi
Gel sende olsun biraz zarafet
Kan yuttum şerbet içtim dedim
Dönersin diye bekledim

Kul Mehmet’im aşkı ben yolda bıraktım
Sevgi yerine ben zehri sende tattım
Bu canı ben yolda bilmem kimlere sattım
Kan yuttum şerbet içtim dedim
Dönersin diye bekledim gelmedin
Matem tutmadan terk ettim bu şehri sen bilmedin
Mehmet Aluç (Kul Mehmet)



Sana geldim Rahmanım




Gözümdeki yaşım ile günahım ile
Eğmedim kimseye kaşım
Altmışa geldi yaşım
Rahmetine affına muhtacım
Sana geldim Rahmanım

Şaşkın halde yolda kaldım
Nefis şeytan elinde şaştım yandım
Derman diye sana koştum
Rahmetine affına muhtacım
Sana geldim Rahmanım

Derdim senden başkasını görmeyim
Gül kokan Resul yolunda eriyem
Bu fani dünyaya gönül vermeyim
Rahmetine affına muhtacım
Sana geldim Rahmanım

İman ile donat gönlümü dilimi
Merhamete uzat elimi
İman ile nasip et ölümü
Rahmetine affına muhtacım
Sana geldim Rahmanım

Bu dünyada ben saparsam
Sen yolumu saptırtma
Senden başkasına taptırtma
Gönlümü başkasına kaptırtma
Rahmetine affına muhtacım
Sana geldim Rahmanım

Senden başka bu âlemde dost bulunmaz
Gül Resul gibi gülümseyen yoldaş olmaz
Nur kuran gibi rehber bulunmaz
Rahmetine affına muhtacım
Sana geldim Rahmanım

Sensin Rabbim kulun günahını temizleyen
Sensin kulunu gece gündüz gözleyen
Kulun seni Resulü özleyen
Rahmetine affına muhtacım
Sana geldim Rahmanım

Dünyada demeyeyim ah
Nefis şeytan çektirir vah
Ahirette dedirtme eyvah
İman ile hayatımı eyle şah
Rahmetine affına muhtacım
Sana geldim Rahmanım

Seher vaktimi edersin hoş
Sensiz hayat ömür boş
Gül Resul güler ne hoş
Rahmetine affına muhtacım
Sana geldim Rahmanım

Mümin kulun gece kalkar
Secde ile sana şükür yapar
İman ile olanı kimler kapar
İmansız olan yolda sapar
Rahmetine affına muhtacım
Sana geldim Rahmanım


Mehmet Aluç© (Kul Mehmet)

24 Mayıs 2015 Pazar

Senden Uzakta Uçurumlara Düştüm



Takvimsiz sarı yapraklar gibi düştün gönlümde
Şiirler yazamadım o takvim yapraklarına
Senin için
Akıp giden yorgunluğum mani oldu
Ulaşamadım sana
Yazamadım sana
Gülüşlerine yetişemedim
Bakışlarını göremedim
Bende takvimsiz yapraklar gibi düştüm
Sensizliğin uçurumlarına
Ondan sesimi duyamadın
Soğukta kalmış gibi üşüyorum
Sözcüklerim havada uçuşuyor
Yokluğuna bilet kesen hasret
Sensizliğin seansına yönetmen olan yalnızlık
Attı beni senden uzağa
Uyuşuk dudaklarım
Cenneti ve seni özler iken
Yüreğimde akan kan yüreğimi yakar sensiz iken
Küf kokusu sarmış etrafımı
Takvimsiz solan yapraklar gibi düştük
Sen ayrı bir köşeye
Ben senden uzakta uçurumlara
Hasretim sancılarımla sensizliğin doğumunda
Ha doğdu ha doğacak
Zaten sensizim
Doğsa da olur doğmasa da
Bir sokak çatışmasındayım
Ortada kalmış
Ne yana gitsem kurşun
Mutluluğumuz çalınmış iken
Ne yana kaçsam aynısı olacak
Ne bu telaş
Doğrul kalk
Ne olacaksa olsun
Kavganın peşinde yürü
Ya kazan
Ya kaybet
Kaçırdığın hayatın istasyonlarına koş
Kaçan yarınlarını dünü yakala
Yapraklı takvimlere aşkın yaz
Okusun anlasın aşkını
Yaz şiirlerini doldur koynuna
Okusun 
Gülsün

Mehmet Aluç

Anlamsızlıklar Korosunu Dinliyorum



Bakışların bir mızrak saplanıyor
Dinmiyor acılarım sensizliğim
Soğumadan hep sımsıcak
Tebessümün sessizlik sensizlik
Anlamsızlıklar korosunu dinliyorum
Feryat ediyor yıkıyor dünyamı

Tırmanamıyorum hayata
Yarı yolda kaldım
Sen yoksun sanma sensizim
Seninleyim ve yalnızım
Anlamsızlıklar korosunu dinliyorum
Feryat ediyor yıkıyor dünyamı

Hiç kimseye hoş geldin diyorum
Başım önümde senle meşgulüm
Ben huzurla senin gelmeni bekliyorum
Ara sıra belirsiz gülüyorum
Anlamsızlıklar korosunu dinliyorum
Feryat ediyor yıkıyor dünyamı

O gülüşünü buzdolabına sakladım
Açıp açıp bakıyorum donuk olsa da
Her gün sevdiğin yemekleri yapıyorum
Kapıyı çalar gelirsin diye
Anlamsızlıklar korosunu dinliyorum
Feryat ediyor yıkıyor dünyamı

Sakın üzülme yalnızım diye
Yalnızlıkta sensiz berrak ve nefis
Sen ile ellerinin sıcaklığı ile dolu
Kalemimle seni seni yazıyorum
Anlam dolu türküler dinliyorum
Hep seninle oluyorum

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

İman İle Ol Ne Olur



Aç elini Allah’a sen yalvar
Ömrüne versin iman ile ayar
Bak nefis şeytana uyar
Daha sonra ayağın kayar
İman ile ol ne olur kalma naçar


Allah ile olmayan batar
Nefis şeytan yolda satar
Yalan üstüne yalan katar
Daha sonra ayağın kayar
İman ile ol ne olur kalma naçar


Nefis şeytan farzı atar
Nefret ile kini tutar
Bir anda seni satar
Daha sonra ayağın kayar
İman ile ol ne olur kalma naçar


İman ile açılsın bağlar
İmansızlık gönlü dağlar
Kul oturur ağlar
Daha sonra ayağın kayar
İman ile ol ne olur kalma naçar


İman ile güller açılır
Nefis şeytan kaçar
Mezarda kul iman ile yatar
İmanı olmayan bilmem ne yapar
İman ile ol ne olur kalma naçar


Kul imansız kalama naçar
İman gönle nur saçar
Ağam paşam diyenler kaçar
İman ile ol ne olur kalma naçar

Gül kokulu Resul merhamet saçar
Kuran ise onunla nurlar saçar
Mümin etrafında pervane olur imana akar
İman ile ol ne olur kalma naçar

Gül kokan Resul nur kuran gönüllere ahenk katar
Sanmayın mümin gece gündüz yatar
Tek kalınca Rahmanda yardım bekler duaya dua katar
Gönüller ağlayınca gece gündüz ağlar
İman ile ol ne olur kalma naçar

Kul mezarda yalnızdır
Kazandığı ailesi geri gidenlerdir
Sorgu suali tek başına verendir
Eyvah imanım yok derse hali nicedir
İman ile ol ne olur kalma naçar

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

İman Koşar Bize Nur Nur



Vardım bugün gözüm yaşlı dost kapısına
Naçar kalan cehennem gibi naçar kalmadı derdime
Hak dostun bir narasına naçar kalandır cehennem
Sardı dostum gözyaşıyla beni söndü ateşim derdim
Takat kalmadı âlem de sema ağlar oluk oluk
Hakka doğru uçtuk aşka kapısın açıp kalmadı bizde soluk
Dostum aşk ile dedi Allah cümle dertler yandı
Aşk sırrına eren âşık'lar gibi takat kalmadı dizlerde
Şükür ile coştuk neşe doldu dillere perde perde
İman koşar bize nur nur çaredir her derde
Nefis şeytan baktım yüzü koyun yatar yerde
Âşık'lar müminler katlanır sabır ile her derde
Aklı rahman'dadır olmaz başka bir yerde
Serelim seccadeyi duralım hakkın divanına bir yerde
Seherde durduk hak divanına nurlar açıldı perde perde
Allah nurunu saçtı kuluna ona secdeye durduğu yerde
Gözlerimizde akar yaşlar şükür ile gül renkleri açar önümüzde
Bu günlere kavuşturan Rahmana şükür nurlar doldu ömrümüze
Yalan dünya iman önünde viranedir
Dünyada imana giden yolda kılavuzdur kul bulduğunda ömür ne şahanedir
Baki olan yüce Rahman kulunu iman ile görmek ister,
 kul bu yolda sanma divanedir
Rahmandır bu âlem'de her şeye kadir ,imanı ile kulunu eder takdir
Bakın âlem'e bize anlatmak istediği şey nedir
Bunu anla bil sakın eyleme hata
Bedende eksik olmasın bir cıvata
İman yok ise akıl sıyırır balata
Mehmet Aluç


Çok Üzgünüm Sevgilim (Hiciv)




Çok üzgünüm sevgilim
Kredi kartı gibi sevgimi veriyorum karşılık bulamıyorum
Vadeli mevduat gibi beni sev sevgimi kat kat al diyorsun
Sevgimi veriyorum hüsran bakışlarını alıyorum biliyorsun
Repo yapayım diyorum sevgimi inişli çıkışlı yolarda yitiriyorum
Hazine bonosuna yatırıyorum sevgimi,
 değerleri düşüyor senin gibi anlamıyorum
Sevgini dowload yapayım dedim,
internet hızım yavaşladı bağlantı koptu
Gönlümün masa üstüne ekleyeyim diyorum,
 hata mesajı veriyorsun ekleyemiyorum
Sosyal medyada koşayım diyorum peşinde,
 takipçim yok utanıyorum kalıyorum yerimden
Enflasyon gibi hedef tutturmak için
seni görmek için hesap yapıyorum
tam seni görecek için lavuğun biri
yükseltiyor enflasyonu yükseliyor tansiyon
yine seni göremiyorum
Dengem bozuluyor TMSF Karşıdan geliyor
Ben kaçıyorum sevgilim

Mehmet Aluç

23 Mayıs 2015 Cumartesi

Mutsuz Olmak Hayatın Sonu Değil Ki



Sevmek nedir ki ?
Ben kadar sevmedikten sonra
Bakmak nedir ki koca âlemde
Ben her baktığım yerde seni görüyor iken
Senin bakmaların
Beni görmemelerin nedir ki
Beni görmedikten sonra
Sevmemek ayıp değil ki
Görmemek ayıp değil ki
Sevmediğini
Görmediğini itiraf etmen
Hatanı bilmendir en önemlisi
Yaşamak nedir ki
Benim seni yüreğimde
Ben ölürken yaşattığım kadar değil ise
Senin beni yaşatmadığın kadar mıdır?
Ben ağlar iken sen gülümse diye ağlar iken
Mutlu olmak gülmek midir?
Yoksa güldürmek için ağlamak mıdır?
Mutluluğun güzelliğini göstermek için
Mutsuz olmak hayatın sonu değil ki
Mutluluğa yürüme isteğin var ise
Hiçbir şeyin sonu yoktur

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Elveda’nın Hançeri


Ey yüreğimin yarası ayrılık
Evimi karanlığa boğan
Vicdanımı sızlatan
Ölüme eş değer ayrılık
Acılarına dayanmak nasıl olur
Gözlerim yollara dökülmüş iken
Nasıl etrafıma bakarım
Nasıl yatarım
Nasıl kalkarım
Rüzgârlar onun kokusunu getirmeden
Nasıl yeni bir güne başlarım
Şimdi her baktığımda
Her nefes aldığımda
Her adım attığımda
Her anımda yaşadığımda
El Veda’nın hançeri kalbime mi saplanacak
Hayatım labirentler içinde
Çıkmazların içinde
Gözyaşımı silmeye elimin uzanamadığı,
anlarımı yaşayacağım artık
Yok, mu bir devan
Yok, mu bir çaren
Yok, mu bir ilacın ey ayrılık
Susma konuşsana
Maden dilin yoktu neden gelirsin kapılara
Sabır var dersin
Hele şükür konuştun
Öyle ise sabrın vadisine gitmeli
Gece gündüz beklemeli
Yârin gelmesini gülmesini beklemeli
Ya da… Boş ver…
Boş ver en iyisi sabır ile beklemeli

Mehmet Aluç(Kul Mehmet)

Sokaklarımız Sürgünlük Vefasızlık Kokuyor


Daha düne kadar tüm sokaklarım Sana gülümseyerek çıkıyordu, senin de sokakların bana çıkıyordu neşeli şen cıvıl cıvıl, oysa şimdi matem havasında sokaklarımız! Yüreğimiz de onun gibi matem dolu ne bir sevinç be bir heves var… Yeni sokaklar aradım sana çıkan bulamadım, daha dün yüreğimizin adımları ta bir kilometre uzakta duyardık, oysa şimdi aramızda bir sokak var ne ses var sukutu yaşıyor her neden se bilemedim! Anlayamadım!

Sanki zehirli bir hançer yüreğimize saplanmış, ayrılığın mezarına sürüklenmiş bedenlerimizi! Seni kırdığımı, senin de beni kırdığını hatırlamıyorum! Sokaklarımız sürgünlük vefasızlık kokuyor, muamma… Önümüzdeki belirsiz anlamsız boşluk ne zaman geldi aramıza girdi? Eylül ayında yağan karların altında kalmış gibi üşüyorum, aramıza karaçalı olan anlamsız soruları gel terk edelim, bırakalım kendimizi aşkın engin kollarına sorgusuz sualsiz yoksa bu güzel anlarımız yok olacak.
Bırakalım anlamsız mırıltıların seslerini, cevabı olmayan soruların sesini konuşmalarını duymayalım, sanki gülerek yüzümüze tükürüyor, haydi yine bana gülümse, sarayım seni kollarıma ya da sen sar beni yumuşacık kollarına…

Bak düşersek ayrılığın yoluna paramparça olacağız, yok olacağız, sarı yapraklar gibi solmayalım haydi koş bana aşkım, bırakalım kendimizi aşkın engin kollarına sorgusuz sualsiz…

Mehmet Aluç

Ezgi Dolu Bakışınla




Beni sana sürükleyen ruhumu okşayan rüzgâr mıydı
Yoksa benim gönlümün güzelliği miydi bilinmez
Buzdan kafesimde ömrümü tamamlar iken çıktın karşıma
Ufukta kuşların kanadını okşarken sen yüreğimi ısıttın
Aramızda oturan beni esir eden buzdan kafesimin kilitlerini açan
Buz tutmuş ejderha gözü ile bana bakan yarınıma ışık olan sen ne güzel geldin
Beklentilerim
Zaman yerine geçen asırlar
Hamile ve doğuran bir kadın feryadı düşlerim
Karamsarlığımın imgesi
Lezgin olmayan adımlarım
Ürkütücü'lüğümün anlamsızlığı
Bir anda gelişinle yok oldu
Kuşkum ile yanına sokuldum
Tutkum akrep gibi sokar iken bedenimi
Tümülüs gibi yüksek Toroslar gibi gönlüme girdin
Anadolu oldum Trakya orta Asya oldum gönlünde
Tek düze doğal yapısının güzelliği ile süsleyen, 
Anadolu gibi ömrümü süsledin bakışınla
Kendimi bir anda holde gözlerine bakarak buldum
Arsız şehirlerim sokaklarım yok oldu
Lirik kaderimin kalem seslerini duydum o anda
Saçlarının Lüle’sinden tutundum
Dağlar sisli ovalar bahar çiçekleri ile açtı
Sevgi kırlangıçları başımızda uçarken
Öptüm dudaklarında asırlık bir öpüşle
Meteor hissizliğimi gökyüzüne fırlattım
Bir seyyah gibi damarlarında dolaştım
Sende bir Leyla misali damarlarımda coştun
Aştık tüm sarp yokuşları bir solukta
Sıcak iklimlerin sıcaklığı ile tenimiz sevgiye doyunca
Kelebek kanatlarımızla usulca yeryüzüne indik
Ezgi dolu bakışınla el ele yenidünyamıza doğru yürüdük

Mehmet Aluç

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç