Bu Blogda Ara

24 Mayıs 2015 Pazar

Senden Uzakta Uçurumlara Düştüm



Takvimsiz sarı yapraklar gibi düştün gönlümde
Şiirler yazamadım o takvim yapraklarına
Senin için
Akıp giden yorgunluğum mani oldu
Ulaşamadım sana
Yazamadım sana
Gülüşlerine yetişemedim
Bakışlarını göremedim
Bende takvimsiz yapraklar gibi düştüm
Sensizliğin uçurumlarına
Ondan sesimi duyamadın
Soğukta kalmış gibi üşüyorum
Sözcüklerim havada uçuşuyor
Yokluğuna bilet kesen hasret
Sensizliğin seansına yönetmen olan yalnızlık
Attı beni senden uzağa
Uyuşuk dudaklarım
Cenneti ve seni özler iken
Yüreğimde akan kan yüreğimi yakar sensiz iken
Küf kokusu sarmış etrafımı
Takvimsiz solan yapraklar gibi düştük
Sen ayrı bir köşeye
Ben senden uzakta uçurumlara
Hasretim sancılarımla sensizliğin doğumunda
Ha doğdu ha doğacak
Zaten sensizim
Doğsa da olur doğmasa da
Bir sokak çatışmasındayım
Ortada kalmış
Ne yana gitsem kurşun
Mutluluğumuz çalınmış iken
Ne yana kaçsam aynısı olacak
Ne bu telaş
Doğrul kalk
Ne olacaksa olsun
Kavganın peşinde yürü
Ya kazan
Ya kaybet
Kaçırdığın hayatın istasyonlarına koş
Kaçan yarınlarını dünü yakala
Yapraklı takvimlere aşkın yaz
Okusun anlasın aşkını
Yaz şiirlerini doldur koynuna
Okusun 
Gülsün

Mehmet Aluç

Anlamsızlıklar Korosunu Dinliyorum



Bakışların bir mızrak saplanıyor
Dinmiyor acılarım sensizliğim
Soğumadan hep sımsıcak
Tebessümün sessizlik sensizlik
Anlamsızlıklar korosunu dinliyorum
Feryat ediyor yıkıyor dünyamı

Tırmanamıyorum hayata
Yarı yolda kaldım
Sen yoksun sanma sensizim
Seninleyim ve yalnızım
Anlamsızlıklar korosunu dinliyorum
Feryat ediyor yıkıyor dünyamı

Hiç kimseye hoş geldin diyorum
Başım önümde senle meşgulüm
Ben huzurla senin gelmeni bekliyorum
Ara sıra belirsiz gülüyorum
Anlamsızlıklar korosunu dinliyorum
Feryat ediyor yıkıyor dünyamı

O gülüşünü buzdolabına sakladım
Açıp açıp bakıyorum donuk olsa da
Her gün sevdiğin yemekleri yapıyorum
Kapıyı çalar gelirsin diye
Anlamsızlıklar korosunu dinliyorum
Feryat ediyor yıkıyor dünyamı

Sakın üzülme yalnızım diye
Yalnızlıkta sensiz berrak ve nefis
Sen ile ellerinin sıcaklığı ile dolu
Kalemimle seni seni yazıyorum
Anlam dolu türküler dinliyorum
Hep seninle oluyorum

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

İman İle Ol Ne Olur



Aç elini Allah’a sen yalvar
Ömrüne versin iman ile ayar
Bak nefis şeytana uyar
Daha sonra ayağın kayar
İman ile ol ne olur kalma naçar


Allah ile olmayan batar
Nefis şeytan yolda satar
Yalan üstüne yalan katar
Daha sonra ayağın kayar
İman ile ol ne olur kalma naçar


Nefis şeytan farzı atar
Nefret ile kini tutar
Bir anda seni satar
Daha sonra ayağın kayar
İman ile ol ne olur kalma naçar


İman ile açılsın bağlar
İmansızlık gönlü dağlar
Kul oturur ağlar
Daha sonra ayağın kayar
İman ile ol ne olur kalma naçar


İman ile güller açılır
Nefis şeytan kaçar
Mezarda kul iman ile yatar
İmanı olmayan bilmem ne yapar
İman ile ol ne olur kalma naçar


Kul imansız kalama naçar
İman gönle nur saçar
Ağam paşam diyenler kaçar
İman ile ol ne olur kalma naçar

Gül kokulu Resul merhamet saçar
Kuran ise onunla nurlar saçar
Mümin etrafında pervane olur imana akar
İman ile ol ne olur kalma naçar

Gül kokan Resul nur kuran gönüllere ahenk katar
Sanmayın mümin gece gündüz yatar
Tek kalınca Rahmanda yardım bekler duaya dua katar
Gönüller ağlayınca gece gündüz ağlar
İman ile ol ne olur kalma naçar

Kul mezarda yalnızdır
Kazandığı ailesi geri gidenlerdir
Sorgu suali tek başına verendir
Eyvah imanım yok derse hali nicedir
İman ile ol ne olur kalma naçar

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

İman Koşar Bize Nur Nur



Vardım bugün gözüm yaşlı dost kapısına
Naçar kalan cehennem gibi naçar kalmadı derdime
Hak dostun bir narasına naçar kalandır cehennem
Sardı dostum gözyaşıyla beni söndü ateşim derdim
Takat kalmadı âlem de sema ağlar oluk oluk
Hakka doğru uçtuk aşka kapısın açıp kalmadı bizde soluk
Dostum aşk ile dedi Allah cümle dertler yandı
Aşk sırrına eren âşık'lar gibi takat kalmadı dizlerde
Şükür ile coştuk neşe doldu dillere perde perde
İman koşar bize nur nur çaredir her derde
Nefis şeytan baktım yüzü koyun yatar yerde
Âşık'lar müminler katlanır sabır ile her derde
Aklı rahman'dadır olmaz başka bir yerde
Serelim seccadeyi duralım hakkın divanına bir yerde
Seherde durduk hak divanına nurlar açıldı perde perde
Allah nurunu saçtı kuluna ona secdeye durduğu yerde
Gözlerimizde akar yaşlar şükür ile gül renkleri açar önümüzde
Bu günlere kavuşturan Rahmana şükür nurlar doldu ömrümüze
Yalan dünya iman önünde viranedir
Dünyada imana giden yolda kılavuzdur kul bulduğunda ömür ne şahanedir
Baki olan yüce Rahman kulunu iman ile görmek ister,
 kul bu yolda sanma divanedir
Rahmandır bu âlem'de her şeye kadir ,imanı ile kulunu eder takdir
Bakın âlem'e bize anlatmak istediği şey nedir
Bunu anla bil sakın eyleme hata
Bedende eksik olmasın bir cıvata
İman yok ise akıl sıyırır balata
Mehmet Aluç


Çok Üzgünüm Sevgilim (Hiciv)




Çok üzgünüm sevgilim
Kredi kartı gibi sevgimi veriyorum karşılık bulamıyorum
Vadeli mevduat gibi beni sev sevgimi kat kat al diyorsun
Sevgimi veriyorum hüsran bakışlarını alıyorum biliyorsun
Repo yapayım diyorum sevgimi inişli çıkışlı yolarda yitiriyorum
Hazine bonosuna yatırıyorum sevgimi,
 değerleri düşüyor senin gibi anlamıyorum
Sevgini dowload yapayım dedim,
internet hızım yavaşladı bağlantı koptu
Gönlümün masa üstüne ekleyeyim diyorum,
 hata mesajı veriyorsun ekleyemiyorum
Sosyal medyada koşayım diyorum peşinde,
 takipçim yok utanıyorum kalıyorum yerimden
Enflasyon gibi hedef tutturmak için
seni görmek için hesap yapıyorum
tam seni görecek için lavuğun biri
yükseltiyor enflasyonu yükseliyor tansiyon
yine seni göremiyorum
Dengem bozuluyor TMSF Karşıdan geliyor
Ben kaçıyorum sevgilim

Mehmet Aluç

23 Mayıs 2015 Cumartesi

Mutsuz Olmak Hayatın Sonu Değil Ki



Sevmek nedir ki ?
Ben kadar sevmedikten sonra
Bakmak nedir ki koca âlemde
Ben her baktığım yerde seni görüyor iken
Senin bakmaların
Beni görmemelerin nedir ki
Beni görmedikten sonra
Sevmemek ayıp değil ki
Görmemek ayıp değil ki
Sevmediğini
Görmediğini itiraf etmen
Hatanı bilmendir en önemlisi
Yaşamak nedir ki
Benim seni yüreğimde
Ben ölürken yaşattığım kadar değil ise
Senin beni yaşatmadığın kadar mıdır?
Ben ağlar iken sen gülümse diye ağlar iken
Mutlu olmak gülmek midir?
Yoksa güldürmek için ağlamak mıdır?
Mutluluğun güzelliğini göstermek için
Mutsuz olmak hayatın sonu değil ki
Mutluluğa yürüme isteğin var ise
Hiçbir şeyin sonu yoktur

Mehmet Aluç (Kul Mehmet)

Elveda’nın Hançeri


Ey yüreğimin yarası ayrılık
Evimi karanlığa boğan
Vicdanımı sızlatan
Ölüme eş değer ayrılık
Acılarına dayanmak nasıl olur
Gözlerim yollara dökülmüş iken
Nasıl etrafıma bakarım
Nasıl yatarım
Nasıl kalkarım
Rüzgârlar onun kokusunu getirmeden
Nasıl yeni bir güne başlarım
Şimdi her baktığımda
Her nefes aldığımda
Her adım attığımda
Her anımda yaşadığımda
El Veda’nın hançeri kalbime mi saplanacak
Hayatım labirentler içinde
Çıkmazların içinde
Gözyaşımı silmeye elimin uzanamadığı,
anlarımı yaşayacağım artık
Yok, mu bir devan
Yok, mu bir çaren
Yok, mu bir ilacın ey ayrılık
Susma konuşsana
Maden dilin yoktu neden gelirsin kapılara
Sabır var dersin
Hele şükür konuştun
Öyle ise sabrın vadisine gitmeli
Gece gündüz beklemeli
Yârin gelmesini gülmesini beklemeli
Ya da… Boş ver…
Boş ver en iyisi sabır ile beklemeli

Mehmet Aluç(Kul Mehmet)

Sokaklarımız Sürgünlük Vefasızlık Kokuyor


Daha düne kadar tüm sokaklarım Sana gülümseyerek çıkıyordu, senin de sokakların bana çıkıyordu neşeli şen cıvıl cıvıl, oysa şimdi matem havasında sokaklarımız! Yüreğimiz de onun gibi matem dolu ne bir sevinç be bir heves var… Yeni sokaklar aradım sana çıkan bulamadım, daha dün yüreğimizin adımları ta bir kilometre uzakta duyardık, oysa şimdi aramızda bir sokak var ne ses var sukutu yaşıyor her neden se bilemedim! Anlayamadım!

Sanki zehirli bir hançer yüreğimize saplanmış, ayrılığın mezarına sürüklenmiş bedenlerimizi! Seni kırdığımı, senin de beni kırdığını hatırlamıyorum! Sokaklarımız sürgünlük vefasızlık kokuyor, muamma… Önümüzdeki belirsiz anlamsız boşluk ne zaman geldi aramıza girdi? Eylül ayında yağan karların altında kalmış gibi üşüyorum, aramıza karaçalı olan anlamsız soruları gel terk edelim, bırakalım kendimizi aşkın engin kollarına sorgusuz sualsiz yoksa bu güzel anlarımız yok olacak.
Bırakalım anlamsız mırıltıların seslerini, cevabı olmayan soruların sesini konuşmalarını duymayalım, sanki gülerek yüzümüze tükürüyor, haydi yine bana gülümse, sarayım seni kollarıma ya da sen sar beni yumuşacık kollarına…

Bak düşersek ayrılığın yoluna paramparça olacağız, yok olacağız, sarı yapraklar gibi solmayalım haydi koş bana aşkım, bırakalım kendimizi aşkın engin kollarına sorgusuz sualsiz…

Mehmet Aluç

Ezgi Dolu Bakışınla




Beni sana sürükleyen ruhumu okşayan rüzgâr mıydı
Yoksa benim gönlümün güzelliği miydi bilinmez
Buzdan kafesimde ömrümü tamamlar iken çıktın karşıma
Ufukta kuşların kanadını okşarken sen yüreğimi ısıttın
Aramızda oturan beni esir eden buzdan kafesimin kilitlerini açan
Buz tutmuş ejderha gözü ile bana bakan yarınıma ışık olan sen ne güzel geldin
Beklentilerim
Zaman yerine geçen asırlar
Hamile ve doğuran bir kadın feryadı düşlerim
Karamsarlığımın imgesi
Lezgin olmayan adımlarım
Ürkütücü'lüğümün anlamsızlığı
Bir anda gelişinle yok oldu
Kuşkum ile yanına sokuldum
Tutkum akrep gibi sokar iken bedenimi
Tümülüs gibi yüksek Toroslar gibi gönlüme girdin
Anadolu oldum Trakya orta Asya oldum gönlünde
Tek düze doğal yapısının güzelliği ile süsleyen, 
Anadolu gibi ömrümü süsledin bakışınla
Kendimi bir anda holde gözlerine bakarak buldum
Arsız şehirlerim sokaklarım yok oldu
Lirik kaderimin kalem seslerini duydum o anda
Saçlarının Lüle’sinden tutundum
Dağlar sisli ovalar bahar çiçekleri ile açtı
Sevgi kırlangıçları başımızda uçarken
Öptüm dudaklarında asırlık bir öpüşle
Meteor hissizliğimi gökyüzüne fırlattım
Bir seyyah gibi damarlarında dolaştım
Sende bir Leyla misali damarlarımda coştun
Aştık tüm sarp yokuşları bir solukta
Sıcak iklimlerin sıcaklığı ile tenimiz sevgiye doyunca
Kelebek kanatlarımızla usulca yeryüzüne indik
Ezgi dolu bakışınla el ele yenidünyamıza doğru yürüdük

Mehmet Aluç

Çalış Senin De Olur



Yiğidin attığı tokat yüzünü değil kalbini kırar
Gönüllere mayın döşeyen mayın elinde patlar acıtır
Rahmanın rahmetini unutan Rahmet’sizlik çarpar yandırır
Dalga geçme kul ile Rahman Rahman denizinde seni boğdurur

Tuzak kuranlar elinizde eski bir borazan sesi çıkmaz
Zafer yolu size çıkar diye rüya görmeye çalışmayın size yol açılmaz
Halkın iradesine ile tiksinen haliniz insalık’dan anlaşılmaz
Salya dolu ağzınızda ısırmak için bekleme ey bey namaz

Sizi gömmeye gelenleri görünce kudurmayın niyetiniz niyetimize uymaz
Nimet şerefli olana nimettir şerefli olmaya gereksiz samandır ey vurdumduymaz
İçi dışı fesat dolu olan niyaz ’sız aslın harap yolun olmuş türap
Niyetsiz gördüğün hep serap sonu ise harap

İçtiğin hep su yerine beyaz şarap
Derdin çektirmek insanlara ıstırap
Elinde mızrap yerine almışsın mızrak
Kör mü sanırsın milleti yürüsün rap rap ey baldırı bacak
Tahammül et rıza göster çalış senin de olur
Mehmet Aluç





22 Mayıs 2015 Cuma

Hayatın Gülümseyen Gemisinde



Gönül sancımı attım tufanların içine
Şimdi çok rahatım mutluyum alabildiğine
Hayatı yaşamak istiyorum gülümsemesine
Sevdim seni ben hayatın gülümseyen gemisinde

Şiirlerim çilemize olur inan bana derman
Aşk için açıyorum kalbimi işte size ferman
Aşk ile sevgimizi beraber edelim el ele harman
Sevdim seni ben hayatın gülümseyen gemisinde

Sevgi hediyedir aşk ile bize Rahman’dan hediye
Bundan sonra dilimde aşk sen sen diye
Aşk ile olalım nefret kalbimizi talan etmesin diye
Sevdim seni ben hayatın gülümseyen gemisinde

Kul Mehmet hayat yürüyor önünde gittiğin son durak
Benliği gönüldeki kiri pası sen gittiğin yolda arkanda bırak
Nazlı yârin gözlerine mutlulukla gülümseme ile bak
Sevdim seni ben hayatın gülümseyen gemisinde

Mehmet Aluç

Mutlu Gülmesem -Vezni Aher




Mutlu Gülmesem  -Vezni Aher




Sen benim /         gönlümde /     aşk ile sevenim/             olmasan
Gönlümde/           dilim nasıl /     seni anar/                 yârim olmasan  
Aşk ile sevenim/  seni anar/        gönlüm/                      mutlu gülmesem
Olmasan/            yârim olmasan/ mutlu gülmesem/  ölürüm görmesem


Ben seni/         gönülde/               aşk ile/               Aşk’la sevmezsem
Gönülde/        dilim yanar/           sana /                  yârim demesem
Aşk ile/              sana     /               varmazsam/         gülümsemezsem
Sevmezsem/  yârim demesem/ gülümsemesem/  lal olsun gönlüm


Aşk değil midir/      gönlün /            değişmeyen/         yasası
Gönlün/                  mutluluk /            çiçeği  /              nikâh masası
Değişmeyen/            çiçeği  /                gönül  /                hikâyesi
Yasası   /                nikâh masası/        hikâyesi/            gönül yasası


Sensin/                        bu gönlümün/     yar kırılmayan/       tek dalı
Bu gönlümün/               düğünü /              olacak bu/             salı
Yar kırılmayan/               olacak  /               sözlerim   /          olma tasalı
Tek dalı/                         bu Salı/                    olma tasalı/            yârim


Küsen/                 gönülleri ’de   /     pazarda ‘mı/               satmalı
Gönülleri/               sevmeli       /            aşk ile /                korumalı
Pazarda mı/             aşk ile       /              yâri     /                 aramalı
Satmalı/                   korumalı /                  aramalı/             vefasızı

Mutsuz/              gönül içine/          tümden/              aşkı katmalı
Gönül içine/         sevgiyi/            tümden/                katmalı
Tümden /           tümden /            aşk ile   /                 yar ile olmalı
Aşk’ı katmalı/    katmalı /        yar ile olmalı   /         yatmalı

Sevgiden /                         mahrum/                     gönlü  /             aşk ipiyle sarmalı onu
Mahrum /                          olan       /                      Aşk’tan     /     yanına yaklaşmalı
Gönlü/                               Aşk’tan /                        mutlulukla/        dolaştırmalı
Aşk ipi ile sarmalı onu /    yanına yaklaşmalı/  dolaştırmalı/           sarmalı


Mehmet Aluç

Bende Bilemedim





Sırtımı versem koca, o yıkılmaz dağlara
Dönülmez ki de gönlü, viran olmuş bağlara
Koşardın gençlik cahil, denilen o çağlara
Dünyada bir nefeslik, yolmuş bende bilmedim

Ecel gelince bekler mi hiç döşektekini
Beni alma denir mi, al o eşiktekini
Gönlümdeki o dünya, sevgisi hep boş geldi
Dünyada bir nefeslik, yolmuş bende bilmedim

Dünya değil ki bizim, yoktur onun tapusu
Merhametle kurulu, gönül cümle yapısı
Yıkma Rahmanım sığar, cümle açık kapısı
Dünyada bir nefeslik, yolmuş bende bilmedim

Kul Mehmet gülümse sen, bahar gelsin bağlara
Nazlı yarla gülerek, çık onunla dağlara
Asık suratlı olma, sen at uçurumlara
Dünyada bir nefeslik, yolmuş bende bilmedim
Mehmet Aluç

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç