Bu Blogda Ara

12 Nisan 2015 Pazar

Rahmetellil Âlemindir Peygamber (Kutlu doğum haftası kutlu mübarek olsun)






Rahmetellil Âlemindir Peygamber
(Kutlu doğum haftası kutlu mübarek olsun)

Yüceler yücesi Allah
Peygamberidir Resulullah
İnsanlar çekerdi azap ile ah
İnsanlık çökerken
Düşler yitirilirken
Kız çocukları diri diri gömülürken
Bedhah zalim gülerken
Gönderdin Nur Muhammedî (S.A.V.)Yüce Rahman
Bu ne güzel bir mutluluktur bizlere suphanallah
Kör sağır şükür etti Rahman’a
Zalim etmedi şükür koştu lain şeytana
Gafletin pençesinde kurtuldu iman eden
Gönderdi Rahmeti Kuluna Yüce Allah
Rahmetellil âlemindir Peygamber, gönderdi yüce Rahman
Bedhah zalimin kesildi nefesi peygamberi ile Suphanallah
Ümmetim ümmetim der ağlardı Peygamber ümmetine erişsin felah
Günah bir anda yolun değiştirdi kesildi onca kibir
İnsanlar Gönülden getirdi tekbir
Gönülden ümmetin Rahman ile seni ediyor zikir
Seninle akıllara geldi fikir
İzanlar seninle yolunu buldu eyledi hemfikir
Zalimlerin kesildi yolu düşündüler derin derin
Alınlarında döküldü sıcak ter bulamadılar serinlik
Ümmeti şimdilerde yolunu değiştirdi eyvah ki eyvah
Fesuphanallah ne oldu bize kaybettik sanki peygamber yolunu,
İsterdi o ümmeti olsun en iyi yani feriştah
Bak etrafımıza sarmış ham ervah, hafazanallah
Gül kokuna doyamadı ümmetin Peygamberim Allah Allah
Özlerim seni görmeyi isterim gösterir nasip eder yüce Suphanallah
İnsanlar gelmese de peşinde ben gelirim bizim iledir Yüce Rahman
Gece gündüz Rahman ismi yanında ismin zikir eyleriz her an
Cümle âleme şefaatçisin ey gül kokulu Nebi peygamberim
Günahımla geliyorum yanına kabul eyle yüce Rahman, ey nebi derim
Ateşten duvar cehennem çevrelerken etrafımı,
Yetiş Yüce Allah halim ne olacak derim
Gül kokan peygamberin şefaati ile af eyle günahımı,
Yüce Rahman isterim
Kıyamet günü kul dirilirken,
Kirpiğinde ki ıslak için kulunu af eden yüce Rahman’a giderim
Peygamberin Şefaatine kavuştur cümle müminleri,
Sensin Kerim Sensin Rahman Yüce Allah Allah Allah
Mehmet Aluç

Bedhah: Başkasının kötülüğünü isteyen, kötü yürekli
Ham ervah: Yersiz, yakışıksız söz ve davranışları olan kimse, çiğ adam.


 Not allowed! Not allowed!


Selam ve dua ile..

Ali Kundilli - Hele Hele Minnoş | Minnoş Dansı-ENFESSSSS


Atışmaya Devam



Bugün günlerden Pazar
Hey bakın şair ne yazar
Nefis şeytan kuyun kazar
Arkasında gülerek bakar

Kuyuya düşmeyince çelme takar
İyilikle olmazsa kul
Melekler elbet günah yazar
Ömür bitiyor bak azar azar

Kalk bir iyilik yap değmesin nazar
Nefis şeytan der yat
Sen kalk bir güzellik ömrüne kat
Kendin gül insanlık gülsün 

Hayata güzellik kat
Az birazda imandan tat
Dilinde az olsun tat
Ondan sonra düş yat

Mehmet Aluç©

Secde İle Rahmana Sığınırım






Bilirim yüce Rahman kerim
İsmini gece gündüz zikir ederim
Dostların sırrını gizlerim
Gönlümü beş vakit secde ile süslerim

Hayatta hiç olmaz küstüklerim
Dert gelirse sabırla duayla derman beklerim
Yüce Rahman beni sınar yetişir hemen bilirim
Gönlümü beş vakit secde ile süslerim

Yüce Rahmanın yardımıyla olur her işlerim
Gül kokulu Resulü görmedim görmeyi isterim
Şefaatine nail olup elinden Kevser suyu içmeyi dilerim
Gönlümü beş vakit secde ile süslerim

Bilirim Yüce Rahman nur Kuranında kuluna seslenir
“Ey iman edenler ve Salih ameller yapanlar” diye seslenir
Bu kulvar da olmayı secde ile Rahman da dilerim
Gönlümü beş vakit secde ile süslerim

Soluk soluğa süratle koşan,
(koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran,
Sabah erkenden baskın yapan,
Orada tozu dumana katan
Ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara and olsun ki,
İnsan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür ayetinden
Nankörlerden olmamak için
Secde ile Rahmana sığınırım
Mehmet Aluç


 Not allowed! Not allowed!


Selam ve dua ile..

Koşarak Gelsen

       


Sana kavuşamadım dinmez yârim gönül sancısı
Her gece düşlerimdesin gezersin ömrümün yarısı
Alnıma sürdüğüm vuslata ermeyen aşkımın ak karası
Ne olur gel yârim dinsin gönlümün sensizlik sancısı

Ne olur bir dinle sen ne olur şu vicdanını
O zaman anlayacaksın bana karşı yaptıklarını
Anlarsın işte o zaman sen yârim kaçırdıklarını
Ne olur gel yârim dinsin gönlümün sensizlik sancısı

Yar hasretin yüreğimde kanar yârim ta derinden
Hançer saplanır, sanki kırk bir yerinden
Kanayan yaramdan sen sızarsın her bir yerinden
Ne olur gel yârim dinsin gönlümün sensizlik sancısı

Kul Mehmet’im der ki yârim gel merhem ol yarama
Sensiz tuz basıyorum feryatla kanayan bu yarama
Haydi, koşarak gelsen ne olursun sen bana
Ne olur gel yârim dinsin gönlümün sancısı
Mehmet Aluç



Yüce Rahmanın Lütfü Keremi



Yüce Rahman'ın Lütfü keremi
Yanına gidersen yarana sürer kremi
Ahirette güldürür dünyada yanına gelenleri
Kendinden uzak kaçan zalimler yaşar korkunç depremleri
Bakarsan etrafına görürsün iman ile gülen müminleri
Bakmazsan da iman ile göremezsin ömründe kaçırdığın güzellikleri
İmana hastır iman eden mümin olana hastır özellikleri
Seyreyle kâinatı tefekkürler ne güzel yaratmış Rahman bunca güzellikleri
Yok, et secde ile kükreyen benliğini anlasın acizliğini
Ez nefis ile şeytanı iman ile gönlün yaşasın tatlı huzur ile sevinçleri
Namaz ile secde de açtır içinde solan çiçekleri
Dua ile güldür istekleri mümin olana selam ile gönder dilekleri
Melekler seyrelesin yaptığın Rahmanın izni ile ibadetlerini
Son nefeste Rahmanın izni ile
 İman ile götürsün melekler nurdan ruhunu gülümseyişlerini
Mutmain ile kapat ömrü gitsin Rahmanın Rahmeti …ile

Mehmet Aluç

İnsanın Gençlik Çağları




Ah ne zordur insanın gençlik çağları
Sırtını vursa sanki yıkacak sanki dağları
Ne varsa ekmiş türlü meyveleri gül kokuyor bağları
Yoktur geçim derdi,
Tek derdi jöle ile sokakların güzel kızları kaldırımları
Yârden ayrı kalınca,
Gözünden akar damla damla gözyaşları

Gönlünde silemez saramaz gönül yarası
Cebinde olmazsa da ne eder arar bulur,
 Cebindedir cigara parası
Gece geç gelir yığılır koltuğa
Sabah geç kalkar sanki evin ağası
Yüzüne gözüne bulaştırır gönül kapısın kapatır,
 Yüzüne sürer karası

Kırıla kırıla yamalı bohçaya dönse gönlü,
Her kırığı yine sarmazsa da unutur iki nefes arasında
Yârden ayrı kalınca,
Gözünden akar damla damla gözyaşları

Çözer gömleğin düğmesi,
 Yarışır rüzgâr ile giyer renk renk
Her gördüğüne âşık olur bir anda unutur,
Sevdiği ne renk sanki yoktur ahenk
En sonunda bulur sevdiğini,
O ışığın yansımasıyla beden hayatı dirilir
Güzelleşir dünyası sefa bulur, aşk ile tazelenir ömrü
Yârden ayrı kalınca,
Gözünden akar damla damla gözyaşları

Çoğu zaman itaatten uzaktır,
Yanlış gider saati her yürüyüşünde
Kapalıdır izanı anlamaya kelimeleri,
Şaşkın kendi şaşkın bellidir gelişinde
Yârden ayrı kalınca,
Gözünden akar damla damla gözyaşları

Sel olur taşar gönül kıymetin bilmez,
Eyvah’lar ile yaşar görürsün gözlerinde
Gezer uykusuz arkadaş peşinde kahvede,
Dünya ile uyku arasında kalmış anlarsın saçmalamasında

Yerini bulur eşin gönlünde sahiplenir erkek olmuştur
Üçer beşer öğrenir her şeyi,
Siler gönlündeki gençlik çağları yanlışları
Baba olur anlar kendisini güler geçer,
Gönülden sarılır hayata öğrenir bağlılıkları

Anlar insandır beşer
Her şeyi anlar üçer beşer
Dertlerin bağrını gülümseyerek koşarak deşer
Senelere bölünür anıları yaşlanır ağrılar yolunu keser
Mehmet Aluç

11 Nisan 2015 Cumartesi

Mevlana'dan Sözler







"Aşk, ne de güzel bir günahtır ki, Ona tövbe etmek kafirliktir.

O, öyle bir günahtır ki, ne arkasında kaçıp kurtulacak bir yol vardır,

 Ne de önünde oturup dinlenecek bir durak var.'' 

Mevlana

Secde ile tefekkürün ortasına



Sema'da yıldızlar benimle secdede gülümserken kâinata
Engerek yılanı gibi Şeytan dolaşır damarda besmelesiz
Dilimde dökülürken besmele erir lain şeytan kalır nefessiz
Secde ile tefekkürün ortasına gönlüm sıyırmadı aklım balata

Kanata kanata acılardan izler bırakmıştı çaresiz kibir
Ağlatırdı hasret şükür ‘üzlük gönlümü durmadan ikide bir
Vardı huzura gönlüm dilinde düşmez artık Rahman ile zikir
Secde ile tefekkürün ortasına gönlüm sıyırmadı aklım balata

Düşsüz’lüğe götüren düşlerim çekin gidin sizden sıkıldım
Uçuruma götüren sizler terk ederken, nurlar içinde kendim buldum
Kul Mehmet’im etrafıma baktım baktım o anda secde de rahman ile oldum
Secde ile tefekkürün ortasına gönlüm sıyırmadı aklım balata

Mehmet Aluç

Eriştin Hayatın Sırrına



Takıldım kaderin rüzgârına giderim peşinde
Garip bir kulum Rahman yoluna döndüm yönüm
Bilinmezden sandalımı kırdım oturdum yolum çevirirken
Koştum karşımda kaderim gülümserken
Rahman huzurunda gönlüm yolumu buldum dirilirken

Gönlümdeki feryadı saldım semaya
Rahman kurtardı son demde
Rabbin merhameti ile başladı sarmaya
O an huzurla doldum Rahman huzurunda kalmayla
Rahman huzurunda gönlüm yolumu buldum dirilirken

Nedir ey gönlüm sendeki kibir
Ne olurdu bir gün Rahman huzurunda çekseydin zikir
Neydi seni yolunda alıp götüren fikirsiz fikir
Rahman huzurunda gönlüm yolumu buldum dirilirken

Gönül sineni eyledin kendine mezar
Yeterince kazdığın kadar sen azar azar
Yine evdesin mutlusun günlerden de Pazar
Rahman huzurunda gönlüm yolumu buldum dirilirken

Allah kulunu yalnız bırakmaz her şeye kadirdir
Artık bu fikirsiz ‘ligi Rahman izniyle sonlandır
Belki de yolun sonunda varmadan bu son demdir
Rahman huzurunda gönlüm yolumu buldum dirilirken

Eksik gönlün yarısını buldurttu Rahman
Lain şeytan musallat oldu bana bir an
Yüce Rahman yanımda duruyormuş bak her an
Sevin gönlüm eriştin hayatın sırrına durma gülümse o zaman
Rahman huzurunda gönlüm yolumu buldum dirilirken

Kul Mehmet’im Rahman gönlüme dokundu, yani
Rahman peşinde gitmeyenler nerede hani
Rahman verir şükürle kazandığın harca gani gani
Sevin gönlüm eriştin hayatın sırrına durma gülümse o zaman
Rahman huzurunda gönlüm yolumu buldum dirilirken
Mehmet Aluç



Merhamet'lerini İdam Etmişler-Öykü-






Gece, sabaha doğru ezan ile nura bürünmüştü gerçi gökyüzü her zaman nurluydu, ezan okununca sanki daha nurlu oluyordu. Âlemin sırrına davet vardı, gönlü merhametle okşayan gülümseten, kırgın gönülleri barıştıran suskun sözlere çırpınarak yalnız ıpıssız kalan gönüllere, derman olan ezan ve Rahmana secde ile teslimiyetle, özgürlüğe çağrı vardı, ezan ile göz yüzünde dağıtılırken nasibini alanlara sürur(sevinç) dağıtıyordu.

Can denilen gönül kuşu ile huşu içinde sabah namazını kıldıktan sonra, odun ateşinde demlenen çayı aldı, kırık dökük olmayan masasının başına geçti, ufak ufak yudumlamaya başladı. İçinden

--Çok şükür yarabbim.

Dedikten sonra, eline Kuranı kerimi alarak okumaya başladı. Okuduktan sonra duasını yaptı, soğuyan çayından bir yudum daha aldı. Bir anda tevekkül ’süz şükür ’süz geçen günleri aklına geldi, gözünden iki damla soğuk yaş masaya damladı. Birden yürekten irkilerek

-Suphanallah dedi.

Bardağında biten çayı doldurduktan dışarıda gelen kalabalık insanların sesi ile irkildi, pencerenin perdesini kaldırarak dışarıya baktı. Karşı apartmanın kapısı önünde, hararetli tartışarak gönüllerinde taht kurmuş oturan, şeytanın yardımı ile bir birlerini döven iki insanı ve seyirci kalan kalabalığı gördü. Onca kalabalık olan insanlar, sadece kavgayı seyir ediyor kendi aralarında neler olup bittiğini anlamaya çalışırken, onları ayırmanın telaşına düşmüyorlardı.
Allah ile olmayanın, hür ve aklının salim sağlamda olamayacağını, şeytanın musallat edeceği gerçeğini görünce hemen sokağa fırladı, kavga edenler karşı komşu Ramazan bey ve Nusret amca idi, ellerinde sopalarla birbirlerine saldırarak kavga ediyorlardı. Ya Allah bismillah diyerek araya girdi, Avazı çıktığı kadar.

-Allahu Ekber.

Diyerek bağırdı. Kalabalık ve kavga eden Ramazan Bey ve Nusret amca bu nara karşısında oldukları yerde çivilenerek kaldılar. Şaşkın ve hayret içinde kalan Yusuf

-Ey komşularım, neden kavga ediyorsunuz? Ey kalabalık komşularım, neden müdahale ederek ayırmıyorsunuz komşularınızı?

Ses yoktu, herkes Yusuf’a bakıyordu. Yusuf

-Neden kavga ederek, gönüllerinizi kırıyorsunuz ey komşularım? Allah ile Resul ile iman ile İhlas ile olsaydınız, Allah ve Resulünün komşu hakkındaki söylediklerini hatırlar hayâ ederdiniz. Zulmü, neden kendinize reva görüyorsunuz?

Herkes, utanarak başını öne eğdi. Kavga edenlerin elindeki sopalar yere düştü. Tıngırtısı sokağı kapladı.

-Bu derbeder halinize bakın duyun, bülbüller ağlıyor, neden içimizde yoktur tevekkül, bir anlık ok ile hayatına son verilen bu hayatı canı, kavga ile geçirmenin pişmanlığını yaşayacağınız o mezarda neden o mezarı nur ile gülümseme ile birbirinizi severek doldurmuyoruz, bana söyler misiniz canım komşularım? Bakın kâinata kimin için yaratıldı? Siz kavga edenler yarın elinizde alınacak olan dünya malı peşinde koşanlar için mi, gönülleri gülümsetmek için mi?

Ses yoktu hiç kimsede. Kirpikleri ıslatan bu konuşma, herkesi yüreğinden vurmuştu. Nusret Amca’nın yanına yaklaştı, öne eğik başını eli ile kaldırarak.

-Söyler misiniz, şu anda başını secde ile rahmanın huzurunda eğik olması gerekirken, neden böylesine bir günaha ve şeytana uyarak eğiyorsunuz? Söyle Nusret amca, derdiniz nedir söyler misin?

Uzun süre sessiz kalan Nusret amca, titreyen mahcup sesi ile.

-Şey… Evladım, pek önemli değil de…

-Nusret amca, ben gelmesem kim bilir neler olacaktı, nasıl önemli değil diyorsun?

-Şey evladım, komşum Ramazan evde çok gürültü yapıyor, çocukları yaramaz, sabahın erken saatinde ağlayarak bizi rahatsız ediyor.
Bu sözden sonra kalabalıkta homurdanmalar başladı.

-Evet, çok halı ramazan amca, bizlerde rahatsız oluyoruz.

-Evet haklı.

-Dün sabah eşim işe uğurlarken ta dördüncü kata kadar geliyordu bağırtıları.

-Yok, yok komşu, bunlar komşularına hiç saygısı yok ayrıca çocuklarına terbiyede vermiyorlar.

Yusuf

-Komşularım canlarım, hep bir ağızdan konuşmayalım, Birde Ramazan kardeşimize soralım.

Ramazan gözlerinde akan yaşları sildikten sonra.

-Komşularım buraya taşınalı bir ay oldu, hiç kapımı çalanınız oldu mu? Hayır, söyler misiniz? Bu dünyada sağlıktan daha güzel ne vardır?

Kalabalık sustu. Kimisi

-Şimdi ne alakası var?

-Saçmalamaya başladı, hem daha yeni geldiniz müsait olunca bir gün gelirdik.

-Yok, yok komşu herhâlde evine giderken hoş geldin diye elimiz dolu gitmedik o nedenle mi?

Yusuf

-Devam et ramazan kardeşim

-Buyurun evime gelin size durumu izah edeyim.

Homurdanmalar başlayınca Yusuf

-Haydi, komşular boş konuşmayın da buyurun Ramazan kardeşimin evine gidelim ve kavganın sebebini öğrenelim ve buna bir son verelim.
Hep birlikte odaya girdiler. Ramazan

-Buyurun arka odada yatan hasta lösemili her ağrısında feryat ederek sizi rahatsız eden kızımın yanına geçelim.

Odadaki kalabalık bir” hasta lösemili her ağrısında feryat ederek sizi rahatsız eden kızımın “ anda bu sözü duydukları anda buza kesildi. Herkes zemheri ayazında dışarıda kalmış gibi donmuş kalmıştı.

-Baş dönmesi kalbine giren sancılarla yavrum sizi rahatsız ediyor biliyorum, âmâ elimden ne gelir, maddi dururum da yok… Bu nedenle bu değiştirdiğim beşinci evim… Söyleyin en yapayım.

Gözlerinde akan yaşlar ile yere yığılan Ramazanı, Yusuf kucaklayarak kanepenin üzerine oturttu. Komşuların gözlerinde yaş mahcup dut yemiş bülbül gibi susmuş başları önde içeride yatan saçları acıların kederi ile dağınık, acının korkusu ile yatan altı yaşlarındaki kız çocuğuna bakmaktan utanmanın pişmanlığını yaşıyordu. Yusuf birden.

-Eyvah size eyvah bana, haydi okuyorum il dışında bugün geldim ben bekârım diye gidemedim ya sizler ya sizler ya sizler ne oldu bir aydır yeni taşınan komşuya ziyarete gelmiyor, hallerini sormadan…

Gözlerinde akan gözyaşı ve hıçkırık ve kız çocuğunun acıklı hali konuşmasına izin vermedi. Kalktı kız çocuğunun yattığı odaya doğru yürüdü, vücudunda yaralar vardı, gönlüne bunu bilememenin küslüğü ile içinde kızarak yanına yaklaştı. Kız çocuğu kendisine yaklaşan Yusuf’u görünce gülümsedi. Gözlerinde damlayan yaşlar o anda çağlayan ırmağa döndü. Yaklaştı yanına oturdu, gözlerindeki yaşları silerek.

-Senin adın nedir güzel kızım.

Kız çocuğu gülümseyerek

-Nilüfer amcacığım, hem sen neden ağlıyorsun? Şeninde mi, benim gibi ağrıların var amca. Benim kalbime her sabah ağrı giriyor biliyor musun amca.

Odada buluna tüm komşuların dizlerindeki derman ve bağ çözülerek, yere diz çökerek yığılmalarına sebep oldu. Yusuf

-Yok, kızım, biraz önce yüzümü yıkadım onda yaşlı kalmıştır.

-Hem biliyor musun amca, babamda bazen yanına gelirken ağlıyor, gözlerim kapalı ama uyumuyorum hep görüyorum o damı yanıma gelirken yüzünü yıkıyor?

Hıçkırıklara boğulan Yusuf

-E…Ev… Evet, kızım, babalar yüzlerini bazen yıkar çocuklarının yanına gelirken, bazıları da benim gibi gözyaşı ile yıkar.

-Neden ama sizin evde su akmıyor mu amca, bizde su var amca, sen bundan sonra gel elini yüzünü bizde yıka ağlama. Ben seni çok sevdim neden mi?

-N…Neden?

-Çünkü şimdiye kadar yanıma anne ve babamdan başkası gelmemişti de ondan ya…

Yusuf sımsıkı hıçkırıkların eşliğinde Nilüfere sarılarak ağlamaya devam etti. Sanki yarasına peygamber çiçeği sarılmışta onun kokusunu ciğerlerine çekiyordu. Komşular şu anda şafağın karanlığında merhametlerini idam etmiş, merhametsiz kalmış gibi mahcup gözlerinde yaşlar ile sessizce konuşulanları dinliyorlardı. Biraz önce kavga anında yüreklerindeki hırs alevi sönmüş Nilüfer ve ramazanın perişan halini ve onlara yardım etmemenin hallerini soramamanın ateşi ile yürekleri kor alev yanıyordu. Şeytana uyarak kavgayı ayırmamanın seyirci kalmanın eyvah’ı sarmış yakıyordu sessiz sessiz.

Yürekten tövbe ederek hallerini yüce Rahmana içlerinde arz ederken, Nusret amca Komşusu Ramazanın eline abanarak öpmeye çalışırken, Ramazan müdahale etti. Nusret amca

-Evladım kusuruma bakma, hakkını helal et bağışla beni ne olursun, şeytana uydum…
Ramazan

-Estağfurullah amca, bak ismini daha bilmiyorum…

-Nusret evladım Nusret.

Başları önlerinde eğik olan komşular başlarını kaldırarak hep bir ağızda mahcup bir ses ile

-Bizleri de bağışla…

-Estağfurullah, bağışlamak Allah’a mahsus, ben kırgınlığımı unuttum bilene.

Nilüfer babasına bağırarak

-Babacığım babacığım, bu amcanın evinde su yokmuş

Sözünü bitirmeden öksürük ile ağzında gelen kan ile nilüfer son nefesini, Yusuf’un kucağında gülümseyerek Allah’a teslim etti. Yusuf

- İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi Raciûn diyerek, hıçkırıklarla devam etti ve tabi komşularda… Nilüfer hayata gözlerini yumarken oda içinde bulunanlar şafağın karanlığında vicdan ve merhametini idam edenlerin yüreğinde merhamet yeniden yaşamaya başlıyordu.
Mehmet Aluç


 Not allowed! Not allowed!


Selam ve dua ile..

Haydi, kaçma ne olur yaklaş







İmansız yaşamak yarar sağlamaz ömre
Bak düşüyor gökyüzünde son cemre
Hayat giderken son deme ilerde var aman mezar çevirme
Haydi, kaçma ne olur yaklaş Kuran’a Resul’e imana, gezme avare

Ciğerparem imansız gönül deryada çağlamaz
İman ile olan dünya ve ahirette ağlamaz
Serseri gönül ile gezmez yürek dağlamaz
Haydi, kaçma ne olur yaklaş Kuran’a Resul’e imana, gezme avare

İman ile her mevsimde hayat güzeldir
Bizim için gönderilen mükemmel bir güzellikdir
Günahların sana özel tövbe kapısı herkesedir
Haydi, kaçma ne olur yaklaş Kuran’a Resul’e imana, gezme avare

Boş avare işlerle uğraştık sonrasında yattık
Sabah kalktık diz boyu günaha battık
Dedik şeytana çatak şeytan uzaklaşmış tek başına kaldık
Rahmanı unuttuk tövbe kapısına varamadık battıkça battık
Haydi, kaçma ne olur yaklaş Kuran’a Resul’e imana, gezme avare



Kul Mehmet’im iman bekliyor ömür bitiyor geç kalma artık
Gün geçtikçe imansız dünyada battıkça toptan battık
Boş avare işlerle uğraştık sonrasında yan gelip yattık
Elin oğlu teknoloji ile uyutuyor anlamadık
Elimizde cep telefonları ile yalnız kaldık
Haydi, kaçma ne olur yaklaş Kuran’a Resul’e imana, gezme avare
Mehmet Aluç



Selam ve dua ile..

Yaklaş kul Allah’a







Hayat dediğin bühtandan uzak yaşamak
Gönlü imanla gusl eylemektir
Habis urlardan uzağa kaçarak
Rahmana sığınmaktır
Ne şükür ne niyaz ne namazdan uzak olan gönlü
Onunla ödüllenmektir
Zulmü reva görme
Yaklaş kul Allaha Kuran’a Resule imana yaklaş

Matem ile süsleme gönlünü
Yaprak dökümü ile dökme güzellikleri
Kumbiiznillah ile doğrul
İslam’ın gerçek emirlerini oku okut özelliklerini
Matem yerine nur dolsun gönlün ile âlem
Sende ol Allah’ın sevdiği kulu
Zulmü reva görme
Yaklaş kul Allaha Kuran’a Resule imana yaklaş

Allah’ın ipi çok sağlam kopmaz çeliktendir
Allah şah damarımızdan daha yakındır
Fazla dünya malı arzusu ile doldurma kasa ile gönlünü
Son sabahta uyanmaz bakarsın gönül
Gidecek olanla git gitmeyecek olanla uğraşma
Zulmü reva görme
Yaklaş kul Allaha Kuran’a Resule imana yaklaş
Mehmet Aluç



Kumbiiznillah: Allah’ın izniyle kalk


Not allowed! Not allowed!


Selam ve dua ile..

Daha Daha Sonrasında



 


Allah’a bağlanırsan kul sonra insan ve adam olursun
Sonrasında kendin için güzel olanı yaparsın güzellik kokarsın
Sonrasında insanlara güzelliğini saçmak için uğraşırsın
Daha sonrasında insanlık için güzel uğraş içinde olursun
Daha daha sonrasında kendine iyi bakarsın iyi olursun
Ondan sonrasında insanlara iyi bakarsın iyi görünürsün
Daha daha… Sonrasında kendine eziyet etmeden güzellikle yaşarsın
Daha……. Sonrasında güzelliği yaşamayanların güzel yaşaması için çabalarsın
Bu uğrayışların neticesinde Salih amel işleyerek Allah ve Resulüne ulaşırsın
Cennette saraylar köşkler alırsın tek başına oturmak istemezsin
E nemi olur kazandığın amellerin sevabını herkese dağıtırsın
Tüm insanlarla cennette yaşarsın
Bu kadar kolay ve bir o kadarda zor ama istersen Allah’ın izni ile çok kolay
Seç beğen yaşa
Sen o zaman olursun paşa
İstediğin güzelliği yaşa
Ya da yaşamazsan yapmazsan
Kaçarsın günahlarından pişmanlıklarından dörtnala koşa koşa
Mehmet Aluç
[/




 Not allowed! Not allowed!


Selam ve dua ile..

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç