Bu Blogda Ara

5 Nisan 2015 Pazar

Aşk



Aşk dilde bir gülümsemektir
Aşk gönülde huzur sevinmektir
Aşk bakışta nur ile gülümsemektir
Aşk ömrü sonuna kadar mesut etmektir

Aşk hislerde bahar çiçekleri açtırmak
Aşk Rahmanın gönüldeki dostumuz
Aşk Hayat yolunda beraber yürümektir
Aşk ömrü sonuna kadar mesut etmektir

Mehmet Aluç

Duanın Dili
















Bir adam Hz. Ali’ye (k.v.) geldi ve:
–Sana sormak istediğim dört sorum var dedi..
İlim Şehrinin Kapısı:
“Buyur, sor.!” dedi.
Adam sordu:
–Vacip nedir? Vacipten evvel vacip nedir? Hz. Ali cevap verdi:
–Tövbe etmek vaciptir; günahları terk ise ondan önce vaciptir..
Adam sordu:
–Yakın nedir? Yakından yakın nedir?
Hz. Ali cevap verdi:
–Kıyamet yakındır; ölüm ondan daha yakındır..
Adam sordu:
–Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir..?
Hz. Ali cevap verdi:
–Dünya acayiptir; dünyayı sevmek ise ondan daha acayiptir..
Ve adam son olarak, şu soruyu sordu:
–Zor nedir? Zordan daha zor nedir?
Ve Hz. Ali, bu son soruya da, şöyle cevap verdi:
–Kabir zordur; azıksız, amelsiz kabre girmek ondan daha zordur..
Alıntıdır:






Bütün Ömrüm



Güzel görmedim yar senin gibi
Bakışların açmış gül çiçek gibi
Merhametin çoktur boynuma dola
Bütün ömrüm güzelliğinle ola sevdiğim

Gönül selamı aldın gönlünde
Mutluluklar kattın ömrüme
Eksilmesin mutluluk gülümsemende
Bütün ömrüm güzelliğinle ola sevdiğim

Kul Mehmet’im seni candan severek kıymetin bilirken
Tatlı tatlı aşk yolunda bana yürüyerek gelirken
Ben sana gülümsemeden sen gönlünde gülümserken
Bütün ömrüm güzelliğinle ola sevdiğim

Mehmet Aluç

Vardın mı?



 


Sen bana güldün mü hayatta bana gülümsesin
Güller gibi koktun mu güller bana gülistan olsun
Aldın gittin başını akıttın gözyaşımı yıktın beni
Vardın mı koştuğun menzile koşarak verdin çile

Menzile arkanda gözyaşı bırakarak varılmaz
Gönülden sevmeyince gönülden yar sarılmaz
Dile düşüncede kirli gönül pazarda satılmaz
Vardın mı koştuğun menzile koşarak verdin çile

Hayran olunmaz mı Rahmanın yarattığı gönüle
Güldün esirgemedin kandırdın dedin güle güle
Bülbül bir daha konar mı sinende açan güle
Vardın mı koştuğun menzile koşarak verdin çile

Bir lokma yedik beraber zehir kattın aşıma
Sen gittin de ne dertler açtın belasız başıma
Sana demediler mi gönül yıkma mezar kazma
Vardın mı koştuğun menzile koşarak verdin çile

Yan şimdi ihanetinin ateşi ile haydi seni göreyim
Hangi sokakta hangi kulvar da ölürsün ne bileyim
Haydi, feryat et benim gibi acını göz yaşını göreyim
Vardın mı koştuğun menzile koşarak çek şimdi çile


Kul Mehmet’im söylerim haydi git sana güle güle
Hiçbir arı konmasın gönlünde açan cümle güle
Bu sözlerim az gelir senin gibi vefasız bir zalime
Vardın mı koştuğun menzile koşarak çek şimdi çile
Mehmet Aluç


 Not allowed! Not allowed!


Muamma


Yaşamak mı güç oldu
Yaşamamak mı kolay oldu
Muamma
Dünyamı vefasız oldu
İnsanlar mı vefasız oldu
Muamma
Çöz çözebilirsen
Elimde yüreğim
Gözlerimde bir damla yaş
Söylerim kendime söylerim
Duyan yok
Söyle kendi kendine
Duvarlar dinlesin
Kanasın yaram
Merhemi ararım
Diken bulurum
Kanar yaram
Soytarılar dönsün
Çatlayana kadar yesin
Doldursunlar kasalarını
Nasılsa ecel ellerinde alacak
Hüsran ile baş başa kalacaklar
Kanasın yaram
Yüreğim dertlerle haşır haşır neşir olsun
Üç kuruşu mu?
İhtiyacı olanla bölüşeyim
Kuru ekmek soğan yiyeyim
Yaram kanasın
Saracak olan Rahman var iken
Kanayan yaramın kanı durur
İnsanların hayatıyla oynamadım
Gülümsemeleri çalmadım
Yarınların kalbine paslı hançerler saplamadım
Kanasın yaram
Rahman dindirir yaramı

Mehmet Aluç

Gittiğin Zaman Hoşça Kal Diyememiştim



Senli günlerim daha taptaze zihnimde, gidişinden… Aah… Zalim gidişinden sonra…
Sensizlikten zaman çıldırdı ben çıldırdım artık, vakit vakit olmaktan çıktı zulüm oldu artık bana, ne söylemeliydi gitmeden önce bilmiyorum gitme dedim çektin gittin ve beni yalnızlığa mahkûm ettin gittin.

Sustum, anlatamadım anlamadın ya da ben anlaşılır bir insan değildim diyeceğim ama ne dedinse yaptım üzmedim kırmadım, kırsaydım üzseydim şimdi üzülmezdim diyorum, ama hayır ben öyle bir insan değilim bilemiyorum… Anlayamıyorum.

Şimdi gitme yanımda kal dediğimde kalsaydın… Aman boş ver çektin gittin işte ben daha neyi düşünüyorum, neyi özlüyorum ki seni neden yazıyorum ki…

İşte şimdi sildim her şeyi seni hatıraları resimlerini gülüşünü… Şimdi çok daha rahatım ne gereği vardı boşuna kendimi üzmenin terk edip giden seni düşünerek vaktimi öldürmenin ne gereği var ki…

Sen şimdi başka hayatı yaşayacaksın ben başka bir hayatı, şimdi ne sen varsın ve nede seninle olan ben varım…

Bir daha gelmene de hiç gerek yok, hatta gelmeyi düşünürsen de hiç gelme…
Artık yarınım masmavi düşlerim masmavi sensiz kendime ait bir dünyam var, gittiğin zaman hoşça kal diyememiştim şimdi diyorum hoşça kal…

Şimdi yağmur yağıyor, yağmur altında sensiz yürüyorum… Gök kuşağına ismimizi yan yana, yazmıştım şimdi onu da sildim.
Mehmet Aluç



4 Nisan 2015 Cumartesi

Sevdamsın





 Sen dilimde tükenmeyen duamsın
Yaşadığım hayatta sen sevdamsın
Gece gündüz ağladığım gözyaşımsın
Unutamadım ben seni sevdamsın

Söndü gülümseyen tatlı gözlerin
Kalmadı hiç söyleyecek sözlerim
Sendin benim hayattaki tek canım
Unutamadım ben seni sevdamsın

Giden neden geriye hiç gelmiyor
Yaşananlar neden hiç silinmiyor
Ayrılık neden gelirken bilinmiyor
Unutamadım ben seni sevdamsın

Kul Mehmet’im sendin benim sol yanım
Bana gülümseyen sendin tek canım
Gittin öldüm bendim senin aşığın
Unutamadım ben seni sevdamsın

Mehmet Aluç

Dön gel İslam’a imana



Nefsi şeytanı dünyayı bırak
Dön gel İslam’a imana
Bekler Rahman ile Gül Kokan Resul
Muradına kavuşursun
Dön gel İslam’a imana

Medet umma ellerden
Rahmana uzat elini dua ile gülenlerden
Gidenler çok gelenler az imana
Muradına kavuşursun
Dön gel İslam’a imana


Söyle kimden yanasın
Nefis şeytan dünyadan mı?
Rahman Kuran Resul den yana mı?
Bırak yaran kanasın 
Dön gel İslam’a imana

Müminde hata arama
Elini uzatmaz o harama
Merhem olur cümle yaraya
Muradına kavuşursun
Dön gel İslam’a imana

Niye kendin nefis şeytana bağlarsın
Karalar bağlar gece gündüz ağlarsın
Gel Rahmana İslam’a Resule imana
Muradına kavuşursun
Dön gel İslam’a imana

Kul Mehmet bunları yazdı
Gönlüm zaten ayazdı 
İslam ile iman ile ısındı
Muradına kavuşursun
Dön gel İslam’a imana
Mehmet Aluç

Tefekkür ile Aklan



Tefekkür et haydi Müslüman
Rahman ile ol o an her an
Acizliğini bil Müslüman
Rahman giden yola gir aklan

Rahman giden yola gir
Rahmana yolunda al fikir
Rahmana varmayan yoldan çık
Rahman giden yola gir aklan

Geceler uzundur
Tefekkür ile doldur
Gündüzler çok uzundur
Teslimiyet ile olan kuldur
Gönüldeki kederi tövbe ile gider
 En doğrusu budur
Rahman giden yola gir aklan

Rahman ihmal etmez kulu
İmtihan eder çıkar nefis denen çulu
Dünya geçici alma ondan bir pulu
Rahman giden yola gir aklan

Rahman sever her kulu
Şirk ile olma rahman sevmez o kulu
İman ile ol duru
Rahman giden yola gir aklan

Göz yummakla gündüz gece olmaz
Secde ile ayetler nur dökülsün ömür solmaz
Çaresizlik dua vaktidir bekler Rahman
Rahman giden yola gir aklan

İman nur elbisedir kula dar olmaz
Rahmandan gayrısı gerçek dost olmaz
Rahman yolunda giden ömür solmaz
Rahman giden yola gir aklan

Kısmetinde yoksa üzülme
Neden niçin ile çözülme
Şeytan yanındadır önünde bükülme
Rahman giden yola gir aklan

Nefsim sanadır bu sözlerim
İman ile açılsın ellerin
Çıkmasın isyan ile seslerin
Rahman giden yola gir aklan
Mehmet Aluç


Gülümseyerek Karşıla




Kader yazılır anlına
Yaşa sen onu canınla
Birde düşersen sen dara
Rahman yetişir bak sana
Gülümseyerek karşıla

Rahman yetişir bak sana
Bunu iyi bil de anla
Merhametle ol canınla
Gülümseyerek karşıla

Akıtma gözde yaşını
Eğme sakın sen kaşını
Secde ile eğ başını
Gülümseyerek karşıla

Vurmasın pranga nefsin
İmanla olsun her işin
Ne ekersen sen biçersin
Gülümseyerek karşıla

Yerinden duruyor dağlar
Merhametle ek sen bağlar
Ölümü yaşar tüm kullar
Gülümseyerek karşıla
Mehmet Aluç

Merhameti Çöllere Kumların İçine Gömme


Ne kadar sürerse sürsün ömür, ne kadar sıkıntı olursa olsun ömürde bir gün bir anda bakarsın biter, gülümsersin hiç solmayan Rahman’a secdenin güzelliği ile imanın tevazu gülüşü ile sabrın rızası ile…

Rüzgâr tozu dumana katar ve sonunda sakinleşir, etrafta ne kadar pislik çalı diken varsa alır götürür, çelik duvarla kaplanmış sabırla yol alırsan rüzgâr temizler gönlünü, seni yıkmaz sirkeler ayırttırarak kendine getirir…

Ey ömrüm ey gönlüm sen sabırla ol isterken sadece yüce Rahman’dan iste sabırla, acılarına şifanın kaynağı olan Rahmandan iste secde ile, dua ile ,şükür ile…

Ey ağlarken susan gönlüm, ağlayışla çökme diril, yeşert gözyaşlarınla içinde kuruyan merhamet çiçeklerini, dağıt etrafında kim varsa bu merhamet çiçeklerini, gömme mecnun aşkı gibi merhameti çöllere kumların içine, yoldaş ol merhamete veya bırak o sana yoldaş olsun alsın seni ötelere taşısın. Zirvesinde ve dibinde etrafında gülücükler estiren merhametin kapısını gönlünde kapatma aç sonuna kadar, ikram et insanlara ikram bulasın, hele yaralı bir gönle merhametle yardımla dokun ve o muhteşem gülüşünü gör ve hayran kal ve Yüce Rahmana şükür secdesine varırsın…

Yaratan Rahman… Olunca eksiksiz olur kuluna şefkat ile yaklaştığını sardığını görürsün, hele birde günde beş vakit namazla birleşince bambaşka bir âlemin kapısını açar, Ötelere doğru bir yolculuk hazırlık, karşılamanın güzelliği başlar, ilk durak ve son durak arasında güller dikmeni sevap kazanmanı gönül kazanmanı Allah rızasını Resul rızasını kazanmanı sağlar…

Mehmet Aluç


Ben Giderken



Veda etmedim ben sana giderken
Ecel beni sende alıp götürürken
Ağlama arkamda ben sensiz giderken
Umutla bak arkamda ben giderken

Donup kalmasın sakın bakışın
Mezarım başında ağlayıp kalışın
Yüreğim yakmasın sessiz yakışın
Umutla bak arkamda ben giderken

Kul Mehmet’im her canlı bir gün ölür gider
Ecel ne zaman gelir söyle kim bilir söyler
Gidişim yasa dönüşmesin kula rıza düşer
Umutla bak arkamda ben giderken

Mehmet Aluç

Sır Dolu Canda



 

Hangi gün kalbinde yaşayacağım görülmez
Nerede bilmem seninle karşılaşacağım sezilmez
Hangi pınarda seninle aşkı içeceğim bilinmez
Beklerim yolunu bilinmez yolda
Beklerim yolun sır dolu canda

Kim bilir şimdi sen neredesin bilinmez
Kalbime girmek için hangi sözdesin sezilmez
Aşkın hangi gülümseyen yolundasın görülmez
Beklerim yolunu bilinmez yolda
Beklerim yolun sır dolu canda

Kul Mehmet’im dağları aşarak gelsen bana
Başak dalları gibi gönlümde aşkı sunsam sana
Aşkın güzelliğine şahit olalım yan yana
Beklerim yolunu bilinmez yolda
Beklerim yolun sır dolu canda
Mehmet Aluç


 Not allowed! Not allowed!

3 Nisan 2015 Cuma

Hasretin

              


Şarapnel parçası sözlerin yüreğim parçalar
Hasret dolu yarınlar hatırlarım gözlerimde damlar
Hatıralara dalarım sensizlik bağrım dağlar
Gözlerin yağmurla damla damla başıma yağdı

Yüzümü çevirdim bir daha dönemem sana
Kader yaşamak için sabırla düştü bu cana
Aşkı yaşamak isterdim seninle ben kana kana
Gözlerin yağmurla damla damla başıma yağdı

Kul Mehmet’im isyan yoktur bu sözümde
Dünya sevgisi artık yoktur benim gözümde
Bu ayrılığa söyle var mı vuslat çözümde
Gözlerin yağmurla damla damla başıma yağdı

Mehmet Aluç

Tek Başıma Sensiz



Dokunmayın
Kırılganım
Gözümde yârin hasreti
Yakar yüreğim şule şule
Sevdalarım karanlıkta bensiz
Gecenin karanlığında ben sensiz
İşte yine
Ağlıyorum tek başıma sensiz


Yaklaşmayın
Ağlıyorum
Gözyaşımda yârin ruhu damlarken
Gölgelerin ardında kanar yüreğim
Ben yalnız ömrüm yalnız beklerim
İşte yine
Ağlıyorum tek başıma sensiz


Hasretle yanan günün arifesinde
Umudum hayalim paramparça
Dokunmayın
Kırılganım
İzbelere saklanmış
Kaybolmak istiyorum
İşte yine
Ağlıyorum tek başıma sensiz

Geceler suskun
Ben suskun
Yürüyorum yarına
Yarın suskun
Öksüz kelimelerin arasında
İşte yine
Ağlıyorum tek başıma sensiz

Mehmet Aluç

Rahman Gösterdi Gerçeği



 


Yıllar öncesinde, uzaklarda idi sanki teslimiyet, nefsimin arzularımın ve şeytanın istilası ile oysa teslimiyet bir adım bana benden daha yakınmış, Yüce Rahman’ın kulunu çok çok ama çok sevenmiş Rahman her an yanındaymış göremedim…

Teslimiyetten uzakta, bedenim arzularım nefsim şeytan peşinde koşarken, canım feryat içinde karanlıklar içinde, zulmü yaşarken bu yüreğim nasıl dayandı bilemiyorum…

Uzak diyarlarda, uzaklığın kör karanlığında bana konuşmaya vakit vermeyen bu arzularım, nefsim, şeytan benim sözlerime hislerime kıymet vermeden yıllarca peşinde sürükledim anlayamadım…

Doyumu olmayan muhabbet ararken, bir dostun duasında gülümsemesinde yer almak onunla gülümsemek isterken, kırgınlıkların zulmü ile ömrümü harap eylediler göremedim…

Lütfü, keremi… Sonsuz Rahman gösterdi gerçeği, uçurumun kenarında düşerken merhameti ile gönlüme, merhameti kondurdu nur nur açan çiçekler laleler sümbüller gibi… Birde aşk yerleştirdi ki sevgisizlikle uçuruma düşerken ellerimizde tutan Aşk’ı yerleştirdi ve o anda gördüm gerçeği, Binlerce kez şükürler olsun Keremi Lütfü ihsanı… Sonsuz Rabbime.
Kırgınlıkları, üzüntüleri Rabbim bir anda gönlümde sildi, önüme huzur dolu iman dolu bir sayfa açtı, gördüm, bildim ve anladım Rahmanın Kulunu ne kadar sevdiğini, gerçek dostun Rahman olduğunu idrak ettim, binlerce kez şükürler olsun…
Mehmet Aluç


Not allowed! Not allowed!

Sen Gelseydin





 Sen gelseydin gönlümü ortadan ikiye bölerdim
Gece gündüz seni sever aşk türküleri söylerdim
Kerem gibi dağları deler gönlüne yollar döşerdim
Gelseydin ayrılığı ayaklarım altında ezerdim
Gelmedin yar ırak ellere gittin beni öksüz bıraktın

Sevseydin içimi kaplardı sevinç ile huzur duyardım
Sevda denilen yolda sana koşar kollarıma sarardım
Bir saat görmesen yola çıkar seni arardım
Gelmedin yar ırak ellere gittin beni öksüz bıraktın

Kul Mehmet’im kadere karşı gelinmez
Gönül sevmeyince zorla güzellik olmaz gülünmez
Üç günlük dünyada kalp kırarak insan sevilmez
Gelmedin yar ırak ellere gittin beni öksüz bıraktın

Mehmet Aluç

Tefekkürün Billur Sesi Yankılanır Gönlünde



                                 

Bazen tefekkür etmek gerekir kâinatı seyrederek Yüce Allah’ın Yüceliğini, Lütfunu, Keremini, merhametini… Gönülde misler gibi burcu burcu cennet kokan tefekkür çiçeklerini açtırmak gerekir, öylesine güzel çiçektir ki bu çiçek dünyada bulamazsın ancak ahirette görürsün koklarsın Yüce Allah’ın Lütfü keremi ihsanı… İle.

Biz müminlerin gönlümüzde soldurtmadan bu tefekkür çiçeklerini yeşertmeliyiz, yaz, kış baharda sonbaharda öylesine güzeldir ki her an, her mevsimde hemencecik yeşerir ve açılır. Kokladıkça o kokusu âleme yayılır, Nur Kuran, Gül kokan Resul, iman güneşleri altında açılır üful üfül huzur esintisi ile.

Arkasında, teslimiyet tövbe tefekkür, tebessüm çiçekleri peşin sıra açılır, hayran kalırsın Tefekkürün güzelliğine, Rahmanın Yüceliğine, Keremine, İhsanına… Aldığın lezzetin tadı âlemde yoktur anlarsın

Susar dil, konuşur âlem gönül ile akıl ile izan ile idrak ile Tefekkürün billur sesi yankılanır gönlünde huzuru ile mest olursun, tefekkürün kanat çırpınışlarını hissedersin yüreğinde koşarsın Nur Kuran’a, Keremi Lütfü… Sonsuz Rahmana, gül kokan Resule, Iman’a. O anda gönlünün hafiften kanat çırpınışları ile dalarsın tefekkürün içine yok olursun Rahman ile baş başa kalırsın karşında gül kokan Resul ile bu harikulade lezzet ile, okunan ezan ile kaçıracağın vakit namazının haşyeti ile gülümseyerek uyanırsın, gülümsersin o pamuk Rahmet ile dolan merhametle coşan gönlün sevinci ile.


Mehmet Aluç

Hasret'liğine Yürüyorum






Çile çektim etmedim ben sana hiç şikâyet
Birden aldı seni ecel öldüm yavaş yavaş
Ayrılık yağdı gönlüme içtim yudum yudum
Hasret'liğine yürüyorum ben adım adım

Ben artık sensizlikle yaşarım sarmaş dolaş
Sensizlikte yüreğimi sarsa da bir telaş
Gönlüm perişan yorgun içmeden oldum ayyaş
Hasret'liğine yürüyorum ben adım adım

Hala aşkımızı yazıyorum ben azar azar
Bugün senin sevdiğin günlerden yine Pazar
Gönlüm ile kalemim yine seni yazar
Hasretliğine yürüyorum ben adım adım

Hatıralar kaldı taptaze senin odanda
Ben büyük bir haz aldım senin sevdan da
Bedenin karşımda bir an sen yok olsan da
Hasretliğine yürüyorum ben adım adım

Kul Mehmet’im senle ilgili düşler kurarım
Sen yanımda olmasan da hayalinle yaşarım
Sana kavuşacak yolda kendi ecelimi beklerim
Hasretliğine yürüyorum ben adım adım
Mehmet Aluç



2 Nisan 2015 Perşembe

Yıkıldı Sönük Olan Ne Varsa




Umudumu süpürdüler attılar çöplüğe, dokunmayın dedim umudumu alırsanız gözlerimi ellerimi yüreğimi yarınlarımı alırsınız dedim duymadılar, arkalarına bakmadılar süpürdüler ve çekip gittiler. Koştum arkalarına yetişemedim, yollar hep çukurdu her düştüğüm çukurda çıkana kadar benden uzaklaştılar gittiler.

Birde baktım onların arkasında koşarken yüreğimdeki sevginin çukurların içinde kaybettiğimi anladım, gerisin geriye döndüm geride bir şey bulamadım. Vefasızlığı, insanlığı bir pula satan tacirlerin aç gözlüğünü gözlerine sokmak için elimdeki uzun sırığı alarak gözlerine sapladım, Lakin hiç acı duymadılar!

Tozpembe hülyalarımın yanına koştum, onlarda yerinde yoktu, uykuya yattım tekrara yanıma gelirler diye, lakin yine gelmediler yanağıma konan gözyaşlarımla baş başa kaldım, huzurun kapımı çalmasını beklemeye başladım.

Gözlerim gökyüzünde yıldızlarla buluştu, yıldızlarda gözlerim, gönlüm gibi sönüktü…
Yürekten “Allah” dedim yıkıldı sönük olan ne varsa, parıldadı bir anda sönük gönlüm, gözüm, yıldızlar, hayallerim gülümsedi, umutlarım koşarak geldi bana sarıldı, bende onlarla gülümsedim, vardım Rahman’a şükür secdesine huzur üful üful esti kâinatta gönlümde…

Mehmet Aluç

Netice Hatice




Herkes der Hatice
Ortada var netice
Yazık oldu evdeki pirince
Gevşek gevşek gülünce

Gel geriye geriye
Sen gittin beriye
Karşıda geliyor Hayriye
Gevşek gevşek gülünce

Kuşlar uçar pır pır
Çomar diş gösterir hırlar hır hır
Hayat değil gırgır
Gevşek gevşek gülünce

Gözden akan gönülden akan yaş
İman yoluna koy baş
İman ile olunca kul olur hoş
Gevşek gevşek gülmeyince

Mehmet Aluç


Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç