Bu Blogda Ara

30 Mart 2015 Pazartesi

Binlerce Kez Şükürler Olsun Rahman'ım




Yüzüm kara huzuruna geldim Rahmanım
Sen af eyle bu kulunu Rahmeti affı… Sonsuz Rahman'ım
Gül kokan Resulün şefaatine kavuştur Rahmanım
Yüzüm kara huzuruna geldim Rahmanım
Tövbem ile gönlüme nur huzuru verensin Rahmanım
Sana binlerce kez şükürler olsun Rahmanım


Gönüllere Kuran Resul iman ile huzur verensin
Uçurumun kenarında iken kulunu Rahmetinle kurtaransın
Kulun gözlerinde yaşlar aksa merhametinle silensin Rahmanım
Yüzüm kara huzuruna geldim Rahmanım
Sana binlerce kez şükürler olsun Rahmanım

Tüm güzelliği ile kâinatı yaratan
 Gönüllere merhameti verensin Rahmanım
Kulun dertlerle imtihan eyleyensin
Sabırla kulun devam edince
Dermanını anında yetiştirensin Rahmanım
Kul Mehmet’im yüzüm kara huzuruna geldim Rahmanım
Tövbem ile gönlüme nur huzuru verensin Rahmanım
Sana binlerce kez şükürler olsun Rahmanım
Mehmet Aluç

Gönüllerde Esiyor



Müminde olmaz depresyon
İman ile olanda çıkmaz tansiyon
Ortalık kızışında ne depresyon ne tansiyon
İmanla merhametle güzellikle
Ara buluculuk gönüllerde esiyor

Emekler hiç gitmez yabana
İmanla devam et çabana
Teşekkür et birde babana
İmanla merhametle güzellikle
Ara buluculuk gönüllerde esiyor

İman ile gönüllerde eser serinlik
İmandan gayrısını kuyusu derindir
İman ile olmak müminin yeridir
İmanla merhametle güzellikle
Ara buluculuk gönüllerde esiyor

Kul Mehmet’im az gülüver
İmana doğru bir adım atıver
İman ile mazlumlara elini ver
İmanla merhametle güzellikle
Ara buluculuk gönüllerde esiyor

Mehmet Aluç

Yoksa



Gözlerimde akan yaşı silmedin
Hani geliyorum dedin gelmedin
Aylar oldu bir haber göndermedin
Dönülmeyen yere mi gittin sen yar

 Sen gelmedin turnalar da ötmüyor
Gecem artık inan sabah olmuyor
Sensiz lokma boğazımdan geçmiyor
Dönülmeyen yere mi gittin sen yar

Kaldı bakışların gül mevsiminden
Gam çekerim ayrılık hasretinden
Geceler sökülür yar yüreğimden
Dönülmeyen yere mi gittin sen yar

Kul Mehmet’im seni hala beklerim
Yolların gelirsin diye gözlerim
Haberin uçan kuşlardan beklerim
Dönülmeyen yere mi gittin sen yar

Mehmet Aluç©

Gönlündeki Merhameti Avuçlarına Dökmek İçin Gelen Değil Midir Dost?



Ararsın bir dost, gönül yarana merhem olsun candan sarsın diye, canına can olsun diye, kulakların öteleri pür dikkat dinler gözlerin bekler, sanki o ılık dost canlısı nefesi kulağında sana bir adım kadar yakın, bakarsın heyecanla etrafına o merhametle atan kalp atışlarını yüreğinde hissedersin, arkandadır, yanındadır gülümsersin o senden önce gülümsemiştir… Can cana sarılırsın özlemleri gideren yaralı gönlüne merhem olan sarılışı ile…

Gönlündeki çağrıyı duymuş gelmiştir gönülden, dostluk gönülden karşılıksız sevmek değil midir?

Küçük bir kuşun kanadı gibi sevgiyle yüreğinin kanat çırpınışlarını duyarsın, seni alır mutluluklar diyarına bir gülümseyişi ile alır götürür, gönül dostu…

Gönlündeki al nur yanan iman yüzüne yansımıştır hemen fark edersin, gönlündeki merhamet gözlerinde ışıl ışıl parlar, görürsün ve bilirsin, çünkü gönlün hasret kalmıştır böyle bir dosta, ismi yankılanmıştı semada günde beş vakit sen rahmanda isterken, Rahman Kulun duasını kabul etmez mi hem de anında eder, bazen de sabırla bekletirmiş ve en sonunda göndermiştir…

Gönlündeki merhameti avuçlarına dökmek, gönlüne nakşetmek için gelmiştir, ne mutlu sana…

Onun sesine yıllardır hasret kalan yüreğin kopmak üzeredir sevinçten, tatlı sohbeti ile nurlarla bezenmiş NUR Kuran, gül kokan Resul ve iman deryasında gezdirir, anlarsın sana beş vakitte dua ettiğini, anlar senin de günde beş vakit onunla buluşmak için dua ettiğini, dostluğun o muhteşem lezzetini paylaşırsınız Rahmanın huzurunda günde beş vakit secde ile şükür ile…

Dost dediğin, gördüğün anda Rahman’ı, Nur Kuran’ı, Gül kokan Resulü, hatırlatan değil midir? Nur yüzü ile nur gülüşü ile?

Hepimizin böyle bir dostu olması dileği ile selam ve dua ile…

Mehmet Aluç

Not:Bülent Dost Kardeşime İthaf'dır

Kayalıklardaki Tesadüf 1.Bölüm



Kayalıklardaki Tesadüf 1.Bölüm

Kayalıkların kenarında yürüyen genç kadın çok dalgındı. Gözlerinde dökülen yaşlar yanağında sinesine süzülüyordu.

Esen fırtınadan saçları dağılmış, rüzgâr estikçe gözün önünde eserek yüzünü kaplıyordu. Uzaktan bakınca dertli olduğu her halinden belirli idi.

Bir gölge gibi kendini takip eden geçmişinden kaçarcasına kaylıkların ucuna geldi. Uçuruma geldiğinin farkında değildi âdeta.

Bir demet gülmenin mutlu olmanın eseri yüzünde ve yüreğinde yok tu.

Tam adımın uçurumdan atacağı an kolundan yapışan bir el onu yakaladı. O an birden ürperti içinde ayıktı, etrafına bakındı, şaşkındı. Buraya nasıl ne zaman geldiğini hatırlamıyordu. Karşısındaki delikanlı heyecan ve endişe dolu ses tonu ile.

—Hanım efendi ne yaptığınızın farkında mısınız? İntihar etmek istiyorsanız hem çok gençsiniz, hem de intihar etmek problemlerinizi çözmez ki.

Şaşkındı konuşamıyordu.

—Tesadüfen bugün kulübenin tamiratı için uğramıştım, sizi öylesine dikkatsiz şaşkın yürüdüğünüzü görünce koşarak yetiştim, yoksa az kalsın. Neyse çok şükür bir şey olmadı belirli ki ne kadar sevdiyseniz çaresizliğin ıstırabına yakalanmışsınız, hayat bu bazen yakamıza yapıştı mı bırakmıyor. Neden konuşmuyorsunuz? Bana yaslanın kulübeye kadar gidelim biraz uzanın kendinize gelince konuşuruz. Genç kadın delikanlının omzuna yaslanarak kulübeye doğru yürümeye başladılar.

Kulübenin kapısından içeriye girdiler. Delikanlı genç kadını tahtadan yapılmış sedirin üzerine oturttu. Bir bardak su getirerek içmesini sağladı. Genç kadın iki yudum suyu içti tahta sedirin üstüne uzandı.

Karanlık mazinin derinliğinde yavaş yavaş uyanıyordu genç kadın. Alnında terler, gözlerinde yaşlar boşanmaya başladı. Delikanlı hemen koşarak uzanarak yatan genç kadını kaldırdı.

—Ağlamasanız diyeceğim ama ağlamak en güzeli ama fazla ağlamayın, alın gözyaşlarınızı silin.

Delikanlının elinde uzattığı mendili genç kadın alarak akan gözyaşlarını sildi. Delikanlı

—İsmim Remzi, onu çok sevdiğiniz belirli ama onun gittiği yere böyle gidemezsiniz ki. Haydi, bana neler olduğunu anlatın hem böylelikle rahatlamış olursunuz.

—Özür dilerim, inanın o an oraya nasıl hangi duygular içinde geldiğimi hatırlamıyorum. Tek hatırladığım onunla buralara gelmekten çok hoşlandığımızdı, o eski günleri yâd etmek ve rahatlamak için arabamla buraya geldim. Gerisini hatırlamıyorum. Siz ümitsiz aşkımın bende yarattığı derin acıların izini yaşadığım anda yetiştiniz, gelmeseydiniz belki de o uçurumun dibinde cansız yatacaktım. Size müteşekkirim. Bu arada ismim fulya, tanıştığımıza memnun oldum.

Çok şanlısınız her ay buraya gelerek bu kulübede bende sizin gibi o eski mesut mutlu günlerimizi hayal ederek o günleri yaşamaya çalışıyordum. Arabadan inerken gözüme takıldınız. Oysa buralarda yalnız bir genç kadının dolaşması pek hayra alâmet değil diyerekten peşinizden geldim, lâkin siz bir serseri ayyaş gibi kayalıklara doğru yürürken arkanızdan koşarak sizi son anda yakaladım.

Remzi

—Bende memnun oldum, böylesine tanışmak istemezdim, ama nasip kısmet böyle imiş. Şimdi sıyrılın sizi saran umutsuzluk ve hasret örtülerinden. Yeniden bir güneş doğdu artık bundan sonra sizin için. Az önce ölüme giden siz ve şimdi capcanlı hayatı yaşayan siz.

Fulya

—Çok haklısınız, saatlerce yüreğimi parçalayan hoyrat ayrılığın acılarından kurtulmak öyle birden bire olmuyor, ama bundan kurtulmaya çalışacağıma inana bilirsiniz, çünkü sizin dediğiniz gibi az önce ölüme giden ben ve şimdi capcanlı hayatı şimdi yaşayan ben. Biliyorum yapmaya çalıştığım hoş bir davranış değildi ama.

Mehmet Aluç

Devam edecek...

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

29 Mart 2015 Pazar

İman İle Dönüyor Âlem



Mümindir sözünde duran
Ondan gayrısının işi yalan dolan
Nefis şeytan ile oyalan
Müminin gönlün açan güller nurdan
Şevkle okur mümin tatbik edilir ömre nur Kuran

Mümin konuşurken konuşmaz ezbere
Açmaz gönüllerde hiçbir zaman yara bere
Hak yemez haksız yere
Şevkle okur mümin tatbik edilir ömre nur Kuran

Her gördüğüne verir selam
Dilinde dökülür nurdan kelam
İman ile eder yoluna devam
Şevkle okur mümin tatbik edilir ömre nur Kuran

Kul Mehmet’im iman ile dönüyor âlem
Gerçekleri imanı yazsın kalem
Müminlere gönülden olsun selam
Şevkle okur mümin tatbik edilir ömre nur Kuran

Mehmet Aluç


Sen




              
Sen gönlümü leyla gibi sevdin de
Ben mecnun olup seni sevmedim mi?
Sen aslı gibi gönlüme doğdun da
Gönül kapımı sana açmadım mı?

Dilinde aşk sözleriyle konuşup
Kalbimin kin nefretini sildin de
Aşkın deryasında elimde tuttun da
Ben karşında dil lal olup durdum mu?

Aşk beklemektir gece gündüz yolum gözleyip
Gökte yıldızları avuçlarıma toplayıp
Gülümseyen yüzünü gönlüme döşedin de
Söyle ben seni terk edip gurbete gittim mi?

Gözlerimde hasretle yaşlarım dökülürken
Gönül çiçeklerimi ellerinle sökerken
Gözümdeki yaşları sildin ben mi görmedim
Solan çiçeklerimi sevginle yeşertinde
Ben mi hissetmedim ben mi görmedim

Gözlerin şiir gibi ben mi okuyamadım
Aşkın hece hece gönlüme aşkla yazdın da
Söylesen ey zalim yar ben mi anlayamadım
Gülüşün aşk pınarından damlayan damla da
Bana sen gülümseyerek sundun da
Ben mi yar damla damla gülüşünden içmedim


Yeşeren sevgisizlik perdemi sen yırttın da
 Yaralarım senli her gün kanarken sardın da
 Gündüz yollarını beklerken ağladığımda
Gözyaşlarımı sildin de kıymetin bilmedim
Yaralarımı sardın da yar ben mi görmedim
 Sardınsa yaralarımın yar neden sızılar


Kul Mehmet’im yaralarım kanayarak büyür
Seveyim dedim sevdiğim hep gönülsüz yürür
Bana yürüyeceğine geri geri yürür
Ağlarım sızlarım halimden anlamaz o yar
Hatayı bende bulur kendin hata bulmazsın
Bir gün sarmadı beni hiç kolların
Sardım diye gece gündüz yüzüme söylersin
Mehmet Aluç

Gel İmana Yanaş Limana



Gör yaşa imandaki manayla
Yaşamazsan deme âmâyla mamayla
Şeytan nefis gönlü yağmalar kalırsın kalayla
Sona gelmeden gel imana yanaş limana



İmansız gönülde olur tasa
Yaşa kul neler gelir bu başa
Rahmana asi olma sen haşa
Sona gelmeden gel imana yanaş limana

İman ile olan olur her zaman heybetli
İmandır bu Elmas’tan kıymetli
Şeytan ile zalim zaten lanetli
Sona gelmeden gel imana yanaş limana

İmanla gönül olur hoş sohbetli
İman ile her şey olur lezzetli
İmanla gönüller olur izzetli
Sona gelmeden gel imana yanaş limana

Rahman sanma sana karışmaz
Hesap sorunca zinhar kaçılmaz
O nefsinle ne gördünse çalınmaz
Nefis şeytan ile yarışılmaz
Sona gelmeden gel imana yanaş limana
Mehmet Aluç


Nazın Çekilmiyor





Boş tarlaya yar darı ekilmiyor
Sevgisiz gönül kahrın çekilmiyor
Gece gündüz dırdırın hiç bitmiyor
Çileni çeksem nazın çekilmiyor

Sevdim seni ben olmadım bahtiyar
Gezdim illeri sensiz diyar diyar
Mutlu olamadım kaldım ihtiyar
Çileni çeksem nazın çekilmiyor

Şiddetle bakıyor bana gözlerin
Karın doyurmuyor senin sözlerin
Seninle karadı gece gündüzüm
Çileni çeksem nazın çekilmiyor

Nerden sevdim seni ben bile bile
Seninle yaşadığım kahır çile
Muhabbet yakışmaz sendeki dile
Çileni çeksem nazın çekilmiyor

Kul Mehmet’im derdi yaşarım her gece
Ben ağlıyorum işte gündüz gece
Aklım yoktu başımda senden önce
Çileni çeksem nazın çekilmiyor
Mehmet Aluç


28 Mart 2015 Cumartesi

Ben Mi Hissetmedim?





Sen gönlümü Leyla gibi sevdin de
Ben Mecnun olmadım mı?
Sen aslı gibi gönlüme doğdun da
Ben gönül kapımı sana kapattım mı?

Dilinde aşk sözcükleri ile konuşup
Kalbimin kin nefretini sildin de
Beni aşkın deryasında gezdirip elimde tuttun da
Ben karşında lal olup durdum, bön bön baktı mı?

Aşk beklemektir diye gece gündüz yolumu gözleyip
Gökyüzünde yıldızları avuçlarıma toplayıp
Umudun gülümseyen yüzünü gönlüme döşedin de
Ben seni terk edip gittim mi?

Gözlerimde hasretinle yaşlarım dökülürken
Bahar gülüşü olan gönül çiçeklerimi ellerinle sökerken
Gözlerimde akan yaşları sildin de ben mi görmedim
 Solan gönül çiçeklerimi benden habersiz sulayarak yeşertinde
Ben mi hissetmedim görmedim bilemedim?

Gözlerin şiir gibide ben mi okuyamadım
Aşkın hece hece gönlüme yazdın da ben mi anlayamadım
Gülüşün aşk pınarından damlayan bir damla da bana sundun da
Ben mi bir damla içmedim?

Başaklar gibi yeşeren sevgisizlik perdemi yırttın da
 Avuçlarımda kangren yaralarım senli kanarken sardın da
Gelirsin diye gece gündüz yollarını beklerken ağladığımda
Gözyaşlarımı sildin de ben mi sana teşekkür etmedim
Yaralarımı sardın da ben mi hissetmedim görmedim
Yaralarımı sardınsa yaralarımın neden sızısı kesilmez bilemedim

Kul Mehmet’im yaralarım günden güne kanayarak büyür
Seveyim dedim sevdiğim şuursuz gönülsüz çıktı gerisin geriye yürür
Ağlarım sızlarım halimden anlamaz yar,
 Hatayı bende bulur kendin dev aynasında görür
Bir gün sarmadı kolları sardım diye gece gündüz yüzüme söyler
Mehmet Aluç




Ayrılık Korkusu İle



Bir nefesin düşlerinde terkedilmiş mısralarım
Dolanıp dururum gülüşün çevresinde yanarım
Seni yitirmemek adına dilencinim sevgine
Belki deliyim, ama fısıltılarım sen kokuyor
Ayrılık korkusu ile solar tüm çiçeklerim


Varsın acılarım coşsun sen var iken yanımda
En büyük sessizlik olsun yanımda sen var iken
Seninle serin sahillerde gezerken unuturum gülümserken
Sensizlik kırar tüm kayaları yıkar okyanusu sahilleri
Ayrılık korkusu ile solar tüm çiçeklerim

Ey ayrılık çanları susun az huzur gelsin sahillere
Fısıldasın sevgi sözcükleri sokaklarda açık pencerelerde
Ayrılık yolunda kalmasın şaşkın suskun yoksul sevgili
Suskunluk aşkı yakmasın kalmasın gölgeler arkasında
Ayrılık korkusu ile solar tüm çiçeklerim

Unutulmuşluğun viran bahçesi darmadağınık olsun
Vuslata kapalı yolları diken kaplasın kapansın
Vuslat gülümsesin hasret yolunda kahırla yaşayanlara
Gece yarısının derinliğinde ağlamasın gözler
Ayrılık korkusu ile solar tüm çiçeklerim

Ölü bir kumsalın sahilinde yürürken yolun sonuna doğru
Füsun kokan saçların kokusu tüm sahilde ruhum dinçleşir
Yolun sonu sararmış akşam güneşi batan gönlümde güneşler açar
Anılarla özlemleri sildim hayatımda sana koşuyorum senle yaşıyorum
Ayrılık korkusu ile solmuyor artık tüm çiçeklerim

Mehmet Aluç

İman İle Dertler Giderilir Çabuk



İman ile tüm dertlere sabırla katlanırım
İman ile tüm dertlerin üzerinde atlarım
İman ile küslükleri karanlıklarda saklarım
Dosttan haber gelmezse dostun yanına varırım

İman ile olandan olmaz hiç yamuk
İman ile dertler giderilir çabuk
İman ile gönüller olur pamuk
Dosttan haber gelmezse dostun yanına varırım

İman nefreti kini gönülden söküyor
İman ile tüm dertlerin yaraları dikiliyor
Sanmayın iman ile olan köşelere kaçıyor
Dosttan haber gelmezse dostun yanına varırım

İman ile olmayanın yaraları kanıyor
İman ile olan o yaraları sarıyor
İmanı olmayan bön bön bakıyor
Dosttan haber gelmezse dostun yanına varırım

İman ile müminin uzanır elleri
Bir şey bilmez sanmayın kelleri
İman ile güler müminin gözleri
Dosttan haber gelmezse dostun yanına varırım
Mehmet Aluç


Suskunlukla Hayatını Devam Ettiremez İman İle Olan...



İman bir gönül kuşudur, deryayı gezdirir mazlumların haksızlığa uğrayanların yanına uçurur, her an merhamet pınarına kanatları ile bizi uçurarak o merhamet pınarında, yıkanarak merhamet boyasına boyanarak o merhamet pınarında kana kana içerek, mazlumların haksızlığa uğrayanların yanına varmaya vesile olur.

Kul, ben yalnızlığa bu dertlere hasret nasıl dayanırım der demez hemen onun yanına vararak, onu teselli ederek gönül yarasına merhem olarak, yalnızlığına ortak olarak yalnızlığını dostluğa, dertlerine derman olarak mutluluğuna hasretine sabır nasihati ile sabır etmesine vesile olunur.

Yoksa iman gönülde saklanarak sadece kendisi için kullanılacak yaşanılacak bir güzellik deryası değildir, paylaşılmadıktan sonra o iman kuşunun kanatları kırılır gözleri kör olmaya gider.

 Şimdilerde nasıl mazlumların feryadı semada yankılanırken onların yardımına koşan yoksa işte iman kuşumuzun kanatları kırık ve onu iman pınarından yıkamadığımız ve merhamet pınarından kana kana su içirmediğimiz, Kuran’a olan bağlılığımızı duvara asarak, gül kokan Resul sevgisini gönlümüzün karanlık izbe gölgesinde sakladığımız için, iman kuşumuz son nefesini vermek üzere ve sanki çölde kalmış gibi susuzluktan, merhamet deryasında Kuran ile buluşmadığı için susuzluktan ölmek üzeredir.

Yarına, mutlulukla imanla güzel yarınlara varırım diyen kalmadığı için, Vuslatı kefen giydirerek onu uçurumların derinliklerine gömdüğümüz için ve sadece kendi çıkarımızı düşündüğümüz için böylesine dertler, sıkıntılar, feryatlar içinde yalnız kaldık…
İşte Filistin’de kardeşlerimiz her gün zalim utanmaz şerefsiz İsrail ve yandaşlarında katl edilirken, bir avuç şerefsiz İsrail’e karşı çıkan olmadı ve bu gidişle sıra bize gelince de ses çıkaran olmayacak!

Gönlümüzdeki nur iman bir anda karanlıklar arasında kalmasına seyirci kaldık, merhametin tüm güzelliğini söküp attılar gönlümüzde seyirci kaldık, iman gülümseyişi ile karşımızda seslenirken biz duyumsamazlıktan geldik, sadece işimize geldiğinde sadece kendimiz için gönlümüze aldık, lakin iman böyle değildir, mazlumlarının yanında olmak, paylaşmak sadece dünya malı için uğraşmak yerine hem dünya hem de ahiret peşinde koşarak, kazancımızı ihtiyaç sahipleri ile paylaşarak yaşamaktır iman.

İman aşk ile merhamet ile gönlü uyanık tutmaktır, billur kirpiklerden yaşlar aktığı anda koşarak o gözlerdeki gözyaşlarını silmektir. Gecenin karanlığı gibi karanlıklarda zalimlerin kıskacı altında inleyenlere koşmak zalimi imanı ile tuşa getirerek o karanlığa imanın nur ışığı ile aydınlatmaktır İman.

Kuran ve Resul peşinde koşmak ile hayat bulur bununda unutmayalım.

İman dünya ve ahireti inşa etmek için vardır gönülde, umutların hayallerine karanlığı ile gölge olanlara mani olmak içindir, iman sabırla yol almaktır beklemektir sıkıntıların dertlerin geçmesi için, tefekkür kürsünde Rahman’ın yüceliğine şükür ederek, onunla olmaktır…

Bahar gülüşlerinin tüm gönüllerde açması için vardır iman, cebinde hasret taşıyanların ceplerinde hasreti gidermektir, ona sabrı aşılamaktır iman.
Suskunlukla hayatını devam ettiremez iman ile olan, merhameti ile Rahmanın gönüllerimize nur nur indirdiği merhametin nurlu gözlerine bakarak, merhamet ile kâinatı süslemek yarınsız ’lığın karanlığını silerek çocuksu sevinçler ile doldurmaktır…

Bundan gayrısı sadece kendimiz için gönlümüzde taşıdığımız ne kendimize nede bu kâinata derman olmayacak suskun imandan başkası değildir. Bu da gerçek bir iman değildir… Selam ve dua ile…

Mehmet Aluç

Rahmanın Hikmetleri



Rahmanın hikmetleri sayılmaz
Nefis Şeytan ile gezilmez
İman ile müminler
Darda kalıp üzülmez

Rahmanın ismi dillerde
Merhameti gönüllerde
Merhameti bilmeyen
Sabahlar çöplüklerde

İmandır her işin başı
İmansız olan bakar şaşı
Merhameti gönülde taşı
Merhamet yoksa akar gözyaşı

İman ile nefis şeytan atlatılır
İman olunca zalimler çatlatılır
İman ile mutluluk yaşanılır
İmansız insan insan sayılmaz

Mehmet Aluç

Aşka Ait Gönlümdeki Yansımalar

       
   
Gözlerindeki ışıltıya bakarak şiirlerimi yazdım, hece hece gönlüme akarsın, beni, seni sevdiğimden fazla seversin diye…

Avuçlarımdaki yalnızlık kokusunu güller ile yıkadım, yalnızlık hiçbir zaman kapını çalmasın diye…

Hep kavşaklarda seni bekliyorum, ayrılıklar seni yakalamasın, mutsuzluklar gözlerine dokunmasın diye…

Sevmeleri,  gülmeleri, gülümsemeleri sana bıraktım, yüreğindeki hasret ve ayrılığı alıp uçurumlara attım, sen mutsuzlukla baş başa kalma diye…

Hatırlıyorum yaşa, taşa, başa oturma derlerdi oturmazdık, ama nedense karşılıksız aşka yaklaşmayın, o kalbin içinde oturmaya yerleşmeye kalkışmayın demediler o nedenle hep acıları yaşadık…

Ansızın geldin, ben içine düştüm, sen terk edip gittiğini sandın, ama beni içinde unuttun…
Sevdim, hatalarını af ettim, küstün küsmelerini anlayışla karşıladım af ettim, hırçınlıklarını bir anlığına saçmalıklarına verdim af ettim, bir hata yaptım çektin gittin, oysa ben senin için binlerce af ile yüreğimdeki isyanı gurur sildim, sen bana bir affı çok gördün çektin gittin ve sen yüreğimde bittin…

Ben sana bana fazla soru sorma seni seviyorum sözüme inan dedim, sen binlerce soru sordun aşka ait sözlerin büyüsünü anlamazsın dedim, sen ne aşkı anladın nede beni anladın çektin gittin, seni seviyorum sözüme inanmadın kendi yalnızlığınla baş başa kaldın.

Mehmet Aluç


27 Mart 2015 Cuma

Garip Bülbül Gönül Bağında



Yüreğinde har ile yola çıkan yolcu, acele etme gönlün baharları görecek sen sabırla sevmek için gönül kapını açık tut.




Garip bülbül gönül bağında çiçek yok diye feryat figan eylese de üzülme sen, umutla gönlünde bahar çiçeklerini yetiştirmeye başla, hem bülbülün figanı durur hem de gönlündeki bahar çiçeklerinin kokusunu güzelliğini gören seni candan sevmek için sana koşarak gelir.

Sen muhabbet için, muhabbete gönül ver, muhabbeti aşk çiçekleri ile donat, bakarsın muhabbetin güzelliğine çekiciliğine hayran olan bir sevgili sana hayran hayran bakar, gönül güzelliğinin sarayına kurulmak, seninle bir ömür yaşamak ister, sen yeter ki gönül kapını aç, aşk çiçekleri ile donat…

Gönlünde aşk türkülerini badı sabah gönder esen yel ile bu türkülerine kulak veren olacaktır ve duyan sana gelecektir. 

Seni gönülden senin ummadığın bir aşk sevgi seli ile kucaklayacak mutluluğun deryasında yaşatacaktır bir ömür boyu, sen yeter ki umudunu kaybetme, gönlünde aşk çiçeklerini sevgiyi aşkı soldurtma, yalan dolan sevgisizlik ile donatma…

Yüreğinde kanayan yarana tabip bulunmaz deme sakın. Rahman her an seninle seni bir süreliğine sınamak ister, hatta gönlünün duvarlarını çelik zırh ile donatman için bir süreliğine yalnızmışsın hissi verdirse de, unutma her an seninle. 

Çaren her an sabırla şükürle yürüdüğün yolun ya ortasında ya sonundadır, az çilede olsa sabırla devam et, senin gönlünün, kanayan yaranın tabibi muhakkak vardır ve Rahman, kimseyi yalnız ve çaresiz bırakmaz. Selam ve dua ile…

Candan sevmeyince canan bulunmaz
Aşk ile aranmayınca aşkın yoluna çıkılmaz
Sefa için çile çekmeyen yolun sonuna varamaz
Sen aşk için yan gönül seven karşına elbet çıkar gönül


Mehmet Aluç
__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile... - See more at: http://www.yazarlartoplulugu.com/oku/12024/garip-bulbul-gonul-baginda.html#sthash.ecllnImU.dpuf

Seni Yazarken

şiir




Seni yazarken kalemim benimle ağlıyor
Mısralarımda gözyaşı
Hecelerimde hüzün
Seni kan sıçrayan ufuklarda beklerken
Seni yazarken kalemim benimle ağlıyor


Varlığını unuttum sanma
Duyduğun sözlere kanma
Hasretinle kalan ben be kalemim
Seni kan sıçrayan ufuklarda beklerken
Seni yazarken kalemim benimle ağlıyor

Dergâh ah yalnızlığımın dergâhı sen kokuyor
Seni bekliyorum hüzünlü gölgelerde siperde
Attığım adımda arkamda sen gelirsin sandığım günlerde
Seni kan sıçrayan ufuklarda beklerken
Seni yazarken kalemim benimle ağlıyor

Sanma ki umudumu kör hasret ile bıçaklarım
Gece hülyalarımda seni bana koşarken sıçrarım
Umutsuzluk bana koşarken ben kaçarım
Seni kan sıçrayan ufuklarda beklerken
Seni yazarken kalemim benimle ağlıyor

Gururum isyan bayrağı çekerken kulağını çekerim
Hasretin duman duman tüterken mutluluğun şehrine yürürüm
Bekle beni gülüm sana koşarak geliyorum
Deste deste gülümseyen yarınları avuçlarımda sana getiriyorum
Seni yazan kalemim ve ben sana gülümseyerek geliyoruz

Mehmet Aluç

Bir Dünya Düşlüyorum





Müslümanların güldüğü
İmanın gönüllere örüldüğü
Filistin de kardeşimin güldüğü
Bir Dünya Düşlüyorum

Bir Dünya Düşlüyorum
Çıkarlar için insanların ezilmediği
Menfaat için insanların ölmediği
Mısırda kardeşimin gülerek gezdiği
Bir Dünya Düşlüyorum

Bir Dünya Düşlüyorum
Gönüllerin zulümle ağlamadığı
İman ile müminlerin gezdiği
Zalimlerin yerin dibine gömüldüğü
Eritre de kardeşimin bana gülümsediği
Bir Dünya Düşlüyorum

Bir Dünya Düşlüyorum
Huzurun İslam ile iman ile estiği
Yoksulların üzüntüden gözyaşı dökmediği
İsrail zalimlerinin kahırla zulümlerine
Müslümanların son verdiği
Bir Dünya Düşlüyorum
Mehmet Aluç



Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç