Bu Blogda Ara

26 Mart 2015 Perşembe

Aç Gönlünü Kuran Resul İman İzine



İman gibi yıkılmaz imanı ile yaşayan
İman gibi dimdik duran
Anne teyzem bacım halam…
Akşam bir kuru ekmeği su ile yerken
Ya rabbim nimetlerine şükür derken
Edebinden açım demeye hayâ eden
Sayesinde dünya güzelliği ile dönüyor
Mevsimler onun imanındaki
Sarsılmaz duruşu ile gelmiyor mu?
Onun duası ile güneşler şükürle doğmuyor mu?
Sen ey zalim ey vicdansız
Sende onun ferasetli bakışı ile 
Cehennemin dibini boylayacaksın
İmandır kâinatı ayakta tutan
Kuran Rahman Resul aşkına
Dönmektedir dünya
O garip fakir aç yatarken şükür eden
Edebi ile yaşayan hayâ sahibi ile olanın
Yüzü suyu hürmetine değil midir?
Muhammed Busiri 
Kasideyi Bürde’yi yazarken ne güzel söylemiş:
Aşk ve muhabbeti gönlümde yerleşen 
Allah Resulü (s.a.v.)’nün hayali bana gece geldi ve beni 
Uykusuz bıraktı. Çünkü muhabbet dünya lezzetlerini 
Elemle defedip yok eder. ‘’
Ey kul hangi ize sarılırsan sarıl seni taşımaz
Hangi ize gönlünü açsan gönlündekini almadan bırakmaz
Almadan vermez verse de süründürür verirken
Aç gönlünü Kuran Resul iman izine penceresine
O verir almaz senden
O korur selamete götürür
O ağlatmaz hep güldürür
Hiç yalnız bırakmaz seni
Kolay çıkılır düze
Rahat geçilir sırat köprüsünde
Seç beğen yaşa
Beğen yaşa sonuna katlan 
Mehmet Aluç

İmana zincirle bağlansak




Cümlemiz imana zincirle bağlansak
Kuran ile Resul peşimde çağlasak
Merhametle mazlumların yanına varsak
Zalimin ödü patlayıp sürünerek yok olsa



İmanla olmak güvendir
Nefis şeytanla olmak zulümdür
Merhameti gönüllere ekin
Merhametle mazlumların yanına varsak
Zalimin ödü patlayıp sürünerek yok olsa
Mehmet Aluç


Aramazdım


Hatırlar mısın ey vefasız sevgilim? Aşk gülümseyen yüzü ile gönül kapımızı çalmıştı, ben gönül kapımı sonuna kadar açtım, sen ise bir türlü açamadın sebepsiz anlamsız arzularına yenik düşerek, açmadın kapattın! Ben ise deliler gibi etrafında koşturdum, gönül kapını aç diye aylarca öksüz bir çocuk gibi, gözlerimde akan yaşların masumiyetine aldırış etmedin hep somurtkan yüzünle burun kıvırdın, ne bana kucak açabildin, nede yarınlarımıza, nede mutsuzlukla çığlık çığlığa feryat eden viran mutsuz gönlüne bilmem neden? Niçin? Niye?

Ben kollarımı sana dünyalar kadar açtım, bak hala açık duruyor edebimden kapatamadım, belki bir gün pişman olur da geri dönersin, mutsuzlukla benim gibi yanma diye.

Belki layık görmedin kendini, aşkın berrak gülümseten gözlerindeki ışıltıya masumiyetine, belki beni kendine layık görmedin söyleyebilirdin, beni aylarca o sahte gülümseyen gözlerinle aldatmadan önce söyleyebilirdin benimle dalga geçtiğini, şaka yaptığını, gönlünü bir süreliğine eğlendirdiğini, o zaman anlardım bu kadar üzülmez ve yıkılmazdım… İşte o zaman ıslak kaldırımlarda, tek başına kokunu aramazdım, yağan karların altında gözlerinde gördüğüm bembeyaz düşlerimi yıllarca kaybettiğim beni sende aramazdım…

Gittin hayallerimi yıktın
Yıktın perişan ettin gittin
Gittin ve geri dönmedin
Dönmedin ben sensizde güldüm

Mehmet Aluç


25 Mart 2015 Çarşamba

Sır Nedir? (HECE)



Ne gezersin sen deli gönül gurbet ellerde
Yar aklını yitirmiş beklermiş seni evde
Bülbül kendini bulur her açan güzel gülde
Açan güldeki bülbül için olan sır nedir

İman ile nefsini şeytanı sen öldürdün
Sakladın harcamadın yığdın ne fayda gördün
Hep benim dedin evlat malda ne fayda gördün
İnsan için evlatla maldaki o sır nedir

Ecel gelir o gün sen arkan bakmaz gidersin
Kaysı lokumu sakladın kullara vermedin
Aç gözünle ne buldunsa hepsini yığarsın
İnsan için nimette olan bunca sır nedir

Kul Mehmet iman ile nefsini sen öldürdün
Merhametle olup sen insanları güldürdün
İmansız hayat inan bu bedene zulümdür
İnsan içim imanda saklı olan sır nedir

Mehmet Aluç©

Sır Nedir?





Ne gezersin deli gönül gurbet elde
Yar aklını yitirmiş bekler seni evde
Bülbül kendini bulur gülde
Bülbül için güldeki sır nedir

İman ile nefsi şeytanı öldürdün
Sakladın yığdın harcamadın ne fayda gördün
Hep benim dedin evlat mal ne fayda gördün
İnsan için evlat ile maldaki sır nedir

Ecel gelir bir gün arkana bakmadan gidersin
Kaysı lokumu yedin sakladın kullara vermedin
Aç gözünle ne buldunsa yığarsın
Yığdığın yemediğin kar mı kalır sanırsın
İnsan için nimetteki sır nedir

Kul Mehmet’im iman ile nefsini öldür
Merhametle insanları güldür
İmansız hayat zulümdür
İnsan içim imandaki sır nedir

Mehmet Aluç©

24 Mart 2015 Salı

İMAN

          


İman gönüle girer bahar olur
Mümin sevinçle nura gark olur
Zalim imanı görünce şeytanla yok olur
Mümin gönülden verir verince dünyalar onun olur


Mümin olan gönül kırmaz gönül yapar ah almaz
Mümin olan bir an gaflete dalmaz
Dalsa da Rahmanın tövbe kapısında ayrılmaz
Mümin gönülden verir verince dünyalar onun olur

Mehmet Aluç


Beklediğim Gün Anlayamadığım Gün

 
emekli,maaş,



Bugün emekli maaşımın günü
Bir ay boyunca gelmesini beklediğim
Günü gelince de nasıl bittiğini anlayamadığım
Ucundan hep keserek beş lokma eksik yiyerek
Beklediğim gün anlayamadığım gün
Geçim şartları
İhtiyaçlar
Elektrik su
Cep telefonu faturası
İnternet
Bekleyen borçlar ile
Beş kilo yağ ile anında biten
Günüm
Salınarak gittiğim
İki büklüm döndüğüm
Hele birde akılsızlığımla elimi kolumu
Bankaya kaptırarak
Sonunda icralık olduğum
Maaşımda kesilmesi için talimat verdiğim
Her ay kesilen elimde kalan ufacık maaş günüm
Vitrinlere cebim delik yüreğim kırık olarak baktığım gün
Yine de binlerce defa şükür Rahman’a
Verdiği rızık bitmez tükenmez
Hele yardımı hiç bitmez Rahman’ın
Kerem’inin Lütfü’nün… Sonu gelmez
Yanaklarımda şükür damları dökülürken
Yağmur gibi yağan rızkı ile kuluna acıyan
Sahip çıkan Rahman’a şükür

Mehmet Aluç

23 Mart 2015 Pazartesi

Kısa Mısra sözlerim





Ben gülümserim hayat gülümser
Ben küserim hayat ve insanlar küser
                               
Yürüdüğüm yolda kaldırırım kirli taşları yol alırım
Yol perişan insanlar perişan görür akar gözyaşlarım

               
Ağlayan gözüm durma ağla sen çağla
Zulüm olurken kim dedi oturup elini kolunu bağla
Mehmet Aluç

                

İman Alır Rahmana Götürür




Ey nefsim uyan artık
İman ile ol yeter ömrü dağıttık
Kervan gelir göçer sende yok mantık
İman alır Rahmana götürür uyan artık

Yeter artık uyku uyumayla bitmez
Ömür bir an solar ben kulum bilmez
Ondan sonra pişmanlık fayda etmez
İman alır Rahmana götürür uyan artık

Asrısaadet ikliminde nefes al yaşa
Kul olan yaşar iken gör neler gelir başa
Ey nefsim şeytan kandırır vurur taştan taşa
İman alır Rahmana götürür uyan artık

Dertlerle kederle tasalanma
Rahman ile iman var iken başka bir yere yaslanma
Şeytan ile dünya peşinde koşarak ahirette haşlanma
İman alır Rahmana götürür uyan artık

Kul Mehmet’im bu okunan ezanlara şükür olsun
İman ile ol gönlüne nurlar dolusun
İnsanları sev cennette yerin olsun
İman alır Rahmana götürür uyan artık

Mehmet Aluç©

Karanlık Anlara İmanın Nurdan Elbiselerini Giyindir

         
         
Nedir bu gamın, çile içinde isyan bayrağı çekmen? Sığın Rahman’a, sığın sabrın umman dermanına, birde bakarsın bir an sonra o gamın çilen yok olmuş, üzüldüğüne yanarsın…

Sinende, seni yarınlara taşıyan üzgünlük dolu “ah”ları fırlat uçurumlara gitsin, ruhunu kanatarak feryatlar ile kaplar gözünü, ömrünü, fikrini, zikrini kaplar yokluğa şeytanın yanında olmanı sağlar ve sonunda, şeytan seni uçurumlara atar arkanda kıçından güler gider…

Rahmanın yanında, umutsuzluk toz olur, ömür az çile çekse de imtihan için mutluluk ile dolar ahirette…

Dünya malı dünyada kalır, iman, yapılan iyilikler gönül güzelliği seninle kalır mezarda, sırat köprüsünde seninle gülümseyerek, Rahmana Resule ulaştırır, dünya malın dünyada kalır. Dünya malı peşinde fazla koşarak, dünya ve ahiretinizi zindana çevirmeye ne gerek var? Gülümsetmenin imanın güzelliğin peşinde koş, gülümse ki gülümseyesin…

Damarlarında iman ile insanları sevmenin aşkı dolaşsın, karanlık anlara imanın nurdan elbiselerini giyindir ömrüne kâinata, gülümsesin ömrüm ine kâinat…

Kuran ‘a Resule yürüyerek yoldaki dikenleri, zalimleri, imanın ile temizle elinden geldiği kadarı ile…

Gözlerinde hülyalarını, düşlerini nefis ile şeytan kaptırma… Aklının kıyılarında dolaşırken nefis ile şeytan, iman ile def eyle gitsin…

Yollarına sevgisizlikle umutsuzluk fakirliği ekme, imanla umudun İmana Resule varmanın nur tohumların ek ki, hem dünyada hem de ahirette beraberce Rahmeti, Lütfü, keremi, ihsanı… Sonsuz olan Rahmana, gül kokan Resule, gülümseyerek bakalım varalım hep birlikte… Zor olsa da bu yol, iman ile hep birlikte beraberlik olduktan sonra, hiçte zor değil… Selam ve dua ile…

Gözlerinde kirpiklerinde iman parlasın
Değdiğin bir kuru dal iman ile yeşersin
İman ile mutluluklar hep bizimle olsun
Güneş gibi iman hep gönlümüzde doğsun

Mehmet Aluç

Haydi, Durmayın Koşun Gelin





Orta çağın karanlıklarına gömdüm kin ve nefretlerimi
Haydi, sizde gelin gömün gökyüzü kurtulsun nefes alsın
Yaşantımızdaki ifrit gözleri ile utançlarımız silinsin
Rahata erişsin yaşam haydi durmayın koşun gelin


Bunca gönülde yara acı ile nasıl yaşanır ölümü görün
Güzelliğin sökülen resimlerini yapıştıralım yerine sevgi örün
Yüzümüzdeki karanlığa nur doğsun al güller açsın sevin
Rahata erişsin yaşam haydi durmayın koşun gelin


Mehmet Aluç

Kayalıklardaki Tesadüf 1.Bölüm




Kayalıkların kenarında yürüyen genç kadın çok dalgındı. Gözlerinde dökülen yaşlar yanağında sinesine süzülüyordu.

Esen fırtınadan saçları dağılmış, rüzgâr estikçe gözün önünde eserek yüzünü kaplıyordu. Uzaktan bakınca dertli olduğu her halinden belli idi.
Bir gölge gibi kendini takip eden geçmişinden kaçarcasına kaylıkların ucuna geldi. Uçuruma geldiğinin farkında değildi âdeta.

Bir demet gülmenin mutlu olmanın eseri yüzünde ve yüreğinde yok tu.
Tam adımın uçurumdan atacağı an kolundan yapışan bir el onu yakaladı. O an birden ürperti içinde ayıktı, etrafına bakındı, şaşkındı. Buraya nasıl ne zaman geldiğini hatırlamıyordu. Karşısındaki delikanlı heyecan ve endişe dolu ses tonu ile.

—Hanım efendi ne yaptığınızın farkında mısınız? İntihar etmek istiyorsanız hem çok gençsiniz, hem de intihar etmek problemlerinizi çözmez ki.
Şaşkındı konuşamıyordu.

—Tesadüfen bugün kulübenin tamiratı için uğramıştım, sizi öylesine dikkatsiz şaşkın yürüdüğünüzü görünce koşarak yetiştim, yoksa az kalsın. Neyse çok şükür bir şey olmadı belli ki ne kadar sevdiyseniz çaresizliğin ıstırabına yakalanmışsınız, hayat bu bazen yakamıza yapıştı mı bırakmıyor. Neden konuşmuyorsunuz? Bana yaslanın kulübeye kadar gidelim biraz uzanın kendinize gelince konuşuruz. Genç kadın delikanlının omzuna yaslanarak kulübeye doğru yürümeye başladılar.
Kulübenin kapısından içeriye girdiler. Delikanlı genç kadını tahtadan yapılmış sedirin üzerine oturttu. Bir bardak su getirerek içmesini sağladı. Genç kadın iki yudum suyu içti tahta sedirin üstüne uzandı.
Karanlık mazinin derinliğinde yavaş yavaş uyanıyordu genç kadın. Alnında terler, gözlerinde yaşlar boşanmaya başladı. Delikanlı hemen koşarak uzanarak yatan genç kadını kaldırdı.

—Ağlamasanız diyeceğim ama ağlamak en güzeli ama fazla ağlamayın, alın gözyaşlarınızı silin.

Delikanlının elinde uzattığı mendili genç kadın alarak akan gözyaşlarını sildi. Delikanlı

—İsmim Remzi, onu çok sevdiğiniz belli ama onun gittiği yere böyle gidemezsiniz ki. Haydi, bana neler olduğunu anlatın hem böylelikle rahatlamış olursunuz.

—Özür dilerim, inanın o an oraya nasıl hangi duygular içinde geldiğimi hatırlamıyorum. Tek hatırladığım onunla buralara gelmekten çok hoşlandığımızdı, o eski günleri yâd etmek ve rahatlamak için arabamla buraya geldim. Gerisini hatırlamıyorum. Siz ümitsiz aşkımın bende yarattığı derin acıların izini yaşadığım anda yetiştiniz, gelmeseydiniz belki de o uçurumun dibinde cansız yatacaktım. Size müteşekkirim. Bu arada ismim fulya, tanıştığımıza memnun oldum.
Çok şanlısınız her ay buraya gelerek bu kulübede bende sizin gibi o eski mesut mutlu günlerimizi hayal ederek o günleri yaşamaya çalışıyordum. Arabadan inerken gözüme takıldınız. Oysa buralarda yalnız bir genç kadının dolaşması pek hayra alâmet değil diyerekden peşinizden geldim, lâkin siz bir serseri ayyaş gibi kayalıklara doğru yürürken arkanızdan koşarak sizi son anda yakaladım.

Remzi

—Bende memnun oldum, böylesine tanışmak istemezdim, ama nasip kısmet böyle imiş. Şimdi sıyrılın sizi saran umutsuzluk ve hasret örtülerinden. Yeniden bir güneş doğdu artık bundan sonra sizin için. Az önce ölüme giden siz ve şimdi capcanlı hayatı yaşayan siz.

Fulya


—Çok haklısınız, saatlerce yüreğimi parçalayan hoyrat ayrılığın acılarından kurtulmak öyle birden bire olmuyor, ama bundan kurtulmaya çalışacağıma inana bilirsiniz, çünkü sizin dediğiniz gibi az önce ölüme giden ben ve şimdi capcanlı hayatı şimdi yaşayan ben. Biliyorum yapmaya çalıştığım hoş bir davranış değildi ama.

Mehmet Aluç

Devam edecek...

Çok Satan Kitapların Şifresi Çözüldü

Çok Satan Kitapların Şifresi Çözüldü

Association of Computational Linguistics Dergisi'nin haberine göre çok satan kitapların sırrı çözüldü.



Association of Computational Linguistics Dergisi'nin haberine göre:
New York kentindeki Stony Brook Üniversitesi bilgisayar uzmanları, popüler bir kitabın özelliklerini ortaya koyabilmek amacıyla "istatistiksel stilometri" adını verdikleri bir algoritma geliştirdi.
Sözcüklerin ve gramerin kullanımını matematiksel olarak irdeleyen teknik, bir kitabın ticari başarı elde edip edemeyeceğini yüzde 84 doğruluk oranıyla öngörebiliyor.
İnternet kütüphanesi olarak da bilinen "Project Gutenberg" arşivinden klasikleşmiş eserleri yükleyerek inceleyen bilim insanları, basılan bir kitabın çok satmasında ilginçlik, orijinallik, yazım tarzı ve öykünün ilerleyişi gibi bir dizi unsurun yanı sıra şans faktörünün de etkili olduğuna işaret etti.
Çok satan kitaplarda "ve", "ancak", "fakat" gibi bağlaçların sıkça kullanıldığını belirten araştırmacılar, ticari başarı yakalayan eserlerin aynı zamanda sıfatlar ve isimler açısından da zengin olduğunu belirledi. Raflarda kalan kitaplarda ise aşırı derecede fiil ve zarf kullanıldığı ortaya çıkarıldı.
Okur tarafından ilgi gören kitaplarda düşünce süreci betimlenirken rağbet görmeyen kitaplar, çok fazla duygusallık barındırıyor.
Araştırmacılar, geliştirdikleri algoritmayı bilim kurgudan şiire birçok alanda uyguladı.
Yazım tarzı ile edebi eserlerin ticari başarısı arasındaki ilişkiyi ilk kez irdeleyen araştırma, "Association of Computational Linguistics" dergisinde yayımlandı.
Kaynak: http://www.edebiyathaberleri.com/haber/573/cok-satan-kitaplarin-sifresi-cozuldu.html

Rahmanı Seyreyler





Kul dünyaya gelir sonra göçer gider
Yapmış olduğu iyilikleri alır gerisin bırakır gider
İman varsa yüreğinde mutlulukla gülümser
Kin nefret varsa ağlayarak ıstırapla feryat eder

Rahman ile iman ile ol başkası bilmez halini
İman ile uzat mazlumlara elini
Zikir ile nurlandır o dilini
Nur ile doldur kabrini

Rahman’a dua et gerçekleşsin dilekler
İman ile olursan sana hayran bakar semada melekler
Mümin yanağında eksik olmaz gülücükler
Rahmanı seyreyler ahirette Resul ile müminler

Kul Mehmet iman ile yıka gönlünü yüzünü
Yere düşürme gül kokan Resulün sözünü
Ecel bekler karşıda ayırmaz bizden gözünü
Rahmanı seyreyler ahirette Resul ile müminler

Mehmet Aluç

Kavuşuruz İnşallah Şefaatine




Gül kokan Resulüm
Sensin gönüllere tercüman
Seninle güldü cihan
Seninle oluruz inşallah her an
Kavuşuruz inşallah şefaatine o an

Bağrımızı zalimler zulümle delerken
Sen koştun geldin eyledin gayret
Zalimler seni görünce eyledi hayret
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine o an

Dünyada bulunmaz senin eşin
İmanla gülümsedin bize peşin peşin
Nur ile geldi o gülümseyen gelişin
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine o an

Rükû ile secdede eğilsin dedin başlar
Sen sildin gözden akarken yaşlar
 Gülümsedin ellerde var iken taşlar
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine o an

Semada nur nur indi kuran
Seninle son buldu zalimlere devran
Sen bizimleydin her an
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine o an

Gece gündüz biz ümmetine ağladın
Kara günlere sabır ettin muhabbetle dağladın
Miraç ile Rahman farz kıldı namazı bağışladın
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine o an

İslam yoluna koydun o başını
Kırdın tek tek putların başını
Akıtmadın müminlerin gözyaşını
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine

Kul Mehmet’im der ki cümle âlem sana hayran
Seninle olanlar uğramaz ahirette hüsran
Sana kavuştuğumuz an olur bayram
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine

Mehmet Aluç





22 Mart 2015 Pazar

Yazık Olmasın Bu Aşka



Söyle sevgimiz ne zaman takıldı gitti yele
Bunca yük yazıktır yükleme bu bele
Ne olur az yaklaş gel yanıma hele
Yazık olmasın bu aşka ayrılık zülüm gelir bu cana

Bahar çiçekleri gibi aç gönlümde
Az gülümse bırakma naçar
Seni bırakır sanma bu gönül kaçar
Yazık olmasın bu aşka ayrılık zülüm gelir bu cana

Kul Mehmet der ki gönülde sevgi ne çabuk söyle bitti
Seni seven bu âşık sanma ki gitti
Bak âleme kimler gelip gülümseyerek gelip geçti gitti
Yazık olmasın bu aşka ayrılık zülüm gelir bu cana
Mehmet Aluç




İmanla Süslenmiş Sözlerim



                                       
Allah ve Resulüne yakın olmak büyük bir nimettir, uzak olmak tam anlamı ile rezilliktir.

Kul kulu sevince hayat bayram havasında yaşanır, kul kulu sevmeyince hayat hüsran ve viraneliği yaşar.

Allah ve Resulünü sevmeyenler düşmanımızdır, onları dost edinirsek dünya ve ahiretimiz zindandır.

Kul Rahman ve Resulü candan sevmeli, candan sevmeyen cehennemde yanarak bilmem ne etmeli bilinmez!

Allah ve Resulünü ve insanları sevmeyen düşman olur, en sonunda da pişman olur gül gibi solar kalır.

Ölüm kovalarken, ondan kaçan kul neden unutursun, ölüm anında alacak dünya malını, neden boşa yığarsın? Harca gitsin ahiret için.

Ağlamak için nefis şeytan peşinde koşan ey kul, neden Allah ve Resul peşinde koşmazsın? Hayatını boşuna parçalanmanın peşinde koşarsın?

Doğarken taşıyan var, ölürken taşıyan var bari sende yaşarken güzelliğinle insanları taşı ve gülümse.

Mehmet Aluç

Yetiş Ya Resul Nefis Şeytana Kandık



Resul,Nebi,


Cümle âlem sana âşık
Sen cümle âleme sadık
Seni her an andık
Gül kokan Resulüm



Şimdilerde az biraz unuttuk
Kendimize kendimiz yeteriz sandık
Bir an yanıldık ateşlerde yandık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık

Zalim bize üç kuruş parası ile gülüyor sandık
Bir an inandık her şeyi unuttuk kör gözle baktık
Şimdi rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık

Seni sevemedik bir an candan
Sen üstündün cihandan
Şerefsizler bağladı elimiz kolumuz iki yandan
Şimdi rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık

Kuran İle Sünnetin yeterdi kanaat etmedik
Dünya malı için birbirimizin canına kast ettik
Mal mülk ile mutlu oluruz sandık yanıldık
Şimdi rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık

Değişilmez hiçbir şeye senin sözün
Göremedik doyası ile o nur yüzün
Bir gün görür mü günah kir ile kararmış bu yüzüm
Şimdi rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık

Seni sevmeyen bize düşmandır bildik unuttuk
Pişman olduk lakin yanlış yolda karanlıkta kaldık
Kuran ile sünnetin duvara astık uzanamadık battık
Şimdi rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık

Kul Mehmet der ki cümle melekler verse elime kalemi
Yazamaz nur güzelliğini bir demi
Yaktık yıktık viran eyledik âlemi
Şimdi rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık
Mehmet Aluç©


Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç