Şiir edebiyat öykü deneme güncel edebiyat aşk şiirleri,hayat,evet,röportaj,gönülden şiirler,...
Bu Blogda Ara
23 Mart 2015 Pazartesi
İman Alır Rahmana Götürür
Ey nefsim uyan artık
İman ile ol yeter ömrü dağıttık
Kervan gelir göçer sende yok mantık
İman alır Rahmana götürür uyan artık
Yeter artık uyku uyumayla bitmez
Ömür bir an solar ben kulum bilmez
Ondan sonra pişmanlık fayda etmez
İman alır Rahmana götürür uyan artık
Asrısaadet ikliminde nefes al yaşa
Kul olan yaşar iken gör neler gelir
başa
Ey nefsim şeytan kandırır vurur
taştan taşa
İman alır Rahmana götürür uyan artık
Dertlerle kederle tasalanma
Rahman ile iman var iken başka bir
yere yaslanma
Şeytan ile dünya peşinde koşarak
ahirette haşlanma
İman alır Rahmana götürür uyan artık
Kul Mehmet’im bu okunan ezanlara
şükür olsun
İman ile ol gönlüne nurlar dolusun
İnsanları sev cennette yerin olsun
İman alır Rahmana götürür uyan artık
Mehmet Aluç©
Karanlık Anlara İmanın Nurdan Elbiselerini Giyindir
Nedir bu gamın, çile
içinde isyan bayrağı çekmen? Sığın Rahman’a, sığın sabrın umman dermanına,
birde bakarsın bir an sonra o gamın çilen yok olmuş, üzüldüğüne yanarsın…
Sinende, seni yarınlara
taşıyan üzgünlük dolu “ah”ları fırlat uçurumlara gitsin, ruhunu kanatarak
feryatlar ile kaplar gözünü, ömrünü, fikrini, zikrini kaplar yokluğa şeytanın
yanında olmanı sağlar ve sonunda, şeytan seni uçurumlara atar arkanda kıçından
güler gider…
Rahmanın yanında,
umutsuzluk toz olur, ömür az çile çekse de imtihan için mutluluk ile dolar
ahirette…
Dünya malı dünyada
kalır, iman, yapılan iyilikler gönül güzelliği seninle kalır mezarda, sırat
köprüsünde seninle gülümseyerek, Rahmana Resule ulaştırır, dünya malın dünyada
kalır. Dünya malı peşinde fazla koşarak, dünya ve ahiretinizi zindana çevirmeye
ne gerek var? Gülümsetmenin imanın güzelliğin peşinde koş, gülümse ki
gülümseyesin…
Damarlarında iman ile
insanları sevmenin aşkı dolaşsın, karanlık anlara imanın nurdan elbiselerini giyindir
ömrüne kâinata, gülümsesin ömrüm ine kâinat…
Kuran ‘a Resule
yürüyerek yoldaki dikenleri, zalimleri, imanın ile temizle elinden geldiği
kadarı ile…
Gözlerinde hülyalarını,
düşlerini nefis ile şeytan kaptırma… Aklının kıyılarında dolaşırken nefis ile
şeytan, iman ile def eyle gitsin…
Yollarına sevgisizlikle
umutsuzluk fakirliği ekme, imanla umudun İmana Resule varmanın nur tohumların
ek ki, hem dünyada hem de ahirette beraberce Rahmeti, Lütfü, keremi, ihsanı…
Sonsuz olan Rahmana, gül kokan Resule, gülümseyerek bakalım varalım hep
birlikte… Zor olsa da bu yol, iman ile hep birlikte beraberlik olduktan sonra,
hiçte zor değil… Selam ve dua ile…
Gözlerinde kirpiklerinde
iman parlasın
Değdiğin bir kuru dal
iman ile yeşersin
İman ile mutluluklar
hep bizimle olsun
Güneş gibi iman hep
gönlümüzde doğsun
Mehmet Aluç
Haydi, Durmayın Koşun Gelin
Orta
çağın karanlıklarına gömdüm kin ve nefretlerimi
Haydi,
sizde gelin gömün gökyüzü kurtulsun nefes alsın
Yaşantımızdaki
ifrit gözleri ile utançlarımız silinsin
Rahata
erişsin yaşam haydi durmayın koşun gelin
Bunca
gönülde yara acı ile nasıl yaşanır ölümü görün
Güzelliğin
sökülen resimlerini yapıştıralım yerine sevgi örün
Yüzümüzdeki
karanlığa nur doğsun al güller açsın sevin
Rahata
erişsin yaşam haydi durmayın koşun gelin
Mehmet
Aluç
Kayalıklardaki Tesadüf 1.Bölüm
Kayalıkların
kenarında yürüyen genç kadın çok dalgındı. Gözlerinde dökülen yaşlar yanağında
sinesine süzülüyordu.
Esen
fırtınadan saçları dağılmış, rüzgâr estikçe gözün önünde eserek yüzünü
kaplıyordu. Uzaktan bakınca dertli olduğu her halinden belli idi.
Bir
gölge gibi kendini takip eden geçmişinden kaçarcasına kaylıkların ucuna geldi.
Uçuruma geldiğinin farkında değildi âdeta.
Bir
demet gülmenin mutlu olmanın eseri yüzünde ve yüreğinde yok tu.
Tam
adımın uçurumdan atacağı an kolundan yapışan bir el onu yakaladı. O an birden
ürperti içinde ayıktı, etrafına bakındı, şaşkındı. Buraya nasıl ne zaman
geldiğini hatırlamıyordu. Karşısındaki delikanlı heyecan ve endişe dolu ses
tonu ile.
—Hanım
efendi ne yaptığınızın farkında mısınız? İntihar etmek istiyorsanız hem çok
gençsiniz, hem de intihar etmek problemlerinizi çözmez ki.
Şaşkındı
konuşamıyordu.
—Tesadüfen
bugün kulübenin tamiratı için uğramıştım, sizi öylesine dikkatsiz şaşkın
yürüdüğünüzü görünce koşarak yetiştim, yoksa az kalsın. Neyse çok şükür bir şey
olmadı belli ki ne kadar sevdiyseniz çaresizliğin ıstırabına yakalanmışsınız,
hayat bu bazen yakamıza yapıştı mı bırakmıyor. Neden konuşmuyorsunuz? Bana
yaslanın kulübeye kadar gidelim biraz uzanın kendinize gelince konuşuruz. Genç
kadın delikanlının omzuna yaslanarak kulübeye doğru yürümeye başladılar.
Kulübenin
kapısından içeriye girdiler. Delikanlı genç kadını tahtadan yapılmış sedirin
üzerine oturttu. Bir bardak su getirerek içmesini sağladı. Genç kadın iki yudum
suyu içti tahta sedirin üstüne uzandı.
Karanlık
mazinin derinliğinde yavaş yavaş uyanıyordu genç kadın. Alnında terler,
gözlerinde yaşlar boşanmaya başladı. Delikanlı hemen koşarak uzanarak yatan
genç kadını kaldırdı.
—Ağlamasanız
diyeceğim ama ağlamak en güzeli ama fazla ağlamayın, alın gözyaşlarınızı silin.
Delikanlının
elinde uzattığı mendili genç kadın alarak akan gözyaşlarını sildi. Delikanlı
—İsmim
Remzi, onu çok sevdiğiniz belli ama onun gittiği yere böyle gidemezsiniz ki.
Haydi, bana neler olduğunu anlatın hem böylelikle rahatlamış olursunuz.
—Özür
dilerim, inanın o an oraya nasıl hangi duygular içinde geldiğimi
hatırlamıyorum. Tek hatırladığım onunla buralara gelmekten çok hoşlandığımızdı,
o eski günleri yâd etmek ve rahatlamak için arabamla buraya geldim. Gerisini hatırlamıyorum.
Siz ümitsiz aşkımın bende yarattığı derin acıların izini yaşadığım anda
yetiştiniz, gelmeseydiniz belki de o uçurumun dibinde cansız yatacaktım. Size
müteşekkirim. Bu arada ismim fulya, tanıştığımıza memnun oldum.
Çok
şanlısınız her ay buraya gelerek bu kulübede bende sizin gibi o eski mesut
mutlu günlerimizi hayal ederek o günleri yaşamaya çalışıyordum. Arabadan
inerken gözüme takıldınız. Oysa buralarda yalnız bir genç kadının dolaşması pek
hayra alâmet değil diyerekden peşinizden geldim, lâkin siz bir serseri ayyaş
gibi kayalıklara doğru yürürken arkanızdan koşarak sizi son anda yakaladım.
Remzi
—Bende
memnun oldum, böylesine tanışmak istemezdim, ama nasip kısmet böyle imiş. Şimdi
sıyrılın sizi saran umutsuzluk ve hasret örtülerinden. Yeniden bir güneş doğdu
artık bundan sonra sizin için. Az önce ölüme giden siz ve şimdi capcanlı hayatı
yaşayan siz.
Fulya
—Çok
haklısınız, saatlerce yüreğimi parçalayan hoyrat ayrılığın acılarından
kurtulmak öyle birden bire olmuyor, ama bundan kurtulmaya çalışacağıma inana
bilirsiniz, çünkü sizin dediğiniz gibi az önce ölüme giden ben ve şimdi
capcanlı hayatı şimdi yaşayan ben. Biliyorum yapmaya çalıştığım hoş bir
davranış değildi ama.
Mehmet Aluç
Devam edecek...
Çok Satan Kitapların Şifresi Çözüldü
Çok Satan Kitapların Şifresi Çözüldü
Association of Computational Linguistics Dergisi'nin haberine göre çok satan kitapların sırrı çözüldü.Kaynak: http://www.edebiyathaberleri.com/haber/573/cok-satan-kitaplarin-sifresi-cozuldu.htmlAssociation of Computational Linguistics Dergisi'nin haberine göre:
New York kentindeki Stony Brook Üniversitesi bilgisayar uzmanları, popüler bir kitabın özelliklerini ortaya koyabilmek amacıyla "istatistiksel stilometri" adını verdikleri bir algoritma geliştirdi.Sözcüklerin ve gramerin kullanımını matematiksel olarak irdeleyen teknik, bir kitabın ticari başarı elde edip edemeyeceğini yüzde 84 doğruluk oranıyla öngörebiliyor.İnternet kütüphanesi olarak da bilinen "Project Gutenberg" arşivinden klasikleşmiş eserleri yükleyerek inceleyen bilim insanları, basılan bir kitabın çok satmasında ilginçlik, orijinallik, yazım tarzı ve öykünün ilerleyişi gibi bir dizi unsurun yanı sıra şans faktörünün de etkili olduğuna işaret etti.Çok satan kitaplarda "ve", "ancak", "fakat" gibi bağlaçların sıkça kullanıldığını belirten araştırmacılar, ticari başarı yakalayan eserlerin aynı zamanda sıfatlar ve isimler açısından da zengin olduğunu belirledi. Raflarda kalan kitaplarda ise aşırı derecede fiil ve zarf kullanıldığı ortaya çıkarıldı.Okur tarafından ilgi gören kitaplarda düşünce süreci betimlenirken rağbet görmeyen kitaplar, çok fazla duygusallık barındırıyor.Araştırmacılar, geliştirdikleri algoritmayı bilim kurgudan şiire birçok alanda uyguladı.Yazım tarzı ile edebi eserlerin ticari başarısı arasındaki ilişkiyi ilk kez irdeleyen araştırma, "Association of Computational Linguistics" dergisinde yayımlandı.
Rahmanı Seyreyler
Kul
dünyaya gelir sonra göçer gider
Yapmış
olduğu iyilikleri alır gerisin bırakır gider
İman
varsa yüreğinde mutlulukla gülümser
Kin
nefret varsa ağlayarak ıstırapla feryat eder
Rahman
ile iman ile ol başkası bilmez halini
İman
ile uzat mazlumlara elini
Zikir
ile nurlandır o dilini
Nur
ile doldur kabrini
Rahman’a
dua et gerçekleşsin dilekler
İman
ile olursan sana hayran bakar semada melekler
Mümin
yanağında eksik olmaz gülücükler
Rahmanı
seyreyler ahirette Resul ile müminler
Kul
Mehmet iman ile yıka gönlünü yüzünü
Yere
düşürme gül kokan Resulün sözünü
Ecel
bekler karşıda ayırmaz bizden gözünü
Rahmanı
seyreyler ahirette Resul ile müminler
Mehmet
Aluç
Kavuşuruz İnşallah Şefaatine
Gül
kokan Resulüm
Sensin
gönüllere tercüman
Seninle
güldü cihan
Seninle
oluruz inşallah her an
Kavuşuruz
inşallah şefaatine o an
Bağrımızı
zalimler zulümle delerken
Sen
koştun geldin eyledin gayret
Zalimler
seni görünce eyledi hayret
Seninle
güldü cihan
Kavuşuruz
inşallah şefaatine o an
Dünyada
bulunmaz senin eşin
İmanla
gülümsedin bize peşin peşin
Nur
ile geldi o gülümseyen gelişin
Seninle
güldü cihan
Kavuşuruz
inşallah şefaatine o an
Rükû
ile secdede eğilsin dedin başlar
Sen
sildin gözden akarken yaşlar
Gülümsedin ellerde var iken taşlar
Seninle
güldü cihan
Kavuşuruz
inşallah şefaatine o an
Semada
nur nur indi kuran
Seninle
son buldu zalimlere devran
Sen
bizimleydin her an
Seninle
güldü cihan
Kavuşuruz
inşallah şefaatine o an
Gece
gündüz biz ümmetine ağladın
Kara
günlere sabır ettin muhabbetle dağladın
Miraç
ile Rahman farz kıldı namazı bağışladın
Seninle
güldü cihan
Kavuşuruz
inşallah şefaatine o an
İslam
yoluna koydun o başını
Kırdın
tek tek putların başını
Akıtmadın
müminlerin gözyaşını
Seninle
güldü cihan
Kavuşuruz
inşallah şefaatine
Kul
Mehmet’im der ki cümle âlem sana hayran
Seninle
olanlar uğramaz ahirette hüsran
Sana
kavuştuğumuz an olur bayram
Seninle
güldü cihan
Kavuşuruz
inşallah şefaatine
Mehmet
Aluç
22 Mart 2015 Pazar
Yazık Olmasın Bu Aşka
Söyle
sevgimiz ne zaman takıldı gitti yele
Bunca
yük yazıktır yükleme bu bele
Ne
olur az yaklaş gel yanıma hele
Yazık
olmasın bu aşka ayrılık zülüm gelir bu cana
Bahar
çiçekleri gibi aç gönlümde
Az
gülümse bırakma naçar
Seni
bırakır sanma bu gönül kaçar
Yazık
olmasın bu aşka ayrılık zülüm gelir bu cana
Kul
Mehmet der ki gönülde sevgi ne çabuk söyle bitti
Seni
seven bu âşık sanma ki gitti
Bak
âleme kimler gelip gülümseyerek gelip geçti gitti
Yazık
olmasın bu aşka ayrılık zülüm gelir bu cana
Mehmet
Aluç
İmanla Süslenmiş Sözlerim
Allah
ve Resulüne yakın olmak büyük bir nimettir, uzak olmak tam anlamı ile rezilliktir.
Kul kulu sevince hayat bayram havasında yaşanır, kul kulu sevmeyince hayat hüsran ve viraneliği yaşar.
Allah ve Resulünü sevmeyenler düşmanımızdır, onları dost edinirsek dünya ve ahiretimiz zindandır.
Kul Rahman ve Resulü candan sevmeli, candan sevmeyen cehennemde yanarak bilmem ne etmeli bilinmez!
Allah ve Resulünü ve insanları sevmeyen düşman olur, en sonunda da pişman olur gül gibi solar kalır.
Ölüm
kovalarken, ondan kaçan kul neden unutursun, ölüm anında alacak dünya malını,
neden boşa yığarsın? Harca gitsin ahiret için.
Ağlamak
için nefis şeytan peşinde koşan ey kul, neden Allah ve Resul peşinde koşmazsın?
Hayatını boşuna parçalanmanın peşinde koşarsın?
Doğarken
taşıyan var, ölürken taşıyan var bari sende yaşarken güzelliğinle insanları
taşı ve gülümse.
Mehmet
Aluç
Yetiş Ya Resul Nefis Şeytana Kandık
Cümle
âlem sana âşık
Sen
cümle âleme sadık
Seni
her an andık
Gül
kokan Resulüm
Şimdilerde
az biraz unuttuk
Kendimize
kendimiz yeteriz sandık
Bir
an yanıldık ateşlerde yandık
Yetiş
Ya Resul nefis şeytana kandık
Zalim
bize üç kuruş parası ile gülüyor sandık
Bir
an inandık her şeyi unuttuk kör gözle baktık
Şimdi
rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş
Ya Resul nefis şeytana kandık
Seni
sevemedik bir an candan
Sen
üstündün cihandan
Şerefsizler
bağladı elimiz kolumuz iki yandan
Şimdi
rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş
Ya Resul nefis şeytana kandık
Kuran
İle Sünnetin yeterdi kanaat etmedik
Dünya
malı için birbirimizin canına kast ettik
Mal
mülk ile mutlu oluruz sandık yanıldık
Şimdi
rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş
Ya Resul nefis şeytana kandık
Değişilmez
hiçbir şeye senin sözün
Göremedik
doyası ile o nur yüzün
Bir
gün görür mü günah kir ile kararmış bu yüzüm
Şimdi
rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş
Ya Resul nefis şeytana kandık
Seni
sevmeyen bize düşmandır bildik unuttuk
Pişman
olduk lakin yanlış yolda karanlıkta kaldık
Kuran
ile sünnetin duvara astık uzanamadık battık
Şimdi
rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş
Ya Resul nefis şeytana kandık
Kul Mehmet der ki cümle
melekler verse elime kalemi
Yazamaz
nur güzelliğini bir demi
Yaktık
yıktık viran eyledik âlemi
Şimdi
rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş
Ya Resul nefis şeytana kandık
Mehmet
Aluç©
Hayran Bakışlım
İçimi aydınlatansın
alev alev yanan ışığınla huzur dolu bakışınla sözünle ey sevgili…
Karanlık anlara bir
anda güneş gibi doğansın gülüşünle ey nur yüzlüm sevgilim, avuçlarında aşkı
yudum yudum içirensin bal dudaklım.
Nefesin, bir rüzgâr
gibi gönlümde huzur ile nefes oluyor, sakinlik mutluluk sunuyor üzüm gözlüm…
Ben senin gülüşüne esir
düştüm çok mutluyum, ben bakışına hayran kaldım gelecekten umutluyum, ben
sımsıcak sarışına hastayım seninle yarınlara koşuyorum hayran bakışlım…
Bazen sana hangi
mısralar ile şiir yazacağımı unuturken üzüm gözlerinle bana bakıyorsun ya o an
ilham koşarak beni sarıyor, seni yazıyorum sen kokan mısralarla ey güz güzelim…
Kelimeler heceler
mısralar beni unutsa da ben seni unutamıyorum bal dudaklım…
Mehmet Aluç
Gül Kokan Resulsun
Gül
kokan Resulsun
Güller
gibi gülensin
Rahmet
saçtın âleme Resulüm
Sabır
ettin cümle eleme
Seni
yazmak zor gelir her kaleme
Seninle
kullar girdi imana
Birçoğu
kavuştu ihsana
Kavuşturdun
bizi Rahman’a
Sabır
ettin cümle eleme
Seni
yazmak zor gelir her kaleme
Sen
gönüllerde iman ile açansın
Sen
cümle gönüllere dermansın
Ahirette
cümle müminlere şefaat’cısın
Sabır
ettin cümle eleme
Seni
yazmak zor gelir her kaleme
Gönüllerin
dermanısın elisin
Sana
kavuşmak isteyenlerin emelisin
Ötelerde
bizlere her an gülümseyensin
Sabır
ettin cümle eleme
Seni
yazmak zor gelir her kaleme
Sana
iman etti putlara tapan
Zalimdi
insanları şeytanla kapan
Seninle
değişti küsen zaman
Sabır
ettin cümle eleme
Seni
yazmak zor gelir her kaleme
Seninle
köleler oldu gönüllere sultan
Seninle
kullara gönderildi birçok ihsan
Kul
bazen şaşar sana koşar o an insan
Sabır
ettin cümle eleme
Seni
yazmak zor gelir her kaleme
Torunlarındı
sen kokan Hüseyin ile Hasan
Zalimler
acımadı katletti şeytan ile o an
Küstü
âlem insanlara birde o zaman
Sabır
ettin cümle eleme
Seni
yazmak zor gelir her kaleme
Mehmet
Aluç
21 Mart 2015 Cumartesi
Hasret Ve Sensizlik
Simsiyah
akşam sensiz benimle kalır
Siler
sensizlik beni benden alır
Takat
getirilir mi sensizliğe
Ben
yanar ağlarım densizliğime
Bu
yalnızlık beni benden alır götürür hüsran dolu âleme
Hay
tüm eşek arıları soksun seni üzen kıran dilimi
Ben
sana uzatamadım şefkat ile elimi
Önüne
seremedim gönül denilen kilimi
Kırdı
bu ayrılık benim bu belimi
Bilmem
şimdi kim bilir sensiz halimi
Son
anımı yaşıyorum atmıyor sensiz kalbim
Son
günümü son sözümü yazdım duvar da bak oku sevgilim
Çok
çok pişmanım biliyor bunu Rabbim
Koynumda
saklıyorum sana ait gönlüm ile o resim
Şimdi
kimi koyarım kalbime senin yerine
Şimdi
hasretin demini yaşıyorum ikimizin yerine
Hak
ettim gömdüm kendimi yerin dibine
Tüm
acılar şimdi yüklendi belime
Mehmet
Aluç
İsyankâr Sözlerin Altında Bitirdik Her Şeyi
Beni
bıraktın gittin ya…
Küstü
bana dünya ile ay
Sineme
saplanan ayrılığın oku
Ezikliğinin
paslı hançeri…
Paramparça
etti yüreğimi
Böylesine
acı dolu ayrılığı nasıl yüreğimde k/aldıracağım
Sensiz
sabahları nasıl uyanacağım
Sensiz
güneşe nasıl merhaba diyeceğim
Sürgülü
olan ayrılığın kapısını nasıl açacağım gülümsemelere
Kalabalık
kırgınlığın asık suratı ile ben
Sensiz
gülümsemene hasret
Suçlarım
ile kendimi
Ayrılığın
mahzenine kilitleyen ben
Suçlarım
ile ben nasıl y/aşarım…
Çıplak
ayaklı
İfrit
gözleri ile
Şeytan
uçurtmasına takılı kaldı yarınlarım…
İşte
ben yalnızım yine sensiz
Sen
bensizsin yine yalnız
İçim
üşüyor…
Gülümseyemiyorum
Ellerin
Gül sinen gülüşlerin
Bakışların
papatya gibi kokuyordu
Ben
şimdi buna da hasret kaldım
Öpülmeye
layık yüzlerinde belki şimdi
Gözyaşları
damlıyor
Tutulması
gereken ellerin…
Belki
şimdi titriyordur
Bakılması
gereken o tatlı bakışlarında
Şimdi
korkunun tek başına yaşamanın korkusu vardır
Öpülmesi
gereken o dudakların
Titrek
titrek iç çekerek bükerek kemiriyorsundur
Dönüşü
mümkün olsa yine beraber olsak desem
Biliyorum
dönüş yolu y/ok…
Yaktık
tüm gemileri…
Yıktık
tüm köprüleri…
Bitirdik
tüm sözleri delicesine
İsyankâr
sözlerin altında bitirdik her şeyi
Şimdi
sen dağınık
Ben
dağınık yalnızlığı y/aşıyoruz
Mehmet
Aluç
Viran Ettin Gittin
Bir ömür boyu ben sana inandım
Gül aşkına ömrümü sana verdim
Aşkınla gönlümü mamur et dedim
Sen bu gönlümü viran ettin gittin
Gönlüm ucuna kederi kondurdun
Zülfün teline ömrümü kondurdum
Gece gündüzümü ahla doldurdun
Sen bu gönlümü viran ettin gittin
Mecnun dilinde ben sana yalvardım
Gönlümde şiirleri sana yazdım
Yar diye ismin gönlüme kazıdım
Sen bu gönlümü viran ettin gittin
Kul Mehmet’im yârden medet bekleme
Yar yolunda sen ömre ah ekleme
Gönlüm yar gelir diye sen bekleme
Sen bu gönlümü viran ettin gittin
Mehmet Aluç
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Yayınlarım
Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?
Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç
-
1847’de Manisa'nın Kırkağaç ilçesi Gelenbe kasabasında dünyaya geldi. 1912'de aynı kasabada yaşamını yitirdi. Asıl ismi Mehme...
-
Aşık Reyhani 1932 yılında Hasankale'nin Alvar köyünde doğdu. Asıl adı Yaşar Yılmaz'dır. İran'dan göçen babası ...
-
Yunus gelirde hakka doğru yürünmez mi? Gözlerde yaş akarda Yunus görmez mi? Hak yolda hakla olan Yunus görünmez mi? Hak yol...