Bu Blogda Ara

23 Mart 2015 Pazartesi

Kısa Mısra sözlerim





Ben gülümserim hayat gülümser
Ben küserim hayat ve insanlar küser
                               
Yürüdüğüm yolda kaldırırım kirli taşları yol alırım
Yol perişan insanlar perişan görür akar gözyaşlarım

               
Ağlayan gözüm durma ağla sen çağla
Zulüm olurken kim dedi oturup elini kolunu bağla
Mehmet Aluç

                

İman Alır Rahmana Götürür




Ey nefsim uyan artık
İman ile ol yeter ömrü dağıttık
Kervan gelir göçer sende yok mantık
İman alır Rahmana götürür uyan artık

Yeter artık uyku uyumayla bitmez
Ömür bir an solar ben kulum bilmez
Ondan sonra pişmanlık fayda etmez
İman alır Rahmana götürür uyan artık

Asrısaadet ikliminde nefes al yaşa
Kul olan yaşar iken gör neler gelir başa
Ey nefsim şeytan kandırır vurur taştan taşa
İman alır Rahmana götürür uyan artık

Dertlerle kederle tasalanma
Rahman ile iman var iken başka bir yere yaslanma
Şeytan ile dünya peşinde koşarak ahirette haşlanma
İman alır Rahmana götürür uyan artık

Kul Mehmet’im bu okunan ezanlara şükür olsun
İman ile ol gönlüne nurlar dolusun
İnsanları sev cennette yerin olsun
İman alır Rahmana götürür uyan artık

Mehmet Aluç©

Karanlık Anlara İmanın Nurdan Elbiselerini Giyindir

         
         
Nedir bu gamın, çile içinde isyan bayrağı çekmen? Sığın Rahman’a, sığın sabrın umman dermanına, birde bakarsın bir an sonra o gamın çilen yok olmuş, üzüldüğüne yanarsın…

Sinende, seni yarınlara taşıyan üzgünlük dolu “ah”ları fırlat uçurumlara gitsin, ruhunu kanatarak feryatlar ile kaplar gözünü, ömrünü, fikrini, zikrini kaplar yokluğa şeytanın yanında olmanı sağlar ve sonunda, şeytan seni uçurumlara atar arkanda kıçından güler gider…

Rahmanın yanında, umutsuzluk toz olur, ömür az çile çekse de imtihan için mutluluk ile dolar ahirette…

Dünya malı dünyada kalır, iman, yapılan iyilikler gönül güzelliği seninle kalır mezarda, sırat köprüsünde seninle gülümseyerek, Rahmana Resule ulaştırır, dünya malın dünyada kalır. Dünya malı peşinde fazla koşarak, dünya ve ahiretinizi zindana çevirmeye ne gerek var? Gülümsetmenin imanın güzelliğin peşinde koş, gülümse ki gülümseyesin…

Damarlarında iman ile insanları sevmenin aşkı dolaşsın, karanlık anlara imanın nurdan elbiselerini giyindir ömrüne kâinata, gülümsesin ömrüm ine kâinat…

Kuran ‘a Resule yürüyerek yoldaki dikenleri, zalimleri, imanın ile temizle elinden geldiği kadarı ile…

Gözlerinde hülyalarını, düşlerini nefis ile şeytan kaptırma… Aklının kıyılarında dolaşırken nefis ile şeytan, iman ile def eyle gitsin…

Yollarına sevgisizlikle umutsuzluk fakirliği ekme, imanla umudun İmana Resule varmanın nur tohumların ek ki, hem dünyada hem de ahirette beraberce Rahmeti, Lütfü, keremi, ihsanı… Sonsuz olan Rahmana, gül kokan Resule, gülümseyerek bakalım varalım hep birlikte… Zor olsa da bu yol, iman ile hep birlikte beraberlik olduktan sonra, hiçte zor değil… Selam ve dua ile…

Gözlerinde kirpiklerinde iman parlasın
Değdiğin bir kuru dal iman ile yeşersin
İman ile mutluluklar hep bizimle olsun
Güneş gibi iman hep gönlümüzde doğsun

Mehmet Aluç

Haydi, Durmayın Koşun Gelin





Orta çağın karanlıklarına gömdüm kin ve nefretlerimi
Haydi, sizde gelin gömün gökyüzü kurtulsun nefes alsın
Yaşantımızdaki ifrit gözleri ile utançlarımız silinsin
Rahata erişsin yaşam haydi durmayın koşun gelin


Bunca gönülde yara acı ile nasıl yaşanır ölümü görün
Güzelliğin sökülen resimlerini yapıştıralım yerine sevgi örün
Yüzümüzdeki karanlığa nur doğsun al güller açsın sevin
Rahata erişsin yaşam haydi durmayın koşun gelin


Mehmet Aluç

Kayalıklardaki Tesadüf 1.Bölüm




Kayalıkların kenarında yürüyen genç kadın çok dalgındı. Gözlerinde dökülen yaşlar yanağında sinesine süzülüyordu.

Esen fırtınadan saçları dağılmış, rüzgâr estikçe gözün önünde eserek yüzünü kaplıyordu. Uzaktan bakınca dertli olduğu her halinden belli idi.
Bir gölge gibi kendini takip eden geçmişinden kaçarcasına kaylıkların ucuna geldi. Uçuruma geldiğinin farkında değildi âdeta.

Bir demet gülmenin mutlu olmanın eseri yüzünde ve yüreğinde yok tu.
Tam adımın uçurumdan atacağı an kolundan yapışan bir el onu yakaladı. O an birden ürperti içinde ayıktı, etrafına bakındı, şaşkındı. Buraya nasıl ne zaman geldiğini hatırlamıyordu. Karşısındaki delikanlı heyecan ve endişe dolu ses tonu ile.

—Hanım efendi ne yaptığınızın farkında mısınız? İntihar etmek istiyorsanız hem çok gençsiniz, hem de intihar etmek problemlerinizi çözmez ki.
Şaşkındı konuşamıyordu.

—Tesadüfen bugün kulübenin tamiratı için uğramıştım, sizi öylesine dikkatsiz şaşkın yürüdüğünüzü görünce koşarak yetiştim, yoksa az kalsın. Neyse çok şükür bir şey olmadı belli ki ne kadar sevdiyseniz çaresizliğin ıstırabına yakalanmışsınız, hayat bu bazen yakamıza yapıştı mı bırakmıyor. Neden konuşmuyorsunuz? Bana yaslanın kulübeye kadar gidelim biraz uzanın kendinize gelince konuşuruz. Genç kadın delikanlının omzuna yaslanarak kulübeye doğru yürümeye başladılar.
Kulübenin kapısından içeriye girdiler. Delikanlı genç kadını tahtadan yapılmış sedirin üzerine oturttu. Bir bardak su getirerek içmesini sağladı. Genç kadın iki yudum suyu içti tahta sedirin üstüne uzandı.
Karanlık mazinin derinliğinde yavaş yavaş uyanıyordu genç kadın. Alnında terler, gözlerinde yaşlar boşanmaya başladı. Delikanlı hemen koşarak uzanarak yatan genç kadını kaldırdı.

—Ağlamasanız diyeceğim ama ağlamak en güzeli ama fazla ağlamayın, alın gözyaşlarınızı silin.

Delikanlının elinde uzattığı mendili genç kadın alarak akan gözyaşlarını sildi. Delikanlı

—İsmim Remzi, onu çok sevdiğiniz belli ama onun gittiği yere böyle gidemezsiniz ki. Haydi, bana neler olduğunu anlatın hem böylelikle rahatlamış olursunuz.

—Özür dilerim, inanın o an oraya nasıl hangi duygular içinde geldiğimi hatırlamıyorum. Tek hatırladığım onunla buralara gelmekten çok hoşlandığımızdı, o eski günleri yâd etmek ve rahatlamak için arabamla buraya geldim. Gerisini hatırlamıyorum. Siz ümitsiz aşkımın bende yarattığı derin acıların izini yaşadığım anda yetiştiniz, gelmeseydiniz belki de o uçurumun dibinde cansız yatacaktım. Size müteşekkirim. Bu arada ismim fulya, tanıştığımıza memnun oldum.
Çok şanlısınız her ay buraya gelerek bu kulübede bende sizin gibi o eski mesut mutlu günlerimizi hayal ederek o günleri yaşamaya çalışıyordum. Arabadan inerken gözüme takıldınız. Oysa buralarda yalnız bir genç kadının dolaşması pek hayra alâmet değil diyerekden peşinizden geldim, lâkin siz bir serseri ayyaş gibi kayalıklara doğru yürürken arkanızdan koşarak sizi son anda yakaladım.

Remzi

—Bende memnun oldum, böylesine tanışmak istemezdim, ama nasip kısmet böyle imiş. Şimdi sıyrılın sizi saran umutsuzluk ve hasret örtülerinden. Yeniden bir güneş doğdu artık bundan sonra sizin için. Az önce ölüme giden siz ve şimdi capcanlı hayatı yaşayan siz.

Fulya


—Çok haklısınız, saatlerce yüreğimi parçalayan hoyrat ayrılığın acılarından kurtulmak öyle birden bire olmuyor, ama bundan kurtulmaya çalışacağıma inana bilirsiniz, çünkü sizin dediğiniz gibi az önce ölüme giden ben ve şimdi capcanlı hayatı şimdi yaşayan ben. Biliyorum yapmaya çalıştığım hoş bir davranış değildi ama.

Mehmet Aluç

Devam edecek...

Çok Satan Kitapların Şifresi Çözüldü

Çok Satan Kitapların Şifresi Çözüldü

Association of Computational Linguistics Dergisi'nin haberine göre çok satan kitapların sırrı çözüldü.



Association of Computational Linguistics Dergisi'nin haberine göre:
New York kentindeki Stony Brook Üniversitesi bilgisayar uzmanları, popüler bir kitabın özelliklerini ortaya koyabilmek amacıyla "istatistiksel stilometri" adını verdikleri bir algoritma geliştirdi.
Sözcüklerin ve gramerin kullanımını matematiksel olarak irdeleyen teknik, bir kitabın ticari başarı elde edip edemeyeceğini yüzde 84 doğruluk oranıyla öngörebiliyor.
İnternet kütüphanesi olarak da bilinen "Project Gutenberg" arşivinden klasikleşmiş eserleri yükleyerek inceleyen bilim insanları, basılan bir kitabın çok satmasında ilginçlik, orijinallik, yazım tarzı ve öykünün ilerleyişi gibi bir dizi unsurun yanı sıra şans faktörünün de etkili olduğuna işaret etti.
Çok satan kitaplarda "ve", "ancak", "fakat" gibi bağlaçların sıkça kullanıldığını belirten araştırmacılar, ticari başarı yakalayan eserlerin aynı zamanda sıfatlar ve isimler açısından da zengin olduğunu belirledi. Raflarda kalan kitaplarda ise aşırı derecede fiil ve zarf kullanıldığı ortaya çıkarıldı.
Okur tarafından ilgi gören kitaplarda düşünce süreci betimlenirken rağbet görmeyen kitaplar, çok fazla duygusallık barındırıyor.
Araştırmacılar, geliştirdikleri algoritmayı bilim kurgudan şiire birçok alanda uyguladı.
Yazım tarzı ile edebi eserlerin ticari başarısı arasındaki ilişkiyi ilk kez irdeleyen araştırma, "Association of Computational Linguistics" dergisinde yayımlandı.
Kaynak: http://www.edebiyathaberleri.com/haber/573/cok-satan-kitaplarin-sifresi-cozuldu.html

Rahmanı Seyreyler





Kul dünyaya gelir sonra göçer gider
Yapmış olduğu iyilikleri alır gerisin bırakır gider
İman varsa yüreğinde mutlulukla gülümser
Kin nefret varsa ağlayarak ıstırapla feryat eder

Rahman ile iman ile ol başkası bilmez halini
İman ile uzat mazlumlara elini
Zikir ile nurlandır o dilini
Nur ile doldur kabrini

Rahman’a dua et gerçekleşsin dilekler
İman ile olursan sana hayran bakar semada melekler
Mümin yanağında eksik olmaz gülücükler
Rahmanı seyreyler ahirette Resul ile müminler

Kul Mehmet iman ile yıka gönlünü yüzünü
Yere düşürme gül kokan Resulün sözünü
Ecel bekler karşıda ayırmaz bizden gözünü
Rahmanı seyreyler ahirette Resul ile müminler

Mehmet Aluç

Kavuşuruz İnşallah Şefaatine




Gül kokan Resulüm
Sensin gönüllere tercüman
Seninle güldü cihan
Seninle oluruz inşallah her an
Kavuşuruz inşallah şefaatine o an

Bağrımızı zalimler zulümle delerken
Sen koştun geldin eyledin gayret
Zalimler seni görünce eyledi hayret
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine o an

Dünyada bulunmaz senin eşin
İmanla gülümsedin bize peşin peşin
Nur ile geldi o gülümseyen gelişin
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine o an

Rükû ile secdede eğilsin dedin başlar
Sen sildin gözden akarken yaşlar
 Gülümsedin ellerde var iken taşlar
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine o an

Semada nur nur indi kuran
Seninle son buldu zalimlere devran
Sen bizimleydin her an
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine o an

Gece gündüz biz ümmetine ağladın
Kara günlere sabır ettin muhabbetle dağladın
Miraç ile Rahman farz kıldı namazı bağışladın
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine o an

İslam yoluna koydun o başını
Kırdın tek tek putların başını
Akıtmadın müminlerin gözyaşını
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine

Kul Mehmet’im der ki cümle âlem sana hayran
Seninle olanlar uğramaz ahirette hüsran
Sana kavuştuğumuz an olur bayram
Seninle güldü cihan
Kavuşuruz inşallah şefaatine

Mehmet Aluç





22 Mart 2015 Pazar

Yazık Olmasın Bu Aşka



Söyle sevgimiz ne zaman takıldı gitti yele
Bunca yük yazıktır yükleme bu bele
Ne olur az yaklaş gel yanıma hele
Yazık olmasın bu aşka ayrılık zülüm gelir bu cana

Bahar çiçekleri gibi aç gönlümde
Az gülümse bırakma naçar
Seni bırakır sanma bu gönül kaçar
Yazık olmasın bu aşka ayrılık zülüm gelir bu cana

Kul Mehmet der ki gönülde sevgi ne çabuk söyle bitti
Seni seven bu âşık sanma ki gitti
Bak âleme kimler gelip gülümseyerek gelip geçti gitti
Yazık olmasın bu aşka ayrılık zülüm gelir bu cana
Mehmet Aluç




İmanla Süslenmiş Sözlerim



                                       
Allah ve Resulüne yakın olmak büyük bir nimettir, uzak olmak tam anlamı ile rezilliktir.

Kul kulu sevince hayat bayram havasında yaşanır, kul kulu sevmeyince hayat hüsran ve viraneliği yaşar.

Allah ve Resulünü sevmeyenler düşmanımızdır, onları dost edinirsek dünya ve ahiretimiz zindandır.

Kul Rahman ve Resulü candan sevmeli, candan sevmeyen cehennemde yanarak bilmem ne etmeli bilinmez!

Allah ve Resulünü ve insanları sevmeyen düşman olur, en sonunda da pişman olur gül gibi solar kalır.

Ölüm kovalarken, ondan kaçan kul neden unutursun, ölüm anında alacak dünya malını, neden boşa yığarsın? Harca gitsin ahiret için.

Ağlamak için nefis şeytan peşinde koşan ey kul, neden Allah ve Resul peşinde koşmazsın? Hayatını boşuna parçalanmanın peşinde koşarsın?

Doğarken taşıyan var, ölürken taşıyan var bari sende yaşarken güzelliğinle insanları taşı ve gülümse.

Mehmet Aluç

Yetiş Ya Resul Nefis Şeytana Kandık



Resul,Nebi,


Cümle âlem sana âşık
Sen cümle âleme sadık
Seni her an andık
Gül kokan Resulüm



Şimdilerde az biraz unuttuk
Kendimize kendimiz yeteriz sandık
Bir an yanıldık ateşlerde yandık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık

Zalim bize üç kuruş parası ile gülüyor sandık
Bir an inandık her şeyi unuttuk kör gözle baktık
Şimdi rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık

Seni sevemedik bir an candan
Sen üstündün cihandan
Şerefsizler bağladı elimiz kolumuz iki yandan
Şimdi rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık

Kuran İle Sünnetin yeterdi kanaat etmedik
Dünya malı için birbirimizin canına kast ettik
Mal mülk ile mutlu oluruz sandık yanıldık
Şimdi rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık

Değişilmez hiçbir şeye senin sözün
Göremedik doyası ile o nur yüzün
Bir gün görür mü günah kir ile kararmış bu yüzüm
Şimdi rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık

Seni sevmeyen bize düşmandır bildik unuttuk
Pişman olduk lakin yanlış yolda karanlıkta kaldık
Kuran ile sünnetin duvara astık uzanamadık battık
Şimdi rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık

Kul Mehmet der ki cümle melekler verse elime kalemi
Yazamaz nur güzelliğini bir demi
Yaktık yıktık viran eyledik âlemi
Şimdi rezil haldeyiz uçurumlara düştük kaldık
Yetiş Ya Resul nefis şeytana kandık
Mehmet Aluç©


Hayran Bakışlım


İçimi aydınlatansın alev alev yanan ışığınla huzur dolu bakışınla sözünle ey sevgili…

Karanlık anlara bir anda güneş gibi doğansın gülüşünle ey nur yüzlüm sevgilim, avuçlarında aşkı yudum yudum içirensin bal dudaklım.

Nefesin, bir rüzgâr gibi gönlümde huzur ile nefes oluyor, sakinlik mutluluk sunuyor üzüm gözlüm…

Ben senin gülüşüne esir düştüm çok mutluyum, ben bakışına hayran kaldım gelecekten umutluyum, ben sımsıcak sarışına hastayım seninle yarınlara koşuyorum hayran bakışlım…

Bazen sana hangi mısralar ile şiir yazacağımı unuturken üzüm gözlerinle bana bakıyorsun ya o an ilham koşarak beni sarıyor, seni yazıyorum sen kokan mısralarla ey güz güzelim…

Kelimeler heceler mısralar beni unutsa da ben seni unutamıyorum bal dudaklım…


Mehmet Aluç

Gül Kokan Resulsun



Gül kokan Resulsun
Güller gibi gülensin
Rahmet saçtın âleme Resulüm
Sabır ettin cümle eleme
Seni yazmak zor gelir her kaleme

Seninle kullar girdi imana
Birçoğu kavuştu ihsana
Kavuşturdun bizi Rahman’a
Sabır ettin cümle eleme
Seni yazmak zor gelir her kaleme

Sen gönüllerde iman ile açansın
Sen cümle gönüllere dermansın
Ahirette cümle müminlere şefaat’cısın
Sabır ettin cümle eleme
Seni yazmak zor gelir her kaleme

Gönüllerin dermanısın elisin
Sana kavuşmak isteyenlerin emelisin
Ötelerde bizlere her an gülümseyensin
Sabır ettin cümle eleme
Seni yazmak zor gelir her kaleme

Sana iman etti putlara tapan
Zalimdi insanları şeytanla kapan
Seninle değişti küsen zaman
Sabır ettin cümle eleme
Seni yazmak zor gelir her kaleme

Seninle köleler oldu gönüllere sultan
Seninle kullara gönderildi birçok ihsan
Kul bazen şaşar sana koşar o an insan
Sabır ettin cümle eleme
Seni yazmak zor gelir her kaleme

Torunlarındı sen kokan Hüseyin ile Hasan
Zalimler acımadı katletti şeytan ile o an
Küstü âlem insanlara birde o zaman
Sabır ettin cümle eleme
Seni yazmak zor gelir her kaleme
Mehmet Aluç



21 Mart 2015 Cumartesi

Hasret Ve Sensizlik




Simsiyah akşam sensiz benimle kalır
Siler sensizlik beni benden alır

Takat getirilir mi sensizliğe
Ben yanar ağlarım densizliğime

Bu yalnızlık beni benden alır götürür hüsran dolu âleme
Hay tüm eşek arıları soksun seni üzen kıran dilimi

Ben sana uzatamadım şefkat ile elimi
Önüne seremedim gönül denilen kilimi

Kırdı bu ayrılık benim bu belimi
Bilmem şimdi kim bilir sensiz halimi

Son anımı yaşıyorum atmıyor sensiz kalbim
Son günümü son sözümü yazdım duvar da bak oku sevgilim

Çok çok pişmanım biliyor bunu Rabbim
Koynumda saklıyorum sana ait gönlüm ile o resim

Şimdi kimi koyarım kalbime senin yerine
Şimdi hasretin demini yaşıyorum ikimizin yerine

Hak ettim gömdüm kendimi yerin dibine
Tüm acılar şimdi yüklendi belime
Mehmet Aluç





İsyankâr Sözlerin Altında Bitirdik Her Şeyi




Beni bıraktın gittin ya…
Küstü bana dünya ile ay
Sineme saplanan ayrılığın oku
Ezikliğinin paslı hançeri…
Paramparça etti yüreğimi
Böylesine acı dolu ayrılığı nasıl  yüreğimde k/aldıracağım
Sensiz sabahları nasıl uyanacağım
Sensiz güneşe nasıl merhaba diyeceğim
Sürgülü olan ayrılığın kapısını nasıl açacağım gülümsemelere
Kalabalık kırgınlığın asık suratı ile ben
Sensiz gülümsemene hasret
Suçlarım ile kendimi
Ayrılığın mahzenine kilitleyen ben
Suçlarım ile ben nasıl  y/aşarım…
Çıplak ayaklı
İfrit gözleri ile
Şeytan uçurtmasına takılı kaldı yarınlarım…
İşte ben yalnızım yine sensiz
Sen bensizsin yine yalnız
İçim üşüyor…
Gülümseyemiyorum
Ellerin
 Gül sinen gülüşlerin
Bakışların papatya gibi kokuyordu
Ben şimdi buna da hasret kaldım
Öpülmeye layık yüzlerinde belki şimdi
Gözyaşları damlıyor
Tutulması gereken ellerin…
Belki şimdi titriyordur
Bakılması gereken o tatlı bakışlarında
Şimdi korkunun tek başına yaşamanın korkusu vardır
Öpülmesi gereken o dudakların
Titrek titrek iç çekerek bükerek kemiriyorsundur
Dönüşü mümkün olsa yine beraber olsak desem
Biliyorum dönüş yolu y/ok…
Yaktık tüm gemileri…
Yıktık tüm köprüleri…
Bitirdik tüm sözleri delicesine
İsyankâr sözlerin altında bitirdik her şeyi
Şimdi sen dağınık
Ben dağınık yalnızlığı y/aşıyoruz
Mehmet Aluç



Viran Ettin Gittin



Bir ömür boyu ben sana inandım
Gül aşkına ömrümü sana verdim
Aşkınla gönlümü mamur et dedim
Sen bu gönlümü viran ettin gittin

Gönlüm ucuna kederi kondurdun
Zülfün teline ömrümü kondurdum
Gece  gündüzümü ahla doldurdun 
Sen bu gönlümü viran ettin gittin

Mecnun dilinde ben sana yalvardım
Gönlümde şiirleri sana yazdım
Yar diye ismin gönlüme kazıdım
Sen bu gönlümü viran ettin gittin

Kul Mehmet’im yârden medet bekleme
Yar yolunda sen ömre ah ekleme
Gönlüm yar gelir diye sen bekleme
Sen bu gönlümü viran ettin gittin
Mehmet Aluç





Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç