Bu Blogda Ara

1 Mart 2015 Pazar

Hissettim



Ecdadın hayatını okudum
Okudum şaşırdım kaldım
O imanı gönülde taşımalarının güzelliğine hayran kaldım
İman ile bir an ayrı kalmalarının hasretini hissettim

Şimdi var mıdır böyle imanlı şahlanmış yürek
Zalim karşısında ölümü göze alacak bir yiğit
Ben mazlumların ahını almak için doğmuşum diyen var mıdır?
İman ile bir an ayrı kalmalarının hasretini hissettim

Ben mazlum için zalimin suratına bağırırım diyen
Beni zincire bağlasanız ben zincirleri kırarım
Zalimi alaşağı ederim diyen o ecdadım gittiniz mahzun kaldık
İman ile bir an ayrı kalmalarının hasretini hissettim
Mehmet Aluç


Ela Gözüne Hayran Kaldığım



Ela gözlerin bana bakar
Bakar bakar yüreğim yakar
Benden başka seni kim sarar
Ela gözüne hayran kaldığım

Beraber yürüyelim aynı yoldan
Ne olur beni sevsen candan
Kiraz dudağın sanki baldan
Ela gözüne hayran kaldığım

Kul Mehmet’im aşkımdan olma gafil
Sensiz ben kaldım yollarda sefil
Gel sar koynuna ben olmadan rezil
Ela gözüne hayran kaldığım
Mehmet Aluç©


Hızlı Zayıflamanın Püf Noktaları

Hızlı Zayıflamanın Püf Noktaları

Nasıl hızlıca kilo veririz, hızlı kilo vermek zararlı mı, neden daha fazla zayıflayamazsınız gibi sorulan bilimsel cevapları burada!

Kilo verdiğimizde sadece vücuttaki yağlarımızı kaybetmiyoruz. Ayrıca, vücuttaki yağ birleşiminin ve kas dokularının da zayıflamasına neden oluyor. Araştırmalara göre, diyet yaptığımızda verdiğimiz kiloların ortalama yüzde 75'i yağ, yüzde 25'i kas.

Kilo kaybının verdiği yüzdelik oran su kaybına da neden oluyor. Unutmayalım ki, bir insanda ortalama bulunması geren su oranı yüzde 70'dir. Vücuttaki kas dokusunda yaklaşık olarak yüzde 75'inde su bulunur. Vücumuzun geri kalanı yüzde 20 protein ve yüzde 5 mineralden oluşur. Ayrıca, vücudumuzdaki yağda da yaklaşık olarak yüzde 50 oranında su bulunur.


Hızlı kilo vermenin etkileri


İnsan vücudu düzenli bir şekilde kilo vermez. Her insan farklı hızda kilo verir. Kilo vermek sağlığınızı, yaşam stilinizi, psikolojinizi etkileyebilir ve stres yaratabilir.

Hızlı kilo vermek bilimin tam anlamıyla kabul ettiği bişey değil!

Nasıl kilo veririm sorusuna cevap veremiyorsanız ve bunun için doğru yönlendiriliyorsanız bu sizin için iyi demektir.

Vücuttaki kilo verme oranı ne?

Hiçbir şey yapmadan da kilo vermemiz mümkün. Gün içerisinde bol bol su tüketerek zayıflamanız mümkün.

Vücuttaki yağ verme oranı ne?

Sağlıklı bir insanın haftada vereceği maksimum yağ oranı 1300-1800 gr'dır. Genellikle obez kişiler bu yağ oranını vermek için uğraşırlar. Kadınların haftada verdiği yağ miktarı ise yarım  kilo veya 750 gr'dır.

Neden daha fazla kilo veremiyorsunuz?

İnsan vücudu sağlıklı bir varlık olması için programlanmıştır. Eğer sıkı bir şekilde kilo verirseniz, kaloriniz düşer beyin activiteleriniz hızlanır ve metabolizmanız yavaş çalışır. Belirli bir noktadan sonra zayıflamanız daha çok yavaşlar. Bu yüzden hızlı zayıfladığınızda daha çabuk kilo alırsınız.


Hızlı kilo vermenin yan etkileri
Hızlı kilo vermek istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Bunlar;

Kilo verdiğinizde cildinizin durumu; aşırı kilo vermek yüzünüzün küçülmesine ve vücut formunuzun düşmesine neden olur.

Safra kesesi taşı; Hızlıca kilo vermek yavaşça kilo vermekten daha zararlı. Araştırmalara göre, hızlı zayflamak safrakesesi taşının oluşmasına neden olduğunu gösteriyor. Genellikle sessizce ilerlemesine neden oluyor.

Tekrar kilo almak için

Çok düşük kalorili diyetler yapın ve aşırı kilo almamak için uzmana başvurun. Ve kendinize yeni diyet alışkanlığı oluşturacak düzenli beslenmeyi de içeren formüller bulun. Mesela, doktor gözetiminde kilo alın yada diğer destekleyici kuruluşlardan yardım alın.

Kaynak:http://kadin.mynet.com/diyet/egzersizler/951-hizli-zayiflamanin-anahtari.html

Beyit'lerim...








Var mıdır güzel insanlarımızın dünyada eşi
Gönülleri sever biri değil üçü beşi

Gönüllerde doğan sevgi güneşi
Sararken hissedersin gönüldeki neşeyi gülümseyişi

Nefrete kine insanlarımızın gönülleri kapalı
Merhamet ile yapılmış gönül yapısı yüksek ahlaklı

Dilde çıkar sözler rengârenk
Gönüllerimiz sevilmeye denk

İnsanımızı gönlünde merhamet yağar sağanak sağanak
Merhametle iyilik sunar el imana yürür ayak

Gönüllerimizde açar sevgi ile güller
Mutlulukla sürsün tüm ömürler

Yolda toplanır ayağa takılan taşlar
Vefasızlıkla hiçbir zaman eğilmez bu başlar

Gönül sarayını kurar mümin Tevhitle
Dilinde Resul zikir söylenir gülümsemeyle


İnsanları sevmeyen kendi mezarını kendisi kazsın
Ey güzel insanım gönlündeki imanla kainata sığmazsın

Müslüman girmez insan kanına
Merhameti ile gel mümin kardeşim yanıma

Ey kardeşim gülüşün gülsün cümle insan canına
Kuran Resul imanı al gönlüne yaklaş benim yanıma

Müslüman derman olur her yaraya
Sahip çıkar vatana hatırana

Ey Müslüman Resul sana hayran
Bakışlarında gönlünde olmaz hüsran

Müslüman ister ki gönüllerde her gün olsun bayram
Ey Müslüman Resul sana hayran

Müslüman bilir iman ile döner dünya ve devran
Gönüllerde olmalı her daim kuran ile iman

Mehmet Aluç

Dillerde Dua Niyaz Tükenmesin




Gece karanlığı gibi karanlık gönüller
Ne oldu son sefere mi çıktı gülümseyenler
Etrafımızı sarmış gözü yaşlı keder
Dillerde dua niyaz tükenmiş gönüller buzdan dağ

Yok, mudur gönüllere ulaşacak bir imkân
Neden gönül yolları nefretten vermez aman
Sevgi ile gülümseyerek geçse bu zaman
Dillerde dua niyaz tükenmiş gönüller buzdan dağ

Gönül evinin ışıklarını kimler söndürdü
Gülümseyerek gelenlerin izini kimler süpürdü
Bir anda etrafımızı neden matem bürüdü
Dillerde dua niyaz tükenmiş gönüller buzdan dağ

Kul Mehmet’im gülümsemektir gönlün dermanı
Gülümseyerek verelim insanlara mutluluk fermanı
Anlayışla silelim hataları şimdi mutluluğun yaşama zamanı
Dillerde dua niyaz tükenmesin gönüller buzdan dağ olmasın
Mehmet Aluç


Ne Zaman Gelir Bu Gönülleri Gülümseten Bahar ayı.



Bu koca kalabalık şehrin yalnızlığında bir dost bulup yanına varmak, tekdüze yaşamak ile sıkıntının alaborasında boğulmakta olan yaşama nefes aldırtacak bir dosta gitmek, bulmak yanında sohbet ile muhabbetin zevkine varmak ne güzel olurdu. Lakin gidecek, halini derdini, gönlünü muhabbet ile açacak dost bulmak artık hayal bu zamanda!
Bu zamanda insanlar birbirlerinin varlığını görünce kaçtığı, bakışlarında bin bir endişe uçurumu,  güvensizlik derinlikleri gibi kör karanlık hisler arayarak bakamadığı, sabırla karşımızda duracak birisinin var olamayacağı endişesi ile yalnızlıkların, endişelerin anaforunda kaybolmayı yaşıyoruz.
Birbirimizle yan yana iken hep bir eksiklik duyduğumuz güven ve sadakat değerlerinden mahrum kalan bizler bilmem ne zaman omuz omuza birbirimize güvenerek sımsıcak sarılmalar ile gönülden bir birimize sarılacağız bilemiyorum!
İncitmek şöyle dursun incitici havayı bile hayatımıza sokmayacağımız o mutlu anları yaşamak bilmem kime nasip olur? Bir zamanlar çocukluğumda 1965 ve 1975 yıllarında yaşanan o samimi dostluklar, komşuluklar, güven neşe mutluluk birlik ve beraberlik günlerini yaşatanlar gitti ve bir daha da gelmeyecek oldukları için yaşamak bir daha zor mümkün olacak gibi.
Her okunan ezan sesi ile gönüller titrer, Allah rızasına erişmek isteyenler birbirlerine yardıma koşar, hata kusur görünce kapatır, hep gülümserlerdi… Gönülde nefret, kin benlik davası diye bir şeyler hiç ama hiç yoktu…

Şimdilerde bu nur odasını karanlık bir odaya içini dünya sevgisi, mal sevgisi, para sevgisi, yatırım sevgisi, günahkârlıkla kapkara olmuş vicdanın kör elini… İle ağzına kadar doldurduk ki nefes alacak ve içine birbirimizi sevecek gerçek sevgi namına sığacak bir zerrecik yer kalmadı! Bir birimiz yaklaşmak şöyle dursun fersah fersah kaçıyoruz birbirimizden.
Ağaçlara çiçekleri sulamak yerine, dikenleri suluyoruz galiba, bunun başka bir açıklaması olur mu bilmem!
Ellerimiz bir birine dua etmekten uzak, hatta semaya doğru kaldırmaktan binlerce kilometre uzakta elimiz ve gönlümüz.
Ne zaman gelir bu gönülleri gülümseten baharı bilinmez, bekleyelim derim, lakin ömür sona koşuyor… Selam ve dua ile

Ey dinmeyen acılarla kaplanmış feryat eden gönül dilimiz
Ey feryat eden birbirimize uzanmayan kapkara elimiz
Ey birbirimize doğru yürümeyen esaret kokan ayaklarımız
Yeter artık dönün yönünüzü dosta doğru bitsin bu hasret yeter artık
Mehmet Aluç

Yalnızlığın Son Çırpınışı-3.Bölüm.




-Allahu Ekber, Eşhedu enlâ ilâhe illallah ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve resuluhu, Sana binlerce kere şükürler olsun Rabbim, üzgün kuluna merhamet ettin Ve ötelerde bu aciz kulun yardımına melek gönderdin, ben sana nasıl şükür ederim Rabbim. Bu ne güzel bir hikmettir lütuftur Rabbim sana binlerce kez şükürler olsun.

Melek gülümseyerek kendisine sarılan fundayı, kanatları ile sardı ve onu alarak gökyüzünde gezintiye çıkardı. Funda hiç sesini çıkarmadan teslimiyetin belirgin ifadesi yüzünde belirli olurken gökyüzünde uçmaya başladılar. İyilik meleği.

-Şimdi iki gündür merak ettiğin eşinin bulunduğu yere gidiyoruz, birazdan tüm üzüntülerin sona erecek ey Allah’ın güzel kulu.

İlk defa gökyüzünde yeryüzünü görüyordu, gülümseyen hiç korkmayan funda, yüreğindeki bu seçkin anın güzelliği ve mutluluğu ile gülümsüyordu.
Oysa günde beş defa namaz ile gökyüzünde geziniyordu, ama böylesine bedenen değildi. Allah’ın nurani ateşlerine maruz kalmaktan kurtaran O’nun isimleriyle secde ile bütünleşip kendisinden sıyrılarak rahmanla olduğu secde anında kendi kusurları yok olur ve öz benliği olan İlahî özünü keşfederken ruhen duyduğu sevinci şimdi bedenen yaşıyordu.

Gökyüzünde melek ile uçan Funda az sonra yeryüzüne indiler. Az ilerde devrilmiş bir tır ve tırdan yükselen dumanlar vardı. Fundanın yüreği cız etti. Meleğe dönerek, korku içinde.

-Bu eşimin kullandığı tır mı, yoksa ona bir şey mi oldu.

Derken ayaklarının bağı çözüldü. Bir müddet sonra melek kucakladı, az ilerde kazadan dolayı vefat eden eşinin yanına götürdü. Gözlerinden akan yaşlar ile yerde kanlar içinde ölen eşinin bedenine sarıldı. Ağladı ağladı…
Bir müddet sonra meleğe döndü, yalvarırcasına.

-Hani hani onu tekrar diriltemez misiniz? Zamanı geri almanız mümkün değil mi? Yalvarıyorum, yardım edin bana.

-Ey fani kul zamanı geriye almak Rahmanın elindedir, ne biz melekler nede siz faniler ne bir saniye ileriye ve geriye alamayız.

-Ben şimdi eşim olmadan nasıl yaşarım, lütfen bana yardım edin!

-Ey fani kul benim görevim Rahmanın izni ile seni buraya getirmek ve tekrar götürmek...
-Neden daha önce gelmedin?

-Ben bilmem Rahman bilir…
- Sadakallahül azim, inne lillehi ve inne ileyhi raciun.

-Kalk doğrul ey fani kul Rahman bir çare yazmıştır sana, üzülme.

Yerde cansız yatan eşinin başında kalktı. Onlar gökyüzüne doğru yükselirken, kaza yârine ambulans varmak üzere idi.İyilik meleği görevini bitirerek başka bir meleğin kucağına verdi. Birden yüreğindeki tüm sıkıntılar üzüntüler yok olmuştu. Kelebek kadar kendini hafif hissediyordu. Birden sanki başka bir âleme geçmişti, az ilerde eşi ona gülümseyerek bakıyordu. Sanki biraz önce vefat eden kocası değildi, capcanlı kendisine gülümsüyordu. Gülümsedi yüreğindeki coşkun sevinç koskoca âleme sığmamıştı, etrafında kendisine gülümseyen melekler vardı. Şaşırdı…

-Neler oluyor, biz neredeyiz?

Arkasını döndüğünde kendisini getiren melek değişmişti. Başka bir melekti, kendisine bambaşka bir gülüş ile gülümsüyordu.

-Ey Allah’ın kulu hoş geldin cennete, sonsuz kalacağın âleme hoş geldin.
Karşıda kendisine koşarak gelen eşine doğru koştu, sarıldılar…

Cennet; nimet ve ihsan deryası, lezzet ve huzur ülkesi... Cennet; rıza beldesi… Ucu bucağına nazarımızın erişemediği, büyüklüğünü hayalimizin kavrayamadığı bu kâinat… Huzur ve saadet yurdu… Cennet, bu dünyada yapılan iyiliklerin ahirette Allah tarafından verilen karşılığı...

Son

Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Nasıl yasacaksam seninle




 Seninle yaşadığımıza sen nasıl dersin hayat
Hayat değil sanki yediğim ekmek gibi bayat
Seninle mutlu hayatı yaşar mıyım heyhat
Nasıl yasacaksam seninle bilmiyorum arıyorum

Dünyada bulunmaz deme sakın eşim
Seninle her anım yüksek gerilim
Her an sözlerinle kesersin beni dilim dilim
Nasıl yasacaksam seninle bilmiyorum arıyorum

Delicedir sözlerin yüreğimi yırtar
Hain bakışların acıyı yaşamama yeterde artar
Bil ki aşk gönlüne güzellik katar
Nasıl yasacaksam seninle bilmiyorum arıyorum

Her gün yaşıyorum seninle mahşeri
Acep var mıdır senden daha beteri
Seninle mutlu olamadım tanıştığımdan günden beri
Nasıl yasacaksam seninle bilmiyorum arıyorum

Kul Mehmet’im gönül evim seninle oldu harap
Gece gündüz mutluluk diye gördüğüm serap
Yeter artık ayrılalım çektiğim ıstırap
Sensiz hayatı mutluluğu yaşamak istiyorum
Mehmet Aluç


Yaşar Kemali İnce Mehmet Eseri İle Tanıdım






Gidişinle heceler mahzun üzgün kaldı
Yaşar Kemali ince Mehmet eseri ile tanıdım
Hayran kaldım okudum deryalara daldım
Okudum eserlerini
Gönlüm temizlendi kendimi doğrular içinde buldum

Askere gittim ince Mehmet iki eserin çıkmıştı
Gizlice aldım karşıma gülüşün çıktı
Dayak yedim komutanımdan eserin okuduğum için
O yırttı ben aldım o döğdü ben aldım okudum
Okudum eserlerini
Gönlüm temizlendi kendimi doğrular içinde buldum

Edebiyat seninle yol aldı bulunmaz eserlerinin eşi
Edebiyat seninle gülümserdi heceler mısralar öksüz kaldı
Ey usta nedir bu acele gidişin
Okudum eserlerini
Gönlüm temizlendi kendimi doğrular içinde buldum

Hayâsızca ufku kapalı olanları yerden yere çaldın
Güzel fikirlerini bıraktın bize sen ötelere gittin
Sanma ki sen gittin unutuldun
Makber ’in seni sevenlerin duası ile doldu sana yer kalmadı
Okuduk eserlerini
Gönlümüz temizlendi kendimizi doğrular içinde bulduk

Kul Mehmet’im aramızda ayrıldın üzgünüz
Ülkem üzgün gönlün oldu öykümüz
Boğazımızda kelimeler dolandı kaldı düğüm düğüm
Okuduk eserlerini
Gönlümüz temizlendi kendimizi doğrular içinde bulduk

Mehmet Aluç

28 Şubat 2015 Cumartesi

Usta yazar Yaşar Kemal hayatını kaybetti...

Usta yazar Yaşar Kemal hayatını kaybetti...

Usta yazar Yaşar Kemal hayatını kaybetti...

Usta yazar Yaşar Kemal hayatını kaybetti...


Bir süredir yoğun bakımda tedavi gören usta yazar Yaşar Kemal hayatını kaybetti.
Bir süredir yoğun bakımda tedavi gören usta yazar Yaşar Kemal yaşamını yitirdi. Yaşar Kemal, akciğer enfeksiyonu ve kalp ritim bozukluğu sebebiyle 14 Ocak'ta İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesine getirilmişti.


Kaynak:http://www.sabah.com.tr/kultur_sanat...emal-hayatini-kaybetti

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Namazda En Çok Yapılan 22 Yanlış





Namazda En Çok Yapılan 22 Yanlış.......

İzleyelim Az Gülümseyelim Türkümüz ile...


YAŞAR GÜRLEK SHOW ANAMIN ACER GELİN HAFTANIN KLİBİ GÜLAHMET YİĞİT


MUTLAKA BAŞTAN SONA KADAR İZLEYİN AZ GÜLÜMSEYELİM...

Bu Düşmana Karşı çıkılan Son Sefer



Ey Çanakkale’m ufkunda eser düşmandan rüzgâr
Görenler der ki sanki yağıyor denizden keder
Göğsünde iman ile yola çıkmış karşı geliyor nefer
Bu düşmana karşı çıkılan son sefer şehadete koşuyor işte nefer

Bombalardan Çanakkale de toz duman düşman vermiyor aman
Nefer elinde süngü göğsünde iman vatan bölünmez şimdi değil diyor zaman
Düşman vicdansız anlamaz yok dini imanı vurdukça vurur ortalık duman duman
Bu düşmana karşı çıkılan son sefer şehadete koşuyor işte nefer

Çanakkale bembeyaz bürünmüş serilmiş toprağa hazır kefen
Şehadete koşuyor ecdadım on sekiz yaşında evlat Allahu Ekber derken
Vatan toprağı çiğnenmez vatan namusumdur diye ölüme koşuyor ötelerde yârine gülümserken
Bu düşmana karşı verilen son sefer şehadete koşuyor işte nefer

Düşman sandı sönecek göğsümüzdeki o nurdan iman
Ah bilemedi ecdadım neferim imanı ile vermez sana aman
Vatanı için şahadeti beklerdi sofrasında işte dedi şimdi bu o zaman
Bu düşmana karşı çıkılan son sefer şehadete koşuyor işte nefer

Ah düşman dedi Türk artık bulamaz artık dermanı
Rahman gönlüne verdi imanı şahadeti Resul yetiştirdi güçlü kuvvetli dermanı fermanı
Vatan için ölmek cennete gitmektir şehit olanlar ölmez namusu korumak farzdır al göğsüne dedi imanı
Bu düşmana karşı çıkılan son sefer şehadete koşuyor işte nefer

Düşmanın yüzünde anlamsız derin korku anlaşılmaz bir ifade
Nasıl olur nasıl yeniliriz onlara yüz piyade bizde binlerce piyade
Bilmez iman milyarlarca piyadeye denk gönül onunla ziyade
Bu düşmana karşı çıkılan son sefer şehadete koşuyor işte nefer

Mehmet Aluç

Bizlerde Emanetinize Hep Sahip Çıkacağız(Beyit)

















Al eline sık toprağı şehit kanı ile sulanmış yoktur eşi
Bu vatan için şehit oldular tek tek ölmediler toptan gitti dördü beşi

Düşman mermileri düşerken toprağa bir bir nurla döşenmiş karaya
Vatan için bayrak için ölenler çıktı şehadet için bir bir ortaya

Medeniyet sunalım dedi medeniyetten anlamayan Avrupalı
Görmediler kendilerini zaten onların ufukları dünden kapalı

Çanakkale de toz duman sanki bir anda yaşanıyor mahşer
Ölüm şerbetini mutlulukla yaşıyor ecdadım cümlesi imanla pişer

Vatanı parçalamak ister düşman eylemek ister âlemi istila
Aman Allah’ım ne vicdan kalmış ne merhamet bin atla geliyor bela

Hayâsızca gelenlerin yüzüne bakın şer akıyor hayâsızca
Medeniyet diye ölüm sunan yürüyor üstümüze haksızca

İman ile doldurmuş çukuru bekler başında nefer
Gülümseyerek şehadete gidiyor nefer arkasındakilerde koşar sefer sefer      

Siperler kazıldı uzun uzun derin mi derin hazır şahadet deryası
İçinde Allah Allah nidaları doldu neferin imanı şahlanıyor açıkçası

Dua ile semaya kalkar Ya Rahman namerde ezdirtme vatanı titrerken eller
Sana gül kokan Resule mutlulukla varsın sana doğru koşan bu iman dolu güller

Serhatte bekliyor iman göğsünde nefer hangi düşman nasıl ezer geçer
Vatan canı anası evladı eşi neferin ölmez şehittir Rahman yanında bakar gülümser

Düşman yaşamayı çok görür ecdadıma bir karış kefeni eline almış lakin kendine biçer
Düşman imanı bilmez dağları yıkar geçer lakin düşman kendi mezarını bir bir eşer

İman ile yerinde oynadı dağlar taşlar düşman vicdansız ecdadın yüreğini haşlar
Ecdadım korkar mı senden ey imansız iman ile yola çıkmış nefer dik geliyor başlar

Al kana boyandı vatanım doğdu bayrağım şehit kanıyla mukaddes nur nur dalgalanır
Bu zaferi ecdadıma imanla güç kuvvetler veren Resul ile yardım gönderen yüce Rahmandır

İşte budur ecdadın gönlü imanı vatan toprağını çiğnetmedi bizlerde çiğnetmeyeceğiz
Onlar Şehit düştü toprağa Rahman yanında bize gülümserken bizlerde emanetinize hep sahip çıkacağız


Mehmet Aluç

Zamanı gelince...




Baharı bekleyen çiçek kendini hazırla
Çiçeği bekleyen bahar bekle iftiharla
Bekleyin az biraz daha sabırla
Kavuşturacak sizi yaradan gururla
Cümle âlemi merhametle yaradan gururla

Erken açmaya çalışma ey çiçek
Daha bahara çok var budur gerçek
Kış ayında yanmasın taze yapraklar
Zamanı gelince açtıracak yaprağını
Cümle âlemi merhametle yaradan gururla

Rahmanın dilediği an var sabırla bekle
Güzel çiçek açmak için gününe gün ekle
Yaratılışın evresi var dur sen acele etme
Zamanı gelince açtıracak yaprağını
Cümle âlemi merhametle yaradan gururla

Gariplik çökmesin içine ey çiçek
Yaz ayında sensin gönüllere gerçek
Kâinat kokunla renginle cıvıl cıvıl gülecek
Zamanı gelince açtıracak yaprağını
Cümle âlemi merhametle yaradan gururla

Mehmet Aluç

Sevdan İle



Ben üşürken zemheri soğuğunda kalmış gibi
Gel ey güzelim sevdan ile ılık ılık ısıt beni
Ben dokunuşa hasret kalmış yaşıyor iken, öksüz gibi
Gel ey güzelim sevdanın o tatlı dokunuşu ile tenime dokun benim

Kalbim sevgisiz uçurumlar da feryat ederken
Gel o hisseden sevdan ile duy beni
Sevdanın gülümseyen eli ile çıkar uçurumlardan beni
Gel ey güzelim sevdanın o tatlı dokunuşu ile tenime dokun benim

Ömrümde gönül ağacım sararmış hazan rüzgârları eserken
Sevdanın yaz mevsimi ile gönlüme doğ
Sevdan ile güzelim bahar çiçeklerini gönlümde açtır
Gel ey güzelim sevdanın o tatlı dokunuşu ile tenime dokun benim

Ahlarım beni geceleri uykusuz bırakırken
Sevdanla sabah güneşi gibi doğ gönlüme ben çıldırırken
Gamzendeki sevda ile gülüş ile öp beni karanlıklarda kaybolmadan
Gel ey güzelim sevdanın o tatlı dokunuşu ile tenime dokun benim

Dönüşü olmayan yollarda ben kaybolurken
Dermansız olmayan sevdama umut şefkat arar iken
Umut dolu şefkatli bakışınla bana umut ol ben yok olup gitmeden
Gel ey güzelim sevdanın o tatlı dokunuşu ile tenime dokun benim

Kul Mehmet’im gönlüm gözyaşları ile ağlar iken
Gel ey güzelim çıkar yüreğime batan sevgisiz dikenini lütfen
Ben kayarken sıratta iman ile sevdan ile elimden tut düşerken
Gel ey güzelim sevdanın o tatlı dokunuşu ile tenime dokun benim
Mehmet Aluç


Ecel dokunmadan vedasız gitme




Ecel dokunmadan bu tatlı cana
Dili hançeri düzelt yazıktır akan kana
Ağlar gönül bak yana yana
Ecel dokunmadan vedasız gitme sonsuz hana

Gönül bağına vefasızlık dikeni ekme
Cefa gelince başa terk edip gitme
Sineleri kor alev ile yakıp gülme
Ecel dokunmadan vedasız gitme sonsuz hana

Karabasan gördüğünü düş diye yorma
Üç günlük dünyada halim ne olur diye sorma
İmanı taşı gönülde nefis şeytan ile beraber olma
Ecel dokunmadan vedasız gitme sonsuz hana

Dünya bu gelen gider neden gidildiğini bil
Günahı nefreti tövbe ile haydi durma sil
Nefret kin ile kardeşini öldürmedi mi kabil
Ecel dokunmadan vedasız gitme sonsuz hana

 İman Dua aşk gönlün dalgalanan bayrağıdır
Kış ayından sonra gelen elbet bahardır
İman ile gönlünde insanlara gülümsemedin çoktandır
Ecel dokunmadan vedasız gitme sonsuz hana

Gözlerde yaşlar akar şıldır şıldır
Gönül bu yanmasın değil ki o tandır
Ecel gelince iyilikten başka geride ne kalandır
Ecel dokunmadan vedasız gitme sonsuz hana

An Rahmanın o güzel cana can veren ismini
Nefis şeytan ile yok etme nurdan nur cismini
Ahiret gününde Rahman versin sağ eline defterini
Ecel dokunmadan vedasız gitme sonsuz hana

Güneş gibi bekle karanlıktan sonra doğmayı
Ramazandan sonra mümine hediyedir bayram ayı
Kazancında eksik etme muhtacın hakkı olan payı
Ecel dokunmadan vedasız gitme sonsuz hana

Kul Mehmet’im çiçek gibi bekle baharı
Erken açarsan soğuk yakar yaprakları
Rahmanın dilediği güne kadar dağıt mutlulukları
Ecel dokunmadan vedasız gitme sonsuz hana
Mehmet Aluç







Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç