Bu Blogda Ara

11 Şubat 2015 Çarşamba

Nurlar Dolsun Cümlemizin Gülümsemesine



Rahman kudretini bil her haline şükür eyle
Her daim dilinde olsun Rahman zikir eyle
Kainatı seyir eyle güzelliği gör fikir eyle
Sev insanları sakin sen gönlü hakir eyleme
Kapatma sakın sen gönül kapısını karanlık eyleme

Rahmandır gönlü aşk yoluna salan
Ömründe sakın söyleme sen yalan
Aç gözlülükle etme sen talan
İmandan güzellikten başka geriye nedir kalan
Ecel gelince alınır her şey elde bil imandan başkası yalan

Gönül aşktan geriye kalırsa değil mi eyleyen nalan
Ömür her an takip eder eceli değil mi peşinde koşan
İman ile Rahmanın huzurunda secde de kuldur coşan
İmansız gönül nefis şeytan peşinde hali inan perişan
Ecel gönüle gelince neşeyle ömre değil midir beden ağırlaşan

Kul Mehmet iman ile nefsi şeytanı getir dize
Şen gönül ile her zaman sen gel bize
Bende gönül güzelliğimle her zaman geleyim size
Neşe muhabbet dolsun hem sizin hem bizim evimize
İman ile nurlar dolsun cümlemizin gülümsemesine

Mehmet Aluç

Mübarek Bir Yatak Değil Midir Aşk?




Mübarek Bir Yatak Değil Midir Aşk?


Sen dur ey güzel bana gülümseyen
Gitme dur bekle
Sana bir çift sözüm var
Uzaklardan geldim şevkle
Sen söyle kimsin yar
Nefesi ile baharları getiren güzel
Bakışların ok gibi sineleri deler
Seni gören aşk ile güler
Sen beni aldın götürdün aşkın kapısına
Ey şahin bakışlı bakma
Bakışlarınla yüreğimi kor alev yakma
Yüzünden nurlar akar dur kaçma
Yaklaş bana acıları ömrüme saçma
Bakışların sinemi yakarak aşk aşk diye yankılanır
Güllerin mevsiminden mi koştun geldin
Gül kokarsın buram buram
Yaklaşır güzel kız şöyle der
Uzaklardan gelen ey gönlümün misafiri
Hoş geldin
Ben beni sevene yar olurum
Sevdiğim için ar olurum
Yüreğinde açan güler gibi gül olurum
Benimle gelenin yoluna yol olurum
Mübarek bir yatak değil midir aşk
Aşkın kapısını birlikte açtık
Ben aşkın oku ile bakmazsam
Aşkın kor alevi yanmaz gönlümüzde
Bakışlarımızda aşk uyandı gönlümüze kondu
Uzat bana elini yürüyelim aşkın vadisinde el ele
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Haber 7 Haberler




Gittiğin Günden Beri-Hece-




Ben mi yorgunum aşk mı bilmem ama
Gittiğin günden beri hasretleyim
Sen resmini kalbime yaptım yama
O gün bugün ben hala seninleyim

Sen açtın gönlümde dertsiz yarayı
Seninle kurdum ben gönül sarayı
Giderken gönlüme çaldın karayı
Gittiğin günden beri dertlerleyim

Gönül bu sensiz hiç yaşamıyorum
Kırıldı dizim adım atmıyorum
Senden kalan resmine bakıyorum
Gittiğin günden beri hasretleyim

Hatıran içinde çıkamıyorum
Sensiz önüm bile bulamıyorum
Gözyaşın mı bıraktın bilmiyorum
Gittiğin günden beri ağlıyorum

Kul Mehmet sensiz çeker bunca çile
Sensiz çektiğim ahlar gelse dile
Sende ağlarsın benden fazla bile
Gittiğinden beri yaşamıyorum

Mehmet Aluç

Hangi Rüzgâr Gelip Bağrımızda Esecek




Hangi rüzgâr gelip bağrımızda esecek huşu ile
Hangi melekler yüzlerimize huşu nazarı ile bakacak
Tene yapışıp kalan günah ne zaman yıkanacak
Kalbin merhameti ile imanın hissi ile akan gözyaşı ne zaman yıkanacak

Ayağımı vursam yere kalplerde gözyaşı akar mı damla, damla
Bilin ölüm nerede ise ocaklarda mezarlarda od
Varsa ise kalbinde merhamet, tövbe iman ile
 Kalpte ki merhametle akan iki damla

Yaş damlası var ile elinde söndür, mezarda
Yanan ateşi, cehennem ateşini
Hani nerde adalet
Dilde

Hani nerde namazımız
Karanlık dehlizlerde, bayramlarda
Hani nerde orucumuz,
Söylemde

Hani nerde Kuranımız,
Kılıfında duvarda, mezarda okunan
Hani nerde imanımız
Kör kalplerde

Hani nerde gönlümüzde yok o Resul
Lal olan dillerde
Hani nerde zekât
Kilitli kasalarda alev, alev bekleyen sahibini

Bunlar kalpte olsa idi
Adalet olurdu, iman olurdu
Merhamet olurdu
Yoksulluk olmazdı

Birileri sekiz milyar alırken
Vatandaş dokuz yüz almazdı
Çıkaralım Müslümanlık maskesini
Elimizden, suratımızdan, kalbimizden
Bekliyor bizi cehennem ateşi
Varsa kalpte merhametle akan iki damla yaş
O söndürür o cehennem ateşini, imanlı akan ise


Mehmet Aluç

Ömrü imanla doldur




Ey nefsim kendini sen dünyada bir şey sanma
Ecel gelince çaren yoktur bilirsin yanma
Can bedenin varır da senin elbet Rahmana
Ömrü imanla doldur öyle var sen Rahman’a

Ey nefsim ibret almak için bak cihana
Padişahlar göç etti iman kaldı yanına
İhlasla git yarına nurlar dolar canına
Ömrü imanla doldur öyle var sen Rahman’a

Kul Mehmet’im bil nefsin görüntüsü hep pastır
Nefsine sen uyarsan sonun bil acı yastır
İmanla gönül yaşar gerçeği hali hastır
Ömrü imanla doldur öyle var sen Rahman’a

Mehmet Aluç

Doğru Kul Olmayanın



Duy ey insanlık arşa varır feryat
Mazlum ahı alır zalim neredesin insan heyhat
Duymazsın feryadı o zaman sen feryat içinde yat
İnsanlık kulak tıkamak mıdır bir düşün öyle var git yat

Bak Kuran ve Resul verir her daim nasihat
Ey insanlık sen bunları görmez duymazsın heyhat
Yazıklar olsun sıra sana gelince ne yapacaksın bulamazsın şefkat
İnsanlık kulak tıkamak mıdır bir düşün öyle var git yat

Kul Mehmet’im doğru kul olmakla insan bıkmaz
Var ise bir yerde feryat yan gelip hiç yatmaz
Doğru kul olmayanın yolu doğru yola çıkmaz
Kuran ve Resul ile olan hiçbir zaman gönül yıkmaz
İnsanlık kulak tıkamak mıdır bir düşün öyle var git yat
Mehmet Aluç


Gül Kokulu Resul Sen Olmasaydın




Gül Kokulu Resulüm sensizlik gönlümüzde yara
Nefis şeytana uyunca yüzümüz olur kapkara
Hemen sarılırız Kuran ile sünnetine kapanır yara
Gül Kokulu Resul sen olmasaydın yaratılmazdı âlem ile âdem

Gül Kokulu Resulüm sana uyan doğru yolu bulur
Sana uymayan yolun şaşırır zalim ile şeytan ile olur
Nefis şeytan ile olan halin perişan olur kendin bilmez olur
Gül Kokulu Resul sen olmasaydın yaratılmazdı âlem ile âdem

Gül Resulüm Kuran ve sana tabi olan gönül yıkmaz
Müslümanım diyen masum insana zulüm etmez kan akıtmaz
Göz göre göre nefis ile şeytan ile zalim ile yan yana olmaz
Gül Kokulu Resul sen olmasaydın yaratılmazdı âlem ile âdem

Kuran ve sen Rahmanın Lütfü keremi ile can iklimimize hayatsın
Gülüşün Kurandan gönülleri sarışın Hak Kurandan gönüllere cansın
Kul Mehmet bu dünyada kavuşmadı sana Rahman nasip eder İnşallah o dem
Gül Kokulu Resul sen olmasaydın yaratılmazdı âlem ile âdem

Mehmet Aluç

Bir Ayet







Lapa Lapa Kar Yağarken




Lapa lapa kar yağarken yürümeyi çok severim. Kâinat bembeyaz nura döner, ölümü ve hayatı hatırlatır bana. Daha dün yemyeşil olan dünya bir anda kurudu bembeyaz kefen ile öldü ve yazın tekrar dirilecek… Yeniden yeşermek dirilmek için ölmek gerektiğini hatırlatır bana. Ölüm değil mi beyaz kefen giyerek yeniden dirilmek için tane tane birer birer toprağa yağarak, gömülerek ahirete göçmek değil midir?

Çocukların kardan oyun oynama sevinci ise ayrı bir mutluluk benim için. Hele mikropları yok eden bu kar Rahmanın hikmeti biz kullarına sonsuz nimeti bilirim.

Toprak yeniden meyve vermek için kar ile ölecek, yazın meyve vermek için dirilecek, akıl gönül gözü ile budur hakikat… Bugün sen yaşayan kul yarın beyaza bürüneceksin öleceksin der Rahman tüm kullarına, anlayana, anlamayana ne söylesen kar etmez.

Çiftçi için bir umuttur kar, kuraklıktan dolayı çiftçinin büyük bir tedirginliğine çaredir Rahmanın gönderdiği kar.

Yüreklerin ayağına, iman etmenin bilmenin yağına yağan kar ölüm gerçeğini hatırlatır kula.
Anlatır kar bir bir anla beni der ey kul…

Nedir gamın kederin tertemiz olacaksın, nimetlere erişeceksin beni gönderen Rahmanın keremi Lütfü… İle der yağan kar her kula.

Toprak beni içine çeker kana kana derman için, ölümde seni çekecek toprağa hatırla ey kul der gibi yağan lapa lapa kar, Rahmanın izni ile.


Mehmet Aluç

Fikir sancısı çeken kalmamış






İnsanlarda fikir sancısı yok olmuş

Fikir sancısı çeken kalmamış


Fikirlerde ateş dillerde ateş ağlatış


Hayaller sönük bu ne biçim alçalış


Hiç olmadığı kadar biz değiliz nedir bu kör anlayış


Ateşlerin dumanında fikirlerle kör yakış

Fikir sancısı çeken kalmamış kör bakış

Kimsenin öleceğinden haberi yok 

Gönülde iman yok nakış nakış


Nedir böylesin fikirsiz haykırış


Engine sığmayan fikrimizle dünyanın dilinde


Tarihteki duruşundan bahsetmek isterdim


Malum herkesin biliyor


Az duralımda fikir sancısı çekelim zaman boşa geçiyor


Mehmet Aluç

Sağlıklı yaşam için gerekli olanlar...



Propolis
Nar Yoğurt Sirke Yüzde 70-75 damar tıkanıklığı olan hastalarıma propolis kullandırıyorum. Kalınbağırsak florasını düzenliyor, mide kanserine neden olan Helicobacter Pylori’yi yüzde yüz öldürüyor. Reflüyü de geçiriyor. Balı 10 yıl rafa koyun küflenmez, çünkü içinde propolis var.

Nar
Nar en iyi antioksidandır. Kan sulandırıcı özelliği var, o yüzden kalp sağlığında önemli rol oynuyor. Taneleyip suyunu öyle çıkarıyoruz. Kollu eski manuel makineler çok daha sağlıklı. Ürettiğimiz ballar ve nar suları 250 kimyasal kontrolden geçti. Anlayacağın sonunda “Narolog” oldum...

Yoğurt
Evde yapılmış yoğurt kanserin düşmanıdır. Yoğurt kolonda olması gereken bakterileri içerir. Probiyotik denen şey yani... Evde yapamazsanız üzerinde probiyotik yazan yoğurtları alın.

Sirke
Sirke çok tüketilmelidir. Bulaşık makinesine parlatıcı yerine sirke koyun. Mide kanserinin önemli sebeplerinden biri de bulaşık makinesi parlatıcılarıdır. Tamamen kanserojendir ve direkt mideyle temas eder.

Kaynak:http://www.hthayat.com/saglik/beslenme/haber/1027697-uzun-yasamanin-4-sirri

10 Şubat 2015 Salı

Rahmanın Hikmeti Yağar Kar





Karlar yağıyor lapa lapa
Kâinat oldu bembeyaz
Nur üstüne nur yağdı ak ak
Kul sensin kâinatın neşesi bil kıymetin
Rahman yağdırır başına nur nur rahmet karları
Rahmanın hikmeti yağar kar lapa lapa


Kar yağdığı için hava soğuk olur mu?
 Hayır, hava soğuk olduğu için kar yağmaktadır
Biz ise kar havayı soğutur biliriz yanılırız!
Gönlün aşkla yoğrulan Rahmana secde ile koşan kul
Rahman yağdırır başına nur nur rahmet karları
Rahmanın hikmeti yağar kar lapa lapa


 Yağan kar hem atmosfere ısı verir bilmeyiz
Bir yorgan gibi örterek toprağı ısıtır
Bitki ve hayvanların aşırı soğuktan telef olmasını önler
Toprak kar yağmazsa bacası tütmez bereket vermez
Rahman yağdırır başına nur nur rahmet karları
Rahmanın hikmeti yağar kar lapa lapa


Bilmez bunu insanoğlu
Rahmanın hikmeti keremi
Bilinenin bilinmeyen yüzü
Ölüm var mı yok mu diyene bir yandan cevaptır
Rahman yağdırır başına nur nur rahmet karları
Rahmanın hikmeti yağar kar lapa lapa


Kul Mehmet imanla ilim güzel bilinir
Tövbe ile tüm günahlar silinir
Gören kör gözlere ölüm ile diriliş belirtilir
Rahman yağdırır başına nur nur rahmet karları
Rahmanın hikmeti yağar kar lapa lapa

Mehmet Aluç

Mutluluğun Hasretle Zamansız Anı



Mutluluğun Hasretle Zamansız Anı

Yüreğindeki hasretin acısı ile yorganın içinde kıvranıyordu. Kim bilir kaç gündür titreyen yalnızlığın zemheri soğukluğunda kurtulmak için yorgan altında yatıyordu. Çığlık çığlığa feryat eden yüreğinin sesini kısmak için tüm çabaları boşunaydı. Kalktı, yorganı attı üzerinde, kalkmaya çalıştı hareketsiz kalan bacaklarının dermansızlığında kalkamadı. Yerde duran sehpaya tutunarak kalmaya çalıştı, başı döndü az ilerideki kanepeye kendini zor bıraktı. Sanki alnında boşanıyordu hasretin özlemi, ucunda tutunamadığı mutluluğun kaçırılan zamansız anı kıvranarak beyninde tebessümsüzlükle geziniyordu.

Zamanı tanıklık için mazinin o korkunç hasret ile aralanan kapısından içeriye davet etti. Daha dün gibiydi. Her zamanki kendine gülümseyen Türkan, Fuat’a.

-Hayatım, seninle önemli bir şey konuşacağım, ama sonuna kadar beni dinlemeni istiyorum.

Heyecanlanan Fuat

-Seni dinliyorum hayatım.

Türkan, ruhu titreyerek

-Seninle çok mutlu günleri yaşadık hayatım, diyorum ki seninle vedalaşalım, az hasret ateşiyle yüreğimiz yansın, hasret nasıl bir duygu onu yaşayalım.
Şaşırdı, şimdi bu neden diyen gözlerle
-Se… Sen ne dediğinin farkında mısın? Neden buna gerek duyuyorsun hayatım?

-Çok kucaklaştık sarmaş dolaş hayatı yaşadık, değişiklik olsun, şükretmeyi sabır etmeyi öğrenelim. Yolcusu olmayan yollarda ayrı ayrı bir süre yürüyelim, ben sürekli vedalaşalım demiyorum şöyle kısa bir süreliğine, biliyorum sen şu an şaşkınlık içinde bocalıyorsun. Şimdi beni anlamaya çalış ve az düşün hayatım bu bizim için tecrübe olacak inan, bana inan hayatım. Hasret sessizlik yüreğimize az dokunsun bu duyguyu tadalım diyorum.

Söylenmesi gereken sözler şu an aklında firara etmiş gitmişti. Türkan’ı ikna etmenin veya edememenin sancısı ile kıvranıyordu. Kelimeler bir araya gelmemek için titreyerek kaçıyordu dilinde sanki!

-Sen şimdi bana hasretin soğuk yüzü ile soğuk ayazında baş başa yaşamamızı istiyorsun, ama neden? Bilirsin seni şimdiye kadar hiç kırmadım, elinde tutmadan nefesini kokunu hissetmeden nasıl… Belki de haklısın hayatım…

-Haydi, o zaman hasretin bulutları altında yaşayalım, hasretin kınalarını gönlümüze yakalım, ama üzülme ben her zaman seninleyim, belki birkaç ay sonra yine beraber olacağız.

İşte o ana, zamanın tanık olması için o güne o maziye döndü. Hala titriyordu. Hasretin gözlerine anlamsız baktı, hala yüreği yanıyordu. Şimdi kim bilir Türkan ne yapıyordu düşüncesi ile yola çıktı. Türkan giderken arkasında gizlice takip etmişti, beraberce yaptırdıkları bağ evine gitmişti.
Sessizce pencerenin önüne geçti, Türkan içeride kanepede oturuyordu. Odaya sanki sığamıyordu. Acı çektiği her halinden belliydi, ama belirli etmemek için çok uğraşıyordu. İçinden"Ah hasrete kınalar yakarak koşan hayatım, elleri göğsünde kenetlenmiş sessizce oturuyor. Şimdi sana koşarak gelsem çok kızacaksın biliyorum…"

Derken sessizce bağ evini terk ederek, dağ başı sessizliği ile yankılanan, yalnızlığın ayazında küçük adımlarla adımlar ile evin yolunu tuttu.

Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Buyrun Atışma Şenliğine -Hece-





Haydi, atışmalar ile tüm gönüller gülsün
Ömür mutluluklar ile bir ömür hep sürsün
Ağlamasın gönüller her daim gülümsesin
Haydi, gönüller buyrun atışma şenliğine

Atışma gönlün sevgi meydanı herkes yazar
Haydi, gülümseyerek yazın değmesin nazar
Çok yazmazsanız bile yazın az azar azar
Haydi, gönüller buyrun atışma şenliğine

Kapanmasın gönüller bugün değil Pazar
Gönülden sevmeyen hep eşer mezar
Bilmem sevmeyen neden mezar kazar
Haydi, gönüller buyrun atışma şenliğine

Atışma pek meşhurdur Türkiye’min ilinde
Aşkla atışalım aşk çıksın dilimizde
Aşk sazı elimizde aşkla dokun teline
Haydi, gönüller buyrun atışma şenliğine

Mehmet Aluç

Susma Konuş Ey Gönlüm





Ah endişeler kervanı, gönül dünyamı çerçeveledin, yüreğim pır pır eder ayrılık kapımızı çalar diye.
Ah gönlüm ne kadar kırılgansın hassasın?
Sen sevgi aşk ile olduktan sonra korkma dersinde ey gönlüm, ayrılık kapısı açılır da derman bana ulaşmaz diye korkarım!
Ah gönlüm sen bilmezsin bir daha böyle gönülden seveni bulmak çok zor, yar gittikten sonra âlem bana hayran baksa ne faydası olacak?
Susma konuş ey gönlüm, bana yardımcı ol, bakışlarına gülüşlerine hayranım, tatlı bakışları ile bakmaz ise ben ne yaparım ey gönlüm bana cevap ver susma? Ben okurum aşk ile gönlünü ya o benim gönlümü bir gün okuyamaz ise bana ben ne yaparım ey gönlüm?

İşte böyle ey gönlüm her an bu endişe çığlığım gönlümü tarumar ederek ruhumda senin etrafında yankılanır ve sende duyarsın, bir şey söylemezsin, eğer bana bir şey söylemezsen yıkıl git bana yanındayım deme sakın, bundan sonrada olma bana sen yakın…

Ey gönlüm senden isteğim gönlüme ışık olan bu ışığı söndürme, ben söndürmeye çalışırsam bana hatırlat, sevda bahçemde hazan rüzgârları esmesin…
Ben onsuz viran olurum ben viran olursam sende viran olursun

Yârdir gönlümün dilberi
Göğsünde açar aşkın gülleri
Gönül hanemizde öter aşkın bülbülleri
Hicran elbisesi giymesin ömrümüz ey gönlüm


Mehmet Aluç

Sağlıklı Yaşamın Taşları



Günlük yaşamın temeli mutluluk bilinmeli
Onun peşinde gelen güven duygusu doluluk gülünmeli
Korkuların sokağında gezerken ürkütmemeli
Hayatta kalmanın korkusu güven duygusuna götürür görülmeli
Korku paniği ile yaşarken sevginin kıymeti bilinmeli
Korkuyu yatıştıran güven duygusu aranır
Bilgi eyleme dönüşür açınır kapanır
Bilginin güzelliği bulunur gönül tanır
Bilgi koşar davranışların kucağına yaslanır
Sar bilgiyi davranışlarının kolları ile canlanır
Sarmazsan huzursuzluk nehrinde boğulursun
Kelam ’sız dillerin bakışlarında nasıl doğrulursun
Haydi, al bilgiyi sevgi ile sar gönül kalmasın yasta
Mehmet Aluç




Dünya




Ey bize güzel görünen dünya
Bir sona doğru koşturan
Kendisine esir ettiren
Pençesi ile ensemizde tutan dünya

Boş olan işlerin sonuna sürükleyen
Hasret ile yollarında diyar diyar gezdiren
Bazen gözyaşı ile yakan kavuran
Vefayı anında yutturan dünya

Kul Mehmet’im dünya gelip geçici
İçine bazen şeker bazen acı ekici
Gece gündüz art arda ömür bitirici
Vefayı anında yutturan dünya
Mehmet Aluç


İmanla Yol Alırsan

İmanla Yol Alırsanİmanla Yol Alırsan


İman olmazsa gönülde düzgün yolda gidilmez
Nefis şeytanla yaşanılanların bir değeri olmaz
Gül olmazsa elbet bülbüller gül bağında ötmez
İmanla yol alırsan taşırsan gönülde ömrün solmaz

İmanla yaşa ahirette vardır çokta fazla sefası
Nefis şeytanla olursan dünyada bitmez çilesi
Gönülde olmazsa iman olmaz hiçbir derdin devası
İmanla yol alırsan taşırsan gönülde ömrün solmaz

İmanla aç gözünü seyir eyle kâinatı eyle nazar
Son menzile doğru giderken el âlem mezarın kazar
İyilik yap ta nasıl yaparsan yap azar azar
İmanla yol alırsan taşırsan gönülde ömrün solmaz

Kul Mehmet İbadeti neşeyle taşı her vakit yanında
Gül Kokulu Resulün sevgisi her an olsun canında
Tevhidin nuru her an dolaşsın imanla kanında
İmanla yol alırsan taşırsan gönülde ömrün solmaz
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Ümitsizlik Boynumu Bükmez Şiirler Var

Ümitsizlik Boynumu Bükmez Şiirler Var

Ümitsizlik Boynumu Bükmez Şiirler Var

Ben şiirlerimin heceleri ile yatan
Şiirden ömrüme cümleler katan
Senide onunla yoğuran bal yapan
Sonra okuyucularına sunan bir garip şairim

Fazla süslü heceli şiirim yok
Serbest şiir yazarım çok
Sen gelirsen gönlüm olur tok
Yazdıkların okuyucularına sunan bir garip şairim

Her hecem düşlerimden bir nefeslik gülüşlerim
Mısralarım gözlerinde aldığım ışığın neşeli sevmelerim
Nemli gözlerle ayrı sokaklarda gezerken
Yazdıkların okuyucularına sunan bir garip şairim

Ümitsizlik boynumu bükmez şiirlerin var
Sevda dağlarıma yağsa da günlerce kar
Sen şiirlerimle gönlümdesin nazlı yar
Yazdıkların okuyucularına sunan bir garip şairim

Gök kuşağının tüm renkleri şiirlerimde gönlümde
Şiirlerimle senfoniler bestelerken ömrümde
Hasretimle hıçkırıklar senfoninin bestelerinde
Yazdıkların okuyucularına sunan bir garip şairim

Şiirlerimle seni kalbime işledim nakış nakış
Kar yağıyor uzakta bak geliyor kış
Kasvet sararken şiirlerimi sensin yakan
Sensin gülen aşıkane bakışla gönlüme bakan

Aşk yaramı aşkınla sar aşk ninnileriyle uyut
Şiirlerimle gel kaçalım aşkın vadisine sen beni kollarında büyüt
Hükümsüzlüğe boğulmadan her zerrende hisset beni boyut boyut
Yazdıkların okuyucularına sunan bir garip şairim
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Bekledim Başında



Dost bağında gördüm bir çiçek
Dost olmayanlar der haydin biçek
Çiçek ağlar ahu zarla der nereye göçem
İdraki zayıflar anlamaz gülden
Bekledim başında gece gündüz sevdiğimden


Kokusu benzer yârin kokusuna
Yaprakları benzer yârin dokusuna
İdraki zayıflar işi sürer yokuşuna
Bekledim başında gece gündüz sevdiğimden


Kul Mehmet’im bende bir candım
Ben aşk ile gülün aşkından yandım
Güzel baharları onunla ömrüme bandım
Bir an rüyadayım sandım
Nazlı yâri gülümseyerek bana bakar buldum
Bekledim başında gece gündüz sevgilim ile
Mehmet Aluç







Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç