Bu Blogda Ara

2 Şubat 2015 Pazartesi

Nazım hikmet Ran Üstat ile hasbihal


Nazım hikmet Ran Üstat ile hasbihal edeyim
Geçtim şiirinin karşısına sanki bugün yazmış gibi
Ne güzel yazmış:
İnsan olan vatanını satar mı?
Suyun içip ekmeğini yediniz.
Dünyada vatandan aziz şey var mı?
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?(*)

Onu didik didik didiklediler,
Saçlarından tutup sürüklediler.
Götürüp kâfire : "Buyur..." dediler.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız? (*)

Ah üstat ah ortalık toz duman
Ah gönüller yaman yaman ki yaman
Ufukta görünse de derman
Toz duman içinde gelemiyor derman

Haklıyı haksız karşısında boyun büktürdüler
Haklıya sen haksızsın diye sürgün ettirdiler
Ağlayana çare için koşanı yolunda döndürdüler
Sizler nasıl sabır ettiniz üstat anlaşılır gibi değil


Eli kolu zincirlere vurulmuş,
Vatan çırılçıplak yere serilmiş.
Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız? (*)

Birisi oturur binlerce mil öteden
Basar düğmeye ortalık karışır aniden
Gözlerde aksa da yaş kıyılır vatana üzülmeden
Toz duman içinde gelemiyor derman

Günü gelir çarh düzüne çevrilir,
Günü gelir hesabınız görülür.
Günü gelir sualiniz sorulur:
Beyler bu vatana nasıl kıydınız? (*)

Siz beklediniz hesap soranları
Tek tek soruluyor şimdi hesapları
Kaçan varsa yurt dışına kayırıyor ağa beyleri
Beyler bu vatana nasıl kıydınız diyorsun üstat
Kıymayanlar gelecek bir gün ötelerden üstat
Mehmet Aluç


(*)Nazım Hikmet Ran (Bu Vatana Nasıl Kıydılar şiiri)

İman Müminlerin Baş Tacıdır





Gönül iman ile yol alır gider
İmansız gönül yönün kaybeder
Mümin olan ahirette güler
Mümin olmayan ahirette yok olur gider

Mümin her gün dua okur
Mümin olmayan her gün nefret eker
Gül kokan Resul ahirette müminleri bekler
Cehennem ahirette nefret ekenleri bekler

İman ile gönüller karanlıkları deler gönüllere gider
İmansız gönüller karanlık gönülleri ile nefretle güler
İman ile tüm diller merhametle güç dağları deler
İmansız gönüller düz yolu yokuş eder nefretle bekler

İmanla atılan adımların adımları açan bahardır
İmanla müminler gönüllerde sevgiyle nişandır
Mümin Kuranla Resul ile mutluluğa yol alandır
Mümin olmayan nefret ile yolda kalandır

İman Mümin’i cennete götürür
İmansızlık imansızı cehenneme götürür
Mümin gönülleri neşeyle güldürür
İmansız olan düzgün yolda nefesleri söndürür

Dünya malına meyil veren imansız kul
Ölüm gelince dünya malın olur pul
Dünya malına değer vermeyen imanlı kul
Ölüm gelince gönlündeki imanla iyiliğin,
sana olur cennetten yol


Kul Mehmet’im iman müminlerin baş tacıdır
Gönüllerin derdi devası müminlerin acısıdır
Mümin olmayanlar bir gün gelir çıldırır hakkıdır
Sen imanla ol mutlulukla açan şafaklarda ömürleri canlandır

Mehmet Aluç

Ben Gururu Yıkılmış Bir Soytarı Değilim



 Gönlümün en son sönmeyen ışığı, imanım ve aşkım ile sevdim seni, çöldeki susuzluğa hasret bedevi gibi seni sevdim…
Gecenin ayazında seni aradım, sokaklarda bulvarlarda ey gönlümün aşk ile dolu derin kuyusu olan sevgilim…
Görünmezlik iksirimi içtin giderken, aradım seni bulamıyorum, giderken hasretin iksirin bana mı içirdin, hasretinle yanıyorum.
Haydi, bana bunun bir şaka olduğunu söyle, inan hiç kızmayacağım sana.
Anladım şaka değil gerçek, geçlerin rüzgârda esen tül perdeler gibi gönlüm ayrılık rüzgârı peşinde uçtu, ben kayboldum seni ararken, ne olur gel sen beni bul bu bilinmezlik yolunda, tesbih taneleri gibi dağıldım yollarda ne olur gel topla beni Rahmanın aşkına ne olur gönlümün gülü…

Yüreğim sensiz üşüyerek ağlar, dilim tüm sözlere karşı boykot etmiş ismin ’den başka söz söylemiyor. Sensizliğimin adını koyamadım, kimisi deli der, kimi berduş, kimi akılsız der bilemezler ki ben aşkın deryasında kaybolan seni arıyorum.
Yıllar boyu hayalimin peşine düştüm, onu arıyorum bilmezler anlamazlar!
Ah bülbül olsam gönül bahçende sinene konsan, gece gündüz aşk ile ötsem aşk dolu şiirleri hece hece sana okusam, sen nereye saklansan da saklan ben seni arayıp bulacağım, bundan emin ol.
Ben gururu yıkılmış bir soytarı değilim gururla işim olmaz benim işim aşk ile gönül iledir bunu sen benden daha iyi bilirsin. Sevgiye aşka inanmayan sen, bir an arzularına yenik düşen ayrılık seline kapılan sen, yollarda seni ararken yorulmuyorum,  uykular geceyi evleri şehirleri esir alsa da, ben uyanık olarak yol alıyorum.
Güneş gece olsa da benimle, gökyüzünde yıldızlar benimle seni aramam için güneş, içimi ısıtıyor ayaz gecelerde aşkınla beraber, yıldızlar karanlık yollarıma aşkın ışığı gibi yoluma ışık oluyor gecemi aydınlatıyor, tıpkı gülüşlerin gibi sen bilmezsin gülüşünün güzelliğini…
Bekle beni geliyorum, gönül elimle elinden tutacağım aşkı sana öğreteceğim gece gündüz.
Mehmet Aluç

1 Şubat 2015 Pazar

Ben Sensiz Gülmem



Sensiz yaşamak artık bana haram
Kaçıp nereye giderim ben bilmem
Gelsen ne olur ah seni bir sarsam
Nereye gitsem de ben sensiz gülmem

Hasretti yaşadığım kanar yaram
Uzaklardasın sana nasıl varam
Sensiz durmaz kanar bu derin yaram
Nereye gitsem de ben sensiz gülmem

Gülüşlerini ben kattım aşıma
Bilmedim hasret gelecek başıma
Gelme yar musallada naaşım’a
Nereye gitsem de ben sensiz gülmem

Sensiz bu yüreğime kâbus çöker
Dertler gelin yanıma teker teker
Bu ayrılık nasıl beni terk eder
Nereye gitsem de ben sensiz gülmem

Dualar dilimde ömürler biter
Adımların yar benden ayrı gider
Sevgi olmazsa gönül nasıl güler
Nereye gitsem de ben sensiz gülmem


Kul Mehmet akar gözünde yaşların
Dertlerle saçında çıktı akların
Nereye bakar senin bakışların
Nereye gitsem de ben sensiz gülmem

Mehmet Aluç

Aşk Heceleri İle Kalbini Yıkadım



 Aşk dolu şiirler yazdım sana okumadın
Aşk dolu satırlarım arasında beni görmedin
Hecelerim de hep sen vardın
Bakar bir gün görürsün dedim hiç bakmadın
Dertler içinde beni çaresiz bıraktın
Kalbim söktün arştan cümle âlem içinde kaçtın

Bir gün olup bana hiç mi hiç seni seviyorum demedin
Ellere neşeyle güldün bir gün yüzüme tatlı dilinle gülmedin
Seni seviyorum dedim bir şey söylemedin
Bir gün koynuma gülümseyerek gelmedin
Dertler içinde beni çaresiz bıraktın
Kalbim söktün arştan cümle âlem içinde kaçtın

Gözlerine bakarak her sabah aşkın duasını okudum
Sen mutlu ol diye mutluğumu sana verdim soldum
Mecnun gibi tüm yollarda sana aşkım haykırdım
Sen mutlu ol diye ben kendi mutluğumu ateşlerde yaktım
Dertler içinde beni çaresiz bıraktın
Kalbim söktün arştan cümle âlem içinde kaçtın

Her gün aşk heceleri ile kalbini yıkadım
Tüm hecelerimle gökteki yıldızları avcuna bıraktım
Aşkın tüm cümlelerini gözüne bakarak hatim ettim
Yüzündeki güller solmasın diye kahır dolu sözlerini içtim
Dertler içinde beni çaresiz bıraktın
Kalbim söktün arştan cümle âlem içinde kaçtın

Köle gibi sattın haraç mezat pazarda
Birde acep geldik mi dedin biz nazara
Utanmada birde ayağım takıldı dedin kazara
Yazdığım şiirleri beğenmedin suçu verdin yazara
Dertler içinde beni çaresiz bıraktın
Kalbim söktün arştan cümle âlem içinde kaçtın

Doğmasın mutlulukla güneşin
Hazan rüzgârları ile çıksın ateşin
Acılar sana sunulsun hep peşin peşin
Hiç eline geçmesin gülümseyişin
Dertler içinde beni çaresiz bıraktın
Kalbim söktün arştan cümle âlem içinde kaçtın


Harap gönüllerde geçsin günlerin
Arayıp ta bulmasın beni ellerin
Mutlulukla açılmasın dillerin
Hayatta hiç olmasın sevinçlerin
Dertler içinde beni çaresiz bıraktın
Kalbim söktün arştan cümle âlem içinde kaçtın

Seni kalbimde silemem dedim güldün geçtin
Ayrılık yolunda mutsuzluğu sen elinle seçtin
Üzerime hasretin acı ile dolu kahır elbisesin sen biçtin
Sen gittin ben hasret uçurumunda öldüm kendimden geçtim
Dertler içinde beni çaresiz bıraktın
Kalbim söktün arştan cümle âlem içinde kaçtın

Kul Mehmet dilin neler söyler senin bu ara
Kalbinde olsa da olunmaz hazin yara
Var git durma sevdiğin o yârin ara
Al getir gönül evine kendi başını taşlara vura vura
Dertler içinde seni çaresiz bıraktıysa suç senin
Kalbin söktü arştan cümle âlem içinde kaçtıysa suç senin
Mehmet Aluç


Barış Manço’m Unutmadık Seni

Barış Manço’m Unutmadık Seni

Barış Manço’m Unutmadık Seni

Unutamadık seni Barış Manço’m unutmadık seni
Dağlar dağlar der gezerdik seninle
İşte hendek işte deve der hendekleri aşardık seninle
Selam gönderirdin bize gönül dağından
Çocuklar seninle neşelenirdi şarkılarından
Unutamadık seni Barış Manço’m unutmadık seni

Ağlama değmez hayat derdin
Ağlattın gittin anlıyorsanız beni bana yeter dedin
Kozan yaylasından geldim Barış'tır adım
Bugün varsak yarın yoğuz doğrudur sözüm
Bir gün elbet biter vadem çağırır rahman dedin gittin
Unutamadık seni Barış Manço’m unutmadık seni

Çivi çiviyi söker derler soğuktan donanı buzla ovarlar
Ben zaten yanmışım dostlar peki beni fırına mı koysalar
Zeytin suyuna kuru ekmek böyle gelmiş böyle gidecek dedin
Gönüllerin derdine derman olduk cacık yemeyi sevdirdin
Unutamadık seni Barış Manço’m unutmadık seni



Çoktan uçmuş güvercin tahta masam devrilmiş
Can dostum çomar uykuda
Tatlı komşu Ayşe teyze Emekli Salih Öğretmen
Hepinize hepinize elveda
Dostlar elveda dedin çektin gittin sözlerinle gittin
Unutamadık seni Barış Manço’m unutmadık seni

Rahmanın davetine evet dedin gittin
Yaz dostum güzel sevmeyene adam denir mi?
Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi?
Yaz dostum altı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?
Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı
Dedin gittin
Unutamadık seni Barış Manço’m unutmadık seni


Kul Mehmet’im çocukluğum şarkılarınla geçti gülümsedi
Güzelliğin, tüm renkleri gülümseyen gönlünde aşikârdı
Neşe mutluluk gülümserdi şarkılarında sözlerinde
Ellerinle büyüttüğün çiçeğini kopardılar
Çiçeğimi kopardın sen ellere verdin
Çiçeğimi kopardın sen ellere verdin dedin gittin
Yüreğimizde büyüdün
Unutamadık seni Barış Manço’m unutmadık seni
Mehmet Aluç




__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

31 Ocak 2015 Cumartesi

Aynalar sana zindan olsun



Aynalar sana zindan olsun

Nuh tufanına denk gözlerin
Çıkmam bir daha karşına
Sen kendinle ol her an
Aynalar sana zindan olsun
Vicdan bana aydınlık yol olsun

Günah günah akar sözlerin
Yüreğim yakar o gözlerin
Suratımda akar hasretin
Aynalar sana zindan olsun
Vicdan bana aydınlık yol olsun

Söktüm gönlümdeki resmini
Yaktım Nuh tufanı bakışlarını
Yankılar savurarak attım ismin uçurumlara
Aynalar sana zindan olsun
Vicdan bana aydınlık yol olsun

Gam çekerek baktım hep gözlerine
Hüsran ile uzattın ellerini
Bastırdın bağrıma kara taşları
Aynalar sana zindan olsun
Vicdan bana aydınlık yol olsun

Hasret yollarına saldı dilinde kelamın
Seni mutluluk dolu yazmadı hiç kalemim
Bir gün vermedin gülen gözlerinle selamın
Aynalar sana zindan olsun
Vicdan bana aydınlık yol olsun

Kul Mehmet var git kendi yoluna
Bırak umutsuz sevdaları yatma koyun koyuna
Takma hasreti bile bile sen boynuna
Aynalar ona zindan olsun
Vicdan bana aydınlık yol olsun
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Aşkın Selamları İle Selamlayacağım



Aşkın Selamları İle Selamlayacağım

Vakit sabaha doğru giderken yudumladığım her bardak çayda senin sevgini yudumluyorum bardak bardak sevgilim, sen gibi kokuyor her yer, kokun sinmiş kâinata kâinat bile sen gibi kokuyor sevgilim.

Yudumladıkça her çayı, sevgin sanki damarlarımda bitmez tükenmez sevginle dolaşıyorsun, güvercin kanadı gibi yüreğinin bana sevgi sunmak için gönül çırpınışlarını duyuyorum, hep bana doğru uçan ve ben bu sevgi seli ile coşar yüreğine berrak pınarlar gibi akarım sana sevinç mutluluk dolu yarınlar sunmak için sevgilim.

Sanki o an sevgi dolu anında nurdan melekler semada iner alnına gönlüne nurdan öpücükler sunar ve sen o öpücükleri dudaklarıma buse buse konduruşun sevgilim.

Ben sana, senin sevgi dolu gönlünle sana koşarken, sen şimdi başucumda uyurken eminim ki rüyanda bana doğru koşuyorsun, çünkü şimdi gamzelerinde gülümseyen krizantem çiçekleri açıyor ve gönlünün sadakati gibi, hissediyorum ve sen sabah uyanırken bana doğru gülümseyerek, sana koşan beni rüyanda gördüğünü gülümseyerek anlatacaksın sen bana, meleklerin semada inerek yüreğine kondurdukları o buse ile sende dudağında ki aşk dolu buseler ile sevgiye aşka mutluluğa doyacağım ve seni yüreğimdeki, aşk selamları ile selamlayacak ve saracağım sevgilim.

Her zaman umutlara yarınlara aynı gönülle el ele koşarak giden biz, yüreğindeki aşkın izini takip ederek, aşk dolu bakışlarında seninleyim ve sende bunu biliyorsun sevgilim…

Şimdi o elma yanaklarına bir öpücük konduracağım ve sen sabah uyanırken hissedeceksin ve benim yanağıma binlerce öpücükler kondurarak uyandıracaksın yine her zamanki gibi canımın gülü…

Sen şimdi gönlümün salıncağında rahat uyu, kalemimi bırakarak yanına geliyorum, bende senin gönül salıncağına binerek, kollarında tatlı uykulara yatarak rüyamda seni görerek uyumak istiyorum canımın gülü…

Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

İmanla İşlenmiş Anekdotlarım

İmanla İşlenmiş Anekdotlarım
İmanla İşlenmiş Anekdotlar
                          
İman dolu bir ülkenin, her mahallesinde her sokağında her evinde iman ve vicdan ile yaşanılır, vefasızlık duyarsızlık hissizlik iman ile kelepçelenmiştir.

Hayat biz kısa ömürlülere verilmiş bir emanettir, bu emaneti içinde iman ile teslim etmek de görevimizdir.

Rahmanın yarattığı tüm kulun gönlünü kırmamak ve onu mutlu etmek kulluk ve insanlık görevimizdir, bundan gayrısı ne insanlığa nede kulluğa girer bundan gayrısı zulme, insan haklarına ihlale girer.

Dertler içinde olan kula yetişmek onun derdine derman olmak mümin olan her kulun üzerine vazifedir.

İmanla ilim irfan denizinde yüzülür, imansız ilim irfan denizine girilmesi mümkün değildir.

İman manayı aşkı senden alıp karşındaki mümin kardeşinin gönlünde yoksa ona sunmanı ister, yalnız zorlamadan, gülümseyerek sunmanı ister.

Hayâ(l )iman merhamet gönlünde varsa, insanlığın faydasına olacak bir rüyadır. İman ve merhamet yoksa sadece kendi çıkarı için gerçekleşecek boş hayalden öteye g/itmez.

İslam, Kuran, Resul gayesi imanı gönüllere edeple nakış nakış işlemektir.

İman olmadan gönüldeki yarınlara ait düşünceler toplumsal olmaz ve gerçekleşmez, sadece kendi nefsi ve çıkarı dışında kulun yarınlara ait düşüncesi toplumsal olmaz.

İman gönülde yoksa dil konuşmayan lal olmuş dildir. İmanla olan gönül zalim karşına dikilir zalimi susturur.

Adımlar yarına iman dolu düşüncelerin ışığında adım atmıyorsa, at gitsin o adımları kız kulesinden aşağıya, çünkü iman dolu düşüncelerin atmosferinde o adım atılmıyorsa sonucu insanları ötelere taşıyamaz sadece nefis şeytan dünya üçgeninde sıkıştırarak, yarınsız yarınlara taşır.
Gözlerdeki buğularla insanlar baş başa ise, bilin ki gerçek iman yok gönüllerde, nasıl iman vardır kendi çı/karımız uğruna içeriği değiştirilmiş Kuran, sünnet içermeyen bir iman vardır hayatın her alanında.

Ey yorgun, mutsuz, umutsuz d(y)olu adımlar İmanı alın gönlünüze bitsin, mutsuzluk umutsuzluk yorgunluk d(y)olu hayat ve zaman.

Yıkılır, imansız y(k)ollarda tüm y(k)ollar adımlar, çünkü adımlar nefise odaklanmış yürür, nefis de kendin düşünür sonunda uçuruma götürür arkada bir t(s)ekme vurur, kıçı ile güler tabi ki şeytanın kucağında.
İmanla ilim yolu açılır, ilim koşarak sana gelir lakin Kuran ve sünnete örülmüş bir imansa gönlündeki, dilindeki iman.
Kırk yıl, yüz yıl köleliğe mahkûm ettiren düşüncelerin karanlığında yaşayacağına, Kuran’la, Gül kokan Resulle, imanla imtihan dünyasında az çileyi az, sabrı, az cefayı yaşa ve bu ondan bin katlı değerlidir. Kuran, Gül kokan Resul, iman tüm acılarına şifa ile alnında öpendir.
Mehmet Aluç

Hasret Parmak Uçlarımda



Seni her anışımda seni bin defa özledim
Bir günün üstüne seni bin defa ekledim bekledim
Belki gelirsin diye dualarla yolun gözledim
Bir yanımı hüzün bir yanımı ferah bıraktım
Gelmedin ey zalim beni acılar içinde yalnız bıraktın

Yıkıldı tüm hayallerim hasret parmak uçlarımda
Vuslatım boş kaldı sensiz hasret kokan avuçlarımda
Bana yurt olan gözlerin bom boş bakıyor ötelerde
Bir yanımı hüzün bir yanımı ferah bıraktım
Gelmedin ey zalim beni acılar içinde yalnız bıraktın

Kul Mehmet’im sen kalbin sukutla ferah tut
İçtiğin acı şerbeti kızılcık şerbeti diye yut
Sana attıysa sevgilin vefasızlıkla dolu şut
Bir yanımı hüzün bir yanımı ferah bırak
Gelmedin ey zalim beni sukut içinde sensiz bıraktın

Mehmet Aluç


Cahit Zarifoğlu şiirleri

Nerede Bulabilsem Seni - Cahit Zarifoğlu
Şiirler




Yetişip dizüstü düşebilsem eteklerine
Karanlık basmadan
dünyayı kapatan karanlık
Elimizde kılınç
ben ince işler ustası musa
kardeşim ya ki heybem
değişince kubbeli evim
girdabım -
tövbem
kapımın önünde akan ırmak
en zengin denizcisi incilerin -
uzak şarklara yollanan elçilerin

Kelimeler
okyanusla yarenliğe dalıp
çoluk çocuğu unutacak kadar bol ve bereketli
binlerce yılçün kurulmuş
bir zemberek içimizde
ağzımıza boşalttı onca sözden
Birinin heybeti ve lezzetinden
Damağımız çatlamakta

ya ani karanlık
`inanana rahmet
inançsıza esef` olan

(Hiçistanda
Bir rüzgâr belirmiş
Kulağımıza gelir-
Bir ey muhalif rüzgâr ki oyropeiş örneği
Hafifçe terli bedenin krondeli
Göz dikmiş duyduk ki
Meni yataklara bile)

/Japonya büyür büyür bir gün
Toprağını denize yayarak
Peygamber sözüne ordan hizmet olur/

Kucak açanlar kadar geniş istekli
Göçüp gelenler kadar hafif
az`la doyan yük olmadan

Ve başlar
Kimin yüreği daha yüce yarışı
Musa kardeşim ağlamaktan mı
Okumaktan az uyumaktan mı
Kan gölü gözlerin

Her an karanlığını giyinecek gibisin
Ne kadar uzun sürüyor
Ta içinden gözlerine gelmesi dikkatin

Karnın ne kadar küçük ve içerde
İnce belin-
Fazla kabarık değil kemiklerinden etlerin
Biliyorum ancak sen
Bu kadarla yetindikçe ve ekmeği
Böyle mübarek tutukça
doyar karnı çinin hindistanın amerikanın
Sen olabilirsin çaresi

Su içinde susuzluk hissinden ölen kimselerin
Musa kardeşim haya`dan mı
boyuna posuna güzelliğine rağmen
hafifçe kıvrık omuzların
hafifçe eğik başın
Hele terazi tutuşun
zarif
sapasağlam
ve artık
en insansız çölde
tek başına kalsa bile
eğilmezken adalen bile
yine de
Bir nebzesini yutsa yüreğindeki tartarkenki dikkatin
İkiye yarılır bir su aygırı

Ve çocuklar tuz yalarken çocuk avuçlarından
NEREDE BULABİLSEM SENİ
Baba bıçağını ağır ağır çekerken
YETİŞİP
Ana dalgın ve Su dibinde yürür gibi
DİZÜSTÜ DÜŞSEM ETEKLERİNE
Ana dalgın ve su dibinde yürür gibi
üzüm tiyekleri ceylan dolu etekleri
1
Çocuklar
Kurtulamazlar yanaklarına konan yaradan
Olmadık anda bırakılırlar
Sonra
Nice sonra
Hatta bazen karanlıklarına uzanırlarken kadar sonra
Üzerinde gözyaşı izleri
Senelerin izleri ile yol yol kalmış yanakları
Mahzun yayılır
Ancak görünür güzel dişleri

Ve `kuşlar da kaderle uçar` 

Akdeniz Diyeti

Akdeniz Diyeti İle Sağlıklı Zayıflamak Mümkün!

Akdeniz Diyeti İle Sağlıklı Zayıflamak Mümkün!
Akdeniz mutfağının enfes yemekleri ve zeytinyağı mucizesiyle formda kalabilirsiniz. Dahası bu beslenme şekli kalp sağlığınızı koruyacak, tansiyon ve kolesterolünüzü dengeleyecek ve en önemlisi yaşlanmanızı geciktirecek. Sağlığınız için bu kadar faydalı olan bu diyeti yapabilmek için tam bir Akdeniz Yemekleri aşığı olmalısınız. Acıkınca yok ekmek arası köfte, yok tereyağlı iskender, gelsin pastalar börekler devrini kapatmalısınız. Sebze yemekleriyle dost olun, salatayla arkadaş!! Meyveler ve kuru tohumlar (badem, ceviz vb.) vazgeçilmeziniz olsun. Tatlı istiyorsanız şifa kaynağı balı tercih edin.
Akdeniz diyetinde kullanılan zeytinyağı tekli doymamış yağ asitleri içerir. Tam tahıllar ve bulgur, baklagiller, sebze ve meyvelerin kullanıldığı Akdeniz diyeti bu yönüyle sağlık kaynağıdır. Doymuş yağ asitleri içeren kırmızı et ve süt ürünleri Akdeniz diyetinde oldukça az kullanılır. Ayrıca Akdeniz diyetinde ceviz, fındık, badem ve fıstık tüketerek sağlığa faydalı olan omega-3 yağları da alınmaktadır.
Akdeniz diyetine başlamak için tereyağı ve margarini mutfağınızdan çıkarın. Zeytinyağı dışında başka bir yağ kullanmayın.Yemeklerin yanında salata bulunmayan bir sofraya oturmayın.Öğünlerinizde 1 – 2 dilim tam tahıllı ekmek tüketin.Taze meyve ve sebzeler evinizden eksik olmasın.Fındık, ceviz ve badem diyetinize hem lezzet, hem de içerdiği besin öğeleriyle sağlık katacaktır.Ve eğer Akdeniz kültürüne yabancıysanız, Akdeniz yemeklerini anlatan bir kitabı alın.

Akdeniz Diyeti Örnek Menüsü:

Sabah kahvaltısı: 2 dilim kepek ekmeği. Bir dilim tuzsuz beyaz peynir. Sınırsız domates, salatalık, maydanoz, tatlı kırmızı biber. 5 – 6 adet zeytin. 1 ceviz, birkaç tane fındık ve badem. Kahvaltıda içecek olarak açık çay ya da 1 kaşık balla tatlandırılmış süt.
Ara öğün: Bir adet elma, kivi ya da istenilen herhangi bir meyve.
Öğlen yemeği: Küçük porsiyon sebze yemeği, bir kase yoğurt, bir kase baklagillerle zenginleştirilmiş salata, 2 dilim kepekli ekmek. 1 adet meyve.
Ara öğün: Az miktarda zeytin, peynir, meyve ve fındık. Ya da bunların yerine 1’er tane kuru incir, kayısı erik ve ceviz.
Akşam yemeği: Sebze çorbası, salata, küçük porsiyon makarna ya da bulgur pilavı 1 bardak ayran 2 dilim kepekli ekmek. Ya da bunların yerine sebze yemeği, bir porsiyon balık ya da tavuk, orta boy haşlanmış patates. Salata, ayran ve kepekli ekmeği her iki durumda da tüketebilirsiniz.
Akdeniz diyeti süresince günde en az 1,5 litre su tüketilmelidir. Bitki çayları tercih edilmelidir. Fazla aşırıya kaçmadan siyah çay içilebilir. Çaylarda şeker kullanılmamalıdır.
Baharda Sağlıklı Beslenme Yöntemleri
Bahar gibi mevsim geçişlerinde sağlığı korumak ve sağlıklı beslenme için neler yapmak gerekiyor?
Hamileler için sağlıklı beslenme önerileri
Hamilelik döneminde sağlıklı beslenme, bebeğin sağlıklı bir şekilde doğmasında önemli rol oynar.
Diyabete karşı sağlıklı beslenme
Dr. Öztaş, “İnsülin olmadan vücudunuz dışarıdan aldığınız besinleri gerekli biçimde kullanıp enerjiye çeviremez. Beslenmemize dikkat etmeliyiz, diyabet hem ekonomimizi hem de sağlımızı bozuyor.” dedi.
Kaynak:http://onedio.com/haber/akdeniz-diyeti-ile-saglikli-zayiflamak-mumkun--301380

Aç Kalmadan da Zayıflanabilir!

Aç Kalmadan Da Zayıflanabilir!

Aç Kalmadan Da Zayıflanabilir!

Siz de fit bir vücudun hayalini kuruyor, ancak diyetlerle bir türlü baş edemiyor musunuz?

Telaşlanmayın, çünkü ideal kilonuza kavuşmanız için ağır ve sıkıcı diyetlere ihtiyacınız olmayacak. Fit bir vücut için yapmanız gereken tek şey; 'yeterli' ve 'dengeli" beslenmek! Üstelik aç kalmadan, sıkıcı listelere bağlı yaşamadan! Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit, fazla kilolarınızdan kurtulmak için neler yapmanız ve nelerden kaçınmanız gerektiğini anlatıyor.
Zamanınız olmasa bile tabaktaki yemekleri hızlı yemekten vazgeçin. Ana öğünleriniz en az 15 – 20 dakika sürmeli. Çünkü beynin 'tokum' sinyalini vermesi için yaklaşık bu kadar süreye ihtiyacı var. Eğer besinleri hızla çiğnerseniz kontrolünüzü yitirerek bu süre içinde daha fazla yemek tüketme riskiyle karşı karşıya kalırsınız.
Her gün 1.5 – 2 litre su içmeyi alışkanlık haline getirin. Gün içinde düzenli olarak tüketeceğiniz su metabolizmanızı hızlandırmak gibi önemli bir işlev üstleniyor. Ancak bu özelliğinden faydalanmak için suyu gün içine yayarak içmeniz şart. Eğer akşam su içmediğinizi fark edip bolca tüketmeye kalkarsanız, sık sık tuvalete gitmek dışında hiçbir değişiklik sağlayamazsınız. Bu nedenle her öğün öncesinde bir bardak su içmelisiniz. Böylece hem açlık hissinizi azaltarak gereksiz atıştırmalardan korunmuş, hem de günde en az 6 bardak su içmeyi garantilemiş olursunuz. Yemek yerken su tüketiminden ise kaçının, aksi halde mide hacmini artırmış olursunuz ki bu da daha fazla besin tüketmeniz anlamına geliyor. Yemekten sonra su içmek için en az 1 – 1.5 saat geçmiş olmalı. Çünkü mide boş iken su, doğrudan bağırsaklara karışıyor ama besinle karıştığında mideyi genişletmekten başka bir işlev üstlenmiyor.
Ana öğünlerinizden birinin mutlaka sebze ağırlıklı olmasına dikkat edin. Böylelikle hem bağırsakların daha hızlı çalışmasını sağlar, hem de daha az kalorili bir menüye sahip olursunuz. Örneğin ana öğününüzde et ve makarna yerseniz sebzeden çok daha fazla enerji alabilirsiniz. Ancak sebzeler bir porsiyon ete göre neredeyse dörtte biri kadar enerjiye sahip olsalar da, hemen hemen aynı derecede tokluk sağlarlar. Örneğin etin sindirimi 3 – 4 saat sürüyorsa, sebzenin sindirimi 2 saat kadar sürer. Fakat sebzeyi bir dilim ekmekle desteklerseniz, etli menü kadar uzun süre tok kalabilirsiniz. Bu nedenle gün içinde minimum 2 -3 porsiyon sebze, yine aynı oranda meyve almayı alışkanlık haline getirin.

Porsiyonlarınızı küçültün

Meyvede bir porsiyon derken, aklınıza dolu bir tabak gelmesin. Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit bir porsiyonun 50 kalori olduğunu, bunu da yarım muz, büyük bir mandalina, küçük bir elma veya ayvanın dörtte biri ile alabileceğimizi belirtiyorlar. Sebzelerde de, 4 yemek kaşığı bir porsiyona karşılık geliyor.

Tatlılara 'ambargo' koyun!

Gün içinde yeteri kadar karbonhidrat tüketmediğimizde enerji ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Bunun sonucunda da beynimiz bize 'tatlı' yememizi emrediyor. Biz de 'krizim tuttu' diyerek tatlılara saldırmaya başlıyoruz. Oysa tatlı ihtiyacımızı önlemenin tek yolu düzenli beslenmek ve enerjiyi dengeli bir şekilde almaktan geçiyor! Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Cirit, şeker gibi basit karbonhidrat grubunda yer alan besinleri haftada 1, en fazla 2 kere tüketmenizi öneriyor. Çünkü tatlı yediğinizde 300 -350 gibi yüksek bir kalori alırsınız ama kan şekeriniz hızla yükselip tekrar düştüğü için yarım saat sonra tekrar acıkırsınız. Bunun aksine bol peynirli kepekli sandviç yerseniz neredeyse 3 saat boyunca tok kalabilirsiniz. Gün içinde 2 – 3 porsiyon meyve yediğinizde de tatlı krizinin önüne geçebilirsiniz. Eğer canınız tatlı çok çektiyse, baklava ve şekerpare gibi kalorisi bol tatlılar yerine, daha az kalori içeren sütlü tatlıları tercih edin.
Besinleri sadece kalori veren maddeler olarak düşünmeyin. Vücudumuzun iyi enerji harcaması, günlük işlerini yerine getirebilmesi ve aynı zamanda sağlıklı olarak hayatına devam edebilmesi için ihtiyacı olan besin öğelerini bize gıdalar verir. Tüm besin öğelerini içinde bulunduran tek bir besin olmadığı gibi aynı besin grubunda yer alan besinlerin de içeriği farklılık gösterir. Kilo vermeye de çalışsak, kilomuzu korumaya da çalışsak çeşitli beslenmeyi ihmal etmemeliyiz.

Yağları 'yasak' listesine almayın!

Kilo vermek uğruna yağdan vazgeçmeyin. Çünkü yağlar sindirimi en uzun süren grup oldukları için yemeklere ilave etmezseniz tokluk süreniz kısalır, siz de kendinizi yine sofra başında bulabilirsiniz. Fakat çok hareketli bir yaşantınız yoksa, et, peynir ve yoğurt tüketirken zaten vücudunuzun ihtiyacı kadar aldığınız için doymuş, yani katı yağlardan kaçının. Gün içinde yemeklere katacağınız sıvı yağ miktarı 4 – 5 tatlı kaşığını geçmemeli. Bunun için de 4 – 5 su bardağı ile yapacağınız çorbaya yarım yemek kaşığı, bir kiloluk sebze yemeğine de yarım çay bardağı, salatalara da 1 tatlı kaşığı kadar sıvı yağ eklemeniz yeterli gelecektir.

Karbonhidrattan vazgeçmeyin

Kilo vermeye karar verdiğimizde çoğumuzun yaptığı ilk şey, 'karbonhidratlı besinleri sofradan kaldırmak oluyor. Oysa hem yeterli beslenmek hem de midemizin tok kalması için günlük enerji ihtiyacımızın yüzde 50 – 60'ını karbonhidrat kaynaklı besinlerden sağlamamız şart. Bu da günde 300 – 350 gr karbonhidrat anlamına geliyor. Diyelim ki et ve yanında da bolca salata yediniz. Karbonhidrat içeren besin tüketmezseniz vücudunuz ihtiyaç duyduğu 'enerjiyi' alamadığı için 1 – 1.5 saat sonra acıkmaya başlarsınız. Bunun aksine yanında karbonhidrat içeren bir besin tüketirseniz en az 2 – 2.5 saat tok kalır, bu sayede bir sonraki öğüne kadar gereksiz şeyler atıştırmazsınız. Dolayısıyla her öğünde karbonhidrat içeren besinlere mutlaka yer verin. Ancak seçiminiz kan şekerini hızla yükseltmedikleri için lif içerenlerden yana olmalı. Örneğin pilav ya da patates yerine, sindirimleri nispeten daha uzun süren, böylece kan şekerini hızla yükseltmeyen kepek ekmeğini, tam buğday makarnasını, kuru baklagilleri veya bulgur pilavını tercih etmenizde fayda var. Tabii her öğünde karbonhidrat içeren besinleri 3 – 4 yemek kaşığını geçmeyecek miktarda yemeniz gerektiğini de unutmayın!
Zayıflamanın öğün atlamaktan geçtiği yolundaki hatalı bilgilerle hareket etmeyin. Çünkü aç kaldığınızda vücudunuz bunu bir tehdit olarak algılıyor ve ihtiyaç duyulan enerjiyi yağ dokusundan almaya başlıyor. Fakat vücut uzun süre açlıktan sonra yağ deposundan sağlanan bu enerjiyi, öğün tüketilmesi ile beraber besinlerle gelen enerjiyi tekrar yağ dokusuna geri gönderiyor, hem de fazlasıyla. Bu da kilo verememenize, hatta kilo almanıza yol açıyor!
Dolayısıyla kahvaltıyı uyandıktan sonra en geç 1 saat içinde yapmalı ve sonraki öğünleri 2 – 4 saat sonra olacak şekilde planlamalısınız. Bunun için her gün 3'ü ana öğün olmak üzere günde en az 5 – 6 kez beslenin. İsterseniz, ara öğün sayısını 4'e bile çıkarabilirsiniz. Bu sayıyı kahvaltı saatinize göre belirleyebilirsiniz. Örneğin kahvaltınızı saat 7.00'de yapıyorsanız, ana öğünden önce mutlaka bir ara öğününüz olmalı. Ancak sofraya saat 10.00 gibi oturuyorsanız, bu durumda 2 – 3 saat sonra öğle yemeğine geçebilirsiniz.

Sofraya geç saatlerde oturmayın

Yoğun iş temposu nedeniyle bunu başarmak pek kolay olmasa da akşam yemeğini çok geç saatlere bırakmamaya çalışın. Akşam saat 19.00 gibi sofraya oturabiliyorsanız, çok şanslısınız. Ancak bu mümkün değilse ve diyelim ki saat 24.00'te yatağa gireceksiniz, hiç olmazsa yatmadan en az 4 saat önce akşam öğününü tamamlayın ki hareketsiz kaldığınız için kaloriler vücudunuzda depolanmasın. Akşam yemeğinde ağır yemekler yerine kalorisi az ve sindirimi kolay hafif yemekleri tercih edin! Eğer geç kalmışsanız, akşam yemeğini atlamayı bir çözüm olarak da görmeyin. Çünkü öğünü tamamen atlarsanız yetersiz beslenmiş olur ve vücudunuz uzun süre aç kalacağı için bazal metabolizmanızın hızının düşmesine yol açabilirsiniz.
Fazla kilolarınızdan kurtulmak için besinlerinizi pişirme şekline de dikkat etmelisiniz. Kızartmaları ayda bir veya iki kez ile sınırlamalı, bunun yerine haşlama veya fırında pişirme şekillerini tercih etmelisiniz. Eğer patates kızartmasını çok veriyorsanız, baharatlandırarak fırında elma patates şeklinde hazırlayabilirsiniz.
Protein tüketiminde aşırıya kaçmayın. Çünkü bol protein almak aynı zamanda 'yağlı' beslenmek anlamına geliyor. Çok yağlı beslenmek de metabolizmanın hızlı çalışmasına engel oluyor. Bu nedenle günlük besin ihtiyacınızın sadece yüzde 18'inin proteinden oluşmasına özen gösterin. Fazla protein alımının böbrekleri yorduğunu da unutmayın.
Kaynak:http://onedio.com/haber/ac-kalmadan-da-zayiflanabilir--207776

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç