Bu Blogda Ara

13 Ocak 2015 Salı

Gel Sende Gel İmana

          





Rahman ister ki kulu günahtan uzak olsun
Kaçma Rahman yolunda, şeytanla sen yol alma
Ömrün hayatın inan güzelliklerle dolsun
Şeytanla kalırsan da sen Ahirette solma

Şeytan der kula sessiz imandan sen ol uzak
Böyle der sana her an kurar olunmaz tuzak
Aman ha duyma onu olma imandan uzak
Ömrün giderken sona gel sende gel imana

Şeytan damardan girer ömrü hayatın yakar
Yakar yıkar kıçına en son tekmeyi atar
Ondan sonra arkanda gülerek kaçar bakar
Ömrün giderken sona gel sende gel imana

Kul Mehmet’im kendini söyle ne sanıyorsun
İmanı Rahman sermiş önüne arıyorsun
Rahman bana gel der sen neden hep kaçıyorsun
Ömrün giderken sona gel sende gel imana
Mehmet Aluç


Rahman Sonsuz Yücedir


Dünyada biz yaşarız cümlemiz bu faniden
Ölüm gelir insana bilinmez ki aniden
Gerçeği görünce sen deme gerçek sahiden
Seçtiğinle nasipte ne çıkarsa çekersin
                                           
Mezardan sonrasında unutma vardır hesap
Yaptığına güvenme sende olmaz ki nisap
Ölümle göreceğin inan değil ki serap
Seçtiğinle nasipte ne çıkarsa yaşarsın

İmanın sen beş vakit duyarsın nur çağrısı
İmansız sen çekersin dermansız can sancısı
İmanla yaşadığın hayatın en doğrusu
Seçtiğinle nasipte ne çıkarsa çekersin

Kul Mehmet’im sende duy Rahmanın çağrısını
Sonrasında sen çekme onulmaz sancısını
Rahman sonsuz yücedir bilir en doğrusunu
Seçtiğinle nasipte ne çıkarsa çekersin

Mehmet Aluç

12 Ocak 2015 Pazartesi

Yürüdüler Rahman’a buldular cana deva



Mecnun isen leyla'nın aşkı ile sende yan
Aşkla olursan her şey sevdiğine bak ayan
Dayan mecnunum dayan Leylan seninle her an
Leylan bakıyor sana o bakar olur ayan
Leylada senin gibi yanar yüzü ak her an
Size bu aşkı veren bildiğiniz gibi hak
Mecnun o leylasını kendinde gördü o an
Onun hayali bana yeter dedi her zaman
Aşkının nur yolunda kesilse de takati
Olmaz gönüller hiçbir zaman bakışlar katı
Leylan gönlünde neden gönlünü dağlıyorsun
Mecnun her an seninle neden sen ağlıyorsun
Bak can mecnun yanında hep seninle o gezer
Sanma ki leyla başka gönülde seni üzer
Leyla der ki eridi mecnun’suz içim yağım
Adımların o gönül sesinde can kulağım
Bak gönlüne karşında bakarak duruyorum
Beni gör görmezsen yar sanma ben yaşıyorum
Leyla der seninleyim ben senle yaşıyorum
Mecnun için yok oldu bir anda tümden zaman
Gönül seyran eyledi yok oldu zaten mekân
Kavuşamaz dediler kavuştu bilmediler
Aşkın tüm özlemiyle mecnuna hasret leyla
Merhametle doldu an o gönlü sen gel anla
Mecnunla Leylaya bu yapılan mıdır reva
Yürüdüler Rahman’a buldular cana deva
Mehmet Aluç


Ey Gönlüm



Ey Gönlüm

Ey gönlüm yine yanıldın çokbilmiş
Aşk Rahman'a ulaşmak için yol imiş
Nazlı yâri alıp Rahmana ulaşmak sevmek içinmiş
Sen sevmeyi aldın ulaşmayı unuttun ey ezilmiş

Bazen yel gibi savruldun yıktın geçtin
Bazen ateş oldun âlemi gönülleri yaktın
Rahmana giden yol aşkın yolunu unuttun
Sen aşkı gönüle girmek için yıkmak bildin
Aşk kavgadan uzak Rahmana merhametle giden yol imiş

Derman için mazlumların ahını aldın
Derman az kahır içinde onu unuttun
Hasret içinde yandıkça isyana yöneldin
Nazlı yar ile aşk hasretin içinde onu unuttun
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Yâr Aldı



Yâr AldıYâr Aldı


Ey gönlüm aşka hasret ömrüm
Deşme yaramı yara mı yar aldı
Sevincime hasret ömrüm ağlama
Mutluluk deryasını yar gönlümde kopardı

Istırap içinde kıvranma gönlüm
Dermanı yar ömrümde aldı
Gözlerimde akan yaşlar yakmayın yüreğimi
Ateşinizi söndürecek suyu yar aldı

Ey hayallerim karanlıkta kaldınız diye üzülmeyin
Hayallerim yârin gözünde kaldı
Cefa içinde yürüyen ayaklarım batmayın çamura
Sizdeki derman yârin dizlerinde kaldı

Kul Mehmet’im aşkın değerini aşkın deryasına dalan bilir
Hak aşkı ile seven bu dünyayı yalan bilir
Bu âlem de kavuşmasa da sabır ile yürür Rahmanın merhametini görür
Ahirette sevdiğine mutlulukla kavuşur hep beraber yürür
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

11 Ocak 2015 Pazar

Derdin Dermanı İman



Derdin Dermanı İman

Gönlüm önüne serdim senin neşeyle hazır
Viran eyleme gönlüm ömür dünyada nedir
Çevir yönünü bana doğru olsun yar nazır
Ömür neşeyle yaşa derdin dermanı iman

Duanla semada saf saf iner tüm melekler
İnsanlık için olsun gönülde tüm dilekler
Mazlumlar için yıksın zalimi tüm bilekler
Ömür neşeyle yaşa derdin dermanı iman

Bu dünyada insanlar birbirine küsmesin
Gönlünde sevgi yoksa söyleyin Kul neylesin
Sevgi yoksa gönülde sonumuz kötü kesin
Ömür neşeyle yaşa derdin dermanı iman

Ömür belirli imanla yaşayan diller belirli
Ayrılık rüzgârını taşır imansız belirli
Ömür sonunda çukur inan ağır bedelli
Ömür neşeyle yaşa derdin dermanı iman

Kul Mehmet’im hani bu dünya benim diyenler
Gözyaşının değerin bilmeyen o gidenler
İman nuru var iken imansız o ölenler
Ömür neşeyle yaşa derdin dermanı iman
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Yok, Mu Işık Olan

Yok, Mu Işık Olan

Yok, Mu Işık Olan

Ağlayan sokakların kimdir halini soran
Kar yağıyor yüreklere kar ile boran
Arsız bakar edepsizce yollarda duran
Karanlık bürümüş sokakları yok mu ışık olan

Var mıdır sokakların tapusu her köşesinde zalim
Kalemler sözler mi buz tutmuş yamandır halim
Bulunmaz mı bu dertlerin aman ilacı sağ salim
Karanlık bürümüş sokakları yok mu ışık olan

Kul Mehmet’im yaralar sarılmaz söz ile
Yitirdim ararım gönülleri yüreğimde köz ile
Hak katında kabul olsun dilekler duam ile
Karanlık bürümüş sokakları yok mu ışık olan
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Mutlu Bir Günü Mutlulukla Yaşamadık



Âlemlere geldik âlemlere ne için geldik
Neler aradık aradığımızı aramadık
Geldik unuttuk ne için geldik viran eyledik
Bu nedenle mutlu bir günü mutlulukla yaşamadık

Âlemi boşuna mı seyran eyledik
Merhameti söktük kalbimizde ihaneti ekledik
Manayla anlamı bulamadık isyana doğru bildik
Bu nedenle mutlu bir günü mutlulukla yaşamadık

Huzurla bilmem nasıl gafil olduk
Cahillerden uzaklaştık doğruyu bulamadık solduk
Biz rahmana ait bir kulduk şeytanın yolunda yol aldık
Bu nedenle mutlu bir günü mutlulukla yaşamadık

İmanı söz içine katmadık besmeleyle yatıp kalkmadık
Gönlümüzdeki merhametin kapısını hiç aralamadık
Nefis şeytanı kucakladık sonunda aptal gibi avlandık
Bu nedenle mutlu bir günü mutlulukla yaşamadık

Rahman dedi kulum dertlere merhem ol
Sanki kul anladı merheme zehir kat sol
Mazlumun yanında sen her zaman ol
Sanki kul anladı mazlumun önüne engelden ol yol
Bunu bilemedik mutlu bir günü mutlulukla yaşamadık

Kul Mehmet’im tevhidi sökme dilinden
Merhameti sakın sökme gönül elinden
Mazlumla zalimi ayır karıştırma dünya gününden
Resul değil midir yol açan peşinden gidenler cennet ehlinden
 Bunu çözemedik mutlu bir günü mutlulukla yaşamadık

Mehmet Aluç

Konsam Gönül Dağına



Konsam Gönül Dağına

Ah bir gülsen yüzüme
Bülbül olsan bağında
Tenin değse tenime
Olsam gönül dağında

Sensiz rezil bu sefil
Oldum sensiz ben gafil
Aşkıma ol sen dâhil
Konsam gönül dağına

Açık koyma arayı
Sen gönlümün sarayı
Anlına sürme karayı
Olsam gönül bağında

Kul Mehmet dağları aş
Yârine olsan sen baş
Eline alma sakın taş
Dolsam gönül bağına
Mehmet Aluç

Merhametle Muhabbet İkizdir



Merhametle Muhabbet İkizdir

Yar kendi güzelliğinden geçme
Ömür bir gün biter kin nefretle ezme
Nefret bir anda sezilir hayatın çilesinden bir an bezme
Nesin kimsin bir an düşün taşın kendin olmadan gezme
Merhametle muhabbet ikizdir bir birinden ayırma

Cümle sözlerin ahvali nedir bir düşün
Tüm güzelliğiyle yaratılmış canına olma düşkün
Önüne gelirse mutlulukla gizlenmiş o güzel hüzün
Nefsini at bir kenara olma sakın ona düşkün
Merhametle muhabbet ikizdir bir birinden ayırma

Nefisle kinle olursan yoktur sana sözüm
Aşk ile yandı gönül aşk deryasında yanar közüm
Her çaresizliğin elbet vardır bir çözüm
Ahdine vefa göster haydi benim iki gözüm
Merhametle muhabbet ikizdir bir birinden ayırma

Buzdan sözler çıkar dilinde yakar dudağını
Aşktan öte manalar yüklü ötelere çevir yanağını
Giderken güzelliğin yolunda hızla at adımlarla bacağını
Atma gönlünü değersiz anların geçici hicran batağına
Merhametle muhabbet ikizdir bir birinden ayırma



Kul Mehmet’im ruh gidince değeri olmaz bedenin
Yakıp yıkmaya koşarsın söyle nedir nedenin
Toprağa düşünce beden sukuta hasret kalmasın bedenin
Yok değeri naaş ’ın yapılan iyiliklerle değer kazanır naaş ‘ın
Merhametle muhabbet ikizdir bir birinden ayırma
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

10 Ocak 2015 Cumartesi

Gönlüm Coşar Gider

Gönlüm Coşar Gider

Gönlümde benim yok ki karam
Hüzünden olmaz ki hiç keder
Gönlümde vardır bir yara
Yâre bu gönlüm koşar gider

Yârim bana olmaz ki yük
Gönlün onsuz boynu bükük
Çilem bu dağdan ’damı büyük
Yâre bu gönlüm coşar gider

Aşk gönül için umman mıdır
Yarsız bu hayat bir zindan mıdır
Gönlüme aşk yârin fermanı mıdır
Yâre bu gönlüm neşeyle gider

Yârin bakışı ilham olur her aşığa
Yârin derdi sorulur mu hiç maşuğa
Karanlık olsa da yol aşk olur yola ışık
Yâre bu gönlüm neşeyle coşkuyla gider

Aşk beslenir her dem yârin gülüşüyle
Aşksız yolda hangi yol yol olur
Kimin yürüyüşüyle
Yâre bu gönlüm coşkuyla gider


Aşığın gönlünde biter mi umutlar
Yârin bakışı gökyüzünde açan bulutlar
Yârin bir adımıyla gönül bayramı kutlar
Yâre bu gönlüm coşkuyla emekleyerek gider

Yârin gülüşüyle beslenir benim gönlüm âlemim
Yazarım o yâre işte elimde gönül kalemim
Yârin yokluğuyla gönlümde başlar elemim
Yâre bu gönlüm coşkuyla neşeyle gider


Kul Mehmet’im yarsız geçmez geceler
Yârin ismini gönlüm gece gündüz heceler
Ona giden yolda önüme çıkar bilmeceler
Yâre bu gönlüm neşeyle koşar gider
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Dünyalara Değer



Yârin koynunda yatmayınca geçer mi geceler
Şiir yazmak için yoksa ilham ne yapsın heceler
Başta saç çıkmıyorsa ne yapsın söyleyin keller
İlham geldi işte şiir yazmaya başladı kalemler

Gönlün derdi okşanmakmış, meğer
Yârin bir gülümsemesi dünyalara değer
Yar gelmeyince gönül başın öne eğer
İlham geldi işte şiir yazmaya başladı kalemler

Dizi dizi yazılıyor ilham gelince şiirler
Okuyucu okuyunca verimi acep değer
Gönül yarsız tavan yapar sinirler
İlham geldi işte şiir yazmaya başladı kalemler

Aşk yolunda neşeyle yürür bu beden
Yar sevdasına uzun yola çıkınca başka aranmaz neden
Aşksız bu beden ölmüştü, sanki önceden
İlham geldi işte şiir yazmaya başladı kalemler

Yârim bak kalemim hep seni yazıyor
Anla sen olmayınca bu gönlüm ağlıyor
Bak görüyorsun sen gelince bu gönlüm coşuyor
İlham geldi işte şiir yazmaya başladı kalemler

Bak gör aşk ile kalemin gücünü
Gülümseyerek bana göster yüzünü
Naz etme yeter yapalım artık düğünü
İlham geldi işte şiir yazmaya başladı kalemler

Gir koynuma gönül atsın bağını
Alayım çalayım sana gönül sazını
Gülümseyerek geçirsin gençliğimiz çağını
İlham geldi işte şiir yazmaya başladı kalemler

Kul Mehmet’im yar olunca açılır kollar
Meyvesiz ağaçta ne yapsın kuruyan dallar
Yârin ağzında dökülen sözler cennetten damlar
İlham geldi işte şiir yazmaya başladı kalemler
Mehmet Aluç


9 Ocak 2015 Cuma

Yakacaksan Kendini Bir Kadının Gönlünde Yak

Yakacaksan Kendini Bir Kadının Gönlünde Yak


Yakacaksan Kendini Bir Kadının Gönlünde Yak


Kendini yakacaksan bir kadının gönlünde aşk ile yak gonca güller gibi saçıl kokunla kadınına son nefesine kadar huzurla neşeyle kokladığı gül ol. Deme sakın erkeğin erkek kadının gönlünde açan gül olmaz neden olmasın kadın tüm gönlü ile severken erkeğine ömrünü gonca güller gibi koku saçarak feda etmiyor mu?

Gül olmayı istemiyorsan sarmaşık gülü ol sar onu ona sahip çıkan saran koruyan… Gücünle. Onun sana sunduğu mutlu bir aile olmanın sıcaklığında düşlerine düş ol, ağlatan sakın olma kaybedersin.

Sen ona düşlerinin renginde bir düş gibi hayat sunarsan o sana fazlasıyla mutluluğu yaşatacaktır.

Sonu gelmeyen soluksuz bir hayat sunarsan soluksuz kalırsın.

Tebessüm edersen kadının seni tebessümlerin deryasında neşeyle taşır elinden tutar ve hep sana gülümser.

Ona yokluğunun sahillerinden gezdirir isen çeker gider sen tek başına yokluğun sahilinde kalırsın, kahır olmayı yaşarsın, yüzüne bakan olmaz.
Her zaman yakacaksan kendini bir kadının gönlünde yak Aşk’ın deryasında mutlulukla yürü, korkma seni senin gibi yarı yolda bırakmaz.

Kadın ayrılık çanlarını senin gibi çalmaya hevesli değildir, ona gereken değeri verirsen hep gülümser, gamzelerinde güller açar, kokusuna bayılırsın çünkü gamzesinde cennet çiçekleri açar, o gamzesinin kapısını gülücüklerle açtırır isen her an gülümser.

Yaralanmış bakış, hayat adımlar hiçbir zaman mutluluk getirmez acı, hüsran gözyaşı getirir.

Her zaman yakacaksan kendini bir kadının gözlerinde ışıl ışıl parıldayarak kendini yak(yalnız bu yakma bildiğimiz yakma şekli değildir biline yanlış anlaşılmaya ona göre) nasıl yakacaksın peki derseniz, gülümse kadının sana gülümsersin kocam an ateşten alevler gibi büyüsün evi sarsın hatta şehri ülkeyi sarsın bu gülüşmeler, sevgiler…

Mehmet Aluç

ladies_of_baby Bunu beğendi.
__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Zaman Vuslata El Sallamadı



Zaman Vuslata El Sallamadı

Kapıları yüzüme tek tek vururken
Hasret rüzgârı kapımı sensiz çalarken
Limanda kalktı gemi son defa sensiz giderken
Zaman vuslata el sallamadı ben hasrete koşarken

Oysa ben hayran kaldım gönlünün yapısına
Sen beni bıraktın gönlünün dış kapısına
Giydirdin bana ayrılığın kefeni sefasına
Zaman vuslata el sallamadı ben hasrete koşarken

Bir an durdum şöyle durup dururken
Hangi hatayı yaptım diye düşünürken
Bir şey bulamadım hasreti sırtıma yüklerken
Zaman vuslata el sallamadı ben hasrete koşarken


Kul Mehmet’im sana son defa el sallarken
Gözlerimde kanlı yaşlar damla damla akarken
Sen arkamda son defa gülümseyerek bakmazken
Zaman vuslata el sallamadı ben hasrete koşarken
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Bu Gurbette



Bu Gurbette
Sazım çaldı gurbet elde seni andım
Gözlerimde yaş aktı hasrete kandım
Kapı çalınca koştum sen geldin sandım
Sürgün hayatı yaşıyorum bu gurbette

Gelirsin diye gözlerim tozlu yolda kaldı
Mazinin dikeni acıtarak yüreğime derdi saldı
Bana bakarken sözlerin sanki baldı
Sürgün hayatı yaşıyorum bu gurbette

Yaram derin ağlamam duyarsın diye
Deme sakın gurbete gittin ne diye
Seherde gülüşün esen rüzgârla bana hediye
Sürgün hayatı yaşıyorum bu gurbette

Kul Mehmet’im yollar uzak gelemedim
Adını anarım gurbette sana gelen yolu bilemedim
Sileyim dedim yüreğimde
Bu geçim derdiyle hasretliği silemedim
Sürgün hayatı yaşıyorum bu gurbette
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

8 Ocak 2015 Perşembe

Sarıkamış Cennetin Şehadetin Deryası



Sarıkamış Cennetin Şehadetin Deryası

Sarıkamış cennetin şehadetin deryası
Sarıkamış o makber nurdan nur nura coşuş
Sarıkamış imanın insanlığa yazısı
Sarıkamış insanın acizliğine koşuş
İnsanların yarası acılı Mehmet koşar
Kara kışta nefesler donar da iman coşar
Sarp dağlar bak karlarla yüklü Ahmetler üşür
Yıkar mı hiç Ahmet’i Mehmet’i o sefalet
Ahmet’in Mehmet’in var gönlünde o adalet
Karda yürüyüşüne bakın dolu asalet
Onu bekleyenlerin yaşadığı rezalet
İzin verir mi Mehmet iman her an delalet
Durdurur mu hiç iman dolu göğsü sefalet
Yürümek zor ayazda yürüyemez o ayak
Yürüyor bak semaya doksan bin nurdan şehit
Peygamber bakıyor bak imanlarına şahit
Uzanırken umutlar kırılıyor o dallar
Şehadetle bak hepsi içti cennetten ballar
Nebi nur ashabı nur uzattı işte kollar
Semaya yürüyor bak nurdan doksan bin şehit
Sarıkamış kardan don sanki olmuş bir mahşer
Acizlikle donuyor oradaki tüm beşer
Birbirine sarılmış üşüyor işte beden
O ayazda var mıydı çıplak gitmeye neden
Ölüm yağarken sağnak sağnak üşür tüm beden
Gözlerinde hasretler vuslat ayazda donmuş
Yâr kokusu koynunda diller donmuş lal olmuş
Elde evlat kokusu gözler bakarken solmuş
Annesinin şefkati elinde kenetlenmiş
Sarıkamış tabutla şehadete yürümüş
Şehitler hep gülümser ak güllere bürünmüş
Kucak açar gül Nebi bak cennete yürüyor
Eksi kırk derece soğuktu geldi çöküş
Soğuk tene melekler saf saf kanat geriyor
Gül nur nebi gülümser onları kucaklıyor
Sarıkamış bak iman volkan volkan coşuyor
Sarıkamış ta sukut bak melekler ağlıyor
Yürekler donuyor bak destanlar yazılıyor
Arkanda geliyor o imanla torun ecdat
Arkanda size doğru yürüdü Vedat Sedat
Sizler makberinizde artık yatında rahat
Geliyor arkanızda beklenilen istimdat
Mehmet Aluç


__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Titrerdi içi yazda



Titrerdi içi yazda

Yetim bir çocuktu
Çocuktu
Hem de yetimdi
Kim bilirdi
Yalnızdı
Gören kimdi
Titredi içi yazda
Anlayan kimdi
Geceler gibi yüreği karaydı
Hülyaları
Geleceği silinmişti
Hisseden kimdi
Kalbini aldı avcuna
Savurdu insanlara
İçin kurumuş olsa da
Sevgi doluydu
Gören alan olmadı
Etrafına baktı etraf mezarlık
Ses yok seda yok
Karanlık gölgelerin kahkahası
Yankılanıyordu sokaklarda
Duyan kimdi
Boş hayaller
Evlerde geziniyordu
Simsiyah
Zindan gönüller
Zindanlarda ağlıyordu
Gözler kanla doldu
Gözyaşlarında kan aktı
Kim gördü bildi
Suçlusu kim
Kime sorsan suskun
Gönlün coşmak ister
Kapısı kilitli
Kim kilitledi
Bilinmez
Yarınlar kan gölü
Yarınlar inkar dolu
Yalan dolu
Doğru nerede sordu
Bilen yok
Sordu sol yanınızda taşıdığınız nedir
Baktılar aval aval
Bilen yok
Kim koydu bunu buraya
Neye yarar diye sordular
Söyledi
Sus dediler
Neden dedi
Yakarlar dedi
Etrafına bak
Yanmayan ne var dedi
Baktı gördü
Viran olmuştu koskoca şehir
Sokaklar
Evler dedi
Tutuk muydu kulaklarım duymadım
Gözlerime mil mi çektiler görmedim
Günaha batan nefis
Nasihat mi alır dedi
Ağlayarak yürüdü
Yetim bir çocuktu
Çocuktu
Hem de yetimdi
Kim bilirdi
Yalnızdı
Gören kimdi
Gören
Bilen Rahman dı biliyordu
Gülerek gidiyordu
Gülen yarınlara
Nefretsiz bakan gözlerin şehrine
Var mıydı
Vardı biliyordu

Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Avrupa Şimdimi Uyandı

 Avrupa Şimdimi Uyandı

Avrupa Şimdimi Uyandı


Yüzlerce çocuk Filistin de kaldı yetim
Bunu görmeyen Avrupa daldı uykuya
Kıyıma kaldılar sessiz
Orada ölen insan değil miydi şimdi uyandı
Hain her yerde hain
Okşanmaya gelmez ısırır
Bedel ödetmeye şartlanmış hödükler
Kışkırtanlar
Sevgiyi aşkı kıskananlar şeytanın yardakçıları
Aşkı sevgiyi görünce uykularını kaçırır
Ahde vefa çıldırtır hödükleri
Kan emicileri
Uşak olmamızı ister
Olmayınca zor gelince
Kan döker edepsiz hödükler
Ekmek taşıyanlara bomba taşı der
Vatanını sevene ihanet et derler
Korkuları boşa çıkınca
Kalleşçe kalleşler kurşun sıkar
Karanlık perdenin karanlığında
Ödlek korkak geleceği yıkar
Kendi geleceğini kurmak ister
Yıkan kuramaz bilmez
Yakan yanar bilmez
Kurşun sıkana
Rahman soluksuz ateş verir görmez
Mehmet Aluç

Not: Fransa da kanlı eylem yapanlar gayesi Müslümanları dini insanların gözünde küçük düşürmek, bunu yapanları kınıyorum, Rahmanın tuzak kuranlardan daha büyük azabı vardır.

“Hani bir vakit dı o kâfirler seni tutup bağlamaları veya öldürmeleri veya sürüp çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı, onlar tuzak kurarlarken Allah da karşılığını kuruyordu, öyle ya Allah tuzakların hayırlısını kurar ”Enfal suresi.

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

7 Ocak 2015 Çarşamba

Yalnızlığa Arştan Sökülerek Gelen Yolcu-2.Bölüm-



Yalnızlığa Arştan Sökülerek Gelen Yolcu-2.Bölüm-Yalnızlığa Arştan Sökülerek Gelen Yolcu-2.Bölüm-


Hani bir gün gelir hiç beklemediğin bir gündür o gün, birisi gelir gönül eliyle sana elini uzatır tutar sımsıkı sana sarılır, bu sarılma ile buz tutan bedenin bir anda ısıtır sana gülümser sende gülümsersin hayata, sımsıkı sarılırsınız hayata, işte o anda hayat sizinle gurur duyar, hayatın gözlerinde birkaç damla yaş süzülür yüreğinize, işte o birkaç damla yaşa hayatın sevincidir yüreğinize coşku olan, sığmayan sizi mutlu eden. Hayat bu yarının ne olacağını ancak ve ancak Allah(C.C.) bilir. Kula yaşamak düşer sabırla, beklemek düşer umutla. Bütün sıkıntılara derman merhem ise Yüce Rahmandan dua ile istemek, acizliğini bilerek istemektir.
Durmuş ölüm yorgunluğundaki yorgun bedeni ile yumuşacık yatağa uzandı ve gözlerini yumarak uykuya daldı.

Gülümser sessizce oğluna.

-Nur yüzlüm az sessiz ol durmuş beyi rahatsız etme, uyusun dinlensin. Ben mutfaktayım, bir şey olursa bana haber ver.

-Tamam, annem sen merak etme, bir kelebek gibi sessiz olacağım.

Gülümser oğluna sarılarak anlından öptü ve mutfağa geçti.

Biraz sonra Dumrul mutfağa geçti.

-Annem sana bir şey soracağım dün verdiğin kitapta okudum: “Uykusuna nefsine arzusuna ram olanlar yarına yürüyemezler” diye yazıyordu. Ben anlayamadım, bana açıklar mısın annem?

Gülümser bulaşıktan elini çekti, elini kuruladıktan sonra.

-Nur yüzlüm, çok güzel bir soru anlamaman da normal daha küçüksün, sana açıklayayım, şimdi uykusuna nefsine arzularına boyun büken yani ram olan, sadece yolda kalır yolda yürüse bile sadece kendi isteklerine çare olur, diğer insanları düşünmez bencil bir insan olur. O nedenle her zaman ayakta ”kıyamda” dimdik, kendin için değil herkes için istediğini kendin içinde istemelisin nur yüzlüm.

-Anladım annem, teşekkürler ederim. Akşam için durmuş bey için az bahçede yer elması toplayabilir miyim annem?

-Tabi nur yüzlüm, ama çabuk ol fazla dışarıda durma.

-Tamam annem.

Akşam ezanı ufukta okunurken gülümser mutfaktan çıktı. Durmuş bir çocuk saflığında hala uyuyordu. Akşam namazı için gülümser abdestini tazeledi, yan odaya geçerek akşam namazını eda etmek için Rahmanın huzuruna vardı. Tekbirini aldı namaza başladı. Merhamet kokar namazda, aşk kokar, gül gibi kokan Resul kokar namazda. Varmanın, varmak için yola çıkmanın güzelliği kokar namazda, kavuşmanın huzurunda olmanın kokusu siner namazla odaya namazı kılanın tenine. Rahmana yönelerek yolsuz yollara yol bulmak yürümektir gönüllere dua dua namazda. Sen susarsın gönlün konuşur Rahman seni dinler namazda.
Durmuş uyandığında çok çok rahatlamış buldu kendini, etrafına baktı kimseler yoktu. Yan odaya baktı gülümser namaz kılıyordu, sessizce divana geçti oturdu.

İçinde fısıldayan çığlık karamsarlık sanki yok olmuştu. Bedeninde tatlı bir huzur vardı. Buraya uğramadan önce sanki etrafında tipi esiyordu, görünmüyordu yürüdüğü yolun dibi. Yola çıktığına pişman gibiydi, tıpkı çocuklar gibi birisi dokunsa ağlayacak gibiydi. Sevdiğim beni anlamadı terk etti gitti bıraktı, beni kederle gamla diye düşünürken, sevdiğini peşini bırakıp yola çıktığına çok pişmandı, oysa şimdi bu kederden hiçbir şey kalmamış, yüreğinde sevinç huzur vardı.

Gülümser içeriye akşam namazını eda edip girdiğinde, durmuşu uyanmış olduğunu görünce, gülümseyerek.

-Rahat uyuyabildiniz mi?

-Evet, çok güzel uyudum, sanki ilk defa uykunun bağrında uyumuş gibiyim!

-Ölü beden, ölüm kokan yatakta yatınca rahat etmez, gül kokan bir buselerin havasını teneffüs edince insan böylesine huzurla yatar ve kalkar.

-Bak bu konuda çok haklısınız, buralarda ne arıyorsunuz diye bana sormuştunuz ya, ben sevdiğimi sandığım sevgilinin gözlerinde gönlünde kendimi bulamadım, kaybolan beni yani kendimi arıyordum.

Sokaklardayım yine bugün sokak çok ıssız
Aradığım ise ben kendimi ben ararım
Sormayın kaybettin de kendin nasıl sızısız
Aşkın narına yandım yâri kendimde bulmam
Ben kendimi ararım gurbet sokaklarında

Gezerim işte böyle ben gurbet yollarında
Aradığım bulmadım yârin ben kollarında
Gönlün zoruna gider çıktım o an yanında
Aşkın narına yandım yâri kendimde bulmam
Ben kendimi ararım gurbet sokaklarında

Benimdir dedim çıktım yola bu alın yazım
Gurbet sokaklarında çaldığım gönül sazım
Neyleyim nazlı yâre geçmedi benim nazım
Aşkın narına yandım yâri kendimde bulmam
Ben kendimi ararım gurbet sokaklarında

Kar tipi yağar her gün benim dertli başımda
Dedim yar durayım az senin sağ yamacında
Dedi ben ölürsem sen durursun başucumda
Aşkın narına yandım yâri kendimde bulmam
Ben kendimi ararım gurbet sokaklarında

Kul Mehmet’im dedim yar az gölgende durayım
Gül yüzüne bakayım seni senden sorayım
Konuşmasan da ayda bir boyuna bakayım
Olamaz dedi güldü saldı gurbet ellere
Aşkın narına yandım yâri kendimde bulmam
Ben kendimi ararım gurbet sokaklarında

Gülümser
-Çok güzel anlatınız gönül halinizi, şairsiniz galiba?

-Biraz karalıyorum kendi halimde.

Gülümser.

Sen gel bu sensizliğin çaresizliğini yor
Aşk yüreğimde yanan bir alevden sönmez kor
Bu çareyi ey gönlüm sen gel şimdi kimde sor
İstediğin kadar yan gören Rahman’sa kolay

Aşk kalemimle seni şiirlere yazdığım
Seni nakış nakış bu gönlüme kazıdığım
Sensiz bendim hep yalnız geceler ağladığım
İstediğin kadar yan gören Rahman’sa kolay


Aşk ile yaşadığım değildir dertler yükü
Yazdığım ise benim aşka dair bir türkü
Sen ister dinle ister dinleme budur ülkü
İstediğin kadar yan gören Rahman’sa kolay

Aşkın peşine düş sen sarmakla onu doyur
Aşk sen terk edince o sanma tatlıca uyur
Aşk altındır unutma atılmaz ona çamur
İstediğin kadar yan gören Rahman’sa kolay

Kul Mehmet aşk isminle hep türküler söyleyen
Gelmediğinde gece hasretinle özleyen
Sinemde çocuk gibi saran ninni söyleyen
İstediğin kadar yan gören Rahman’sa kolay

Durmuş

-Siz benden de daha güzel ifade ettiniz, işte siz şairsiniz! Bir şey söyleyeceğim size, sizden özür dilerek.

-Buyurun.

-Galiba ben kaybettiğim kendimi buldum, burada sizin gözlerinizde gönlünüzde.

Gülümser hafiften gülümsedi.

-Aşk insanın gönlüne düşer, diline, bakışlarına düşer karanlık geceye doğan ay gibi, sabah doğan güneş gibi. Gönlün kırık kanatları bir anda iyileşir, güvercin kanatları gibi gönlün kanatları açılır uçurur seni götürür aşkın vadilerine, lakin orada sevdiğin seni beklemiyorsa arayıp da bulamıyorsan yakar yüreğini kor alev, diyar diyar gezdirir ta ki sevdiğini bulana kadar, gönlündeki aşkı alıp gönlüne alana kadar. Aşk, önce sevdiğinin gönlüne konar onun gamzesi varsa gamzesinde çiçekler gülücükler açtırır, gözlerinde bahar çiçeklerinden çiçekler açtırır bakınca görürsün, hissedersiniz.

-Aşkımın alnında öptünüz, sinemde yanan alevi söndürdünüz. Umarım böylesine açık konuştuğum için beni yanlış anlamazsınız?

-Aşk yanlış anlaşılmaz, aşk gönlün duasıdır, Rahmanın gönlümüze bıraktırdığı nurdan misafiridir. Ben o misafiri senden alıp gönlümde, birlikte gönlümüz de birlikte misafir etmeye hazırım.

Mehmet Aluç

Devamı gelecek inşALLAH

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Gören Rahman'sa Kolay



Gören Rahman'sa Kolay
Sen gel bu sensizliğin çaresizliğini yor
Aşk yüreğimde yanan bir alevden sönmez kor
Bu çareyi ey gönlüm sen gel şimdi kimde sor
İstediğin kadar yan gören Rahman'sa kolay

Aşk kalemimle seni şiirlere yazdığım
Seni nakış nakış bu gönlüme kazıdığım
Sensiz bendim hep yalnız geceler ağladığım
İstediğin kadar yan gören Rahman'sa kolay


Aşk ile yaşadığım değildir dertler yükü
Yazdığım ise benim aşka dair bir türkü
Sen ister dinle ister dinleme budur ülkü
İstediğin kadar yan gören Rahman'sa kolay

Aşkın peşine düş sen sarmakla onu doyur
Aşk sen terk edince o sanma tatlıca uyur
Aşk altındır unutma atılmaz ona çamur
İstediğin kadar yan gören Rahman'sa kolay

Kul Mehmet aşk isminle hep türküler söyleyen
Gelmediğinde gece hasretinle özleyen
Sinemde çocuk gibi saran ninni söyleyen
İstediğin kadar yan gören Rahman'sa kolay
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
Selam ve dua ile...

Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç