Bu Blogda Ara

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Ben Beddua Ediyorum




BEN BEDDUA EDİYORUM


Gazze ağlamak için gözünde yaş kalmayan şehrim
Bu Ramazanda bombalar yağarken
Sen harabeye dönerken
Kardeşlerim bombalar ile parçalanırken
Müslümanlığımızdan utanıyorum
Gömün bizleri diri diri toprağa
Hatta toprağa da gömmeyin
Atın uçsuz bucaksız kör uçurumlara
İftarını kan ile açan gazzelim
Bizde vicdan kalmadı affet bizi
Sizler kan ile açarken iftarı
Bizler tavuk şişler ile
Kebaplar ile zevki sefada açıyoruz
İsrail Allahın sonsuz azabını anında tadasınız
Sonsuz acılarla sürüm sürüm sürünesiniz
Beddua etmek yakışmazmış Müslüman'a
Nasıl yakışmasın beddua dilime
Böylesi ********lere katillere beddua
Etmeyim de ne edeyim
Zaten elimiz kolumuz neden bağlı belli değil
Lanet İsrail elinde roketler
Masum kardeşim elinde taşlar
Şerefsizlere afiyet mi dileyim
Ey İran neredesiniz
Ey Arabistan hangi kör taşın altındasınız
Ey Müslüman ülkeler insanlar
Hangi kahır dolu yoldasınız
İsrail'in yaptığını görmezsiniz
Gazze ile içindeki insanlar bombalanıyor
Müslüman beddua etmez amma
Ben beddua ediyorum
Ettiğim beddua
Allah'a hesap verememenin yükünden hafiftir
İnsanların katlini görmeyen
Kalp'leri ömrü hayatı yıkan ********leri görmeyen
Kalp Allah'ın nazargahıdır bilmeyenlere
Beddua ediyorum
Allah sizi kör baktıra
Allah kulaklarınıza şiş soktura
Müslüman'ız Ramazandayız
Hani nerede Müslüman ülkeler
Yalan bakıyor gözleri
Yalan söz işitiyor kulakları
Doğru söz yok dillerinde
Adı Müslüman kendisi başka
Gazze ağlamak için gözünde yaş kalmayan şehrim
Bu Ramazanda bombalar yağarken üzerine
Sen harabeye dönerken
Kardeşlerim bombalar ile parçalanırken
Müslümanlığımızdan utanıyorum
Gömün bizleri diri diri toprağa
Hatta toprağa da gömmeyin
Atın uçsuz bucaksız kör uçurumlara
Mehmet Aluç
14-07-2014
Not: Haber ve resim haber 7 sitesinde alıntıdır.
İsrail'in Gazze'nin çeşitli bölgelerine attığı füzelerde ise 33 Gazzeli çocuk hayatını kaybetti. Hamas mevzilerini vurduğunu iddia eden İsrail, gelişigüzel attığı füzelerde 16 kadın, 33 çocuğun canına kıydı. Filistinli ailelerin evlerine yapılan bombalı saldırılarda ise birçok Filistinli yakınını kaybetti. En çok etkilenenler ise yine çocuklar oldu. Anne babasını kaybeden Gazzeli çocuklar acı manzarayı gözyaşları içinde izlemekten başka bir şey yapamadı.

Gazzede sönerken ocaklar



Dünya sen ne çabuk değiştin
Yoksa sen değil de biz insanlar mı değişti
Evet, biz insanlar duyarsız olduk
Sönerken ocaklar Gazze de bizler değiştik

İsrail edepsizine kimse neden bir şey yapamıyor
Neden kokuyoruz İsrail denen utanmazdan kan emiciden
Başım önümde kaldıramıyorum utanç'dan
Gazzede sönerken ocaklar uzatamıyorum elimi

Uzanmayan ellerimiz kökünden kırılsın
Bu eller ki ne için lazım söyleyen var mı
Sığmıyorum bugün dünyaya
Gazze de kardeşimle çocuklar kan ağlıyor acılarla
Gazze de sönerken ocaklar uzatamıyorum elimi
Mehmet Aluç

12 Temmuz 2014 Cumartesi

Kör Karanlık Zindanlar


Kör Karanlık Zindanlar
İnsan olarak birçoğumuz dünyaya geliş amacımız duygularımız dünya hayatının amacı düşüncelerin şeytani ve rahmani yolunu bilmeden yaşayan insanlarız.
Dünyaya gelen biz insanoğlu yüce Allah’a ibadet etmek ve gönüllerin inşası için gelmiş ve şeytani yol ve Rahmani yol olarak Yüce Allah önümüze iki yol yaratmış. Şeytani yolda şeytanın avukatlığını yaparsan şeytan bir süreliğine senin sırtını sıvazlar hafiften gülümsemen için gıdıklar istediğini yaptırdıktan sonra yolun ortasında sinene kör bıçakla bıçaklayarak yarı yolda kan revan içinde bırakarak terk eder ve kıçından gülerek terk eder gider.

Şeytan bu onda duygu his arama bulamazsın. Birde bakarsın ki ömründe ömür bitmiş yolun sonunda kan revan içinde kalmışsın tek başına. Aklına gelir ise ikinci yol Rahmani yol, mutluluğa sevince gönüllerin inşası için olan güzelliğin yoluna yürürsün ve o yolda tüm acılarına yaralarına derman bulursun tabi aklına gelirse.
Biz insanlar işte böylesine nankörlük dolu yola girmek ve şeytanın avukatlığını yapmayı öylesine seviyoruz ki bize Rahmani yolu gösterenlere kin nefret ile hırlayarak parçalıyoruz.
Tabi Rahmani yolu gösterenin görevi bu yolun güzelliğini bildirerek gittiği yolun yanlış olduğunu söylemek gerisi o kişiye kalmıştır, ister şeytani yolu seçer bir ömrü o yolda heder eder sonunda sırtında paslı kör hançerle sırtında bıçaklanır kan revan içinde kalırsın. Rahmani yolu seçer iyilik ve merhamet ile yol alır insanları sever dertlerine derman olmanın yoluna gider, imanı Kuranı Gül kokulu Resulü göğsünde taşır bazen yoluna çıkan zalimlerle mücadele eder,  halden bilmeyenlerin yanlışlığını yüzüne söyler ve bu ömrün sonunda görevini az da olsa yapmış olmanın huzuru ile ölüm anında güzel bir iman ile son nefesini verir.
Ahirette ise yaptığının karşılığını güzellikler peşinde koştuğu için güzellikler ile mükâfatını alır.
Ama şeytani yolda giden ömrün sonunda Rahmani yolda yürümeden son nefesini verdi  ise Ahirette de karşılığını yapmış olduğu kötülükler ve çirkinlikler ile karşılığını alacak. Her ne kadar ben yapmadım şeytan nefsime uydum dese de-beşeriz şaşarız şaştığımızı söyleyenlere uyarak şaşkınlıkla girdiğimiz yolda geri dönmeliyiz- karşısına çıkan insanların kendisine gittiği yolun yanlış olduğunu söylemelerine rağmen dinlemediği hatırlatılacaktır.
Gönlümüzdeki sevgi duvarından bahçesinden habersiz yaşayan birçoğumuz yalnızlık ile baş başa kalınca kaderi dünyayı suçlar oturur isyan bayrağını çekeriz edepsizce.
Kendin gözlerini kör karanlık paslı demir zindanlar içine mahkûm eden sendin, sana gittiğin bu yolda sonunun böyle olacağı zaten söylendi, sen ise sırıtarak güldün hatta küfür ederek onu hırpaladın ve yoluna devam ettin. İşte sonucu neden kaderi ve dünyayı suçlu buluyorsun suçlu olan sensin, neden bunu görmezlikten geliyorsun?
Dilinde her akşam ayrı bir küfür ile gezinen sen değil miydin, pişmiş kelle gibi sırıtarak gezen?
Yüce Allah seni ve insanları kâinatı severek yaratmış, sen neden insanları sevmek yerine sevgisiz gözlerle hislerle bakıyorsun zulüm yaparak insanların gönlünü kırıyorsun?
Yüce Allah özüne sevgi katmış, sen neden şeytan ve nefsine uyarak bu sevginin içine acı zehir katarak insanlara sunuyorsun nefretin ile?
Sevgi insanlığın gönlünde özünde değer bulur karşılıklı sevgi ile şimdi yalnız kaldın insanları ve dünyayı kaderi edepsizce suçluyorsun, dön bak geçmişine de öyle konuş!
Az gönül sazımıza dokunalım bakalım ne söyleyecek

Dünya bahçesinde tüm çiçekleri ezdin
İnsanların gönlü edepsizce kin ile yıktın
Elin gönlün dilin sopalı taşlı
Utanmadan yalnız kalınca sevgi şefkat istiyorsun

Sen sandın tüm dünyada devran hep senin olacak
Sağlık sıhhatin her daim senin ile olacak
Kan ağlattığın diyarlar gönüller sandın ki yok olacak
İşte yalnız kaldın zulümlerin en korkuncu yaşattın

Ölüm gelince en korkunç ölümden nereye kaçacaksın
Yüce Allaha nasıl hesap vereceksin
Unutulsam yok olsam dersin lakin bu olmaz
Merhamet arama sende yoktu yakıp kül ettin
İşte şimdi merhametsizce yanıp kül olacaksın
Mehmet Aluç



Aşk ile sevmezsen





Toplamışım anılarımı bir köşeye
Umutlarım uçurmuşum gökyüzüne
Sen uzanmış yatıyorsun dizimde
Mutluluklar gülümsüyor bana gökyüzünde


Saat ve zaman senin yanında hızla geçiyor
Ömür dediğin ise bir anda mutlulukla bitiyor
Bu dediklerim gönlünde aşk ile seversen oluyor
Aşk ile sevmezsen
Bir ömür hayat karanlıklarda gözyaşı ile son buluyor

Mehmet Aluç

11 Temmuz 2014 Cuma

Yarınlara Hüzünlü Gözyaşı Bırakan

Yarınlara Hüzünlü Gözyaşı Bırakan

 


Sitem dolu sözlerin yaktı gönlümü
Seven gönlün öldürür ömrünü
Ayrılığa bu merak nedir
Mutluluk var iken
İsyan pençeleri ile aşkı öldüren
Ayrılığın uçuruma koşman neden
Mutluluğu yaşamak var iken
Mutluluğu gönlümüzle süsleyerek
Mutluluğa anlam katmak var iken
Ayrılığa bu merak nedir
Unutulur mu mutlu günler
Beraber güldüğümüz
Hayaller kurduğumuz
Hayalleri düşlerimizle süslediğimiz
Yarınlara tertemiz bırakmaya çalıştığımız
Kaybolarak yok olmak ne demek
Yarınlara bumudur mirasımız
Ölümlü iki gönül
Yarınlara hayalleri taşıyamayan
Yarınlara hüzünlü gözyaşı bırakan
İki aşktan anlamayan ölü gönül
İşte biz yarınlarda böyle hatırlanacağız
Sürgünleri yaşamış
Beraber yaşamayı beceremeyen iki aptal âşık
Mehmet Aluç

Aradım tüm sokaklarda




Vefayı aradım tüm sokaklarda
Girdim çıkamadım çıkmaz sokaklar da
Güneşe baktım saatlerce
Akşam gökyüzüne baktım bulamadım

Aşk dolu yüreklerde feryat
Seven gözlerde gözyaşı
Mazi dersen darmadağınık
Vefayı aradım tüm sokaklarda

Kaybolunca ismini vermişler sokaklara
Firakları hasretin kor alevi sarmış
Seher yeline karıştım vuslatı aradım
Hazan dikenleri sarmış sönmüş gitmiş

Bu acı sızıyı gönüllere nasıl işledik
Ezelden gelmeyen bir acıyı nasıl kabullendik
Gülen gözlere çaresizliği nasıl nakış nakış işledik
Bilen var mı diye tüm yolların çıkan sokaklarına yürüdüm

Kaldım yolcusu olmayan yolların dilsiz yollarında
Umudun gülen gözlerini aradım bulamadım
Oturdum yolcusu olmayan yolların ortasına
Son demimde bu canı alacak ölümü bekledim
Mehmet Aluç

8 Temmuz 2014 Salı

Aslında Hangi Şehre Uygun Düşersin


Günahkâr gönlüne bakma
Sevap nedir bir an anlarsın
Kendine bakarak âlemi suçlama
Kibri sen seçtin elbet gözün bir şey görmez
Yaşadığın şehri suçlama şehir seni yüreğine aldığına şükret

Söyle hangi şehirde yaşamak istersin
Yaşamına uygun şehir hiç bulamazsın
Sorma gönle hangi şehre uygun düşersin
Kibri at gönlünde yaşadığın şehre uyarsın

Kul Mehmet budur sözlerim kibri nefreti atınca
Çağlayan ırmaklar gibi sokaklarda gezersin o an
Sevdiğin gönlü bulursan kâinata sığmazsın sen ve zaman
Sevdiğinin gönlüne sığarsın işte o zaman
Mehmet Aluç


Yayınlarım

Bugünü Elinden Alına Adam Geleceği İçin Ne Yapabilir?

  Bugünü Elinden Alına Adam, Geleceği İçin Ne Yapabilir? Cevaplarınızı bekliyorum. Mehmet Aluç